26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 9 HAZİRAN 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 17kultur@cumhuriyet.com.tr Kennedy onur ödülü Kocabıyık’a Kültür Servisi - Sahne sanatlarõna, genç sanatçõlara ve sanat eğitimine verdiği destekle tanõnan Kennedy Center’õn her yõl verdiği Altõn Madalya Ödülü’ne bu yõl Anadolu kültür mirasõnõ uluslararasõ platformlara taşõmasõ, sanata ve klasik müziğe desteği, bu alanda ortaya koyduğu yenilikçi yaklaşõm nedeniyle Borusan Holding Yönetim Kurulu Başkanõ Ahmet Kocabõyõk değer görüldü. Her yõl 11 milyon öğrencinin sanat öğrenimini destekleyen ve 2 bin civarõnda kültür/sanat etkinliğine sponsor olan Kennedy Center, Kocabõyõk’õn yanõ sõra viyolonsel sanatçõsõ Cihat Aşkõn ve piyanist Cana Gürmen’e de ödül verdi. Aynõ hedefleri paylaştõğõnõ söylediği Kennedy Center’dan böyle bir ödül aldõğõ için mutlu olduğunu söyleyen Kocabõyõk, “Biz müziğin evrensel diliyle kültürler arasõnda bir köprü oluşturduğuna inanõyoruz” dedi. 2005 yõlõnda Petersburg’da düzenlenen törenle verilmeye başlanan Altõn Madalya Ödülü’ne bugüne dek Olivia de Havilland, Michael Caine, Jeremy Irons ve Mercedes Sosa değer görülmüştü. Tevfik Fikret Öykü Yarışması Kültür Servisi - Galatasaray Lisesi öğrencileri arasõnda düzenlenen ikinci Tevfik Fikret Öykü Yarõşmasõ’nõ ‘Çerçeve’ isimli öyküsüyle Emincan Fidan kazandõ. İş Bankasõ Kültür Yayõnlarõ’nõn sponsorluğunda düzenlenen yarõşmada ikincilik ödülünü Mert Kaya; üçüncülük ödülünü ise Sandra Sinem Kaya kazandõ. Yarõşmadan seçilen öyküler, İş Bankasõ Kültür Yayõnlarõ tarafõndan “Tevfik Fikret Öykü Yarõşmasõ II/2009” başlõğõyla yayõmlandõ. Yarõşmada dereceye girenler ödüllerini pazar günü düzenlenen Galatasaray Lisesi Geleneksel Pilav Günü’nde aldõ. Şeylerin şekli Kültür Servisi - Akbank Sanat’ta Yeni Kuşak Tiyatro tarafõndan sahnelenen “Şeylerin Şekli” adlõ oyun, ay sonuna dek izlenebilir. ‘2008 Afife Jale Ödülleri En iyi Yönetmen Ödülü’nün sahibi Mehmet Ergen’in yönettiği oyunda Esra Bezen Bilgin, Betül Çobanoğlu, Bartu Küçükçağlayan ve Deniz Celiloğlu oynuyor. Neil LaBute’un yazdõğõ oyunda, aşk ve sanat birlikte irdelenerek aynõ üniversitede okuyan iki çiftin karmaşõk ilişkileri anlatõlõyor. Oyun 13, 19, 20, 26 ve 27 Haziran günlerinde izlenebilir. (0 212 252 35 00) Ankara Aydınlığı’ndan tepki Kültür Servisi - Ankara Aydõnlõğõ Girişimi, Ankara Sanat Tiyatrosu’nun (AST) İstanbul’a taşõnmasõ kararõna tepki gösterip ‘AST’a sahip çõkõlsõn’ çağrõsõ yaptõ. Türkiye’nin sanattan soğutulduğunun ve uzaklaştõrõldõğõnõn belirtildiği açõklamada, “Sanattan uzaklaşõldõkça tiyatro daha yüksek bedelle ulaşõlõr bir duruma geldi. Bu kötü ilişki birbirini besledi. Antik dönemde doğan, yaşayan, gelişen tiyatroyu günümüzde öldürüyoruz. Bu tarihi sahneyi Ankara’da yaşatamamõş olmanõn kaygõsõyla doluyuz” denildi. Kültür Servisi - 37. Uluslararasõ İstanbul Müzik Festivali bugün Arkeoloji Müzeleri bahçesinde bulunan Çinili Köşk’teki ‘Saray Konserleri’nin ilkiyle sürüyor. Bugünkü konserde gitarcõ Göran Söllscher ile çellist Jian Wang, J. S. Bach, Villa-Lobos, Schubert, Astor Piazzolla, Elgar ve Çaykovski’nin yapõtlarõnõ seslendirecekler. Bugünkü konserin en önemli özelliği, müzikseverlere gitar ile viyolonselin olağan dõşõ birlikteliğini virtüöz bir ikiliyle sunmasõ. Isaac Stern’in 1979’da Çin’e yaptõğõ geziyi konu alan ‘Mao’dan Mozart’a’ adlõ Oscar ödüllü belgesel filmde, henüz on yaşõndayken Saint-Saens’õn viyolonsel konçertosunu yorumlarken keşfedilen Jian Wang, o günden sonra tüm müzik dünyasõnõn gözbebeği olmuş, aralarõnda Berlin Filarmoni Orkestrasõ’nõn da bulunduğu dünyaca ünlü topluluklar ve saygõn şeflerle birlikte çalmõştõ. Sanat kariyerine, 1978’de Paris’te düzenlenen uluslararasõ gitar yarõşmasõnda kazandõğõ birincilikle adõm atan gitarcõ Gören Söllscher ise ülkesi İsveç’ten başlayarak dünyanõn dört bir yanõnda başarõlõ konserler vermişti. Söllscher ile Jian Wang, geçen yõl birlikte ‘Reverie’ adlõ CD kaydõnõ çõkarmõşlardõ. Fatih Sultan Mehmet’in 1472’de Topkapõ Sarayõ’nõ çevreleyen surlarõn içinde yaptõrdõğõ ilk yapõ olma özelliğini taşõyan Çinili Köşk, bugünkü konserle birlikte festivalin tarihi konser mekânlarõ arasõna katõlmõş oluyor. Çinili Köşk, Selçuklu dönemi etkileri taşõyan Osmanlõ sivil mimarisinin İstanbul’daki tek örneği. CELAL ÜSTER B ir süre önce Pera Müzesi’nde açõlan ‘Osmanlı Donanmasının Seyir Defteri’ sergisi, pek çok yönden önem taşõyan bir sergi. Osmanlõ denizcilik ta- rihinin belleklerde yer etmiş gemileri, deniz savaşlarõ, bu savaşlarda efsaneleşmiş kahra- manlar, tarihsel boyutlarõyla uygarlõk sah- nesine çõkõyorlar. Serginin, birbiriyle bütün- leşen üç farklõ farklõ deniz mitolojisini iç içe geçiren kurgusunun merkezinde, geleneksel denizcilikten modern denizciliğe geçişin olağanüsü serüveni yer alõyor. Bu serüvenin ardõnda, iktidar arzularõ, yõkõlan tahtlar ve in- sanõn kendi yazgõsõnõ denizle özdeşleştirme- sinin öyküsü yatõyor. 16. yüzyõl Osmanlõ ka- dõrgasõndan Yavuz zõrhlõsõna uzanan bir geç- mişin köşe taşlarõ, denizcilerin anõlarõyla yeniden gün õşõğõna çõkõyor. ‘Osmanlı Do- nanmasının Seyir Defteri’ni, serginin kü- ratörlüğünü üstlenen Ekrem Işın’la konuş- tuk. - Denizcilik tarihimizle ilgili obje ve belgelerin gözler önüne serildiği böylesi bir sergi, tarihimizin bir kesimine resmi ol- mayan ve çağdaş bir bakış getiriyor mu? Benim açõmdan her sergi, kuşattõğõ konu- nun tarihsel ve çağdaş sorunsallarõ üzerine kurgulanmalõdõr. Bizde eksik olan, toplum- sal kültür sergilerinin omurgasõ olarak ta- nõmlayabileceğimiz “sorunsal” olgusunun dikkate alõnmayõşõdõr. Dolayõsõyla ortaya çõ- kan sergiler, yalnõzca tarihsel kronolojiye yas- lanan, içeriği fazlasõyla didaktik bir geçmiş zaman ihtişamõnõn gösterisine dönüşmekte- dir. Bunun pek çok sakõncalarõ var. Birinci- si, eldeki tarihsel malzeme sunumun sõra- danlõğõ nedeniyle değer kaybetmekte, ülke ta- nõtõmõnda kullanõlan turistik obje envanteri- ne dönüşmektedir. İkincisi ise bu tür sergiler, izleyiciyi tarihin çağdaş sorunsallarõ üzerin- de düşündürtmeyi amaçlamadõğõ için, gördüğü her şeye hayran olan pasif bir izleyici kitle- si oluşturmaktadõr. “Osmanlı Donanmasının Seyir Defteri”, Osmanlõ’nõn bir deniz gücü olup olmadõğõnõ, resmi harp tarihinin dõşõnda üç temel soruya yanõt vererek yansõtmayõ amaçlõyor. Sergi kur- gusunun merkezinde şu soru vardõr: Bir ül- kenin denizci karakterini belirleyen toplum- sal ve kültürel ölçütler neler- dir? Serginin, “Gemiler, Ef- saneler, Denizciler” şeklin- deki altbaşlõğõ bize bu ölçütleri ver- mektedir. Eğer bir ülke, dünya ta- rihine geçmiş denizciler yetiştir- mişse ve bu denizciler hem kendi- lerinin hem de gemilerinin efsane- lerini yaratõp bu mitolojik kültü- rü toplumsal bilinçaltõna kazõn- mõşlarsa, o ülke denizci bir ülkedir. - Serginin, birbiriyle bütünleşen üç fark- lı deniz mitolojisini iç içe geçirdiğini be- lirtiyorsunuz. Bu yaklaşım ya da kurgu, sergiye nasıl yansıdı? Sergi üç farklõ deniz mitolojisinin birbirini bütünleyen tarihsel zemini üzerinde kurgu- landõ. Birincisi, “Gemiler” bölümüdür. Ge- miler, deniz kültüründe mitolojik varlõklardõr. Colomb’un Santa Maria’sõ, Amiral Nel- son’un Victoria’sõ, Japonlarõn Mikasa’sõ gibi Osmanlõlarõn da Mahmudiye, Şadiye kal- yonlarõ, modern zamanda Mesudiye, Hamidiye ve Yavuz zõrhlõlarõ toplumsal bellekte yer et- miştir. Bu bölümde yer alan eserler bugün dün- yanõn en eski gemisi olarak kabul edilen Os- manlõ kadõrgasõ ile başlayõp, İttihat ve Terak- ki ideolojisinin ulasal bir sembole dönüştür- düğü Yavuz zõrhlõsõna kadar uzanõyor. İkincisi, gemilerin ve denizcilerin or- tak bir kader paydasõnda ürettikle- ri “Efsaneler” bölümüdür. Bura- da da Preveze’den Çanakkale’ye uzanan tarihsel süreçte yaratõlmõş deniz siyasetinin ve kültürünün belli kõrõlma noktalarõnõ görmek mümkün. Üçüncü bölüm “Deniz- ciler” konusuna odaklanõyor. Korsanlõktan kaptan-õ derya- lõğa geçiş ve buradan da mo- dernleşmeyle birlikte Bahriye Nazõrlõğõ’nõn doğuşu ele alõnõyor. Her üç mitolojiyi yaratan tekno- lojik gelişme ile askeri ve top- lumsal kurumlaşmalar da bir arka plan olarak denizcilik objeleri aracõlõğõyla sunuluyor. Ayrõca bütün bu kurguyu bilimsel araştõrmalarla destekleyen, yorumlayan detaylõ bir katalog bu sergiye eşlik etmekte. Pera Müzesi’ndeki ‘Osmanlõ Donanmasõnõn Seyir Defteri’ sergisi Ekrem Işõn’õn küratörlüğünde gerçekleşti Denizciliktarihineçağdaşbakõş  Saray Konserleri-1 / Göran Söllscher (gitar) - Jian Wang (viyolonsel) / J. S. Bach, Villa-Lobos, Schubert, Piazzolla, Elgar, Çaykovski / Çinili Köşk (İstanbul Arkeoloji Müzeleri bahçesi), 21.00. Ertuğrul Fırkateyni-Osman Nuri (1839-1906), tuval üzerine yağlıboya. (Ayrıntı) EGEMEN BERKÖZ 1998’den bu yana aksatmadan düzenlediği ya- rõşmalarla pek çok genç opera sanatçõmõzõn eğiti- mine katkõda bulunan Siemens’in 11. Opera Ya- rõşmasõ önceki akşam ödül töreni ve dereceye gi- ren genç operacõlarõn dinletisiyle sona erdi. Devlet Opera Balesi Başrejisörü Doçent Yekta Kara’nõn başkanlõğõnda; Dresden, Karlsruhe ve Bre- men Operalarõnõn genel sanat yönetmenleri Prof. Gerd Uecker, Achim Thorwald ve Hans-Joachim Frey ile Devlet Sanatçõsõ Mete Uğur’dan oluşan Se- çici Kurul’un Türkiye’nin değişik kentlerinden katõlan 24 genç opera sanatçõsõ arasõndan seçtiği 4 genç operacõmõzõ dinledikten sonra Seçici Kurul çok zorlanmõş olmalõ diye düşündüm. Çünkü, bana gö- re, gençlerin hepsi çok iyiydi. Sayõn Yekta Kara’nõn toplantõnõn başõndaki ko- nuşmasõnda söylediği, bu yarõşmanõn genç sanat- çõlara olanak sağlamasõnõn ötesinde, Türk operasõ- nõn geleceğine katkõda bulunduğu görüşüne elbet- te katõlõyorum. Ama bir opera izleyicisi olarak şu- nu da sormadan geçemiyorum (elbette Sayõn Ka- ra’ya değil, devletimize ve devletimizin gelmiş geç- miş tüm kültür bakanlarõna): Bu yetişen genç sa- natçõlar sanatlarõnõ nerelerde uygulayacaklar, ser- gileyecekler? Almanya’da 200 opera varmõş, biz- de yalnõzca altõ. İstanbul Avrupa Kültür Başkenti olmaya (güya) hazõrlanõyor, ama dünya ölçütleri- ne uygun bir operaevi yok. Başkent Ankara aynõ du- rumda. İstanbul Atatürk Kültür Merkezi kapalõ, üs- telik bir yõlõ boşuna harcandõ. Bu konu bitmez, biz en iyisi ödüllere geçelim. Yarõşmanõn birincisi, İstanbul Üniversitesi Kon- servatuvarõ’nda “master” eğitimini sürdüren mez- zosoprano Esen Demirci’nin ödülü İstanbul Goethe Enstitüsü’nde 4 aylõk, Karlsruhe Operasõ’nda ise 1 yõllõk burs. İkinci olan koloratur soprano, Gazi Üni- versitesi Müzik-Şan Bölümü çõkõşlõ Esra Çetiner İstanbul Goethe Enstitüsü’nde 2 aylõk, Salzburg Mo- zarteum Müzik Akademisi’nde 6 haftalõk yaz bur- su kazandõ. Üçüncü, Mimar Sinan Üniversitesi Kon- servatuvarõ’nda eğitimini sürdüren bas Mert Er- yüksel’in ödülü 2000 Avro. İstanbul Üniversitesi Konservatuvarõ’nõ bitiren bas Ali Haydar Taş ise 1000 Avro özendirme ödülü kazandõ. Geleceğinyõldõzlarõnõdinledik 11. Siemens Opera Yarõşmasõ ödül töreni ve ödüllü gençlerin dinletisiyle sona erdi Çelebi anılıyor... Kültür Servisi - Kültür ve Turizm Bakanlõğõ ve Bahçeşehir Üniversitesi Medeniyet Araştõrmalarõ Merkezi’nin (MEDAM) işbirliğiyle Kâtip Çe- lebi’nin 400. doğum yõldönümü çeşitli etkinliklerle kutlanõyor. Etkin- likler kapsamõnda MEDAM tarafõndan dün Dolmabahçe Sarayõ Sanat Galerisi’nde “Pîrî Reis’ten Kâtip Çelebi’ye Osmanlõ’nõn Dünyaya Ba- kõşõ Harita Sergisi” açõldõ. 17 Haziran Cuma gününe dek gezilebilecek olan sergide Pîrî Reis’ten Kâtip Çelebi’ye 16 ve 17. Yüzyõllarõ kapsa- yan süreçte haritalardan yola çõkõlarak Osmanlõ’nõn dünyaya kakõşõ ve evreni algõlayõşlarõ yansõtõlõlõyor. Çelebi’nin 400. doğum yõldönümü çe- şitli sempozyumlarla, konferanslarla kutlanacak. (212 381 09 80) GöranSöllscher JianWang Yavuz Zırhlısı’na ait optik bir alet 37. ULUSLARARASI İSTANBUL MÜZİK FESTİVALİ’NDE BUGÜN ÖYKÜYARIŞMASITEKRARYAPILACAK BirGün’denözür Kültür Servisi - Birgün Gazetesi, 2006 yõlõnda hayatõnõ kaybeden gazeteci-yazar Reha Mağden’in anõsõna düzenlediği öykü yarõşmasõnda, dereceye girenlerin jüri üyelerine dosyalar gönderilmeden açõklandõğõ haberleri üzerine bir basõn açõklamasõ yaptõ. Derecelendirme sõrasõnda ortaya çõkan organizasyon ve koordinasyon hatalarõnõn sonucunda bu üzücü durumla karşõ karşõya kalõndõğõnõn belirtildiği açõklamada “jüri üyeleriyle iletişim konusundaki ihmal ve beceriksizlik neticesinde, iki jüri üyesinin tercihi gazetemiz tarafından jürinin toplamının tercihi olarak kamuoyuna yansımıştır ve bu tablo kamuoyunun haklı tepkilerine neden olmuştur” ifadelerine yer verildi. Bunun kabul edilemez bir durum olduğunun ve yarõşmanõn Reha Mağden’in adõna yakõşõr biçimde yeniden değerlendirileceğinin söylendiği açõklama “gazete yönetiminin hiç bir art niyeti olmadığını belirtmek isteriz. Ancak yarışmanın katılımcıları ve jüri üylerinin bir kısmı haklı olarak hayalkırıklığına uğramış ve rencide olmuştur. Gazete yönetimi olarak sürecin sorumluluğunu üstleniyoruz. Okurlarımızdan, yarışma katılımcılarından, jüri üyelerinden ve kamuoyundan özür dileriz. Umudumuz, yaşananların bir kasıt ya da artniyet sonucu olmadığının anlaşılmasıdır” diye devam ediyor. Sonuçlarõ 15 Mayõs’ta açõklanan yarõşmada, ‘Saçları Deli Çoruh’ adlõ dosyasõyla birinciliği kazanan Kevser Ruhi ve ‘Unutulmuş Kadınlar Kıraathanesi’ adlõ dosyasõyla ikinciliği elde eden Vesile Dilek Seyran; Doğan Hızlan, Latife Tekin, Güldal Kızıldemir, Ayfer Tunç, Cemil Kavukçu ve Birgün gazetesi yayõn danõşmanõ Ahmet Tulgar’õn yer aldõğõ seçici kurulun dosyalarõ görmediğini savlayõp ödüllerini reddetmişlerdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear