26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 HAZİRAN 2009 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA PAZARTESİ SÖYLEŞİLERİ 9 CMYB C M Y B Anadolu Elektronik’in Genel Müdürü Serdar Güray, Türkiye’deki teknoloji pazarõnõn büyümesinde, tüketicinin teknolojiye olan yoğun ilgisinin de büyük rolü olduğunu söyledi ÖZLEM YÜZAK G üney Koreli elektronik devi Sam- sung’un Türkiye distribütörü, 4 se- neden beri Anadolu Grubu bünye- sindeki Anadolu Elektronik. Şirketin 2 sene- den beri genel müdürlüğünü yapan Serdar Güray ile hem sektörü hem de Samsung’un Türkiye’deki faaliyetlerini konuştuk. - Samsung’un Türkiye’de en güçlü oldu- ğu alan hangisi? GÜRAY - Ana ürün grubumuz LCD ve plazma. 2005 yõlõ başõnda Samsung ile bir an- laşma yaptõk ve televizyon, beyaz eşya ve kli- mada distribütörlük yapmak amacõyla Anado- lu Elektronik şirketini kurduk. Cep telefonun- da ise geçen temmuz ayõnda distribütörlük an- laşmasõ yaptõk. Bu alanda Samsung’un Türki- ye’deki 3 distribütöründen biriyiz. Şu an için en iddialõ olduğumuz alan ise televizyon. 2005’te yüzde 5 olan pazar payõmõz şu anda yüzde 20’lerde ve pazar lideri konumundayõz. - Kısa sürede pazar liderliğine nasıl yük- seldiniz? - Çeşitli nedenleri var . Bunlardan biri Sam- sung’un marka gücü. Bunun yanõ sõra hem teknolojik olarak hem de tasarõm açõsõndan üstünlüğü. Kesinlikle Anadolu Grubu’nun da Türk tüketicisinin gözünde kurumsal bir gücü var. Bu faktörlerin bileşiminden bir sinerji ya- ratmayõ başardõğõmõzõ düşünüyorum. Tabii konjonktür de yardõm ediyor. Her ne kadar krizde toplam televizyon pazarõ daral- dõysa da tüplü televizyonlardan LCD ve plaz- maya çok hõzlõ bir geçiş var. Bu geçişin verdi- ği olanaklarõ da iyi değerlendirdiğimizi düşü- nüyorum, o yüzden bu birincilik geldi. ‘Adet bazında artış var ama tutar olarak geriliyoruz’ - Kriz, televizyon satışlarını nasıl etkile- di? - Türkiye’de yõlda yaklaşõk 2 milyon 700 bin ile 2 milyon 900 bin arasõnda televizyon satõlõyor. İlk kez 2008’de bu rakam 2 milyon 400 binin altõna indi. Yani bir önceki yõl ile kõyaslarsak yüzde 16’lõk bir daralma oldu. Ancak sektörün içine baktõğõmõzda toplam pazarõn küçülmesine karşõn LCD ve plazma pazarõ yüzde 58 büyüdü. Satõşlar 545 bin adet- ten 863 bine çõktõ. Bu 863 binlik rakam top- lam pazarõn yüzde 36’sõ. Bir sene önce, yani 2007’de; ki bu satõşlarõn çok iyi olduğu bir dönemdi, bu oran yüzde 19’du. - 2009 ve sonrası için öngörünüz ne? - Biz 2009 için toplam pazardaki daralma- nõn belli bir ölçüde süreceğini, satõşlarõn 2 milyon 400 binin altõna ineceğini, ama ilk kez LCD televizyonlarõn payõnõn yüzde 50’den fazla olacağõnõ öngörüyoruz. İlk 4 aylõk veri- ler de bunu doğruluyor. İlk 4 ay 330 bin adet LCD ve plazma satõşõ gerçekleşti. Geçen yõla kõyasla yüzde 35’lik bir büyüme yaşandõ. Bunlarõ söylerken çok da tozpembe bir tablo ortaya çõkmasõn; evet, adet bazõnda artõş var ama.. tutar olarak geriliyoruz. Hem fiyatlar düştü hem de TL’nin yüzde 30’lara varan de- ğer kaybõ fiyatlara yansõtõlmadõ. - Her türlü yeniliği anında izlemeye ve anında sahip olmaya çalışan bir tüketici profili var Türkiye’de. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? ‘Güney Kore ile benzeşiyoruz’ - Gerçekten de teknoloji âşõğõ bir tüketici- miz var. Ben bu açõdan Güney Kore ile de benzeşen bir tarafõmõz olduğunu düşünüyo- rum. Hatta Kore’ye Uzakdoğu’nun Türkleri diye bir tanõm da yaparlar. Örneğin LED tel- evizyonlarõnõ nisan ortasõnda çõkarttõk. İlk ge- len talep bizim bile beklentilerimizin üzerin- deydi. - Bu merakı neye bağlayabiliriz? - Herkesin ellerindeki cep telefonlarõ son model, çok kõsa bir sürede değiştiriyorlar.. kullanõlmayan bir sürü özelliğe yõğõnla para veriliyor. Bilmiyorum bu bir açlõktan mõ ileri geliyor!.. Medya da tüketimi pompalayan ta- võr içinde olduğu için, onun da etkisi var. “İyi bir cep telefonum olursa daha farklı algıla- nırım” duygusu da var tabii. Evlerde plazma sahibi olmak aileler arasõnda bir yarõş. Tabii bir de enleri iyice küçülen ve yer kaplamayan televizyonlarõn artõk mobilyanõn bir parçasõ olmasõ gibi estetik bir boyutu da var. - Beyaz eşyada Samsung, Türkiye’de ne noktada? - Beyaz eşyada 2 senede büyük atõlõm yap- tõk. ‘Samsung Beyaz’ diye bir konsept yarat- tõk. Dijital Plaza adõnõ verdiğimiz bayi ağõmõz da bizim açõmõzdan önemli bir dağõtõm nokta- sõ. Bu şekilde 80 bayi ağõmõz var. Geçen sene 16 bin 500 adet çamaşõr makinesi, 14 bin 500 adet buzdolabõ sattõk. Bu sene hedefimiz 45 bin çamaşõr makinesi ve 40 bin tane buzdola- bõ. ‘Servislerimizi arttırıyoruz’ - Arçelik ve Vestel gibi yerli firmalarla nasıl rekabet ediyorsunuz? Satış sonrası hizmet tüketicinin tercihinde son derece önemli. Yerli üreticinin önde olmasının en önemli nedenlerinden biri de bu. Peki Sam- sung bu konuda ne yapıyor? - Tabii ki gelişmeye açõk bir alan. O konuda da önemli adõmlar atmaya çalõşõyoruz. Yay- gõnlaşmasõ önemli. Bugün 400 yerde servis noktamõz var. Büyük şehirlerde yapõlanmayõ tamamladõktan sonra özellikle geçen yõl Ela- zõğ, Sõvas, Aydõn, Aksaray, Kocaeli gibi şe- hirlerde açtõk. Bazõ illerde cadde mağazalar hâlâ önemli. Bazõ illerde ise alõşveriş merkezi çõlgõnlõğõ var. Biz de tüketici eğilimine göre hareket ediyoruz. - Önümüzdeki 10 yılda teknolojik açıdan baktığımızda dünya nereye gidecek? - Teknolojik açõdan baktõğõnõzda korkunç bir değişim hõzõ var. İçinde olmamõza rağmen biz bile yakalayamõyoruz kimi zaman. Bir ürünü tam alõrken pat diye yeni bir ürün orta- ya çõkõyor. LCD’ler derken LED’ler başladõ... - LED teknolojisinin farkı ne? - LCD’lerde floresan aydõnlatma vardõr, LED lerde ise LED lamba ile aydõnlatma. Enerji giderinde yüzde 45’e varan bir tasarruf sağlõyor. 2.99 cm inceliğinde olduğu için kap- ladõğõ mekân da avantaj sağlõyor. Bir de çevre dostu; çünkü cõva, kurşun gibi maddeler kul- lanõlmõyor. ‘Elektronik atık sorunu büyüyecek’ - Teknolojinin değişim hızı tüketimi kö- rüklüyor, tüketim arttıkça çevresel sorun- lar da başgösteriyor. Bunlardan biri de elektronik atıklar. Bu sorun ileride daha da büyümeyecek mi? - Büyüyecek tabii ki.. LCD ve plazma te- levizyonlar henüz piyasada yeni olduğu için ömürlerini tüketmiş olan yok. Ancak insanlar bunu da değiştiriyorlar.. ya daha büyük ekrana geçiyorlar ya da HD aldõlarsa full HD satõn alõyorlar. Eskileri ise ya çocuklarõna veriyor ya da yazlõklarõna götürüyorlar. Ama tabii açõ- ğa çõkan çok tüplü televizyon var. Bir de cep telefonlarõ... Değiştirme hõzõ daha da artõyor. - Bu konuda üretici firmalara görev düş- müyor mu? - Düşüyor. Düşmesi de gerekir. Bu konuda kafa yormalarõ lazõm. Sadece satmaya değil.. çevresel faktörlere de odaklanmalõlar. - Pazarda yeni yapılanmalar da oluyor. Biraz bahsedebilir misiniz? - Biliyorsunuz uluslararasõ zincirlerin sayõsõ giderek artõyor. Türkiye gerçekten onlar için ilginç bir konumda. Çünkü bütün bu ulaslar- arasõ zincirlerin hep birlikte faaliyet gösterdik- leri tek ülke Türkiye. Media Markt, Darty, Elektroworld, Best Buy... Bu 4 büyüğün hepsi Türkiye pazarõnda, birlikte.. buna bir de Va- tan, Bimex, Teknosa gibi yerlilerin eklenmesi ile büyük marketler geleneksel bayileri hayli zorlamaya başladõ. Ve şu anda o tarafta bir konsolidasyon yaşanõyor. Çünkü artõk diren- mekte zorlanõyorlar. Ama biz klasik bayi ağõ- nõn, azalsa bile önemini koruyacağõnõ düşünü- yoruz. Bu yüzden bu dijital plaza yatõrõmlarõ- mõzõ sürdürüyoruz. 80 olan bayi sayõmõzõ 100’e çõkartmayõ hedefliyoruz. Özellikle kü- çük yerleşim birimlerinde bayinin önemi daha çok ortaya çõkõyor.... YILLIK CİROMUZ GEÇEN YIL 250 MİLYON LİRAYDI. BU YIL HEDEFİMİZ 400 MİLYON LİRA. SEKTÖRÜN ÖNEMLİ BİR OYUNCUSUYUZ.’ H erkes ekonomik kriz bitti mi, bitmedi mi diye tartışıyor... Size göre krizin neresindeyiz? - Kriz bitti mi, bitmedi mi tartõş- masõndan önce; kriz var mõ, yok mu tartõşmasõ var biliyorsunuz.. Benim kişisel olarak krizin varlõğõnõ sorgu- layacak 2 temel göstergem var. Biri büyüme rakamõ.. ikincisi işsizlik ra- kamõ. Bunlara baktõğõnõzda yanõtõ hemen alõyorsunuz. Ben dünyada krizin hemen bitebileceğini düşün- müyorum. Uluslararasõ finans piya- salarõndaki çalkantõ durulmadan, kõ- sa vadede düzelme zor. Kademeli olacaktõr düzelme. Evet belki olum- lu sinyaller var ama.. bunun sürece- ği konusunda destekleyici veriler yok. Türkiye’de ise insanlar nasõl gelir durumlarõna göre farklõ boyutta et- kileniyorlarsa sektörler bazõnda da farklõ etkilenmeler var. Bir tekstil ya da otomotivde resmen kriz var. Ama bizim de içinde bulunduğumuz elektronik sektörüne geldiğinizde göreceli olarak hafif bir etkilenme var. En azõndan pazarda hafif bir büyüme var; kâr marjlarõnda belki olumsuz etkilenmeler oluyor ama.. sonuçta bir hareket gelişiyor. So- nuçta şanslõ olduğumuzu düşünüyo- rum. - Peki.. Anadolu Elektronik ola- rak istihdam ya da ciroda olum- suz etkilenme oldu mu? - Anadolu Elektronik olarak istih- damda olumsuz bir etkilenme söz konusu değil. Ankara İzmir ve Ada- na’daki satõş teşkilatõmõz ile birlikte toplam 103 kişiyiz. Yõllõk ciro geçen sene 250 milyon lira idi. Bu sene 400 milyon lira gi- bi bir hedefimiz var; bu da bizi sek- törün önemli bir oyuncusu haline getiriyor... Aslõnda kriz döneminde Anadolu Grubu içinde iyi yerlere geldiğimizi ve katkõ sağladõğõmõzõ düşünüyo- rum... 1958 yõlõnda İstanbul’da doğdu. Kadõköy Anadolu Lisesi’ni bitirdikten sonra Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun oldu. 1987 yõlõnda ABD Syracuse Üniversitesi’nde Uluslararasõ Finans yüksek lisans eğitimini tamamladõ. 26 yõldan beri Anadolu Grubu’nda farklõ birim ve şirketlerde görev yapan Güray, 2 yõldan beri Anadolu Elektronik’in Genel Müdürlüğü görevini sürdürüyor. Biz şu andaki mevcut ilişkimizi daha da derinleştirmek istediğimizi, daha farklõ işbirliklerine gidebileceğimizi her fõrsatta iletiyoruz. Samsung’un Rusya, Slovakya ve Macaristan’da fabrikasõ var. Dolayõsõyla televizyon yatõrõmõ biraz zor gibi gözüküyor. Ama beyaz eşya da fõrsat olabilir. PORTRE ‘KRİZ HEMEN BİTMEZ’ T ürkiye elektronik açı- dan ciddi bir pazar. Bu- nun hem sizin dediğiniz gibi uluslararası zincirler hem de elektronik üreticileri farkın- da. Biz ise bu pazarı yatırım ya- pılması açısından avantaja çe- virmeyi bir türlü başaramıyoruz. .... - Geçen hafta Best Buy’un üst düzey yöneticisi ile toplantõda, biri bir soru orta- ya arttõ, “Siz bu ülkede bizim görmediği- miz ne görüyorsunuz?” diye. Gelen ya- nõt, “Biz bu olaya uzun vadeli perspektif ile bakıyoruz.. Türkiye’yi Avrupa’nın Çin’i olarak görüyoruz” şeklindeydi. Maalesef bu kadar cazip bir pazarõ lehine çevirmeyi başaramõyor Türkiye. Türki- ye’nin önemli fõrsatlarõ kaçõrdõğõ konusun- da hemfikirim sizinle, avantajõ iyi kullan- mõyoruz... Burada devlete, hükümete düşen görev- ler olduğunu düşünüyorum. Bizim ülke- mizde bilime yatõrõm teknolojiye yatõrõm, o konuda üretilmiş politikalar ve uzun va- deli perspektif yok. Hep kõsa vadeli ba- kõp, günü kurtarma peşinde koşuyoruz... - Peki Türkiye Samsung açısından ne kadar önemli? - Çok önemli. 2007 sonunda Türkiye ve Rusya Samsung tarafõndan stratejik ülke ilan edilmişti. ‘Beyaz eşyada fırsat olabilir’ - Ama Rusya yatırımı çekebildi. Tür- kiye ise ithalata kaldı... - Biz şu andaki mevcut ilişkimizi daha da derinleştirmek istediğimizi, daha farklõ işbirliklerine gidebileceğimizi her fõrsatta iletiyoruz. Samsung’un Rusya, Slovakya ve Macaristan’da fabrikasõ var. Dolayõsõy- la televizyon yatõrõmõ biraz zor gibi gözü- küyor. Ama beyaz eşyada fõrsat olabilir. Anadolu Grubu, yabancõ şirketlerle iş yap- ma kültürü olan bir grup. Biz Samsung ile işbirliğimize kõsa vadeli bakmõyoruz; uzun vadeli olmasõnõ istiyoruz.. bu yüzden de alelade bir ithalatçõ gibi, al-sat politikasõ yerine Samsung markasõnõn değerini yük- seltmeye yönelik stratejiler izliyoruz.... - ÖTV indirimi size nasıl yansıdı? - İthalatçõ şirketler için ÖTV, ithalat aşamasõnda, yani ürünün millileştirildiği anda ödeniyor. 15 Mart’ta ÖTV indirimi yürürlüğe girdiğinde bizim ve iş ortaklarõ- mõzõn stoklarõnda ürünlerin ÖTV’leri za- ten ödenmişti. Ama buna rağmen biz onu da kendimizi zorlayarak tüketiciye yansõt- tõk ve satõşlarõmõz arttõ. Bir de işin psiko- lojik boyutu da var. Otomotivdeki kadar yüksek rakamlar değil. ÖTV, televizyon ve beyaz eşyada 6.7.. ama insanlar için psikolojik. Süre 15 Haziran’da bitiyor, uzama ihtimali olabilir. ‘Teknoloji âşõğõ bir toplumuz’ ‘Türkiye Avrupa’nın Çin’i gibi’ ‘Samsung ile işbirliğimize kõsa vadeli bakmõyoruz. Uzun vadeli olmasõnõ istiyoruz. Bu yüzden de alelade bir ithalatçõ gibi al- sat politikasõ yerine Samsung markasõnõn değerini yükseltmeye yöneliyoruz.’ ANKARA (ANKA) - Vergi istisnasõ yoluyla KOBİ birleşmelerini teşvik eden düzenleme, yüzde 5 Kurumlar Vergisi indiriminden ya- rarlanmak isteyen büyük şirketler için kötü- ye kullanõma açõk bir alan yaratacak. Pazar- lama, alõm satõm, aracõlõk işlemleri, evlenen KOBİ‘lerin sahip olduğu tesislerin kiralan- masõ gibi birçok alanda, yüzde 5’lik Kurum- lar Vergisi indiriminden yararlanmak isteyen büyük şirketler için kötüye kullanõm söz ko- nusu olabilecek. Mevcut düzenlemenin KO- Bİ birleşmelerinin sõnõrõnõ tam anlamõyla çi- zemediğini tespit eden Maliye Bakanlõ- ğõ’nõn, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüş- meleri süren ve KOBİ birleşmelerini vergi istisnasõ yoluyla düzenleyen Gelir Vergisi Kanunu ve Bazõ Kanunlarda Değişiklik Ya- põlmasõ Hakkõnda Kanun Tasarõsõ’na öner- geyle ekleme yapmaya hazõrlanõyor. Evlenecek KOBİ’lerin vergi indirimi YENİ DÜZENLEME YAPILDI EN BAŞARILI İHRACATÇILAR İTO, 4 kategoride ödüllendirecek İSTANBUL (ANKA) - İstanbul Ticaret Odasõ’nõn (İTO) 41 yõldõr gerçekleştirdiği “Başarılı Mal ve Hizmet İhracatçısı Ödülleri” için başvurular başladõ. Son başvuru tarihi ise 31 Temmuz olarak belirlendi. İTO’dan yapõlan açõklamaya göre, 2008 yõlõnda ihracat ve dö- viz kazandõrõcõ işlemlerde başarõlõ çalõşmala- rõ bulunan İTO üyeleri “Plaket, Madalya, Tak- dirname ve İhracatõ Teşvik” olarak 4 ayrõ ka- tegoride ödüllendirilecek. Ödüllendirmede ayrõca geçmiş yõllardaki performanslarõna dayalõ olarak “Seçkin İhracatçõ Ödülü” de ve- rilecek. En büyük ödül olan “altın plaket”e sahip olmak için firmanõn 2008 yõlõ ihracat ge- lirinin 1 milyar 200 milyon dolarõn üzerinde gerçekleşmiş olmasõ gerekiyor. Altõn madal- ya almak için en az 480 milyon, gümüş ma- dalya için 180 milyon, bronz madalya için ise 60 milyon dolar ihracat geliri şartõ bulunuyor. Yurttaştan alternatif paket İstanbul Haber Servisi - “7’nci Paket inisiyati- fi” üyeleri, Başbakan Tayyip Erdoğan’õn ge- çen hafta açõkladõğõ “Yatırımlarda devlet yardımları, aktif işgücü programlarının güçlendirilmesi ve kredi garanti desteği”nden oluşan 3 ayaklõ “yeni teşvik sistemi”ni eleşti- rerek, “Hükümet yoksuldan alıp zengine vermek istiyor. Gerçekten önlem alacaksa- nız vatandaşın 7’nci paketini çıkartın” dedi. Taksim Tramvay durağõnda dün akşam bir ara- ya gelen grup adõna açõklamayõ okuyan Sibel Keleş, hükümetin istihdamõ arttõrmak adõna 4 milyar liralõk yeni bir paket açõkladõğõnõ anõm- satarak, “Vatandaşın her isteğine ‘kaynak yok yapamayõz’ diyen hükümet, iş sermaye çev- relerinin ihtiyacını karşılamaya gelince ‘kay- nak’ sorunu yaşamıyor” dedi. Keleş alterna- tif pakette yer alan maddeleri şöyle sõraladõ:  Temel gõda ve ilaçtan KDV’yi kaldõrõn. 1 yõl boyunca zam yapmayõn.  Kredi kartõ borçlarõnõn faizleri silinsin. Borçlar 2 yõllõk taksitlendirilsin. Asgari ücret iki katõna çõkarõlsõn. Vergiden muaf tutulsun.  İşten çõkarmalar yasaklansõn.  Bütün işsizlere “İşsizlik kartı” verilsin. Bu kartla doğalgaz, elektrik, su faturalõ yüzde 50 indirimli alõnsõn. Toplu ulaşõm ücretsiz olsun. Yoksulluk sõnõrõ altõnda yaşayan konut kira- cõlarõna nakdi kira yardõmõ sağlansõn.  En düşük gelire sahip kesimlerden başlaya- rak “vatandaşlõk geliri” uygulamasõ başlatõlsõn. ‘ Taksim Tramvay durağında bir araya gelen “7’nci Paket inisiyatifi” üyeleri Başbakan Er- doğan’ın geçen hafta açıkladığı 3 ayaklı “yeni teşvik sistemi”ni eleştirdi. (ALİ AÇAR)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear