Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
3 HAZİRAN 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Utanın, Sıkılın Biraz...
Kentlere yolculuk yapmayı severim...
O kentler beni alıp götürür bir yerlere. Tarihle bu-
luşturur, kültürle...
Şanlıurfa’nın arka sokaklarında dolaşırken, be-
yaz taşlı eski evlerin onarıldığını görünce sevinirim
çocuklar gibi.
Taş avlular, oymalı kapılar, odalar...
Kışın sıcak yazın serin olur!
Bir çınar ağacını görmeyeyim...
Bir zeytin, kayın, palamut...
Binlerce yıl yaşayan, soğuğa, rüzgâra karşı dire-
nen...
Burhaniye çarşısında bir zeytin ağacı vardır, yüz-
yıllık...
Ayvalık, Foça, Çeşme, Alaçatı...
O güzelim eski ahşap evler, konaklar...
Milas’a, Muğla’ya uzanırım...
Gümüldür’ün, Kuşadası’nın, Marmaris’in, Bod-
rum’un işgal edilmesinden önceki yıllara inerim.
Yağmalanmış bir kent kültüründe doğan çocukla-
rımız Bodrum’un 60’lı, 70’li yıllarını bilirler mi?
Türkbükü’nü, Gölköy’ü?
Milas’ın, Muğla’nın, Kula’nın o ahşap evlerini na-
sıl da yok ettiniz.
Yaylalarımızı, ormanlarımızı, kentlerimizi yağlama-
ladınız bizim!
Politikacısı, bürokratı, belediye başkanı, savcısı,
yargıcı nasıl el ele verip kıyılarımızı, koylarımızı, bük-
lerimizi beton yığınlarına çevirdiniz.
Ne zaman Cunda adasına gitsem içim “cızzz”
eder.
Avrupalı 300-400 yıllık binaları koruma altına alı-
yor...
Basel’de ırmak kıyısında dolaşırken gördüm,
Amsterdam’da, Varşova’da da...
Bir zeytin ağacı iki bin yıl yaşar...
Bir yağmalanma sürüp gidiyor yıllardır...
Kuşadası’nın içine ettiler önce, sonra Çeşme’yi,
Bodrum’u, Marmaris’i, Kaş’ı ve Kalkan’ı Kuşada-
sı’na benzettiler.
O güzelim Fethiye koyları bilmem kaç yıldızlı kö-
tü mü kötü otellerle, tatil köyleriyle donatıldı.
Üstelik devletin kurduğu kurullar eliyle, kredi des-
teğiyle.
Kula evleri yok olup gitti.
Edremit’in o güzelim “Yanık Değirmen Mahalle-
si” gibi.
Sıra şimdilerde Kaz Dağları’nda.
İki bin maden ruhsatı verilmiş...
Kaz kaz bitmez...
Havran Barajı nedeniyle de yarasaların mağarala-
rı sular altında kalacak.
Yarasalar deyip geçmeyin... Zeytin ağaçlarını yiyip
bitiren zararlıların peşindedir yarasalar.
Devlet baba, yarasalar için suni mağaralar yapa-
cakmış da...
Üç yanı denizlerle çevrili, dünyanın en güzel koy-
larının, büklerinin olduğu Ege ve Akdeniz kıyıları...
Uygarlığın beşiği olan Harran’ı kendi kaderine terk
ettiniz.
Az daha unutuyordum...
Bir nolu, iki nolu, üç nolu, bilmem kaç nolu kurul-
lar var...
Yağmalama bu kurulların onayıyla sürüyor benim
güzel yurdumda...
Bir de balık çiftlikleri var, denizlerimizi kirleten...
Yazarsanız ayaklanıyorlar:
“Vay vatan hainleri sizi... Biz ülkemize şu kadar dö-
viz getiriyoruz...”
İçim yanıyor böylesine kepazelikleri, ilkellikleri yaz-
dıkça.
Sorgun ormanlarını yakıp yağmaladık, yetmedi...
Her yıl Marmaris’i yakıyoruz yine yetmiyor.
Konaklarımızı yıkarız, yerine bilmem kaç katlı be-
ton binalar dikeriz.
O güzelim Çeşme ve Datça Yarımadası...
Denizi molozlarla doldurup yol yapan düşünce...
Koruma kurulu adı verilen birim... Oralarda görev ya-
pan bilim insanları, mimarlar!
Yüreğinizde bir sızı, yüzünüzde bir kızarma oluyor
mu ara sıra?
Sağdan, soldan, ortadan, yandan politika yapan
siyasetçiler, belediye başkanları, mimarlar, aydın-
lar...
Bergama Ovacık’tan geçerken “altın avcıları”nın
yaptığı kum dağlarını görünce ne düşünüyorsunuz?
Kentleri dolaşmayı severim...
Doğup büyüdüğüm Kaz Dağları eteklerini.
Delikanlılık yıllarımın dağcılık tutkusuyla tırmandı-
ğım Kaçkarlar’ı, Nemrut’u, Ağrı’yı...
Çocukluk ve delikanlılık düşlerimi çaldınız be-
nim...
Akdeniz foklarını kaçırdınız.
Denizlerimizi, ırmaklarımızı, göllerimizi kirlettiniz.
Manyas Kuş Cenneti’ni cehenneme çevirdiniz,
kuşları kaçırdınız.
İstanbul’u, Ankara’yı, İzmir’i, Antalya’yı beton yı-
ğınına döndürdünüz.
Şimdi de kalkmış “Canımız Türkiye’ye feda ol-
sun” diyorsunuz.
Utanın biraz, sıkılın biraz!..
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212 343 72 69
Gül, Yusuf Ziya
Özcan’ı kabul etti
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanõ Abdullah
Gül, YÖK Başkanõ Prof.
Dr. Yusuf Ziya Özcan ve
YÖK Başkanvekili İzzet
Özgenç ve yürütmü
kurulu üyeleri Ali Ekrem
Özkul, Berrak Kurtuluş,
Durmuş Günay ve Yekta
Saraç’õ Çankaya
Köşkü’nde kabul etti.
Görüşme öncesinde
açõklama yapan Özcan,
“Sayõn
Cumhurbaşkanõmõz ‘Bir
gelin sohbet edelim
hocam’ demişti fakat bir
türlü fõrsat bulup
gidemedik. Bugüne
nasipmiş” dedi.
Demirkazık’a
1 yıl 3 ay hapis
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
İnternet sitesinde yazdõğõ
yazõlarda terör örgütü
propagandasõnõ yaptõğõ
iddiasõyla yargõlanan Nil
Demirkazõk, 1 yõl 3 ay
hapis cezasõna
çarptõrõldõ. Ankara 11.
Ağõr Ceza
Mahkemesi’nde görülen
davanõn dünkü karar
duruşmasõnda
Demirkazõk’õn, “terör
örgütüne üye olmamakla
birlikte örgüte bilerek ve
isteyerek yardõm etmek”
suçundan beraatõna karar
verilirken, “terör
örgütünün
propagandasõnõ yapmak”
suçundan 1 yõl 3 ay hapis
cezasõna çarptõrõldõ.
Mahkeme verilen
cezanõn ertelenmesine
yer olmadõğõna karar
verdi. Demirkazõk
yargõlandõğõ dava
kapsamõnda yaklaşõk 80
gün tutuklu kalmõştõ.
PKK’nin kasası ile
ilgili karar bugün
PARİS (AA) - Paris
istinaf mahkemesi, terör
örgütü PKK’nin
Avrupa’daki “gizli
kasasõ” olanak bilinen
Nedim Seven’in
Türkiye’ye iade talebiyle
ilgili kararõnõ bugün
verecek. Mahkeme, geçen
ayki duruşmada, iade
talebiyle ilgili olarak
Türkiye’den ek bilgi
istedi. Türkiye’nin iade
talebi dõşõnda Seven ve
diğer 7 teröristin
Fransa’da işlediği suçlarla
ilgili duruşmalarõnõn ise
ileri bir tarihte başlamasõ
bekleniyor. Fransa’da
daha önce hakkõnda terör
örgütüne mali destek
sağlamak suçundan dava
açõlan ve adli denetim
altõnda tutulmak kaydõyla
serbest bõrakõlan Seven,
İtalya’ya kaçmõş, ancak
Roma’da sahte pasaportla
yakalanarak Fransa’ya
iade edilmişti.
Teslim olan 5
terörist serbest
DİYARBAKIR (AA)
27 Mayõs 2009 tarihinde
Irak’õn kuzeyindeki terör
örgütünün kamplarõndan
kaçarak Habur Sõnõr
Kapõsõ’nda güvenlik
güçlerine teslim olan 5
terör örgütü üyesiyle ilgili
soruşturma dosyasõ, Silopi
Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ’nca Özel
Yetkili Diyarbakõr
Cumhuriyet Savcõsõ’na
gönderildi. Burada
yapõlan incelemenin
ardõndan, terör
örgütü üyesi 5 kişi
“etkin pişmanlõk”
hükümlerinden
yararlandõrõlarak
salõverildi.
Baykal, mayõnlõ arazileri peşkeş çektirmeyeceklerini belirterek ‘Meclis’i meşgul etmeyin’ dedi
‘Referandum yapõlsõn’ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP Genel Baş-
kanõ Deniz Baykal, mayõn ta-
sarõsõyla ilgili olarak refen-
duma gidilmesi çağrõsõnõ yi-
neledi. “Silivri’den kötü
haberler geliyor” diyen Bay-
kal, yeni Adalet Bakanõ Sa-
dullah Ergin’i “Bu insan-
ların sağlık sorunlarıyla il-
gilenilsin, onlara düşman
muamelesi yapmasınlar”
diyerek uyardõ.
Baykal’õn grup toplantõ-
sõnda gündemdeki konularla
ilgili yaptõğõ değerlendirme-
ler özetle şöyle:
Ergenekon davası:
Türkiye ve dünyada kaygõy-
la izlenen, bir hukuk devleti
kimliğini sorgulatan temel
konu olma durumunu sürdü-
rüyor. MİT aracõlõğõyla gön-
derilen bir mektup temel bel-
ge. Başbakan savcõlõğa gön-
derdiği yazõda, bu raporlarõn
bilgi kirliliği taşõdõğõ ve mak-
satlõ propaganda amacõyla
düzenlendiği tespiti yapõldõ-
ğõnõ söylüyor. Ulaştõrma Ba-
kanõ’nõn dinlemeyle ilgili
açõklamalarõ da çok gerçek-
çidir, bu davanõn temelini
çürütme niteliğindedir. Da-
nõştay davasõyla ilgili ifşaat-
ta bulunan, koca Türkiye’yi
sallayan ifşaatlarõ yapan giz-
li tanõk adam öldürmekten,
sahteciliğe, öz yeğenini fu-
huşa zorlamaya dek çeşitli
suçlardan mahkûm olmuş.
Saygõn insanlar bu belgelere,
ifşaatlara dayanarak içeride.
Silivri’den gelen ha-
berler: Silivri’den kötü ha-
berler geliyor, insanlarõn sağ-
lõk durumlarõyla ilgili çok
düşündürücü haberler geli-
yor. Yeni adalet bakanõnõ du-
yarlõ davranmaya çağõrõyoruz.
O insanlarõn sağlõk sorunla-
rõyla ilgilensinler, onlara
düşman muamelesi yapma-
sõnlar. Oradan yeni acõ ha-
berler gelebilir.
Zahid Akman: Deniz Fe-
neri dosyasõ geldi, çevrildi, hâ-
lâ dava açõlmadõ. Eksikler var,
dediler. Alman mahkemesinin
taşeronuymuşuz gibi bir vazi-
yete Türkiye’nin yargõsõnõ so-
kuyoruz. Alman mahkemesi
belgeler istiyor, o belgeler
gönderildi mi? Kendimiz yar-
gõlamõyoruz Alman yargõsõnõ da
engellemeye çalõşõyoruz. Eksik
belgeler olmadan dava açõl-
maz, diyorlar. Sanki Ergenekon
Merih’te açõlõyor. Tam bekle-
yecekmişiz davayõ öyle açaca-
ğõz... Orda da öyle yap. Bu
davanõn kilit unsurundan biri-
si, kuryelik yapan kişi, Al-
manya’ya giderse tutuklana-
cak arkadaş RTÜK’ün başõ.
Bu hükümet bile sõkõntõya düş-
müş olmalõ ki, kamuoyuna “ca-
nım ben istifanın uygun ola-
bileceğini kendisine ifade et-
tim” diyerek bireysel aklanma
çabasõ içine giriyor Bakanlar
Kurulu üyeleri. Böyle bir in-
sana istifa et derseniz ve istifa
etmezse, siz de hazmederseniz
mevki ve makamõnõzõn gereği-
ni yerine getirmemiş olursunuz.
RTÜK Başkanõ, Başbakan dõ-
şõnda kabinedeki bakanlarõn tü-
münü parmağõnda oynatõyor.
Başbakan’a sõrtõnõ dayamõş, bu
dayanõşmaya bakanlar kurulu-
nun diğer üyeleri de saygõ gös-
teriyorlar. Eğer başbakan yar-
dõmcõsõ, samimiyse derhal
RTÜK üyelerini bu doğrultuda
harekete geçirmeli.
Mayında yağma yok:
Sen mayõn temizleme peşinde
misin, arazi kiralama peşinde
mi? Eğer biz mayõndan arazi-
mizi temizlemek istiyorsak ka-
nun çõkarmaya gerek yok. Bu
ihale işidir. Eğer mayõndan ta-
mizlenme değil de, topraklarõn
bir başka ülkeye yarõm asõra
devredilmesi peşindeysek o da
bu hükümeti aşar. Bizden fakir
ülkeler bu işi yapmõş. Başba-
kan, 61 milyon dolarõ kendi al-
tõna uçak almak için harcadõ.
İran’la yapõlan doğalgaz an-
laşmasõnda bir yanlõş imzadan
dolayõ, kullanmadõğõmõz do-
ğalgaz için 700 milyon dolar
ödedik. Ama, Suriye sõnõrõndaki
topraklarõ yarõm asõr sen kulla-
nõver, diyeceksin... Buna nor-
mal bir ticari işlem denmesi
mümkün mü? Bunun arkasõn-
da siyaset yok mu? Barõş siya-
seti mi var, bölgeyi karõştõrmak
isteyenlerin siyaseti mi var?
Başbakan “faşizm” şantajõyla
bu yanlõşõ Türkiye’ye kabul
ettiremez. Eğer istenen mayõn-
larõn temizlenmesiyle, Mec-
lis’i meşgul etmeye gerek yok.
Eğer bu topraklarõ 50 yõla yakõn
bir süre yabancõ ülkeye peşkeş
çekecekseniz bunu Meclis’e
değil, gelin millete soralõm.
Referanduma gidelim, milletin
karşõsõna çõkalõm. Anadolu
coğrafyasõnõn en değerli top-
rağõnõ 3 günlük ömrü kalan ik-
tidar yarõm asõr için verecek.
Yağma yok, yapamazsõnõz. Bu
hükümeti aşan bir iştir.
Mayın ısrarının nede-
ni: Bu kadar muhalefete ve
tepkiye rağmen neden bu ka-
dar õsrarla Başbakan bu konu-
yu takip ediyor? Bu tercih mi,
mecburiyet mi? Bir mecburi-
yetse neyin bedeli? Bu projenin
Ortadoğu ile ilgili büyük plan-
lama ile ilişkisi var mõ? Biz
Meclis’te ve Meclis sonrasõn-
da bu mücadeleyi sürdüreceğiz
ve inanõyorum o bölgede ya-
şayan insanlarõmõz bu bir nifak
projesinin o bölgede planlan-
masõna izin vermeyecektir. O
bölgede devlet olarak değil,
ama devlet öncülüğünde bir
modeli ortaya koyabiliriz, bir
tarõm cenneti yaratõlabilir. Ora-
daki topraklarõ yabancõ bir şir-
kete yarõm asra yakõn teslim et-
meyi tartõşmayõz. TBMM tari-
hi sõnav vermektedir.
RTÜK BAŞKANI
Akman
hissesinde
‘kaçak’
şüphesi
İLHAN TAŞCI
ANKARA - Baş-
bakan Yardõmcõsõ
Bülent Arınç ile is-
tifa tartõşmasõna gi-
ren RTÜK Başkanõ
Zahid Akman’õn
Armada’nõn yüzde
1’lik hissesini alõşõn-
da vergi kaçağõ kuş-
kusu gündeme geldi.
Zahid Akman’õn
Deniz Feneri dava-
sõnda kuryelikle suç-
lanmasõnõn ardõndan
3.5 yõldõr yurtiçi ve
yurtdõşõnda ticari faa-
liyeti olmadõğõnõ
açõklamasõna karşõn
kardeşiyle ortak ol-
duğu şirketin, Anka-
ra’nõn en ünlü alõş-
veriş merkezi Arma-
da’nõn ortağõ oldu-
ğu ortaya çõkmõştõ.
Turgut Akman, or-
taklõk oranõnõn yüzde
3 civarõnda olduğunu
belirterek “Yani çok
ahım şahım bir şey
sayılmaz. Şirketi-
miz kira gelirleri
olan bir şirket” de-
mişti.
RTÜK Başkanõ
Akman, kardeşinin
Armada’daki hisse-
lerinden yüzde 1’ini
162 bin TL’ye satõn
alarak Armada’ya
ortak oldu. Emlak
uzmanlarõnca, Ar-
mada Alõşveriş Mer-
kezi’nin tamamõnõn
rayiç bedeli en az
300, en fazla 350
milyon dolar olarak
hesaplanõyor. 300
milyon dolarlõk ta-
ban fiyat dikkate
alõndõğõnda Arma-
da’nõn yüzde 1 his-
sesi 3 milyon dolar
ediyor. Buna göre de
3 milyon dolarlõk
hisse, 157 bin TL’ye
satõlarak satõş bedeli
yaklaşõk 4.3 milyon
TL düşük gösterildi.
Bu durumda Maliye
Bakanlõğõ’nõn Ak-
man’õn kardeşi Tur-
gut Akman’dan 1.5
milyon gelir vergisi,
1.5 milyon vergi zi-
yaõ cezasõ ve 600 bin
TL de gecikme faizi
olmak üzere 3.6 mil-
yon TL vergi ve ce-
za istemesi günde-
me gelebilecek. Çün-
kü gecikmeli alõnan
vergiye ayrõca geci-
ken her ay için yüz-
de 2.5 gecikme faizi
uygulanõyor.
CHP’li Kart, Erdoğan’a ‘İhlas Finans mağdurlarõ’nõn durumunu sordu
‘İhlas’ı himayesine aldı’
Mayõn tasarõsõna karşõ yürütülen bunca muhalefete rağmen Erdoğan’õn õsrarõnõn
düşündürücü olduğunu söyleyen Baykal, “Başbakan ‘faşizm’ şantajõyla bu yanlõşõ
Türkiye’ye kabul ettiremez. Eğer istenen mayõnlarõn temizlenmesiyle, Meclis’i
meşgul etmeye gerek yok. Eğer bu topraklarõ 50 yõla yakõn bir süre yabancõ ülkeye
peşkeş çekecekseniz bunu Meclis’e değil, gelin millete soralõm” dedi.
Sn. Hikmet ÇETİNKAYA, Cumhuriyet Gazetesi
Bugün (02.06.2009) Cumhuriyet gazetesinin 5. sayfasõndaki
köşe yazõnõzda Zekeriya Karaman’õn ismini vererek, hiçbir
kanõta dayanmayan iddialarla ilgili bazõ sorular yöneltmişsi-
niz.Daha önce defalarca cevaplarõnõ verdiğimiz ancak dikka-
te almamakta õsrar ettiğiniz bu iddialarõ aşağõda bir kez daha
açõklõyoruz; Kanal 7, Almanya Deniz Feneri’nin paralarõyla
finanse edilmediği gibi Almanya’dan Zekeriya Karaman’a bir
kuruş dahi para aktarõlmamõştõr.Yazõnõzda geçen 900 milyon
Avro yalanõnõn en küçük bir bilgi veya belgesi varsa saklamayõn.
Kamuoyuna açõklayõn ve Türk adaletine teslim edin.
Kanal 7 Yimpaş’a kiralandõ saçmalõğõnõ anlayamamakla bir-
likte bunun gerçekle hiçbir ilgisi yoktur.
Zekeriya Karaman, hiçbir zaman Komiser Böhm’ü Türki-
ye’ye davet etmemiştir. Bu tamamen mesnetsiz bir iddiadõr.
Tarafõmõzdan daha önce de yalanlanmõştõr.
Ayrõca Mehmet Gürhan’a 9000 Avro aylõk hiçbir zaman
ödenmemiştir.Hulâsa, Ali Kılıç’a, size ve sizin gibi iddialar-
da bulunanlara tavsiyemiz, varsa elinizdeki bilgi ve belgele-
ri acilen Türk adaletine teslim etmenizdir. Buna mukabil, if-
tiralar atarak insanlarõn şeref ve haysiyetleriyle oynamamanõzõ,
yalan haber ve yorumlarõnõzõ tekrarlayarak kamuoyunu ya-
nõltmamanõzõ ve en önemlisi cevap hakkõmõza saygõ göster-
menizi beklediğimizi ifade eder, gerekli düzeltmeleri yapmanõzõ
bilgilerinize sunarõz.
Zekeriya Karaman adõna
Kanal 7 Kurumsal İletişim Müdürü
CHP lideri Baykal, partisinin grup toplantısında gelişmeleri değerlendirdi. (Fotoğraf:AA)
Düzeltme
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP
Konya Milletvekili Atilla Kart, Başbakan
Tayyip Erdoğan tarafõndan yanõtlanmasõ is-
temiyle verdiği soru önergesinde “İhlas Fi-
nans mağdurlarının sorunlarını” TBMM
gündemine taşõdõ.
Kart, dün TBMM Başkanlõğõ’na verdiği so-
ru önergesinde şu görüşleri dile getirdi:
“Yurtdışındaki vatandaşlarımızın hol-
ding soygunları yoluyla mağdur edilme-
lerine duyarsız kalan Başbakan ve hükü-
met; İhlas Finans mağdurlarının sorun-
larını da görmezden gelmektedir. 30 Ma-
yıs 2009 günü Bingöl’de Gazal Polat isim-
li yurttaşımızın ‘İhlas Finans’a 50 bin mar-
kõmõ kaptõrdõm...’ diyerek yardım talep et-
mesine Başbakan’ın ne cevap verdiği bi-
linmemektedir. Ancak Başbakan’ın, İhlas
Finans’ı özel olarak himayesine aldığı, bu
grubun borçlarının tasfiyesinin TMSF
tarafından yapılmasını engellediği, CHP
milletvekillerinin olağanüstü bir gayretle
Plan Bütçe Komisyonu çalışmalarında
düzenleme yapılmasını sağladıkları, Baş-
bakan’ın genel kurul aşamasındaki mü-
dahaleleri sonucunda İhlas Finans’ın
TMSF kapsamından çıkarıldığı bilin-
mektedir. 2002 seçimlerinden evvel ve
halen yolsuzlukla mücadele söylemini di-
linden düşürmeyen Başbakan’ın, iktida-
ra geldikten sonra, İhlas Grubu’nu da özel
olarak himayesine alması, anlamlı ol-
maktan öte sorgulanması gereken bir hal
haline gelmiştir.”
Kart, “Gazal Polat’a verecek bir ceva-
bınız var mı? İhlas Finans ve holdingze-
de yurttaşlarımızın mağduriyetlerine ne-
den seyirci kalıyorsunuz? AKP teşkilat-
larında ‘ah alanlarõn’ yeri olamaz derken,
yüz binlerce insanımızın bu mağduriyet-
lerine nasıl ve neden duyarsız kalıyorsu-
nuz?” sorularõna yanõt istedi.
DENİZ FENERİ SORUŞTURMASI
Noter: Sahtecilik
suçu işlemedim
İstanbul Haber Servisi -
Almanya’daki Deniz Feneri
e.V. bağlantõlõ soruşturma
kapsamõnda “resmi belgede
sahtecilik” ve “görevi kötü-
ye kullanma” suçlarõndan
hakkõnda dava açõlan İstanbul
10. Noteri İsmet Büyükkılıç,
davanõn ilk duruşmasõnda,
“Herhangi bir sahtecilik su-
çu işlemedim” dedi.
İstanbul 6. Ağõr Ceza Mah-
kemesi’nde görülen duruş-
mada konuşan Büyükkõlõç,
Noter Kanunu’nun 2. mad-
desinin 3. fõkrasõ kapsamõnda,
mazeret hakkõ gözetilerek
mahalline gidip kendisine ib-
raz edilen kimliği kontrol et-
tiğini söyledi. Büyükkõlõç,
yaptõğõ işlemde herhangi bir
aksaklõk tespit etmediğini be-
lirterek “Herhangi bir sah-
tecilik suçu işlemedim, bu-
na kastım yoktur” ifadesini
kullandõ. Babasõnõ savunan
avukat Cüneyt Büyükkılıç
olayda herhangi bir mağdurun
olmadõğõnõ ileri sürerek İs-
tanbul 5. Noterliği’nce tercü-
me edilen belgenin bir örne-
ğini mahkemeye sundu. Mah-
keme, soruşturmaya müşteki
sõfatõyla katõlan CHP Grup
Başkanvekili Kemal Kılıç-
daroğlu ile CHP Konya Mil-
letvekili Atilla Kart’õn, yap-
tõklarõ suç duyurusuna ilişkin
ellerindeki delil ve belgelerin
istenmesi amacõyla kendile-
rine çağrõ yapõlmasõna karar
vererek duruşmayõ erteledi.
CİNDORUK İLE UZUN GÖRÜŞECEK
Sağda birlik için
ilk adõm atõlõyor
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Demokrat Parti
Genel Başkanõ Hüsamettin
Cindoruk ile ANAP Genel
Başkanõ Salih Uzun, iki par-
tinin birleşmesi sürecini bu-
gün bir araya gelerek başla-
tacak. İki liderin görüşmesi-
ne, eski ANAP Genel Başkanõ
Mesut Yılmaz da katõlacak.
DP’den dün yapõlan yazõlõ
açõklamada, Cindoruk ile
Uzun’un iki parti arasõndaki
birleşme ve bütünleşme sü-
recini başlatmak üzere Celal
Bayar Köşkü’nde bir araya
geleceği belirtildi. Uzun, Tür-
kiye’nin bütün atõlõmlarõ ve
dönüşüm projeleri ile herke-
sin hayatõnõ değiştiren yeni-
liklerin merkezde birlik ol-
duğunda gerçekleştiğini be-
lirtti. Uzun, “Mesele iki par-
tinin birleştirilmesinin öte-
sinde merkezin yeniden in-
şasıdır. Bunun için yapma-
mız gereken halkı da içine
alan bir iktidar projesi kur-
mak ve bu projenin bütün
ortaklarıyla bu projenin
başarısı için bir ekip çalış-
ması yapmaktır” dedi.
Başarõsõzlõkla sonuçlana-
cak bir girişime daha taham-
mül olmadõğõnõ kaydeden
Uzun, “2007’deki birleşme
süreci elimizdeki en değer-
li kılavuzdur. ‘Ne yaparsak
yanlõş olur, ne yapmazsak
başarõya ulaşõrõz?’ soruları-
nın cevapları hep o kıla-
vuzda var” diye konuştu.