24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 3 HAZİRAN 2009 ÇARŞAMBA 4 HABERLER İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN namikzafer@yahoo.com GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Faşizm Üzerine Bir Not Ekonomik, siyasi ve kültürel krizin derinleşme- ye devam ettiği bir dönemde faşizm kavramını ye- niden tartışmaya başlamak gerekiyor. Prof. Em- re Kongar’ın Neo-faşizm üzerine yazıları bu açı- dan çok değerli bir katkı oldu. Ben de bazı noktaları vurgulamak istiyorum. Faşizmin dört özelliği Faşizmi siyasi baskıya, milliyetçiliğe, ırkçılığa, di- ğer bir deyişle bileşenlerinden birine indirgeme eği- limine liberal entelijansiyada, kaba Marksistler ara- sında sıkça rastlıyoruz. Gerçekteyse faşizm bir özelliğine indirgeneme- yecek kadar karmaşık, özgün bir kitle-parti- devlet ilişkisini içerir. Birincisi, faşizm, orta sınıf içe- rikli bir kitle tabanına dayanan hiyerarşik, totaliter ve mistik özelliklere sahip bir örgütlenmeyi/partinin var- lığını gerektirir. İkincisi faşizmin bu kitle tabanı, ör- gütlenme dinamiği enerjisini totaliter (liderlik kültü- nü de içerebilecek) bir ideolojiden alır. Üçüncüsü fa- şist devlet, “sivil toplumu” tümüyle asimile etmeye eğilimli bir devlet biçimidir. İktidardaki faşizm, te- kelci sermayenin ekonomik, siyasi çıkarlarını ko- rumaya, yayılma arzusunu gerçekleştirmeye hizmet eder. Dördüncüsü tekelci sermaye, ekonomik ve si- yasi kriz dönemlerinde orta sınıf desteğini kaybet- meye, yalnızlaşmaya başlar, kendini demokratik, parlamenter rejimlerin sınırları içinde ya da diğer bas- kıcı rejimlerle koruyamayacağı zaman faşizme yö- nelir. Ama önce faşist hareket kitleselleşerek yö- netebilecek düzeye geldiğini, tekelci sermayenin programını benimsediğini kanıtlamalıdır. Irkçılık ve baskı İtalya, İspanya örneklerinde gördüğümüz gibi, ırkçılık, faşist ideoloji içinde her zaman belirleyici ol- mayabilir. Zizek’in işaret ettiği gibi faşist ideoloji hal- kın barış, huzur, toplumsal güvenlik, dayanışma gi- bi insani talepleri üzerinde inşa edilir. Faşist ideolo- ji, bu insani talepleri, toplumda totaliter bir bütün- lük sağlamaya hizmet edecek biçimde, bir “birleş- tirici unsurun” (ana gösterge) anlamlandırıcı hege- monyası altında birleştirir. Bu “ana gösterge” Nazi Al- manyası’nda Yahudi düşmanlığı, Franco İspanya- sı’nda Cumhuriyet ve komünizm düşmanlığı, Kato- lik dincilik olmuştu. Diğer taraftan, Katolikliğin Yahudi düşmanlığını tarihsel olarak içerdiğini, Müslümanlı- ğın belli kesimlerinin de İsrail devleti kurulduktan son- ra bir Yahudi düşmanlığı geliştirdiğini biliyoruz. Faşist devlet, Askeri Diktatörlük, Bonapartizm gi- bi diğer olağanüstü rejimlerden farklı bir yapılan- madır. Bu baskıcı rejimlerde devlet toplumla organik bağlar kuramaz, “sivil toplumun” içine nüfuz ede- mez. Faşizmdeyse parti ve örgüt, devleti “işgal” eder. Goebbels’in vurguladığı gibi “Her parti üye- si devlet memuru olsa bile öncelikle parti üyesi ola- rak kalmak ve parti yönetimiyle yakın işbirliği için- de olmak zorundadır”. Faşist devlet, devletin ideo- lojik aygıtlarını (din, eğitim sistemi, dernekler, meslek örgütleri, sendikalar) tümüyle devletin içi- ne alarak bütünselleşmiş bir baskı, terör uygulama alanı yaratır. Faşizm topluma, parti, devlet, toplum ayrımlarını silerek, bireyin günlük yaşamını da mikro düzeyde denetleyen bir “biyopolitik” daya- tarak organik bir bütün yaratmaya çabalar. Türkiye’ye dönersek, önce “mahalle baskısı” kay- gısı, arkasından Prof. Toprak’ın araştırması, sonra sonuçları geçen hafta açıklanan Bahçeşehir Üni- versitesi araştırması, Türkiye toplumunda, dini bir- leştirici bir unsur olarak kullanan örgütlenmelere uy- gun bir toplumsal taban oluştuğunu düşündürüyor. Türkiye’de siyasal İslamın AKP döneminde devlet- le toplum arasındaki diyaframı deldiğini, “devletin ideolojik aygıtlarını” eline geçirmeye başladığını da biliyoruz. AKP hükümetinin, neo-liberalizm, bölge jeopolitiği gibi konularda ABD ve AB’ye güven ver- dikten sonra iktidara geldiğini de… Tüm bunlara, telefon dinleme, internette izleme, internet sitelerini yasaklama, muhalefetin entelijansiyasının önde ge- len isimlerini sabah baskınlarıyla toplama gibi kişi öze- lini ihlal eden uygulamalarla, DTP’ye, işçi hareketi- ne yönelik saldırgan politikaları ve genişlemeci “ye- ni-Osmanlı” hayalini de ekleyebiliriz. Tüm bunlardan AKP yönetiminin Türkiye’de faşist bir devlet kurduğu anlamı çıkmaz, ama faşist bir dev- lete benzer bir oluşuma geçiş için gerekli, toplum- sal siyasi koşulların büyük ölçüde oluştuğu, oluşmaya da devam ettiği sonucu çıkar… Faşizmin bir diğer özelliği de entelijansiyayı, çeşitli olanaklar sunarak baş- tan çıkarma becerisidir. Benzer bir süreci Türkiye’de de görüyoruz: Siyasal İslam, kimi kafası karışık “sosyalistlerden” yeni “yararlı salaklar” üretmeye bu ileri aşamada bile devam edebiliyor. erginy@tr.net http://erginyildizoglu.blogspot.com Erdoğan herkese çattõ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tayyip Erdoğan, Suriye sõnõrõndaki mayõnlõ arazilerin, temiz- lenmesi karşõlõğõnda 44 yõllõğõna ya- bancõ firmalara verilebilmesini öngö- ren yasa tasarõsõnõ eleştiren muhalefet partileri ve basõna sert bir dille tepki gösterdi. Hükümete karşõ “kara bir kampanya” düzenlendiğini ileri sü- ren Erdoğan, muhalefet partilerine “Ufak atın da civcivler de yesin” de- di. Erdoğan, Genelkurmay Başkanlõ- ğõ’nõ da eleştirirken, “NAMSA yap- sın diyerek isim zikretmeleri fiyatı yükseltti” dedi. Başbakan Erdoğan, partisinin grup toplantõsõnda mayõn tasarõsõnõ eleştiren muhalefet partileri ve köşe yazarlarõ- na sert bir dille tepki gösterdi. “Kon- füçyüs’ün bir sözü vardır. Bilgi sa- hibi olmadan fikir sahibi olmak tehlikelidir” diyen Erdoğan, “Zah- met edip tasarıyı okumamışlar. Kulaktan dolma dedikodu, komplo teorileri üreterek meseleyi hiç ol- madık yerlere taşıdılar. Niyet oku- yuculuğu ile ağır bir iftira ve kara- lamaya dönüştü. Bir süre sonra kendi yalanlarına kendileri dahi inanır hale geldi” dedi. Tasarõnõn hiç- bir yerinde ihalenin İsrail’e verilece- ği yönünde bir düzenleme olmadõğõ- nõ savunan Erdoğan, “Adrese teslim ihale diyorsunuz. Bunlar ihale ne- dir bilmiyorlar” diye konuştu. ‘Pazarlık mı yaptım?’ Muhalefetin ve basõnõn art niyetli ol- duğunu, demagoji yaptõğõnõ ileri sü- ren Erdoğan, kimi köşe yazarlarõnõn “kara siyasete” alet olduğunu sa- vundu. Erdoğan, “Ne demek isti- yorsunuz? ‘Erdoğan kapalõ kapõlar ar- kasõnda İsrail’le pazarlõk mõ yaptõ’, ne demek istiyorsunuz. ‘Gazze’de ya- põlan insanlõk dramõna karşõ tüm dün- ya sessiz kalõrken sesini yükselten Er- doğan şimdi İsrail’le gizli gizli iş tu- tuyor’ mu demek istiyorsunuz” di- ye konuştu. Sõnõrdaki mayõnlardan ön- ce zihinlerdeki mayõnlarõn temizlen- mesi gerektiğini belirten Erdoğan, “Özellikle muhalefet partileri ken- di zihinlerinin, kendi ufuklarının sı- nırlarına o kadar mayın döşemiş ki bir türlü o sınırları, o mayınları aşa- mıyor. Kendi dar kalıplarının, sığ dünyalarının dışına çıkamıyor” di- ye konuştu. Mayõndan temizlenen arazilerin bölge halkõna bedava verilmesine yö- nelik önerileri eleştiren Erdoğan, “Kusura bakmayın böyle bir niye- timiz yok. Biz balık tutmayı öğre- teceğiz, bedava balık yemeyi değil” dedi. Bölgenin mayõndan temizlen- dikten sonra TSK’nin güvenliği altõnda olacağõnõ söyleyen Erdoğan, “Bana beş altı tabur verseler bunu bir mevsimde temizler, teslim ederim” diyen emekli Yarbay Kemal Gü- ner’e tepki göstererek “Haddini bil ya, emekli oldun çıktın, dışarıda dur. Genelkurmay Başkanı var, kuvvet komutanları var. Sana ne oluyor, otur oturduğun yerde. Bun- lar da emekli olduktan sonra ko- nuşmaya başlıyor” dedi. Parti yönetimi suçlandı Toplantõnõn basõna kapalõ bölü- münde, 20 kadar milletvekili söz ala- rak tasarõyla ilgili kaygõlarõnõ anlattõ. Milletvekillerinin çoğunluğu AKP grup ve parti yönetiminin süreci iyi yö- netememesinden yakõndõ. Vekiller, parti yönetiminin tasarõyõ Meclis’te ye- terince anlatamadõklarõ gibi kamuo- yunu da yeterince bilgilendiremedik- lerini belirtti. Erdoğan, milletvekille- rinin sorularõnõ yanõtlarken; Genel- kurmay Sözcüsü Tuğgeneral Metin Gürak’õn haftalõk bilgilendirme top- lantõsõnda “NAMSA temizlesin” açõklamasõnõ eleştirdi. Erdoğan, “İsim vermeleri doğru olmadı. Çünkü isim vermek fiyatın yükselmesine neden oluyor” dedi. Milletvekillerine uyarı Milletvekillerinin genel kurul ça- lõşmalarõna tam kadro katõlmalarõnõ is- teyen Erdoğan, “Bu tasarı çıkmalı. Bunun ardından da önemli tasarı- larımız var, bunlar çıkacak. Bunları planladık, tatilden önce çıkaracağız. Bunların çıkması sizin hayrınıza. Hatta gidin muhalefete ‘yazõn da ça- lõşõrõz’ deyin” görüşünü dile getirdi. AKP BİLDİĞİNİ OKUYOR Mayında uzlaşma aldatmacası Yap-işlet-devret modelinin tasarõdan çõka- rõlmasõna yanaşmayan AKP’nin Milli Savun- ma Bakanlõğõ’nõn devreye sokulmasõna ilişkin önerisi muhalefet tarafõndan kabul edilmedi. AKP’de teşvik isyanı Başbakan’õn yarõn açõklayacağõ paketin içeriğine ilişkin kendilerine geç bilgi verildiğini söyleyen milletvekilleri bölge ve sektör ayrõmõnõn halka anlatõlamayacağõnõ vurguladõ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP’li milletvekilleri Başbakan Tayyip Erdoğan’õn perşembe günü açõklayacağõ teşvik paketini eleştiri yağmuruna tuttu. Devlet Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõsõ Ali Babacan’dan basõn toplantõsõnõn iptal edil- mesini isteyen milletvekilleri, “Seçim böl- gemizdeki yatırımcılara ve vatandaşlara bunu anlatamayız” dediler. AKP’nin grup toplantõsõnõn kapalõ bölü- münde Babacan, Başbakan Erdoğan’õn yarõn açõklayacağõ teşvik paketiyle ilgili olarak milletvekillerini bilgi verdi. Baba- can’õn sunuşundan söz alan milletvekilleri paketi eleştiri yağmuruna tuttu. Bazõ mil- letvekilleri, “Paketle ilgili bilgileri en son biz öğreniyoruz, gazetelerden bilgi alıyoruz. Ama bu haberler de çelişkili oluyor, teşvik bölgeleriyle ilgili farklı bilgiler veriliyor. İlk önce bizim bilgi- lendirilmemiz gerekir” dediler. Basın toplantısı ertelensin Bazõ milletvekilleriyse pakette yer alan bölge ve sektör ayrõmõnõn neye göre belir- lendiğini sorarken bazõ illerin daha fazla teşvik alõp bazõlarõnda teşviklerin düşük kalmasõnõ eleştirdiler. Milletvekilleri, “Be- nim ilimdeki fabrika, eğer başka bir ile taşınırsa teşvikten yararlanacak. Yani benim ilimdeki yatırım başka illere ka- çacak. Biz bunları vatandaşlara nasıl anlatırız” diye tepki gösterdi. Bazõ millet- vekilleri de paketin yeniden değerlendiril- mesini, Erdoğan’õn basõn toplantõsõnõ erte- lemesini istediler. Türkiye’nin 4 bölgeye ayrõldõğõ teşvik paketine göre, her bölgede belli sektörlere, belli oranlarda teşvik edile- cek. Buna göre, Diyarbakõr’da bisiklet, Kõr- şehir’de lastik, Hakkâri’de plastik üretenler desteklenecek. Van, Diyarbakõr gibi 22 ilde belli sektörlere yatõrõm yapanlar yer tahsisi, KDV istisnasõ, gümrük muafiyeti, SGK prim desteği ve yüksek vergi indiriminden yararlanabilecek. ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Suriye sõ- nõrõndaki mayõnlõ arazinin temizlenmesinin Milli Sa- vunma Bakanlõğõ’nca doğrudan davet yönte- miyle yaptõrõlabilmesini öneren AKP, yap-işlet- devret modelinin tasarõ- dan çõkarõlmasõna yanaş- mayõnca muhalefet par- tileriyle uzlaşma sağla- namadõ. Muhalefet parti- leri grup önerileri, yok- lamalar ve usul tartõşma- larõ ile engelleme yaparak TBMM Genel Kurulu’nu kilitlerken dün de tasarõ- nõn görüşmeleri tamam- lanamadõ. AKP, mayõn tasarõsõnda muhalefet partilerine ver- diği uzlaşma sözünde dur- madõ. AKP’nin yeniden görüşülecek 2. madde ile ilgili formül önerisini mu- halefet partileri kabul et- medi, ancak iktidar parti- si çoğunluğunu kullanarak tasarõnõn genel kuruldan geçirilmesinde õsrarlõ ol- du. TBMM Başkanõ Kök- sal Toptan’õn devreye girmesine karşõn partiler arasõnda uzlaşma sağla- namadõ. AKP’nin formü- lüne göre; tasarõnõn 2. maddesine bir fõkra ekle- nerek Maliye Bakanlõ- ğõ’nõn hizmet alõmõ yo- luyla yapacağõ ihaleden sonuç alamamasõ duru- munda, Milli Savunma Bakanlõğõ’nõn Kamu İha- le Yasasõ’nõn istisna hü- kümlerine dayanõlarak doğrudan davet yoluyla mayõn temizleme işini bir firmaya vermesi sağlana- cak. Bu süreçten de sonuç alõnamamasõ durumunda, tasarõnõn 3. maddesinde yer alan mayõn temizleme karşõlõğõnda arazilerin 44 yõllõğõna ihale edilmesi hükmü uygulanacak. Muhalefet direniyor DTP, CHP ve MHP gruplarõ TBMM Genel Kurulu’nda mayõn temiz- leme tasarõsõna geçilme- sini engellemek için Da- nõşma Kurulu’na önerge- lerini verdiler. CHP Bur- sa Milletvekili Onur Öy- men “Türkiye’de yak- laşık 900 bin mayın var, bunun 600 bini Suriye sı- nırında. Ancak mevcut tasarıda geri kalan 300 bin mayından bahsedil- miyor. Çünkü o mayın- ların bulunduğu araziler verimli değil ve yaban- cıların göz koyduğu top- raklar değil. Başbakan, grup konuşmasında bi- ze ‘eski monşerler’ dedi. Bize Dışişleri’nde her şeyi öğrettiler. Ancak orada bize öğretilen; va- tan topraklarını koru- maktır, satmak değil” diye konuştu. Bugüne kaldı Bağõmsõz Tunceli Mil- letvekili Kamer Genç, grup önerisinin bu şekil- de oylanamayacağõnõ, oy- lanmasõ halinde içtüzü- ğün ihlal edileceğini söy- ledi. Genç, konuşmasõnõn bir bölümünde cebinden eski Başbakan Yardõm- cõsõ Abdüllatif Şener’in gazetemizde yayõmlanan röportajõnõn yer aldõğõ sayfayõ çõkararak AKP’li- lere gösterdi. Genç, Şe- ner’in röportajda “AKP dönemi karanlık ve kir- li dönem” dediğini anõm- sattõ. Genel kurul, ilk önergenin oylanmasõna karar yeter sayõsõna ula- şõlamamasõ üzerine ka- pandõ. Görüşmelere bu- gün devam edilecek. DTP LİDERİ TÜRK, PKK’NİN EYLEMSİZLİK KARARINI UZATMASININ FIRSATA ÇEVRİLMESİNİ İSTEDİ ‘Uzatõlan el havada kalmamalõ’ ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - DTP Genel Başkanõ Ah- met Türk, PKK’nin eylemsizlik kararõnõ 45 gün daha uzatmasõnõ Kürt sorununun “demokratik ve barışçıl yollardan çözülme- si için iyi niyet ifadesi” olarak de- ğerlendirdiklerini söyledi. Türk, partisinin dünkü grup toplantõsõnda, PKK’nin 13 Ni- san’da başlayõp 1 Haziran’da bi- teceğini savunduğu eylemsizlik kararõnõ 45 gün daha uzatmasõnõ kamuoyunun “dikkatle izlediği- ni ve adeta kenetlendiğini” id- dia etti. PKK’nin bu kararõnõ “sağduyulu” olarak nitelendi- ren Türk, bu durumun siyaset ve demokratik toplum için çok önemli bir fõrsat ve şans olduğu- nu savundu. Türk, “Bu durumu, temel gerekçeleri arasına ko- yarak eylemsizlik kararlarını bir buçuk ay uzatmış olmaları; Kürt sorununun barışçıl ve de- mokratik yollardan çözülmesi- ne olan inançlarının ve iyi ni- yetlerinin en açık ifadesi olarak değerlendiriyoruz. Atılan bu adım ve uzatılan barış elinin ha- vada kalmaması hayati önem taşımaktadır” dedi. Bu aşamadan sonra hükümet ve devlet organlarõnõn yaklaşõmlarõ- nõn yaşamsal önemde olduğunu belirten Türk, operasyonlarõn durmasõ ve siyasi bir iradenin açõ- ğa çõkmasõyla çözüm yolunda önemli bir eşiğin de geçilmiş olacağõnõ söyledi. Baykal’a da övgü Türk, Kürt sorununun çözümü konusunda CHP’nin iyi niyetli yaklaşõmlar ortaya koymasõnõn son derece sevindirici olduğunu ve bunu önemsediklerini belirterek “Sayın Baykal’ın sosyal demok- rat çizgiye dönmeye başlaması ve ortaya çıkan bu fırsatı, 71 milyon Türkiye’nin barışı ve re- fahı olarak algılaması, uzun bir zamandır özlediğimiz bir ta- vırdı” görüşünü dile getirdi. Başbakan Erdoğan’õn ise ko- nuyla ilgili hep “çözüm iradesi var” demesine karşõn, şu ana kadar ortaya koyduğu tek bir çö- züm önerisi olmadõğõ gibi, son dö- nemdeki açõklamalarõnõ anla- makta zorlandõklarõnõ belirten Türk, bu yaklaşõmlarõn kendilerini kaygõlandõrdõğõnõ ifade etti. Er- doğan’õn böylesi bir dönemde “Elimizde sihirli değnek yok” açõklamasõnõn son derece vahim olduğunu belirten ve bunun top- lumun barõş taleplerini hafife al- mak anlamõna geldiğini kaydeden Türk, “Sayın Başbakan biz siz- den sihir, büyü değil, çözüm bekliyoruz” diye konuştu.Ahmet Türk. Genelkurmay’õn mayõnlõ arazileri ‘NAMSA temizlesin’ diyerek fiyat yükselttiğini ileri süren Başbakan, muhalefet partilerini ‘zihinleriniz mayõn dolu’ sözleriyle hedef aldõ, basõnõ da art niyetli olmakla suçladõ ‘MERKEZ BANKASI TAŞINACAK’ - Türk İşadamları ve Sanayiciler Konfederas- yonu’nun (TUSKON) düzenlediği “Türkiye- Dünya Ticaret Köprüsü 2009” başlıklı top- lantının açılışında konuşan Başbakan Tayyip Erdoğan, merkezi Ankara’da bulunan ulus- lararası çapta büyüklüğe sahip kamu banka- ları ve Merkez Bankası’nı İstanbul’a taşıma hazırlıklarının sürdüğünü söyledi. Erdoğan, “Yaz aylarından itibaren Türkiye ekonomisi yeniden büyüme sürecine girecek” dedi. (AA) KAPATMA DAVASI KIZDIRMIŞTI ‘Yalçõnkaya’ya hakaret’ davasõ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargõtay Cumhuriyet Başsavcõsõ Abdurrahman Yalçın- kaya’ya, AKP hakkõnda kapatma davasõ açmasõ- nõn ardõndan internetten mesaj göndererek haka- ret ettiği iddia edilen bir kişi hakkõnda 2 yõla ka- dar hapis istemiyle dava açõldõ. Cumhuriyet Savcõsõ Kürşat Kayral’õn hazõrla- dõğõ iddianamede, Yalçõnkaya’nõn, Anayasa Mah- kemesi’ne, AKP’nin kapatõlmasõ talebi doğrultu- sunda dava açmasõndan 3 gün sonra O.Ç’nin, Yargõtay’õn e-posta adresine mesaj gönderdiği belirtildi. Gönderilen iletide düşünce açõklama özgürlüğünün dõşõna çõkõldõğõ ifade edilen iddia- namede, sözlerin içeriğinde geçen tanõmlamala- rõn sövme suçunu oluşturduğu savunuldu. İddia- namede, yapõlan inceleme sonucunda kendisine ulaşõlan O.Ç’nin mesajõ kendisinin gönderdiğini kabul ettiği kaydedildi. “Suçlamaları reddeden O.Ç’nin, demokrasi adına duygularını söyle- diği” yönünde ifade verdiği belirtildi. İddiana- mede, Şanlõurfa’da yaşayan O.Ç’nin, kamu gö- revlisine görevinden dolayõ e-mail yoluyla ha- karet suçundan 1 yõldan 2 yõla kadar hapis ce- zasõna çarptõrõlmasõ talep edildi. Dava, Ankara 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear