Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 11 HAZİRAN 2009 PERŞEMBE
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Eygi’nin Hezeyanları
asirmen@cumhuriyet.com.tr
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
namikzafer@yahoo.com
7 Haziran Pazar günü, 141 yaşına basmış
olan Galatasaray Lisesi’nin 75. pilav gününün okul
binasında kutlandığı ve 1959 yılı dönem arka-
daşlarımla birlikte, ellinci mezuniyet yılı plaketimi
aldığım törenlere hazırlandığım sıralarda, genç bir
Galatasaray mezunu kardeşimden, kendisine
11. sınıf öğrencilerinden birinden intikal etmiş olan
Mehmet Şevket Eygi’nin gönderdiği bir iletiyi al-
dım.
Mehmet Şevket Eygi, Galatasaray’da 12 yıl oku-
duktan sonra 1952’de mezun olmuş, bir zaman-
ların çok tanınmış polemikçisi, dinci yazar sıfatıyla
aynı zamanda gençleri İslam adına birbirlerini öl-
dürmeye tahrik ve teşvik etmiş olan bir kişidir.
Galatasaray öğrencilerinin hiç değilse bir kıs-
mının bilgisayarlarına ulaşan iletisinde Mehmet
Şevket Eygi yeniden provokatör rolüne bürünmüş
görünüyor.
Her şeyden önce, bütün laiklik karşıtları gibi o
da insanları “Müslüman olanlar” ve “olmayanlar”
diye ikiye ayırıyor ve tasrih ediyor:
- Bu öğüt ve uyarılarım Müslüman Galatasa-
raylılar içindir.
Bu nifak tohumunu attıktan sonra, 1868’de ku-
rulmuş olan Galatasaray’da eskiden bir mescit ol-
duğunu ve orada öğrencilerin öğle, ikindi, akşam,
yatsı namazlarını imamın arkasında cemaatle
kılmak mecburiyetinde olduklarını; Ziyad Ebuz-
ziya’ya atfen yazıyor.
Galatasaray’da günlük namaz mecburiyetinin
1909’da kaldırıldığını, ama mescidin 1924’e ka-
dar kaldığını, o tarihte kapandığını söyledikten son-
ra Eygi hemen şunu buyuruyor:
- Ülkemizi bir Yahudi sömürgesi haline getirmek
isteyen Avdetiler GS’yi bozmuşlar ve kuruluş
amaçlarına aykırı hale getirmişlerdir.
Bu indi kanaat izharının arkasından, bir palav-
ra daha sıkıyor:
- Yıllardan beri GS’de dindar olmak sanki bir
suçtur.
Mehmet Şevket Eygi arkasından hezeyanları-
nı sıralıyor ve Müslüman olup da henüz namaz kı-
lamayan GS’li öğrencilere “Göstermemek ve giz-
liliğe dikkat etmek şartıyla namaza başlamalarını
tavsiye ederim” diyor ve namaz kılan öğrencile-
rin namazlarını nerede kıldıklarını merak ettiğini
söylüyor.
Son zamanlarda din tacirlerinin eğitim kurum-
larını mescitlerle donatmak girişimlerine paralel ola-
rak Galatasaray Lisesi’nde de mescit tartışması
çıkarmaya yönelik girişiminde Mehmet Şevket Ey-
gi hezeyanlarıyla ilgili şu gerçekleri vurgulamak ge-
rek:
1-1868’de kurulmuş olan Galatasaray Lisesi,
Müslüman ve gayrimüslim tebaanın birlikte, ay-
nı müfredatı izleyerek eğitim ve öğrenim gördükleri,
imparatorluğun ilk laik kurumudur.
Bu yüzdendir ki, Papa Pius IX, Rum ve Erme-
ni Ortodoks patrikleri ile hahambaşı ve de şey-
hülislam (ama o, padişaha tabi olduğundan ira-
de-i seniye ile kurulmuş olan okula karşı çıka-
mamıştır) bu işten hiç hoşlanmamışlar, papa ve
patrikler çocuklarını bu okula gönderenleri aforoz
edeceklerini açıklamışlardır.
2- Demek ki, Eygi’nin yazısında belirttiği gibi Ga-
latasaray, imparatorluğun Müslüman unsurlarına
hizmet edecek gençler yetiştirmek için kurulmuş
değildir; tam tersine, her din ve inanıştan genç-
leri aynı sistem içinde yetiştirerek, yeni bir Os-
manlılık bilinci oluşturmaya yöneliktir. (Bkz. Vah-
dettin Engin, Mekteb-i Sultani 1868-1923)
2- “Mehmet Şevket Eygi” memleketimizi Yahudi
sömgesi haline getiren Avdetiler, GS’yi bozmuş-
lar, kuruluş amacına aykırı hale getirmişlerdir” der-
ken hangi somut olaya dayanmaktadır?
Bu ırkçı iftiranın ardındaki amaç nedir?
Mehmet Şevket Eygi’nin “Yıllardan beri Gala-
tasaray’da dindar olmak suçtur” sözleri yalan ve
iftiradan ibarettir.
Bu okulu elli yıl önce bitirmiş bir öğrenci olarak,
1957-58 yıllarında oruç tutarken, herhangi bir bas-
kıyla karşılaşmadığım gibi, diğer oruç tutan ar-
kadaşlarım gibi, geceleri sahura kaldırılmak ve if-
tar ve sahurda gerekli saatlerde ayrı yerde yemek
yemek olanağına sahip kılındığımızı belirtmeliyim.
Kendi deneyimim de gösteriyor ki, Mehmet Şev-
ket Eygi yalan söylemektedir.
Eygi “İyi Galatasaraylı, iyi insan, iyi Türkiyeli, iyi
Müslüman demektir” diyor.
Hangi iyi insan, iyi Türkiyeli, iyi Müslüman ya-
lan söyler, iftira atar, ırkçılık yapar ve insanları bir-
birlerine düşürür?
AİHM’nin kararõnõn ardõndan Türkiye’deki aile içi şiddetin boyutlarõ yeniden gündeme geldi
10 kadõndan 4’ü şiddet görüyorSELDA GÜNEYSU
ANKARA - Avrupa İnsan Hakla-
rõ Mahkemesi’nin (AİHM), Nahide
Opuz’u haklõ bulmasõnõn ardõndan,
Türkiye’deki aile içi şiddetin boyut-
larõ da yeniden gündeme geldi. Baş-
bakanlõk Kadõnõn Statüsü Genel Mü-
dürlüğü’nce yayõmlanan “Türki-
ye’de Kadına Yönelik Aile İçi Şid-
det” araştõrmasõna göre Türkiye’de
her 10 kadõndan 4’ü eşinden fiziksel
şiddet görüyor.
Uzmanlarõn ülkedeki 51 ilde, 24 bin
48 hanede, 15-59 yaş arasõndaki 12
bin 795 kadõnla yaptõğõ görüşmelerin
içeriğinden oluşan araştõrma, Türki-
ye’de kadõna yönelik şiddetin çarpõ-
cõ boyutlara ulaştõğõnõ ortaya koyuyor.
Araştõrma, 12 bölge için şiddet dü-
zeylerinin farklõlõk gösterdiğini ve
evlenmiş kadõnlarõn yüzde 26 ile yüz-
de 57 arasõndaki oranlarda eşleri ta-
rafõndan yaşamlarõnda en az bir kez fi-
ziksel veya cinsel şiddete maruz kal-
dõklarõnõ gösteriyor. Araştõrmanõn so-
nuçlarõ şöyle:
Ülke genelinde evlenmiş ka-
dõnlarõn; yüzde 39’u fiziksel şiddete,
yüzde 15’i cinsel şiddete, yüzde
42’si fiziksel veya cinsel şiddete,
yüzde 44’ü duygusal şiddete veya is-
tismara uğruyor.
Kadõnlarõn yüzde 23’ü eşlerinin
veya birlikte olduklarõ kişinin/kişi-
lerin, kendisinin çalõşmasõna engel ol-
duğunu ya da işten ayrõlmasõna neden
olduğunu belirtiyor.
Kadõnlarõn eşlerinden veya bir-
likte olduklarõ kişi/kişilerden maruz
kaldõklarõ fiziksel şiddetin yaygõnlõ-
ğõ kentsel ve kõrsal yerleşim yerleri-
ne göre önemli bir farklõlõk göster-
mezken bölgeler arasõnda bu fark be-
lirgin. Bazõ bölgelerde şiddete maruz
kalma oranõ, ülke ortalamasõndan
fazla. Kuzeydoğu Anadolu ve Orta
Anadolu’da yaşayan kadõnlarõn yarõsõ
da fiziksel şiddete maruz kalõyor.
Eş veya birlikte olunan kişi ta-
rafõndan görülen cinsel şiddet, fizik-
sel şiddet ile birlikte yaşanõyor.
Lise ve üzeri eğitim almõş her 10
kadõndan 3’ünün eşinden veya birlikte
olduğu kişi/kişilerden fiziksel veya
cinsel şiddete maruz kalmasõ çarpõcõ.
Kadõnlarõn yüzde 7’si çocukluk
döneminde (15 yaşõndan önce) cinsel
istismara maruz kaldõklarõnõ belirtiyor.
INDEPENDENT’TAN KARARA YORUM
‘Türkiye’nin zayıf
itibarınayenidarbe’
Dış Haberler Servisi
- AİHM’nin aile içi şid-
det konusunda Türki-
ye’yi haksõz bulmasõ,
yurtdõşõnda da yankõ bul-
du. İngiliz Independent
gazetesi, AİHM’nin ka-
rarõnõ “Türkiye’nin, in-
san hakları konusunda
zaten zayıf olan itiba-
rını daha da baltalayan
tarihi bir karar” olarak
niteledi.
Gazete, Türkiye’deki
kadõn gruplarõnõn AİHM
kararõnõ olumlu karşõla-
dõğõnõ belirtirken,
AİHM’nin ilk defa aile
içi şiddetin cinsiyet ay-
rõmcõlõğõnõ oluşturduğu
yönünde bir karar aldõ-
ğõna dikkat çekerek, ka-
rarõn Avrupa Konseyi
üyesi 47 ülkenin tümü
için bağlayõcõ olduğunu
vurguladõ.
Türkiye’nin 1998 yõ-
lõndan itibaren aile içi
şiddet ile ilgili yasalarõ-
nõ değiştirmeye başla-
dõğõ ve şu anki yasalarõn
Avrupalõ komşularõndan
pek farklõ olmadõğõ kay-
dedilen haberde, “An-
cak Bayan Nahide
Opuz’un öyküsünün
gösterdiği gibi zihni-
yet ve uygulama, yasa-
ların çok gerisinde” de-
nildi.
Independent, kadõn
haklarõ savunucusu Hi-
dayet Tuksal’õn, kural-
larõn nüfusu 50 bini aşan
kentlerde kadõn sõğõnak-
larõnõn olmasõnõ gerek-
tirdiği, ancak bu kurala
uymayan belediyeler
için ceza öngörülmeme-
si nedeniyle belediyele-
rin bu konuda kendini
mecbur hissetmediği yo-
lundaki değerlendirme-
sine yer verdi.
AİHM
Karar
neden
önemli?
ZEYNEP ORAL
“Türkiye, aile içi şid-
detten mahkûm”..
“Türkiye, ‘kadın’dan
mahkûm” … “Türkiye
devleti yine
m a h k û m ” …
“AİHM’den ilk kez
böyle bir karar”…
“Başka hiçbir ülkeye
verilmeyen ceza, Tür-
kiye’ye verildi” …
“AİHM’de bir ilk”…
Haberi böyle duyurdu
ülkemdeki gazeteler. Av-
rupa İnsan Haklarõ Mah-
kemesi’nin Türkiye Dev-
leti aleyhine verdiği ka-
rar bence çok hem de çok
önemli. Neden mi?
Öncelik sõralamasõ ol-
maksõzõn neden önemli
olduğunu satõr başlarõy-
la vurgulamaya çalõşa-
yõm:
Sadece AİHM’ye
başvuran Nahide Opuz
için değil, bu ülkede ya-
şayan tüm kadõnlarõ kap-
sadõğõ, tüm kadõnlara ör-
nek olacağõ için önemli.
Sadece Nahide
Opuz’a şiddet uygula-
yan kocasõ için değil, eş-
lerine, sevgililerine, kõz-
larõna, annelerine şiddet
uygulayan tüm erkekle-
ri de kapsadõğõ için
önemli.
Son 30 yõldõr kadõn
örgütlerinin avaz avaz
haykõrarak söyleyip de
erkek hükümetlere bir
türlü duyuramadõklarõ
gerçekleri, nihayet du-
yulur hale getirdiği için
önemli!
Bugüne dek duy-
duklarõ, gördükleri, ta-
nõklõk ettikleri halde aile
içi şiddet diye bir şey
“yokmuş gibi” davra-
nanlara, görmezden, duy-
mazdan gelenlere bir ih-
tar olduğu için önemli
Bugüne dek “döver
de, sever de” ya da “ka-
dının karnından sıpa,
sırtından sopa” vb. gi-
bi deyimlere ya da “tö-
relerimiz”, “gelenek”,
“namus”, “ahlak” gibi
bahanelere sõğõnõp, kadõ-
na her türlü şiddeti reva
gören zihniyete karşõ di-
renebilmek için önemli.
Cezalandõrõlmayan
şiddet olaylarõna, ceza
indiriminden bolca ya-
rarlanan sanõklara karşõ
bir set oluşturabileceği
için önemli .
Bugüne dek şiddet
sarmalõnda muhatap olu-
nan, emniyet, polis, as-
ker, jandarma, savcõ, yar-
gõç ya da tanõklõk eden
kişilerin bundan böyle
iki kez düşünmelerine
yol açabileceği için
önemli…
Türkiye Devleti’nin,
(Atatürk dönemi dõşõn-
da) gelmiş geçmiş hükü-
metleri ve şimdiki hükü-
metinin, kadõnlarõ, ka-
dõn haklarõnõ, kadõn so-
runlarõnõ hiç ama hiç cid-
diye almamõş olduğunu
ortaya koymasõ açõsõndan
da önemli bir karar.
‘Buna benzer kararları
daha çok göreceğiz’
İstanbul Haber Servi-
si - Hukukçular, Avrupa
İnsan Haklarõ Mahke-
mesi’nin (AİHM), aile
içi şiddeti önleyemedi-
ği gerekçesiyle Türki-
ye’yi tazminata mah-
kûm etmesini, “tarihi
bir karar” olarak nite-
lendirerek AİHM kara-
rõnõn yasalarõn uygulan-
masõ için hukuk siste-
mini harekete geçirece-
ğini söylediler. AİHM
kararõnõn, kadõnlara
“hak arama güveni”
vereceğini belirten hukukçular,
2005 yõlõnda çõkarõlan yasanõn her
belediyenin kadõn sõğõnma evi aç-
masõ gerektiğini öngördüğünü an-
cak bu sayõnõn otuzla sõnõrlõ kal-
dõğõna dikkat çektiler.
KADER Başkanı Hülya Gül-
bahar: Türkiye’de aile içi şiddet
rakamlarõ dünyanõn her yerinde ol-
duğu gibi çok yüksek, ancak Tür-
kiye’nin diğer ülkelerden farkõ, bu
sorunu çözmek için etkili bir yön-
tem uygulamamasõ. Türkiye’de
2005 yõlõnda çõkarõlan Belediyeler
Kanunu ile tüm belediyelerin sõ-
ğõnak açmasõ zorunlu hale getiril-
mişti. Ancak şu an Türkiye’de yal-
nõzca 30 tane sõğõnak var. Eğer ka-
nun çõkarõlõr da uygulanmazsa so-
nuç elbette böyle olacaktõr. Eğer
iktidar bir an önce tedbir almazsa,
muhalefet de bu konuda adõm
atõp ciddi politika değişikliğine gi-
dilmezse bu tür kararlarla daha çok
karşõlaşacağõz.
İstanbul Kadın Kuruluşları
Birliği (İKKB) Koordinatörü
Avukat Nazan Moroğlu: AİHM
kararõ birçok açõdan tarihi bir ka-
rar. Bu karar, Türkiye’de kadõn er-
kek eşitliğini sağlamak, kadõna
karşõ şiddeti önlemek ve son ver-
mek açõsõndan aslõnda yasalarõn
yeterli olduğunu, ancak yasalarõn
çõkarõlmõş olmasõna ve uygulan-
masõ için devlete bu konuda so-
rumluluk ve tedbir alma yüküm-
lülüğü verilmesine kar-
şõn devletin bu görevi-
ni yerine getirmediğinin
göstergesi. AİHM ka-
rarõnõn en önemli yanõ,
hak arama yolunu kul-
lanan kadõnlara güven
vermiş olmasõdõr. Hük-
medilen sembolik ceza
ise hiçbir zaman Nahi-
de Opuz’un yaşadõkla-
rõnõ karşõlayacak bedel
olarak algõlanmamalõ,
bir an önce devlet bu
çok önemli soruna çö-
züm getirmelidir.
Eski KADER Başkanı Seyhan
Ekşioğlu: Türkiye’nin de arala-
rõnda bulunduğu tüm ülkelerin
elbette bireyi şiddet olaylarõna
karşõ korumasõ, bu konuda tedbir
almasõ gerekiyor. Ancak aile içi
şiddet maalesef dünyanõn her ye-
rinde çok yüksek bir oranda ken-
dini gösteriyor. Bu konuda yal-
nõzca Türkiye’nin mahkûm edil-
mesini önyargõlõ buluyorum. Eğer
yalnõzca Türkiye’den böyle bir şi-
kâyet mekanizmasõ gelişmişse,
yalnõzca Türkiye’den AİHM’ye
böyle bir dosya gittiyse karar o za-
man elbette mantõklõ.
İstanbul Barosu Kadın Hak-
ları Merkezi Başkanı Avukat
Aydeniz Alisbah Tuskan: Tür-
kiye’nin aile içi şiddet nedeniyle
ceza alan ilk ülke olmasõ üzücü.
Karar, Türkiye’nin kadõna yö-
nelik şiddeti önleyecek yasalarõ
sağlõklõ uygulayamadõğõnõ anlat-
tõ. Hâkimler, ağõr şiddet unsurla-
rõnõn tõbbi raporlarla dava dosya-
sõnda bulunmasõna karşõn, bir da-
ha sanõklarõ serbest bõrakamaya-
cak. Söz konusu yasalar hukuk in-
sanlarõnõn elinde aynõ şekilde yo-
rumlanõrsa benzer kararlarõ yeni-
den görebiliriz.
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vak-
fı avukatı Özlem Özkan: Karar
sevindirici. Emsal niteliğindeki
bu karar Türkiye için hukuki bir
kazanõmdõr.
AİHM KARARINI HUKUKÇULAR YORUMLADI
Hülya Gülbahar Nazan Moroğlu Seyhan Ekşioğlu
Erdoğan: 2 aydır yol alınamadı
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Başbakan Tayyip Er-
doğan, Münevver Karabulut
cinayetinde zanlõlarõn yakalana-
mamasõnõ eleştirerek, “İki ay
geçti hâlâ bir yol alınamadı”
dedi. Medyaya yönelik eleştiri-
lerde de bulunan Erdoğan, med-
yada cinayetin tüccarlõğõnõn ya-
põldõğõnõ söyledi. Olaydan etki-
lendiğini belirten Erdoğan, “İki
ay geçti hâlâ bir yol alınama-
dı” dedi. Erdoğan, “Baba, kanal
kanal anlatıyor, ajite ediliyor.
Duygulanmamak mümkün de-
ğil” diye konuştu. Medyayõ da
eleştiren Erdoğan, Karabulut’un
ajandasõnõn servis edilmesinin
hoş olmadõğõnõ söyledi. Kara-
bulut, 3 ay önce Etiler’de öldü-
rülmüş, parçalanmõş cesedi bir
çöp konteynõrõnda bulunmuştu.
MÜNEVVER KARABULUT CİNAYETİ
HASTANEDE İHMAL İDDİASI
İğne vuruldu
4 saat sonra öldü
İstanbul Haber Servisi - Okmeydanõ Eğitim ve
Araştõrma Hastanesi’ne yüksek ateş şikâyetiy-
le başvuran ve ilk müdahalesinin ardõndan
evine gönderildiği öne sürülen Yasin Şen’in
(28) olaydan 4 saat sonra hayatõnõ kaybettiği
belirtildi. Ailesi, Şen’in ihmal kurbanõ olduğu-
nu öne sürerken cumhuriyet savcõlõğõ olayla
ilgili soruşturma başlattõ.
Alibeyköy’deki evinde önceki gün rahatsõz-
lanarak Okmeydanõ Eğitim ve Araştõrma Has-
tanesi Acil Servisi’ne giden Şen, bir iğne vuru-
lup, reçete yazõldõktan sonra evine gönderildi.
Özel bir şirkette motosikletle kuryelik yaptõğõ
belirtilen Şen’in 23.30 sõralarõnda eve geldikten
sonra uyuduğu ve bir daha uyanamadõğõ dile
getirildi. Yasin Şen’in eşi Asiye Şen “Yasin,
hastaneye gittiğinde acil girişinde bayılmış.
Burada kendisine iğne vurup göndermişler.
SSK’li gariban diye, hiçbir şey yapmadılar”
dedi. Şen’in cesedi, otopsi için Adli Tõp Kuru-
mu’na götürüldü. Hastanede Şen’e yazõlan re-
çeteye el koyan savcõ, olayõn nedeniyle ilgili
soruşturma başlattõ. Şen’in cenazesi Ümraniye
Kocatepe Mezarlõğõ’nda toprağa verildi.
Adalet Bakanlõğõ, aile içi şiddet konusunda Türkiye’nin AİHM tarafõndan mahkûm edil-
mesinin ardõndan harekete geçti. Adalet Bakanlõğõ, devlet tarafõndan korunmadõğõ gerek-
çesiyle AİHM’de açtõğõ davayõ kazanan Nahide Opuz ve annesinin “yaşam hakkının ko-
runmasına yönelik etkin soruşturma yapılıp yapılmadığını, adli yargılama ilkesine
uygun davranılıp davranılmadığının” araştõrõlmasõ için adalet müfettişi görevlendirdi.
BAKANLIK
YENİ
HAREKETE
GEÇTİ