24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada dım ki; konu etmesem, teşekkür etmesem olma- yacak... Mektupları ikiye ayırdım: Tanıdıklarımdan gelenler, tanımadıklarımdan ge- lenler. Masanın üstünde yüksekliklerine baktım; tanı- madıklarımdan gelenler daha çoktu. Sonra onları da ikiye ayırdım: Mektuba “beni tanımıyorsunuz” diye başlayanlar, bunu hiç konu etmeden 40 yıllık tanışmışız gibi ya- zanlar... Tanıdıklarımdan gelen mektuplar, doğal olarak, bir an önce kavuşmayı, bu günlerin en kısa süre- de bitmesi dileğini içeriyordu. Ankara Büromuzdan arkadaşlar art arda mektu- ba tuttular beni... Mesai arkadaşlarımla hiç böyle ha- berleşeceğimi düşünmemiştim. Ne diyelim? Büro arkadaşlarıma ve tüm tanıdık dostlara gü- zel sözleri, dilekleri için toplu teşekkür ettikten son- ra “tanımadığım dostlarım” bölümüne geçelim... Buraya gelen mektuplar doğal olarak önce oku- nuyor, sonra veriliyor. Bir başka deyişle bana kimin mektup yazdığı, ne yazdığı biliniyor. Buna karşın ko- nu edeceğim kişilerin adlarını, soyadlarını tam yazmaya içim elvermiyor... Mesleği avukat olanlar “Cumhuriyet elbette ge- rekeni fazlasıyla yapıyordur ama” deyip eklemiş: “Bize düşen bir şey varsa, hazırız...” Onlara ayrıca teşekkür ediyorum. Kıyı kasabalarından yazanlar ise yerleşim yerle- rinin güzel bir kartpostalını göndermişler, şu tür not- lar düşmüşler: “Dilerim adalet hızlı işler, bir an önce özgürlüğü- nüze kavuşursunuz... O gün bize bekleriz. Aileniz- le birlikte istediğiniz kadar misafirimiz olun...” Gelmiş kadar oldum, onlara da teşekkür! Ankara Devlet Konservatuvarı’ndan bir delikan- lı üşenmemiş 5 sayfa yazmış. Söz aranızda, ben ken- di yazılarımı övmeye kalksam, onun kadar güzel ta- rif edemem. Duygu yüklü tepkilerini de ustaca ifa- de etmiş. Öyle ki; al köşe yazısı olarak yayımla. Avcılar’dan Müslim kardeşim, bana nasıl hitap edeceğini düşünmüş, şu iki tanımı birleştirmiş: “Canımızın parçası... Güzel insan...” Bu ve benzeri tanımlarda yutkunmadım dersem doğru söylememiş olurum... Bir de üniversite öğrencisinin mektubu... Samsunluymuş. Tıp fakültesinde okumak istemiş. Sorun şu: Hangi ili yazacak? Ankara’yı istemiş, bir başka arkadaş ile birlikte. Nedenini şöyle açıkıyor: “Arkadaşım da Cumhuriyet okuruydu. Ankara’da Mustafa Balbay’la tanışırız diye dü- şündük...” Devamı bende kalsın! TÜYAP kitap fuarlarında tanıştıklarım, daha doğ- rusu karşılaştıklarım, bana imzalattıkları kitaplardan söz açıyorlar. Kitap yazmaya devam etmem ge- rektiğini söylüyorlar. Tabii ki yazacağım, ben kitapsız olamam! Karadeniz Ereğli’den yazan bir okur, mektubun yanına yapraklı duvar takviminden 22 Nisan Çar- şamba günlü yaprağı kesip göndermiş. 22 Nisan’ın ne anlamı olabilir diye düşünürken, alt kısımdaki “gü- nün sözü” bölümündeki tümce dikkatimi çekti: “Yurttaş için her şey ülkesini sevmekle başlar.” Altındaki isim tanıdıktı: Mustafa Balbay. Takvimi yapanlar, benim günlük yazılardan bir tümceyi koymuşlar. En yakını Silivri’nin içinden, en uzağı Avustral- ya’dan gelen mektupların yanında kitaplar da alı- yorum. Dreyfus davasından söz ettiğim yazıda Adil Giray Çelik’in kitabından alıntı yapmıştım. Çelik “Sokrates’ten Sivas’a Tarihin Yargıladığı Davalar” ki- tabını imzalayıp göndermiş. Çelik, Denizli’nin yerel gazetesi “Deha-20”de köşe yazarlığı da yapıyormuş. Benim için 2 yazı yazmış. Onları da göndermiş. Ya- nına Bertolt Brecht’in “Halkın Ekmeği” adlı şiirini eklemiş. Şiirden bir bölüm: “Ekmek her gün nasıl gerekliyse nasıl, Adalet de gerekli her gün / Hem o, günde birçok kez gerekli.” Tanıdığım dostları bir kez daha tanıdığım, tanı- madığım dostları tanıdığım mektuplar için binlerce teşekkür... ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA 1 HAZİRAN 2009 PAZARTESİCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI ‘Cumhuriyetin başsavcısıyım’ Ergenekon kapsamõnda ifade vermeye çağrõlan Kanadoğlu, ‘Bu davete icabet etmeme lüksüm yok’ dedi Baştarafı 1. sayfada savcõlõğõ’na giderek Ergenekon soruşturmasõnõ yürüten savcõ Ze- keriya Öz’e bizzat ifade verece- ğini ileri süren haberle ilgili olarak, savcõlõğõn davetinin henüz resmi olarak kendisine ulaşmadõğõnõ söy- ledi. Konuyu basõndan öğrendiği- ni dile getiren Kanadoğlu, “Beni ifade vermek üzere İstanbul Özel Yetkili Ağır Ceza Mahke- mesi’nin savcısı davet etmiş. Zaten bu malum ma’hud, ancak adının kullanılması mahkeme tarafından yasaklamış örgütün faaliyetleriyle irtibatlı olduğum ileri sürülerek benim evim aran- dı. Evim arandığı anda, ben de bu davanın şüphelisi oldum. Şimdi davet ettikleri kişi, o ma- lum ve ma’hud davanın bir şüp- helisidir. Habere göre, irtibatlı olduğum iddia edilen Danıştay baskını, Cumhuriyet gazetesinin bombalanması ve bunun ya- nında akla gelen çeşitli olaylar için -zaten belki Yõldõrõm Beya- zõd’ı da o öldürmüş olabilir- şüphelinin (kendisinin) bilgisinin dışında bu irtibatın nereden ile- ri geldiğini bana soracaklar. El- bet bu davete iacebet edeceğim. Bu davete icabet etmemek lük- süm de yok” dedi. Olayõn aydõnlõğa kavuşmasõnõn aynõ zamanda kendisinin görevi ol- duğunun altõnõ çizen Kanadoğlu, savcõlara da çeşitli uyarõlarda bu- lunarak şunlarõ söyledi: “Tabii bana bu konuda soru soracak savcı arkadaşların, be- nim Türkiye Cumhuriyeti’nin başsavcısı olduğumu bildikle- rini sanırım. Bu davete gidece- ğim. Zaten zorunlu olarak gi- deceğim. İnanıyorum ve diliyo- rum ki, bu malum ve ma’hud örgütün ve davanın açıklığa ka- vuşması kısa sürede mümkün olur. Çünkü ben de inanıyo- rum ki, bu davanın soruştur- masını yürüten savcılar, hiçbir gücün, iktidarın, çeşitli akla ge- lebilecek etkili güçlerin savcısı değildirler. Savcılar, ‘cumhur- yetin savcõsõ’ olduğunu hiçbir za- man unutmamalıdır.” Sabih Kanadoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn dava- yõ siyasallaştõrdõğõnõ dile getirdi. Erdoğan’õn “Biz iktidar oldu- ğumuz günden daha önceden bu olayı biliyorduk. İktidar olunca emniyet marifetiyle soruştur- maya başladık. Bir süre emni- yetle bu işi götürdük. Sonra biz bu soruşturmayı savcılığa dev- rettik ve emniyetle savcılık el ele, yan yana, güç birliği yaparak bu soruşturmayı götürüyorlar” de- diğini anõmsattõ. “Bir ülkede baş- bakanlar doğruyu söyler” diyen Kanadoğlu, şöyle konuştu: “Bu davanın iddianamesin- de her şeyin Ümraniye’de bir- takım bombaların ele geçmesiyle başladığı yazılı. Başbakan’dan öğrendik ki, Kasım 2002’den önce örgüt biliniyordu ve so- ruşturmaya başlandı. Sayın Baş- bakan doğruyu söylüyordu ama bir şeyi unutuyordu. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin ya- salarına göre, soruşturmanın cumhuriyet savcısı tarafından daha ilk andan itibaren yapıl- ması gerekir. İkinci olarak em- niyetle savcılık elbirliğiyle, güç birliği yapmaz. Emniyet, savcı- ların talimatına uygun biçimde soruşturmayı götürür. Başba- kan, yargıya güvenmiyordu. Yargı, yargıya bırakılmayacak bir işti! Peki, anayasada her- hangi bir değişiklik yapılmadı, yasalar yargının güçlendirilme- sini, bağımsızlığını sağlayacak birtakım değişiklikleri getirme- di, ne oldu da birdenbire yargı- ya güvenmeyen Başbakan, ‘Yar- gõnõn işine karõşmayalõm’ deme- ye başladı?” Kanadoğlu, yargõnõn siyasal- laşmasõnõn tehlikesine de işaret ederek “Yargı, mutlaka bağım- sız olmalıdır. Eğer yargı ba- ğımsızlğını kaybederse mutlaka siyasallaşır. Siyasallaşmış ve ba- ğımsızlığını kaybetmiş bir yar- gının, bir bumerang gibi onu kendisine bağlı hale getirmeye çalışanları vurduğuna ilişkin örnekler doludur. Tarihten ders alınmasında yarar vardır” diye konuştu. 18 bin 500 öğrenci ter döktü İstanbul Haber Servisi - Türkiye ge- nelinde 14 ilde yapõlan Özel Yabancõ Ortaöğretim Okullarõna Giriş Sõnavõ, İs- tanbul’da sorunsuz bir şekilde tamam- landõ. İlköğretim 8. sõnõf öğrencilerinin katõldõğõ, toplam 18 bin 500 adayõn ya- rõştõğõ sõnavda öğrenciler 100 soru çözdü. Toplam bin 667 öğrencinin ya- bancõ okullara yerleştirileceği sõnav 1000 puan üzerinden hesaplanacak. Sõnav sonuçlarõ ise 25 Haziran 2009 ta- rihinde açõklanacak. Adaylar okul ter- cihlerini, 26 Haziran - 15 Temmuz 2009 tarihleri arasõnda http://www.meb.gov.tr adresinden yapabilecek. Aileler sõnav süresince çocuklarõnõ okullarõn bahçelerinde, kapõlarõnda ve okullardaki sõnavõn yapõlmadõğõ alan- larda gazete okuyarak, sohbet ederek bekledi. Velilerden İncinur Akı “Hem Özel Yabancı Ortaöğretim Okulla- rına Giriş Sınavı, hem Seviye Belir- leme Sınavı (SBS) derken bu sene çok zorlandık, çocuğum çok sıkıntı ya- şadı. Milli Eğitim Bakanlığı her se- ne bir değişiklik, bir farklılık yara- tarak asosyal bir nesil yetiştiriyor” derken Banu İmrahor “Çocuğum Robert Lisesi’ni kazanmak istiyor. Bütün yıl çok çalıştı, sınava girmeden önce çok stresliydi. Puanına göre ter- cih yapacak” şeklinde konuştu. Sõnavdan çõkan öğrencilerin gö- rüşleri şöyle: ? Emre Akı: “Sõnavõm güzel geçti. Ancak Fen Bilgisi soru- larõnõ çözerken biraz zorlandõm. Uma- rõm başarõlõ olurum.” ? Ezgi Özha- mur: “Sõnav bence kolaydõ. Gayet iyi geçti. Üsküdar Amerikan Lisesi’ni ka- zanmak istiyorum.” İstanbul Haber Servisi - 38 yõl önce Nurhak Dağõ’nda katledilen devrimci gençlik hareketi li- derlerinden Sinan Cemgil, Alpaslan Özdoğan ve Kadir Manga şarkõlarla, şiirlerle anõldõ. 68’liler Birliği, CUMOK ve Mücadele Birliği üyeleri dün Sinan Cemgil’in Karacaahmet Me- zarlõğõ’ndaki mezarõ başõnda bir araya geldi. Şi- rin ve Sinan Cemgil’in oğlu Taylan Cemgil, an- ne ve babasõnõn birbirlerine yazdõğõ iki mektubu okurken duygulu anlar yaşandõ. Yusuf Aslan, De- niz Gezmiş ve Sinan Cemgil ile birlikte Nurhak’a doğru motosikletle yola çõkan Tayfun Cinemre de anma etkinliğinde bir konuşma yaptõ. Nurhak’a yolculuk hikâyelerini anlatan Cinemre, “Nur- hak’ta 2 gün kaldıktan sonra Ankara’ya dön- düm. Ben giderken Sinan bana Ahmed Arif’in bir şiirini okudu. O şiiri ezberledim. Ankara’ya döndükten 2 ay sonra Cihan Alptekin ile birlikte yakalandık. Bize getirilen ekmek parçalarının sarılı olduğu gazete kâğıdında Sinan ve diğer arkadaşlarımızın öldürüldüğünü öğrendik. Ahmed Arif’in şiirini okumaya başladık yük- sek sesle. Daha sonra o şiiri hep birlikte oku- mak bize moral verdi” dedi. Cinemre konuş- masõnõn sonunda Cemgil’in de çok sevdiği Ahmed Arif’in “33 Kurşun” şiirini okudu. Nurhak’ta yaşamõnõ yitirenler anõldõ Özel Yabancõ Ortaöğretim Okullarõna Giriş Sõnavõ dün saat 10.00’da başladõ ve 120 dakika sürdü ? TÜRKÇE: Sorular temel bilgilere sa- hip öğrencilerin yapabileceği niteliktedir ve ko- laydõr. 7. ve 8. sõnf programlarõna uygun ola- rak hazõrlanmõştõr. 25 sorunun 18’i Anlam Bil- gisi, 7’si Dilbilgisi konularõndan sorulmuştur. ? MATEMATİK: Sorular 7. ve 8. sõnf programlarõna uygun sorulardan oluş- maktadõr. Sorular, işlem yeteneğine dayalõ olup çok fazla cebirsel ifade içermeyen, Dev- let Parasõz Yatõlõlõk Sõnavlarõ sorularõna ben- zer neteliktedir. Zor denebilecek soru bulun- mamaktadõr. ? FEN VE TEKNOLOJİ: Sorular, müfredata uygun olarak hazõrlanmõştõr. Açõk ve net bir şekilde ifade edilmiştir. ? SOSYAL BİLGİLER: Sorular müfredata uygun olarak hazõrlanmõştõr. 20 soru- nun ağõrlõklõ olarak 8. sõnõf Atatürkçülük ve İnkõ- lap Tarihi programõndan sorulduğu görülmekte- dir. Sorular kolaylõkla yanõtlanabilecek niteliktedir. ? İNGİLİZCE:Sorular dil yeteneğini öl- çebilecek özelliktedir. Düzenli okuma alõşkanlõğõ olan öğrencilerin kolayca yanõtlayabileceği so- rulardõr. UZMANLAR SINAVI DEĞERLENDİRDİ * Fen Bilimleri Dershaneleri uzman öğretmenleri tarafõndan yorumlandõ. Yõlmaz ve Feral Şeşen sõnav boyunca okul bahçesinde bek- lerken “3 yõl arka arkaya SBS, ardõndan 8. sõnõfta Özel Yabancõ Ortaöğretim Okullarõna Giriş Sõnavõ çocuklarõ inanõlmaz yoru- yor. Çocuğum dershaneye gitti, okulunda başarõlõ.. umarõm sõ- nav istediği gibi geçer” şeklinde konuştu. (MEHLİKA AKGÜN) ? Burak Öz- demir: “Geçen yõl SBS’de so- rulan sorulara oranla çok zor- du ama.. yapa- bildiğimi yap- tõm. İyi bir oku- lu kazanmak is- tiyorum.” ? Senem Ce- sur: “Matema- tik sorularõnõ çözerken zor- landõm. Türk- çe çok kolaydõ. Saint-Joseph Fransõz Lise- si’ni kazanmak istiyorum.” İstanbul PB 22 Edirne PB 27 Kocaeli PB 26 Çanakkale PB 25 İzmir B 28 Manisa B 28 Aydın B 29 Denizli B 26 Zonguldak PB 20 Sinop PB 18 Samsun B 20 Trabzon B 17 Giresun B 17 Ankara PB 20 Eskişehir PB 22 Konya PB 18 Sıvas B 16 Antalya B 27 Adana B 26 Mersin B 24 Diyarbakır Y 23 Şanlıurfa PB 26 Mardin B 27 Siirt Y 21 Hakkâri Y 13 Van Y 14 Kars Y 13 Oslo Y 18 Helsinki PB 14 Stockholm Y 12 Londra Y 17 Amsterdam Y 19 Brüksel Y 16 Paris Y 21 Bonn Y 11 Münih Y 16 Berlin B 17 Budapeşte Y 26 Madrid B 27 Viyana Y 21 Belgrad Y 27 Sofya Y 24 Roma B 21 Atina B 24 Zürih Y 23 Moskova Y 20 Aşkabat PB 28 Astana B 27 Taşkent PB 31 Bakû Y 20 Bişkek PB 20 Tiflis Y 11 Kahire B 27 Şam PB 27 Ülkemizin iç, kuzey ve do- ğu kesimleri parçalı çok bulutlu, Doğu Karadeniz’in doğusu, Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğusu ile Adana ve Mersin’in iç kesimleri, Osmaniye, K.Maraş, Bat- man, Siirt ve Diyarbakır çevrelerinde sağanak ve gök gürültülü sağanak ya- ğışlı, diğer yerler az bulut- lu geçecek. Hava sıcaklığı batı bölgelerinden başla- mak üzere ülke genelinde 3-5 derece artacak. Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, DSP’li Belediye Başkanı Nebi Tepe’nin da- vetlisi olarak geldiği Tekirdağ’ın Muratlı il- çesinde yurttaşlar tarafından coşkuyla kar- şılandı. Muratlı Meydanı’nda yurttaşlara hitap eden Sarıgül, Türkiye’nin iyi yönetil- mediğini söyledi. Toplumun kutuplara ay- rıldığını vurgulayan Sarıgül, “İnançlar ve Atatürk üzerinden siyaset yapılıyor. İnanç- lar Allah’a ulaşmanın yoludur, iktidara ulaşmak için alet edilemez” dedi. Siyasetin toplumdan koptuğuna dikkati çeken Sarı- gül, “2011’deki büyük iktidar buluşması için harekete geçme zamanımız geldi” dedi. ‘Harekete geçme zamanı’ İnsan Hakları Derneği üyesi bir grup, “Kayıplar Haftası”nın son günü dolayısıyla Galatasaray Lisesi önünde gözaltında kaybolanları temsili olarak fe- nerlerle aradı. Bir süre oturma eylemi yapan grup adına yapılan açıklamada, gözaltında kaybolanla- rın faillerinin kollanmaya devam edildiği öne sü- rüldü. Açıklamada, “15 yıldır yakınlarımızı arıyo- ruz. Hiçbir faili meçhulün sorumlusu yargılanma- dı. Yetkililer hiçbir talebimize cevap vermedi. Aradan değil 15 yıl, 150 yıl da geçse kayıplarımızın arkasındayız” denildi. Kayıplara Karşı Uluslararası Komite (ICAD) tarafından Bilgi Üniversitesi’nde dü- zenlenen panelde konuşan ICAD temsilcisi Hava- li Mengi, devletin gözaltındaki kişileri kaybederek toplumu sindirmeyi amaçladığını savundu. KKTC Cumhurbaşkanı Talat ‘Toprak vermek zorundayız’ LEFKOŞE (AA) - Kuzey Kõbrõs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanõ Mehmet Ali Talat, Kõbrõs sorununun çö- zümü için en uygun dönemde olduklarõnõ ancak Türk tarafõnõn, toprak vermek zo- runda kalabileceğini söyledi. Kõbrõs konusunda yaşanmakta olan geliş- meler hakkõnda halkõ bilgilendirmek ama- cõyla köy gezileri başlatan Talat, Gaziveren ve Doğancõ köylerini ziyaret etti. Kõbrõs so- rununun çözümünün ve halkõn karşõ karşõya kaldõğõ birçok sorunun çözümünün de ken- diliğinden geleceğini ifade eden Talat, bu dönemin Kõbrõs sorununun çözümü için önemli bir fõrsat olduğunu kaydetti ve Tür- kiye’nin çözüm isteğine dikkati çekti. Kõbrõs Rum tarafõnda iktidardaki partinin kuramsal olarak çözüm yanlõsõ olduğunu belirten Ta- lat, Kõbrõs Rum tarafõnõn çözüm için yeterli motivasyonunun olmadõğõnõ dile getirdi. ‘Yapılan yatırım boşa gitmez’ Görüşme sürecinde “toprak” konusunun en zor konu olacağõnõ ifade eden Talat, “Biz, en baştan yüzde 29 artıyı kabul et- tiğimiz için toprak vermek zorundayız. Görüşme sürecinde en zor konu ‘top- rak’ olacaktır, çünkü toprak vermek zor bir konudur. Ancak halkımız hiç en- dişe duymasın. Yapılan hiçbir yatırım boşa gitmeyecektir” diye konuştu. İstanbul Haber Servisi - DSP Genel Başkanõ Masum Türker, Bahçeşehir Üniversitesi Amerikan Araştõrmalarõ Merkezi’nce düzenlenen ve basõna ka- palõ olarak gerçekleştirilen “Küresel Kriz Ekseninde Küresel Ekonomi” konulu yuvarlak masa toplantõsõndan önce gaze- tecilerin sorularõnõ yanõt- ladõ. Türker, bir gazeteci- nin “Partinizin Belediye Başkanı Mustafa Sarı- gül, Türkiye Değişim Hareketi adı altında Tekirdağ’ın bir ilçesin- de miting düzenliyor. Bundan partinizin ha- beri var mı? Yeni bir oluşum mu?” sorusu üzerine “Hiç haberimiz yok. Sayın Sarıgül, partimizin 62 beledi- ye başkanından biridir. Bir parti kurmak istiyorsa kurmasında bir sakınca yok” yanõtõnõ verdi. DSP LİDERİ TÜRKER: SARIGÜL İSTERSE PARTİ KURABİLİR Fotoğraf:ALİAÇAR Kayıpları fenerle aradılar
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear