28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
MURAT BEŞER Y etmişli yõllarõn plak toplayõcõlarõ bi- lir. O vakitler topluluklar; konsept al- bümler yapar, bu yolla hem dinle- yicilerine bütünlüklü bir dünya görüşü sunma olanağõ bulur, hem de sükselerine cila atarlardõ. Rock tarihine kazõk çakan Pink Floyd’un ‘The Wall’u, Genesis’in ‘The Lamb Lies Down on Broadway’i, The Who’nun ‘Tommy’si, David Bowie’nin ‘Ziggy Stardust’õnõn halen gelmiş geçmiş en iyi albümler arasõnda yer alõ- yor olmasõ rastlantõ olarak görülmemeli. Dünya o zamandan bu yana çok değişti. İn- san ruhu ve aklõnõn üstünden sayõsõz buldozer geçti. Müzik yerinde durmadõ; albüm sürele- ri uzadõ, şarkõlar kõsaldõ, herkes çok konuşmaya başladõ, söyleyecek düzgün sözü olan adam azaldõ. O konsept albümler bitti, kapağõnda kü- çük dağlarõ ben yarattõm diye bakan tuhaf tip- lerin göründüğü, içinden nefret ve hakkani- yetsiz bir alayõn püskürdüğü cüce şarkõlarla do- lu albümler bastõ ortalõğõ. Çõlgõn gidişata itiraz yükselten isimler çõk- madõ değil arada. Şimdi bizden bi- ri, Redd var. Bu topluluk sade- ce klişe birkaç popüler politik çağrõşõm yaparak dostlara ken- dini alõşverişte gösterenlerden ayrõlmakla kalmõyor, tavrõnõ müzikal çizgisine de yansõt- mayõ kendine mesele edindi- ğini hissettiriyor, yeni al- bümü ‘21’ ile. ‘21’, konsept albüm; yani tek şarkõlarõn din- lendiği, satõldõğõ dün- yada ticari açõdan ko- caman bir risk. 21 şar- kõ ve dört epizottan oluşan ‘21’, bir insa- nõn doğumundan ölü- müne kadar geçirdiği evreleri anlatõyor. Sõ- rasõyla, doğum anõ ve ço- cukluk, ergenlik ve başkaldõrõ, aşk ve bilgelik. Epizotlarõn gizli öznesi 21 adlõ karakter. Top- luluk üyelerinin dünya görüşlerine uygun olarak, 21’in cinsiyeti ve õrkõ yok. Doğuştan muhalif (yaşõndan büyük bir özbilinç ile doğ- muş), düşleri ile gerçekleri arasõnda fark olan, ateist, romantik bir devrimci (kaybedecek bir şeyim yok dediğine göre), işçi sõnõfõna men- sup (bilinciyle küçük burjuvaziye ait görünse de), (‘Öyle boş ki hayat’ demesiyle) arada bir nihilist tepkiler veren, iş hayatõnda uyumsuz, kaybettikten sonra hakiki aşkõ bir daha bula- mamõş, aşka inancõnõ yitirmiş, sonra da yarõ mutsuz ölmüş biri. Albümde derinden derine bir “yansıtma ku- ramı” etkisi hissediliyor. Eğrisiyle doğrusuyla gerçek biri 21. Düzenin insan ruhu ve vücu- du üzerindeki deformasyonunu yansõtõyor. Belki bu açõdan ondan tutarlõlõk beklemek doğ- ru değil. Benzer nedenle ‘21’ için gerçekçi bir albüm demek yanlõş olmaz. Eski tarz bir kon- sept albüm değil ‘21’. İçinde sessiz pasajlar, uvertürler, girişler, çõkõşlar yok. Şar- kõ formatlõ ve şarkõlarõn her biriyle büyük bir titizlikle uğraşõldõğõ belli. “Özgürlük Sırtın- dan Vurulmuş”, Hrant Dink cinayetini; as- kerde olduklarõ süreçte yazdõklarõ “Vicdani Redd” genel olarak aynõlaşmaya, tektipleş- meye karşõ oluşlarõnõ anlatõyor. Şarkõlarõn en takdire şayan tarafõ, topluluk üyelerinin henüz ayak basmadõklarõ yaş dilimleriyle ilgili bö- lümlerin altõndan hatasõz kalkabilmiş olmala- rõ. “Farklı bir müziğimiz, kendimize özgü bir sound’umuz var” diyen Redd için yapõlabi- lecek tek eleştiri, halihazõrda Türkiye’nin en iyi çalan topluluklarõndan biri olmalarõna kar- şõn, tipik seksenlerden (Cure, U2) başlayan, Editors, Killers, Coldplay’e uzanan bir so- unda sahip olmalarõ. Not düşülmeli ki, şarkõ- lar ile müzikal özgünlük arasõndaki bu olum- suz makasõn, ilerleyen albümlerde kapanaca- ğõ konusunda büyük umutlar var. En azõndan içerde demokratik havanõn hâkim oluşu, kim- senin diğerine göre dominant olmamasõ bu ge- leceğin garantisi. (muratbeser@muratbe- ser.com) Redd topluluğunun ‘21’ adlõ albümünde doğumdan ölüme 21 parça yer alõyor Akõntõya karşõ kürek çekenler ÇAĞDAŞ BİR DARWIN YORUMU Kültür Servisi - ABD’li edebiyat eleştirmeni ve akademisyen Ge- orge Levine’õn ‘Dar- win Sizi Seviyor’ ad- lõ kitabõ Metis Yayõn- larõ’ndan çõktõ. Levi- ne, ‘Doğal Seçilim ve Dünyanın Yeni- den Büyülenmesi’ altbaşlõğõnõ taşõyan ki- tabõnda, evrim kura- mõndan çok Charles Darwin’in kendisini kişisel yönleriyle ele alan bir yorum sunuyor. Darwin deyince ak- la gelebilecek katõ, soğuk, duygusuz bilim adamõnõn yerine, yaşamõyla bilimi iç içe olan, en duygusal anlarõnda bile bilimci duyarlõ- lõğõyla gözlem yapmayõ sürdüren en nesnel gözlemlerinde bile duygularõnõ, özellikle de doğanõn ayrõntõlarõnda gizli mucizeler kar- şõsõndaki şaşkõnlõğõnõ ele veren sevecen bir doğa tutkunu ve bilgini koyuyor. Levine, kitabõnõn Türkçe basõmõ için yazdõğõ ön- sözde, “Bu kitabın derdi dinsel dogmalar değil, bütünüyle seküler bir hayat sürme- nin, dünyadaki harikaları duyumsamanın ve tıpkı Darwin’in yaptığı gibi, doğada an- lam, güzellik ve ahlaki bir enerji bulmanın nasıl mümkün olabileceği” diyor. “Umu- yorum ki, Türkiyeli okurlar da Darwin’in düşüncelerinin ve dilinin o olağanüstü gücünü hissedecek ve tıpkı Darwin gibi dünyadaki harikaları fark edib onlardan heyecan duyabilecektir.” Levine’a göre, Darwin’in dünyasõ “doğal” bir dünya olduğu için, doğaüstüne yüz vermediği için hiç de büyüsünü yitirmiş, mekanik bir yer değil, tersine büyüyle, anlamla, değerle dop- dolu. Dünyayõ, doğayõ, birbirine bağlõ ve ba- ğõmlõ olan tüm canlõlarõ sevmek, yaşama, hu- şu, hayret ve hayranlõkla bakmak için doğa- üstüne gerek olmadõğõnõn en sağlam kanõtõ Darwin, güçlü bir maneviyat için “öte”lere bakmak gerekmediğinin en iyi örneği. ‘Darwin Sizi Seviyor’ 60 YIL SONRA YENİDEN Halide Edib’den Doğu-Batõ sorunu Kültür Servisi - Halide Edib Adıvar’õn uzun yõllardõr ara- nan ‘Türkiye’de Şark-Garp ve Amerikan Tesirleri’ ad- lõ kitabõ yeniden yayõmlandõ. 60 yõldan fazla bir zaman sonra Can Yayõnlarõ’nca ba- sõlan kitabõ yayõna hazõrla- yan Mehmet Kalpaklı, Tür- kiye’deki Doğu-Batõ sorunu- nu tarihsel kökenleriyle ve çok yönlü olarak ele alan ya- põtõn, Halide Edib’in düne, bugüne ve yarõna õşõk tutan görüşlerini yansõttõğõnõ belirtti. Türkçede ilk kez 1955’te yayõmlanan ‘Türkiye’de Şark- Garp ve Amerikan Tesirleri’ni oluşturan ya- zõlar, Halide Edib’in, 1930’da basõlan ‘Turkey Faces West’ (Türkiye Garp’a Bakõyor) ve 1935’te basõlan ‘Conflict of East and West in Turkey’ (Türkiye’de Şark-Garp Çatõşmasõ) ki- taplarõndaki yazõlara dayanõyor. Yazar, anõlarõ- nõ yayõmlarken, ‘Mor Salkımlı Ev’ ve ‘Türk’ün Ateşle İmtihanı’nda yaptõğõ gibi, metinleri ay- nen çevirmemiş, pek çok ekleme, çõkarma ve de- ğiştirmeler yapmõş. Kitapta yer alan yazõlar ön- ce 1954’te ‘Yeni İstanbul’ gazetesinde ya- yõmlanmõş. Halide Edib, ‘Türkiye’de Şark- Garp ve Amerikan Tesirleri’ adlõ kitabõnda, gü- nümüzde de öncelikli tartõşma konularõ olmayõ sürdüren sağ-sol, Doğu-Batõ, Müslümanlõk-Hõ- ristiyanlõk gibi sorunlara özgün yorumlar geti- riyor ve Türkiye’nin politik konumlarõ üzerin- de duruyor. Devrim Arabaları İngiltere’de İSTANBUL (AA) - Tolga Örnek’in çektiği ve Türkiye’nin ilk otomobili ‘Devrim’i konu alan ‘Devrim Arabalarõ’ İngiltere’de vizyona girdi. Sait Genay, Taner Birsel, Ali Düşenkalkar, Halit Ergenç, Altan Gördüm, Vahide Gördüm, Seçil Mutlu, Uğur Polat, Serhat Tutumluer, Onur Ünsal, Selçuk Yöntem ve Haluk Bilginer’in rol aldõğõ ‘Devrim Arabalarõ’; Hollanda, Avustralya, Yeni Zelanda ve Arjantin’de vizyona girmesi için gelen taleplerle ilgili görüşmeler ise sürüyor. Film, ABD’deki Hoboken Film Festivali’nde 3 Haziran’da seyirci ile buluşacak. Cumartesi’nin 50. sayısı Kültür Servisi - İnternetten elektronik posta olarak yayõmlanan şiir dergisi Cumartesi’nin 50. sayõsõ okurlarõyla buluştu. Enver Topaloğlu’nun yayõn yönetmenliğini üstlendiği, Turgay Kantürk, Nihat Ateş ve Cumartesi Gönüllüleri’nin katkõda bulunduğu şiir dergisi Cumartesi, her ayõn son cumartesi günü okurlarõyla buluşuyor. PDF formatõnda hazõrlanõp elektronik posta adreslerine gönderilen Cumartesi’de ‘Köprü Altõ’, ‘Şiir Sözlüğü’, ‘Ortaya Karõşõk’ ve ‘Şiir Kurdu’nun yeri gibi başlõklar altõnda şiirle ilgili yazõlara da yer veriliyor. (cumartesisiir@gmail.com) Ercan yeniden genel başkan... Kültür Servisi - Türkiye Yazar- lar Sendikasõ’nõn (TYS) dün Tür- kiye Gazeteciler Sendikasõ’nda ya- põlan olağan 16. Olağan Genel Ku- rulu’nda Enver Ercan yeniden ge- nel başkan seçildi. Yönetim kuru- lu üyeleriyse Mustafa Köz, Tevfik Taş, Mehrizat Poyraz, Kamil Tekin Sürek, Nurullah Can, To- zan Alkan, Özgün E. Bulut, Şener Gökçe olarak belir- lendi. Tek listeyle seçime gidilen ku- rulda, disiplin ku- rulu üyeleriyse Hıf- zı Topuz, Adnan Özyalçıner, Cen- giz Bektaş, Ataol B e h r a m o ğ l u , Egemen Berköz oldu. Denetleme Kurulu ise Ahmet Miskioğlu, Lütfü Ka- leli ve Ali Ersin Günçe’den oluş- tu. Yönetim kurulundaki görev da- ğõlõmõnõn diğer bölümü, bugün ya- põlacak toplantõyla belirlenecek. TYS, yayõmladõğõ sonuç bildir- gesinde “Türkiye’nin içinde bu- lunduğu zor koşullar altında” bu genel kurulun gerçekleştirildiği vurgulandõ ve bu çerçevede “sivil toplum örgütlerine yapılan bas- kılar”, “farklı diller, kimlikler, inançlar üzerindeki yasaklar”, “yazarlar ve yayıncılara yönelik çeşitli engellemeler” gibi konula- ra dikkat çekildi. Tüm bunlar kar- şõsõnda TYS’nin üzerine düşeni yapmaya kararlõ olduğu vurgulanan sonuç bildirgesin- de, sendika üye- lerinin şu açõkla- masõna da yer ve- rildi: “(...)TYS ola- rak biz, ülkemizde yaşama, yazma, yayımlama, örgüt- lenme ve bilim yap- ma özgürlüğü başta olmak üzere daha demokratik bir ül- kede yaşamak için emekçilerin, ezilen- lerin verdiği örgütlü savaşımın bir parçası olmanın ne denli bü- yük bir zorunluluk ol- duğunu bu genel kurulumuzda bir kez daha gördük. Türkiye Yazarlar Sendikası’nın kurul- duğu zamandan bugüne kadar ol- duğu gibi bundan sonraki hattı- nın ve safının ezilenlerin örgütlü safları olacağını, özgür bir ülke- ye varmanın başka bir yolu ol- madığını bu genel kurulumuzda bir kez daha ilan ediyoruz.” Leyla Konuk’un fõrçasõndan Küba Kültür Servisi - Leyla Konuk’un son dönem çalõşmalarõ, Polat Towers’ta sergileniyor. Sanatçõ, elli altõ yapõtõ- na yer verdiği sergisinde, hiç gitme- miş olsa da etkilendiği Küba’yõ ele alõ- yor. Sanatçõ, yaklaşõmõnõ anlatõrken “aslõnda sadece insanlara rüyalarõ- nõ vermek” istediğini söylüyor. Konuk, yine yakõn dönemde gerçekleştirdiği dört metre uzunluğundaki ‘Viva Cu- ba Libre’yle de büyük ilgi gördü. (www.leylakonuk.org) ERİNÇ SEYMEN SERGİSİ Kültür Servisi - Genç sanatçõ Erinç Sey- men’in tuval ve kâğõt üzerine yaptõğõ resimleri ile video gösteri- leri ve elektro- akustik ses kom- pozisyonlarõnõn da yer aldõğõ ‘İk- na Odası - Per- suasion Room’ başlõklõ yeni ser- gisi dün Gale- rist’te açõldõ. Sergi, kişisel kanaatlerin inşasõnda et- kili olan otoriter psikolojik un- surlarõ, ‘lider kültü’, ‘akıl sağlı- ğı’, ‘sefalet’, ‘militarizm’, ‘cin- siyet kimliği’ gibi kavramlar bağ- lamõnda tartõşmaya açan bir anõ defteri olma niteliği taşõyor. Ser- gisinde itaatin, adanmõşlõğõn ve gönüllülüğün toplumsal hafõza- daki çağrõşõmlarõyla oynayan Sey- men, ‘vatandaş’, ‘asker’, ‘öğ- renci’, ‘hasta’, ‘çalışan’ kimlik- leri dahilinde yönlendirilmeye muhtaç bir varlõk olmakla karşõ karşõya bõrakõlan bireyin zihnin- de dolaysõz ya da dolaylõ yollar- dan kurulan baskõnõn izlerini sür- meyi amaçlõyor. ‘İkna Odası’, 20 Haziran’a dek gö- rülebilir. (0 212 244 82 30) Bireyin ‘İkna Odasõ’ Galerist’te CMYB C M Y B TÜRKİYEYAZARLARSENDİKASIOLAĞANKURULU 1 HAZİRAN 2009 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 15kultur@cumhuriyet.com.tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear