Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 7 MAYIS 2009 PERŞEMBE
4 HABERLER
Cindoruk, ‘merkez sağda birlik’ mesajõyla DP liderliğine aday oldu, ilk çõkõşõnõ Ergenekon ile yaptõ
‘Organize savcõ olmaz’ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Eski DYP ve eski TBMM Baş-
kanõ Hüsamettin Cindoruk, “mer-
kez sağda birliği sağlama” mesa-
jõyla, Demokrat Parti Genel Baş-
kanlõğõ’na resmen aday olduğunu
açõkladõ. Cindoruk, Ergenekon da-
vasõ sürecini eleştirerek “Organize
suç örgütleri olur ama organize
savcı olmaz. Türkiye’de askeri
sıkıyönetim oldu ama ilk defa si-
vil sıkıyönetim yaşanıyor” dedi.
Cindoruk adaylõğõnõ parti genel
merkezinde düzenlediği basõn top-
lantõsõyla açõkladõ. Cindoruk, “Bu
parti geçmişte iktidar çıkardı, yine
çıkaracak. Ne arıyoruz, ne istiyo-
ruz? Merkezde siyasi boşluk var
ama denge partisine ihtiyaç var.
Merkezde bir birlik partisi gerek-
li. Biz inşallah merkezde birliği
sağlayacağız” dedi. Siyasette gençlere
ihtiyaç olduğunu ifade eden Cindoruk,
esprili bir üslupla, “Bunlardan biri de
benim. Ama benim gençliğim geçi-
yor. Gençleri partiye getireceğiz.
Tecrübeyle gençliğin enerjisini bir-
leştirirsek başaramayacağımız şey
yoktur” görüşünü dile getirdi.
Türkiye’nin birliğinin bozulmasõna
ilişkin tartõşmalara dikkat çeken Cin-
doruk, “Türkiye’de son zamanda
her türlü alanda yaşanan ayrışma
tehlikeli noktaya geldi. Biz köprü
görevi yapacağız” dedi. Ayrõşmanõn
Anayasa Mahkemesi’ne kadar uzan-
dõğõnõ kaydeden Cindoruk, isim ver-
meden Ergenekon sürecini de “Or-
ganize suç örgütü olur ama organize
savcı, organize mahkeme olamaz”
sözleriyle eleştirdi. Türkiye’nin çok
olağanüstü dönemler yaşadõğõnõ, an-
cak haberleşme özgürlüğünün Türk si-
yasi yaşamõnõn hiçbir döneminde bu
kadar “hoyratça” kõsõtlanmadõğõnõ
kaydeden Cindoruk, cep telefonu ve
bilgisayarõn Türkiye’de artõk birer
“suç aleti” olarak tanõmlandõğõna
işaret etti. Cindoruk, “Adalet Baka-
nı 70 bin kişinin dinlendiğini söy-
lüyor. 70 bin kişiyi dinleyen bir si-
yasi anlayışa saygı duymamız müm-
kün değil” dedi. Anayasa değişikli-
ği çalõşmalarõna dikkat çeken Cindo-
ruk, “Sağduyu anayasası yapacağız”
dedi. Türkiye’nin “çökmemesi” için
devlete sahip çõkõlmasõ gerektiğinin al-
tõnõ çizen Cindoruk, “Ben elimi şim-
di taşın altına koydum” dedi.
Cindoruk’un, adaylõğõnõ açõkla-
madan önce Süleyman Demirel ve
Mesut Yılmaz’la da görüştüğü ve
desteklerini aldõğõ, ancak Tansu
Çiller’le görüşmediği öğrenildi. Ku-
lislerde Cindoruk’un ANAP’la
DP’nin birleşmesini sağladõktan son-
ra, genel başkanlõk koltuğunu to-
parlayõcõ bir isme bõrakacağõ konu-
şuluyor. Cindoruk’un Mesut Yõl-
maz’la ortak hareket ederek Yõlmaz
ya da iki ismin de üzerinde uzlaştõ-
ğõ bir ismin etrafõnda yeni merkez sağ
partinin şekillendirilmesi planlanõyor.
Hüsamettin Cindoruk adaylõğõnõ dün parti genel merkezinde düzenlediği basõn
toplantõsõyla açõkladõ. Türkiye’de her alanda ayrõşma yaşandõğõnõ, bunun
Anayasa Mahkemesi’ne kadar uzandõğõnõ kaydeden Cindoruk, isim vermeden
Ergenekon sürecini de “Organize suç örgütü olur ama organize savcõ, organize
mahkeme olamaz” sözleriyle eleştirdi. 70 bin kişinin telefonun dinlenmesinin
haberleşme özgürlüğüne tehdit olduğunu söyleyen Cindoruk, “Askeri
sõkõyönetim oldu ama ilk defa sivil sõkõyönetim yaşanõyor” diye konuştu.
Paksüt için
ön inceleme
yapılacak
Heyet kararõ gereğince Anayasa
Mahkemesi Başkanõ Kõlõç’õn görev-
lendireceği muhakkik, yasadõşõ din-
lendiği belirtilen Başkanvekili Paksüt
hakkõnda ön inceleme yapacak. So-
ruşturma kararõ verilirse oluşturula-
cak 3 kişilik kurul dava açmayõ ge-
rekli görürse iddianame hazõrlayacak.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Anayasa Mahkemesi, yasadõşõ dinlenil-
diğini savlayan Başkanvekili Osman
Paksüt için düğmeye bastõ. Olağanüstü
toplanan yüksek mahkeme heyeti Pak-
süt’e yönelik iddalarõn incelenmesi ge-
rektiği görüşüyle ön inceleme başlatõl-
masõ kararõ aldõ. Başkan Haşim Kılıç,
bir muhakkik üye görevlendirecek.
Anayasa Mahkemesi Başkanvekili
Paksüt, Ergenekon soruşturmasõ kapsa-
mõnda yasadõşõ dinlendiğini söylemiş,
buna karşõn mahkeme başkanlõğõnõn
herhangi bir işlem yapmamasõna tepki
göstermişti. Anayasa Mahkemesi’nin
11 asõl ve 4 yedek üyesi dün öğleden
sonra olağanüstü toplantõya çağrõldõ.
Paksüt’ün de katõldõğõ toplantõda heyet,
Paksüt ile ilgili konunun Anayasa Mah-
kemesi içtüzüğü gereğince inceleme ya-
põlmasõ gerektiği görüşünde birleşti.
Heyetin, Başkan Kõlõç’tan ön inceleme
yapmasõnõ istedikleri öğrenildi.
Hukuki süreç başlatıldı
Yapõlan açõklamada Paksüt ile ilgili
hukuki sürecin başlatõldõğõ şöyle açõklan-
dõ: “Anayasa Mahkemesi Başkanvekili
Paksüt’le ilgili olarak İstanbul Cum-
huriyet Başsavcılığı’nca gönderilen
dosyaya ilişkin soruşturmanın gizli ol-
ması, henüz bir iddianamenin bulun-
maması, konu hakkında iddianame
düzenlenmemesi olasılığı da gözetile-
rek kişilerin ve kurumların yıpratıl-
maması için belirtilen tarihte başkan-
lıkça bir işlem yapılmasına gerek gö-
rülmemiştir. Ancak, bu konuda
8.3.2009 günlü ve 2009/188 sayılı id-
dianamenin düzenlenmesinden sonra
Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluşu ve
Yargılama Usulleri Hakkında Ka-
nun’un ve Anayasa Mahkemesi İçtü-
züğü’nün ilgili maddeleri uyarınca
hukuki süreç başlatılmıştır.”
Paksüt, Anayasa Mahkemesi’nce yapõ-
lan açõklamaya ekleyeceği bir şey olma-
dõğõnõ, açõklamanõn kendisinin de görü-
şünü yansõttõğõnõ söyledi. Paksüt, “Gere-
ği neyse ortaya çıkacaktır. Heyetçe gö-
rüşüldü, mutabık kalındı. Ben de için-
deyim, birlikte yazdık” diye konuştu.
Süreç nasıl işleyecek
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’ne gö-
re, yüksek mahkeme başkanõ, başkanve-
kili ve üyeler hakkõndaki ceza soruştur-
masõnda izlenen yol şöyle:
Anayasa Mahkemesi başkanõ ön in-
celeme yapmak üzere heyetten bir üyeyi
muhakkik üye olarak tayin edecek.
Soruşturma kararõ verilirse, cumhu-
riyet savcõlarõna tanõnan tüm yetkileri
kullanmak üzere gizli oyla üç üyeden
oluşan Soruşturma Kurulu seçiliyor.
Dava açõlmasõ kararlaştõrõlõrsa üç
kişilik kurul iddianame düzenleyerek da-
vayõ açõyor. Suç görevle ilgili ise üyeler
Yüce Divan’da, kişisel suçla ilgiliyse
Yargõtay’da yargõlanõyor.
‘Kaleli’ iddiaları yalanlandı
Öte yandan, Anayasa Mahkemesi
açõklamasõnda üye Serruh Kaleli’nin,
AKP hakkõndaki kapatma davasõnõn ka-
rar aşamasõnda on dakika ara istemesine
ilişkin iddialar da yalanladõ.
‘Okyanusta dram yaşanıyor’
CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, Hint
Okyanusu’nda “Mira” adlı gemide mahsur kalan
Türk denizcilerin aileleriyle birlikte düzenlediği
basın toplantısında konuyla ilgili dışişleri ve
ulaştırma bakanlarının girişimde bulunmasını
istedi. Mira Denizcilik Şirketi’ne ait 22 bin ton
demir yüklü geminin 12 Aralık 2008’de Abu Dabi
Limanı’na girdiğini, Mira şirketi liman işçilerinin
parasını ödemediği için yük tahliyesinin yarıda
bırakıldığını, limandan çıkarılan gemideki
personelin haftalarca bekletildiğini,
pasaportlarına el konulduğunu anlatan Soysal,
“Şu anda gemi personeli kıyıdan 15 mil açıkta,
Hint Okyanusu’nda elektriksiz, kumanyasız 100
gündür sefaleti yaşamaktadır. Bir insanlık dramı
yaşanıyor. Yakıtı bitmiş bir gemide Hint
Okyanusu’nun ortasında hastalıkla karşı karşıya
olan vatandaşlarımızın hayatları tehlikededir”
dedi. Mahsur kalan denizcilerin aileleri de
gözyaşları içinde çocuklarının fotoğraflarını
göstererek yetkililerden yardım istedi. Geminin 4.
Kaptanı Alkın Özden’in annesi Gonca Özden,
oğlunun “kasırgalar başladı” diye mesaj attığını
söyledi. CHP’li Soysal’a sarılarak ağlayan Özden,
“Çocuklarımızın ve ailelerimizin can güvenliği
yok. Bizi tehdit ediyorlar” dedi. (Fotoğraf:AA)
Demirel: Bozuksa düzeltselerdi
Eski Genelkurmay Başkanõ emekli Orgeneral Büyükanõt’õn ‘devlet hasta’ sözlerine yanõt veren
9. Cumhurbaşkanõ, ‘Kimse, kendi iktidarsõzlõğõnõ, güçsüzlüğünü devlete yüklemesin’ dedi
İstanbul Haber Servisi - 9. Cum-
hurbaşkanõ Süleyman Demirel, eski
Genelkurmay Başkanõ emekli Orge-
neral Yaşar Büyükanıt’õn “devlet
hasta” sözlerine ilişkin “Hiç kimse,
kendi iktidarsızlığını, güçsüzlüğünü,
devlete yüklemesin. Eğer bozuk bir
şey vardı ise düzeltselerdi. Bozuk bir
şey varsa düzeltmek, devleti yöne-
tenlerin işidir” dedi. Türk siyasetini
de arabaya benzeten Demirel, “Ara-
ba yürümüyor” diye konuştu.
Demirel, dün İstanbul’da katõldõğõ
12’nci Avrasya Ekonomi Zirvesi çõkõ-
şõnda gazetecilerin sorularõnõ yanõtladõ.
Demirel, Türk siyasetinin derlenip to-
parlanmaya ihtiyacõ olduğunu belirterek,
“Türkiye’de demokrasi rejiminin iyi
işlemesi için bu şart. Türk siyasetini
bir araba olarak alırsanız, arabanın
4 tane lastiği var. Biri patlaksa, ara-
ba yürümez. Araba yürümüyor. Dev-
letin birtakım sıkıntıları olabilir, o sı-
kıntıları düzeltmek devleti yöneten-
lere aittir. Kimse, kendi iktidarsızlı-
ğını kendi güçsüzlüğünü, devlete
yüklemesin, eğer bozuk bir şey var-
dı ise düzeltselerdi. Bozuk bir şey var-
sa düzeltmek devleti yönetenlerin
işidir. Devlet, kendi kendine işlemez,
işletilir” değerlendirmesinde bulundu.
Hüsamettin Cindoruk’un DP baş-
kanlõğõna aday olmasõyla ilgili “Hayırlı
olsun” yorumu yapan Demirel, Cum-
hurbaşkanlõğõ süresinin 5 yõl olarak
düzenlenmesinin ise doğru bir adõm ola-
cağõnõ söyledi.
Demirel, Mardin’in bir köyünde 44
kişinin öldürülmesiyle ilgili ise şunlarõ
söyledi: “Vahşetin çaresi vardı, alın-
madı gibi birtakım tartışmalara gi-
rerseniz, vahşete haklılık verirsi-
niz. Mardin olayı vahim bir olay,
utanç verici. Günahtır, ayıptır, ya-
zıktır. Bunun dışında bir şey aramak
bence yanlış. Bütün millet, kedere
gark olmuştur. Çoluk çocuk deme-
den, kadın kız demeden, kız ver-
diydin üzerinden yapılacak bir vah-
şete hangi tedbiri alsanız işe yarar?
Biraz insan olalım canım.”
Prof. Süheyl Batum AKP’nin anayasa değişikliğini bir yalan üzerine kurduğunu söyledi
‘Hitler demokrasisi gibi’
TOLGA YENİGÜN
AKP’nin gerçekleştirmeyi dü-
şündüğü anayasa değişikliği ko-
nusunda bir yalan üzerinden yola çõ-
kõldõğõnõ belirten Bahçeşehir Üni-
versitesi Anayasa Hukuku Öğretim
Üyesi Prof. Süheyl Batum, ‘‘Av-
rupa’da Venedik kriterleri diye
bir şey yoktur. AİHM’nin koy-
duğu kriterler vardır. Parti ka-
patma konusunda Venedik ko-
misyonu da bunlara uyar’’ dedi.
Yapõlmak istenen anayasa deği-
şikliğinin kesinlikle, çağdaş demo-
kratik, katõlõmcõ, özgürlükçü bir ana-
yasa yönünde değişiklikler olmadõ-
ğõnõn ortaya çõktõğõnõn altõnõ çizen Ba-
tum, ‘‘Venedik kriterleri gibi uy-
duruk bir şey ile kendine göre,
kendi partinin kapatılmasını en-
gelliyorsun. Diyor ki bizde de sav-
cı davayı açarken Meclis’in iznini
alacakmış. Korkunç bir değişiklik.
Çoğunluk partileri bundan sonra
ne yaparlarsa yapılsın kapatıla-
maz. Meclis’te çoğunluğu olmayan
partiler ise aynı eylemlerden dolayı
kapatılabilir. Böyle bir düzene
demokrasi diyebilir misin? Olsa ol-
sa ‘Hitler demokrasi’si dersin.’’
Batum, anayasa taslağõnõn içeriği
yönünden hükümetin denetlenmesi-
ne yönelik denge ve fren mekaniz-
malarõna yer vermeyen ve yargõ de-
netimini tamamen siyasallaştõran bir
anayasa olduğunu belirtti.
“Türkiye’de maalesef son 15
yılda bir yalan üzerinden yola çı-
kıyoruz” diyen Batum, şöyle devam
etti: “Avrupada Venedik kriterle-
ri diye bir şey yoktur. AİHM’nin
koyduğu kriterler vardır. Venedik
Komisyonu sadece rapor yazan da-
nışma kuruludur. Eğer Venedik
Komisyonu’nun raporları uyul-
ması gereken zorunluluk kriterleri
oluştursaydı, dokunulmazlıklar
üzerine, partilerin mali denetimi,
kadınların siyasete katılımı, se-
çimlerde uyulması gereken ilkeler
üzerine de raporlar vardı. Peki ne-
den burada Venedik kriterlerine
hiç uymuyoruz? Peki neden o za-
man Venedik kriterleri diye bir
şeyler uyduruldu? Çok basit, çün-
kü Türkiye’de bir kesimin ve ik-
tidarın AİHM’den sıtkı sıyrıldı.’’
Avrupa’da Venedik kriterleri diye bir şey olmadõğõnõ,
parti kapatmada AİHM kriterlerinin geçerli olduğunu
belirten Batum, Anayasa taslağõnõn içeriği yönünden de
katõlõmcõ olmayan düzenlemeler içerdiğini söyledi.
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
“Kürdo Kürdini Lupus”
Ve Demokrasi Yolu
Konunun bu yönünü gündeme getirmeyecektim
eğer Fransız kökenli kimi odaklar olayın aslını tam ola-
rak öğrenmeden hemen kolları sıvayıp, “Türk ordu-
su Kürt köyünü bastı, 44 kişiyi öldürdü” başlığını at-
mamış olsalardı.
Doğrusu haberi okuduğumda eski bir Fransız ge-
leneğini düşünüyordum.
1962 yılında Hamburg’ta tanıştığım Cezayir kökenli
Fransız yurttaşı Jebel sohbet esnasında,
- Bıktım Fransızların şu çifte standardından demiş
ve sonra da eklemişti:
-Ne zaman bir Cezayirli iyi bir şey yapsa Fransız-
lar bunu “Cezayir asıllı bir Fransız” diye anons eder-
ler ama bir cinayet mi işlendi, o zaman sadece “bir
Cezayirli adam öldürdü” diye verirler.
Avrupa gazetelerinden alıntıları okuyorum bizim ba-
sından; genellikle kendilerinin Kürdistan diye söz et-
tikleri bir bölgede, Mardin’de, meydana gelen olay-
la ilgili haberlerde Kürt sözcüğünün “k” si yok, hep
Türkiye’den söz ediyorlar.
Ben de “Eğer ölenler Kürt, öldüren devlet olsaydı,
onların o zaman Kürtlükleri anımsanır, yoksa, fatura
yine Türkiye’ye çıkar” diye düşünüyordum ki, Ruhat
Mengi’nin yazısı gözüme ilişti kahkahayı bastım.
Yine de Fransız gavuruna kızıp oruç bozmaya-
caktım. Eğer DTP’li Ayna’nın açıklaması olmasaydı.
- Olay aile içi çatışma olarak yansıtılsa da bizzat dev-
let eliyle yürürlüğe konulan Kürt’ün Kürt’e kırdırılması
politikasının sonucudur, diyor Ayna.
Doğrusu bravo! Ayna’ya hani eski bir tekerlemeyi
tam tersine çevirerek söyleyelim:
- Alavere dalavere Türk TC sorumluluk nöbetine.
Sayın Ayna töre cinayetinin korucularla sınırlı kal-
madığını, bütün yöre insanını kapsadığını, onlar için
bizzat şiddetin bir töre olduğunu bilmiyor mu?
Şimdiye dek Avrupalılar ile onların lümpen liberal
muhiplerinin gözünde, Türk devletinin gaddarlığından
kaynaklanan bir Kürt sorunu vardı, burada zalim ile
mazlumun iyice ayrılmış etnik safları belliydi, bir yan-
da zalim ve kaka Türk, karşısında ise mazlum ve ci-
ci Kürt.
Şabloncu kafadan daha ileri daha ayrıntılı bir ana-
liz de zaten beklenmezdi.
Peki ya Kürt sorunu kendi öz sorunu olan Türk ve
Kürt aydın ve politikacılarına ne demeli? Onlar da ay-
nı şablonun esiri olarak, olaylara derinine inmeden
baktıkları için gerçeğin yalnızca bir yanıyla sınırlı kal-
mıyorlar mı?
Sayın Ayna ve benzer kafalara göre, Kürt varlığı-
nı tanımamakta direnen baskıcı TC ile karşısındaki
mazlum Kürt halkı arasındaki bu sorunun sorumlu-
su bir taraftır ve o davranışını düzelttiği takdirde her
şey düzelecektir.
Onlar a göre, “Türko Kürdini Lupus”, yani “Türk
Kürt’ün kurdudur.”
Oysa gerçek çok daha karmaşıktır. Kürt varlığının
kabulünün sorunun çözümüne yetmediği gerçeği gi-
bi, o bölgeden Türkiye’nin eli ayağı tümüyle kesilse,
bölge insanı tek başına kalsa bile o yapıyla, o kafayla,
o eğitimle, o töreyle, oraya demokrasi hiçbir biçim-
de gitmeyeceği realitesini artık görmek gerekmektir.
Töresi, Kürt’ü, kendi Kürt kardeşiyle anlaşıp, uz-
laşma yerine, takışma ve çatışmaya sürüklüyorsa bu-
rada devletin (yani TC’nin) suçu nedir?
Töresi Kürt’ü Kürt’ün kurdu” (Kürdo kürdini lupus)
haline getiriyor, devlet değil.
Devlet bunu değiştirseydi, diyenlere verilecek ya-
nıt da basit:
- Orada seçim var, o düzenin değişmesini isteyenler,
değiştirmeye talip olanlara oy verirler. Böyle bir ola-
ya tanık oluyor muyuz?
Bu feodal yapı, bu ağa, şıh egemenliği yıkılmadan,
törenin kendisi yakılmadan Kürt sorunun çözümünün
olmadığını söyleyenlere bölgede itibar eden, kulak ve-
ren var mı?
Kürt’ün Kürt’ün kurdu olmasına son vermeden ora-
da demokrasiye giden yolun taşları döşenmez. Son
olay bu gerçeği bir kez daha haykırıyor.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
BAHÇELİ İLE GÖRÜŞTÜ
Gül anayasa
için nabız
yokluyor
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Anayasa değişikliği ve güncel si-
yasi konulara ilişkin muhalefet par-
tilerinin liderleriyle görüşme turu
çerçevesinde dün de MHP lideri Dev-
let Bahçeli’yi kabul eden Cumhur-
başkanõ Abdullah Gül, “Türki-
ye’nin özgürlükçü bir anayasaya
gereksinimi olduğunu” söyledi.
Gül, Çankaya Köşkü’nde kabul
ettiği Bahçeli ile 1 saat 10 dakika gör-
üştü. Görüşmenin odak noktasõnõ
Gül’ün görev süresini de kapsayan
anayasa değişikliği oluşturdu. Köşk
kaynaklarõnõn AA’ya yaptõğõ açõkla-
maya göre görüşmede iç ve dõş ge-
lişmeler gündeme geldi. Gül’ün, Tür-
kiye’nin herkesin katõlõmõyla yapõla-
cak özgürlükçü ve sorunlarõn çözü-
münü kolaylaştõran nitelikte bir ana-
yasaya sahip olmasõ gerektiğini Bah-
çeli’ye ilettiği bildirildi. Gül, AB sü-
recinde reformlarõn hõz kazanmasõ ge-
rektiğini de kaydetti. Bahçeli’nin ise
anayasa değişikliği ve Azerbaycan po-
litikasõna yönelik görüşlerini Gül’e
ilettiği bildirildi. Gül, bugün saat
11.00’de de DTP Genel Başkanõ Ah-
met Türk’ü kabul edecek.
ANAYASA MAHKEMESİ
Ankara 11. Ağõr Ceza Mahkemesi, Vatanse-
ver Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği Genel
Başkanõ Taner Ünal ile derneğin eski Genel Baş-
kan Yardõmcõsõ Ahmet Cinali’nin, “Ergenekon ör-
gütü içindeki hiyerarşik yapõya dahil olmamakla
birlikte, üyelerine bilerek yardõm ettiği” iddiasõyla
yargõlandõğõ dava dosyasõnõn Ergenekon dosyasõy-
la birleştirilmesi için İstanbul 13. Ağõr Ceza Mah-
kemesi’nden muvafakat istenmesine karar verdi.
Başbakan Tayyip Erdoğan başkanlığında
gerçekleştirilen AKP MKYK toplantısında, ye-
rel seçimleri kaybeden Sinop il örgütü feshedil-
di. Ayrıca 18 ilçede de yönetimler feshedildi.
SHP kurucu üyelerinden, Eski Çalõşma ve
Sosyal Güvenlik Bakanõ Nihat Matkap, Türki-
ye’deki siyasal ortamõn SHP’nin seçimlere girme-
sini engellediği gerekçesiyle partisinden istifa etti.
Ankara’da bazı tecavüz, cinsel saldırı
ve gasp olaylarının faili olduğu iddia edilen
tenor Şahin Ö’nün, İstanbul’da 3 kıza cinsel
saldırıda bulunduğu iddiasıyla yargılandığı
davada mağdur ve müşteki avukatların iste-
ği üzerine “gizlilik kararı” alındı.
İsrail parlamentosu (Knesset), soykõrõm
iddialarõnõn parlamentoda tartõşõlmasõna ilişkin
önergeyi reddetti. Hükümetinin görüşünü akta-
ran Çevre Bakanõ Gilad Erdan, “İsrail’in tutu-
mu, ‘olaylarõn irdelenmesinin Knesset’teki bir
siyasi tartõşmayla değil, açõk görüşmelerle ya-
põlmasõ ve tarihi verilerle desteklenmesi’ ge-
rektiği yolundadõr” diye konuştu.
Fransız şarkıcı Charles Aznavour’un (89)
Ermenistan’ın İsviçre büyükelçisi olarak atan-
dığı bildirildi. Aznavour’un aynı zamanda
BM’nin Cenevre kentindeki bürosu ve diğer
uluslararası örgütlerde Ermenistan’ın daimi
temsilcisi olarak görev yapacağı kaydedildi.
Ermeni bir ailenin çocuğu olarak Fransa’da
dünyaya gelen Aznavour, 2008 yılının aralık
ayında Ermenistan vatandaşı olmuştu.
Devlet Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõsõ Bü-
lent Arõnç ilk dõş gezisini Lübnan’a gerçekleştirdi.
Arõnç, Lübnan’õn güneyinde bulunan Türk istih-
kam inşaat bölük komutanlõğõnõ ziyaret ettti.
KISA... KISA...