28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 7 MAYIS 2009 PERŞEMBE 4 HABERLER Cindoruk, ‘merkez sağda birlik’ mesajõyla DP liderliğine aday oldu, ilk çõkõşõnõ Ergenekon ile yaptõ ‘Organize savcõ olmaz’ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Eski DYP ve eski TBMM Baş- kanõ Hüsamettin Cindoruk, “mer- kez sağda birliği sağlama” mesa- jõyla, Demokrat Parti Genel Baş- kanlõğõ’na resmen aday olduğunu açõkladõ. Cindoruk, Ergenekon da- vasõ sürecini eleştirerek “Organize suç örgütleri olur ama organize savcı olmaz. Türkiye’de askeri sıkıyönetim oldu ama ilk defa si- vil sıkıyönetim yaşanıyor” dedi. Cindoruk adaylõğõnõ parti genel merkezinde düzenlediği basõn top- lantõsõyla açõkladõ. Cindoruk, “Bu parti geçmişte iktidar çıkardı, yine çıkaracak. Ne arıyoruz, ne istiyo- ruz? Merkezde siyasi boşluk var ama denge partisine ihtiyaç var. Merkezde bir birlik partisi gerek- li. Biz inşallah merkezde birliği sağlayacağız” dedi. Siyasette gençlere ihtiyaç olduğunu ifade eden Cindoruk, esprili bir üslupla, “Bunlardan biri de benim. Ama benim gençliğim geçi- yor. Gençleri partiye getireceğiz. Tecrübeyle gençliğin enerjisini bir- leştirirsek başaramayacağımız şey yoktur” görüşünü dile getirdi. Türkiye’nin birliğinin bozulmasõna ilişkin tartõşmalara dikkat çeken Cin- doruk, “Türkiye’de son zamanda her türlü alanda yaşanan ayrışma tehlikeli noktaya geldi. Biz köprü görevi yapacağız” dedi. Ayrõşmanõn Anayasa Mahkemesi’ne kadar uzan- dõğõnõ kaydeden Cindoruk, isim ver- meden Ergenekon sürecini de “Or- ganize suç örgütü olur ama organize savcı, organize mahkeme olamaz” sözleriyle eleştirdi. Türkiye’nin çok olağanüstü dönemler yaşadõğõnõ, an- cak haberleşme özgürlüğünün Türk si- yasi yaşamõnõn hiçbir döneminde bu kadar “hoyratça” kõsõtlanmadõğõnõ kaydeden Cindoruk, cep telefonu ve bilgisayarõn Türkiye’de artõk birer “suç aleti” olarak tanõmlandõğõna işaret etti. Cindoruk, “Adalet Baka- nı 70 bin kişinin dinlendiğini söy- lüyor. 70 bin kişiyi dinleyen bir si- yasi anlayışa saygı duymamız müm- kün değil” dedi. Anayasa değişikli- ği çalõşmalarõna dikkat çeken Cindo- ruk, “Sağduyu anayasası yapacağız” dedi. Türkiye’nin “çökmemesi” için devlete sahip çõkõlmasõ gerektiğinin al- tõnõ çizen Cindoruk, “Ben elimi şim- di taşın altına koydum” dedi. Cindoruk’un, adaylõğõnõ açõkla- madan önce Süleyman Demirel ve Mesut Yılmaz’la da görüştüğü ve desteklerini aldõğõ, ancak Tansu Çiller’le görüşmediği öğrenildi. Ku- lislerde Cindoruk’un ANAP’la DP’nin birleşmesini sağladõktan son- ra, genel başkanlõk koltuğunu to- parlayõcõ bir isme bõrakacağõ konu- şuluyor. Cindoruk’un Mesut Yõl- maz’la ortak hareket ederek Yõlmaz ya da iki ismin de üzerinde uzlaştõ- ğõ bir ismin etrafõnda yeni merkez sağ partinin şekillendirilmesi planlanõyor. Hüsamettin Cindoruk adaylõğõnõ dün parti genel merkezinde düzenlediği basõn toplantõsõyla açõkladõ. Türkiye’de her alanda ayrõşma yaşandõğõnõ, bunun Anayasa Mahkemesi’ne kadar uzandõğõnõ kaydeden Cindoruk, isim vermeden Ergenekon sürecini de “Organize suç örgütü olur ama organize savcõ, organize mahkeme olamaz” sözleriyle eleştirdi. 70 bin kişinin telefonun dinlenmesinin haberleşme özgürlüğüne tehdit olduğunu söyleyen Cindoruk, “Askeri sõkõyönetim oldu ama ilk defa sivil sõkõyönetim yaşanõyor” diye konuştu. Paksüt için ön inceleme yapılacak Heyet kararõ gereğince Anayasa Mahkemesi Başkanõ Kõlõç’õn görev- lendireceği muhakkik, yasadõşõ din- lendiği belirtilen Başkanvekili Paksüt hakkõnda ön inceleme yapacak. So- ruşturma kararõ verilirse oluşturula- cak 3 kişilik kurul dava açmayõ ge- rekli görürse iddianame hazõrlayacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi, yasadõşõ dinlenil- diğini savlayan Başkanvekili Osman Paksüt için düğmeye bastõ. Olağanüstü toplanan yüksek mahkeme heyeti Pak- süt’e yönelik iddalarõn incelenmesi ge- rektiği görüşüyle ön inceleme başlatõl- masõ kararõ aldõ. Başkan Haşim Kılıç, bir muhakkik üye görevlendirecek. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Paksüt, Ergenekon soruşturmasõ kapsa- mõnda yasadõşõ dinlendiğini söylemiş, buna karşõn mahkeme başkanlõğõnõn herhangi bir işlem yapmamasõna tepki göstermişti. Anayasa Mahkemesi’nin 11 asõl ve 4 yedek üyesi dün öğleden sonra olağanüstü toplantõya çağrõldõ. Paksüt’ün de katõldõğõ toplantõda heyet, Paksüt ile ilgili konunun Anayasa Mah- kemesi içtüzüğü gereğince inceleme ya- põlmasõ gerektiği görüşünde birleşti. Heyetin, Başkan Kõlõç’tan ön inceleme yapmasõnõ istedikleri öğrenildi. Hukuki süreç başlatıldı Yapõlan açõklamada Paksüt ile ilgili hukuki sürecin başlatõldõğõ şöyle açõklan- dõ: “Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Paksüt’le ilgili olarak İstanbul Cum- huriyet Başsavcılığı’nca gönderilen dosyaya ilişkin soruşturmanın gizli ol- ması, henüz bir iddianamenin bulun- maması, konu hakkında iddianame düzenlenmemesi olasılığı da gözetile- rek kişilerin ve kurumların yıpratıl- maması için belirtilen tarihte başkan- lıkça bir işlem yapılmasına gerek gö- rülmemiştir. Ancak, bu konuda 8.3.2009 günlü ve 2009/188 sayılı id- dianamenin düzenlenmesinden sonra Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Ka- nun’un ve Anayasa Mahkemesi İçtü- züğü’nün ilgili maddeleri uyarınca hukuki süreç başlatılmıştır.” Paksüt, Anayasa Mahkemesi’nce yapõ- lan açõklamaya ekleyeceği bir şey olma- dõğõnõ, açõklamanõn kendisinin de görü- şünü yansõttõğõnõ söyledi. Paksüt, “Gere- ği neyse ortaya çıkacaktır. Heyetçe gö- rüşüldü, mutabık kalındı. Ben de için- deyim, birlikte yazdık” diye konuştu. Süreç nasıl işleyecek Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’ne gö- re, yüksek mahkeme başkanõ, başkanve- kili ve üyeler hakkõndaki ceza soruştur- masõnda izlenen yol şöyle:  Anayasa Mahkemesi başkanõ ön in- celeme yapmak üzere heyetten bir üyeyi muhakkik üye olarak tayin edecek.  Soruşturma kararõ verilirse, cumhu- riyet savcõlarõna tanõnan tüm yetkileri kullanmak üzere gizli oyla üç üyeden oluşan Soruşturma Kurulu seçiliyor.  Dava açõlmasõ kararlaştõrõlõrsa üç kişilik kurul iddianame düzenleyerek da- vayõ açõyor. Suç görevle ilgili ise üyeler Yüce Divan’da, kişisel suçla ilgiliyse Yargõtay’da yargõlanõyor. ‘Kaleli’ iddiaları yalanlandı Öte yandan, Anayasa Mahkemesi açõklamasõnda üye Serruh Kaleli’nin, AKP hakkõndaki kapatma davasõnõn ka- rar aşamasõnda on dakika ara istemesine ilişkin iddialar da yalanladõ. ‘Okyanusta dram yaşanıyor’ CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, Hint Okyanusu’nda “Mira” adlı gemide mahsur kalan Türk denizcilerin aileleriyle birlikte düzenlediği basın toplantısında konuyla ilgili dışişleri ve ulaştırma bakanlarının girişimde bulunmasını istedi. Mira Denizcilik Şirketi’ne ait 22 bin ton demir yüklü geminin 12 Aralık 2008’de Abu Dabi Limanı’na girdiğini, Mira şirketi liman işçilerinin parasını ödemediği için yük tahliyesinin yarıda bırakıldığını, limandan çıkarılan gemideki personelin haftalarca bekletildiğini, pasaportlarına el konulduğunu anlatan Soysal, “Şu anda gemi personeli kıyıdan 15 mil açıkta, Hint Okyanusu’nda elektriksiz, kumanyasız 100 gündür sefaleti yaşamaktadır. Bir insanlık dramı yaşanıyor. Yakıtı bitmiş bir gemide Hint Okyanusu’nun ortasında hastalıkla karşı karşıya olan vatandaşlarımızın hayatları tehlikededir” dedi. Mahsur kalan denizcilerin aileleri de gözyaşları içinde çocuklarının fotoğraflarını göstererek yetkililerden yardım istedi. Geminin 4. Kaptanı Alkın Özden’in annesi Gonca Özden, oğlunun “kasırgalar başladı” diye mesaj attığını söyledi. CHP’li Soysal’a sarılarak ağlayan Özden, “Çocuklarımızın ve ailelerimizin can güvenliği yok. Bizi tehdit ediyorlar” dedi. (Fotoğraf:AA) Demirel: Bozuksa düzeltselerdi Eski Genelkurmay Başkanõ emekli Orgeneral Büyükanõt’õn ‘devlet hasta’ sözlerine yanõt veren 9. Cumhurbaşkanõ, ‘Kimse, kendi iktidarsõzlõğõnõ, güçsüzlüğünü devlete yüklemesin’ dedi İstanbul Haber Servisi - 9. Cum- hurbaşkanõ Süleyman Demirel, eski Genelkurmay Başkanõ emekli Orge- neral Yaşar Büyükanıt’õn “devlet hasta” sözlerine ilişkin “Hiç kimse, kendi iktidarsızlığını, güçsüzlüğünü, devlete yüklemesin. Eğer bozuk bir şey vardı ise düzeltselerdi. Bozuk bir şey varsa düzeltmek, devleti yöne- tenlerin işidir” dedi. Türk siyasetini de arabaya benzeten Demirel, “Ara- ba yürümüyor” diye konuştu. Demirel, dün İstanbul’da katõldõğõ 12’nci Avrasya Ekonomi Zirvesi çõkõ- şõnda gazetecilerin sorularõnõ yanõtladõ. Demirel, Türk siyasetinin derlenip to- parlanmaya ihtiyacõ olduğunu belirterek, “Türkiye’de demokrasi rejiminin iyi işlemesi için bu şart. Türk siyasetini bir araba olarak alırsanız, arabanın 4 tane lastiği var. Biri patlaksa, ara- ba yürümez. Araba yürümüyor. Dev- letin birtakım sıkıntıları olabilir, o sı- kıntıları düzeltmek devleti yöneten- lere aittir. Kimse, kendi iktidarsızlı- ğını kendi güçsüzlüğünü, devlete yüklemesin, eğer bozuk bir şey var- dı ise düzeltselerdi. Bozuk bir şey var- sa düzeltmek devleti yönetenlerin işidir. Devlet, kendi kendine işlemez, işletilir” değerlendirmesinde bulundu. Hüsamettin Cindoruk’un DP baş- kanlõğõna aday olmasõyla ilgili “Hayırlı olsun” yorumu yapan Demirel, Cum- hurbaşkanlõğõ süresinin 5 yõl olarak düzenlenmesinin ise doğru bir adõm ola- cağõnõ söyledi. Demirel, Mardin’in bir köyünde 44 kişinin öldürülmesiyle ilgili ise şunlarõ söyledi: “Vahşetin çaresi vardı, alın- madı gibi birtakım tartışmalara gi- rerseniz, vahşete haklılık verirsi- niz. Mardin olayı vahim bir olay, utanç verici. Günahtır, ayıptır, ya- zıktır. Bunun dışında bir şey aramak bence yanlış. Bütün millet, kedere gark olmuştur. Çoluk çocuk deme- den, kadın kız demeden, kız ver- diydin üzerinden yapılacak bir vah- şete hangi tedbiri alsanız işe yarar? Biraz insan olalım canım.” Prof. Süheyl Batum AKP’nin anayasa değişikliğini bir yalan üzerine kurduğunu söyledi ‘Hitler demokrasisi gibi’ TOLGA YENİGÜN AKP’nin gerçekleştirmeyi dü- şündüğü anayasa değişikliği ko- nusunda bir yalan üzerinden yola çõ- kõldõğõnõ belirten Bahçeşehir Üni- versitesi Anayasa Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Süheyl Batum, ‘‘Av- rupa’da Venedik kriterleri diye bir şey yoktur. AİHM’nin koy- duğu kriterler vardır. Parti ka- patma konusunda Venedik ko- misyonu da bunlara uyar’’ dedi. Yapõlmak istenen anayasa deği- şikliğinin kesinlikle, çağdaş demo- kratik, katõlõmcõ, özgürlükçü bir ana- yasa yönünde değişiklikler olmadõ- ğõnõn ortaya çõktõğõnõn altõnõ çizen Ba- tum, ‘‘Venedik kriterleri gibi uy- duruk bir şey ile kendine göre, kendi partinin kapatılmasını en- gelliyorsun. Diyor ki bizde de sav- cı davayı açarken Meclis’in iznini alacakmış. Korkunç bir değişiklik. Çoğunluk partileri bundan sonra ne yaparlarsa yapılsın kapatıla- maz. Meclis’te çoğunluğu olmayan partiler ise aynı eylemlerden dolayı kapatılabilir. Böyle bir düzene demokrasi diyebilir misin? Olsa ol- sa ‘Hitler demokrasi’si dersin.’’ Batum, anayasa taslağõnõn içeriği yönünden hükümetin denetlenmesi- ne yönelik denge ve fren mekaniz- malarõna yer vermeyen ve yargõ de- netimini tamamen siyasallaştõran bir anayasa olduğunu belirtti. “Türkiye’de maalesef son 15 yılda bir yalan üzerinden yola çı- kıyoruz” diyen Batum, şöyle devam etti: “Avrupada Venedik kriterle- ri diye bir şey yoktur. AİHM’nin koyduğu kriterler vardır. Venedik Komisyonu sadece rapor yazan da- nışma kuruludur. Eğer Venedik Komisyonu’nun raporları uyul- ması gereken zorunluluk kriterleri oluştursaydı, dokunulmazlıklar üzerine, partilerin mali denetimi, kadınların siyasete katılımı, se- çimlerde uyulması gereken ilkeler üzerine de raporlar vardı. Peki ne- den burada Venedik kriterlerine hiç uymuyoruz? Peki neden o za- man Venedik kriterleri diye bir şeyler uyduruldu? Çok basit, çün- kü Türkiye’de bir kesimin ve ik- tidarın AİHM’den sıtkı sıyrıldı.’’ Avrupa’da Venedik kriterleri diye bir şey olmadõğõnõ, parti kapatmada AİHM kriterlerinin geçerli olduğunu belirten Batum, Anayasa taslağõnõn içeriği yönünden de katõlõmcõ olmayan düzenlemeler içerdiğini söyledi. DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN “Kürdo Kürdini Lupus” Ve Demokrasi Yolu Konunun bu yönünü gündeme getirmeyecektim eğer Fransız kökenli kimi odaklar olayın aslını tam ola- rak öğrenmeden hemen kolları sıvayıp, “Türk ordu- su Kürt köyünü bastı, 44 kişiyi öldürdü” başlığını at- mamış olsalardı. Doğrusu haberi okuduğumda eski bir Fransız ge- leneğini düşünüyordum. 1962 yılında Hamburg’ta tanıştığım Cezayir kökenli Fransız yurttaşı Jebel sohbet esnasında, - Bıktım Fransızların şu çifte standardından demiş ve sonra da eklemişti: -Ne zaman bir Cezayirli iyi bir şey yapsa Fransız- lar bunu “Cezayir asıllı bir Fransız” diye anons eder- ler ama bir cinayet mi işlendi, o zaman sadece “bir Cezayirli adam öldürdü” diye verirler. Avrupa gazetelerinden alıntıları okuyorum bizim ba- sından; genellikle kendilerinin Kürdistan diye söz et- tikleri bir bölgede, Mardin’de, meydana gelen olay- la ilgili haberlerde Kürt sözcüğünün “k” si yok, hep Türkiye’den söz ediyorlar. Ben de “Eğer ölenler Kürt, öldüren devlet olsaydı, onların o zaman Kürtlükleri anımsanır, yoksa, fatura yine Türkiye’ye çıkar” diye düşünüyordum ki, Ruhat Mengi’nin yazısı gözüme ilişti kahkahayı bastım. Yine de Fransız gavuruna kızıp oruç bozmaya- caktım. Eğer DTP’li Ayna’nın açıklaması olmasaydı. - Olay aile içi çatışma olarak yansıtılsa da bizzat dev- let eliyle yürürlüğe konulan Kürt’ün Kürt’e kırdırılması politikasının sonucudur, diyor Ayna. Doğrusu bravo! Ayna’ya hani eski bir tekerlemeyi tam tersine çevirerek söyleyelim: - Alavere dalavere Türk TC sorumluluk nöbetine. Sayın Ayna töre cinayetinin korucularla sınırlı kal- madığını, bütün yöre insanını kapsadığını, onlar için bizzat şiddetin bir töre olduğunu bilmiyor mu? Şimdiye dek Avrupalılar ile onların lümpen liberal muhiplerinin gözünde, Türk devletinin gaddarlığından kaynaklanan bir Kürt sorunu vardı, burada zalim ile mazlumun iyice ayrılmış etnik safları belliydi, bir yan- da zalim ve kaka Türk, karşısında ise mazlum ve ci- ci Kürt. Şabloncu kafadan daha ileri daha ayrıntılı bir ana- liz de zaten beklenmezdi. Peki ya Kürt sorunu kendi öz sorunu olan Türk ve Kürt aydın ve politikacılarına ne demeli? Onlar da ay- nı şablonun esiri olarak, olaylara derinine inmeden baktıkları için gerçeğin yalnızca bir yanıyla sınırlı kal- mıyorlar mı? Sayın Ayna ve benzer kafalara göre, Kürt varlığı- nı tanımamakta direnen baskıcı TC ile karşısındaki mazlum Kürt halkı arasındaki bu sorunun sorumlu- su bir taraftır ve o davranışını düzelttiği takdirde her şey düzelecektir. Onlar a göre, “Türko Kürdini Lupus”, yani “Türk Kürt’ün kurdudur.” Oysa gerçek çok daha karmaşıktır. Kürt varlığının kabulünün sorunun çözümüne yetmediği gerçeği gi- bi, o bölgeden Türkiye’nin eli ayağı tümüyle kesilse, bölge insanı tek başına kalsa bile o yapıyla, o kafayla, o eğitimle, o töreyle, oraya demokrasi hiçbir biçim- de gitmeyeceği realitesini artık görmek gerekmektir. Töresi, Kürt’ü, kendi Kürt kardeşiyle anlaşıp, uz- laşma yerine, takışma ve çatışmaya sürüklüyorsa bu- rada devletin (yani TC’nin) suçu nedir? Töresi Kürt’ü Kürt’ün kurdu” (Kürdo kürdini lupus) haline getiriyor, devlet değil. Devlet bunu değiştirseydi, diyenlere verilecek ya- nıt da basit: - Orada seçim var, o düzenin değişmesini isteyenler, değiştirmeye talip olanlara oy verirler. Böyle bir ola- ya tanık oluyor muyuz? Bu feodal yapı, bu ağa, şıh egemenliği yıkılmadan, törenin kendisi yakılmadan Kürt sorunun çözümünün olmadığını söyleyenlere bölgede itibar eden, kulak ve- ren var mı? Kürt’ün Kürt’ün kurdu olmasına son vermeden ora- da demokrasiye giden yolun taşları döşenmez. Son olay bu gerçeği bir kez daha haykırıyor. asirmen@cumhuriyet.com.tr BAHÇELİ İLE GÖRÜŞTÜ Gül anayasa için nabız yokluyor ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Anayasa değişikliği ve güncel si- yasi konulara ilişkin muhalefet par- tilerinin liderleriyle görüşme turu çerçevesinde dün de MHP lideri Dev- let Bahçeli’yi kabul eden Cumhur- başkanõ Abdullah Gül, “Türki- ye’nin özgürlükçü bir anayasaya gereksinimi olduğunu” söyledi. Gül, Çankaya Köşkü’nde kabul ettiği Bahçeli ile 1 saat 10 dakika gör- üştü. Görüşmenin odak noktasõnõ Gül’ün görev süresini de kapsayan anayasa değişikliği oluşturdu. Köşk kaynaklarõnõn AA’ya yaptõğõ açõkla- maya göre görüşmede iç ve dõş ge- lişmeler gündeme geldi. Gül’ün, Tür- kiye’nin herkesin katõlõmõyla yapõla- cak özgürlükçü ve sorunlarõn çözü- münü kolaylaştõran nitelikte bir ana- yasaya sahip olmasõ gerektiğini Bah- çeli’ye ilettiği bildirildi. Gül, AB sü- recinde reformlarõn hõz kazanmasõ ge- rektiğini de kaydetti. Bahçeli’nin ise anayasa değişikliği ve Azerbaycan po- litikasõna yönelik görüşlerini Gül’e ilettiği bildirildi. Gül, bugün saat 11.00’de de DTP Genel Başkanõ Ah- met Türk’ü kabul edecek. ANAYASA MAHKEMESİ Ankara 11. Ağõr Ceza Mahkemesi, Vatanse- ver Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği Genel Başkanõ Taner Ünal ile derneğin eski Genel Baş- kan Yardõmcõsõ Ahmet Cinali’nin, “Ergenekon ör- gütü içindeki hiyerarşik yapõya dahil olmamakla birlikte, üyelerine bilerek yardõm ettiği” iddiasõyla yargõlandõğõ dava dosyasõnõn Ergenekon dosyasõy- la birleştirilmesi için İstanbul 13. Ağõr Ceza Mah- kemesi’nden muvafakat istenmesine karar verdi. Başbakan Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen AKP MKYK toplantısında, ye- rel seçimleri kaybeden Sinop il örgütü feshedil- di. Ayrıca 18 ilçede de yönetimler feshedildi. SHP kurucu üyelerinden, Eski Çalõşma ve Sosyal Güvenlik Bakanõ Nihat Matkap, Türki- ye’deki siyasal ortamõn SHP’nin seçimlere girme- sini engellediği gerekçesiyle partisinden istifa etti. Ankara’da bazı tecavüz, cinsel saldırı ve gasp olaylarının faili olduğu iddia edilen tenor Şahin Ö’nün, İstanbul’da 3 kıza cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla yargılandığı davada mağdur ve müşteki avukatların iste- ği üzerine “gizlilik kararı” alındı. İsrail parlamentosu (Knesset), soykõrõm iddialarõnõn parlamentoda tartõşõlmasõna ilişkin önergeyi reddetti. Hükümetinin görüşünü akta- ran Çevre Bakanõ Gilad Erdan, “İsrail’in tutu- mu, ‘olaylarõn irdelenmesinin Knesset’teki bir siyasi tartõşmayla değil, açõk görüşmelerle ya- põlmasõ ve tarihi verilerle desteklenmesi’ ge- rektiği yolundadõr” diye konuştu. Fransız şarkıcı Charles Aznavour’un (89) Ermenistan’ın İsviçre büyükelçisi olarak atan- dığı bildirildi. Aznavour’un aynı zamanda BM’nin Cenevre kentindeki bürosu ve diğer uluslararası örgütlerde Ermenistan’ın daimi temsilcisi olarak görev yapacağı kaydedildi. Ermeni bir ailenin çocuğu olarak Fransa’da dünyaya gelen Aznavour, 2008 yılının aralık ayında Ermenistan vatandaşı olmuştu. Devlet Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõsõ Bü- lent Arõnç ilk dõş gezisini Lübnan’a gerçekleştirdi. Arõnç, Lübnan’õn güneyinde bulunan Türk istih- kam inşaat bölük komutanlõğõnõ ziyaret ettti. KISA... KISA...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear