28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 7 MAYIS 2009 PERŞEMBE 10 DİZİ Bilir Koleji’nde tamamladõğõ lise öğrenimi sõrasõnda özgürlükçü 1961 Anayasasõ sayesinde faal durumdaki öğrenci derneklerinde yer aldõ Devrimcihareketlerelisedebaşladõ TURHAN FEYİZOĞLU Gezmiş ailesinin ilk yerleştiği yer: Harem-İskele Sokak, 57/4 numara, ikinci yer: Harem-İskele Sokak, Karlõk Apartmanõ No: 90 adresindeydi. Babasõ Cemil Gezmiş’in görev yeri, Cağaloğlu İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ndedir. Annesi Mukaddes Gezmiş’in görev yeri ise Selimiye İlkokulu’ydu. Deniz’in iyi bir öğrenim görmesi için evlerine yakõn olan Haydarpaşa Lisesi’ne kaydõ yaptõrõldõ. Deniz, lise eğitimi hakkõnda şunlarõ anlatõyor: “Lise tahsilime İstanbul Haydarpaşa Lisesi’nde başladım. Ve ayrıldım. Sebep olarak belki beni sıkıyordu, daha doğrusu Haydarpaşa Lisesi’nde okumak istemedim. Aksaray Bilir Koleji’ne lise ikiden başladım. 1966 senesinde Bilir Koleji’ni bitirdim. Bu Bilir Koleji özel ve paralıdır. Üç taksitte alınan tahminen 1500 lira paranın babam tarafından ödendiğini biliyorum. Hem leylisi, hem neharisi vardır. Ben gündüz devam ederdim. Gece devamlı evimde yatardım. Bilir Koleji’nin fen bölümünden mezunum. Bilir Koleji’nde kaybım olmamıştı. Daha önce Haydarpaşa Lisesi’nde iken bir sene kaybım vardı.” Deniz, Haydarpaşa Lisesi’ne 1962- 63 öğretim döneminde kaydõnõ yaptõrdõ. Haydarpaşa Lisesi, o dönem, sadece erkek öğrencilere öğretim veren, orta ve lise kõsõmlarõ olan bir eğitim kurumuydu. Evine çok yakõn olduğu için Deniz, okula yürüyerek gider gelir. Öğretim yõlõ 24 Eylül 1962 Pazartesi günü başladõ. Deniz’in, lise öğrenciliği sõrasõnda herhangi bir olaya katõlõp katõlmadõğõ konusunda şu bilgiler bulunmaktadõr: “Lise son sınıfta idi ki, İstanbul’daki devrimci hareketler içinde yer alıyordu. Aynı günlerde Haydarpaşa Lisesi’nde de üzerindeki baskılar yoğunlaşmaya başladı. Kıbrıs’ın ancak emperyalizmin güdümünden sıyrılmasıyla kurtulabileceğini ve bağımsız bir devlet olabileceğini savunan bir kompozisyon yazması, üstündeki baskıları daha da yoğunlaştırdı ve Deniz, Haydarpaşa Lisesi’nden uzaklaştırılmış oldu.” Deniz, bu konuda şunlarõ söylemiştir: “Okul hayatımda disiplin kurullarına verildiğim olayları pek mühimsemediğim için hatırlamıyorum. Bunlardan İstanbul Bilir Koleji’nde iken ders boykotu yapmaktan bir hafta tard cezası aldım. Haydarpaşa Lisesi’nde iken bir sene kaybım vardır.” Deniz’in hangi nedenlerle Haydarpaşa Lisesi’nden ayrõldõğõ konusunda yeterli bilgi şimdilik yok. Fakat esas ayrõlma nedeni fizik dersinden aldõğõ nottur. Deniz, 1963- 64 öğretim dönemi sonunda fizik dersinden 0.5 not alarak, okulun sõnav yönetmeliğine göre; “Fen kolunda, fen derslerinden bütünleme sonunda tek derse indirilse dahi sınıfta kalınır” gerekçesi ile bir sene kaybetti. İSTANBUL/ADANA (Cumhuriyet) - 68 kuşağõnõn devrimci önderleri Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan idam edilmelerinin 37. yõlõnda törenlerle anõldõ. Üç fidan için Dolmabahçe’de denize karanfiller bõrakõldõ. 68’liler Birliği Vakfõ ile aralarõnda CUMOK İstanbul, Türkiye Gençlik Birliği’nin (TGB) de bulunduğu sivil toplum kuruluşu üyelerinden oluşan grup dün öğlen saatlerinde Dolmabahçe’de bir araya geldi. “68’liler Birliği Vakfı” yazõlõ pankart açan grup, ellerinde Deniz Gezmiş ve arkadaşlarõnõn bulunduğu fotoğraflar taşõdõ. Grup, sloganlarla ABD 6. Filosu’nun denize döküldüğü Dolmabahçe rõhtõmõna geldi. Burada 68’liler Birliği Vakfõ Başkanõ Sönmez Targan’õn basõn açõklamasõnõ yapmasõnõn ardõndan 300’ü aşkõn kişi, denize karanfiller bõraktõ. DTP, EMEP, 78’liler Girişimi ve İHD’nin de aralarõnda bulunduğu çok sayõda siyasi parti ve demokratik kitle örgütü üyeleri de Gezmiş, İnan, Aslan’õ, Galatasaray Meydanõ’nda törenle andõ. Adana’da ise İnönü Parkõ’nda önce CHP Adana İl Gençlik Kollarõ üyeleri ardõndan da Türkiye Gençlik Birliği (TGB) üyeleri eylem yaptõ. Yazõlõ açõklama yapan Eğitim-İş Adana Şube Başkanõ İsa Kayadan da “Onlar, umutları, inançları uğruna ölüme gittiler. Halkın da onlara olan sevgisi asla ölmeyecek” dedi. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, Karşıyaka Me- zarlığı’ndaki gömütleri başında da anıldı. Mezarlığın 2 No’lu kapısı önünde 68’liler Dayanışma Derneği ve Dev- rimci 78’liler Federasyonu öncülüğünde toplanan ve ara- larında CHP, TKP, DTP, EMEP gibi siyasi partilerin de bulunduğu 20’nin üzerinde siyasi parti ve sivil toplum ör- gütü mezarlığın girişinden Deniz Gezmiş ve arkadaşları- nın gömütlerine dek yürüyerek “Yaşasın devrim ve sos- yalizm” sloganları attı. Törende, devrimci marşları hep bir ağızdan söylendi. Törene rahatsızlığı nedeniyle gömütle- re kadar araç içerisinde gelen Deniz’lerin avukatı Halit Çe- lenk, kalabalık tarafından dakikalarca alkışlandı. Çelenk, 37 yıl önceki idamların anayasa ve yasalara aykırı olarak gerçekleştirildiğini, idam kararının işlenen “suç” değil, “sa- hip olunan düşünce” nedeniyle verildiğini belirtti. Törene katılan gruplar da sırayla gömütlerin önünden geçerek se- lam durdu. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) 3 fidan için 3 karanfil D emirdöven dernekler dönemini ise şöyle anlatõyor: “MTTB, TMTF, TMGT ve 27 Mayıs Fikir Kulübü vardı. Başkanı Memduh Eren, Deniz’in akrabasıdır. Bu örgütlerin düzenlediği toplantılara, açık oturumlara gider, ça- lışmalarına katılırdık. Bu derneklerin hepsi, o dönem, ilerici bir hava içindey- diler. Deniz’in, bu örgütlerin etkinlikle- rine katılması, üniversite çevresine gir- mesi lise son sınıfta iken başlamıştır. MTTB’ye gittiğimiz sıralarda Yüksel Çengel, başkan idi. Benim katıldığım ilk kongrede, kong- reyi hükümetin desteğiyle sağcılar ka- zandı. MTTB sağcıların yönetimine ge- çince, TMTF’ye gitmeye başladık. TMTF ile TMGT’de bazı faaliyetlerde buluna- lım, dedik. Oraya da gitmeye başladık. O sıralar, TMGT Başkanı Alp Kuran’dı. Ni- tekim o sıralar TMGT’de bazı komis- yonlar kurulmuş, bunlara eleman arı- yorlar. Ben ve Deniz, bir komisyonda yer alalım diye TMGT’ye gittik. Mahir Kay- nak, o zaman, TMGT’de faal durumda ve İktisat Fakültesi’nde asistandı. Mahir Kaynak’ın TMGT’de görevi, başvuran öğrencilere, komisyonlarda görev ver- mekmiş. Beni Basın Komisyonu için, Deniz’i de İşçi Komisyonu için uygun gördü. Bu İşçi Komisyonu’nun içinde Şükran Soner de vardı. Hatta, TMGT’nin düzenlediği ve bir hafta süre ile devam eden, ‘Politika ve Gençlik’ konulu semi- nerlerin sonuncusunda, başımızdan ge- çen ilginç bir olay vardır. Sağcılarla tanışmak O zaman, daha yeni partiliydik. 24 Ni- san 1965 Cumartesi günü, Fatih Tiyat- rosu’nda Behice Hanõm’ın da katıldığı bir toplantı vardı. Deniz’le ikimiz birlikte git- tik. Arka sıralarda yer aldık, konuşma- ları izliyoruz. Ben, daha önceden, tek ba- şıma siyasi çalışmalar, araştırmalar yap- tığım sıralarda rastlantı olarak, Hay- darpaşa Lisesi’nden sağ eğilimli bir ço- cukla kısa süren bir arkadaşlık yapmış- tım. Bu, beni, Üsküdar’da Genç Milli- yetçiler Birliği diye bir kuruluşa gö- türmüştü. Bunlar, daha sonra, MHP’nin kurucuları oldular. Gittiğim ilk toplantılarında, Romanya Faşist Partisi’nin tarihi gelişimi hak- kında bir seminer çalışmaları vardı. Onu izlemiştim. Bu toplantıdan çıktıktan sonra, ben, bu arkadaşa ‘Yahu Romanya Faşist Partisi’nin sizin siyasal çalõşmalarõ- nõzla ne ilgisi var?’ diye tepkimi dile ge- tirmiştim. Neyse, o toplantıda Üskü- dar’daki sağcıları tanımıştım. ‘Komünistler Moskova’ya’ Seminerde bir baktım bir grup bun- lardan oluşmuş. Ben bunları tanıyorum ama onlar beni tanımıyor. Behice Hanım, konuşmaya başlayınca, bunlar da ufak ufak seslerini arttırmaya, Behice Ha- nım’ı yuhalamaya başladılar. Bir taraf- tan da ‘Komünistler Moskova’ya’ diye ba- ğırıyorlar. Ben de gittim, bu bağıranlar- dan birisine, ‘Bu kadõn komünist değil, sos- yalisttir’ dedim. Onlardan birisi de ‘Ne ol- muş yani? Komüniste komünist dedik’ di- yerek beni tartaklamaya başladı. Ben, da- ha müdahale etmeden Deniz, sağcıların üzerine hücum etti. Ardından, partililer geldi. Bunları dı- şarı attık. Partide, haftada ya da on beş günde bir ilçe binasında, seminer biçi- minde eğitim çalışmaları yapılırdı. Daha çok, emekçi işçilerin bilinçlendirilmesi yö- nünde konular olurdu. Bir seferinde İd- ris Küçükömer, bir seferinde Oya Baydar katılarak seminer verdiler. Biz de semi- ner sorumlusu olarak görev aldık. Ama öyle yaratıcı bir konu üzerinde değil, ge- nellikle klasik konular üzerinde çalış- malar yapardık. Bunun dışında bir ta- raftan derslerimize çalışıyor, bir taraftan da kitap alışverişi yapıyorduk. Öğrenci için kitap pahalıdır. Bende olanı ona ve- riyordum, o da onda olanı bana veriyor- du. Tabii ilgi duyduğumuz konularda ay- rıca kendimiz için kitap, dergi alıyorduk. Onunla ortak beğeniyle okuduğumuz kitapları şöyle sıralayabilirim: Jack London’un Martin Eden’i, Ernest Hemingway’in Çanlar Kimin İçin Çalı- yor’u, John Steinbeck’in Gazap Üzümle- ri, Wels’in Kısa Dünya Tarihi ve Ameri- ka Birleşik Devletleri Tarihi, Ali Faik Ci- han’ın Sosyalist Türkiye’si, Niyazi Ber- kes’in Yüz Yıldır Neden Bocalıyoruz’u, John Strachey’in Sosyalizm Nedir’i. Çıkan bütün yeni kitapların hemen hepsini alıp okuyorduk. Dergi olarak Yön, gazete olarak Cumhuriyet alıyor- duk. Akşam gazetesi ve o dönem bir ara çıkan Tanin adlı gazeteleri de bulunca okuyorduk.” 2 7 Mayõs ihtilalinden hemen sonra diyebilece- ğimiz bir dönemde ailesiyle birlikte İstan- bul’a gelen Deniz, ihtilalin sağladõğõ göreceli özgürlük ortamõnda bir lise öğrencisi olarak, kişi- liğini geliştirmeye çalõşõyordu. Bu sürecin nasõl oluştuğunu ve nasõl geliştiğini yakõndan izleyen Nurettin Demirdöven, şunlarõ anlatmõştõr: “1964 yazından itibaren kurulan mahalle ar- kadaşlığımızdan sonra, sürekli birlikte olduk. Onunla daha çok sosyal ve bilimsel diyebilece- ğimiz konularda konuşmalar ve tartışmalar ya- pardık. Sadece bununla da kalmaz, bu konula- ra ilişkin olarak etkinlikler nelerdir, toplantı- lar, dernekler var mıdır? Onları da araştırır- dık. Bunları önce ben, tek başıma yapardım. Arkadaş bulunca da beraber yapmaya başla- dık. Böylece TİP diye bir partinin olduğunu ilk önce duyduk, sonra da yerine gidip gördük. TİP’in Üsküdar ilçe binası, o zaman Balaban semtinde, Doğancılar Sokağı’nın başında idi. O binayı şimdi yıktılar. Üsküdar iskelesinin he- men yanında, tütün fabrikasının hemen arka- sındaydı. Düşünce olarak sosyalist düşünceye daha çok yatkındık. Okuduğumuz gazeteler, sevdiğimiz yazarlar itibarıyla bu parti bize da- ha yatkın gelmişti. Gazeteler olsun, TİP’in çı- karmış olduğu broşürlerde ve dağıttığı bildiri- lerde olsun TİP’in adını okuyor, duyuyorduk. O arayışlar içinde, 1964 yazında esas olarak TİP’e gitmeye başladık. Deniz, lise ikinci sınıf öğrencisiydi o zaman. İlk başlarda sempatizan olarak çalışmaya başladık. Deniz’in çevresi genişliyor... Tanıştığımda Deniz’in politik bir birikimi yoktu. İlerici bir yönelimi vardı. Deniz’in sos- yalist bilinçlenme dönemi ya da daha doğrusu sosyalizmi öğrenme dönemi yaklaşık bir sene sürdü. O ilk önce Haydarpaşa Lisesi’nde oku- yordu. Daha sonra, babası, lisanının daha güç- lenmesi, iyi bir lisan öğrenmesi için Aksaray’da bulunan Bilir Koleji’ne kaydetti. Bunun De- niz’e şu yönde bir yararı oldu. 27 Mayıs ihtila- linin getirdiği özgürlük ve tartışma ortamı ne- deniyle öğrenci dernekleri, eskisinden daha et- kin ve faal durumdaydılar. Buralarda çok canlı tartışma ortamı vardı. Üniversiteye gittiğim- den, okulda edindiğim arkadaş çevresiyle ben de buralara gitmeye başladım. İlk önce, ben gi- diyordum oralara. Daha sonra, Deniz’i de gö- türmeye başladım. Üniversitelerdeki kantinler faal durumdaydılar. Oralara giderdik. Deniz’i, benim tanıdığım ve daha önceden kurmuş ol- duğum arkadaş çevresiyle tanıştırdım. Bizim bu gidip gelmeler ve var olan etkinliklere katıl- mamız sonucu, Deniz’in arkadaş topluluğu ge- lişti. Sonra Deniz, bu çevreyi genişletip sempa- tisini kazandı. Deniz katõldõğõ devrimci çevrelerde sempati kazandõ Deniz Gezmiş sayısız polisin aldığı güvenlik önlemleri altında bir duruşma çıkışında. ‘Deniz ve partililerle sağcıları dışarı attık’ 11 Kasım 1969’da İstanbul Adliye Sarayı’nda bir dava için bulunan Deniz Gezmiş, kendisine karşı slogan atan Mücadele Sancağı’na bağlı gençlere slogan atarak karşılık veriyor. S Ü R E C E K ‘Düşünceye ceza verdiler’ 1968 kuşağının simge isimlerinden Alpaslan Özdoğan da Buca’daki mezarı başında törenle anıldı. Ege 78’liler Dayanışma ve Demokrasi Derneği’yle 68’liler Derneği üyelerinin katıl- dığı anma etkinliğinde basın açıklamasını okuyan Seyithan Çelik, “Bizlere düşen bu ta- rihsel deneyim ve mirası daha da ileriye taşı- yabilmektir” dedi. (Fotoğraf: EMRE DÖKER) 68 kuşağõnõn devrimci önderleri Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan anõldõ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear