26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 6 MAYIS 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13ekonomi@cumhuriyet.com.tr EKONOMİ POLİTİK ERİNÇ YELDAN 1 Mayıs, Küresel Kriz ve Sendikal Hareketin Hedefleri 1 Mayıs Dünya Emekçilerinin Birlik ve Dayanışma Günü bu sene küresel çaplı bir krizin ortasında kut- landı. Dünya kapitalizmi son 60 yıldır görülmemiş çap- ta bir daralmadan geçiyor. İkinci Dünya Savaşı son- rası küresel ekonomi ilk defa bir bütün olarak küçül- me yaşıyor. Şu ana kadar görünen o ki, kapitalizmin merkezinde bulunan emperyalist ülkeler kaçınılmaz krizlerini sömürgecilik ve finansal rant oyunlarıyla er- teleme becerisini henüz gösterebilmiş değiller. 2008’in son çeyrek döneminde ABD ve Avrupa Bir- liği ülkeleri yüzde 6’lık küçülme gösterdiler. Ekonomik krizin yansımaları Japonya’da yüzde 12, Kore’de ise yüz- de 20’lik daralmayla hissedildi. Dünya ekonomisinin ima- lathanesi konumundaki Çin’de ise büyüme hızı yarı ya- rıya geriledi; ihracat yüzde 50 düştü. Tahminlere göre dünya ekonomisinde finansal varlıkların değeri krizin başlangıcı sayılan 2006 Ağus- tos ayından bu yana 50 trilyon dolarlık bir kayıp ya- şadı. Söz konusu rakam bir yıllık dünya toplam üre- tim gelirine eşit. Sadece Amerika tek başına kendi fi- nansal sistemini ayakta tutmak uğruna 9 trilyon do- lara yakın destek paketi kullanıma sokmuş durumda. Tüm dünyada bankaların ve yatırım şirketlerinin ka- yıpları derinleşerek sürerken, Uluslararası Çalışma Ör- gütü (ILO) 2009 sonuna değin dünyada toplam işsiz sayısının 51 milyon kişi daha artacağı uyarısını yap- maktaydı. İşsizlik tüm dünyada artan bir tehdit olarak algıla- nırken, eski bir reçete, dünya sendikal hareketinin önü- ne sürülüverdi: Vatandaşlık ücreti. Söz konusu kav- rama göre, kapitalizmin bu aşamasında istihdamı art- tırıcı politikalar gütmek gerçekçi değildir. Dolayısıyla sendikalar eğer itibar kaybetmek istemiyorlarsa “ger- çekçi” hedefler izlemelidir. İstihdamın arttrılmasının ya da en azından korunmasının dahi gerçekçi olama- yacağı böyle bir konjonktürde sendikal hareket bu he- deften vazgeçmeli, bunun yerine en azından “geçimlik düzeyde” bir ücret yardımını devletten talep etmek- le yetinmelidir. Devlet, işsiz kalanlara istihdam yaratmak yerine, “geçimlik düzeyde” bir gelir aktarımında bu- lunmalı ve işsizleri “vatandaşlık ücreti”yle destekle- melidir. Sendikal mücadeleyi “istihdam” yerine, “vatandaşlık ücreti” diye anılan devlet sadakasıyla sınırlamaya ça- lışan “yeni-küreselleşmeci” anlayış, neoliberalizmin emek hareketi içerisine sokmaya çalıştığı Truva atını çağrıştırmaktadır. Söz konusu tasarım, özü itibarıy- la, emek hareketinin sanayileşme, kalkınma ve tica- ret politikalarına ilişkin tüm güncel taleplerinden vaz- geçmesi anlamına gelmektedir. Kapitalizm, kaçınılmaz krizlerini aşabilmek için kâr ve ranta dayalı sömürüsünü yoğunlaştırırken, emek- çilerin aynı zamanda birer tüketici olarak varlıklarını sürdürebilmesini arzu etmektedir. Oysa, bir yandan emeğin sömürülmesini yoğunlaştırırken, emekçiyi gelir sağlamadan tüketici olarak yaşatabilme zorun- luluğu, kapitalizmin anarşik yapısının ortaya döktüğü ana çelişkilerinin sadece bir tanesidir. Kapitalizm, kü- resel krizi bir yandan emeğin artan sömürüsü ile aş- maya çalışırken, bir yandan da devleti işçilere “va- tandaşlık ücreti” sağlaması konusunda göreve ça- ğırmakta; sendikaları da bu tasarımın taşeronu ola- rak pasifize etmeyi amaçlamaktadır. Kapitalizmin ve yeni-emperyalizmin ideolojisi olan neoliberal küreselleşmeci anlayış tüm dünyada hız- la itibar kaybetmektedir. Küresel kriz, 1980 sonrasında ülkemizde ve tüm dünyada hâkim kılınan piyasa dog- macılığının ve serbestleştirme, esnekleştirme, özel- leştirme ve kuralsızlaştırma ideolojisinin içyüzünü or- taya dökmüştür. Türk işçi hareketi 1 Mayıs’ın kitlesel olarak emek ve dayanışma günü olarak kutlanması yönünde göster- miş olduğu kararlılığı, kapitalizmin küresel krizinden çıkardığı derslerle perçinlemelidir.  Ne küresel kriz, ne de yerel seçimler vatandaşõn TL’ye olan ‘uzun vadeli’ güvenini sarstõ. Önceki krizlerde, dolar her yükseldiğinde döviz büfesine koşan yerli yatõrõmcõlar, dalgalõ kura alõştõ.  ‘Dolar daha da yükselecek’ söylentilerine kanmayan yerli yatõrõmcõlarõn dolar mevduatõ, kurun 1.55 TL’ye indiği son iki aylõk süreçte 50 milyar dolardan 56 milyar dolarõn üzerine çõktõ. Dalgalõ kurda sörf yapmaya alõştõk NECDET ÇALIŞKAN Krizin başladõğõ Eylül 2008’den bu yana 1.2 - 1.8 TL aralõğõnda dalgalanan dolar kuru, yur- tiçindeki yerleşiklerin kriz karşõsõndaki tavrõ- nõ da değiştirdi. 2001 krizindeki gibi kur yükseldiğinde döviz almaya koşmayan va- tandaş, dolar kurundaki yükselişleri satõş fõr- satõ olarak değerlendirip, kurdaki düşüşleri alõm fõrsatõna çevirdi. Dolarõn yüzde 50 sõçradõğõ Ey- lül 2008 - Mart 2009 arasõndaki 6 aylõk dö- nemde 10 milyar dolar satan yurtiçindeki yerleşikler, kurun 1.82 TL’den 1.60 TL’nin al- tõna gerilediği mart başõndan bu yana 6 milyar dolar aldõ. Lehman Brothers’õn batõşõndan önce dolar 1.24 TL seviyesinde iken yurtiçindeki yerle- şiklerin dolar cinsinden toplam mevduatõ 60.5 milyar dolar idi. Krizin şiddetlenmesi ve bor- salardaki sert kayõplarla birlikte dolarõn tan- siyonunun fõrladõğõ ekim ayõnõn ortasõnda va- tandaşõn dolar mevduatõ 55 milyar dolar se- viyesine indi. Kurun 1.60 TL’yi aştõğõ kasõm ayõ ortasõnda yerli yatõrõmcõlar, önceki krizlerin aksine döviz almaktansa dolar sattõ. Toplam dolar mevduatõ da küresel krizin ilk dalgasõnõ vurduğu 2.5 aylõk dönemde 8 milyar dolar azalarak, 52 milyar dolara kadar düştü. Yerel seçimler öncesi, kurun 1.80 TL’yi aşa- rak rekor kõrmasõ bile, yerlilerin TL’ye uzun vadeli güvenini sarsmadõ. ‘Dolar 2 TL olacak söylentilerine’ inanmayan vatandaş, kur yük- seldiğinde satõş eğilimini sürdürmesiyle döviz mevduatlarõnõn toplamõ 50 milyar dolara ka- dar geriledi. Nisan ayõ ile birlikte ABD’de açõklanan ye- ni kurtarma paketleri ve G-20 zirvesinde atõ- lan küresel adõmlarla kriz dalgasõnõn hafif- lemesi, piyasalarõ az da olsa yatõştõrdõ. Do- lar kurunun 1.82 TL’den 1.55 TL’ye geri- lediği son iki ay ‘alım için uygun zaman’ olarak görüldü. Mart ayõ başõndan 17 Nisan’a kadar yurtiçi yerleşiklerin dolar mevduatõ 6 milyar dolar arttõ. Sabancı da engelliye kaynak bulamıyor Sabancı, projenin sürdürülebilir ola- bilmesi için çalıştıklarını kaydetti. Ekonomi Servisi - Özel Olimpiyatlar Türkiye Onursal Başkanõ Dilek Sabancı zihinsel engelli sporcularõn yetiştirilmesi amacõyla düzenlenen kampanyalara des- tek bulamamaktan yakõndõ. Sabancõ, “En- gelliler için ben Dilek Sabancı olarak sponsor bulmakta zorlanıyorum. Tür- kiye’deki birçok firma ve ailede şu var; bu sorunla zaten Koç, Sabancı, Ec- zacıbaşı ilgileniyor deyip başından atı- yorlar” dedi. P&G Türkiye ve Migros’un zihinsel en- gelli sporcularõn yetişmesine destek ver- mek amacõyla yürüttüğü ortak kampanyasõ altõncõ yõlõna girdi. Tüketicilerin Migros- larda yaptõğõ alõşverişlerle destek verdiği özel kampanya ile bugüne kadar 2 bin 500 sporcu yetiştirildi. Bu yõl da 24 Haziran’a kadar sürecek kampanyada 500 yeni spor- cunun yetiştirilmesi hedefleniyor. ‘Fikrine güvenen Dizayn’a gelsin’ Ekonomi Servisi - Dizayn Grup Yö- netim Kurulu Başkanõ İbrahim Mir- mahmutoğulları, “5. Beyin Göçüne Karşı Beyin Gücünü Teşvik Ediyo- ruz” kampanyasõnõn tanõtõmõ ile ilgili basõn toplantõsõnda, “Proje, buluş ve ye- ni fikirlere destek sağlayarak endüst- riyel ürün haline dönüştürülmelerine imkân veriyoruz” diyerek şunlarõ vur- guladõ: “Bugüne kadar başvuran 500’e yakın projeden 10’una Ar-Ge desteği verdik. Aralarında üre saati, mikro bio sensör, suda yetişen domates gibi birçok projeyi hayata geçirdik. Bu yıl 3 milyon Avro’luk lisans satacağız. Fikrine güvenen 15 Haziran’a kadar www.dizayngrup.com’a başvursun.” Gelirler kontrolörleri 362.2 milyon lira vergi ve 362.2 milyon lira ceza kesti Merkez Vakfı 1.8 milyar lira kaçırmış Merkez Bankasõ Vakfõ 2002 ve 2003 yõlõ hesaplarõyla ilgili olarak Maliye Bakanlõğõ’na uzlaşma için başvurdu. ANKARA (AA) - Maliye Ba- kanlõğõ gelirler kontrolörlerinin ver- gi incelemelerinde Merkez Banka- sõ Vakfõ’nda 1 milyar 881 milyon li- ra gelir kaçağõ bulundu. Gelir İdaresi Başkanlõğõ bünye- sinde faaliyet gösteren gelirler kont- rolörleri, 2008 yõlõ içerisinde 2 bin 351 vergi incelemesi gerçekleştirdi. Bu incelemelerde 6 milyar 906 mil- yon 461 bin 687 liralõk beyana kar- şõlõk, 190 milyar 481 milyon 501 bin 203 lira tutarõnda gelirin dev- letten kaçõrõldõğõ ortaya çõkarõldõ. Kontrolörler, söz konusu gelir için mükelleflere 1 milyar 725 milyon 714 bin 378 lira vergi tahakkuk et- tirdi, 1 milyar 894 milyon 844 bin 768 lira da ceza kesti. Kontrolör- ler, 25’in üzerinde sektörde vergi de- netimi yaptõ. Denetim kapsamõnda vakõf ve dernekleri de büyüteç altõna aldõ. Va- kõf denetimi, Merkez Bankasõ Vak- fõ nezdinde de gerçekleşti. Gelirler kontrolörleri, yardõm sandõğõ şek- linde kurulan Merkez Bankasõ Vak- fõ’nõn 2002 ve 2003 yõlõ hesaplarõy- la, faaliyetlerini inceledi. İnceleme sõrasõnda, söz konusu vakfõn, ticari kazanç elde eden bir fon işletmesi haline dönüştüğü tes- pitinde bulunuldu. Net tutarõ 1 mil- yar 881 lira olarak hesaplanan ka- çõrõlan gelir için vakfa 362 milyon 194 bin 377 lira vergi tahakkuk et- tirildi. Vakfa vergi kaçõrdõğõ için de ayrõca 362 milyon 195 bin 807 lira ceza uygulandõ. Merkez Bankasõ Vakfõ, söz konusu vergi ve ceza için tarhiyat işlemi sonrasõnda, Maliye Bakanlõğõ’na uzlaşma için başvurdu. Başvuru Merkezi Uzlaşma Komis- yonu’nca değerlendirilecek. Ekonomi Servisi - Tekstil sektö- ründe yaklaşõk 20 yõldõr faaliyet gös- teren Saide Grup’un öncülüğünde oluşturulan Retail Platform, Türki- ye’deki faaliyetlerine başladõ. Bu hafta biri Dubiali Max, ikisi Avustralyalõ Forever New markasõ olmak üzere üç mağaza birden aça- cak olan Retail Platform CEO’su Nurettin Kantarelli’nin verdiği bilgiye göre şir- ket, 2012’ye 170 mağaza açõp, 2 bin 700 çalõşa- na istihdam sağlayacak. Bu yõl 10 milyon dolar, 2012’ye kadar 35 milyon dolarlõk yatõrõm planla- dõklarõnõ belirten Kantarelli, “Herkes uygun fi- yatlarla güncel modayı amaçlayan Max mar- kası, 2 lira 99 kuruştan başlayan ve 40 lirayı geç- meyen fiyatlarla Pendik’te tüketicinin karşısı- na çıkacak” dedi. ozlem.yuzak@cumhuriyet.com.tr Aslında her koşulda hükümetin işine gelen bir olgu, 1 Mayıs ile ilgili tüm sü- reçleri Taksim Meydanı’nda toplan- maya indirgemek... Yıllardır emek ke- simi ile ülkeyi yönetenler arasındaki mü- cadele, 1 Mayıs yaklaştıkça yalnızca “Taksim”de odaklanıyor. Bu arada, ekonomik krizin emek dünyasında yaptığı tahribat ve giderek yoksulluğa itilen Türkiye’nin sosyal sorunlarına çö- züm üretmek için artık olmazsa olmaz hale gelen güçbirliği konusunda atılması gereken adımlar es geçiliyor. Garip bir dikotomi, es geçme konusu ise elbir- liği ile gerçekleşiyor. Bu yıl Taksim’e ulaşabilmek ve 1 Ma- yıs’ın resmi tatil ilan edilmesi şüphesiz önemli bir açılım ve kazanım oldu... Ama mücadelenin kalbi neoliberal politika- ların, putlaştırılmış piyasa söyleminin karşısında dik bir duruş sergileyebilme ve karşı bir söylem geliştirebilmede... Bu yalnız Türkiye’nin değil, tüm dün- yada çalışanların, işlerini kaybetmiş olanların ve geleceğe atılmak üzere olan gençlerin de sorunu olduğu için küre- sel güçbirliği belki de hiç olmadığı ka- dar önem taşıyor. Emekçilerin dünkü talepleri neydi: Ka- lıcı bir iş güvencesine sahip olmak, has- talandığı, sakatlandığı, emekli olduğu zaman sağlam günlerindeki gibi haya- tını devam ettirmek, çocuklarına iyi bir gelecek bırakmak, eğitimlerini ger- çekleştirmek, başını sokacak bir ev sa- hibi olmak, ele güne muhtaç olmadan yaşamak, milli geliri eşit bir şekilde pay- laşmak. Bugün ne? Değişen bir şey yok. Yi- ne aynı... Gelişmiş birçok ülkede 1 Mayıs İşçi Bayramı, küresel kriz döneminin ruhu- na uygun bir şekilde kutlandı. Örneğin Fransa’da ekonomik ve sosyal krizin boyutları nispetinde protesto gösteri- lerine katılım daha önce hiç olmadığı ka- dar fazlaydı. Fransa halkının yüzde 72’si sendikaların gösterilerine destek vermiş. Belki de ön önemlisi sendika- ların 1 Mayıs sonrası için eylem plan- larını ortak oluşturma girişimini tartış- maya açmaları oldu. Güçbirliği neden hem küresel hem de ulusal çerçevede sağlanmasın ki? Küçük bir örnek... 1 Mayıs’ın bir hafta kadar öncesin- de bir dost toplantısında daha önce hiç çalışmamış, ancak eğitimli (hatta tıp doktoru) ve ülke sorunlarına duyarlı bir kadın arkadaşımız, söz geçmiş yıllardaki Cumhuriyet mitinglerinden açıldığında “Neden bu 1 Mayıs’ta hepimiz sokağa inmiyoruz ki? Dünyanın geldiği nokta he- pimizi yakından ilgilendiriyor. Eğer bir mücadele ve hak arama olacaksa bu, yalnız bir avuç sendika üyesinin ve se- si soluğu kesilmiş çalışanların yapabi- leceği iş değil. 2 çocuk yetiştirip onla- ra bir gelecek sağlamaya çalışan bir an- ne olarak benim; hükümetin IMF’nin is- teğiyle sosyal güvenlikte tasarrufa gi- derek sağlıkta tırpan dönemini başla- tacak olmasına karşı olanların; kendi yandaşlarının yolsuzluklarına karşı bir tür- lü hukuki süreci başlatamayan AKP’ye karşı olanların da sorunu” dedi. Mey- danlara indi mi bilmiyorum ama en azın- dan böyle bir düşünce düzeyine gele- bilmek bile bir atılım... Önemli olan bunu söyleyenlerin sa- yısını arttırabilmek ve onları bu konu- da nelerin yapılabileceğini düşünme- ye sevk etmek. İşte küresel güçbirliği bu aşamada önem kazanıyor. Ortak deklarasyonlar hazırlayıp bunlara halk- ların katılımını sağlamak ciddi bir adım olmaz mı? “Tüm insanlığa yetecek birikimlerin, birkaç yüz özel şirketin arasında payla- şıldığı bir sistem ve putlaştırılmış bir pi- yasa ekonomisi ile; kapitalizmin mev- cut şekliyle sürdürülemeyeceğini; üretim-tüketim arasındaki ilişkinin yeniden düzenlenmesinin şart oldu- ğunu” telaffuz eden insan sayısının art- ması kısaca şu anlama geliyor: “İn- sanca yaşama hakkı” için mücadele- de yer almak. Sosyal Krizin Küreselleşmesi ve Güçbirliği B‹LG‹ TOPLUMUNA DO/RU / ÖZLEM YÜZAK GÜNÜN İÇİNDEN Nano 16 günde 203 bin sipariş aldõ Dünyanõn en ucuz otomobili Nano, sadece 16 günde 203 bin sipariş aldõ. Hindistanlõ üretici Tata’nõn yaptõğõ açõklamada, 9 Nisan ile 25 Nisan tarihleri arasõnda Nano için toplam 510 milyon dolarlõk sipariş aldõğõ ifade edildi. İlk araç teslimi temmuzda başlayacak. Halkbank’a ISO 9001 belgesi Halkbank, ISO 9001 Kalite Yönetim Sistem Standardõ’nõn 2008 versiyonunu aldõ. Bankadan yapõlan açõklamaya göre Halkbank, Türkiye’de ISO 9001 belgesi alan ilk banka oldu. ISO 9001’i getiren projeyle Kartlõ Ödeme Sistemleri ve Alternatif Dağõtõm Kanallarõnõn, kalite yö- netimine yatõrõm yaparak müşteri memnuniyetini ar- tõrmayõ amaçladõğõ belirtildi. Goodyear Ulusoy’la anlaştõ Goodyear’õn lojistik hizmetlerini karşõlamak üzere aç- tõğõ ihaleyi Ulusoy Lojistik kazandõ. Ulusoy Lojistik Go- odyear’õn iki yõl boyunca Türkiye, İsveç ve İspanya’ya karayolu ile gerçekleştireceği ihracatõ üstlenecek. Gõda fuarõnõn partneri Türkiye Almanya’da 10-14 Ekim 2009’de yapõlacak Anuga Gõda Fuarõ’na, Türkiye partner ülke olarak katõ- lacak. 2 yõlda bir düzenlenen fuarla ilgili toplantõ- da konuşan İTO Başkanõ Murat Yalçõntaş, “Türki- ye’nin 2009’da gõda ihracatõnõn 20 milyar dolara çõkarõlarak belli başlõ oyunculardan biri haline ge- tirilmesi hedefleniyor” dedi. ABD Başkanõ Barack Obama, vergi cennetleri ola- rak görülen off-shore hesaplardaki vergi uygula- malarõnõ değiştiriyor. Buna göre, ülke dõşõnda faaliyet gösteren şirketler, masraflarõnõ vergiden düşmeden önce, elde ettikleri kâ- rõn vergisini ödemek zorunda olacaklar. Obama’dan vergi değişikliği Retail Platform ortadireğin modasõnõ pazarlayacak TİSK Başkanı Tuğrul Kutadgobilik (sağda), do- muz gribine karşı, işve- renlere “Ananevi olarak erkekler arasındaki öpüş- me alışkanlığımızı bir sü- re askıya alalım” çağrı- sında bulundu. Yönetim kurulu üyeleri ve üye sendikalara gönderdiği bir yazıyla “öpüşmeyin” önerisinde bulunan Ku- tadgobilik, tedbirin ilk TİSK Yürütme Komite- si ve Yönetim Kurulu toplantılarında uygulan- masını teklif etti. Erkek erkeğe öpüşenlere TİSK’ten uyarı ‘Enflasyon hedefin altına inecek’ Ekonomi Servisi - Merkez Ban- kasõ, enflasyonun kõsa vadede dü- şüşünü sürdüreceğini ve yõl so- nunda hedefin altõnda gerçekleş- mesinin beklendiğini açõkladõ. Bankanõn, “Nisan Ayı Fiyat Gelişmeleri” raporunda, nisan ayõ tüketici fiyat endeksinin yüzde 0.02 oranõnda artmõş olduğu ve yõl- lõk enflasyonun da yüzde 6.13’e düştüğüne işaret edilerek “Bütün temel gruplarda enflasyonun ge- rileme eğiliminde olduğu, özel- likle hizmet kalemlerindeki ya- vaşlamanın giderek belirginleş- tiği dikkat çekmektedir” denildi. Raporda, temel enflasyon gös- tergelerindeki düşüşün kõsmen ÖTV ve KDV oranlarõndaki indi- rimleri yansõttõğõ belirtilirken enf- lasyonun yõl sonunda hedefin al- tõnda gerçekleşeceğinin tahmin edildiği vurgulandõ. Merkez Bankasõ’na göre enflasyon yüzde 7.5’lik hedefin altõna düşecek
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear