24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada yürütmeye, yasamaya, kısacası devlete karşı diren- dikleri için mutlu. TBMM Başkanı Köksal Toptan’ın bulduğu for- mülün DTP’li milletvekillerinin ifade verme zorunlu- luğunu kökten çözümlemediği, sorunu bir başka ba- hara, eylül ayına ertelediği için mutsuz. 1994’te Meclis kapısında polisin derdest edip ada- lete teslim ettiği Kürt kökenli milletvekillerine reva gö- rülen muamele bu kez DTP milletvekillerine uygu- lanmadığı için medyamızın eteklerinde ziller çalıyor. Devletin korunmasında duyarlı, en ufak olumsuz bir olay, söz veya hareket üzerine ilgililere şimşek- ler yağdıran vatansever; sağcı ve güya solcu, milli- yetçi muhalefetimizin gündeminde devlete karşı direnmeyi eleştiren bir açıklama, bir söylem, konuşma yok! Oysa olay sorunlaşma belirtisi gösterdiği günler- de TBMM Başkanı anayasa ve yasalara göre do- kunulmazlıkları olmasına karşın DTP’li milletvekille- rinin ifade vermeye gitmeleri gerektiğini söylüyordu. Bu açıklama; “Adalet Bakanlığı’nın başvurusu üzerine Yargıtay’ın başta Ahmet (Kürt) Türk ve Ay- na Emine ile diğer DTP’li milletvekillerinin dosyala- rının ‘dokunulmazlık kapsamına girmediğini’ içeren” bir karara dayanıyordu. Bu karar doğrultusunda uygulamaya karşı çıkan, Kürt açılımının cici çocukları DTP’lileri yargı emriy- le aman polis alıp mahkemenin önüne çıkarmasın di- yenler... dahası her vesile “kanun, kanun diyenler... kanunların tepelenmesine” göz yumdular. Devlete, yasalara bağlılık ve saygı dedin mi man- galda toz bırakmayan, memleketimin “de” dalında “star” havasındaki güzide evlatlarının yönetiminde- ki TV haber bültenleri; ifade vermelerine şu kadar gün, saat, dakika kaldı diye DTP’lilerin savaşımına davul çaldılar. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi: Meclis Başka- nımızın derde deva gibi kabul gören kara mizah ör- neği ünlü reçetesini aldığı bir kararla duruşma tuta- naklarına ve tabii tarihe geçirdi: “...(DTP milletvekil- lerinin) sekreterlerine yazının ulaştırılmış olduğu… an- cakkkk çalışmaları dolayısıyla (hemen her gün baş- kentte olduklarını söylemleriyle, eylemleriyle ispat- ı vücut eyleyen) adı geçen milletvekillerinin ‘sık sık Ankara dışında’ bulunduğundan kendilerine ulaştı- rılmadığını, gerekli işlemler tamamlandığında mah- kemeye bilgi verileceğini bildirdi.” Medyamız mahkeme kararını kamuoyuna; “TBMM Başkanlığı’nın bulduğu 3. yol formülü… tuttuuu” di- ye, ama bunalımın eylül ayına ertelenmesini hayıf- lanarak duyurdu... Hak yerini bulsun diye ulusalcı medya sık sık kul- landığı uygulamaya yine yer verdi haberlerinde; “Meclis, milletvekillerini görmezden geldi” gibi ifadeler kullandı. Lakin DTP Başkanı Ahmet (Kürt) Türk ile diğer DTP yöneticilerinin bunalımın boyutunu başka ölçeklere taşıyan; “Kürt sorununun çözümünde geç kalmadan acilen adım atılsın... Hukuku zorlayarak bizi yargıla- mak istiyorlar… oyuna gelmeyiz... eylülde de ifade ver- meyeceğiz” gibi ifadelerine yer vererek… açılıma baş- langıç yaptılar. Kimi yöneticilerle milletvekilleri, “PKK’nin DTP’nin taban örgütü” olduğunu açıklıyor. Hükümetimiz ise sorunun çözümüne yardımcı ola- cak formüller kimden gelirse gelsin dinlemeye (ve ta- bii yararlanmaya) hazır olduğunu söylüyor. Katilliği Öcalan’dan devralan Murat Karayılan’la Hasso Cemal’in yaptığı ve sözüm ona çözüm diye, örgütün değiştiğini, silahları kimi haklar karşılığı bı- rakabileceğini içeren açıklamalarına tabii ön sırada medyamız, hatta kimi siyasiler dört elle sarıldı. Fakattt Murat Karayılan’ın ünlü Times gazetesine açıkladığı… silahları susturmak için 1 Haziran’a kadar TC’ye süre tanıyan dayatmanın ne anlama gel- diğini şu sıra irdeleyene, eleştirene rastlanmıyor. Ne diyor Karayılan: İskoçya’da uygulandığı gibi Tür- kiye’de ayrı hükümeti, ayrı bayrağı olan bir Kürt par- lamentosu kurulsun! Daha önceleri Kosova, Bask, eyalet sistemi gibi da- yatmalarda bulunan, bu kez de olmayacak duaya amin diyecek kadar Kürt parlamentosu düşüyle ya- şayan kafası kanla karışık bu adamı Hasso Cemal’ler (hükümet) ciddiye alıyor... Kürt açılımına hizmet et- tiğini sanıyorlar. Şu anda ne idüğü belirsiz açılımın sahibi hükümetin kafası da karışık değil mi? SAYFA CUMHURİYET 28 MAYIS 2009 PERŞEMBE 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul B 25 Edirne B 27 Kocaeli B 24 Çanakkale B 25 İzmir B 28 Manisa B 28 Aydın B 32 Denizli B 29 Zonguldak PB 20 Sinop Y 20 Samsun Y 19 Trabzon Y 18 Giresun Y 17 Ankara PB 22 Eskişehir PB 21 Konya PB 22 Sıvas Y 17 Antalya A 33 Adana A 31 Mersin A 28 Diyarbakır A 30 Şanlıurfa A 30 Mardin B 27 Siirt B 29 Hakkâri PB 20 Van PB 21 Kars Y 17 Oslo Y 17 Helsinki Y 17 Stockholm Y 12 Londra B 23 Amsterdam Y 17 Brüksel Y 19 Paris Y 20 Bonn Y 19 Münih Y 19 Berlin Y 17 Budapeşte Y 23 Madrid A 30 Viyana Y 19 Belgrad Y 19 Sofya Y 15 Roma Y 27 Atina PB 26 Zürih B 20 Moskova PB 26 Aşkabat PB 33 Astana A 31 Taşkent A 37 Bakû A 20 Bişkek PB 31 Tiflis PB 15 Kahire A 30 Şam A 30 Ülkemizin kuzeydoğu kesimleri parçalı çok bulutlu, İç Anadolu’nun kuzeydoğusu, Doğu Karadeniz, Doğu Ana- dolu’nun kuzeyi ile sa- bah saatlerinde Orta Karadeniz, Sinop, Çan- kırı çevreleri sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu geçecek. Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik olmayacak. ÇYDDGenelBaşkanõProf.Çelikel,SaylanHoca’nõnyolundayürümeyedevamedeceklerinisöyledi İlk hedef 100 bin kıza burs vermek NİHAN İNAL Çağdaş Yaşamõ Destekleme Der- neği (ÇYDD) Genel Başkanõ seçilen Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği, ÇYDD, Türk Hukukçu Kadõnlar Der- neği kurucularõndan ve eski YÖK üyelerinden Prof. Dr. Aysel Çelikel, Prof. Dr. Türkan Saylan Hoca’nõn yolunda yürümeye devam edeceğini söyledi. ÇYDD’nin yeni genel baş- kanõ Prof. Çelikel, başkanlõk görevi- ni almasõnõn Saylan’õn vasiyeti ol- duğunu, bu görevi, kendisi için büyük bir onurla taşõyacağõnõ belirtti. Başkan Yardõmcõsõ Prof. Dr. Ayşe Yüksel ise ilk hedeflerinin Saylan’õn hedefledi- ği burslu kõz öğrenci sayõsõnõ 100 bi- ne ulaştõrmak olduğunu söyledi. ÇYDD’nin yeni yönetiminin sloganõ ise “Saylan’ın düşleri yarım kal- mayacak”. ÇYDD’de başkanlõğa aday olma- sõnõ Saylan’õn istediğini belirten Prof. Çelikel, “Yönetimde daha önce olmamıştım. Fakat Saylan ile ilişkilerimiz devam etmişti. 20 yıldır Saylan’ı tanıyorum. Taraf- sız ve en doğru kararı vereceğine inandığım için bu teklifini kabul et- tim. Onurla bu görevin başına geldim. Atatürk’ün gösterdiği ‘çağ- daş yolda’ devam edeceğiz. En bü- yük amacımız kız çocuklarının eğitim almasıdır” dedi. ÇYDD’nin hukuk dõşõ hiçbir faali- yeti olmadõğõna vurgu yapan Çelikel, “1 yıllık çalışma planları hazırlı- yoruz. Yakında bu kitapçık piya- saya çıktığında çalışmaların ve yar- dımların ayrıntıları tek tek açıkla- nacaktır” diye konuştu. ÇYDD’nin yeni yönetimde baş- kan yardõmcõlõğõnõ üstlenen Van Yü- züncü Yõl Üniversitesi (YYÜ) Rektör Yardõmcõsõ olan Prof. Dr. Ayşe Yük- sel, Saylan’õn iki önemli hedefinin ol- duğunu anõmsatarak, şunlarõ kaydet- ti: “Bunlar burs alan kız sayısını 100 bine çıkarmak ve köyde yaşayan ve okula gidemeyen kızlar için öğ- renci yurtları kurmaktı. Bizler ilk olarak Türkan Hoca’nın bu arzu- sunu yerine getirmek için elbirli- ğiyle çalışacağız” dedi. ‘Halk daha da sahiplendi’ ÇYDD’nin diğer başkan yardõm- cõlõğõnõ üstlenen eczacõ Nihal Kızıl da son olaylardan sonra ÇYDD’yi SERTAÇ EŞ MARMARİS - Türk Silahlõ Kuvvetleri’nin (TSK) planlõ tatbikatlarõndan Denizkurdu’nun Akdeniz manevralarõ yapõldõ. Manevralar kapsamõnda Sualtõ Taarruz komandolarõ kõ- yõya sõzma ve engelleri etkisiz hale getirme operasyonu gerçekleştirdi. Türk bahriyelisi tat- bikat kapsamõndaki tören geçişini Rodos’un doğusunda yaptõ. TSK’nin planlõ tatbikatlarõndan, 20 Mayõs’ta başlayan Denizkurdu-2009 tatbikatõ sürü- yor. Efes tatbikatõ kapsamõndaki manevrala- rõ birlikte izleyen Başbakan Recep Tayyip Er- doğan, Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İl- ker Başbuğ ve Milli Savunma Bakanõ Vec- di Gönül, dün de Denizkurdu tatbikatõ kap- samõnda Kemalreis Fõrkateyni’nden Akde- niz’deki etkinlikleri izlediler. Tatbikatõ 31 ül- keden 35 askeri, 28 de sivil gözlemci izledi. Tatbikata Deniz Kuvvetleri envanterinde- ki 11 fõrkateyn, 14 hücumbot, 8 denizaltõ, 14 yardõmcõ gemi, 4 uçak ve 8 helikopter katõl- dõ. Deniz Kuvvetleri’ne tatbikat sõrasõnda Ha- va Kuvvetleri unsurlarõ da destek verdi. Bu kapsamda F-16 uçaklarõ 121, F-4 34, keşif uçaklarõ 8, havadan yakõt ikmal uçaklarõ da 2 sorti gerçekleştirdi. Denizkurdu’nun dünkü manevralarõ, Türk donanmasõna ait gemilerin Marmaris’teki Ak- saz Deniz Üssü’nden çõkõşõyla başladõ. İlk ola- rak Sualtõ Taarruz (SAT) komandolarõ se- naryo gereği Akdeniz’deki manevralarõnõ ger- çekleştirdiler. Gece kõyõya sõzan SAT ko- mandolarõ, senaryo gereği kõyõya çõkõşõ en- gellemek amacõyla döşenmiş engel ve ma- yõnlarõ saldõrõ harekâtõyla etkisiz hale getir- diler. Kõyõya uçaktan paraşütle atlayan SAT’lar görevlerini tamamlamalarõnõn ar- dõndan Kemal Reis Fõrkateyni’ndeki izleyi- cileri geçit töreniyle selamladõlar. Sea Hawk helikopterleri senaryo gereği denizaltõ tespit etmek için denize sonar daldõrdõ. Ardõndan helikopterler tespit ettikleri denizaltõya tor- pido attõ. Torpido ile hasar alan denizaltõ “ye- şil duman kandili” atarak yüksek hõzla de- niz yüzeyine acil çõkõş yaptõ. Tatbikat kap- samõnda denizaltõlar da eğitim yaptõlar. Denizde SAT gösterisi ÇYDD’nin yeni Genel Başkanõ Prof. Çelikel, başkanlõk görevini almasõnõn Saylan’õn vasiyeti olduğunu, bu görevi, kendisi için büyük bir onurla taşõyacağõnõ belirtti. ÇYDD’nin hukuk dõşõ hiçbir faaliyeti olmadõğõna vurgu yapan Çelikel, “1 yõllõk çalõşma planlarõ hazõrlõyoruz. Yakõnda bu kitapçõk piyasaya çõktõğõnda çalõşmalarõn ve yardõmlarõn ayrõntõlarõ tek tek açõklanacaktõr” diye konuştu. Yargı yetkisini idare kullanıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ceza hukuk- çusu Prof. Dr. Köksal Bayraktar, gazetemiz İmti- yaz Sahibi ve Başyazarõ İlhan Selçuk’un yasadõşõ yollarla dinlenen telefon kayõtlarõnõn dava dosyasõn- dan çõkarõlmasõ gerektiğini vurguladõ. İstihbari amaçlõ dinlemelerin delil olarak değerlendirilemeye- ceğine işaret eden Bayraktar, “Yasayla elde edeme- diğini resen elde etmeye çalışıyor. Bunlar yasaya aykırıdır ve dosyaya delil olarak girmemeli. Dava yargıcı bunları reddeder” dedi. Gazetemiz imtiyaz sahibi ve başyazarõ İlhan Sel- çuk hakkõnda henüz bir soruşturma başlatõlmadan te- lefonlarõnõn “istihbari” amaçlõ dinlenmesi ve bunla- rõn yasağa karşõn delil olarak dosyaya alõnmasõna yö- nelik tepkiler sürüyor. Konuyu değerlendiren ceza hukukçusu Prof. Bayraktar, telefonlarõn ne şekilde dinleneceğinin Ceza Muhakemesi Yasasõ’nda (CMY) açõkça öngörüldüğünü anõmsatarak “Buna göre, kuvvetli suç şüphesi olacak ve başka türlü delil elde etme imkânı olmayacak. Kısaca telefon dinleme istisnai bir koruma tedbiridir. En önemli husus da bunun hâ- kim kararıyla olma- sıdır” dedi. Bayraktar, telefon dinlemesinin kişinin özel hayatõna, iletişim özgürlüğüne ve gü- venliğine aykõrõ bir tedbir olduğuna işaret ederek “Bu tedbire başvurulduğunda özellikle özel hayatın gizliliğine devlet ta- rafından, yargı tara- fından önemli bir sı- nır getirilmektedir. İstihbari önleme amaçlı dinleme ol- maz, olmamalıdır. Çünkü istihbari amaçlı dinleme idari bir dinlemedir. Dü- şünebiliyor musu- nuz, bir kanunun açıkça yargıca verdi- ği yetkiyi idare, baş- ka düşüncelerle yar- gının dışına çıkarak, istihbari amaçla öğ- renebilmek için din- lemektedir. Bu CMY’nin öngörme- diği bir düzenleme- dir” diye konuştu. Bayraktar, idareyi, “yönetmelikler vası- tasıyla bir suç işlen- meden, suçun işlen- me ihtimali olmadan dinleyen makamlar” olarak açõkladõ. Prof. Bayraktar, Türkiye’de telefon dinlemelerinin 1970’ten beri tartõşõldõğõnõ belirterek, o tarihlerde CMY’de dinlemeye ilişkin hüküm olmadõğõnõ söyle- di. Bayraktar, büyük tartõşmalar yaşandõğõnõ ve Ana- yasa Mahkemesi ile Yargõtay’õn telefonlarõn tek ba- şõna delil olamayacağõna ilişkin kararlar verdiğini kaydetti. Bu gelişmeler õşõğõnda 35 yõl sonra telefon dinlemenin yasal hale getirildiğini anlatan Bayrak- tar, şu değerlendirmeyi yaptõ: “35 yıllık mücadelede bunu yasal bir düzenle- me haline getirdiğiniz an, idare ‘ben kendim din- lerim’ diyor. Bu, 35 yıllık hukuk mücadelesine ters. Bu açıdan biz CMY’deki düzenlemeyi de eleştiriyoruz. İdari istihbarat bir çeşit kanunun zorlanmasıdır. Yani idare CMY vasıtasıyla elde edemediğini tek başına resen elde etmeye çalışı- yor. Bu yanlıştır. Ne jandarma ne MİT ne de Adalet Bakanlığı dinleyebilmelidir. Bunlar delil değildir. Hele idari makamın istihbari dinleme- leri hukuki değildir. Kanuna aykırı, hukuka ay- kırı yollardan elde edilmiş delildir bunlar.” MELTEM YILMAZ Anadolu’da Vakit gazetesinin Türkan Saylan’dan sonra hedef gösterdiği Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ, “Hedef çağdaş Türk kadını. Türkan Saylan’dan sonra sıra ba- na geldi. Türkiye’nin geleceği hakkında en- dişe duyuyorum” dedi. Çõğ, “hiçbir za- man profesör olduğu yönünde bir beyan- da bulunmadığını, ne makalelerinde ne de kitaplarında profesör titrini kullandığı- nı” belirtti. Çõğ, gazetede Mason Locasõ ta- rafõndan finanse edildiğine ilişkin iddialarõn da tamamen asõlsõz olduğunu belirtti. Anadolu’da Vakit gazetesinin geçen gün- lerde araştõrmacõ M. İlmiye Çõğ hakkõnda “İl- miye Çığ’ın aslında profesör olmadığı or- taya çıktı. Çığ’ın çalışmalarının Mason Locası tarafından finanse edildiği öğrenil- di” haberine Çõğ, büyük tepki gösterdi. Zaman gazetesinin internet sitesine de “son dakika” üst başlõğõyla giren “Sahte profesör” başlõk- lõ haberde Mason Locasõ tarafõndan meşhur edildiği iddia edilen Çõğ’õn “kartel medya- sı ve laikçi kesim tarafından profesör ola- rak tanıtıldığı; fakat kendisinin profesör ol- madığını Vakit gazetesine itiraf ettiği” öne sürüldü. Konuya ilişkin görüşlerine başvur- duğumuz Muazzez İlmiye Çõğ, “Ben profe- sör olduğumu hiçbir zaman iddia etmedim. Müzede uzman olarak çalıştım, çeşitli ki- tap ve makalelerim bulunuyor. Sümerolo- ji alanında araştırma ve incelemelerim ol- du. Burada hedef ben değilim, hedef çağ- daş Türk kadını. Türkan Saylan’dan son- ra şimdi de sıra bana geldi” diye konuştu. İstanbul Üniversitesi tarafõndan kendisine ve- rilen fahri doktora unvanõnõ da yalnõzca res- mi yazõşmalarda kullandõğõnõ belirten Çõğ, söz- lerini şöyle sürdürdü: “Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi mezunuyum. Hem Hititoloji hem de Sümeroloji bölümlerinden mezun oldum. Daha sonra İstanbul Arkeoloji Müzeleri Çi- viyazılı Belgeler Bölümü’ne atandım. 33 yıl- lık çalışmalar sonucunda, bu alanda araş- tırma yapanların kolaylıkla yararlanabi- leceği çağdaş bir ‘Çiviyazõlõ Tabletler Arşi- vi’ meydana getirildi. Bu çalışmalar yanında bilimsel araştırmalara da zaman ayırdım. Bulunan yeni belgeleri, yapılan çalışmala- rı, Sümeroloji sahasında çalışanlara 8 ki- tap ve makale halinde sunduk. 16 kitabım ile birçok makalem yayımlandı. Bunlar Sü- mer hukukuna, Sümer devlet idaresine, okullarına, Sümer edebiyatına ve Hitit kültürüne ait 3000 tabletin kopya ve kata- loglarını kapsamaktadır.” Kaynak Yayõnlarõ Genel Müdürü Osman Bilge Kuruca da “Yayınevimiz, Muazzez İl- miye Çığ’ın kişilik haklarına yapılan bu sal- dırıyı yargıya taşıyacak ve söz konusu ga- zetenin yetkililerinin cezalandırılmasını isteyecektir.” dedi. Profesörler demeç vermemiş... Bilim ve Ütopya dergisinin haberine gö- re, Vakit gazetesinin iddialarõnõn aksine Ankara Üniversitesi (AÜ) Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri Bölüm Başkanõ, aynõ zamanda Hi- titoloji Anabilim Dalõ Başkanõ olan Prof. Dr. Cem Karasu ile Sümeroloji Anabilim Da- lõ Başkanõ Prof. Dr. Sebahattin Bayram’õn, Vakit’e Muazzez İlmiye Çõğ’a ilişkin demeç vermedikleri ortaya çõktõ. Bilim ve Ütopya dergisi tarafõndan yapõlan haberde Prof. Dr. Bayram, Vakit’e herhangi bir demeç ver- mediklerini, Muazzez İlmiye Çõğ’õn verdi- ği emeğin yadsõnamayacağõnõ ifade etti. ‘Ülkenin geleceğinden endişeliyim’ PROF. DR. KÖKSAL BAYRAKTAR: halkõn daha da sahiplendiğini ifade ederek, “Türkan Hoca bu dernek için, ülkemiz için, kız çocuklarının eğitimi için yaptıklarıyla bizim hep onursal başkanımız olarak yaşayacak” diye konuştu. ÇYDD’nin genel yazmanõ Osman Karaduman, Türkan Hoca’nõn ÇYDD’ye bõraktõğõ en önemli şeyin “topluma katkı” olduğunu söyledi. ÇYDD’nin üyelerinden öğretmen Gülsün Kaya da Saylan’õn düşledi- ği şeylerin hiçbirinin yarõm kalma- yacağõnõ ifade ederek, “Hocamızın düşlediği ve yapmak istediği her şe- yi yapacağız” dedi. ÇYDD üyelerinden İstanbul Üni- versitesi Eczacõlõk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Filiz Meriçli ise “Türkan Hoca’yı ve ÇYDD’yi Tür- kan Hoca’dan aldığımız güçle ve ondan öğrendiklerimizle yaşatma- ya devam edeceğiz” diye konuştu. ÇYDD’nin üyelerinden avukat Olcay Yezdani de, “Türkan Hoca eğitim yoluyla Atatürk’ün istedi- ği çağdaş toplumu yaratmak is- terdi. Biz de bunu yaratacağız” di- ye konuştu. ÇYDD’nin yeni yöne- timinde Genel Sayman Avukat Nur Gerçel, Prof. Dr. Cihan Demirci de görev aldõ. Aysel Çelikel kimdir? İstanbul’da 1933 yõlõnda dünyaya gelen Aysel Çelikel, İstanbul Üni- versitesi (İÜ) Hukuk Fakültesi’ni bi- tirdi. 1957’de Devletler Özel Huku- ku asistanõ olan Çelikel, 1962’de doktor, 1969’da doçent, 1977’de pro- fesör unvanõnõ aldõ. Çelikel, 1994-1998 yõllarõ arasõnda İÜ Hukuk Fakültesi Dekanlõğõ gör- evini yaptõ. Ocak 2001’den itibaren Cumhurbaşkanlõğõ kontenjanõndan Yüksek Öğretim Kurumu üyeliğine atanan Çelikel, Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği, ÇYDD, Türk Hu- kukçu Kadõnlar Derneği’nin kurucu- larõndandõr. Çelikel ayrõca, 3 Kasõm 2002 Genel Seçimleri öncesi tarafsõz Adalet Bakanõ olarak görev yaptõ. Çe- likel, ÇYDD’de genel başkan yar- dõmcõsõ olarak görev yapõyordu. ‘USULSÜZ DİNLEME DELİL OLMAZ’ TBD Hukuk Çalõşma Grubu Başkanõ Avukat Mehmet Ali Köksal usulsüz dinlenilen tele- fon kayõtlarõnõn delil ola- rak kullanõlamayacağõnõ söyledi. Köksal, “Usul- süz olarak gerçekleşti- rilen dinlemeler yasal olarak geçerli değildir. Yasal anlamda geçerli olmayan bir şey, eğer bile bile delil olarak kullanılıyorsa, bunun ardında bir art niyet vardır. İyi niyet ara- namaz. Usulsüz dinle- meler, kişilerin temel hak ve hürriyetlerinin zedelenmesi anlamına da gelmektedir” dedi. İHD Genel Başkanõ Öz- türk Türkdoğan da “Çok açık bir şekilde söylemek gerekirse usulsüz dinlemeler tam olarak haberleşme hakkının ihlali anla- mına gelmektedir” açõklamasõnõ yaptõ. Dinci basõnõn hedef gösterdiği Çõğ, ‘Saylan’dan sonra sõra bana geldi’ dedi DENİZ HAYDUTLARIYLA MÜCADELE Gaziantep firkateyni Somali’ye gidecek SERTAÇ EŞ MARMARİS - Somali açõklarõnda deniz hay- dutlarõyla mücadele amacõyla Türkiye’nin görev- lendirdiği TCG Giresun firkateyni, görevini TCG Gaziantep’e bõrakõyor. Deniz haydutlarõyla müca- dele eden uluslararasõ gücün komutasõ da Tuğ- amiral Caner Bener’de bulunuyor. Somali açõklarõnda deniz haydutluğuna karşõ görevlendirilen TCG Giresun görev süresini ta- mamlayarak 26 Haziran’da dönüyor. Görevi ye- rinde teslim almak amacõyla da TCG Gaziantep firkateyni Marmaris Aksaz Deniz Üssü’nden 5 Haziran’da uğurlanacak. Gaziantep’in 17 Hazi- ran’a kadar görev bölgesine varmasõ, görevi Gire- sun’dan teslim almasõ ve uğurlamasõ bekleniyor. Somali açõklarõ ve Aden Körfezi’nde BM Gü- venlik Konseyi kararõnõn ardõndan deniz haydut- luğu ile mücadele amacõyla oluşturulan Güç- 151’in komutasõ Türkiye’de bulunuyor. Uluslar- arasõ güce Türkiye, ABD, Kore ve Singapur ge- mi, Pakistan da personel desteği veriyor. Deniz Kuvvetleri’ne tatbikat sırasında Hava Kuvvetleri unsurları da destek verdi. (AA)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear