14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 28 MAYIS 2009 PERŞEMBE 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN 27 Mayıs 27 Mayıs’ın 49. yıldönümünü dün idrak et- tik. Menderes, Bayar, devrilen DP iktidarı, Yassıada duruşmaları, darağacı, hapishane vb. gibi, bol mağdur ve sivil demokrasi edebiya- tı arasında 49 yıl önce neden o noktaya gel- diğimizi ve neler olduğunu korkarım hâlâ id- rak edebilmiş değiliz. 1950 - 60 Demokrat Parti iktidarının büyük umutlarla başladığı, toplumun kırsal kesimi- nin de siyasette söz sahibi kılındığı, acı savaş koşullarının daha da keskinleştirdiği yoksul- luk döneminden sonra belirli bir ekonomik canlanma yaşandığı gerçektir. Kısacası DP’li çok partili dönem, muhalefet ile iktidarın, demokrasinin çocukluk hastalı- ğı olarak nitelenebilecek sertliklerine karşın umut verici biçimde başlamıştı. Ama ne yazık ki, DP iktidarının onuncu yı- lına gelindiğinde, Türkiye demokrasi yolunda hiç ilerlememiş, 1957 seçimlerindeki uygula- malar sandık üzerindeki seçim şaibesini geri getirmiş, yargı bağımsızlığı ayaklar altına alın- mış, muhalefet ve onun Kurtuluş Savaşı kah- ramanı lideri, can güvenliğini dahi teh- dit eden fiziki saldırıların hedefi haline geti- rilmiş, ülke “Vatan Cephesi” maskaralığıyla or- tadan ikiye bölünmeye çalışılmış, nihayet, Tah- kikat Komisyonu ile iktidar milletvekillerinin bir bölümüne idamı bile içeren cezalara hük- metmeyi de kapsayan yargı yetkileri verilmiştir. Belirtmek istediğim, 27 Mayıs’ı yapanları “demokrasiyi çiğnemekle” suçlayanların bü- yük bir yanılgı içinde oldukları ve olayları doğ- ru dürüst değerlendiremedikleridir. 26 Mayıs 1960’ta Türkiye’de işleyen bir de- mokrasi yoktu ki, 27 Mayıs’ı yapanlar onu çiğ- nemek suçunu işlemiş olsunlar. 27 Mayıs demokrasiye karşı işlenmiş bir suç değildir, çünkü o anda demokrasi zaten yok edilmişti. Başka bir deyişle 27 Mayıs işlenemez bir suçtur, tıpkı daha önce ölmüş birine ateş ede- rek öldürme suçu işlemek gibi... Bu hususu belirtmek, “27 Mayıs iyi ki oldu” demek anlamını taşımaz. Ama, olayları içinde bulunulan koşullardan soyutlayarak, “27 Mayıs keşke olmasaydı” di- yerek bütün suçu onun üzerine yıkmak da bir anlam taşımaz. Doğrusu “27 Mayıs’ı meydana getiren ko- şullar keşke oluşmasaydı” demektir. Bunu gerçekleştirecek olanlar da askerler değil sivillerdir. 27 Mayıs’ları ve diğer darbeleri önleyecek olan demokrasiyi ve hukuk devletini canlı tut- maktır ki, bu askerlerin değil sivillerin işidir. Amacım 49 yıl aradan sonra, 27 Mayıs’ı öv- mek de yermek de değil, irdelemektir. 27 Mayıs’ta darbe ile devrilen iktidar, dar- benin hem kurbanı, hem de ilk bakışta ne ka- dar çelişkili görünürse görünsün, sorumlusu- dur. Bu da o iktidarı yargılayan Yassıada Mah- kemesi’nin cereyan şeklini onaylamak anlamını taşımaz. Yine aynı şekilde, 27 Mayıs’ın olmasındaki DP sorumluluğu darağacındaki üç kişiyi içimize sindirmemize neden olamaz. Ancak siyasi darağaçları konusunda, 27 Ma- yıs tek değildir. 12 Mart döneminde de üç gen- cimiz idam edildi. Onlar da bir hukuk cinaye- tine kurban gittiler. Ancak o idamlar, aynı za- manda sivil otoritenin, demokrasinin mabedi, parlamentonun onayıyla yapılmıştı ve oyla- mada demokrasi şampiyonlarından Demirel iki elini kaldırarak idamlara onay vermişti. İmralı’daki darağaçları askerlerin işiydi, An- kara’daki darağaçlarında sivil demokrasi 12 Mart askeri darbesinin suçuna güle oynaya iş- tirak etmişti. Artık gerçeği görelim, askeri darbelerdeki si- vil sorumluluk, asgari askeri sorumluluk kadar büyüktür. Ve demokrasi sivillerin demokratik hukuk devletinin kurumlarını işletmesiyle korunur, yoksa onu çiğneyip, sonra askere bağırıp suç- lamasıyla değil. Demokrasiyi askerin koruyamayacağını, onu ortadan kaldıran darbenin yalnızca askeri olmayıp bazen de sivil darbe olacağını artık herkesin görmesi gerekir. asirmen@cumhuriyet.com.tr CMYB C M Y B Gül, ‘Kürt meselesinin’ Türkiye’nin demokratik standartlarõnõ yükselterek çözüleceğini vurguladõ Haber Merkezi - Kõrgõzistan’a resmi ziyarette bulunan Cumhurbaş- kanõ Abdullah Gül, Kürt sorununun çözümünde “tarihi fırsat” yakalan- dõğõ yönünde daha önce yaptõğõ açõk- lamanõn arkasõnda durduğunu belir- terek, “Çözüm konusunda zaman geçirilmemesini aksi halde sorunun daha da büyüyeceğini” söyledi. Te- rörle pazarlõk olmayacağõnõ vurgula- yan Gül, “İster terör, ister Kürt me- selesi, ister Güneydoğu Anadolu so- runu... Ne dersen de. Bu, Türki- ye’nin en önemli meselesi değil mi? Dolayısıyla bunu biz kendi kendi- mize halledeceğiz” dedi. Kõrgõzistan’a resmi ziyaret gerçek- leştiren Gül dün kendisine tahsis edi- len Ala-Arça Devlet Konukevi’nin bahçesinde Türk gazetecilerle sohbet etti. Kürt sorununda “tarihi fırsat” yakalandõğõ yönündeki sözleri anõm- satõlarak ortaya 5-6 maddelik önlem paketinin çõktõğõnõn belirtilmesi üze- rine, “Ortaya çıkmış bir şey yok” karşõlõğõnõ veren Gül, hangi adla ad- landõrõlõrsa adlandõrõlsõn “Kürt me- selesinin” Türkiye’nin en önemli so- runu olduğuna dikkat çekti. Sorunu Türkiye’nin kendisinin halledeceğini ifade eden Gül, “Bunu tabii ki Tür- kiye’nin demokratik standartları- nı yükselterek halledeceğiz. Siyasi partilerin liderleri, birçok sivil top- lum örgütünün lideri, Türkiye’nin aydınları, herkes bu konuyla ilgi- leniyor. Yeniden iyi niyetli bir ça- ba içerisindeler. Önemli olan şey ne- dir? Türkiye’nin milli bünyesini da- ha güçlendirecek, milletimizin bir- liğini, beraberliğini çok daha mu- hafaza edecek şekilde herkesin ken- di yurduna, kendi vatanına aidiye- tini çok daha arttıracak şekilde bu işleri halletmek. Bunun da yolu, kendi içimizdeki farklılıklarımızı zenginlik olarak görmekten geçiyor. Bunların tabii ki şiddetle olacak ha- li yok. Şiddetin olduğu yerde zaten hiçbir şey olmaz” dedi. Ortaya atõlacak çözüm paketi za- manlamasõnõn terör örgütünün 6 ay- 1 yõl süreyle hiç eylemde bulunma- masõ koşuluna bağlõ olup olmadõğõ yö- nündeki bir soru üzerine, şiddetin olduğu yerde demokratik standartla- rõn yükseltilmesinde zorluklar bu- lunduğuna işaret eden Gül, “Terör ör- gütüyle pazarlık olmaz. Devletler için böyle şeyler söz konusu ol- maz” yanõtõnõ verdi. Sorunun çözü- müne DTP’lilerin de katkõ sağlama- sõ gerektiğini söyleyen Gül, gazete- cilerin Başbakan Tayyip Erdoğan’õn bu hafta içerisinde DTP Genel Baş- kanõ Ahmet Türk ile bir araya gele- bileceğine dair bilgilerin bulundu- ğunu anõmsatmalarõ üzerine, “Ben olumlu karşılarım” dedi. Türki- ye’nin Kuzey Irak’tan beklentilere iliş- kin soru üzerine de Gül, hem merke- zi hem de Kuzey Irak’taki yönetim- le ilişkilerin geçen yõllara göre daha olumlu olduğunu belirtti. Suriye sõ- nõrõndaki arazilerin mayõndan temiz- lenmesine ilişkin yasa tasarõsõ üze- rinden kutuplaşmalar çõkmamasõnõ isteyen Gül, bu konuda Türkiye’nin “toprak kazanacağı” değerlendir- mesinde bulunarak, “Bu işin üze- rinden yine kutuplaşmalar çıkarsa orada bir şey yapılmaz” diye ko- nuştu. Gül, yasa tasarõsõnõn önüne gel- mesi halinde Türkiye’nin çõkarlarõna uygunluğuna bakacağõnõ ona göre onaylayacağõnõ söyledi. Türkiye-Er- menistan ve Azerbaycan ilişkilerini de değerlendiren Gül, “Gerek Türkiye- Ermenistan gerek Ermenistan- Azerbaycan arasındaki mevcut sta- tükonun hiç kimsenin lehine ol- madığı kanaatindeyim” dedi. Cumhurbaşkanõ Gül, Türkiye’nin en önemli sorununun “Kürt meselesi” olduğunu ve sorunun çözümüne DTP’lilerin de katkõ yapmasõ gerektiğini vurguladõ. Şiddetin olduğu yerde demokratik standartlarõn yükseltilemeyeceğini söyleyen Gül, “Terör örgütüyle pazarlõk olmaz. Devletler için böyle şeyler söz konusu olmaz” dedi. İETT yöneticileri hakkında metrobüs davası İçişleri müfettişlerinin başvurusu sonucu Genel Müdür Öztürk’ün de aralarõnda bulunduğu 19 İETT yöneticisi hakkõnda Hollanda’nõn APTS fir- masõndan alõnan metrobüs ihalesinde görevi kötü- ye kullandõklarõ iddiasõyla dava açõldõ. Yetkililer hakkõnda 1 yõldan 3 yõla kadar hapis isteniyor. İstanbul Haber Ser- visi - Hollanda’dan 16 Ekim 2006 tarihinde alõ- nan ve İETT garajõnda bekletilen 50 metrobü- sün alõmõnda görevi kö- tüye kullandõklarõ iddia- sõyla 19 İETT yöneticisi hakkõnda 1 yõldan 3 yõla kadar hapis istemiyle da- va açõldõ. Haber Turk gazetesinin haberine göre, İçişleri Bakanlõğõ müfettişleri- nin İETT’deki rutin tef- tişin ardõndan bazõ yol- suzluk ve usulsüzlüklerin bulunduğunu belirterek Beyoğlu Cumhuriyet Savclõğõ’na yaptõğõ ih- bar sonuçlandõ. İETT Ge- nel Müdürü Mehmet Öztürk’ün de aralarõnda bulunduğu 19 yönetici hakkõnda hapis istemiy- le dava açõldõ. Davaya ilişkin hazõrlanan iddia- namede, İETT idari en- cümen kararõyla 65 mil- yon 397 bin 500 Avro’ya Hollanda’nõn APTS fir- masõndan alõmõ yapõlan 50 adet lastik tekerlekli tramvay ihalesinde ka- munun zarara sokulduğu belirtildi. Tek firmadan teklif alındı İçişleri Bakanlõğõ’nõn 2008 tarihli raporuna de- ğinilen iddianamede iha- lenin gerekli araştõrma ve tespitler yapõlmaksõzõn tek firmadan alõnan tek- lifle gerçekleştirildiği vur- gulandõ. Rapora göre ih- tiyacõ karşõlayacak başka ürün ve modellerin bulu- nup bulunmadõğõ, neden APTS firmasõndan alõn- dõğõ ayrõntõlõ bir şekilde açõklanamadõ. Soruştur- mayõ yürüten Cumhuriyet Savcõsõ Ali Şafak, 19 İETT yöneticisi hakkõnda görevi kötüye kullanmak suçundan 1yõldan 3 yõla kadar hapis istemiyle da- va açtõ. Savcı, hak mahrumiyeti istedi Savcõ Şafak, sanõklarõn hapis cezasõ almalarõ du- rumunda kamu kurum ve kuruluşlarõndaki görev- leri ile seçme ve seçilme, siyasi haklarõndan mah- rum bõrakõlmasõnõ istedi. Haklarõnda dava açõlan yöneticiler şöyle: İETT Genel Müdürü Mehmet Öztürk, yardõmcõlarõ Mustafa Hatipoğlu, Ali Bölükbaşı, Ticaret Dai- resi Başkanõ Mustafa Gençkaya, Taşõtlar Dai- re Başkanõ Şükrü Var, Etüt Plan Proje Daire Baş- kanõ Ali Kocabaş, Maki- ne İkmal Daire Başkanõ Hasan Üzer, Muhasebe Daire Başkanõ Abdullah Ertürk, Personel Daire Başkanõ Kemal Demirci, Müşteriler Daire Başkanõ Alaattin Şahin, Yapõ Onarõm Daire Başkanõ Sezai Taylanlı, Raylõ Ta- şõma Daire Başkanõ Hik- met Öztürk, Hukuk Mü- şaviri Müslehiddin Müs- lehiddinoğlu, Bilgi İş- lem Daire Başkanõ Ahmet Bağış, APK Daire Baş- kanõ Mustafa Coşkun, Şube Müdürleri Mustafa Muti ve Paşa Kozan, Koordinasyon şube mü- dürleri Recep Kadioğlu ve Avni Dursun. Sarkozy ve Merkel’in Türkiye’ye imtiyazlõ ortaklõk önerisine karşõ çõktõ İngiltere’den AB desteği Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Türkiye’de bulunan İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband yaptıkları ikili görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Davutoğlu, PKK yöneticilerinden Karayılan’ın önerilerine ilişkin soruya cevap vermedi. (Fotoğraf:AA) ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İn- giltere Dõşişleri Bakanõ David Miliband, Fransa Cumhurbaşkanõ Nicholas Sarkozy ve Almanya Başbakanõ Angela Merkel’in gündeme getirdiği “imtiyazlı ortaklık” konusunda, “Bence bunu kişiselleştirme- mek gerekiyor. İmtiyazlı ortaklık iyi bir seçenek değil” dedi. Dõşişleri Bakanõ Ahmet Davutoğlu, Tür- kiye’de bulunan İngiltere Dõşişleri Bakanõ David Miliband ile yaptõğõ görüşme sonra- sõnda düzenlenen ortak basõn toplantõsõnda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulun- du. Davutoğlu, terör örgütü PKK liderlerin- den Murat Karayılan’õn İskoç modelini ön- gören açõklamasõna ilişkin değerlendirmesinin sorulmasõ üzerine, “Doğrusu buradan bu tür açıklamalara cevap verme niyetinde değilim, doğru da değil. Türkiye’nin ana- yasal sistemi içinde şu anda zaten bütün vatandaşları eşit bir şekilde, bütün hak- larından eşit bir biçimde istifade etmek- te ve oturmuş bir parlamenter sistemimiz var. Dolayısıyla bunların bu düzeyde bu- gün tartışma konusu yapılması doğru değil” diye konuştu. Miliband da İngiltere olarak Türkiye’nin AB’ye tam ve eşit üye olmasõnõ güçlü bir şekilde destekleme taahhütlerini sürdür- düklerini belirterek Kõbrõs sorununa da mümkün olan en kõsa zamanda çözüm bu- lunmasõnõ istediklerini dile getirdi. Miliband, dünyadaki mevcut ekonomik duruma dik- kati çekerek bu çerçevede Avrupa’nõn dõ- şarõya açõlmasõnõn ve bu açõdan Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğinin desteklenmesinin önemine işaret etti. Miliband, NTV’ye verdiği demeçte de, Sarkozy ve Merkel’in gündeme getirdiği “imtiyazlı ortaklık” önerisini “Bence bunu kişiselleştirmemek gerekiyor. İmtiyazlı ortaklık iyi bir se- çenek değil. İmtiyazlı ortaklık, Türki- ye’ye de, Avrupa Birliği’ne de ihtiyacı- mız olan ilişkiyi sağlamayacaktır. Ancak, Türkiye’nin de, AB’nin de sorumluluk- ları var” sözleriyle değerlendirdi. Miliband, PKK’ye ilişkin olarak da “Şiddetin mo- dern toplumda yeri yok. PKK, terör yo- luyla amaçlarına ulaşamaz” dedi. Miliband, Başbakan Tayyip Erdoğan ta- rafõndan da kabul edildi. Akdeniz Üniversitesi’nde geçen yõl meydana gelen olaylara ilişkin davada savcõ, hedef gözeterek ateş ettiği fotoğraflanan ülkücü saldõrganõn öldürme kastõ olmadõğõnõ ileri sürdü ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) - Ak- deniz Üniversitesi’nde geçen yõl nisan ayõn- da yaşanan olaylarla ilgili davada mütalaasõ- nõ veren savcõ, silahla ateş ederken görüntü- lenen tutuklu sanõk Ömer Ulusoy’un iddia- namedeki suçlamanõn aksine öldürme kastõ- nõn bulunmadõğõ öne sürerek “silahlı tehdit”, “genel güvenliği tehlikeye düşürmek” ve “6136 sayılı Ateşli Silahlar Yasası’na mu- halefet” suçlamalarõyla 9 yõla kadar hapis ce- zasõyla cezalandõrõlmasõnõ istedi. Antalya 2. Ağõr Ceza Mahkemesi’ndeki du- ruşmaya, tutuklu sanõk Ulusoy ile tutuksuz sa- nõklardan Ahmet Çuhadar, Tahir Kara, Me- sut Göçük, Ayhan Sezgin ve avukatlar katõldõ. Duruşma öncesi Ulusoy cezaevi aracõndan in- dirilirken görüntü alõnmasõna engel olundu. Duruşmanõn başõnda Mahkeme Başkanõ Süleyman Teke, duruşmayõ izleyenleri uya- rarak, görüntü çekilmesi halinde yasal işlem yapõlacağõnõ söyledi. Duruşmada, Cumhuriyet Savcõsõ Ramazan İnan, mütalaasõnõ verdi. Ulusoy’un baş seviyesinin üstü bir bölgeye ateş edip tekrar geriye dönerek kaçõp bu eylemi tek- rarladõğõnõ belirten İnan, iddianamesinde Ulu- soy hakkõnda, “öldürmeye teşebbüs” suçla- masõyla kamu davasõ açõlmasõna karşõn, Ulu- soy’un öldürme kastõnõn bulunmadõğõnõ öne sürdü. Savcõ, Ulusoy’un savunmasõnda kor- kutmak amacõyla taşõdõğõ tabancayla ateş et- tiğini söylediğini anõmsatarak “Öldürme kastı olsa idi, kendisine yakın mesafede bu- lunan etkili silahı ile toplu gruptan birine atışı sonrası vurması gerekirdi” yorumunu yaptõ. Mahkeme Başkanõ Teke, karar için du- ruşmayõ gelecek aya erteledi. Ulusoy öldürmek istememiş ‘Zaman geçerse sorun büyür’ İHALEDE USULSÜZLÜK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear