28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
C M Y B 16 MAYIS 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER 13dishab@cumhuriyet.com.tr SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU İtalya’da Irkçı Tırmanış “Bu bir yol ayrımı” diyor “Corriere della Sera”nın “Acı Zafer” başlıklı başyazısı: “Değerler ve siyasi anlamda bir yol ayrımı!” (15 Mayıs) Ne için, neden, hangi yol ayrımı?.. AB kurucularından büyük bir Avrupa ülkesinde, II. Dünya Savaşı yıllarından bu yana -şaka değil- ilk kez “zenofobi” yasalaşıyor. Lafa önce bu kilit sözcükle başlayalım. Türkçeye “yabancı düşmanlığı” olarak çevrilen “zenofobi”, aslında “yabancı korkusu” demek. Bu bir nüans gerçi. Ama önemli bir nüans. Nü- ansın önemine sonra geliriz. Ama önce nüansın kendisi: “Zenofobi” ya da “yabancı korkusu”nun (kaçı- nılabilir/ kaçınılmaz) bir sonucudur “yabancı düş- manlığı”. Bire bir kendisi değil... Olay; “güvensizlik”, “huzursuzluk”, “endişe”, “ir- rasyonel korkularla” (başka deyişle ‘fobi’, bu du- rumda ‘zenofobi’ ile) başlar önce. Siyasilerce önlem alınmaz; siyasi rant ve po- pülizm için kullanılırsa, kör kör parmağım gözü- ne “düşmanlığa” dönüşür. İtalya, şimdi bu dönüşümü; “yabancı korku- sundan” “yabancı düşmanlığına” geçişin dönü- şümünü yaşıyor... İnsan haklarında zemin kaybı Sağcı Berlusconi hükümeti, nüfusun yüzde 10’una ulaşan “yabancı göçünün” ülke çapında yarattığı “fobiyi”; faşist dönemin ırkçı yasalarını aratmayan bir “yabancı düşmanlığı yasası” çı- karmak için kullanıyor. “Amiral gazete” “Corriere della Sera”nın baş- yazısındaki “Acı Zafer” başlığı; (halkın) “rahatla- ma” duygusu ile insan haklarında ağır “zemin kay- bı” arasındaki tezata işaret ediyor. İtalyan parlamentosunun onayladığı yasa; bir yandan halktaki yaygın “yabancı korkularını” fe- rahlatırken bir yandan yasa nezdinde kabul ve onay gören korkuları kamçılıyor, bunları açık, ale- ni “yabancı düşmanlığına” dönüştürüyor... Görkemli Rönesans kentleri meydanlarına zin- cirleme tezgâh açan “kara derili işportacılardan” illallah getiren İtalyanlar -misal- “Oh! Nihayet, bu işgale bir son veren çıktı!” diye rahatlayıp yasal sü- rece alkış tutarken; meclis onayı alan yasa, II. Dün- ya Savaşı sonrası insan hakları kazanımlarını alenen çiğniyor. “Yabancı korkusunun”, “yabancı düşmanlığına” dönüştüğü bu yol ayrımında; çok satan ve mu- hafazakâr eğilimleriyle tanınan Corriere della Se- ra, bu yüzden “Acı Zafer” başlığını manşete çı- karıyor. Sadece “Corriere della Sera” değil; eski tüfek, komünist kökenli Cumhurbaşkanı Giorgio Na- politano da, imzasını bekleyen yasa için, “bu ze- nofobiyi güçlendirir!” diyerekten itiraz ediyor. Ancak Napolitano, itirazını Berlusconi ile bilek gü- reşine taşıyacak noktada değil. Bunu yaptığı an, olaylar bizzat istifasını zorlayacak çıtaya tırman- dırılacak. Ve o kertede Berlusconi, yıllardır kolla- dığı cumhurbaşkanlığına sıçrayacak. Meydan tümüyle “sağa” kalacak... Napolitano’nun manevra alanı bu nedenle çok dar. “Corriere”nin “yol ayrımı” diye tanımladığı ya- sa karşısında güçsüz ve dağınık sol muhalefet de bir şey yapamıyor. Avrupa için de ‘yol ayrımı’ Avrupa için de çok ciddi bir “yol ayrımı” olan ya- sa için, “insan hakları” / “ırkçılıkla mücadele” adı- na Brüksel’den yükselen bir itiraz yok... İtalyan Senatosu ve Napolitano’nun onayının ar- dından mayıs sonu kesinleşecek yasa, “kaçak göçle mücadele” adına, diğer AB ülkeleri için tea- mül oluşturacak. Parlamentonun alt kanadından geçen yasaya göre, kaçaklara “ev kiralayan” mülk sahipleri “3 yı- la dek hapis” cezası alabilecek örneğin. Bunun pratikteki anlamı, oturma izni derdiyle uğ- raşmak istemeyen ev sahiplerinin, “yabancılara” yekten ev kiralamaması demek... Kaçak göçmenler, sınırdaki göçmen kampla- rında, şimdiye dek olduğu gibi iki ay değil, “altı ay” tutulacaklar. 5-10 bin Avro arasında değişen para cezalarına çarptırılacaklar. Kentlerde -sol muhalefetin Mussolini’ nin “ka- ra gömlekli faşist çetelerine” benzettiği- “halk dev- riyeleri” kurulacak… Devriyeler, “yabancıların yol açtığı” asayiş olay- larına müdahil olacak. Yabancıları otoritelere ra- por edecekler. Devriyelerin yanı sıra, kamu gö- revlileri de, “yasadışı yollardan ülkeye giren ya- bancıları”, resmi mercilere rapor etmekle yü- kümlü olacak. “Kaçak göçmen çocukları”, nüfusa kaydola- mayacak ve okula gidemeyecekler. II. Dünya Savaşı’nın “faşizm” yıllarında sorulan bir soru vardır ya; “Nasıl mümkün olabildi?” “Medeniyet, bunlara nasıl izin verebildi?” sorusu... Geçmişe yönelik cevap bulmakta zorluk çekti- ğimiz bu sorunun yanıtının nasıl şekillendiğini, bu- gün İtalya’da göz önünde görüyoruz. nilgun@cumhuriyet.com.tr - Tüm Odalarda Dijital Receiver_Uydu TV, Saç Kurutma www.diplomathotel.com.tr 252-476 7145 veya 537-825 7979 SIFIR TURUNÇ - - - Tüm Odalarda Çift Çanak_Dijital Receiver_Uydu TV Nükleer güce sahip ülkeler ikiye katlanacak Dış Haberler Servisi - Uluslarararasõ Atom Enerjisi Kurumu Başkanõ Muhammed el Baradey, nükleer silahsõzlanma yönünde önemli adõmlar atõlmazsa, nükleer silaha sahip ülke sayõsõnõn önümüzdeki birkaç yõlda iki katõndan fazla artacağõ uyarõsõnda bulundu. İngiliz The Guardian gazetesine verdiği demeçte dünyanõn büyük güçlerinin silahsõzlanma konusunda ciddi adõmlar atmasõ gerektiğini kaydeden El Baradey, nükleer silah tehlikesinin özellikle Ortadoğu’da var olduğunu, bölgenin “saatli bombaya” benzediğini söyledi. Abhazya’ya Rus üssü Dış Haberler Servisi - Gürcistan’dan tek yanlõ bağõmsõzlõğõnõ ilan eden Abhazya’nõn lideri Sergey Bağapş, Rusya ile iki hafta sonra Abhazya’da bir askeri üssün kurulmasõyla ilgili anlaşma imzalayacaklarõnõ bildirdi. Soçi’de Rusya Başbakanõ Vladimir Putin’le bir araya gelen Bağapş, haziran ayõndan itibaren yaklaşõk 850 Rus sõnõr muhafõzõnõn Abhaz güçleriyle birlikte sõnõrõ kontrol altõnda tutacağõnõ da söyledi. Sabiri Viyana’da Dış Haberler Servisi - İran’da casuslukla suçlanan İran asõllõ Amerikalõ gazeteci Roxana Sabiri, geçen pazartesi günü serbest bõrakõlmasõnõn ardõndan dün Avusturya’nõn başkenti Viyana’ya gitti. Ailesi ve bir arkadaşõyla birlikte Viyana’ya giden Sabiri, burada birkaç gün geçireceğini söyleyerek, kendisini destekleyenlere teşekkür etti. Akreditasyonu sona erdikten sonra görevine devam ettiği gerekçesiyle ocak ayõnda tutuklanan Sabiri, casuslukla suçlanmõştõ. Önce işkence fotoğraflarõnõ yayõmlamaktan, şimdi de özel askeri mahkemeleri kapatmaktan vazgeçti Obama devlete teslim olduDış Haberler Servisi - ABD Baş- kanõ Barack Obama, eski Başkan George Bush’un teröre karşõ müca- dele politikasõnõ değiştirmeye söz vermesine rağmen, bu politikalarõn dõşõna çõkamõyor. Önce Irak ve Afganistan’daki Amerikan hapishanelerinde yapõlan işkencelerin fotoğraflarõnõ yayõmla- maktan vazgeçen Obama, ardõndan terör zanlõlarõnõ yargõlayan tartõş- malõ askeri komisyonlarõn yeniden faaliyete geçmesine karar verdi. Seçim kampanyasõ sõrasõnda, tep- kilere yol açan askeri komisyonlarõn faaliyetine son vereceğini söyleyen Obama, bunlarõn yerine federal mah- kemeleri ya da mevcut askeri yargõ- yõ devreye sokmaktan vazgeçti. İnsan haklarõ örgütleri, karara tep- ki göstererek Obama’nõn Bush’la ay- nõ hatalara düştüğünü, ABD Başka- nõ’nõn şeffaflõk ve hukukun üstünlü- ğü konusunda verdiği sözlerin artõk sorgulanõr hale geldiğini belirttiler. Beyaz Saray yetkilileri ise Oba- ma’nõn seçim kampanyasõ sõrasõndaki taahhütlerinden vazgeçmediğini, hiç- bir zaman askeri komisyonlarõ da- ğõtma sözü vermediğini öne sürdü- ler. Yetkililer, askeri komisyonlarõn yargõlama sisteminde sanõklar lehi- ne bazõ iyileştirmeler yapõldõğõnõ da duyurdular. Ancak insan haklarõ ör- gütleri, askeri komisyonlardaki yar- gõlamalarõn adil sayõlamayacağõnõ ve yapõlacak iyileştirmelerin “mak- yaj”dan öteye gidemeyeceğini sa- vunuyor. Obama, göreve geldikten sonraki ilk haftada, bütün askeri komisyon- lardaki yargõlamalarõn 120 gün sü- reyle askõya alõnmasõ talimatõ vermiş ve terör zanlõlarõnõn tutulduğu Gu- antanamo kampõnõ bir yõl içinde ka- patacağõnõ açõklamõştõ. Obama yö- netimi, yine tepki yaratan, terör zan- lõlarõnõn başka bir ülkeye götürülerek orada sorgulanmasõ uygulamasõnõ da tamamen kaldõrmamaya, sõnõrlõ da olsa bu yöntemin kullanabileceğine karar vermişti. Eski Başkan Bush, görevi bõrak- masõndan birkaç gün önce, tero- rizmle mücadele konusunda ka- muoyu önünde “yüksek sesle” söy- lemediği kararlar aldõğõnõ, Oba- ma’nõn da iktidar olmanõn gerçekle- riyle karşõlaştõğõnda aynõ durumu yaşayacağõnõ söylemişti. Dış Haberler Servisi - Filistin Halkõyla Dayanõşma Derneği’nin düzenleyeceği “Uluslararası Filistin ve Ortadoğu Konferansı” öncesinde dün düzenlenen basõn toplantõsõna katõlan Filistin direnişinin önemli isimlerinden Leyla Halid, 15 Mayõs’õn İsrail devletinin kuruluşunun ve Filistin halkõnõn topraklarõndan koparõlõşõnõn, yani “Nakba”nõn (Felaket Günü) 61. yõldönümü olduğunu belirterek, İsrail’i “tüm ülkeleri tehdit eden dünyanın en büyük terörist devleti” olarak nitelendirdi. 1969 ve 1970’te Filistin direnişini dünyaya duyurmak amacõyla uçak kaçõrma eylemlerinde yer alan 65 yaşõndaki Halid, Filistin topraklarõ üzerinde 15 Mayõs 1948’de kurulan İsrail devleti bugünkü haliyle varolduğu sürece barõşõn imkânsõz olduğunu kaydetti. Barack Obama’nõn ABD Başkanõ olmasõnõn, Ortadoğu’da değişim yaratacağõ yönündeki beklentilerin aldatõcõ olduğunu söyleyen Halid, Obama’nõn seçilmesinin George W. Bush döneminde kötüleşen ABD imajõnõ düzeltme amacõ taşõdõğõnõ ifade etti. İstanbul’daki Petrol-İş Genel Merkezi’nde bugün ve yarõn düzenlenecek “Uluslararası Filistin ve Ortadoğu Konferansı”na, Filistinli örgütlerden temsilcilerin yanõ sõra Türkiye’den de aydõn ve yazarlar katõlacak. Dış Haberler Servisi - Vi- etnam Savaşõ’nda çektiği kült fotoğraflarla tanõnan Hollan- dalõ fotoğrafçõ Hugh Van Es, beyin kanamasõ nedeniyle Hong-Kong’da 67 yaşõnda hayatõnõ kaybetti. 1969-1975 yõllarõnda Vietnam’da görev- li olan Van Es, 1975’te Kuzey Vietnam ordusu Güney Viet- nam’õn başkenti, eski adõyla Saygon’u ele geçirirken, şe- hirden kaçmaya çalõşan bin- lerce ABD askeri personeli ve Vietnamlõ sivili görüntüledi. Van Es, Saygon’un düşüşü esnasõnda ABD Elçiliği oldu- ğu söylenen ancak daha son- ra olmadõğõ anlaşõlan bir bi- nanõn çatõsõndan CIA heli- kopteriyle kaçmak isteyen ABD vatandaşlarõnõ görüntü- lediği fotoğrafla ün kazandõ. Helikopterin taşõyamaya- cağõ kadar insanõ sõraya dizil- miş halde gösteren bu fotoğ- raf, ABD’nin Vietnam Sava- şõ‘ndaki başarõsõzlõğõnõn sem- bolü haline geldi. Vietnam Savaşõ muhabirlerinden Peter Arnett, Van Es için “Bir sa- vaşın bitimine tanıklık etme cesaretini gösterecek bir- kaç Batılı fotoğrafçıdan bi- riydi” dedi. Vietnam Sava- şõ’nõn bitiminden sonra yaşa- dõğõ Hong-Kong’a dönen Van Es, Sovyetler Birliği’nin Af- ganistan işgalini ve Filipin- ler’deki Moro isyanõnõ da içe- ren fotomuhabirlik çalõşma- larõnõ sürdürmüştü. Hollandalõ fotoğrafçõ Hugh Van Es’in, bir binanõn çatõsõndan CIA helikopteriyle kaçmaya çalõşan ABD vatandaşlarõnõ görüntülediği fotoğraf, ABD’nin Vietnam yenilgisinin sembolü haline gelmişti İSTANBUL’DA FİLİSTİN KONFERANSI Leyla Halid: Yeni başkan değişim yaratmayacak Obama, eski Başkan Bush’nun terörle mücadele politikalarõnõ değiştirme sözünü tutamadõ. Bush’un antiterör uygulamalarõna dönen Obama, terör zanlõlarõnõn yargõlandõğõ askeri komisyonlarõ tekrar faaliyete geçirme kararõ aldõ. Saygon’dan kaçışın fotoğrafçısı öldü Van Es, helikopterin taşıyamayacağı kadar insanı sıraya dizilmiş halde gösteren bu fotoğrafla ün kazanmıştı. ÖDENEK SKANDALINDA İLK İSTİFA Dış Haberler Servisi - İngiltere’nin ilk Müs- lüman bakanõ olan Adalet Bakanõ Shahid Malik, oturduğu ev için sadece “sembo- lik” bir kira verdiği, ikinci evi için de 66 bin Avro’dan fazla talep ettiği ortaya çõ- kõnca istifa etti. İngiliz Daily Telegraph gazetesinin Malik’in son üç yõlda ikinci evi için devletten en fazla para isteyen kişi olduğunu açõklamasõnõn ardõndan, televiz- yonda yasalarõ ihlal edecek bir şey yapma- dõğõnõ savunan ve bu parayõ geri ödemeye- ceğini belirten Malik, bu konuşmasõndan kõsa bir süre sonra istifa ettiğini bildirdi. Malik, son günlerde ülkede büyük tartõşma yaratan ve birçok milletvekilinin de adõnõn karõştõğõ “ödenek skandalı” sonucu gör- evinden olan en üst düzey yetkili oldu. CMYB C M Y B ‘Basın özgürlüğü garanti altına alınmalı’ ÇİMEN TURUNÇ BATURALP BRÜKSEL - AB’nin önceki gün kabul ettiği Ortak Tutum Belgesi’nde, Türkiye’de 2008’de siyasi reformlar açõsõndan yeterince ilerleme kaydedilmemesinin üzüntüyle karşõlandõğõ belirtiliyor. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre belgede AB’nin her yõl yinelenen taleplerine eklenen en dikkat çekici konu Türkiye’deki “basın özgürlüğü” sorunu. Konuyla ilgili paragrafta isim vermeden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn basõna yönelik tutumu eleştiriliyor. Ülkedeki önde gelen bir ulusal basõn grubunu hedef alan vergi bağlantõlõ hukuki sürecin yakõndan izlendiği vurgulanõyor. İnternet sitelerinin sõk sõk yasaklanmasõna da değiniliyor. Belgede Ergenekon davasõ ve hukuki süreçle ile ilgili olumlu veya olumsuz herhangi bir yoruma yer vermeye gerek duyulmadõğõ görülüyor. Türkiye ekonomisi ile ilgili önerilerin de yer aldõğõ belgede dõş talebin azalmasõnõn Türkiye ekonomisinin önündeki sorun olduğuna vurgu yapõlõyor ve yatõrõmcõnõn güveninin arttõrõlmasõ ve taze para akõşõnõn sağlanmasõ için IMF’yle anlaşmaya varõlmasõ tavsiye ediliyor. Belgede Türkiye’nin Nabucco boru hattõ projesine destek vererek AB’nin enerji güvenliğine katkõda bulunmasõ da isteniyor. AB-TÜRKİYE ORTAK TUTUM BELGESİ Ortak Tutum Belgesi’nde isim vermeden Erdoğan’õn basõna yönelik tutumu eleştiriliyor. İnternet sitelerinin sõk sõk yasaklanmasõna da değinilen belgede Ergenekon soruşturmasõ hakkõnda her hangibir yoruma yer verilmiyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear