28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 15 MAYIS 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Bozan da, Düzelten de Aynı Kişi Olunca Gazeteler Başbakan’ın beraberinde beş Bakan ile Azerbaycan’a yaptığı çıkartma gezisini irdeliyor. Dün yayımlanan yorumların çoğunda Erdoğan’ın kardeş ülkenin kamuoyunu, “Türkiye bizi satıyor mu?” şeklinde saran o endişeyi giderdiği görüşü ağırlık ta- şıyordu. Özellikle, Ulusal Kurtuluş Savaşımızı, “mazlum ulusların uyanış ve bağımsızlık mücadele- si” olarak içtenlikle destekleyen Azerilere, kendi par- lamentolarının kürsüsünden seslenerek, “Ermenis- tan’ın Dağlık Karabağ işgali sona erdirilmedikçe, Türkiye ile Ermenistan sınırının açılmasının im- kânsız” olduğunu söylemekle yetinmeyerek, bu bağıtın Türkiye Cumhuriyeti Başbakan’ı olarak ve- rildiğinin altını çizmiş olması başta Aliyev olmak üze- re ev sahiplerinin bekledikleri güvence için yeterlidir. Aslında Erdoğan’ın bizim açımızdan Azerbay- can-Ermenistan ilkişkilerinin değerlendirilmesinde öne sürdüğü bu ön koşul yeni bir şey değildir. Tam ak- sine, Ermenistan ile sınırımızı kapatma nedeninin, bu küçük devletin Lozan Antlaşması’nı içine sindirme- yerek, Misakı Milli ile belirlediğimiz sınırlarımızı tanı- mak istemeyişinden gelmediğini ilgili herkes biliyor. Yok gözleri Ağrı Dağı’ndaymış! Kars, Erzurum, Sarıkamış bölgesinin hâlâ kendi toprakları oldu- ğunu düşünüyor ve o düşüncelerini yeni kuşak- larına da aktarmak amacıyla ders programlarını buna göre hazırlıyorlarmış! Tüm bu saçma sapan hayalleri, o sınırları kan ve bilek hakkı ile çizmiş, o uğurda verdiği kurtuluş sa- vaşını, uluslararası camiaya kabul ettirmiş bir büyük devletin yöneticileri ve yurttaşları olarak, dudak ucuyla gülerek karşılamak, elbette mümkündür. Benzer hayalleri, yıllardır ayakta tutmaya çalışan güney komşumuz Suriye ile sınırlarını kapatmak gi- bi, elbette bize de zarar verecek bir önlemi aklından geçirmeyen Türkiye’nin, Ermeniler ile arasındaki o ka- palı kapının tek ve asıl nedeni, “bir ulus, iki devlet” olarak kabul edilen Azerbaycan topraklarının bir bö- lümünde sürdürülen işgale karşı duyulan tepkinin, sı- nırlı bir “diplomatik yaptırım” ile dostlara ve düş- manlara duyurulmak istenmesidir. Öylece, Türkiye Cumhuriyeti, kendi ticaret ilişki- lerinde ve özellikle sınır alışverişlerinde de belirli öz- verileri göze almıştır. Tepkileri düşünmeden... Bu politikayı devletin “kırmızı çizgi”leri arasında görmeye alışmış olanları bir anda şaşırtan, ABD Baş- kanı Obama’nın, kendi seçim kampanyası sırasın- da diyasporaya verdiği bir sözü, göreceli olarak ye- rine getirmiş görünme çabası ile attığı adımların ya- nı sıra o adımları içlerine sindirmeye çabalayan ikti- darımızın tutumu olmuştur. Başbakan, Azerbaycan yönetiminin de, kamuo- yunun da bu gelişmelere göstereceği tepkileri hesap etmeden Obama’nın söyledikleri karşısında da ses- siz kaldı. Aynı anda Türkiye ile Ermenistan arasında İsviçre’nin başkentinde dolaylı yöntem ile ve kapa- lı kapılar arkasında sürdürülen görüşmelerin taraflar arasında herhangi bir ön şart öne sürülmeden ve tam bir anlaşma ile sonuçlanmakta olduğu haberleri ya- yımlandı. Bu gelişmeleri, Cumhurbaşkanı Gül’ün Türkiye ile Ermenistan ulusal futbol takımlarının karşılaşması- nı izlemek amacıyla Erivan’a yaptığı ziyarete, Sar- kisyan’ın karşılık vermek amacıyla Alican Kapı- sı’ndan geçerek karayolu ile Türkiye’ye geleceğini bil- diren açıklaması izledi. Dahası, yıllardan beri bizim ile sadece havayolu ile ve kısıtlı bir gidiş-geliş trafiği kurmuş Ermenistan’ın, el çabukluğu içinde Alican Kapısı’nı kendi toprakla- rına bağlayan yolda düzenleme çalışmalarına hız ve- rildiğini bildiren haberler sıraya girdi. Ankara’ya gelerek neler oluyor sorusuna yanıt ara- yan Azerbaycanlı kadın milletvekilleri heyetinin gi- rişimlerine başbakanımızın nasıl hiddetlendiğini ve tepki gösterdiğini de biliyoruz. Sadece o kadarı bi- le, hem Azerilerin hem de bizim kamuoyumuzun “ne- ler oluyor”lu kuşkular duyması için yeterli neden de- ğil miydi? Ama önceki gün televizyonlardan Erdoğan’ın Ba- kû’da Milli Meclis kürsüsünden yaptığı konuşma- ya Azerbaycan Ulusal Marşı’ndan dizeler de katarak nasıl gönül almaya çalıştığını görünce, hem sevindik hem de “Madem Azeri gardaşlarımıza garşı o köh- ne siyasadan vazgeçmiyecekmişiz. O azgın fili, Bakû sohahlarına kim sohtu da, onca bardah, da- bah gırıldı” diye sormaktan edemedik. Fil bizim filimiz olunca... Neyse, yoldan çıkan lokomotif, aynı dostluk is- tasyonuna doğru devam edecek şekilde eski rayla- rının üstüne oturtuldu ya demek yeterli mi? İnatçı ve usta diplomat Aliyev’in doğalgaz ücret- lerinde yeni düzenlemeler yapmış olduğu dünkü iki- li görüşmelerde de ele alınmış. Başbakanımız bu zam- mı direnmeden içine sindirirken “O faturayı devlet olarak öderiz” deyivermiş!.. Devletin sağ eli ile cömertçe ödeyeceği farkların, evlerimizi aydınlatıp ısıttığı, fabrikalarımızı çalıştırdı- ğı için her birimizin keselerinden çıkacak yeni dolaylı vergilere olacağını unutmayalım. Fil bizim filimiz. Onu düşünmeden sokaklara sal- manın ağır bedelini de elbette ödeyeceğiz. Neyleyelim ki, Dışişleri mensuplarını “monşerler” olarak küçümseyen “Davos fatihimiz” uluslararası dip- lomasi öğrenimi yaptığını sanıyor. Dua edelim de bizleri, bir başka sefere, yeni bir kı- rıp dökmenin faturası ile karşılaştırmasın... Ankara Çankaya’dan faks mesajı göndereceğini bil- diren okuruma söylediği iletinin gelmediğini hatırla- tırım. Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net Zeki Sezer yeniden aday ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Genel Başkanlõğõ’ndan istifa eden Zeki Sezer, DSP Kurultayõ’nda genel başkanlõğa yeniden aday olacağõnõ açõkladõ. Bazõ çevrelerin partiyi başka yerlere taşõma girişimi içinde olduğunu ileri süren Sezer, “Örgütten gelen taleplere kayõtsõz kalamam” dedi. Yaralı asker şehit oldu Yurt Haberleri Servisi - Hakkâri’nin Çukurca ilçesinde geçen günlerde PKK’lilerce döşenen mayõnõn patlamasõ sonucu yaralanan er Yusuf Polat tedavi gördüğü hastanede şehit oldu. Polat’õn cenazesinin bugün Antalya’nõn Kaş ilçesine bağlõ Kasaba beldesinde toprağa verileceği ifade edildi. ‘Devlet tek taraflı çözer’ İstanbul Haber Servisi- “Encümen-i Daniş” toplantõsõ, Moda’daki Deniz Kulübü’nde yapõldõ. Eski Dõşişleri Bakanõ İlter Türkmen, gazetecilerin adõnõn Murat Karayõlan tarafõndan “akil adamlar” arasõnda telefuz edilmesine ilişkin sorusu üzerine, “Akil adam değilim. Söyledikleri yöntem zaten yürümez. Meseleyi Türk devleti kendi tek taraflõ olarak aldõğõ önlemlerle çözümleyecektir. PKK veya DTP’yle olmaz. Türk devleti nasõl TRT Şeş’i başlattõ. Başka açõlõmlarõ da var Kürt kimliğini tanõmaya yönelik. O yoldan bu işler çözülmeli” dedi. Gül, Menderes ile yemek yedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, eski İstanbul Milletvekili Aydõn Menderes ile dün öğle yemeğinde bir araya geldi. Çankaya Köşkü’nde basõna kapalõ gerçekleşen ve 2 saat süren yemeğin ardõndan açõklama yapan Menderes “Türkiye’nin gündemi bellidir. Sayõn cumhurbaşkanõmõzõn üzerinde durduğu konular bellidir” dedi. Bir avukat tutuklandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara’da “PKK Kongra Gel” üyesi olduklarõ suçlamasõyla gözaltõna alõnan avukatlardan Hasan Anlar, Halil İbrahim Vargün, Murat Vargün mahkece serbest bõrakõlõrken DTP Parti Meclisi üyesi Nedim Taş tutuklandõ. Ankara Barosu Başkanõ Vedat Ahsen Coşar, “Üyelerimize yönelik hukuka aykõrõ gözaltõ kararõnõn siyasi nedenlerle alõndõğõ tartõşmasõzdõr” görüşünü dile getirerek, “Ayaklar altõna alõnan savunmanõn kendisidir. Hukuksuzluklara ve meslektaşlarõmõz üzerindeki baskõya son verilene dek sessiz kalmayacağõz” dedi. New York polisine ait kimlik kartõ ve İngiliz pasaportu olduğu da ileri sürüldü Özbay’da ABD pasaportu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Susurluk kazasõndan sonra Abdullah Çatlı’ya kimliğini verdiği anlaşõlan Mehmet Özbay’õn “Michael Nichol- san” adõna düzenlenmiş ABD pasa- portu kullandõğõ belirtilirken TBMM’de Susurluk kazasõndan sonra kurulan araştõrma komisyonu üyelerinden Fik- ri Sağlar, “Türkiye’nin bugünkü is- tihbarat örgütlerinin ve resmi or- ganlarının gerçek Mehmet Özbay’a ulaşması ve bu kimliklerle, bu bağ- lantılarla ne yapmak istediğinin öğ- renilmesi gerekiyor. Özbay’ın kim- liği, Yeşil’in maceralarıyla ilgili bil- gilerin ortaya çıkması, Ergenekon ve Susurluk bağlantısının güçlenmesine neden oluyor” dedi. Yeni Şafak gazetesinin dünkü man- şetinde yer alan haberde “Çatlı’ya kimliğini veren Mehmet Özbay’ın izi- ne 13 yıl sonra ulaşıldığı, ABD’de çok özel ilişkileri tespit edilen Özbay’ın New York polisine ait kimlik kartıyla dolaştığı, Türkiye’deki çok önemli isimlerle ‘gold card’ aracılığıyla ko- nuştuğu” bilgilerine yer verildi. Ha- berde Özbay’õ Türkiye’den en sõk ara- yan ismin Veli Küçük olduğu; Tuncay Güney’i New York’ta karşõlayan Öz- bay’õn kendisini The Marmara Oteli’nde ağõrladõğõ, dönemin bakanlarõndan İm- ren Aykut’la tanõştõrdõğõ ifade edildi. Susurluk araştõrma komisyonu üye- lerinden Sağlar, bu haberle ilgili olarak şu değerlendirmeyi yaptõ: “Özellikle Mehmet Ağar döneminde Türki- ye’deki bazı kişilerin Amerikan nar- kotik şubesi ve istihbarat örgütle- rinin birlikte çalışmaları söz konu- suydu. Taşıdığı birçok pasaport İn- terpol tarafından bildirilmesine kar- şın, Çatlı’nın 40’dan fazla defa Al- manya’ya girdiği tespit edilmiş. Eğer İnterpol’ün kırmızı bülteniyle aran- dığı bilinen bir kişi 40 kere Alman- ya’ya giriyorsa mutlaka Alman- ya’da kendisini koruyanlar vardır. Özbay’ın İngiltere’de yaşadığını bi- liyoruz. Amerika’ya geçip üzerinde polis kimlikleri taşımış olması, ora- dan yardım almadan bunları yap- ması mümkün değil. Özbay’ın ora- da kimin adına ne yaptığı önemlidir. 12 Eylül’ü bizim çocuklar yaptı, di- yenlerin 12 Eylül’deki çocuklarının mutlaka uzantıları da vardır. Ben pasaporta şaşırmadım. Kıbrıs’a Çat- lı ve gerçek Özbay birlikte gitmişti. Gümrük kayıtlarında iki Mehmet Özbay’ın birlikte gittiği görülüyor. Türkiye’nin bugünkü istihbarat ör- gütleri ve resmi organlarının gerçek Mehmet Özbay’a ulaşması ve bu kimliklerle, bu bağlantılarla ne yap- mak istediğinin öğrenilmesi gereki- yor. Susurluk’ta yakalanan bir ya- pı, bu yapının türevleri var. Ben Tür- kiye’deki birçok şeyin Susurluk’un devamı olduğunu düşünüyorum.” Sağlar, Mehmet Özbay-Tuncay Gü- ney bağlantõsõyla ilgili soruya da “O yerdeki kavşaklarda birbirlerine yardımda bulunmak için belli uçlar var. Tuncay Güney bir halka, Meh- met Özbay bir halka. Çatlı nasıl 12 Eylül sonrası için bir halkaysa, bunu da öyle görüyorum. Mehmet Öz- bay’ın, Yeşil’in birkaç gündür ma- ceralarıyla ilgili bilgilerin sırasıyla or- taya çıkması, Ergenekon ve Susurluk bağlantısının güçlenmesine neden oluyor” yanõtõnõ verdi. ‘6 ay önceki haber’ Yeni Şafak’ta yayõmlanan haberin ar- dõndan internet sitesi odatv.com ise söz- konusu haberi 6 ay önce yayõmladõğõ- nõ açõkladõ. Odatv’nin açõklamasõnda, “Evet, Yeni Şafak Ergenekon ile il- gili bu sefer doğru haber yaptı. Ama o doğruyu da Odatv’den 6 ay sonra yazdı” yorumu dikkat çekti. AYŞE SAYIN ANKARA - Mardin Mazõdağ’a bağlõ Bilge köyündeki katliamõ yapan koru- cularõn jandarmayõ “terörist saldırı” diye yanõlttõğõ ortaya çõktõ. TBMM İnsan Haklarõnõ İnceleme Komisyonu içinde oluşturulan Zafer Üskül başkanlõğõndaki alt komisyon, önceki gün gittiği Mardin’deki incele- melerini tamamladõ. Bilge köyünde incelemelerde bulunan komisyon üyeleri bölgedeki jandarma karakolu- nun komutanõ, Mazõdağ kaymakamõ ve diğer yetkililerle görüştü. ‘Rant kavgası’ izlenimi İlk izlenimlerini Cumhuriyet’e an- latan CHP’li alt komisyon üyesi Ah- met Ersin, katliama uğrayanlarõn ya- kõnlarõnõn kendilerine saldõrõnõn “ne- denini bilmediklerini” söylediğini bildirdi. Olayõn “töre, namus cinaye- ti ya da kan davası”ndan kaynaklan- dõğõ yönünde bir izlenim almadõklarõ- nõ belirten Ersin, aslen Bilge köylü olan ancak şu anda orada yaşamayan bir kişinin verdiği bilgilerden olayõn “rant kavgasından kaynaklandığı” izlenimi edindiğini bildirdi. Mayın ve pusu kuşkusu Komisyon, olaydan sonra karakol olay yerinden 6 dakika uzakta olmasõna karşõn jandarmanõn neden anõnda mü- dahale edemediği iddialarõyla ilgili ilçe ve il jandarma komutanlarõyla görüştü. Jandarma yetkililerinin verdiği bilgiye göre jandarma 21.30 sõralarõnda yaşa- nan katliamdan hemen sonra katliama uğrayan korucularõ aradõ ancak ulaşa- mayõnca katliamõ yapan aileye mensup korucularõ aradõ. Telefonu açanlar ve bazõlarõ da şüpheli olarak gözaltõna alõ- nan korucular, “köye terörist saldırı oldu, yardım getirin” karşõlõğõnõ ver- di. Terörist saldõrõ olduğunu zanneden jandarma önlemini de buna göre aldõ. Yollara mayõn döşenmiş olabileceği ve pusu kurulabileceği olasõlõğõna karşõ jandarma her zaman kullanõlan yol ye- rine, daha uzak olan yoldan ve “ambu- lans” içinde köye ancak gece saat 23.30’da ulaşabildi. CHP’li Ersin, olay- la ilgili jandarmanõn geç kalmasõ ya da ihmalinin söz konusu olmadõğõnõ belir- terek, “Hem köylüler, hem de koru- cular terörist saldırı diyerek yanılt- mış. Bu durumda jandarma gerekli güvenlik önlemini almadan gidemez. Onun için de ambulans içinde git- mek durumunda kalmışlar” dedi. 15 ASKER YARGILANIYOR ‘Rambo lakaplõ asteğmen öldürdü’ DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Di- yarbakõr’õn Bismil ilçesinde 16 yõl önce PKK’ye yardõm ettikleri gerekçesiyle gözaltõna alõnan köylülerden Abdulkadir Kurt’u işkenceyle öl- dürdükleri iddiasõyla haklarõnda dava açõlan 3’ü asteğmen 15 askerin yargõlanmasõna devam edil- di. Er İ.A, Kurt’un “Rambo” lakaplõ asteğmen S.Ü. tarafõndan infaz edildiğini öne sürdü. Diyarbakõr 3’üncü Ağõr Ceza Mahkeme- si’ndeki duruşmada Kurt’un öldürüldüğü dö- nemde Bismil Jandarma Komutanlõğõ’nda gö- revli olan asteğmen O. U. ile erler İ.A, T.D. ve R.D. hazõr bulundu. İ.A. askerler arasõnda ola- yõn “Rambo” lakaplõ asteğmen S.Ü. tarafõndan yapõldõğõnõn anlatõldõğõnõ öne sürdü. Sanõk as- teğmen O. U. ise suçlamalarõ kabul etmedi. İddianamede, sanõklarõn 19 Nisan 1992’de gözaltõna aldõklarõ Kurt’u Bismil Komando Bölük Komutanlõğõ nezarethanesinden saat 22.00’de aldõklarõ ifade edildi. Kurt’un, 15 da- kika sonra geri getirildiğinde ağzõndan kan ak- tõğõ ve nezarettekilere makatõna cop sokuldu- ğunu söylediği kaydedildi. Adli Tõp’õn rapo- runda, “Kurt’un makatına cop sokularak meydana gelen iç ve dış kanama sonucu öl- düğünün tespit edildiği”ne dikkat çekildi. 1 ASKER VE 1 İŞÇİ YARALI Teröristler odun kamyonlarõnõ yaktõ Yurt Haberleri Servisi - Mardin’in Midyat ile Nusaybin ilçeleri arasõnda bulunan Bagok Dağõ’ndaki ormanlõk alanda ağaç kesen işçilerin yolunu kesen PKK’liler odun yüklü 2 kamyonu ateşe verdi. Teröristlerin kesilen araçlarõn arasõ- na gizlediği mayõnõn patlamasõ sonucu işçi M.T, olayla ilgili operasyonda da 1 asker yaralandõ. Hakkâri’de emniyete saldırı Hakkâri Emniyet Müdürlüğü’ne önceki gece düzenlenen saldõrõda, binaya isabet eden roketa- tarõn patlamadan yere düştüğü ve daha sonra in- filak ettiği bildirildi. Binada maddi hasar oluşur- ken saldõrõyla ilgili 2 kişi gözaltõna alõndõ. TSK’nin operasyonları sürüyor Türk Silahlõ Kuvvetleri’nin, PKK’ye yönelik operasyonlarõ tüm hõzõyla sürüyor. Şõrnak ve Hakkâri kõrsallarõnda sürdürülen operasyonlara binlerce asker katõlõyor. Sõnõr birliklerine mü- himmat sevkõyatõ yapõlõyor. Stratejik noktalara helikopterlerle özel eğitimli askerler indiriliyor. Operasyonlara helikopterlerin yanõ sõra Diyarba- kõr’dan kalkan savaş uçaklarõ da destek veriyor. Bomba yüklü çok sayõda F 16’nõn Irak’õn kuze- yindeki PKK kamplarõna gittiği ileri sürüldü. Katliamõ yapanlar ‘terörist saldõrõ’ deyince mayõna karşõ önlem olarak uzak yol kullanõldõ Jandarmayı yanıltmışlar Bilge köyündeki saldõrõnõn he- men ardõndan bölgedeki kişileri arayan jandarmaya saldõrõyõ dü- zenleyen korucularõn “köye terö- rist saldõrõ oldu” bilgisini verdiği ortaya çõktõ. Olasõ bir pusuya karşõ önlem alan jandarmanõn uzak yolu kullanmak zorunda kal- dõğõ ve “ambulans” içinde köye iki saat sonra ulaşabildiği öğrenildi. Satõrlar üniversiteye nasõl sokuldu? İstanbul Üniversitesi (İÜ) öğrencileri, üniversite içeri- sinde önceki gün bir grup öğrencinin kendilerine sa- tırlarla saldırdıklarını belirterek, saldırganların ceza- landırılmasını istediler. Beyazıt’ta bulunan Siyasal Bilgiler Fakültesi önünde toplanan öğrenciler, “Satır dışarı bilim içeri”, “Faşizmi döktüğü kanda boğaca- ğız” dövizleri taşıdı. Öğrenciler adına açıklama yapan Ali Coşkun, bazı öğrencilerin önceki gün “Türk Dil Bayramı” etkinliği sırasında kendilerine taş, sopa ve satırlarla saldırdığını ifade ederek, “3 arkadaşımız ya- ralandı” dedi. Kendilerinin üniversiteye girerken özel güvenlik birimleri tarafından arandıklarını anlatan Coşkun, “Her zaman kampusta elini kolunu sallaya- rak gezen sivil polisler saldırı sırasında ortalarda gö- rünmediler. Ülkücülerin bize etkinlik sırasında saldı- racağını yönetime bir gün önce bildirdik. Ancak ön- lem alınmadı. Bu kadar satır ve bıçak okula nasıl so- kuldu” diye sordu. (Fotograf: CİHAN ORUÇOĞLU) Y eni Şafak gazetesi- nin üzerindeki fo- toğrafı pullayarak kullandığı pasaportun aslı ortaya çıktı. Pasaportun sahibinin ismi Anderson Cooper Alport. Alport, CNN’de anchorman ola- rak çalışıyor. 360 Derece programını hazırlayıp su- nuyor. Ancak bu kişinin Mehmet Özbay’ın pasaportunda adı yazılı ol- duğu belirtilen Michael Nicholsan ile ilişkisi bulunmuyor. Yeni Şafak gazetesinin Alport’un pasaportunu örnek olarak kullandığı ve üzerin- deki tarihleri değiştirdiği tahmin ediliyor. ABD’nin Ankara Büyükelçiliği yetkilileri de altında “Yeni Şafak Grafik Servisi” imzası bulunan pasa- porttaki tarih ve numaranın kayıtlarında olmadığını söylediler. Susurluk kazasõnda ölen Ab- dullah Çatlõ’nõn üzerinde kimli- ği bulunan Mehmet Özbay’õn izine ABD’de rastlandõğõ öne sürüldü. Özbay’õn, Michael Nicholsan adõna kayõtlõ ABD pasaportu kullandõğõ belirtildi. Başkonsolos hakkındaki iddia Dış Haberler Servisi- Almanya Dõşişleri Bakanlõğõ, “Almanya ve Almanlara hakaret ettiği” iddia edilen Türkiye’nin Düsseldorf Başkonsolo- su Hakan Kõvanç’õn 11 Mayõs’ta görevden uzak- laştõrõldõğõnõ açõkladõ. Ancak Türk Dişişleri Ba- kanlõğõ yetkilileri Kõvanç’õn görevden alõnmadõğõ- nõ izne çõktõğõnõ belirtti. Kõvanç’õn Almanya’da si- vil toplum örgütleriyle yaptõğõ basõna kapalõ bir toplantõda “Almanlarõn ayrõmcõlõk yaptõğõ” yö- nünde hakaret içerikli ifadeler kullandõğõ ileri sü- rülmüş, bunun üzerine Alman üst düzey yetkililer Kõvanç’õn görevden alõnmasõnõ istemişti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear