26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 15 MAYIS 2009 CUMA 10 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr KAVŞAK ÖZGEN ACAR Değişim (Muhalefet) - 4 Bakıyorum da dünya siyasasında “değişim” diyen ve yaşlı olma- yanlar kazanıyor. Birkaç örnek verelim: CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit (48): “Bu düzen değişmelidir!” Yunan PASOK Genel Başkanı An- dreas Papandreu (62): “Allaghi (De- ğişim)!” AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan (47): “Biz gömleğimizi de- ğiştirdik.” Fransız Halk Hareketi Birliği Başkanı Nicolas Sarkozy (52): “Değişmeliyiz!” ABD Demokrat Parti Adayı Ba- rack Hussein Obama (47): “Deği- şim... Bunu yapabiliriz!” 29 Mart yerel seçimlerinin ardın- dan AKP Genel Başkanı ve Baş- bakan Recep Tayyip Erdoğan, yokuş aşağı gidişi durdurmak için “hükümette değişime” gitti! Çar- şamba günü “Keşke muhalefet de bu göstergelerden ders alıp ‘deği- şime’ gitse!” diye yazmıştık. Bugün muhalefetin “değişim” ni- yetine göz atmadan önce Gazi Üni- versitesi’nden Prof. Dr. Mustafa Al- tıntaş’ın haklı bir uyarısına yer verir- sek, AKP oylarının gerilemesindeki büyüklük daha da iyi anlaşılır. 2007 ve 2009 seçim sonuçlarını kıyaslarken AKP’nin “yüzde 7.8” ge- rilediğini, dikkatsizlik sonucu geri- leme rakamını “puan” değil “yüzde” olarak yazmışım. Oysa AKP’nin yüzde 47’den yüzde 39’a inişinde- ki gerileme oranı yüzde 17 oluyor... Bu oran, Erdoğan’ın neden hızlı bir “değişime” gerek duyduğunu daha iyi ortaya koyuyor. Roma’da 2. Adam Baykal! Elmek: oacar@superonline.com Faks: 0312. 442 79 90 Başbakan, Türkiye’nin AB üyeliğine karşõ açõklamalar yapan Sarkozy ve Merkel’i eleştirdi Erdoğan: Şõk olmuyor VARŞOVA (AA) - Polonya’yõ zi- yaret eden Başbakan Recep Tayyip Er- doğan, Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğine karşõ açõklamalar yapan Fransa Cumhurbaşkanõ Nicolas Sar- kozy ve Almanya Başbakanõ Angela Merkel’i eleştirerek, “Yarın yine bir araya geleceğiz, yüz yüze bakacağız. Bunlar olacak şeyler değil. Bunu dü- zeyli yapmak lazım, dürüst yapmak lazım” dedi. Erdoğan, ziyaret için bulunduğu Po- lonya’da Başbakan Donald Tusk ile dün düzenlediği ortak basõn toplantõsõnda bir gazetecinin, “Sarkozy ile Merkel, bir kez daha Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olduklarını dile getirdiler. Siz- ce bu açıklamaları konjonktürel mi, yoksa yapısal mı” sorusuna, “Ben bu iki liderin açıklamasını talihsizlik olarak yorumluyorum. İkili görüş- melerde ne konuşuyorsak, onun ar- kasında durulması gerektiğine ina- nırım. Bundan önce AB’ye katılmış 27 ülkeye ne uygulandıysa Türkiye için de aynı şeyin düşünülmesi gerekir” yanõtõnõ verdi. Erdoğan, “Biz bu fasıllar yerine ge- tirilmeden bizi alın demiyoruz ama Türkiye şu anda sizi temin ederek söy- lüyorum, AB üyesi 27 ülkenin ço- ğundan daha fazla AB müktesebatı- nı yerine getirmiş bir ülkedir” diye ko- nuştu. Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: “Maç başlamış, oynuyoruz, maç esnasında penaltının kuralları deği- şiyor. Böyle şey olmaz; insana gü- lerler. Ben Sayın Sarkozy ve Sayın Merkel ile çok konuştum. Şunu bil- memiz lazım, kimse bu makamlarda kalıcı değildir. Herkes gelir geçer.” “Sayın Sarkozy’ye bakıyorsunuz, çok çok farklı... Şimdi önümüzde AB Parlamentosu’yla ilgili seçimler var. Bir tarafta onun mesajlarını ve- riyorlar. Almanya’nın kendi seçim- leri var. Bakıyorsunuz, Merkel de onun mesajlarını veriyor. Bu tabii şık olmuyor, iyi olmuyor.” Bu tür mesajlarõn Türkiye’de halkõn AB sürecine bakõşõnõ olumsuz etkile- diğini kaydeden Erdoğan, “AB sürecine yönelik fasıllar konusunda dersleri- ni iyi çalışan bir Türkiye var” dedi. Polonya Başbakanõ Tusk da, “Yapmış olduğumuz anlaşmalara saygı gös- termemiz gerekiyor. Anlaştığımız ko- nular birbirini tutuyorsa o zaman Türkiye’nin AB’ye girmesiyle ilgili ka- rar otomatik olmalıdır” diye konuştu. ‘Avrupa Türkiye’yi kapsamalı’ İngiltere’de yayõmlanan Financial Ti- mes gazetesi, Sarkozy’nin “AB’nin artık sınırlarını kesinleştirmesi ve Türkiye’yi de bu sınırın dışında bı- rakması gerektiği” yönündeki sözlerini eleştirdi ve Türkiye’nin üyeliğinin AB’yi de derin biçimde değiştireceğini belirt- ti. Gazete genişlemenin önüne kesin çiz- gi çekmenin ve Türkiye’yi bu çizginin dõşõnda bõrakmanõn, AB’nin bu ülkede olumlu yönde değişimi cesaretlendirme gücünü ortadan kaldõracağõnõ yazdõ. “Yarın yüz yüze bakacağız” sözleriyle Sarkozy ve Merkel’e sitem eden Erdoğan, AB liderlerine “Maç esnasında penaltının kuralları değişiyor. Böyle şey olmaz; insana gülerler” yanıtını verdi. Erdoğan çiftini, Varşova’da Polonya Başbakanı Tusk ve eşi resmi törenle karşıladı. (Fotoğraf: AP) Dış Haberler Servisi - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn Bakû ziyareti- ne geniş yer veren Azer- baycan basõnõ, “Erdoğan, Bakû’nun şüphelerine son verdi” yorumunda bulun- du. Ülkede yayõmlanan tüm gazetelerde Erdoğan’õn zi- yareti manşette yer aldõ. Erdoğan, önceki gün Ba- kû’da Azerbaycan Cum- hurbaşkanõ İlham Aliyev’le düzenlediği basõn toplantõ- sõnda, Yukarõ Karabağ so- runu çözülmedikçe Türkiye- Ermenistan sõnõrõnõn açõl- mayacağõ sözü vermişti. Devlet gazetesi Respub- lika ziyareti “Türkiye Baş- nazırı’nın Azerbaycan Se- feri” başlõğõyla duyurur- ken iktidardaki Yeni Azer- baycan Partisi’nin yayõn or- ganõ Yeni Azerbaycan, Ali- yev’in “Türkiye ile Azer- baycan ilişkileri her za- man olduğu gibi yüksek seviyededir” sözlerini baş- lõğõna taşõdõ. Erdoğan’õn “Karabağ’dan vazgeçme- yiz” sözlerini manşete taşõ- yan Haftaiçi gazetesi ikinci başlõk olarak “Bir bardak suda fırtına koparıldı” ifa- desini kullandõ. Gergin ziyaret Ana muhalefetteki Mü- savat (Eşitlik) Partisi’ne yakõnlõğõyla tanõnan Yeni Müsavat gazetesinin habe- rinde “Açık barış, örtülü savaş. Erdoğan halkın ve muhalefetin sevgisini ka- zandı, iktidara ise açık ve örtülü göndermeler yap- tı” yorumu dikkat çekti. Erdoğan’õn temaslarõnõn gergin bir atmosferde geç- tiği belirtilen haberde,Er- doğan’õn “İstanbul’dan Laçin’e selam olsun”, “Türkiye’nin Kara- bağ’dan vazgeçtiği yö- nündeki açıklamalar bir iftiradır” şeklindeki ifa- deleri aktarõldõ. ‘Açõk barõş, örtülü savaş’ ERDOĞAN’IN BAKÛ ZİYARETİ Afganistan’ın doğusundaki Kapisa eyaletinde, Taliban’ın hafta başında kız öğrencilerin okuduğu bir okula gaz bombasıyla düzenlediği saldırının ardından derslere katılım düşük oldu. Yaklaşık 90 öğrencinin hastalandığı saldırının ardından, yaklaşık 570 kız öğrenciden çok azı okula devam etti. Sınıfta tek başına kalan 8 yaşındaki Rukiye, arkadaşlarını görememekten dolayı üzgündü. (Fotoğraf: AP) Rukiye sınıfta yalnız kaldı Kaybolan Partiler İzmir, son seçimde de “gâ- vurluğunu” değil, “demokrat- lığını” bir kez daha kanıtladı! 1950 yılında dün yapılan ilk demokratik seçimde Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprü- lü’nün Demokrat Partisi (DP) ikti- dara gelmişti. İzmir’de kurulan DP, yılların tek partisi CHP’yi ala- şağı etmişti. “Yeter Söz Milletin- dir!” sözleriyle “değişim” isteyen Menderes, 51 yaşında başbakan olmuştu. İzmirliler yine günümüzde AKP’ye karşılık kentlerinde bu kez CHP’yi birinci parti yapma yolunda güzel bir demokratik ders verdiler. Ne var ki Menderes, demokrasinin dışına çıkınca 27 Mayıs 1960 ihtila- linden sonra kendisini Yassıada Mah- kemesi’nde savunan değerli hukuk- çu Hüsamettin Cindoruk (76) bugün varlığı ile yokluğu belli olmayan DP başkanlığına adaylığını koyuyor. Ya- rın kongresi toplanacak olan bir za- manların merkezin sağındaki en güç- lü partisi DP’nin, bırakın iktidar olması, siyasal yaşamını sürdürmesi artık kolay kolay beklenemez. Turgut Özal’ın (56) dört siyasal gö- rüşü bütünleştirerek tek başına iktidar yaptığı ANAP’ı Erkan Mumcu ba- kanlık koltuğu için satınca, bu parti çoktan batık partiler mezarlığında yerini aldı. Ne gariptir Türkiye’de daima güç- lü olmuş “merkez sağ” partileri için son seçimde “kayıp ilanları” çıkartıl- dı. Türkiye’deki siyasal fay hattı kırıl- dı ve merkez sağ tümden göçtü. Ancak AKP’ye giden bazı oylarda “med-cezir (gel-git)” olgusu gözlen- di. Anımsanacağı üzere AKP’ye oy veren seçmenlerin yüzde 19.6’sı “oy verecek başka parti bulamadıkları için” ve yüzde 6.8’i de “gönülsüz” oy kullanmışlardı. Eğer DP’liler ve ANAP’lılar, genç bir adayın başkanlığında sıfırdan yeni bir çatı altında “değişim” olgusunu da öne çıkararak örgütlenmeyi başara- bilirlerse, AKP’nin yazgısını da belir- lemiş olacaklar. MHP, özellikle Ankara’daki beledi- ye başkanı adayı ile güçlü bir rüzgâr yakaladı. Üçüncü parti konumunu korumakla kalmadı, oylarını da biraz arttırdı. Bu artışta, merkez sağda oy atılacak partinin olmayışının yanı sı- ra “AKP kazanmasın” diye MHP’ye oy verenlerin yüzde 21 oranını bulması- nın da etkisi var. BBP Başkanı Muh- sin Yazıcıoğlu’nun ölümünden son- ra bu partideki gelişmeler, MHP’ye ek katkı sağlayabilir. Ancak MHP’nin kasım ayı kongresine kadar köprüle- rin altından bazı suların akması gün- dem oluşturacağa benziyor. 86yaşındaki Rahşan Ec- evit’in inatla elini çekmediği “Kara- oğlan”ın DSP’si de “batık partiler mezarlı- ğına” doğru hızla yol alıyor. Bugün için Yıl- maz Büyükerşen ve Mustafa Sarıgül’ün adlarının bireyselliği ile bitkisel yaşamını sür- dürüyor. Pazar günü yapılacak kongrede parti başkanlığı için bol- ca aday var. Her halde, “partinin ölüm fermanı- nı imzalayan genel başkan” olarak tarihte yerlerini almak için aday oluyorlar. DSP’lilerin yapacağı tek şey var, o da partiyi bir an önce ka- patıp seçmenlerini CHP’ye yönlen- direcek kapıyı aralamalarıdır. Tabii ki bugünkü CHP yönetimiyle değil! Türkiye’nin en eski partisi CHP, yerel seçimden kazançlı çıktı. Ama iktidara gelebilecek bir parti yapı- sında olmadığı bir kere daha ka- nıtlandı. Kazançlı çıkmasında, iş- sizlik, yaşam pahalılığı etkili oldu. Ayrıca Milliyet ga- zetesinin araştır- masına göre laiklik karşıtlığının güçlen- mesine ilişkin “rejim kaygıları” ile CHP’ye oy verenle- rin oranının yüzde 24.6 olduğunu da anımsayalım. Aynı nedenle MHP’ye oy verenlerin oranı da yüzde 9.1 idi. CHP’ye oy getiren nedenlerin başında, özellikle bu seçimde, AKP iktidarının “yolsuzluk dosya- ları” ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı önemli katkıdır. Bu olgu, CHP’nin, parti içinde Kılıçdaroğ- lu’nun başkanlığında oluşturaca- ğı “yolsuzluk masası” ile önemli ilerleme kaydedebilir. Ancak CHP’nin daha da ilerle- mesi önce parti içinde “değişimin” gerçekleşmesine bağlıdır. 20 Tem- muz’da 71 yaşına girecek olan Genel Başkan Deniz Baykal “de- ğişmedikçe”, CHP ne uzar ne kı- salır. Baykal’ın seçim başarıları- na, daha doğrusu başarısızlıklarına, bir göz atalım: Dünyanın hiçbir demokratik ül- kesinde Baykal kadar böylesine başarısız olup da inatla partisinin başında kalan bir başkan ne gö- rülmüştür ne de duyulmuştur... İn- sanın aklına acaba Baykal’da “ik- tidar fobisi” mi var sorusu geliyor! Belki de Sezar’ın şu sözünü be- nimsemiyordur: “Ömür boyu Ro- ma’da ikinci adam olmaktansa, Alpler’deki bir dağ köyünde birinci adam olmayı tercih ederim!” 29 Mart’tan sonra Baykal da ağ- zına “değişim” sö- zünü şöyle aldı: “Değişim başla- mıştır. Bu değişim AKP oylarının azalması, CHP oy- larının artmasıyla olmuştur. Biz de yeni bir parti ola- cağız.” Bu sözleri oku- yunca CHP adına sevindim. Ne var ki ardından bir başka gün şöyle dedi: “Lafların büyüsüyle siyaset yapılmaz. Değişim, yeni- lenme, tamam, ama sil baştan yenilenme olmaz... Ucuz, mucizevi reçetelere itibar etmeyeceğiz.” CHP tüzüğünde “ebedi baş- kan” oluşumunu sağlayan kurallar değişmedikçe, ne Baykal ne de CHP değişir! Roma’da değil ama TC’de ikinci parti olarak AKP’nin ekmeğine yağ sürer. Bu yargımı- zı, Milliyet’in araştırmasındaki “CHP umut olabilir mi” sorusuna verilen yüzde 45.3 oranında “ha- yır”, yüzde 38 “evet” yanıtları doğ- ruluyor. GENEL SEÇİM Tarih Yüzde Oran 24 Aralık 1995 10.7 18 Nisan 1999 8.7 3 Kasım 2002 19.4 22 Temmuz 2007 20.9 YEREL SEÇİM 27 Mart 1994 4.6 18 Nisan 1999 11.8 28 Mart 2004 18.2 29 Mart 2009 23.1 Düzeltme: Bundan önceki bir yazımda 12 Mart muhtırasının tarihini 1970 ve Özal’ın partisinin adını da Adalet diye yazmışım; 1971 ve ANAP ola- caktır. Dikkatli okurlarıma teşekkürler. Gazilerimizin Tedavi ve Rehabilitasyonları İçin TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ ELELE VAKFI Yapı Kredi Bankası Ankara Cebeci Ş. 01 00000 1 YTL Tel: 0312 431 99 36, www.elele.org.tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear