Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
3 NİSAN 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Bakanlarının Yakasından
Tuttuğu Gibi..
Başbakanlar, elbette kendileri ile ters düşen bakanları
ile yola devam etmek istemezler.
Çözüm, önce kapalı kapılar arkasında durumu o ba-
kana anlatmak ve istifasını istemektir. Ender de olsa,
hır çıkarmak amacıyla istifa çağrısına kulak tıkayan ve
direnen olursa, başbakan onun görevden alınması-
nı cumhurbaşkanından yazı ile talep eder.
Ama, Bakanlar Kurulu’ndaki görev arkadaşlarının ki-
şiliğine saygı duyan hiçbir başbakanın, önceki gün-
kü gazetelerin manşetlerine de yansıdığı gibi, “Ben o
bakanı dışarıya koyarım” türünden, üstelik argo bir
iletişim yöntemine başvurması yakışık almaz.
Halkımızın, Başbakanlarının birden bire parlayan, sert
ve asabi mizacına alışmaya çalıştığını biliyordum. Ama
o mizacın, “Cumhuriyet Hükümeti’nin” anayasamız-
la tanımlayıp koruduğu bu kişilere, üstelik bir basın top-
lantısında açık açık şartlı da olsa kapıyı gösterecek ka-
dar kontrol dışı kalacağını düşünemezdim.
Nasıl düşünebilirim ki?
Bir insan ömrünü kapsayacak kadar uzun yıllar, po-
litikanın içinde öğür olmuşum. Dahası, Cumhuriyet Hü-
kümeti’nde, o en saygın kurumun içinde görev almı-
şım. Ve o görev sırasında, bir başbakanın, Bakanlar
Kurulu üyelerine “Sayın” takısını kullanmadan ses-
lendiğini de duymamışım.
Benim Başbakanımın, rahmetli Ecevit’in Bakanlar
Kurulu toplantılarında, bir bakan arkadaşına herhan-
gi bir not vermek istediği zaman, yerinden kalkıp, o ko-
caman toplantı masası etrafında yürüdüğünü de
unutmayarak.
Seçim yenilgisinin nedenlerini araştırmak amacıy-
la yapılmış olan bir Bakanlar Kurulu toplantısında, Er-
doğan; kimin, nerede ve ne tür bir hata yapmış ola-
bileceğini soruşturmak gerektiğini söylemiş ise, bun-
dan doğal ne olabilir?
Başbakan’ın bu tür bir düşünce alışverişi için ma-
saya yatırmış olabileceği böylesine doğal bir muha-
sebe sorusu karşısında da, bir ya da daha çok sayı-
da bakan, isteniyorsa, kendilerinin istifa edebilecek-
lerini önceden bildirerek Başbakan’ın elini rahatlatmayı
düşünmüş olabilirler.
O toplantıda da bu tür konuşmalar yapılmasını bek-
lemek doğal görülmelidir.
Ne ki, bildiğim kadarı ile hiçbir bakan, azarlanma
açıklamasını üstüne almayarak, suskunları oynama-
yı yeğliyor. Önünde sonunda, günün birisinde, o altı
bakanın dışındaki üyelerin arasından 30 Mart’ta top-
lanmış olan Bakanlar Kurulu’nda konuşulanların da-
ha geniş olarak yansıtılacağını hesap etmiyor.
Ama o tarihte, adları kamuoyunda bilinecek kişiler
için, “Sizi evine girerken çıkartıp kapı önüne koy-
duğu ayakkabılar olarak gören bir başbakanın ka-
binesinde kalmaya devam ettiniz?” denilebileceği-
nin hesabı yapılmıyor?
Yazılan sanki devlet sırrı da!
Bu tür kulis arkası konuşmaları, bir hükümet gizi imiş
gibi algılayarak dışarıya taştığı için kızmak, haberi ya-
pan gazeteciden hesap sorulmasını sağlamaya yönelik
sitemleri, üstelik yönetiminin başında kendi damadı-
nın bulunduğu bir medya kurumuna doğrultmak ola-
yın bir yüzüdür..
O yüzdeki tablo, herkesin Erdoğan’ın bilinçaltından
dışarı taşan ve politik erkin medyayı kontrolü altına al-
mayı öngören hesapları da içeriyor.
Yeni patronaja devir sırasında gönül rızası ile Baş-
bakan’ın kontrolü altına zaten girmiş olan gazete, dün,
bir gün önce manşetten duyurduğu o haberin getir-
diği tepkiyi mahcup bir şekilde tek sütuna gizlemeye
çalışarak gösterdi.
Öteki yüzde ise Başbakan’ın devlet yönetiminin bü-
tün dişlilerine hâkim bir tek adam edası ile politik ve
bürokratik görevlerde olanları sahiplenmekten henüz
vazgeçmeyi düşünmediği öne çıkartılıyor.
Günümüzde, bu çok eskimiş sahiplenme dürtüsü-
nün, uygulayıcılarına yarar değil zarar getirdiğini AKP
Genel Başkanı da hâlâ anlamaya yanaşmıyor.
Oysa soldan sağa da okunsa.. yukarıdan aşağıya
doğru da incelense, sandıktan çıkan bulmaca sonuçları
başka türlü bir gelecekten söz ediyor.
Not: Değerli okurlarım, ileti, mektup ya da telefon-
la benden 30 Mart’ın getirmiş olduğu yeni mesajlar için
CHP’den, MHP ve öteki partilere kadar analiz bek-
lediklerini duyuruyorlar.
Kesin sonuçların YSK tarafından açıklanmasını
bekliyorum..
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net
Meclis Komisyonu’nun taslak raporunda tutuklularõn “adil yargõlama hakkõnõn ihlali” yakõnmalarõna yer verilmedi
Ergenekon’a teğet geçtiler
AYŞE SAYIN
ANKARA - Silivri L Tipi Ceza-
evi’nde incelemelerde bulunan
TBMM İnsan Haklarõ Komisyonu
bünyesindeki “cezaevleri alt ko-
misyonu” taslak raporunda, Erge-
nekon tutuklularõnõn “adil yargı-
lama haklarının ihlal edildiği,
savunma haklarının engellendiği,
bilgisayar girişine izin verilmediği
için savunmalarını elle yazmak
zorunda kaldıkları” yönündeki
yakõnmalarõna yer verilmedi. Tas-
lak raporda, Silivri cezaevindeki 2
müdürün görevden alõnma gerekçesi
olarak gösterilen “aynı davadan tu-
tukluların, aynı koğuşta tutul-
maları” da eleştirilerek, “ortak
tavır almalarının engellenme-
si”nin istenmesi dikkat çekti.
TBMM İnsan Haklarõ Cezaevle-
ri Alt Komisyonu, geçtiğimiz gün-
lerde Silivri Cezaevi’ne yaptõğõ in-
celemelerle ilgili taslak raporunu ta-
mamladõ. Alt komisyonun gelecek
hafta toplanarak, raporuna son bi-
çimini vermesi bekleniyor.
AKP’li Murat Yıldırım’õn baş-
kanlõğõnõ yaptõğõ alt komisyon ra-
porunda, tutuklu ve hükümlülerin
sadece “fiziki koşullara” yönelik
yakõnmalarõna yer verildi.
Komisyonun taslak raporunda, tu-
tuklularõn “24 saat kameralı kayıt
ve bina akustiğindeki sorun ne-
deniyle duyma problemi yaşa-
dıkları” yönündeki yakõnmalarõ
yer almasõna karşõn “sonuç ve ka-
rar” bölümünde bu konuda her-
hangi bir önlem veya öneriye yer ve-
rilmedi.
Küçükçekmece’de imha edildiler
İSTANBUL (AA) - Ergenekon soruşturmasõ
kapsamõnda Ümraniye’de ele geçirilen 27 adet el
bombasõnõn, Küçükçekmece’de Marmara İnşaat
Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’ne ait alanda
imha edildiği bildirildi. İstanbul 13. Ağõr Ceza
Mahkemesi’nde görülen Ergenekon davasõ dosya-
sõna İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden gönderilen
yazõda, Ümraniye’de ele geçirilen 27 adet el bom-
balarõnõn fotoğraflarõnõn Terörle Mücadele Şube
Müdürlüğü’ne teslim edildiği belirtildi. Bombalar-
dan 18’inin MKE yapõmõ ve 2’sinin RFX Ameri-
kan menşeli olduğu belirtildi.
Bahçede el bombası bulundu
HAKKÂRİ (AA) - Hakkâri’nin Çukurca il-
çesi Emir Şaban Mahallesi’nde Cebrail Duman,
temizlediği bahçesinde el bombasõ buldu. Du-
man’õn durumu bildirmesi üzerine güvenlik güçle-
ri bölgeye sevk edildi. Uzman ekip, parça tesirli el
bombasõnõ ilçe merkezinden 5 kilometre uzaklõkta-
ki Çöplük mevkisinde kayalõklarõn arasõnda fünye
ile patlatarak imha etti. Soruşturma sürdürülüyor.
‘Encümen-i Dâniş’ toplandı
İstanbul Haber Servisi - Emekli asker ve
üst düzey sivil yöneticilerin oluşturduğu “Encü-
men-i Dâniş”in toplantõsõ dün Moda’daki Deniz
Kulübü’nde gerçekleştirildi. Toplantõya, eski ge-
nelkurmay başkanlarõ emekli orgeneraller Hüse-
yin Kõvrõkoğlu, İsmail Hakkõ Karadayõ, Necdet
Üruğ, eski TBMM Başkanõ Necmettin Karadu-
man, eski MİT Müsteşarõ Sönmez Köksal katõldõ.
Toplantõda seçim sonuçlarõnõ değerlendirdiklerini
kaydeden Karaduman, “Şahsi fikrime göre, bu se-
çimlerde halkõmõz büyük bir mesaj vermiştir. Aç-
lõk sõnõrõnda yaşayan halkõmõz bu duruma acilen
çözüm bulunmasõnõ bekliyor” dedi.
ERGENEKON DAVASININ 68. DURUŞMASINDA KEMAL KERİNÇSİZ SAVUNMA YAPTI:
Atatürkçülük yargılanıyor
Sinan Aygün ile 2 teğmen, tahliye edilmelerine karşõn halen tutuklu görünüyor
İddianamede tutuklu sayõsõ yanlõş
İLHAN TAŞCI
ANKARA - Ankara Ticaret Oda-
sõ Başkanõ Sinan Aygün ile teğ-
menler Noyan Çalıkuşu ve Eren
Mumcu tahliye edilmelerine karşõn
Ergenekon iddianamesinde halen tu-
tuklu görünüyor. Bu durumda, mah-
kemenin iddianameyi kabul aşa-
masõnda tutuklu sayõsõnõn “gerçeği”
yansõtmadõğõ anlaşõlõyor. Ceza Mu-
hakemesi Kanunu’na göre, tutuk-
lularõn durumlarõnõn doğru yazõl-
mamasõ savcõlõğa iadesini gerekti-
rirken iddianame mahkemece kabul
edilmişti. Birinci iddianameye iliş-
kin tartõşmalar sürerken ikinci id-
dianamenin de iadesini gerektirecek
boyutta hatalar olduğu anlaşõldõ.
İkinci iddianamenin şüphelileri ara-
sõnda ATO Başkanõ Aygün de yer
alõyordu. Aygün, tutuklama kararõ-
na yaptõğõ itirazõn kabulünün ar-
dõndan 14 Temmuz’da tahliye edil-
mişti. Buna karşõn iddianamede,
Aygün’ün tutuklamasõna ilişkin ka-
rar tarih ve sayõsõyla yer alõrken tah-
liye edildiğine ilişkin herhangi bir
değerlendirme yer almadõ. İddiana-
mede, dokuz ay önce cezaevinden
tahliye edilen Aygün halen tutuk-
luymuş gibi görünüyor.
Aynõ durum teğmenler Noyan
Çalõkuşu ve Eren Mumcu açõsõndan
da geçerli. 20 Eylül 2008 tarihinde
tutuklanan Çalõkuşu ve Mumcu,
mart ayõnda tahliye edildi. Ancak
ikinci iddianameye göre Çalõkuşu ile
Mumcu halen Hasdal Askeri Ceza
ve Tutukevi’nde tutuklu görünü-
yorlar.
Ceza Muhakemesi Kanunu’na
göre, iddianamede gösterilmesi ge-
rekenler arasõnda “Şüphelinin tu-
tuklu olup olmadığı; tutuklan-
mışsa, gözaltına alma ve tutukla-
ma tarihleriyle bunların süreleri”
de yer alõyor. Yasanõn 174. madde-
sine göre bu durumlarõn olmadõğõ
hallerde iddianamenin mahkeme
tarafõndan savcõlõğa iade edilmesi
öngörülüyor. Şüphelilerin tahliye
edildikleri halde tutukluymuş gibi
iddianamede yer almalarõna karşõn
mahkemece iddianamenin kabul
edilmesi dikkat çekti.
HATİCE TUNCER/HİLAL KÖSE
Ergenekon davasõnda savunmasõnõ
yapan tutuklu sanõk Kemal Kerinçsiz,
davaya bakan 13. Ağõr Ceza Mahke-
mesi’nin iddianameyi kabul ederek ba-
ğõmsõzlõğõnõ ve objektifliğini yitirdiğini
öne sürdü. Kerinçsiz “Mahkeme ola-
ğan bir ceza davasını değil, Türki-
ye Cumhuriyeti Devleti’nin ordu-
sunu, Kemalizmi, Atatürkçülüğü,
milli ve laik devleti yargılayan bir
konuma getirilmiştir” dedi.
Silivri Cezaevi kampusunda gö-
rülen Ergenekon davasõnõn 68. du-
ruşmasõnda, tutuklu sanõk Kerinç-
siz’in savunmasõnõn dinlenmesine de-
vam edildi.
“Mahkeme, Adalet Bakanlığı’nın
kucağında bir cezaevinin içinde
yargılamayı kabul etmemeliydi” di-
yen Kerinçsiz “Bu fiziki ortam için-
de sürdürülen yargılama aleniyet il-
kesini de ortadan kaldırmıştır. Va-
tandaşın istediği anda girip izleye-
mediği bir davada aleniyet sağlan-
mamış demektir” ifadesini kullandõ.
Danõştay saldõrõsõ ve Cumhuriyet ga-
zetesinin bombalanmasõna ilişkin da-
vayõ anõmsatan Kerinçsiz şu iddialar-
da bulundu: “Ankara 11. Ağır Ce-
za Mahkemesi’nde yargılanmış bir
davanın ek failler yaratılarak, ye-
niden İstanbul’da açılması, yürüt-
menin savcılarla birlikte hazırladı-
ğı tam bir mizansendir. Mahke-
menin bu tertibi görmemesi buna
rağmen tüm yetki kurallarını ha-
zırlanmış belgelerdeki örgüt mer-
kezi deyimlerine göre kendisini yet-
kili kabul etmesi, mahkemeyi seçil-
miş olağanüstü ve tabi hâkim ilke-
sine uygun faaliyet göstermeyen
özel bir mahkeme konumuna dü-
şürmüştür. Mahkeme sanıklara ve
suça göre yürütmenin aktif müda-
halesi sonucu görev kabul etmiş, ob-
jektifliğini ve bağımsızlığını tü-
müyle yitirmiştir.”
Kerinçsiz, devleti çökertmek isteyen
bir grubun hazõrladõğõ iddianamenin
kabulünün mahkemeyi istenmeyen
bir oldubitti ile karşõ karşõya bõraktõ-
ğõnõ savundu. Kerinçsiz, üye hâkim Se-
dat Sami Haşıloğlu için “Şahsıma
ideolojik husumet duyuyor” dedi.
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) -
Diyarbakõr’da, itirafçõ Abdulkadir Ay-
gan’õn ifadeleri doğrultusunda 1990’lõ yõl-
larda JİTEM tarafõndan öldürülen iki kişinin
gömüldüğü yerlerde kazõ çalõşmalarõ başla-
tõldõ. Önceki gün Diyarbakõr-Silvan Karayolu
Karaçalõ köyünde özel yetkili iki savcõnõn
yaptõğõ keşifin ardõndan dün sabah erken sa-
atlerinde iş makineleriyle kazõ çalõşmasõ baş-
latõldõ. Diyarbakõr Cumhuriyet Başsavcõlõ-
ğõ’na başvuran İnsan Haklarõ Derneği (İHD)
yetkilileri de çalõşmalarõ yerinde izledi.
İHD Diyarbakõr Şube Başkanõ Muharrem
Erbey, çalõşmalarõn 150 metre uzunluğun-
da bir yerde yapõlacağõnõ belirtti. Erbey,
“Yolun 2-3 metre iç tarafında gömüldüğü
yönünde beyanlar var. Kazı çalışmasında
çok derine inilemiyor çünkü geniş bir alan.
İfade ettiğimiz yerler kazılıyor” dedi. Er-
bey, ayrõca savcõlõk yetkililerine Diyarbakõr’õn
Sur içi bölgesinde bir alanõn kazõlmasõ yö-
nünde talepleri olduğunu dile getirdi.
Diyarbakır’da kazılar başladıİstanbul Haber Servisi - İs-
tanbul Barosu Başkanõ Maummer
Aydın, Ergenekon soruşturmasõ
kapsamõnda ifade veren gizli ta-
nõklarõn kendi menfaatleri için mi
yoksa olayõn aydõnlatõlmasõ için mi
ifade verdiklerinin bilinemeyece-
ğine dikkat çekerek, şüphelilerin
sadece gizli tanõk beyanlarõyla
mahkûm edilemeyeceğini belirtti.
İstanbul Barosu’nun 131. Ku-
ruluş Yõldönümü ve Avukatlar
Günü kutlamalarõ kapsamõnda hu-
kukçular, Türkiye’de adil yargõ-
lama hakkõ, soruşturmalar kapsa-
mõnda teknik takip ve dinleme ile
gizli tanõk konularõnõ tartõştõ.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fa-
kültesi Dekanõ Prof. Dr. Adem Sö-
züer soruşturma kapsamõnda sa-
vunma tarafõnõn gizli tanõklara so-
ru sorma hakkõnõn engellendiğini
ve bu şekilde adil yargõlamanõn ih-
lal edildiğini belirtti. Sözüer özet-
le şunlarõ kaydetti: “Gizli tanık
konusunda büyük sorunlarla
karşı karşıyayız. Yargılama teh-
likeli bir yere doğru gidiyor.
Kişinin savunma hakkı kısıtla-
narak gizli tanığa soru sorul-
madan yalnızca gizli tanık be-
yanlarıyla kişi mahkûm edile-
mez. Bu durum AİHM’ye de bi-
zim yasalarımıza da aykırıdır.
Kişi bu durumda haksız yere
mahkûm edilmiş olabilir.” dedi.
“Teknik Takip ve Dinleme”
temalõ oturumda konuşan İstanbul
Kültür Üniversitesi Ceza Kürsüsü
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bahri Öz-
türk ise “Yasalarda yeni delil el-
de etme yöntemleri çok olması-
na karşın telefon dinlemeleri
yüzlerce sayfalık fezlekeler ha-
linde hazırlanıyor. Savcı bunu
nasıl okusun? Yani soruştur-
mada yalnızca kolluğun yaptığı
inceleme ile sınırlı kalınıyor.
Soruşturmanın yönünü kolluk
tayin ediyor” dedi.
YARGITAY TANIMADI
Rumuzlu
tanıklar
karar
bozdurdu
? Sağlık hizmetleri yetersiz: Kampusta 7 adet ce-
za infaz kurumu ve 7 bin 788 hükümlü ve tutuklu bu-
lunmasõna karşõn, sağlõk hizmetleri 1 kurum doktoru ve
geçici görevli 5 doktor ve 2 diş hekimi ile yürütülüyor.
? Ring seferlerinde sıkıntı: Günde yaklaşõk 100 has-
tane sevki, 200 dolayõnda duruşma sevki yapõlmasõna kar-
şõn sadece 29 ring aracõ bulunuyor. Ayrõca hastane ve
adliyeye sevklerin İstanbul’dan yapõlmasõ ve kentin de
uzak olmasõ, trafik gibi nedenlerle büyük sõkõntõ yaşanõyor.
? Özel yaşam ihlal ediliyor, akustik bozuk: Gö-
rüşmede tutuklular, koğuş dõşõndaki açõk alan haricin-
deki alanlarõn kameralar tarafõndan gözetlenerek kay-
dedilmesinin özel hayatõn gizliliği hakkõnõn ihlali oldu-
ğunu ifade ettiler. Koğuş içerisinde en küçük sesin yan-
kõlanarak, tüm koğuşta gürültüye neden olduğunu, bu yüz-
den işitme kaybõ yaşadõklarõnõ dile getirdiler.
? Tutuklu-hükümlü bir arada olmaz: Silivri Ce-
zaevi’nde tutuklu ve hükümlülerin aynõ koğuşta kaldõk-
larõ görülmüştür. Bu bağlamda hiçbir tutuklu isteme-
diği halde hükümlülerle temas ettirilmemelidir. Ceza ve
güvenlik tedbirlerinin infazõ hakkõnda kanunun 111. mad-
desi, tutuklularõn “tutukevleri veya buna maddi olanak
bulunmadõğõ durumlarda kapalõ ceza infaz kurumlarõ-
nõn sadece tutuklularõn konulmasõ için ayrõlmõş özel bö-
lümde tutulacaklarõnõ” hüküm altõna almõştõr. Yine ay-
nõ maddede, tutuklularõn kendi aralarõnda da sõnõflan-
dõrõlmak suretiyle yerleştirilmesi öngörülmektedir.Tu-
tuklularõn hükümlülerden ayrõ olarak, tutuklulara özgü
bir yere konulmasõ anayasa gereğidir.
? Hükümlü ve tutuklu rejimi farklı olmalı: Haf-
tada 10 dakika telefonla görüşme hakkõ olan tutuklular,
tutuklu ve hükümlüler rejiminin farklõ olmasõ gerektiğini,
tutuklularõn hükümlülerden daha fazla haktan yarar-
lanmalarõ gerektiğini dile getirdiler.
? Aynı suçtan olanlar aynı koğuşa konulma-
sın: Haklarõndaki bir soruşturma ya da kovuşturma kap-
samõnda tedbiren hürriyetinden mahrum bõrakõlan tu-
tuklularõn birbirlerinden olumsuz etkilenmelerini en-
gelleyecek önlemlere öncelik verilmelidir. Aynõ suçtan
dolayõ soruşturma ya da kovuşturmaya tabi tutulan ki-
şilerin aynõ koğuşlarda barõndõrõlmalarõ, mahkeme
önünde ortak tavõr olma sonucunu doğurmakta, dola-
yõsõyla yargõlanmayla ortaya çõkarõlmaya çalõşõlan ger-
çeğin saklõ kalmasõna neden olmaktadõr.
T A S L A K R A P O R D A N . . .
HUKUKÇULAR TARTIŞTI
‘Gizli tanıkla
kişi mahkûm
edilemez’
Yurt Haberleri Servisi - Bin-
göl’ün Solhan ilçesinde, 5 kişinin
öldürüldüğü, 13 kişinin de yara-
landõğõ davayõ temyiz eden Yar-
gõtay, yerel mahkemenin kararõ-
nõ “gizli tanıkların adlarının
açık olarak değil de ‘X’ ve ‘Y’
olarak belirtilmesi” nedeniyle
bozdu.
Solhan ilçesinde 12 Ekim
2005’te iki grup arasõnda çõkan si-
lahlõ kavgada, Yaşar Çavuşoğ-
lu, Yusuf Bayır, Yemlihan Ba-
yır, Ferhat Mollaoğulları ve
Ebuzer Mollaoğulları’nõn öl-
dürüldüğü 13 kişinin de yara-
landõğõ, aralarõnda dönemin DYP
İlçe Başkanõ Niyazi Çavuşoğ-
lu’nun da bulunduğu 19 sanõklõ
davayõ karara bağlayan Gümüş-
hane 1. Ağõr Ceza Mahkemesi 4
sanõk hakkõnda 85 yõl ağõr hapis
cezasõ, 4 sanõk hakkõnda çeşitli
oranlarda ceza 11 sanõk hakkõn-
da da beraat kararõ verdi.
‘X’ ve ‘Y’ denildi
Kararõn temyiz incelemesini
yapan Yargõtay yerel mahkeme-
nin kararõnõ, “kararda gizli ta-
nıkların adlarının açık olarak
kullanılması gerekirken, ‘X’
ve ‘Y’ olarak belirtilmesi” ge-
rekçesiyle bozdu. Yargõtay’õn
kararõ üzerine davanõn önümüz-
deki günlerde Gümüşhane 1.
Ağõr Ceza Mahkemesi’nde tekrar
görüleceği öğrenildi.