26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 3 NİSAN 2009 CUMA 18 SPOR BASKET YORUM / AHMET KURT Rakamlarla Terim! Yemezler Bay Fatih Terim! Dilediğin kadar aldatmaya çalış kamuoyunu. Bizce.. Futbolda işler kötü! Ve.. Bunun da (iddia ettiğin gibi) tek sorumlusu sen değilsin. (Olamazsın da..) Tabloya bakalım: Ulusal takımımız ülke puanı olarak kendisinden 47 (yazıyla kırk yedi) sıra aşağıda olan Bos- na Hersek’in ardında kalıp, Dünya Kupası Finalleri’ne ka- tılma hakkını şansa bırakmış; biz ise “Koskoca İspanya’yı nasıl elimizden kaçırdık?” hikâyeleriyle avunuyoruz... Bilir- sin Bay Terim: Bu işler Nasreddin Hoca’nın kazan hikâ- yesine benzer. İki maçta da yenildiğin İspanya’nın dünya futbolundaki yerini defalarca vurgulayıp, işleri ‘şerefli ye- nilgiler’ boyutuna taşırsan, Bosna Hersek ile arandaki pu- an farkının hesabını kimseye veremezsin. İspanyol takımın değerini bizimkilerle kıyaslayıp yenilgileri ‘şık’ olarak gös- terirsen, yalnızca bizim Arda ve Tuncay değerindeki Bosna Hersek takımının ardında kalıp elendiğin zaman ‘ka- zan öldü’ diyemezsin. Bu işi hemen bırakman gerekir... Ah! Elbette kalan maçlarda Bosna’yı alaşağı ederek fi- nallere kalma hakkını elde edersen en çok biz sevinir; tü- kürdüğümüzü yalarız. Hatta.. 21 Kasım 2007’deki taktik- le (!) bile olsa Bosna maçlarını kazanıp, finallere gidersek, ‘futbolumuz uçuyor’ diye başlık atar, gelip elinizi sıkarız. Ama.. Şu sıralar bizi aldatmaya çalışmayın Bay Terim, çün- kü rakamlar yalan söylemez! Durumumuz kötü... Ah! “Rakamlar yalan söylemez” dedik ama hepimiz çok iyi biliriz ki en iyi yalanlar da rakamlarla söylenir. Örneğin: Fatih Terim’in karnesine bir bakalım. Ne diyordu televiz- yondaki yorumcu? “Fatih Terim’li ulusal takım 85 maçta 39 galibiyet, 25 beraberlik ve 21 yenilgi almış.” (1.67 pu- an/maç. Bilgi için Guus Hiddink ile Rusya 2 puan/maç) Eh! İdare eder.. diye düşünebilirsiniz ama bu rakamların içerisinde hazırlık maçları da vardı. Attık onları, bakın or- taya ne çıktı: Terim ile ulusal takımımız 29 ciddi maç oy- namış. 15 galibiyet, 6 beraberlik ve 8 yenilgisi var. (1.75 puan/maç. Bilgi için Şenol Güneş 1.97 puan/maç) Adil olmak adına klasmanda bizim altımızda olan ülkelerle oy- nanan maçlarla, bizden yukarıda olan ülkelerin istatistik- lerini de ayırdık. Ortaya çıkan sonuç şu: Terim’in Şenol Gü- neş’ten üstün olduğu tek yer 8 maçta 2 galibiyet aldığı güç- lüler ligi. (Hırvatistan ve Çek Cumhuriyeti galibiyetleri.) Evet! İlginç ama Şenol Güneş’in karnesinde dünya üçüncülü- ğüne rağmen klasmanda üzerimizde olan takımlara kar- şı tek bir galibiyet bile yok ama rakamlar diyor ki: “Bö- bürlenme Terim, yok senin Güneş’ten bir farkın...” İşte böyle Mr. Terim! Bütün havana karşın diğerlerinden bir parmak bile farkın yok. Eğer üşenmez, istatistiklerini di- ğer Avrupalı rakiplerinle de kıyaslayabilirsem yüzünün kı- zaracağına eminim ama bana ne! Biz basketbola geri dönüp, basketbolseverlere Euro- league’in son sekiz maçını izlemelerini önerelim. Finale ka- lan sekiz takımın kendi aralarında oynadıkları maçların sert- lik düzeyini bizim ligimizin ve ulusal takımımızın sertlik dü- zeyi ile kıyaslarsanız, bizim neden oralarda olmadığımızı çok iyi anlarsınız. Bu gerçeği ne Bay Tanjevic’in ‘2010 havu- cu’ ne de Efes Pilsen’in nostaljik söylemleri değiştirebilir: Yerimiz dörtlü finaller değilmiş! Ve.. Bunun sorumluları da yalnızca teknik direktörler olamaz. (Capichi Sinyor Terim?) Aynı kadroları, aynı teknik adamlarla getirin ülkemize: Giy- dirin onlara Efes veya Fenerbahçe Ülker formalarını. İddia ediyorum: Bu basketbolu oynatamazsınız onlara... e-posta: info@basketdergisi.com Ulusal takõmõ 3 büyükler yaktõSAMİ GÜREL 2010 Dünya Kupasõ Elemeleri’nde 3 gün arayla İspanya’ya iki kez yenilerek Afrika umudunu, grup ikincisi Bosna Hersek’in kaybedeceği olasõ puanlara bõrakan ulusal futbol takõmõmõzda ‘düşüş’ün nedenleri aranõyor. Futbol dünyasõ, 2008 yaz aylarõnda tüm Avrupa’nõn beğenisini kazanan Türkiye’nin 5 aylõk süre içinde nasõl bu denli performans kaybõna uğradõğõ sorusuna yanõt bulamazken, iskelet kadronun, tarihinin en kötü performansõna imza atan 3 büyüklerden oluşturulmasõnõn, İspanya yenilgilerine neden olduğu görüşü ağõrlõk kazandõ. İki İspanya maçõnda yaşanan savunma yanlõşlarõnõn Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş’ta kronikleşen hatalarõn birer benzeri biçiminde gerçekleşmesi ulusal takõmõn belini büktü. Galatasaray’õn Hamburg ve Eskişehir maçlarõnda yediği golerin benzerini İspanya atarken savunmada Emre Aşık, Hakan Balta ikilisinin görev almasõ ve bu ikilinin benzeri pozisyon hatalarõnõ yinelemesi dikkat çekti. Özellikle sol bekte çok başarõlõ olan Hakan’õn savunmanõn göbeğinde açõk vermesi ulusal takõmõn da savunmasõnõ çökertti. 2 sezondur Beşiktaş ve Fenerbahçe savunmasõnõn başõnõ ağrõtan ölü top zaafiyetinin ulusal takõma da yansõmasõ ise Bernabeu ve Ali Sami Yen’de yenen gollere damgasõnõ vurdu. Volkan’õn yan toplardaki boşa çõkõşlarõ, İbrahim Üzülmez’in köşe atõşlarda yerini kaybedip hata yapmasõ, İspanya yenilgilerine neden oldu. Formsuzlarda ısrar Ulusal futbol takõmõmõzõn Dünya Kupasõ elemelerinde 3. sõraya düşmesindeki en önemli etken ise, teknik direktör Terim’in formsuz isimlerdeki õsrarõ. Fenerbahçeli Emre Belözoğlu, Kâzım, Galatasaraylõ Sabri, Beşiktaşlõ İbrahim Üzülmez,Villarealli Nihat, kendi takõmlarõnda yedek beklerlerken, sürekli ulusal takõma çağrõldõlar. Kayserisporlu Mehmet Topuz gibi, Kocaelili Taner Gülleri gibi, Beşiktaşlõ İbrahim Toraman, Sõvaslõ Mehmet Yıldız gibi futbolcularõn da küstürülmesi sõkõntõ yarattõ. G.Saray, F.Bahçe ve Beşiktaş’ın formsuz isimleri, Fatih Terim’in hesaplarını bozdu Teknik Direktör Fatih Terim, İspanya’ya yenilerek Türk spor tarihinde devrim niteliğindeki bir geceyi kaçõrdõklarõnõ söyledi. Terim, “Spor tarihimizin gecesi olabilirdi. İspanya’ya karşõ hiç kimse bu kadar pozisyona giremez. Sebep aranacaksa, seçimi ben yaptõğõma göre hata benimdir. Umutsuz değilim, bu iş bitmedi” diye konuştu. Basõn toplantõsõnda Terim, daha önceden mahkemelik olduğu spor yorumcusu Osman Tanburacõ ile de tartõştõ, Tamburacõ’nõn “Konuş, konuş seni çok dinledik” sözlerine ünlü çalõştõrõcõ, “Bu bir basõn toplantõsõ elbette dinleyeceksiniz” karşõlõğõnõ verdi. Efes Pilsen Basketbol Takõmõ, önceki akşam 2010 Dünya Kupasõ Avrupa Elemeleri Beşinci Grup maçõnda İspanya ile karşõlaşan A Ulusal Futbol Takõmõ’nõ desteklemek için tribünlerde yerini aldõ. Lacivert - Beyazlõlar, Ay - Yõldõzlõlarõn mağlup olmasõyla hüzünlü bir şekilde stattan ayrõldõ. N E Y M İ Ş ABDÜLKADİR YÜCELMAN Futbolda Arabesk Şarkõlara Devam Ah’larla Of’larla geçen yıllarımız. Ya hakem hakkımızı yemiştir, ya şansımız yoktur... Oysa bize kim karşı koyabilir ki.. Olimpiyat stadın var, UEFA’nın da beğendiği Fenerbahçe stadın var, ama Ali Sami Yen uğuru(!) var ya.. Bir ara İz- mir de uğurlu sayılırdı, sonra art arda yenilgi- lerle unutuldu. Eğer futbol oynamak istersen yer kürenin neresinde oynarsan oyna fark etmez. Olimpik Atatürk Stadı’nda rüzgâr varmış.. o rüz- gâr sadece bize mi?.. Adamlar “O statta rüz- gâr var, orada oynamam” diyebilir mi? Kaç dep- lasman maçımızı tarla gibi sahalarda oynadı- ğımızı unuttuk mu yoksa!.. Türkiye Futbol Fe- derasyonu ya da Fatih Terim, koskoca Türki- ye’de bula bula Ali Sami Yen’i mi buldu? Önce burdan girdim söze; çünkü Türkiye bir imajdır ve Türkiye turizmde İspanya’nın bir nu- maralı rakibidir. Gelen İspanyollar, tribünde yer alan İspanyalı seyirciler ülkelerine dönünce kim- bilir ne anlatacaklar!.. maçı mı, hiç sanmıyorum; zaten maçı dünya gördü. Hiç kuşkunuz olma- sın İstanbul’u, Mecidiyeköy trafiğini, Ali Sami Yen mezbeleliğini anlatacaklardır. Daha maç başlarken düşüncelerimiz böyleydi. Maça ulusal takımımız 4 gün önceki Mad- rid kadrosu ile başladı. Belki o maçtaki hata- larımızı yinelemeyiz, belki Fatih Terim gerekli uyarıyı ve düzeltmeyi yapmıştır dedik. Aaa.. o da ne? İspanya Ulusal Marşı çalı- nırken stat ‘yuh’larla ‘ıslık’larla çınladı. Üstüne üstlük bir ayıp.. Dünyanın gözü önündeki bu re- zalet ne yazık ki hemen hemen her ulusal maç- ta oluyor. Önlenemez bir durum, ne yazık ki bir eğitim sorunu... Beraberliğe gelmişlerdi ama! İspanya beraberliğe gelmiş, belli.. topu do- laştırıyorlar, biz de onlara uyduk, maç bir an- da al gülüm ver gülüme döndü. Ta ki uzaktan bir şutun kaleci Volkan’ın 90’dan çıkarmasına dek... İspanya’dan puan almamız gerektiğini an- ladık neyse ve oynamaya başladık. Ama oy- nuyoruz da ne oynuyoruz.. tempomuz yüksek, ama telaşımız panik havası gibi.. Arda’nın pasına, ofsayttan fırlayan Tuncay’ın zor da ol- sa uzattığı topu Semih gole çevirince coşma- mız gerekirdi. Coştuk da.. ama Nihat.. Madrid’de düş kırıklığımız Nihat bizi bir kez daha yıktı. Devre arası düşünüyorum, Madrid maçının fotokopisi olur mu? Belki adamların istediği tek golle beraberlik.. gelir, diyorum ama, yenilgiyi düşünmedim doğrusu. Ne de olsa Volkan iyi bir gününde yine. İbrahim o sıralarda topu elle dü- zeltince ve gelen penaltı ile durum berabere olunca bu maç böyle biter dedim yine.. Hem maçı izliyorum hem de Torres’i. 50 mil- yon Avro’luk bu futbolcunun tek özelliği hızlı ol- ması, hızlı ama hızlı düşünemiyor.. ayrıca top- tan da hızlı, adeta kendine çalım atıyor. Del Bos- que Torres’in aldığı topları değerlendiremedi- ğini görünce kulübedeki Güiza’yı soktu oyuna.. Ve kadere bakın ki, Ulusal Takım, Güiza’nın mü- kemmel asisti ile sahadan yenik ayrıldı. Fatih Terim, Madrid maçındaki hatasını yi- neledi. Son dakikalarda yine takımda değişik- likler yaptı, Takımın en iyi oyuncusu Arda’yı çı- kardı, İspanyanın çok iyi tanıdığı, iki savun- macının bekçilik yaptığı Semih’i oyundan aldı. İyi gününde olmasa da Nihat’ı kenara çekti.. Nuri, Batuhan ve Sabri’den ne bekliyordu aca- ba Fatih Terim?.. Bir makine çalışırken içine ço- mak sokulmaz.. Bence bu üç golcü birden har- canmazdı. Terim’in amacı belki beraberlikti ama, medyamızın maç sonrası manşetlerine bak- mayın.. bir puan da bir şey değiştiremezdi za- ten... Yani kısaca, ‘ah’larla ‘of’larla arabesk şarkı söylemeye devam.. e-posta: ayucelman@cumhuriyet.com.tr Fatih Terim’i severim; halen de öyle. Ama ba- na göre ulusal takımdaki misyonunu artık ta- mamladı. En zor günlerinde herkes kendisini yer- den yere vururken yazılarımla yanında olmaya çalışmıştım. Biliyorum ki bugünler de geçmiş- te yaşadıkları kötü günlerin benzeri. Keşke İs- panya’yı yenseydik de Bosna da Belçika’ya en az bir maçta yenilmiş olsaydı. Aklımdan başka da bir şeyler geçmiyor ki. Bugüne kadar yanı- mızda olan şans da yoktu artık. Rövanştan ümit- liydim, hatta grup liderliğini garantileyen İs- panyollar için dergideki yazımda “İşimizi zor- laştırmazlar” diye bir ifade kullanmıştım. Yanıl- dığımı gördüm. 2010 mucizelere kaldı. Zor hem de çok zor. Bir sihirli değnek lazım. İspanya ile oynanan iki maça baktım. İkisinde de iyi fut- bol oynadığımız söylenemez. İlk karşılaşmada sahada kaldığımız 30 dakika vardı, Ali Sami Yen’de de yine bir o kadar. Fatih hocanın ulusal takıma çağırdıklarına ba- kıyorum, bir de çağırmadıklarına. Şu anda oy- nadıkları takımları başarıdan başarıya koşturan isimler ulusal takımda yoklar. Bir Sıvasspor, bir Kayserispor bir Gençlerbirliği veya başka başka takıımlardan hiçbir futbolcu bu ulusal takımda oy- namazlar mı? Yok böyle bir şey. O kadar çok ha- zır isim var ki... Şahsen Kayseri’den Mehmet To- puz’u, Eskişehir’den Engin’i, Beşiktaş’tan İbra- him Toraman’ı ve onlar gibilerini burada görmek isterdim. Fatih Terim’in kafasında bir şablon oluşmuş, bu şablonla devam ediyor. Bu şablo- nun içindekiler artık yetersiz kalıyorlar. İki kritik maçta ne yaptılar, neler verdiler 70 milyona. Ni- hat’ı, Tuncay’ı, iki Emre’si tel tel döküldüler. Au- relio da yoklar arasındaydı. Nerede Fenerbah- çe’deyken 3 kişilik oyununa alışık olduğumuz o Aurelio. İbrahim Üzülmez’in işi ne burada? Ka- lede kurtarışlarıyla Volkan oyunuyla da Arda. Ge- risi benim için yalandı. Sahada olup da görün- meyenlerin sayısı çokken bir de kenardan yapı- lan yanlışlar ortaya çıktı. Semih’in yerine Sabri’yi, Arda’nın yerine de Nuri’yi almak neyin nesi. Hem de bitime iki dakika kala Sabri mi, yoksa Nuri mi skoru değiştirecekti... Hem saha içinde hem de kenarda yanlışlar olur, ama bu kadarı olmaz. Gö- rüyorum ki Fatih Terim de artık eski Terim değil. Alıştığımız inancı, hırsı kalmamış. “Aslanlarım, koç- larım” demek de artık skora yansımıyor. Kalan maçlarda Bosna’nın puan kayıplarını beklemek- ten başka çaremiz yok. Unutmayalım ki bizim de hiç fire vermememiz gerekiyor. Bu nedenle de yeniden yapılanma şart. Terim şu süreçte ne yapıp edip bazı inatçılıkla- rından vazgeçmelidir. Bugünkü faturanın ağır olu- şu Terim’in çok sayıdaki formda oyuncuları gör- mezden gelmesi ile birlikte inatçılığındandır. Gü- ney Afrika’ya gitmezsek üzülür müyüz? Hayır. Ni- ye üzülelim? Çok şey yapıp da başarılı olamayan üzülür. Biz şu ana kadar üzülecek ne yaptık ki? G Ö R Ü Ş HİLMİ TÜRKAY Terim’in İnadõ! TERİM: HER ŞEY BİTMEDİ ULUSALLARA EFES PİLSEN’Lİ BASKETÇİLERDEN DESTEK DIŞ BASIN: İSPANYA TÜRK CEHENNEMİNDEN ÇIKTI Spor Servisi - 2010 Dünya Kupasõ elemelerinde İspanya’nõn Türkiye’yi 2-1 yenmesinin ardõndan, İspanyol basõnõ “Dünya Kupası’na!” ifadesini başlõğõna çõkartarak, İspanya’nõn gelecek maçta Bosna Hersek’i yenmesi halinde Güney Afrika’ya gitmeyi garantileyeceği belirtildi. “Bir olgunluk dersi. Türk cehenneminde yenik durumdan galibiyete kavuştuk. Del Bosque, Clemente’nin 31 maçlõk yenilmezlik rekorunu eşitledi. Türkiye deplasmanõnda tarihte ilk kez alõnan galibiyet, İspanya’yõ Dünya Kupasõ kapõsõndan 1.5 adõm içeri soktu.” El Pais: “İspanya, İstanbul’daki zor maçõ kazanõyor ve Dünya Kupasõ’na frensiz gidiyor. Türkiye, İspanya’dan sabõr, daha fazla mücadele ve konsantrasyon istedi.” ABC: “İspanya, zorluklara daha dayanõklõ olduğunu gösterdi. Asla inancõnõ kaybetmeyen İspanya vizeyi aldõ.” AS: “Güiza’ya 10 dakika yetiyor. Son dakikalarda oyuna giren bir futbolcuyu çok az kez en iyi seçtik, ama bu olayda hak etti.” “Maksimum güven. Gol sonrasõ tüm futbolcular Güiza’ya koştu.” UEFA: “Riera, Türkiye’nin öfkesini yatõştõrdõ. İspanyol oyuncu eşitliği bozarak Türkiye’nin kalbini kõrdõ” Fatih Terim. P U A N D U R U M U TAKIMLAR O G B M A Y P AVJ. İspanya 6 6 - - 13 2 18 +11 Bosna-Hersek 6 4 - 2 18 7 12 +11 TÜRKİYE 6 2 2 2 6 5 8 +1 Belçika 6 2 1 3 10 11 7 -1 Estonya 6 1 2 3 5 15 5 -10 Ermenistan 6 - 1 5 3 15 1 -12 PODOLSKİ’DEN KAPTANA TOKAT BAŞKAN UYARDI, LİNCOLN KOŞTU! Spor Servisi - Galatasaray’õn ‘so- runlu’ oyuncusu Lincoln, başkan Ad- nan Polat tarafõndan uyarõldõktan son- ra teknik direktör Bülent Korkmaz’a, “İsterseniz oynarõm” mesajõ verdi. Lin- coln’ün antrenman sonrasõ fazladan ça- lõşmasõ da dikkat çekti. Geçtiğimiz günlerde izinsiz olarak ül- kesine dönen Brezilyalõ oyuncuya pa- ra cezasõ veren yönetim bu kez Lincoln ile kapalõ kapõlar ardõnda görüştü. Fut- bol şubesinin başõna geçen başkan Po- lat, yõldõz oyuncuya “Kendine çeki dü- zen ver” dedi. Adnan Polat’õn Brezil- yalõya, “Sana yaptığımız yatırımlar ve verdiğimiz değer ortada. Birçok hatan oldu fakat biz sen ne istediy- sen yaptık, Hamburg maçında tek- nik direktörümüze karşı yaptığın saygısızlığa rağmen arkanda durduk. Son olarak izin vermediğimiz halde ülkene gitmen de bizi zor durumda bıraktı. G.Saray’dan ayrılmak isti- yorsan söyle” dediği öğrenildi. Galatasaray Teknik Direktörü Bülent Korkmaz ise Lincoln’ün fiziki açõğõ- nõ ekstra idmanlarla kapatmaya çalõşõ- yor. Korkmaz, takõm arkadaşlarõndan fi- zik olarak geride kalan oyuncu için faz- ladan antrenman koyarken, diğer oyun- cular dinlenirken Lincoln çalõştõ. Spor Servisi - Almanya Ulusal Takõmõ’nõn deplasmanda Galler’i 2-0 yendiği maçta kaptan Michael Ballack ile takõm arkadaşõ Lukas Podolski arasõnda çõkan olay maça damgasõnõ vurdu. Maçõn 2. yarõsõnda takõm arkadaşõnõ uyaran Ballack hiç beklemediği bir tepkiyle karşõlaşarak Podolski’den tokat yedi. Olayõn ardõndan kõsa süreli şaşkõnlõk yaşayan Ballack daha sonra Podolski’nin üzerine yürüdü, kavga büyümeden önlendi. ‘BEŞİKTAŞ OYNAYIP ŞAMPİYON OLACAK’ Spor Servisi - Beşiktaş Kulübü Genel Sekreteri Kenan Öner, Turkcell Süper Lig’de hak ederek şampiyon olmak istediklerini söyledi. Öner, Bağdat Caddesi’ndeki “Kartal Yuvası” mağazasõnõn açõlõş töreni sonrasõ basõn mensuplarõna yaptõğõ açõklamada, camianõn şampiyonluğa ihtiyacõ bulunduğunu ifade ederek, “Hak ederek, iyi top oynayarak şampiyon olmak istiyoruz” dedi. Öner “Nobre kalacak” diye konuştu. ALEX’İ DERBİYE SAKLIYORLAR Spor Servisi - Turkcell Süper Lig’de pazar günü Eskişehirspor ile Şükrü Saracoğlu’nda karşõlaşacak Fenerbahçe’de kaptan Alex’in riske edilmeyeceği öğrenildi. Önceki günkü antrenmanda sakatlõğõ nükseden Brezilyalõ yõldõz gelecek hafta oynanacak Galatasaray derbisi düşünülerek dinlendirilecek. Alex’in aynõ zamanda sarõ kart sõnõrõnda bulunmasõ Aragones’i böyle düşünmeye itti. Bu arada Fenerbahçe’nin Eskişehirspor maçõ öncesinde Avea tarafõndan Sarõ - Lacivertliler için üretilen ‘dünyanın en büyüğü’ olma niteliği taşõyan formasõ açõlacak. Forma Guiness hakemi Paul Kenny tarafõndan tescillenecek. Lincoln. Ulusal takım İspanya’ya karşı alınan 2-1’lik yenilginin ardından Dünya Kupası umutlarını zora soktu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear