Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 29 NİSAN 2009 ÇARŞAMBA
6 HABERLER
AVRUPA
GÜRAY ÖZ
Karanlık Günlerin
Ağır Kokusu
Pazartesi tuhaf bir gündü. Neredeyse bütün gün
bir çatışmanın haberiyle çalkalandı Türkiye. Yalnız
o çatışma değil, radikal dinci örgütlere yapılan bas-
kınlar, bir gecede 60 dolayında yerde yapılan ope-
rasyonlar günün içine sığmadı. O kadar da değil, ha-
berler bir kaos ortamının içinden fırlamış, gerçekle
uydurmanın, olmuşla olmamışın uyumsuz dansına
benziyordu. Salı sabahının gazeteleri ise beni, ar-
tık tarih olduğuna inanmak istediğim günlere gö-
türdüler.
12 Mart, 12 Eylül günlerine.
Gazeteleri okuyunca aradan geçen zamanın
sanki yaşanmamış olduğunu düşündüm. Kuşkusuz
öyle değildir. Bugün başka günlerdeyiz herhalde. O
geçip giden zamanı yaşayıp tükettik; ağır, ağrılı, san-
cılı yaşadık üstelik.
İşte 1 Mayıs’ın bunca yıldan sonra yeniden tatil
olmasından belli değil mi? Ve 1 Mayıs’ın o kanlı gün-
lere tanıklık etmiş Taksim Meydanı’nda kutlanma-
sına izin verilmemesinden de belli değil mi?
Ama dedim ya, biz o geçen zamanı yaşadık. Pe-
ki, ne oldu geçen zaman içinde? Geçen zaman için-
de sol, sosyalist siyasal partiler kuruldu, ama bir tür-
lü kitleselleşemediler. Seçimlerde varlık göstere-
mediler. Siyaset sahnesinde var olabilmenin yolla-
rını bulamadılar. Onların olamadığı yerde gün baş-
kalarına doğar. Başkaları örgütler kurar, kurdurur-
lar. Onlar belirler gündemi. Öyle oldu.
Peki, halka şimdi sorsak “Sol nedir, kime denir?”
diye, şu nevzuhur, yeni kurulmuş, kurdurulmuş “Dev-
rimci Karargâh” örgütünü mü gösterecek?
Hiç ilgisi yoktur ama, sokaktaki yurttaşın diyeceği,
“Evet bak kendine devrimci diyor ya” olacaktır.
Oysa pencereden açtığı ateşle bir komiseri, zaval-
lı bir aşçı yamağını öldüren, bir sürü polisi, bir ga-
zeteciyi yaralayan örgütün solla da, halkla bir ilgi-
si yoktur.
Buradan, bu tablodan; şu eski 12 Mart, 12 Eylül
günlerine benzeyen tablodan çıkan gerçek nedir?
Aslında pek acıdır o gerçek. Meydanda, gönül ve-
renler ne kadar saf ve masum olursa olsun, pro-
vokasyon örgütleri gezinmektedir. Sol siyasal par-
tiler 12 Mart’ların 12 Eylül’lerin vurduğu darbenin al-
tından kalkabilmiş değillerdir. Geçen zaman içinde
yine bugün kimi operasyonlarda elemanlarının ya-
kalandığı söylenen radikal dinci örgütlerse pıtrak gi-
bi çoğalmışlardır.
O örgütlerin çoğalması kötü bir işarettir, ama ben
size daha kötüsünü söyleyeyim. Bu örgütler ülke-
mizin hemen her yerinde büyük nüfusa ve nüfuza
ulaşmış cemaatler tarafından desteklenmektedirler.
Yani geniş bir kitle desteğine sahiptirler. O örgüt-
lerin elemanlarının yakalanmasının hiçbir anlamı yok-
tur. Geride bir karanlığın içinde kendi hayatlarını bul-
duğunu zanneden yüz binler var.
Tablo dün pek kötüydü. Kendimi 12 Mart günle-
rinde zannettim. Manşetler o günleri andırıyordu. O
günlerin ağır kokusu sardı ortalığı. Gazeteler san-
ki birden “şehir eşkiyasından” söz edecek diye dü-
şündüm. Koku “Balyoz Harekâtı” günlerinin ko-
kusudur. Ama zaten öyle bir “harekât” yok mu?
Kontrgerillayla, Susurluk’la, Susurluk kalıntılarıy-
la mücadele yön değiştirmedi mi? “Her şey birbi-
rine bağlıdır, bağlanabilir” mantığıyla yürütülen bir
dava kapsamında ülkenin aydınlarına, o eski gün-
lerden bugüne kontrgerillayla, Susurlukçularla mü-
cadele etmiş insanlara yönelmedi mi?
Kontrgerillanın mahzenlerinde işkenceden ge-
çirilmiş olanlar yargılanmıyor mu? 12 Eylül’ün lideri
değil herhalde yargılanan. O yargılanamıyor. O,
uzun bir süre oturduğu Çankaya’nın hatırlı konu-
ğudur hâlâ.
Ama dedim ya bütün bunlar önemli değildir.
Önemli olan, ülkenin altındaki zeminin kayıp git-
mekte oluşudur.
Cemaatler karanlık bir dünya görüşünün etkin tem-
silcileri olarak yığınları sarıyor. Kürtler ise geçen za-
man içinde ülke içinde birlikte yaşayabilmenin ta-
dını, ayrılıkçılığın aldatıcı hazzıyla değiştiriyorlar. Se-
çim sonuçlarını “Kürdistan’ın sınırlarını belirleyen
işaret” olarak görüyorlar.
Cemaatlerin Kürtlerle de yakından ilgilendiğinin
belirtileri ise son günlerin şaşırtıcı operasyonların-
da cisimleşiyor. Cemaatlerin en büyüğü “Ben her
yerde ve orada da varım” diyor. Tehlike “Ben her
yerdeyim” diyor da, farkında mıyız onu bilmiyorum
işte.
Çünkü pek karışıktır ortalık.
12 Mart, 12 Eylül günlerine benziyor yaşadığımız
günler.
e-posta: guray@cumhuriyet.com.tr
20 madde üzerinde çalõşan AKP Anayasa Mahkemesi’yle ilgili maddeleri değiştirmek istiyor
AKP’ninanayasapaketihazõrEMİNE KAPLAN
ANKARA - Yeni bir kapatma da-
vasõyla karşõlaşmak istemeyen, tür-
ban gibi düzenlemelerin Anayasa
Mahkemesi’nden dönmesini engel-
lemek isteyen AKP, anayasa deği-
şikliği paketini bu kaygõlarõ üzerine
kuruyor. AKP’nin hazõrladõğõ yak-
laşõk 20 maddelik anayasa paketi tas-
lağõnda, siyasi partilerin kapatõlma-
sõnõn Venedik kriterlerine bağlan-
masõ, Anayasa Mahkemesi’nin ya-
põsõnõn tamamen değiştirilmesi ön-
görülüyor. Pakette, bunlarõn dõşõnda
kadõna pozitif ayrõmcõlõk, Cumhur-
başkanõ Abdullah Gül’ün görev
süresinin 7 yõl olmasõ ve ikinci kez
de seçilebilmesi, yerel seçimlerin
sonbahara kaydõrõlmasõ gibi düzen-
meler de yer alõyor. YAŞ ve
HSYK’nin kararlarõnõn yargõ dene-
timine açõlmasõna ilişkin düzenle-
melerin pakette yer alõp almayacağõ
tartõşõlõrken, pakete son şeklini Baş-
bakan Tayyip Erdoğan verecek.
AKP, anayasa değişikliği paketi
üzerindeki çalõşmalarõ büyük oran-
da tamamladõ. Yaklaşõk 20 madde-
lik bir paket taslağõ hazõrlayan
AKP, Başbakan Tayyip Erdoğan’õn
onay vermesinin ardõndan paketi si-
yasi partilerin görüşüne sunacak.
Anayasa Mahkemesi’nin yapõsõ, si-
yasi partilerin kapatõlmasõ, Gül’ün
görev süresiyle ilgili düzenlemeler
Erdoğan’õn kararõndan sonra netle-
şecek. Pakette yer almasõ planlanan
değişiklikler şöyle:
Pozitif ayrımcılık: Anaya-
sanõn “kanun önünde eşitlik” baş-
lõklõ 10. maddesinde “Kadınlar ve
erkekler eşit haklara sahiptir” fõk-
rasõna “Bu maksatla alınacak ted-
birler eşitlik ilkesine aykırı sayı-
lamaz” tümcesi eklenecek. Madde-
ye ayrõca, yaşlõlar, çocuklar ve özür-
lülerle ilgili pozitif ayrõmcõlõk yapõ-
labileceğine ilişkin fõkra eklenecek.
İnsan onuru: “Temel hak ve
hürriyetlerin niteliği” başlõklõ 12.
maddeye, “insan onuruna doku-
nulamaz” tümcesi eklenecek.
Kişisel verilerin korunma-
sı: “Kişi hürriyeti ve güvenliği”
başlõklõ 19. maddesine, kişisel veri-
lerin korunmasõ ve güvence altõna
alõnmasõna ilişkin bir hüküm getiri-
lecek.
Yurtdışı yasağına mahke-
me koşulu: “Yerleşme ve seya-
hat hürriyeti” başlõklõ 23. madde-
ye “kişilere getirilen yurtdışı ya-
sağının ancak mahkeme kararıy-
la verilebileceği” hükmü eklenecek.
Böylece, kamu idaresinin kararõyla
kişilere yurtdõşõ yasağõ konmasõ en-
gellenecek.
Kamu denetçiliği: Anaya-
saya “kamu denetçiliği kurumu”
oluşturulmasõna ilişkin bir madde
eklenecek.
Siyasi partilerin kapatıl-
ması: “Siyasi partilerin uyacak-
ları esaslar” başlõklõ 69. madde ye-
niden düzenlenerek, siyasi partilerin
kapatõlmasõna Venedik kriterleri ge-
tirilecek.
Buna göre odak tanõmõ değişecek.
Şiddete ve teröre karõşmadõğõ süre-
ce hiçbir parti kapatõlmayacak. Yar-
gõtay Cumhuriyet Başsavcõsõ’nõn
kapatma davasõ açmasõnõn önüne
geçecek formül üzerinde çalõşõlõ-
yor. Bunun için siyasi partilere ka-
patma davasõ açabilmek için
TBMM’nin veya belirlenecek bir ku-
rulun onay vermesi koşulu getiril-
mesi planlanõyor.
Türkiye milletvekilliği: Ana-
yasanõn “Cumhuriyetin temel or-
ganları” bölümüne “Türkiye mil-
letvekilliği” ya da başka bir ifadey-
Hükümet, siyasi partilerin kapatõlmasõnõ zorlaştõrmak için Venedik kriterlerini getirmek
istiyor. Pakette, bunlarõn dõşõnda kadõna pozitif ayrõmcõlõk, Gül’ün görev süresi ve ikinci
kez seçilebilmesine ilişkin düzenlemeler yer alõyor.
le 100 milletvekilinin partilerin al-
dõklarõ oy oranõna göre dağõtõlmasõnõ
öngören bir madde getirilecek.
Anayasa Mahkemesi’nin
yapısı: Anayasa Mahkemesi’yle il-
gili olarak “mahkemenin kurulu-
şu” başlõklõ 146, “üyeliğin sona er-
mesi” başlõklõ 147, “görev ve yet-
kileri” başlõklõ 148, “iptal davası”
başlõklõ 150, “dava açma süresi”
başlõklõ 151, “anayasaya aykırılı-
ğın diğer mahkemelerde ileri sü-
rülmesi” başlõklõ 152, “Anayasa
Mahkemesi’nin kararları” baş-
lõklõ 153. maddeleri değiştirilecek.
Bu kapsamda, Anayasa Mahkeme-
si’ne bireysel başvuru hakkõ geti-
rilmesi, mahkemenin üye sayõsõnõn
arttõrõlarak bir kõsmõnõn TBMM ta-
rafõndan seçilmesi, yapõsõnõn iki
daire olarak yeniden düzenlenmesi,
mahkemenin türban düzenlemele-
rinde olduğu gibi anayasa değişik-
liklerini iptal edemeyecek şekilde
denetim yetkisinin sõnõrlandõrõlma-
sõ gibi düzenlemeler üzerinde du-
ruluyor.
Geçici maddeler: Anayasaya
geçici maddeler eklenerek Cum-
hurbaşkanõ Abdullah Gül’ün gö-
rev süresinin 7 yõl olmasõ ve eski
cumhurbaşkanlarõ da dahil olmak
üzere ikinci kez seçilebilmesi, bu
parlamentonun görev süresinin 5 yõl
olmasõ, yerel seçimlerin bir defaya
özgü olmak üzere 4.5 yõlda yapõl-
masõ ve 2014 yõlõnõn mart ayõ yeri-
ne 2013 yõlõnõn ekim ya da kasõm
ayõnda gerçekleştirilmesine ilişkin
düzenlemeler yer alacak.
AKP, bunlarõn dõşõnda YAŞ ile
Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Ku-
rulu’nun (HSYK) kararlarõnõn yar-
gõ denetimine açõlmasõ gibi düzen-
lemelerin pakette yer alõp almaya-
cağõnõ da tartõşõyor.
Anayasa Mahkemesi’nin yapõsõ,
siyasi partilerin kapatõlmasõ, Gül’ün
görev süresiyle ilgili düzenlemele-
rin Erdoğan’õn kararõndan sonra
netleşeceği belirtiliyor.
ŞAHİN’İN FENER GELGİTLERİ
Adli yardım
istemi Türkçe
gönderilmiş
Almanya savcõlõğõnõn Deniz Feneri
vurgununun asõl failleri olarak
nitelendirdiği 16 kişiyle ilgili adli yardõm
dosyasõnõn Türkçe olduğu ortaya çõktõ.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, Deniz
Feneri dosyasõ ile ilgili açõklamalarõ nede-
niyle Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şahin’i
istifaya çağõrdõ.
CHP lideri Baykal, dünkü grup toplantõ-
sõnda Deniz Feneri davasõ ile ilgili değer-
lendirmeler yaptõ. “Türk kamuoyu açık-
ça Adalet Bakanı tarafından aldatıl-
mıştır, yanıltılmıştır. Bunun hesabı ve-
rilmelidir” diyen Baykal şunlarõ söyledi:
“Deniz Feneri ne oldu? Yayın yasağı
var. Ama Ergenekon konusunda yayın
serbest. Bu ne biçim adalet ve adil uy-
gulama? On binlerce insan dinleniyor.
70 milyonu dinleyebilecek altyapı kur-
muşsun ve elde edilen çok özel bilgileri
insanları mahkûm etmek, şereflerini
çiğnemek için kullanıyorsun. Ondan
sonra da ‘hak, hukuk, adalet ve hukuka gü-
ven’ diyoruz. Deniz Feneri dosyasını
aylarca bekledik. Sonra geldi, tercüme
ediyoruz dediler. Tek dosya var, Türk-
çe yolladık, diye açıklama yapıldı... Tür-
kiye aylardır neyi bekliyordu? Tercüme
edilmesini... Bunu kim söylüyordu? Ada-
let Bakanı... Böyle manzara olur mu, şa-
ka gibi... Derhal o Adalet Bakanı’nın ora-
dan ayrılması lazım. 70 milyonu aldat-
maya çalışacaksınız... Siz Deniz Feneri’ni
himaye edeceksiniz, o sanıkları kolla-
yacaksınız diye Türk halkına bu kadar
kaba yalan söylenmesine nasıl göz yu-
marsınız? O yalan ortaya çıktıktan son-
ra o kişinin Adalet Bakanı diye dolaş-
ması Türk halkına hakaret değil midir?
Gereği derhal yapılmalıdır. Aranan 16
kişi var, Almanya onlarla ilgili bilgi is-
tiyor. Bu arada ne oluyor? Aranan ve
hakkında bilgi istenen kişiler İstanbul Be-
lediyesi’nde ballı ihaleleri almaya devam
ediyorlar. Türkiye anayasa değiştire-
cekmiş, yargıyı adam edeceklermiş!..
Sen önce var olan kuralları işlet... Deniz
Feneri olayı bu iktidar için dokunulmaz,
ele alınmaz, araştırılmaz bir konudur.
Neden bu kadar korkuyorlar, altından
ne çıkacak?”
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Alman-
ya savcõlõğõnõn Deniz
Feneri vurgununun asõl
failleri olarak nitelen-
dirdiği 16 kişiyle ilgili
Ankara’ya gönderdiği
ve Adalet Bakanõ Meh-
met Ali Şahin’in çevi-
risinin yapõldõğõnõ söy-
lediği adli yardõm dos-
yasõnõn Türkçe olduğu
ortaya çõktõ.
Deniz Feneri vurgu-
nunda her geçen gün
skandal zincirine yenileri
ekleniyor. Frankfurt
Savcõlõğõ, asõl failler ola-
rak nitelenen RTÜK
Başkanõ ve Kanal 7 Te-
levizyonu Yönetim Ku-
rulu Başkanõ Zekeriya
Karaman’õn da arala-
rõnda bulunduğu 16 şüp-
heli hakkõnda yeni bir
soruşturma için düğme-
ye basarken, bu kişilerin
ifadelerinin alõnmasõ ve
hesap hareketlerinin
gönderilmesi istemli ya-
zõsõnõ Türkiye’ye gön-
derdi. Adalet Bakanlõğõ
ilk başta böyle bir dos-
yanõn kendilerine ulaş-
madõğõnõ açõklarken, Al-
man savcõlõğõ aylar önce
gönderdiklerini duyur-
du. Bu karmaşa sürer-
ken, Şahin, adli yardõm
isteminin bakanlõğa ge-
çen cuma günü ulaştõğõ-
nõ açõkladõ. Şahin, Al-
manya’nõn talebinin ne
olduğunun anlaşõlabil-
mesi için gönderilen ev-
raklarõn tercüme edil-
mesi gerektiğini, bunun
da bu hafta içinde yapõ-
labileceğini söyledi. An-
cak Frankfurt Savcõlõk
Sözcüsü Doris Müller-
Scheu, Türkiye’den is-
tenen adli yardõm dos-
yasõnõn Almancasõnõn
yanõ sõra Türkçe çeviri-
sinin de yapõldõğõnõ bil-
dirdi.
Adalet Bakanõ Şahin,
dün bakanlõktan ayrõlõr-
ken gazetecilerin Deniz
Feneri davasõna ilişkin
sorularõnõ yanõtladõ. Ba-
kan Şahin, bir soru üze-
rine, Almanya’nõn An-
kara Büyükelçiliği’nin
cuma günü davaya iliş-
kin bir başka dosya da-
ha getirdiğini belirterek
şunlarõ söyledi:
“Adli yardım talebi
içeren bir dosya. Şu
anda bu dosya değer-
lendiriliyor. Eğer bir
eksiklik varsa karşı ta-
rafa bildirilir, yoksa
Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığı’na gönde-
rilir. Biz Adalet Ba-
kanlığı olarak içeri-
ğiyle ilgilenmiyoruz.
Bizim görev alanımız
değil. Cuma günü ge-
len dosyanın hem Al-
mancası var hem
Türkçesi var. Cuma
günü bana geldiğinde
arkadaşlarımız içeri-
ğiyle ilgili bana bilgi
vermemişlerdi. Dün
bilgi aldım, ayrıca bu
dosyanın Türkçesini de
göndermişler.”
Şahin, 16 kişi hakkõn-
da belge istendiğine iliş-
kin iddialarõn bulundu-
ğunun anõmsatõlmasõ
üzerine, “Ne sayı, ne
şahıslar, ne neyle it-
ham ediliyorlar... Bu
konu tamamen Adalet
Bakanlığı olarak bizim
görevimizin dışında-
dır. Biz bunlarla ilgi-
lenmiyoruz” dedi.
Yabancõ üniversitenin Türkiye şubesi olmasõ gündemde
‘Ruhban’a çözüm arayışı
BAHADIR SELİM DİLEK
ANKARA - ABD Başkanõ Barack
Obama’nõn Türkiye ziyaretinde gündeme
getirdiği Heybeliada Ruhban Okulu’nun
açõlmasõ için formül arayõşlarõ hõzlandõ.
Ruhban okulunun, İstanbul Üniverstesi ya
da ortaöğretim düzeyinde Milli Eğitim Ba-
kanlõğõ’na bağlanmasõ dõşõnda, AB üye-
si bir ülkedeki üniversitenin Türkiye’de-
ki şubesi olarak faaliyet göstermesi de gün-
deme geldi.
Dõşişleri Bakanlõğõ, okulun açõlabilmesi
için çeşitli formüller üzerinde duruyor.
Edinilen bilgilere göre ruhban okulunun faa-
liyete geçebilmesi için öncelikle okulun han-
gi düzeyde açõlacağõna karar verilmesi ge-
rekiyor.Üzerinde çalõşõlan formüllerden il-
ki, Heybeliada Ruhban Okulu’nun, meslek
yüksekokulu olarak 2 yõllõk eğitim verecek
şekilde İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fa-
kültesi’ne bağlanmasõnõ öngörüyor. İkinci
formülde ise ruhban okulunun ortaöğretim
düzeyinde Milli Eğitim Bakanlõğõ’na (MEB)
bağlanmasõ söz konusu olacak.
Üzerinde değerlendirme yapõlan bir baş-
ka formüle göre de Heybeliada Ruhban
Okulu’nun, AB üyesi bir ülke üniversitesinin
Türkiye’deki şubesi olarak açõlmasõ düşü-
nülüyor. Sürecin işleyebilmesi için ilk ola-
rak bir AB üniversitesinin teoloji bölümü-
nün Türkiye’de şube açmak için önce hü-
kümete başvuruda bulunmasõ, sonra da
YÖK’ten denklik almasõ gerekiyor.
Sonrasõnda ise Fener Rum Patriği Bart-
holomeos tarafõndan okutman olarak be-
lirlenen kişilere eğitimci statüsü verilmesi
öngörülüyor. Böyle bir formülün öne çõk-
masõ durumunda, Yunanistan’daki bir üni-
versitenin din eğitimi veren bir fakültesinin
Türkiye’de, ruhban okulunu bünyesine
alan bir şube açmasõ gündeme gelebilecek.
CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ KILIÇDAROĞLU
‘Deniz Feneri’nin avukatõ olsun’
İLHAN TAŞCI
ANKARA - CHP Grup Başkan-
vekili Kemal Kılıçdaroğlu, “Sayın
Şahin bakanlığı bıraksın, Deniz
Feneri’nin avukatlığını yapsın” di-
ye konuştu.
Kõlõçdaroğlu, başta Adalet Ba-
kanõ olmak üzere AKP yetkililerinin
Deniz Feneri olayõnõn içinde
AKP’nin isminin geçtiğini bildik-
lerini belirterek “Olayı zamana
yayarak unutturmaya çalışıyor-
ları” dedi. Adalet Bakanõ Meh-
met Ali Şahin ve bakanlõğõn inan-
dõrõcõlõğõnõ kaybettiğine işaret eden
Kõlõçdaroğlu, şunlarõ söyledi:
“Bence Adalet Bakanı’nın gö-
revinden istifa edip Deniz Fene-
ri’nin avukatlığına soyunması la-
zım. Başbakan Erdoğan da bu
olayların içinde sanıyorum. Dos-
yalar açıklandığında bunlar çok
net gözükecek.”
ATV VE SABAH’TAKİ GREVİN 75. GÜNÜ
TGS yöneticilerinden ziyaret
İstanbul Haber Servisi - Türkiye
Gazeteciler Sendikasõ’nõn (TGS) ha-
len görevdeki yöneticileri ile eski baş-
kanlarõ ve yöneticileri atv televizyo-
nu, Sabah gazetesi ve dergiler gru-
bunun bağlõ olduğu Turkuvaz Gru-
bu’nda 75 gündür grevde olan gaze-
tecilere destek ziyaretinde bulundu.
atv ve Sabah gazetesinin Bal-
mumcu’daki merkez binasõnda ger-
çekleşen ziyaret sõrasõnda konuşan
TGS Genel Başkanõ Ercan Sadık
İpekçi, Turkuvaz işyerlerinde baş-
latõlan grevin, basõn özgürlüğü ve
editoryal bağõmsõzlõk mücadelesi
olduğunu söyledi. Ziyarette konuşan
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC)
Başkanõ ve eski TGS Genel Başka-
nõ Orhan Erinç ile yine eski TGS
genel başkanlarõndan Nail Güreli,
Ziya Sonay, Şükran Soner ve
Behzat Erkoç grevde bulunan ga-
zetecileri sonuna kadar destekle-
diklerini belirttiler.
Büyükelçi’den Sarıgül’e ziyaret
İstanbul Haber Servisi - Almanya
Büyükelçisi Dr. Eckart Kuntz, Şişli Belediye
Başkanõ Mustafa Sarõgül’ü ziyaret etti.
Belediyenin Esentepe’deki binasõna gelerek
Sarõgül’le makam odasõnda görüşen Kuntz,
yerel seçim başarõsõndan dolayõ kendisini
kutladõ. Görüşmede Sarõgül, Alman
büyükelçiye Şişli Belediyesi’nin başta Münih
Belediyesi olmak üzere, Almanya’daki çeşitli
belediyelerle yaptõğõ ortak projeler ve işbirliği
çalõşmalarõ hakkõnda bilgi verdi.
ADD’den sağduyu çağrısı
İstanbul Haber Servisi - Avrupa
Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyonu
Genel Başkanõ Dursun Atõlgan, Türkiye’nin
başlõca sorunlarõnõn DTP’nin Türkiye’yi
bölme çabasõ, PKK ve El Kaide gibi belli başlõ
õrkçõ-bölücü terör odaklarõna yeni eklemlerin
ortaya çõktõğõnõn anlaşõlmasõ, Ergenekon
davasõnõn siyasallaşarak suçlu ile suçsuzun
birbirine karõştõğõ bir ortama gidilmesi olarak
sõraladõ. Atõlgan, Çağdaş Yaşamõ Destekleme
Derneği ile Atatürkçü Düşünce Derneği gibi
kuruluşlarõn, “çağdaşlaşma yolunda hizmet
verdikleri için amaçlõ olduğu anlaşõlan
yorumlarla, cezalandõrõlmak istendikleri
izlenimi edinildiğini belirtti.
CHP lideri Baykal, yalanı ortaya çıkanın Adalet Bakanı diye dolaşamayacağını söyledi
‘Şahin derhal görevden ayrõlmalõ’
Heybeliada’daki Ruhban Okulu’nun açılması için formül arayışları hızlandı.