28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 29 NİSAN 2009 ÇARŞAMBA 6 HABERLER AVRUPA GÜRAY ÖZ Karanlık Günlerin Ağır Kokusu Pazartesi tuhaf bir gündü. Neredeyse bütün gün bir çatışmanın haberiyle çalkalandı Türkiye. Yalnız o çatışma değil, radikal dinci örgütlere yapılan bas- kınlar, bir gecede 60 dolayında yerde yapılan ope- rasyonlar günün içine sığmadı. O kadar da değil, ha- berler bir kaos ortamının içinden fırlamış, gerçekle uydurmanın, olmuşla olmamışın uyumsuz dansına benziyordu. Salı sabahının gazeteleri ise beni, ar- tık tarih olduğuna inanmak istediğim günlere gö- türdüler. 12 Mart, 12 Eylül günlerine. Gazeteleri okuyunca aradan geçen zamanın sanki yaşanmamış olduğunu düşündüm. Kuşkusuz öyle değildir. Bugün başka günlerdeyiz herhalde. O geçip giden zamanı yaşayıp tükettik; ağır, ağrılı, san- cılı yaşadık üstelik. İşte 1 Mayıs’ın bunca yıldan sonra yeniden tatil olmasından belli değil mi? Ve 1 Mayıs’ın o kanlı gün- lere tanıklık etmiş Taksim Meydanı’nda kutlanma- sına izin verilmemesinden de belli değil mi? Ama dedim ya, biz o geçen zamanı yaşadık. Pe- ki, ne oldu geçen zaman içinde? Geçen zaman için- de sol, sosyalist siyasal partiler kuruldu, ama bir tür- lü kitleselleşemediler. Seçimlerde varlık göstere- mediler. Siyaset sahnesinde var olabilmenin yolla- rını bulamadılar. Onların olamadığı yerde gün baş- kalarına doğar. Başkaları örgütler kurar, kurdurur- lar. Onlar belirler gündemi. Öyle oldu. Peki, halka şimdi sorsak “Sol nedir, kime denir?” diye, şu nevzuhur, yeni kurulmuş, kurdurulmuş “Dev- rimci Karargâh” örgütünü mü gösterecek? Hiç ilgisi yoktur ama, sokaktaki yurttaşın diyeceği, “Evet bak kendine devrimci diyor ya” olacaktır. Oysa pencereden açtığı ateşle bir komiseri, zaval- lı bir aşçı yamağını öldüren, bir sürü polisi, bir ga- zeteciyi yaralayan örgütün solla da, halkla bir ilgi- si yoktur. Buradan, bu tablodan; şu eski 12 Mart, 12 Eylül günlerine benzeyen tablodan çıkan gerçek nedir? Aslında pek acıdır o gerçek. Meydanda, gönül ve- renler ne kadar saf ve masum olursa olsun, pro- vokasyon örgütleri gezinmektedir. Sol siyasal par- tiler 12 Mart’ların 12 Eylül’lerin vurduğu darbenin al- tından kalkabilmiş değillerdir. Geçen zaman içinde yine bugün kimi operasyonlarda elemanlarının ya- kalandığı söylenen radikal dinci örgütlerse pıtrak gi- bi çoğalmışlardır. O örgütlerin çoğalması kötü bir işarettir, ama ben size daha kötüsünü söyleyeyim. Bu örgütler ülke- mizin hemen her yerinde büyük nüfusa ve nüfuza ulaşmış cemaatler tarafından desteklenmektedirler. Yani geniş bir kitle desteğine sahiptirler. O örgüt- lerin elemanlarının yakalanmasının hiçbir anlamı yok- tur. Geride bir karanlığın içinde kendi hayatlarını bul- duğunu zanneden yüz binler var. Tablo dün pek kötüydü. Kendimi 12 Mart günle- rinde zannettim. Manşetler o günleri andırıyordu. O günlerin ağır kokusu sardı ortalığı. Gazeteler san- ki birden “şehir eşkiyasından” söz edecek diye dü- şündüm. Koku “Balyoz Harekâtı” günlerinin ko- kusudur. Ama zaten öyle bir “harekât” yok mu? Kontrgerillayla, Susurluk’la, Susurluk kalıntılarıy- la mücadele yön değiştirmedi mi? “Her şey birbi- rine bağlıdır, bağlanabilir” mantığıyla yürütülen bir dava kapsamında ülkenin aydınlarına, o eski gün- lerden bugüne kontrgerillayla, Susurlukçularla mü- cadele etmiş insanlara yönelmedi mi? Kontrgerillanın mahzenlerinde işkenceden ge- çirilmiş olanlar yargılanmıyor mu? 12 Eylül’ün lideri değil herhalde yargılanan. O yargılanamıyor. O, uzun bir süre oturduğu Çankaya’nın hatırlı konu- ğudur hâlâ. Ama dedim ya bütün bunlar önemli değildir. Önemli olan, ülkenin altındaki zeminin kayıp git- mekte oluşudur. Cemaatler karanlık bir dünya görüşünün etkin tem- silcileri olarak yığınları sarıyor. Kürtler ise geçen za- man içinde ülke içinde birlikte yaşayabilmenin ta- dını, ayrılıkçılığın aldatıcı hazzıyla değiştiriyorlar. Se- çim sonuçlarını “Kürdistan’ın sınırlarını belirleyen işaret” olarak görüyorlar. Cemaatlerin Kürtlerle de yakından ilgilendiğinin belirtileri ise son günlerin şaşırtıcı operasyonların- da cisimleşiyor. Cemaatlerin en büyüğü “Ben her yerde ve orada da varım” diyor. Tehlike “Ben her yerdeyim” diyor da, farkında mıyız onu bilmiyorum işte. Çünkü pek karışıktır ortalık. 12 Mart, 12 Eylül günlerine benziyor yaşadığımız günler. e-posta: guray@cumhuriyet.com.tr 20 madde üzerinde çalõşan AKP Anayasa Mahkemesi’yle ilgili maddeleri değiştirmek istiyor AKP’ninanayasapaketihazõrEMİNE KAPLAN ANKARA - Yeni bir kapatma da- vasõyla karşõlaşmak istemeyen, tür- ban gibi düzenlemelerin Anayasa Mahkemesi’nden dönmesini engel- lemek isteyen AKP, anayasa deği- şikliği paketini bu kaygõlarõ üzerine kuruyor. AKP’nin hazõrladõğõ yak- laşõk 20 maddelik anayasa paketi tas- lağõnda, siyasi partilerin kapatõlma- sõnõn Venedik kriterlerine bağlan- masõ, Anayasa Mahkemesi’nin ya- põsõnõn tamamen değiştirilmesi ön- görülüyor. Pakette, bunlarõn dõşõnda kadõna pozitif ayrõmcõlõk, Cumhur- başkanõ Abdullah Gül’ün görev süresinin 7 yõl olmasõ ve ikinci kez de seçilebilmesi, yerel seçimlerin sonbahara kaydõrõlmasõ gibi düzen- meler de yer alõyor. YAŞ ve HSYK’nin kararlarõnõn yargõ dene- timine açõlmasõna ilişkin düzenle- melerin pakette yer alõp almayacağõ tartõşõlõrken, pakete son şeklini Baş- bakan Tayyip Erdoğan verecek. AKP, anayasa değişikliği paketi üzerindeki çalõşmalarõ büyük oran- da tamamladõ. Yaklaşõk 20 madde- lik bir paket taslağõ hazõrlayan AKP, Başbakan Tayyip Erdoğan’õn onay vermesinin ardõndan paketi si- yasi partilerin görüşüne sunacak. Anayasa Mahkemesi’nin yapõsõ, si- yasi partilerin kapatõlmasõ, Gül’ün görev süresiyle ilgili düzenlemeler Erdoğan’õn kararõndan sonra netle- şecek. Pakette yer almasõ planlanan değişiklikler şöyle: Pozitif ayrımcılık: Anaya- sanõn “kanun önünde eşitlik” baş- lõklõ 10. maddesinde “Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir” fõk- rasõna “Bu maksatla alınacak ted- birler eşitlik ilkesine aykırı sayı- lamaz” tümcesi eklenecek. Madde- ye ayrõca, yaşlõlar, çocuklar ve özür- lülerle ilgili pozitif ayrõmcõlõk yapõ- labileceğine ilişkin fõkra eklenecek. İnsan onuru: “Temel hak ve hürriyetlerin niteliği” başlõklõ 12. maddeye, “insan onuruna doku- nulamaz” tümcesi eklenecek. Kişisel verilerin korunma- sı: “Kişi hürriyeti ve güvenliği” başlõklõ 19. maddesine, kişisel veri- lerin korunmasõ ve güvence altõna alõnmasõna ilişkin bir hüküm getiri- lecek. Yurtdışı yasağına mahke- me koşulu: “Yerleşme ve seya- hat hürriyeti” başlõklõ 23. madde- ye “kişilere getirilen yurtdışı ya- sağının ancak mahkeme kararıy- la verilebileceği” hükmü eklenecek. Böylece, kamu idaresinin kararõyla kişilere yurtdõşõ yasağõ konmasõ en- gellenecek. Kamu denetçiliği: Anaya- saya “kamu denetçiliği kurumu” oluşturulmasõna ilişkin bir madde eklenecek. Siyasi partilerin kapatıl- ması: “Siyasi partilerin uyacak- ları esaslar” başlõklõ 69. madde ye- niden düzenlenerek, siyasi partilerin kapatõlmasõna Venedik kriterleri ge- tirilecek. Buna göre odak tanõmõ değişecek. Şiddete ve teröre karõşmadõğõ süre- ce hiçbir parti kapatõlmayacak. Yar- gõtay Cumhuriyet Başsavcõsõ’nõn kapatma davasõ açmasõnõn önüne geçecek formül üzerinde çalõşõlõ- yor. Bunun için siyasi partilere ka- patma davasõ açabilmek için TBMM’nin veya belirlenecek bir ku- rulun onay vermesi koşulu getiril- mesi planlanõyor. Türkiye milletvekilliği: Ana- yasanõn “Cumhuriyetin temel or- ganları” bölümüne “Türkiye mil- letvekilliği” ya da başka bir ifadey- Hükümet, siyasi partilerin kapatõlmasõnõ zorlaştõrmak için Venedik kriterlerini getirmek istiyor. Pakette, bunlarõn dõşõnda kadõna pozitif ayrõmcõlõk, Gül’ün görev süresi ve ikinci kez seçilebilmesine ilişkin düzenlemeler yer alõyor. le 100 milletvekilinin partilerin al- dõklarõ oy oranõna göre dağõtõlmasõnõ öngören bir madde getirilecek. Anayasa Mahkemesi’nin yapısı: Anayasa Mahkemesi’yle il- gili olarak “mahkemenin kurulu- şu” başlõklõ 146, “üyeliğin sona er- mesi” başlõklõ 147, “görev ve yet- kileri” başlõklõ 148, “iptal davası” başlõklõ 150, “dava açma süresi” başlõklõ 151, “anayasaya aykırılı- ğın diğer mahkemelerde ileri sü- rülmesi” başlõklõ 152, “Anayasa Mahkemesi’nin kararları” baş- lõklõ 153. maddeleri değiştirilecek. Bu kapsamda, Anayasa Mahkeme- si’ne bireysel başvuru hakkõ geti- rilmesi, mahkemenin üye sayõsõnõn arttõrõlarak bir kõsmõnõn TBMM ta- rafõndan seçilmesi, yapõsõnõn iki daire olarak yeniden düzenlenmesi, mahkemenin türban düzenlemele- rinde olduğu gibi anayasa değişik- liklerini iptal edemeyecek şekilde denetim yetkisinin sõnõrlandõrõlma- sõ gibi düzenlemeler üzerinde du- ruluyor. Geçici maddeler: Anayasaya geçici maddeler eklenerek Cum- hurbaşkanõ Abdullah Gül’ün gö- rev süresinin 7 yõl olmasõ ve eski cumhurbaşkanlarõ da dahil olmak üzere ikinci kez seçilebilmesi, bu parlamentonun görev süresinin 5 yõl olmasõ, yerel seçimlerin bir defaya özgü olmak üzere 4.5 yõlda yapõl- masõ ve 2014 yõlõnõn mart ayõ yeri- ne 2013 yõlõnõn ekim ya da kasõm ayõnda gerçekleştirilmesine ilişkin düzenlemeler yer alacak. AKP, bunlarõn dõşõnda YAŞ ile Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Ku- rulu’nun (HSYK) kararlarõnõn yar- gõ denetimine açõlmasõ gibi düzen- lemelerin pakette yer alõp almaya- cağõnõ da tartõşõyor. Anayasa Mahkemesi’nin yapõsõ, siyasi partilerin kapatõlmasõ, Gül’ün görev süresiyle ilgili düzenlemele- rin Erdoğan’õn kararõndan sonra netleşeceği belirtiliyor. ŞAHİN’İN FENER GELGİTLERİ Adli yardım istemi Türkçe gönderilmiş Almanya savcõlõğõnõn Deniz Feneri vurgununun asõl failleri olarak nitelendirdiği 16 kişiyle ilgili adli yardõm dosyasõnõn Türkçe olduğu ortaya çõktõ. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, Deniz Feneri dosyasõ ile ilgili açõklamalarõ nede- niyle Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şahin’i istifaya çağõrdõ. CHP lideri Baykal, dünkü grup toplantõ- sõnda Deniz Feneri davasõ ile ilgili değer- lendirmeler yaptõ. “Türk kamuoyu açık- ça Adalet Bakanı tarafından aldatıl- mıştır, yanıltılmıştır. Bunun hesabı ve- rilmelidir” diyen Baykal şunlarõ söyledi: “Deniz Feneri ne oldu? Yayın yasağı var. Ama Ergenekon konusunda yayın serbest. Bu ne biçim adalet ve adil uy- gulama? On binlerce insan dinleniyor. 70 milyonu dinleyebilecek altyapı kur- muşsun ve elde edilen çok özel bilgileri insanları mahkûm etmek, şereflerini çiğnemek için kullanıyorsun. Ondan sonra da ‘hak, hukuk, adalet ve hukuka gü- ven’ diyoruz. Deniz Feneri dosyasını aylarca bekledik. Sonra geldi, tercüme ediyoruz dediler. Tek dosya var, Türk- çe yolladık, diye açıklama yapıldı... Tür- kiye aylardır neyi bekliyordu? Tercüme edilmesini... Bunu kim söylüyordu? Ada- let Bakanı... Böyle manzara olur mu, şa- ka gibi... Derhal o Adalet Bakanı’nın ora- dan ayrılması lazım. 70 milyonu aldat- maya çalışacaksınız... Siz Deniz Feneri’ni himaye edeceksiniz, o sanıkları kolla- yacaksınız diye Türk halkına bu kadar kaba yalan söylenmesine nasıl göz yu- marsınız? O yalan ortaya çıktıktan son- ra o kişinin Adalet Bakanı diye dolaş- ması Türk halkına hakaret değil midir? Gereği derhal yapılmalıdır. Aranan 16 kişi var, Almanya onlarla ilgili bilgi is- tiyor. Bu arada ne oluyor? Aranan ve hakkında bilgi istenen kişiler İstanbul Be- lediyesi’nde ballı ihaleleri almaya devam ediyorlar. Türkiye anayasa değiştire- cekmiş, yargıyı adam edeceklermiş!.. Sen önce var olan kuralları işlet... Deniz Feneri olayı bu iktidar için dokunulmaz, ele alınmaz, araştırılmaz bir konudur. Neden bu kadar korkuyorlar, altından ne çıkacak?” ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Alman- ya savcõlõğõnõn Deniz Feneri vurgununun asõl failleri olarak nitelen- dirdiği 16 kişiyle ilgili Ankara’ya gönderdiği ve Adalet Bakanõ Meh- met Ali Şahin’in çevi- risinin yapõldõğõnõ söy- lediği adli yardõm dos- yasõnõn Türkçe olduğu ortaya çõktõ. Deniz Feneri vurgu- nunda her geçen gün skandal zincirine yenileri ekleniyor. Frankfurt Savcõlõğõ, asõl failler ola- rak nitelenen RTÜK Başkanõ ve Kanal 7 Te- levizyonu Yönetim Ku- rulu Başkanõ Zekeriya Karaman’õn da arala- rõnda bulunduğu 16 şüp- heli hakkõnda yeni bir soruşturma için düğme- ye basarken, bu kişilerin ifadelerinin alõnmasõ ve hesap hareketlerinin gönderilmesi istemli ya- zõsõnõ Türkiye’ye gön- derdi. Adalet Bakanlõğõ ilk başta böyle bir dos- yanõn kendilerine ulaş- madõğõnõ açõklarken, Al- man savcõlõğõ aylar önce gönderdiklerini duyur- du. Bu karmaşa sürer- ken, Şahin, adli yardõm isteminin bakanlõğa ge- çen cuma günü ulaştõğõ- nõ açõkladõ. Şahin, Al- manya’nõn talebinin ne olduğunun anlaşõlabil- mesi için gönderilen ev- raklarõn tercüme edil- mesi gerektiğini, bunun da bu hafta içinde yapõ- labileceğini söyledi. An- cak Frankfurt Savcõlõk Sözcüsü Doris Müller- Scheu, Türkiye’den is- tenen adli yardõm dos- yasõnõn Almancasõnõn yanõ sõra Türkçe çeviri- sinin de yapõldõğõnõ bil- dirdi. Adalet Bakanõ Şahin, dün bakanlõktan ayrõlõr- ken gazetecilerin Deniz Feneri davasõna ilişkin sorularõnõ yanõtladõ. Ba- kan Şahin, bir soru üze- rine, Almanya’nõn An- kara Büyükelçiliği’nin cuma günü davaya iliş- kin bir başka dosya da- ha getirdiğini belirterek şunlarõ söyledi: “Adli yardım talebi içeren bir dosya. Şu anda bu dosya değer- lendiriliyor. Eğer bir eksiklik varsa karşı ta- rafa bildirilir, yoksa Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönde- rilir. Biz Adalet Ba- kanlığı olarak içeri- ğiyle ilgilenmiyoruz. Bizim görev alanımız değil. Cuma günü ge- len dosyanın hem Al- mancası var hem Türkçesi var. Cuma günü bana geldiğinde arkadaşlarımız içeri- ğiyle ilgili bana bilgi vermemişlerdi. Dün bilgi aldım, ayrıca bu dosyanın Türkçesini de göndermişler.” Şahin, 16 kişi hakkõn- da belge istendiğine iliş- kin iddialarõn bulundu- ğunun anõmsatõlmasõ üzerine, “Ne sayı, ne şahıslar, ne neyle it- ham ediliyorlar... Bu konu tamamen Adalet Bakanlığı olarak bizim görevimizin dışında- dır. Biz bunlarla ilgi- lenmiyoruz” dedi. Yabancõ üniversitenin Türkiye şubesi olmasõ gündemde ‘Ruhban’a çözüm arayışı BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - ABD Başkanõ Barack Obama’nõn Türkiye ziyaretinde gündeme getirdiği Heybeliada Ruhban Okulu’nun açõlmasõ için formül arayõşlarõ hõzlandõ. Ruhban okulunun, İstanbul Üniverstesi ya da ortaöğretim düzeyinde Milli Eğitim Ba- kanlõğõ’na bağlanmasõ dõşõnda, AB üye- si bir ülkedeki üniversitenin Türkiye’de- ki şubesi olarak faaliyet göstermesi de gün- deme geldi. Dõşişleri Bakanlõğõ, okulun açõlabilmesi için çeşitli formüller üzerinde duruyor. Edinilen bilgilere göre ruhban okulunun faa- liyete geçebilmesi için öncelikle okulun han- gi düzeyde açõlacağõna karar verilmesi ge- rekiyor.Üzerinde çalõşõlan formüllerden il- ki, Heybeliada Ruhban Okulu’nun, meslek yüksekokulu olarak 2 yõllõk eğitim verecek şekilde İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fa- kültesi’ne bağlanmasõnõ öngörüyor. İkinci formülde ise ruhban okulunun ortaöğretim düzeyinde Milli Eğitim Bakanlõğõ’na (MEB) bağlanmasõ söz konusu olacak. Üzerinde değerlendirme yapõlan bir baş- ka formüle göre de Heybeliada Ruhban Okulu’nun, AB üyesi bir ülke üniversitesinin Türkiye’deki şubesi olarak açõlmasõ düşü- nülüyor. Sürecin işleyebilmesi için ilk ola- rak bir AB üniversitesinin teoloji bölümü- nün Türkiye’de şube açmak için önce hü- kümete başvuruda bulunmasõ, sonra da YÖK’ten denklik almasõ gerekiyor. Sonrasõnda ise Fener Rum Patriği Bart- holomeos tarafõndan okutman olarak be- lirlenen kişilere eğitimci statüsü verilmesi öngörülüyor. Böyle bir formülün öne çõk- masõ durumunda, Yunanistan’daki bir üni- versitenin din eğitimi veren bir fakültesinin Türkiye’de, ruhban okulunu bünyesine alan bir şube açmasõ gündeme gelebilecek. CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ KILIÇDAROĞLU ‘Deniz Feneri’nin avukatõ olsun’ İLHAN TAŞCI ANKARA - CHP Grup Başkan- vekili Kemal Kılıçdaroğlu, “Sayın Şahin bakanlığı bıraksın, Deniz Feneri’nin avukatlığını yapsın” di- ye konuştu. Kõlõçdaroğlu, başta Adalet Ba- kanõ olmak üzere AKP yetkililerinin Deniz Feneri olayõnõn içinde AKP’nin isminin geçtiğini bildik- lerini belirterek “Olayı zamana yayarak unutturmaya çalışıyor- ları” dedi. Adalet Bakanõ Meh- met Ali Şahin ve bakanlõğõn inan- dõrõcõlõğõnõ kaybettiğine işaret eden Kõlõçdaroğlu, şunlarõ söyledi: “Bence Adalet Bakanı’nın gö- revinden istifa edip Deniz Fene- ri’nin avukatlığına soyunması la- zım. Başbakan Erdoğan da bu olayların içinde sanıyorum. Dos- yalar açıklandığında bunlar çok net gözükecek.” ATV VE SABAH’TAKİ GREVİN 75. GÜNÜ TGS yöneticilerinden ziyaret İstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazeteciler Sendikasõ’nõn (TGS) ha- len görevdeki yöneticileri ile eski baş- kanlarõ ve yöneticileri atv televizyo- nu, Sabah gazetesi ve dergiler gru- bunun bağlõ olduğu Turkuvaz Gru- bu’nda 75 gündür grevde olan gaze- tecilere destek ziyaretinde bulundu. atv ve Sabah gazetesinin Bal- mumcu’daki merkez binasõnda ger- çekleşen ziyaret sõrasõnda konuşan TGS Genel Başkanõ Ercan Sadık İpekçi, Turkuvaz işyerlerinde baş- latõlan grevin, basõn özgürlüğü ve editoryal bağõmsõzlõk mücadelesi olduğunu söyledi. Ziyarette konuşan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanõ ve eski TGS Genel Başka- nõ Orhan Erinç ile yine eski TGS genel başkanlarõndan Nail Güreli, Ziya Sonay, Şükran Soner ve Behzat Erkoç grevde bulunan ga- zetecileri sonuna kadar destekle- diklerini belirttiler. Büyükelçi’den Sarıgül’e ziyaret İstanbul Haber Servisi - Almanya Büyükelçisi Dr. Eckart Kuntz, Şişli Belediye Başkanõ Mustafa Sarõgül’ü ziyaret etti. Belediyenin Esentepe’deki binasõna gelerek Sarõgül’le makam odasõnda görüşen Kuntz, yerel seçim başarõsõndan dolayõ kendisini kutladõ. Görüşmede Sarõgül, Alman büyükelçiye Şişli Belediyesi’nin başta Münih Belediyesi olmak üzere, Almanya’daki çeşitli belediyelerle yaptõğõ ortak projeler ve işbirliği çalõşmalarõ hakkõnda bilgi verdi. ADD’den sağduyu çağrısı İstanbul Haber Servisi - Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyonu Genel Başkanõ Dursun Atõlgan, Türkiye’nin başlõca sorunlarõnõn DTP’nin Türkiye’yi bölme çabasõ, PKK ve El Kaide gibi belli başlõ õrkçõ-bölücü terör odaklarõna yeni eklemlerin ortaya çõktõğõnõn anlaşõlmasõ, Ergenekon davasõnõn siyasallaşarak suçlu ile suçsuzun birbirine karõştõğõ bir ortama gidilmesi olarak sõraladõ. Atõlgan, Çağdaş Yaşamõ Destekleme Derneği ile Atatürkçü Düşünce Derneği gibi kuruluşlarõn, “çağdaşlaşma yolunda hizmet verdikleri için amaçlõ olduğu anlaşõlan yorumlarla, cezalandõrõlmak istendikleri izlenimi edinildiğini belirtti. CHP lideri Baykal, yalanı ortaya çıkanın Adalet Bakanı diye dolaşamayacağını söyledi ‘Şahin derhal görevden ayrõlmalõ’ Heybeliada’daki Ruhban Okulu’nun açılması için formül arayışları hızlandı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear