26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 29 NİSAN 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Yüreğin Sesi... İnsanımızda bir kaygı ve bir umutsuzluk var... Hem Türkiye’de hem de yurtdışında yaşayan insanlarımız aynı kaygı ve umutsuzluğun içinde. Küresel ekonomik bunalım ne İsviçre’de, ne Almanya’da ne de Fransa’da teğet geçmiş. Önce Basel’e, oradan Strasbourg’a geçip Tu- ran Dursun’u anma etkinliklerine katıldım. Güneşli bir pazar günü Fikri Sağlar, Kazım Genç ve Erdoğan Aydın’la “Aydınlanma hare- ketinde dün, bugün ve Turan Dursun” toplantısı- na katıldım. Türkiye’nin geleceğinden kaygılı insanlarla bir- likteydik. Turan Dursun Çalışma Topluluğu’nun dü- zenlediği toplantıya Fransa Alevi Birlikleri Fede- rasyonu, Enternasyonal Kültür Merkezi, Stras- bourg Alevi Kültür Merkezi destek vermişti. Ergenekon’dan insan haklarına, demokrasi- den özgürlüklere, laiklikten zorunlu din dersle- rine değin pek çok konuyu tartıştık. Yurtdışında yaşayan insanlarımız ne istiyorlar- dı? Daha demokratik ve daha özgür bir Türkiye... Ayağını yere basan sol bir parti... İşçi sınıfının ör- gütlü demokratik mücadelesi... Din ve ırkçılık temeline dayalı siyasal oluşum- ların Türkiye’yi karanlığın içine sürükleyeceği gerçeğini bir kez daha anladım. Umut ve umutsuzluk... Faili meçhul cinayetlerde yitirdiğimiz aydınları- mız, yazarlarımız... Musa Anter’den Uğur Mumcu’ya, Mehmet Sincar’dan Ahmet Taner Kışlalı’ya, Metin Gök- tepe’den Hrank Dink’e kadar yaşamını yitiren onlarca yazarımız, aydınımız, siyasetçimiz... Bir ara gözlerim salonun en ön sırasında otu- ran Turan Dursun’un kardeşleri Muhammet Dur- sun ve Yeter Dursun’a takıldı... Gözlerinde bir hüzün bulutu... Yüreklerinde o hiç bitmeyecek olan acı... Bakışlarından hissettim o kırılganlığı, yılgınlı- ğı ve umutsuzluğu... Yıllardır Fransa’da yaşayan Latife ve Pier Erim, Muharrem Şahan, Veli Güneş ve diğer- leri. Bir Türkiye özlemi vardı tüm bunlara karşın... 12 Eylül askeri darbesinin ardından başlayan sürgün yılları. Yeniden yaşama tutunma, özlem, umutsuz- luk... Darmadağın olmuş yüreklerin seslerini anım- sadım toplantı sonrası. Yüreklerdeki o çılgın ka- sırgaları. İçimize işlenen bir suskuyu. Kendimi bulmaya çalıştım, Vicente Aleixan- dre’nin dizelerinde: “Güneşin rengi alınlarda solar; Herkes türkü söylemeye koyulur aydınlık zirvede.” Birkaç gün içinde İsviçre’den Fransa’ya, Al- manya’dan İsveç’e geçmek değişik bir duygu... Farklı diller, farklı insanlar, farklı düşünceler... İnsanlar kavga yapmadan, çatışmadan kendi düşüncelerini söylebilmeli; din, dil, ırk, renk, inanç, mezhep ayrımı gözetmeksizin demokra- siyi ve özgürlükleri yaşam biçimi olarak seç- meli. 1 Mayıs’a kaç gün kaldı? 1 Mayıs coşku içinde kutlanmalı, Taksim Ala- nı emekçilere açılmalı, yasaklar kalkmalı... 1 Mayıs’a bir hafta kala önce toprak altında si- lahlar, patlayıcılar, mermiler bulundu, ardından El Kaide, Vasat, İslami Cemaat ve Cemiyetler Bir- liği, (Cemalettin Kaplan kurdu) Hizbullah ope- rasyonu yapıldı. On dört kentte eşzamanlı bir operasyon! Pazartesi günü ise Bostancı’da bir polisimiz ve 16 yaşında gencimiz öldü... Terör yeniden hortladı kentlerde! Kafamda bir dizi soru... Bostancı’da yaşanan olay Pakistan’daki kanlı terör eylemlerini anımsatıyordu Habertürk’te bir terör uzmanının dün sabah Zafer Arapkirli’ye anlattığı gibi. Görüntülere baktım, dün sabah da gazetelere. Kimi gazeteler köktendinci örgütlere yapılan operasyonları Ergenekon savcılarının mercek altına aldığını yazdı. Bostancı’daki evde bir kişi bulunuyor... Polis, bu kişinin evden çıkmasını bekleyemez miydi? Terörist sokakta yakalanamaz mıydı? Apartmanda oturanlar dışarıya çıkarılıp, doğal- gaz ve elektrikler kesilemez miydi? Daireye ilk operasyonu iyi yetiştirilmiş özel timler yapamaz mıydı? Kafam karışıyor böyle durumlarda... Sahi, 1 Mayıs kutlamalarına kaç gün kaldı? DİSK’in kapısının önüne polis üç kamera yer- leştirmiş de. Sanırım DİSK’e girip çıkanlar kont- rol edilecek!.. hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 Baykal, ‘AKP ne zaman masaya otursa, masadan kalkarken cebi boşalmõş oluyor’ dedi ‘KaybedenhepTürkiye’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Baş- kanõ Deniz Baykal, dünkü grup toplantõsõnda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan adõ- na Azerbaycan’dan özür di- leyerek, AKP iktidarõnõn dõş politikasõnõ sert bir dille eleş- tirdi. Baykal’õn değerlendirme- leri ana başlõklarõyla şöyle: Obama’nın konuş- ması: ABD Cumhurbaşka- nõ, Ermenistan’õn ve diyas- poranõn 1915 olaylarõyla ilgili yorumunu birebir aynen sa- hiplendi. Yorum ve termi- noloji sahiplenilmiştir. Bu açõklamada 1915 olaylarõnõn öteki boyutu, Doğu ve Gü- neydoğu Anadolu’da yaşa- yan Müslüman Türklerin kay- bõ bir yana itildi. Obama, 1.5 milyon diye bir rakam da verdi. Obama aslõnda soykõ- rõm görüşünü ifade etmiştir. Bunu da Türkiye ziyaretinden hemen sonra, Cumhurbaşka- nõ ve Başbakan ile görüşme- ler yaptõktan sonra söyledi. Başbakan ve Cumhurbaşka- nõ acaba konuyla ilgili ger- çekleri anlatmadõlar mõ? Baş- bakan, ilk değerlendirmesin- de bu açõklamayõ dengeli bul- du. Sonra yaptõğõ hatayõ to- parlamaya çalõşan kararsõz bir tavõr sergiledi. A z e r b a y c a n ’ d a n özür: Obama konuşmadan hemen önce, gece yarõsõn- dan sonra Ermenistan ile yol haritasõ mutabakatõ açõklandõ. Bu da, olayõ daha da vahim kõlõyor. Ermenistan kararlõ- lõkla, Türkiye ile Karabağ ve Azerbaycan sorununu ko- nuşmamõz söz konusu değil, diyor. En büyük ödünleri ver- meye başladõk. Azerbaycan’la ilişkilerimiz de bozulmaya başladõ. Azerbaycan’õn kõr- gõnlõk içine girmesi yadõr- ganmamalõ. Başbakan bu tep- ki karşõsõnda kõzgõn, suçlayõ- cõ, emredici bir üslup içine girdi. Azeri milletvekillerine “fitne unsuru” diyor. Bu, Türkiye Cumhuriyeti Başba- kanõna yakõşmaz. Ortadoğu şeyhliklerine gösterdiğimiz ilgiyi neden Azerbaycan’dan esirgiyoruz? Ben, Azerbay- can’dan Başbakan’õn bu sözü için özür diliyorum. Bunu abartmamalarõnõ istiyorum. Bilmeleri gereken şudur ki; AKP, Tayyip Erdoğan bugün var, yarõn yok. Türkiye-Azer- baycan dostluğu ise ebedi ve kalõcõdõr. Bugünkü iktidara kõ- zõp yorganõ yakmayalõm. AKP iktidarõ, ne zaman ma- saya otursa, masadan kalkar- ken cebi boşalmõş oluyor. Kendimizi de çok rahat alda- tõyoruz. ‘Kazan, kazan’ di- yoruz. Ortaya çõkan tablo, ‘kaybet, kazan’ oluyor. İki taraf birden kaybetmiyor. Ne yazõk ki kaybeden de hep Türkiye oluyor. Ermenistan ile ilişki çok açõk. Ne kazan- dõk? Obama’nõn konuşmasõ- nõ kazandõk. Yani büyük fe- laketi kazandõk. Sıra Kıbrıs’ta: Rasmus- sen NATO Genel Sekreteri olmamalõ, dedi Başbakan. Masadan oy vererek kalktõ. AB ile ilişkilerde Kõbrõs’õ ön şart olarak kabul ettik... Şim- di de öyle anlaşõlõyor ki sõra Kõbrõs’a geldi. Kõbrõs’ta seçim oldu ve muhalefet iktidara geldi. Başbakan ve Cumhur- başkanõ’nõn Eroğlu’na yö- nelik çok ağõr ifadelerle ima- larda bulunmasõ yakõşõyor mu? Niye seçimi kazanmõş partinin genel başkanõnõ Tür- kiye’ye çağõrmõyorsunuz? Or- tada bir çatlak var görüntüsü müzakerelere zarar verir. Böyle diplomasi olur mu? “Monşer” deyip küçümse- diğiniz diplomatlara sorun. Böyle giderse Annan planõn- dan daha da geriye gidilmiş olacaktõr. Kõbrõs’a dikkat. Bahçeli’yi kızdıran öneri ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - “Bedelli askerlik” için yasa önerisi veren MHP Karaman Milletvekili Hasan Çalõş, Genel Başkan Devlet Bahçeli’den gelen sert tepki üzerine, önerisini bir gün sonra geri çekti. Ekonomik krizi de dikkate alan Çalõş’õn önerisinde, bedelli askerlikten sağlanacak gelirlerin, TSK’nin gereksinimleri ve ekonomik krize karşõ bütçeye aktarõlmasõ önerisi yer aldõ. Ancak Çalõş, Bahçeli’nin sert tepkisi ile karşõlaştõ. Denktaş’tan , Sezer’e ziyaret ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanõ Rauf Denktaş, dün 10. Cumhurbaşkanõ Ahmet Necdet Sezer’i ziyaret etti. Sezer’in Gölbaşõ’ndaki evindeki ziyaret, yaklaşõk yarõm saat sürdü. Obama’nõn 1915’ten söz ederken Ermeni diyasporasõnõn tezlerini sahiplendiğini belirten Baykal, Erdoğan’õn önce bu açõklamayõ sevindiğine ardõndan da kararsõz kaldõğõna dikkat çekti. Ermenistan ile ilişkilerde Karabağ sorununun gündeme gelmemesi nedeniyle Azerbaycan’la ilişkilerin bozulduğunu belirten Baykal, “AKP iktidarõ, ne zaman masaya otursa, masadan kalkarken cebi boşalmõş oluyor. ‘Kazan, kazan’ diyoruz. Ortaya çõkan tablo, ‘kaybet, kazan’ oluyor” dedi. Demirel’in ‘1 Numara’ yorumu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 9. Cumhurbaşkanõ Süleyman Demirel Özel Gürçağ Okullarõ’nõn Ümitköy’deki yerleşkesinin açõlõş töreninde, bir gazetecinin Ergenekon soruşturmasõnõ anõmsatarak, “Bazõ basõn yayõn organlarõnda ‘bir numara’ olduğunuz yönünde haberler var” sözleri üzerine, gülerek “Delirmişler...” yanõtõnõ verdi. Eski Genelkurmay Başkanõ emekli Orgeneral Hilmi Özkök’ün Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda verdiği ifadeyle ilgili bir soruya ise Demirel, “İfade yok ki ifade alõnmasõ var. Soruşturma safhasõnda. ‘Ne söylediğimi söylemem’ diyor. O doğrudur” dedi. Aden’de komuta Türkiye’nin ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Güney Görev Grup Komutanõ Tuğamiral Erdem Caner Bener, Aden Körfezi’nde deniz haydutlarõyla mücadele eden gücün komutasõnõ ABD’li kadõn Tuğamiral Michelle Howard’dan devralacak. Devir teslim töreni Bahreyn’in Manama Limanõ’nda 3 Mayõs’ta gerçekleştirilecek. Deniz haydutluğuyla mücadele kapsamõnda oluşturulan “Birleşik Görev Kuvveti-151” adlõ gücün komutasõnõ 3 Mayõs’tan itibaren devralacak Türk donanmasõnõn bu görevi 15 Ağustos’a kadar yürütmesi öngörülüyor. Yeşil sermaye mağdurları Haber Merkezi - Avrupa’daki yeşil sermaye mağdurlarõ bugün Avrupa Parlamentosu’nda (AP) kabul edilecek. Avrupa Türkleri Dayanõşma Derneği’yle birlikte mağdurlar AP İlerleme Komisyonu üyelerine sorunlarõnõ anlatacak. İslami holdinglere para kaptõran Hanefi Doğan, AP’deki görüşmeye beyaz kefeniyle gideceğini ve AKP hükümetini protesto edeceğini söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear