24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 29 NİSAN 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13ekonomi@cumhuriyet.com.tr EKONOMİ POLİTİK ERİNÇ YELDAN Emek Cephesinden Küresel Krize Bakış Bağımsız Sosyal Bilimciler grubunun 2009 yılı ra- poru “Türkiye’de ve Dünya’da Ekonomik Bunalım, 2008-2009” başlığıyla Yordam Kitap tarafından ya- yımlandı. Kitap, 2008 öncesi ve sonrasını emek cep- hesi açısından ayrıntılı bir şekilde tahlil ediyor. Do- kuz alt bölümden oluşan toplam 215 sayfalık me- tin yakın zaman önce yitirdiğimiz değerli akade- misyen ve sosyal bilimci Prof. Dr. Türkel Minibaş’a ithaf edilmiş. Sayfaları hızla çevirirken Türkel Ho- ca’nın güleç, aydın yüzü bütün umutlarıyla okuyu- cuyu kucaklayıveriyor. BSB Raporu’nun beşinci bölümü “IMF nerede kal- dı? Geç kalıyoruz” şantajıyla sürdürülen, sermaye yanlısı neoliberal politikaların kuramsal düzeyde ay- rıntılı bir çözümlemesine ayrılmış: Kısaca alıntı ya- pıyorum: “Dillerde hâlâ aynı terane: ‘2001 sonrasının re- formları ekonomiyi sağlığa kavuşturdu. Türkiye kü- resel krizi bu sayede hafif atlatıyor/atlatacak’. Bu ma- sallar sürdürüldükçe, çok iyi bilinen bazı doğruları tek- rarlamak gerekiyor: Makroekonomik politikalarda IMF’ye tam teslimiyet; emek-karşıtı kurumsal dü- zenlemeleri kesintisiz sürdürerek sermayenin genel çıkarlarını pekiştirmek; bu çerçevenin imkân verdi- ği her durumda iç ve dış İslami sermaye gruplarını özel olarak gözetmek... AKP’li yıllarda ekonominin yönetimine damgasını vuran ana öğeler bunlardı. Bu yaklaşımın zorunlu so- nucu, ekonominin genişleme-durgunlaşma- daralma yönelişlerinin büyük ölçüde dış kaynak ha- reketlerine teslim edilmesi oldu. Dünya ekonomisi- nin yükselmekte olduğu 2003-2007 yıllarında bu yö- neliş genişleme doğrultusunda gerçekleşti. 2001 kri- zinin sosyal yansımalarının dip noktasını izleyen bu beş yıl boyunca ekonomiye 186 milyar dolarlık ya- bancı kökenli sermaye girdi ve AKP çok olumlu ulus- lararası ortamın nimetlerinden yararlandı. Neoliberal söylemin ayartısına kapılanlar, bu beş yıllık görüntüyü sürekli bir hal olarak algıladılar ve küreselleşmenin ni- metlerini alkışladılar. Bağımsız Sosyal Bilimciler’in çeşitli çalışmaların- da ise dünya ekonomisinin çok ciddi çelişkileri ağır- laştırarak genişlemekte olduğu ve bu konjonktürün yumuşak ya da sert inişlerle son bulmasının kaçınıl- mazlığı vurgulandı. Böyle bir dönemece gelindiğin- de, dış açık ve dış borç göstergelerinin yüksekliği ve bozukluğu nedeniyle Türkiye ekonomisinin çok kırılgan bir konumda bulunacağına işaret edildi. Bu kırılgan konuma sürüklenmenin, uluslararası finans kapitalin ve IMF’nin belirleyici katkılarıyla gerçekleştiği de sü- rekli hatırlatıldı. Dünya ekonomisinin iniş konjonktü- ründe Türkiye’nin kırılgan konumunun iki kanaldan güçlükler yaratacağı ortadaydı: (1) Sermaye girişle- rinin durgunlaşması veya tersine dönüşmesi eko- nomiyi doğrudan doğruya daralmaya sürükleye- cekti. (2) Yüksek dış borç servisinin karşılanmasın- da dış açığın finansman gereksinimlerini devre dışı bırakabilmek için uluslararası sermaye ve IMF, siya- si iktidarı daraltıcı makroekonomik politikalara zor- layacaktı. Metropol ekonomilerinde patlak veren finansal kri- zin çevreye yayılması ortamına (2008 Eylül’üne) Türkiye 300 milyar dolar eşiğine ulaşmış dış borç sto- ku ve (yıllık) 50 milyar dolarlık cari işlem açığıyla ya- kalandı. Bu göstergelerin düzeyi, oranı, son yıllardaki artış temposu ve niteliği ekonomiyi ‘kırılgan’ yapan tüm ölçütleri fazlasıyla içermekteydi” (s. 105-107). BSB’nin 2009 raporu’nda vurgulanan bir diğer nok- ta ise solun, daha doğrusu işçi sınıfının örgütlülüğü ve sosyalizmi kurma iştiyak ve enerjisidir: Raporun 83. sayfasından okuyalım: “Bu alanda umut verici bir- çok gelişme olmasına rağmen, bugün için dünya ge- nelinde, özellikle büyük kapitalist ülkelerde kapitalizmi aşacak bir örgütlülük potansiyeli maalesef gözük- memektedir. Bununla birlikte, küreselleşme ve onun ideolojik ve kültürel ifadesi olan post-modernizmden, sivil toplumculuğa, liberal akımlara kadar birçok eği- lim hızla itibar kaybetmektedir. Bu açıdan, önümüz- deki yıllar sosyalizmin çekiciliğini arttırabileceği gibi, barbarca düzenlerin dayatılma ihtimalini de besle- yebilecek toplumsal, siyasal ve ekolojik gelişmelere, hatta insanlığı yok edebilecek çılgınlıklara gebedir. Eğer yok edilmezse, insanlığın geleceği, tek tek in- sanların kendilerini aşan dinamiklerin bilinciyle dav- ranabilen örgütlülüklerinin eseri olacaktır. Yaşadığı- mız derin kriz, bir yandan bu geleceği tahayyül eder- ken bir yandan o örgütlülükleri kurma imkânını veri- yor.” Ve son sözler... “Kriz dönemleri egemen iktisat an- layışının aşılması ve giderek yenilgiye uğratılması için fırsatlar oluşturur. İlerici, yurtsever, emekten yana sos- yal bilimcilerin ortaklaşa düşünme, eleştiri ve araş- tırma çabalarına girmeleri için kriz konjonktürü uygun bir ortam sunmaktadır. Benzer değerleri, endişele- ri paylaşan tüm fikir insanları arasında kurulacak eleş- tirel ve yapıcı bir iletişimin yarının sömürüsüz, eşit- likçi, özgür dünyasını ve Türkiye’sini oluşturma mü- cadelesine katkı yapacağını düşünüyoruz.” ozlem.yuzak@cumhuriyet.com.tr Adil Karaağaç ile 5-6 yıl kadar ön- ce tanışmıştım. 80 yaşındaydı. Yerli ilaç sanayii üzerine yazdığım bir yazı üzerine aramıştı, buluşup sohbet et- miştik. Sektörün stratejik öneminden ve gerek sanayici gerekse devlet cephesinde yapılan hatalardan bah- setmiş; Ar-Ge yapmanın zorunluluğunu vurgulamıştı. Adil Karaağaç 1920’ler kuşağının, Atatürk ilkelerine bağlı, dürüstlüğü ve etik anlayışı daima ön planda tutan bir temsilcisi. Eczacı olan Karaağaç Bilim İlaç’ın temelleri- ni 1953 yılında Bilim Laboratuvarı ola- rak atmış. Yüzde 100 yerli sermayeli Bilim İlaç bugün 13 milyar TL’ye ula- şan Türk ilaç pazarında yüzde 4.5 pay ile 4. sırada. 85 yaşına gelen Adil Bey işleri 2 oğluna devretse de hâlâ aktif olarak işe gelip gidiyor. Geçen hafta Bilim İlaç’ın Gebze’de açtığı yeni fabrikasındaydık. Çerkez- köy’den sonra 60 bin metrekare üze- rine kurulan yeni Gebze tesisleriyle dünya çapında bir şirket haline gelmiş Bilim İlaç... Şirketin Genel Müdürü Dr. Erhan Baş tesisin 120 milyon Avro’ya mal oldu- ğunu, yılda 250 milyon kutu üretim kapasitesi ile Türk ilaç sek- törünün yüzde 17’sini üretecek güce sahip olduğunu anlatıyor. Tesisin için- de 4 bin 500 metrekarelik bir de Ar-Ge Merkezi bulunuyor. 15 milyon dolarlık yatırımla kurulan ve 110 bilim insanı- nın çalıştığı merkezde patenti biten ori- jinal ilaçların eşdeğerleri piyasaya su- nulmak üzere hazırlanıyor. Ayrıca ilaçta ürün ge- liştirerek yeni patentler de alınıyor. “443 milyon dolar olan ciromuzun yüz- de 2.5’ini Ar-Ge yatırım- larına ayırıyoruz” diyen Dr. Baş, tesisin Amerikan FDA onaylı ve asıl hede- fin ABD ve Avrupa’ya ih- racat olduğunu belirte- rek “43 ülkeye 12 milyon TL’lik ihracat yapıyoruz. Hedefimiz 30 milyon TL. 2014 hedefimiz ise en fazla ihracat yapan yerli ilaç üreticisi ol- mak” diye ifade ediyor. Bilim İlaç’ın 1800’e yakın çalışanı var. Haliyle Gebze’ye taşınmak da kolay ol- mamış. “Taşınma ücretlerini ve emlakçı komisyonlarını ödedik. Ev alanlara kre- di desteği sağladık. Zorluk çekenlere avans verdik” diyen Erhan Baş, çalı- şanları ile büyük bir aile haline geldiklerini, spor sa- lonlarının eş ve çocuklara da açık olduğunu, birçok eğitim çalış- malarının sürdüğünü hatta fabrikada çalışanlar için bir de psikolog bulun- duğunu, şimdi de avukat ihtiyaçlarını sağlamak için harekete geçtiklerini anlatıyor. Bilim İlaç’ın 2006 yılında Ulusal Kalite Büyük Ödülü, üretim ve yönetim başarısı kadar çalışanlarına verdiği değerin de bir kanıtı. Baş, “geçen yıl Paris’te Lo- uvre Müzesi’nde düzenlenen Avrupa Kalite Ödülü törenine katıldığımda, kazanan kurulu- şa imrenip bir sonraki ödülü alma hedefini kafama yerleş- tirmiştim. Bu yıl tören Dub- lin’de ve biz adayız. Kazana- cağımızı umuyorum’’ derken kendinden emin. Bizim Dr. Baş ve İşletme Direktörü Cengizhan Nas ile birlikte yaptığımız fabrika turumuz sırasında 11 bin 400 palet kapasiteli 38 metre yüksekliğindeki insansız sadece robotlarla yönetilen tam otomatik depo sistemini de gör- me fırsatını bulduk. Tesis gerçekten de yöneticilerinin gururlandıkları gibi bü- tünüyle dünya standartlarında. Türkiye’de ilaç sektörü süratle bü- yüyor. Türkiye 1.3 milyar kutu tüke- timle dünya sıralamasında 13’üncü, Avrupa’da ise 6... 2010’da dünyanın en büyük 10’uncu pazarı olacağı ön- görülüyor. Yabancı firmaların sayısı her geçen gün artıyor. Sektöründe 300’e yakın üretici firma var. Ancak pazarın yüzde 80’ine 20 ilaç firması egemen. Zaten bir avuç kalan yerli sermayeli ilaç üreticileri geleceğe ya- tırım yaparken Ar-Ge’nin önemini kavramaları, patent alma ve ürün geliştirmeye eğilmeleri gerçekten se- vindirici. Yerli üreticilerden Abdi İb- rahim ve Sanovel’in ihracat hedefi ile kurdukları yeni tesislerine Bilim İlaç’ın da eklenmesi küresel rekabette cid- di oyuncular olarak ortaya atıldıkları- nı gösteriyor. Bilim İlaç’ın Gözü ABD’ye İhracatta B‹LG‹ TOPLUMUNA DO/RU / ÖZLEM YÜZAK Havayolu firmalarõ ile mõsõr ve domuz eti fiyatlarõnõ yere seren domuz gribi, ilaç üreticilerine krizi unutturdu DOMUZ ETİ VE MISIR KAYBETTİ Meksika’dan yayõlan domuz gribinin piyasalardaki yansõ- masõ sağlõk ile de sõnõrlõ kal- madõ. Yaz sezonuna girmeye hazõrlanan turizm sektöründe havayolu ve tur şirketleri de ağõr darbe yedi. İngiltere’de British Airways, Almanya’da Lufthansa ve Fransa’da Air France - KLM başta olmak üzere havayolu şirketleri yüz- de 10’u aşan kayõplar yaşadõ. Chicago Emtia Borsasõ’nda işlem gören domuz eti fiyatla- rõ bir günde yüzde 4’ten fazla düştü. Meksika’nõn önemli bir ihracatçõ olduğu mõsõrda da kontrat fiyatlarõ yüzde 3 geri- ledi. Haftanõn ilk gününe sa- tõşlarla başlayan Avrupa bor- salarõ dün de düşüşe devam et- ti. Londra, Paris, Milano ve Frankfurt borsalarõndaki dün- kü kayõplar yüzde 4’leri geçti. Bankalara uygulanan stres testi ve domuz gribinin ekono- mide yol açtõğõ kayõplarla ABD borsalarõnda artan hisse satõ- şõ, dolara olan talebi arttõrdõ. Son iki günde Japon yeni ile birlikte en çok değer kazanan para birimi olan dolar, Türki- ye’de de 1.64 TL’yi geçti. NECDET ÇALIŞKAN Meksika’da 150’den fazla insanõn ölümüne neden ve tüm dünyaya hõzla yayõlan domuz gribi salgõnõ, dövizinden emtiasõna, turizminden havayoluna ka- dar tüm piyasalarõ altüst etti. 3-4 yõl ön- ceki Sars virüsü salgõnõnda yaşanan ilaç firmalarõ arasõndaki rekabet de kõzõştõ. Gribe karşõ etkili olduğu belirtilen Ta- miflu’nun İsviçreli üreticisi Roche, “5 milyon insanı tedavi etmek için sto- ğumuz mevcut” açõklamasõ yaptõ. 2005’te Tamiflu’ya karşõ “insancıl fi- yatla” eşdeğer ilaç üretmek için yola çõ- kan Hindistan’õn en büyük ilaç şirket- lerinden Cipla’nõn “1.5 milyon dozluk jenerik ilacı birkaç hafta içinde pi- yasaya sürebileceğini duyurması”, şirketin hisselerini yüzde 2 yükseltti. Hisseler krizden çıktı 2008’de Tamiflu satõşlarõndan 527 milyon dolar para kazanan Roche’un hisseleri domuz gribinden ölümlerin ya- şandõğõ 23 Nisan’dan bu yana yüzde 7.5 yükseldi. Domuz gribi öncesinde Roc- he hisseleri son 2005 yõlõ başõndan bu yana en düşük seviyesine gerilemişti. Tamiflu’ya alternatif olarak geliştirilen Relenza’nõn üreticisi İngiliz GlaxoS- mithKline’nin hisseleri de Aynõ dö- nemde yüzde 7.8 değer kazandõ. Şirketin hisseleri geçen ayõn başõnda 1996 yõlõndaki seviyeye kadar gerile- mişti. Yine Avustralyalõ ilaç üreticisi Biota Holding’in hisseleri iki günde iki- ye katlandõ. Alõm emirleri yağan his- seler ilaç şirketleriyle de sõnõrlõ kalmadõ, sağlõk ekipmanlarõ, dezenfekte cihazlarõ üreten dünya çapõndaki firmalar da yükselişe geçti. Dünya borsalarõ dü- şüşlere yenilirken New York Borsa- sõ’nda son günlerde kazandõran tek endeks, üç günde yüzde 2 yükselen Sağ- lõk Endeksi oldu. 5.5 milyar dolarlık iş fırsatı Ekonomi Servisi - Ameri- kalõ Savunma sanayi firmasõ Lockheed Martin, F-35 uçağõ için ürün ve hizmet sağlayacak ALP Havacõlõk, ASELSAN ve Kale Havacõlõk’la anlaşma imzaladõ. IDEF’09 Uluslararasõ Sa- vunma Sanayi Fuarõ’õnda ya- põlan anlaşmada, F-35 progra- mõ sayesinde Türk sanayisinin 5.5 milyar dolarlõk iş fõrsatõna sahip olmasõ bekleniyor. Top- lantõda verilen bilgiye göre, im- zalanan anlaşma çerçevesinde ASELSAN F-35 Şimşek II uçağõnõn elektro-optik hedef belirleme sisteminin optikleri- ni üretecek. F-35’in ön gövde parçalarõnõ ALP Havacõlõk ta- rafõndan üretilecek ve KALE Havacõlõk ise, ihaleyi ilk F-35 test uçağõnda olduğu gibi, ön gövde ve kanat parçalarõ teda- rikçisi olarak kazandõ. İmza töreninde konuşan Lockheed Martin Başkan Yar- dõmcõsõ ve F-35 Programõ Ge- nel Müdürü Tom Burbage, “Türk endüstrisi F-35 prog- ramı boyunca en önemli ürün ve servis sağlayıcılardan biri olacaktır. Türkiye, şu anda F-35 üretim hattına kompozit gövde üre- ten ve yakın bir zamanda tüm ana gövdeyi sunacak olan TAI de dahil olmak üzere olağanüstü bir endüst- riyel gücü elinde bulundu- ruyor” dedi. Savunma Sana- yii Müsteşarõ Murad Bayar da, F-35’in yaratacağõ yaklaşõk 8 milyar dolarlõk iş hacminin yüzde 50’sinin Türkiye’de üre- tilmesi hedeflendiğini kaydet- ti. Bayar, “Proje sürecinde yaklaşık 6 milyar dolarlık iş hacmi ortaya çıkmış oluyor. Koyduğumuz yerli katkı he- define böylece ulaşmış olu- yoruz. Şimdi bu başarıyı gör- dükten sonra hedefi revize et- mek gerek. Bundan sonra ‘sky is the limit’ gibi bir he- def koyabiliriz” dedi. Türkiye savunma sanayisi- nin rekabetçiliği ve en iyi de- ğeri sağlamasõyla bu başarõyõ elde ettiğini söyleyen Bayar, öncelikle ASELSAN’õn iş pa- yõnõn 1 milyar dolar seviyesi- ne ulaştõrõlmasõnõ hedefledik- lerini ifade etti. GÜNÜN İÇİNDEN  Reuters’e açõklama yapan Botaş yetkilisi, döviz kurundaki seviyeye bağlõ olarak, 1 Mayõs’tan ge- çerli olmak üzere doğalgaza yüzde 20 indirim ya- põlabileceğini kaydetti.  İflas istemeden ayakta kalmak için son planõnõ su- nan General Motors, borçlarõnõ yeniden yapõlan- dõrmayõ ve çoğunluk hissesinin ABD devletinde ola- cağõ bir şirkete dönüşmeyi planlõyor.  ABDli düzenleyici kurumlar, 19 bankanõn katõl- dõğõ ve hükümetçe stres testi olarak adlandõrõlan testin sonuçlarõ, Bank of America ve Citigroup’un sermaye arttõrmasõ gerektiğini ortaya koydu.  Macaristan İstatistik Kurumu 2009’un ilk çeyre- ğinde Macaristan’da işsizlik oranõ yüzde 9.7 ol- du ve işsiz sayõsõ 403 bine çõktõğõnõ açõkladõ. Alman Daimler şirketi, Chrysler’daki yüzde 19.9 hissesinden vazgeçmek konusunda Chrysler’õn yüz- de 80.1 hissesini elinde bulunduran Cerberus ya- tõrõm şirketi ve US Pension Benefit Guaranty şir- keti ile anlaşmaya vardõğõnõ açõkladõ.  Tofaş CEO’su Ali Pandõr, 15 Haziran’da bitecek ÖTV indiriminin devam edip bir yumuşak geçişe dönüşmesini istediklerini belirterek, “Bu öne ge- len talep bir anda tam tersine dönüp, bizi dur- gunluğa itebilir” dedi Meksikalılar gündelik hayata devam etmeye çalışırken ABD’deki New York Borsası’nın girişine el dezenfekte cihazları yerleştirildi. Ekonomi Servisi - Saban- cõ Vakfõ, yeniden yapõlanma çalõşmalarõ çerçevesinde ge- liştirdiği yeni strateji kapsa- mõnda “Toplumsal Geliş- me Hibe Programı”nõ uy- gulamaya koydu. Program uyarõnca bu yõl, kadõn, genç ve engelli alan- larõnda “Top- lumsal Adalet”, “İstihdam”, “Toplumsal Katılım” ve “Araştırma ve Savunuculuk” konularõnda ge- liştirilen 5 pro- jeyi toplam 1 milyon liralõk hibe verildi. Bu çerçevede Top- lum Gönüllüleri Vakfõ’nõn Sam- sun ve İstan- bul’da uygula- maya koyacağõ “Genç Alan” projesine 284 bin 322 lira, Ka- dõn Merkezi’nin (KAMER) Di- yarbakõr, Hak- kâri, Tunceli, Urfa ve Van’da- ki kadõn mer- kezlerine gele- meyen kadõnlar ve engelli ço- cuklarõnõn so- runlarõ için uygulayacağõ pro- jeye 278 bin lira, Kadõn Eme- ğini Değerlendirme Vakfõ’nõn ülke genelinde uygulayacağõ projeye 266 bin lira, Altõ Nokta Körler Vakfõ’nõn dar gelirli engelli kadõnlarõn iş ya- şamõna katõlõmõnõ amaçlayan projesine 115 bin 505 lira ve Toplumsal Konularõ Araş- tõrma ve Geliştirme Derne- ği’nin projesine 84 bin 571 li- ra hibe yapõlacak. Sabancõ Vak- fõ Mütevelli He- yeti Başkanõ Güler Sabancı, hibe sonuçlarõ- nõn açõklandõğõ toplantõda, “Hi- be programı ile kadınların, gençlerin ve en- gellilerin; eşit fırsatlara sahip olmalarını, top- luma aktif ola- rak katılmala- rını sağlayacak ve böylece top- lumsal gelişme- ye katkıda bu- lunacak proje- leri destekliyor, toplumda du- yarlılık yarat- mayı amaçlıyo- ruz” dedi. Vakfõn Genel Müdürü Hüsnü Paçacıoğlu da 54 farklõ ilden 273 başvuru gel- diğini belirterek projelerin seçi- minde farklõ alanlarda birbi- rinden ayrõ çalõşan sivil top- lum kuruluşlarõnõ ortak ça- lõşmaya teşvik edecek bir yol izlediklerini söyledi. Sabancõ Vakfõ’ndan 5 projeye 1 milyon TL hibe İlaç şirketleri ihya oldu Bundan 35 yıl önce Sadıka Sabancı’nın malvarlığını bağışla- yarak kurduğu vakıf, bugüne kadar 78 ilde 121 kalıcı esere imza attı. Sabancı Üniver- sitesi’ndekiler hariç 33 bin 500 burs, 700’ün üzerinde ödül verdi. 17 yıldır Halk Dansları Yarışması ve 11 yıldır Sabancı Uluslararası Adana Tiyatro Festivali gibi faaliyetler de gerçek- leştiriyor. 200’e yakõn kişinin ölümüne yol açan domuz gribi, küresel krizin de etkisiyle son 13 yõlõn en kötü günlerini geçiren ilaç şirketlerini dipten kurtardõ. Lockheed Martin’in F-35 projesi için imzalar atõldõ. Alp Havacõlõk, ASELSAN ve Kale Havacõlõk üretimin büyük bölümünü üstlenecek. Yaklaşık 8 milyar dolarlık iş hacmi yaratacak F-35’in üre- ticileri hizmet ve ürün sağlayıcıları anlaşma imzaladı. Türkiye’nin Boeing’den ‘Barõş Kartalõ Projesi’ kapsamõnda satõn aldõ- ğõ 4 adet Havadan Erken Uyarõ ve Kontrol Uçağõ’nõn (AEW&C) test aşa- masõnda olduğu açõklandõ. IDEF 2009 kapsamõnda Boeing’in düzenlediği toplantõda konuşan Barõş Kartalõ Türkiye Program Müdürü Mark Ellis, 1 No’lu uçağõn geliştirme testlerinin ve değerlendirme çalõşmalarõnõn Seattle’da yapõldõğõnõ, bu konuda HAVELSAN’õn en temel destekçileri olduğunu belirterek “Uçakların bütün ka- bul testlerini 2009’un ilerleyen aylarında gerçekleştireceğiz. 2 ve 3 No’lu uçakların modifikasyon ve boyama işlemleri tamamlandı. 4 No’lu uçağın modifikasyon çalışmaları sürüyor. Testler tamamlandıktan sonra müşterilere nihai teslim tarihi bildirilecek” dedi. Barış Kartalları test uçuşuna başladı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear