24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 17 NİSAN 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 Tanık: Belediyeyi Kızılay’a taşıyacağız ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çanka- ya Belediye Başkanõ Bülent Tanık, “başken- tin kalbi Kızılay”õ temiz, aydõnlõk, güvenli ve ticari açõdan hareketli bir kent merkezi haline getireceklerini belirterek, bu doğrultuda bele- diye binasõnõ da Kõzõlay’a taşõmayõ düşündük- lerini söyledi. Tanõk, belediyeciliğin birçok hizmeti bir ara- da yürütmeyi gerektirdiğini, Çankayalõlara se- çim döneminde verdikleri sözleri hõzla yerine getirmek için farklõ alanlardaki birçok işi bir arada yürütmeye çalõştõklarõnõ söyledi. Belediyenin örgütsel yapõlanmasõnõn düzen- lenmesi, çalõşanlarõn alacaklarõna ilişkin öde- me planlarõnõn oluşturulmasõ, sokak ve park düzenlemeleri; sosyal, kültürel ve çevre ile il- gili konulardaki çalõşmalarõ bütünsel olarak ele aldõklarõnõ ifade eden Tanõk, Kõzõlay’õn temiz, aydõnlõk, güvenli, ticari açõdan hareketli bir kent merkezi haline getirileceğini anlattõ. Ta- nõk, Çankaya’da yaklaşõk 500 sokağõn gündüz trafiğe kapatõlarak sadece “Oyun Sokağı” ha- line getirilmesine yönelik hazõrlõklara da başla- dõklarõnõ ifade etti. Çankaya Belediyesi’nin faaliyetlerini yürüt- tüğü TED kampusunun boşaltõlmasõna yönelik düşüncelerinin olduğunu bildiren Tanõk, ge- rekli yazõşmalarõ yaparak Çankaya Belediye- si’ni Ankara Anakent Belediyesi’ne ait olan Milli Müdafaa Caddesi’ndeki binaya taşõmak istediklerini kaydetti. Çankaya Belediyesi’nin kendisine ait bir hizmet binasõnõn olmamasõ ile ilgili eleştirilerin “popülist ve fırsatçı eleştiri- ler”olduğunu belirten Tanõk, “Başkanların kendilerine makam yapmak yerine belediye olanaklarını hizmete ayırması takdir edil- mesi gereken bir davranıştır” diye konuştu. Köy enstitülerinin kuruluşunun 69. yõldönümü yurt genelinde kutlanõyor Aydınlanmanın ışığı NİHAN İNAL Anadolu’nun aydõnlanma õşõğõ, köy ensti- tülerinin 69’uncu kuruluş yõldönümü bugün kutlanõyor. Köy enstitüsü mezunlarõ, enstitü- lerin önemini anlatmak için aralõksõz çalõş- tõklarõnõ belirtti. 17 Nisan 1940 tarihinde 3083 sayõlõ yasay- la, dönemin Milli Eğitim Bakanõ Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç’un önderli- ğinde kurulan “köy enstitüleri”, köylerde oku- ma-yazma öğretebilmenin yanõnda, modern ta- rõm, marangozluk, sağlõk, müzik, spor gibi bir- çok alanda yol göstermesi hedeflenerek ku- rulmuş, söz konusu alanlarda bilgi birikimi sa- hibi öğretmenlerin görevlendirilmesi hedef- lenmişti. Her öğrencinin yõlda 25 kitabõ oku- ma zorunluluğunun olduğu enstitülerde öğ- rencilere keman, mandolin, akordeon, bağla- ma dersleri verildi. Köy Enstitüleri, 14 yõllõk aydõnlanma savaşõnõn ardõndan 1954 yõlõnda bi- linçli bir politika izlenerek kapatõldõ. Yeni Kuşak Köy Ensitüleri (YKKED) Ay- dõn Şube Başkanõ Yusuf Büyükçoban, “Biz- ler köy enstitülüler olarak bu aşkı yaşatmak için derneğimiz bünyesinde çalışmalarımı- zı sürdürüyoruz” dedi. YKKED Denizli Şu- be Başkanõ Ayşegül Cencik de köy enstitüle- rinin Mustafa Kemal Atatürk tarafõndan kurulmasõ istendiğini ifade ederek, “Bizler köy enstitülerini yaşatmak için elimizden ne ge- liyorsa yapmalıyız” açõklamasõnõ yaptõ. Köy Enstitüsü Araştõrma ve Eğitimi Geliş- tirme Derneği (KAVEG) Eskişehir Temsilci- si İsmail Hakkı Ünal, enstitülerin Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ni yaşatmak için kur- durduğunu belirterek, “Köy enstitülerinin özellikle köylerde yaşayan yurttaşların eği- tilmesi nedeniyle başta toprak ağaları olmak üzere kimsenin işine gelmedi ve kapatıldı” diye konuştu. KAVEG Konya Temsilcisi Ha- san Can da “Kısa süre eğitim veren köy ens- titüleri Atatürk’ün izinde yetişen binlerce insan yarattı” dedi. 1947 yõlõ köy enstitüsü mezunu İbrahim Şimşek, köy enstitülerinin Türkiye’nin ay- dõnlanmasõndaki önemine değinerek, “Şu an- da Türk eğitimini elinde tutanların düşün- ce yapısını değiştirirsek köy enstitülerinin de yaşatabiliriz” diye konuştu. Genco Erkal Ergenekon’un, çağdaş düşünceyi mahkûm etmeyi amaçlayan bir sivil darbe olduğunu söyledi ‘Faşist bir eyleme dönüştü’ ‘Sıkıyönetim dönemini’ anımsatan uyarı İstanbul Haber Servisi - İstanbul İl Sağlõk Müdür Vekili Dr. Mehmet Bakar hastanelere bir yazõ göndererek, personelin herhangi bir si- vil toplum kuruluşunun, herhangi bir etkinliği- ne katõlõmõnõ müdürlüğe bilgi verme şartõna bağladõ. Sivil toplum örgütleri, bu yazõnõn sõkõ- yönetim dönemlerini anõmsatan bir yazõ oldu- ğunu, sendikalar ve odalar üzerindeki var olan baskõnõn arttõrõlmak istendiğini vurgularken Sağlõk Müdürlüğü yazõnõn “yanlışlıkla” imza- lanõp hastanelere gönderildiğini savundu. İl Sağlõk Müdürlüğü 30 Mart 2009 tarih ve 597 sayõyla bir yazõ hazõrlayarak tüm hastanele- re gönderdi. Mehmet Bakar imzalõ yazõda “Si- vil toplum kuruluşları tarafından düzenle- nen seminer, toplantı, kongre vb. etkinlikle- re müdürlüğümüzün bilgisi olmadan hiçbir hastane personelinin katılmaması hususunda gereğini rica ederim” ifadeleri yer aldõ. Türk Tabipleri Birliği Başkanõ Prof. Dr. Gen- çay Gürsoy, bunun akõl almaz bir kõsõtlama ol- duğunu belirterek, yazõnõn sõkõyönetim dönem- lerini anõmsattõğõnõ söyledi. “Mesai saatleri içinde” gibi bir ifade kullanõlmõş olsaydõ bu- nun bir derece kabul edilebilir olacağõna dikka- ti çeken Gürsoy, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yalnızca bilimsel toplantılara katılım değil, hekimler ve diğer personelin diğer aktivite- lerine, sivil toplum örgütü ilişkileri, siyasi, sosyal aktivitelerine sınırlama getiriliyor. Sı- kıyönetim dönemlerini anımsatıyor. Örne- ğin ‘Karanfil Sevenler Derneği’nin toplantısı- na katılmak isteyen bir personelin Sağlık Müdürlüğü’ne bilgi vermesi gerekiyorsa bu anlamsız bir baskıdır.” Sağlõk ve Sosyal Hizmet Emekçileri (SES) Aksaray Şube Başkanõ Songül Beydilli de ya- zõyõ “Söz konusu yazı, personelin hiçbir de- mokratik tepkiye katılmamasını isteyen bir otoriter zihniyetin ürünüdür” ifadeleriyle değerlendirdi. İl Sağlõk Müdürlüğü, özenle dü- zenlenip müdür Mehmet Bakar’õn imzasõnõn atõlmõş olduğu yazõnõn yanlõşlõkla imzalanõp gönderildiğini savundu. “www.istanbulsaglik.gov.tr” internet sitesine “30/03/2009 tarih ve 597 sayılı yazı sehven yazılmış olup müdürlüğümüz tarafından in- celeme başlatılmıştır. Düzeltme yazısı hasta- nelerimize gönderilecektir” ibaresini ekleyen müdürlük, yazõnõn nasõl yazõlarak imzalanõp gönderildiğini ise bilmediğini açõkladõ. İl Sağlõk Müdürlüğü, personelinin etkinliklere katõlõmõnõ izne bağladõ C H P ’ D E N ‘ E Ğ İ T İ M B A Y R A M I ’ Ö N E R İ S İ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP İzmir Milletvekili Bülent Baratalı, Köy Ensti- tülerinin kuruluş yıldönümü olan 17 Nisan’ın her yıl “Eğitim Bayramı” olarak kutlan- ması için yasa önerisi verdi. Baratalı, Köy Enstitülerinin günümüz koşullarına uyarla- narak yaşatılması istemiyle de Meclis araştırma önergesi hazırladı. Baratalı, dün TBMM Başkanlığı’na sunduğu yasa önerisinin gerekçesinde 17 Nisan 1940’ta kabul edilen ya- sayla kurulan Köy Enstitüsünün, cumhuriyet aydınlanmasının eğitim alanındaki en öz- gün ve ses getiren yapılanması olduğuna vurgu yaptı. Baratalı, bu sistem sayesinde ens- titülerinin görevinin sadece köy öğretmenleri yetiştirmekle kalmayıp, sağlık görevlileri, teknisyen ve benzeri meslek elemanları yetiştirilmesine büyük katkılar sağladığını anlattı. MELTEM YILMAZ Tiyatro sanatçõsõ Genco Erkal, Ergenekon operasyonunun “faşist bir eyleme dönüştü- ğünü” belirterek Çağdaş Yaşamõ Destekle- me Derneği’ne (ÇYDD) 50 bin lira tutarõn- daki ödülünü bağõşlamasõnõn aynõ zamanda Ergenekon operasyonuna bir “tepki” anlamõ taşõdõğõnõ söyledi. Erkal, “ÇYDD’nin aran- masındaki amaç, bağış yapanların gözünü korkutarak çağdaş eğitime darbe vurmak. AKP iktidara geldiğinden bu yana tiyatro oyunlarımız görmezden geliniyor. Birçok sanatçı, bu dava karşısında kendisini ça- resiz hissediyor” diye konuştu. ‘DAVAYI BAŞINDAN BERİ TUTARSIZ BULUYORUM’ Ödülünü ÇYDD’ye bağõşlamaya “temel eğitim sorununa dikkat çekmek ve rol modeli olmak” amacõyla çok önceden karar verdiğini ifade Erkal, ödül törenine ÇYDD Başkanõ Türkan Saylan’õ da davet ettiğini, ancak Saylan’õn aynõ gün Ergenekon ope- rasyonu kapsamõnda evinin aranmasõ, buna bağlõ olarak nükseden sağlõk sorunlarõ nede- niyle törene katõlamadõğõnõ belirtti. Erkal, şöyle devam etti: “Türkan Say- lan’ın evinin aranması benim için çok büyük bir şoktu. Yandaş basının onu he- def gösterdiğini de sonradan öğrendim. Ben Ergenekon davasını başından beri tutarsız buluyordum zaten. İşkence altın- da alınmış ifadeler, kim olduğu belli ol- mayan gizli tanıklar, birtakım ilgisiz tele- fon konuşmalarının ortaya çıkması da benim bu bakış açımı doğruladı. Türkan Saylan’ın da şüpheli konumuna oturtul- ması ise işin iyice şirazesinden çıktığını kanıtladı, bu açıdan iyi oldu. Ergenekon davası bir yargı sürecinden çok bir dü- şünceyi mahkûm etmeyi hedefleyen bir sivil darbe, faşizmin bir biçimi.” ‘ERGENEKON OPERASYONUNA BİR TEPKİYDİ’ Erkal, aldõğõ ödülü Saylan’a bağõşlama- sõnõn aynõ zamanda Ergenekon operasyo- nuna bir “tepki” olduğunu belirterek bu durumu şöyle değerlendirdi: “Sanat dünyasında Ergenekon davasına ilk tep- kiyi başlatan kişilerdenim. Ödül gece- sinde yaptığım konuşmada Sıvas 93 oyunumdaki bir sözü hatırlattım: ‘Hiç- bir şey eyleme geçen cehalet kadar korku- tucu olamaz’ dedim. Türkiye’nin yakın tarihinde meydana gelen birçok olayın kaynağının bu olduğunu düşünüyorum. Ben ödül olarak aldığım bu çeki tiyatro- da da kullanabilirdim ancak biliyorum ki karşımızdaki cemaat kültürü, eğitim alanında müthiş bir örgütlenme içeri- sinde, 20 yıldır bunun için çalışıyorlar. Bu ülkenin her kesimini egemenlikleri altına almak için büyük bir çaba sarf ediyorlar. Ancak çağdaş, laik bir top- lum özleyen kimselerin mücadelesi yete- rince etkin ve örgütlü değil, bir araya gelemiyorlar. Bu nedenle ödülümü, Do- ğu ve Güneydoğu Anadolu’daki feodal yapıyı kırmak ve böylece aydınlanma- nın hareketini başlatabilmek adına çalı- şan ÇYDD’ye bağışladım, buna tutukla- malar olmadan önce karar vermiştim. Ancak sonuçta ÇYDD’ye yapılan bu aramaların, buraya bağışta bulunan in- sanları korkutmayı hedeflediğini düşü- nüyorum. Buraya bağışta bulunan işa- damlarını, sanatçıları sindirmek, baskı altına almak hedefleniyor.” Sanat dünyasõndan birçok kişinin kendi- si gibi Ergenekon davasõ karşõsõnda “çare- siz” hissettiğine dikkat çeken Erkal, “Sa- natçı arkadaşlarımdan görüyorum ki herkes bir şeyler yapmak istiyor. Sanat dünyası bu duruma karşı çaresiz ve tepkili. Herkes bir adım atmak istiyor ancak bir türlü bir araya gelemiyorlar, kimileri ise ‘darbeci’ olarak nitelendiril- mekten korkuyor. Benim böyle bir çe- kincem yok, hiçbir zaman askeri darbe- den yana olmadığım açık” diye konuştu. ‘DALGALAR İKTİDARIN BOYUNU DA AŞACAK’ Erkal, sanatçõ olmasõna karşõn telefonla- rõnõn dinlendiği şüphesi taşõdõğõnõ ve bu- nun normal karşõlanamayacağõnõ belirtti. Erkal, “sanatçı özgür hissetmelidir an- cak ne yazık ki ben de telefonlarımın dinlendiği şüphesi taşıyorum. Ben zaten bu hareketin iktidar partisiyle de sınırlı kalmadığını düşünüyorum. Her ne ka- dar iktidara yandaş bir hareket gibi gö- rünse de belli bir dönem gelecek ve bu dalgaları kimse kontrol edemeyecek, dalgalar iktidarın boyunu da aşacak” ifadesini kullandõ. ‘Sanatçõlar çaresiz ve tepkili’ Ergenekon davasını başından beri tutarsız bulduğunu belirten tiyat- ro sanatçısı Genco Erkal, “Say- lan’ın da şüpheli konumuna otur- tulması ise işin iyice şirazesinden çıktığını kanıtladı, bu açıdan iyi oldu. Ergenekon davası bir yargı sürecinden çok bir düşünceyi mahkûm etmeyi hedefleyen bir si- vil darbe, faşizmin bir biçimi. ÇYDD’nin aranmasındaki amaç, bağış yapanların gözünü korkuta- rak çağdaş eğitime darbe vurmak. AKP iktidara geldiğinden bu yana tiyatro oyunlarımız görmezden geliniyor. Birçok sanatçı, bu dava karşısında kendisini çaresiz hisse- diyor” dedi. Aydõn Doğan Vakfõ’nõn bu yõl tiyatro dalõnda verilen ödülüne değer görülen ve aldõğõ 50 bin TL tutarõndaki ödülü ÇYDD’ye bağõşlayan Erkal, aldõğõ ödülü Saylan’a bağõşlamasõnõn aynõ zamanda Ergenekon operasyonuna bir “tepki” olduğunu belirtti. Erkal “Sanat dünyasõnda Ergenekon davasõna ilk tepkiyi başlatan kişilerdenim. Ödül gecesinde yaptõğõm konuşmada ‘Sõvas 93’ oyunumdaki bir sözü hatõrlattõm: ‘Hiçbir şey eyleme geçen cehalet kadar korkutucu olamaz’ dedim. Türkiye’nin yakõn tarihinde meydana gelen birçok olayõn kaynağõnõn bu olduğunu düşünüyorum” dedi. “AKP’nin iktidara geldiği 2002’den bu yana tiyatro oyunlarõnõn görmezden ge- lindiğini” ifade eden Genco Erkal, özetle şun- larõ söyledi: “Ergenekon davasõnda Cumhuriyet mi- tingleri dahi darbe eylemi olarak değerlendirildiğine gö- re demek ki toplumu hiç tanõmamõşlar. Ancak beni bu davada iktidarõn değil, liberallerin tepkisi çok şaşõrttõ. Liberallerin, Er- genekon davasõnõn hangi cemaatin işine yaradõğõnõ görememesine hayret et- tim. Diğer taraftan AKP ik- tidara geldiği 2002’den bu yana Sõvas 93 oyunu- muzu oynamak için valilikten aylarca izin istedik ancak aylar sonra ‘toplumun huzurunu bozacağõmõz gerekçesiyle’ izin veremeyeceklerini ilettiler. TRT’de bundan önce her yõl iki dakikalõk tanõtõmlarla oyunlarõmõzdan söz eder- di, artõk bu da yok oldu. Oyunlarõmõz yokmuş gibi davranõyorlar. Bir tür görmez- den gelme politikasõ.” ‘AKP TİYATRO OYUNLARINI GÖRMEZDEN GELDİ’ (Fotoğraf:AA) ESKİ VE YENİ KUCAKLAŞTI - Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği’nin düzenlediği 17 Nisan Eğitim Bayramı etkinliği dün İzmir Selahattin Ak- çiçek Kültür Merkezi’nde başladı. Gazetemiz Ege Bölge Temsilcisi Kızık’ın yönettiği panelde konuşan Prof. Dr. Binnur Yeşilyaprak salondaki köy enstitüsü mezunları ve yeni öğrencilerin kucaklaşmasını istedi. Bu sözler üzerine herkes yerinden kalkarak birbi- rine sarıldı. (Fotoğraf: EMRE DÖKER)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear