Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
17 NİSAN 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Unuttuk...
Düşünceye dalmış bir gecenin içinde bazen
anılarımla baş başa kalıyorum...
El ayak çekilmiş, sessizlik çökmüştür...
Bilinmeyen denizler, ırmaklar, göller... Ahenkli
bir sessizlik...
Elimde bir kitap, televizyonun sesi kısık...
Bir şeyler mırıldanırım... Gözlerimi yumup o bi-
linmeyen kentlere giderim...
Sabahın köründe uyanan ve kâğıt toplamaya
giden çocukları, gençleri, kadınları düşünürüm!
Bu saatlerde Beyoğlu cıvıl cıvıldır...
Telaşlı insanları düşünür, Karaköy vapur iske-
lesine koşar adımlarla giden insanları görür gibi olu-
rum.
Nisan kokusu sarmıştır bahçeyi...
Soluk sarı ışıklı sokak lambaları bahçede açan
kırmızı ve beyaz güllerin üzerine düşmüştür.
Tuhaf bir duygu kaplar içimi...
Bu gece yıldızların düşünceye dalmış yalnız-
lığında, durgun denizin yatağına sokulan ay, Mo-
da iskelesinin üzerinden geçip gitmiştir.
Uykunun o derin boşluğunda belki de kendi şar-
kısını söylemiştir.
Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih
Kanadoğlu’nun “Unuttuk” adlı kitabının (Doğan
Kitap) sayfalarında geziniyorum.
Salonun penceresini açtım...
Poyraz olanca sertliğiyle yüzümü yaladı, üşü-
düm...
Sabih Kanadoğlu’nun Cumhuriyet’te çıkan
yazılarından oluşan kitap “bizi bize” anlatıyordu...
Unutkan bir toplumduk!
Yakın tarihimize ışık tutan Kanadoğlu, Atatürk’ü
anlatan o yazısında ne diyordu:
“Atatürk, bir ümmetten millet, kuldan yurttaş ya-
ratarak ulus devletin temellerini atmıştı. Unuttuk.
Atatürk, bize hukukun üstünlüğünün, hukuka
bağlılığın, çağdaş ve uygar bir devlet için koşul ol-
duğunu öğretmişti. Unuttuk.”
Unuttuğumuz çok şeyler vardı bizim...
Yaşamı çoğaltmayı, sermaye-emek çelişkisi-
ni, birey olmayı, emeğin gücünü, işçi sınıfını...
Laik eğitim sisteminin nasıl ortadan kaldırıldığını,
dinci ve tarikatçı yapılanmanın devlet erkini na-
sıl kuşattığını...
Laik demokratik cumhuriyete olan kin ve
nefretlerini kusan liboş tayfa... Din bezirgânları ve
din baronları.
Mustafa Kemal bize çağdaşlığı ve uygarlığı öğ-
retmişti... Kitap okumayı, tiyatroya gitmeyi, mü-
zik dinlemeyi...
Kulluktan bireye geçen bir ulusun çocuklarıydık
biz.
Bugünlerde inadına altını çizdiğim bir konu
var...
Atatürk bize Türkiye Cumhuriyeti’ni laik demok-
ratik bir devlet olarak bırakmıştı...
Unuttuk.
Bunları unutturmamak isteyen çok az sayıda
gazeteci, aydın, bilim insanı kaldı Türkiye’de...
Yitip gitmiş kentlerin sisi içinde, çiçek açan ağaç-
ları, yaşamı, çağdaşlığı savunuyorduk.
Kanadoğlu, bu ülkede bazı savcıların, yargıçların
telefonlarının dinlendiğini anlatıyordu yaptığı ko-
nuşmalarda.
Yaşamını hukukun üstünlüğüne adamış, ba-
ğımsızlıktan yana olmuş, demokrasiyi ve öz-
gürlükleri savunmuş olan Kanadoğlu ne diyor-
du:
“Atatürk bize, hukukun üstünlüğünün, hukuka
bağlılığın, çağdaş ve uygar bir devlet için koşul ol-
duğunu öğretmişti. Unuttuk.”
Aslında kanlı 1 Mayıs’ları, 12 Mart sonrası ku-
rulan darağaçlarını, askeri darbeleri, cuntacı faşist
paşaları, faili meçhul cinayetleri, devlet içinde
örgütlü çeteleri, işkenceden geçirilen Manisalı ço-
cukları da unutmuştuk biz.
Unuta unuta bugünlere gelmiştik...
Bugün ise birileri laikliğin, demokrasinin bir ya-
şam biçimi olduğunu unutturmak istiyor bize.
Yargının bağımsızlığını, hukukun üstünlüğü-
nü...
Unutturmak!..
Tarikat toplumu yaratmak.
Bireyi kul sanmak!..
Liberal faşistleri tarikat şeyhlerinin kasasından
beslemek!..
Emekçilerin 1 Mayıs’ta Taksim’de toplanma-
larını engellemek.
Düşünceye kelepçe vurmak!..
Ve diyor ki:
“1 Mayıs’ı tatil yapacağız, yetmez mi?”
Yıldızların ve gecenin düşünceye dalmış saat-
lerindeyim.
Senegalli şair L. Sedar Senghor’un dizeleri bir
gitar eşliğinde salonda yayılıyor:
“Dinleyelim türküsünü, dinleyelim koyu kanın da-
marlarımızda çarptığını, dinleyelim.”
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212 343 72 69
Schröder için
Almanya’ya
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan, cumartesi günü
65 yaşõna basacak olan
eski Almanya Başbakanõ
Gerhard Schröder’in
doğum günü için
Hannover kentine
gidecek. Doğum gününe,
eski Fransa
Cumhurbaşkanõ Jacques
Chirac ve Rusya
Başbakanõ Vladimir Putin
de davet edildi.
Schröder’in Rus enerji
şirketi Gazprom’a
danõşmanlõk yapmasõ
nedeniyle Putin’in
Hannover’e gitme
ihtimali yüksek
görülüyor. Eğer, Putin ve
Chirac da davete katõlõrsa,
Başbakan Erdoğan’õn her
iki isimle de görüşme
yapmasõ planlanõyor.
Başbakan’õn, Almanya’da
bazõ derneklerin
toplantõlarõna da
katõlacağõ belirtiliyor.
Encümen-i Dâniş
toplantısı yapıldı
İstanbul Haber
Servisi - Emekli asker ve
üst düzey sivil
yöneticilerin oluşturduğu
“Encümen-i Dâniş”in
toplantõsõ, Moda’daki
Deniz Kulübü’nde
yapõldõ. Toplantõya, eski
Genelkurmay başkanlarõ
emekli orgeneraller
Hüseyin Kõvrõkoğlu,
İsmail Hakkõ Karadayõ,
eski TBMM
başkanlarõndan Necmettin
Karaduman ve eski Milli
Eğitim bakanlarõndan
Sefa Reisoğlu katõldõ.
Karaduman toplantõnõn
ardõndan gazetecilerin
“Türkiye halkõ kavramõnõ
nasõl
değerlendiriyorsunuz”
sorusu üzerine, “Biz de
buna katõlõyoruz, çünkü
Atatürk zaten Türkiye
Cumhuriyeti’ni kurarken
bu açõklamayõ yapmõştõr.
Bu Türkiye halkõ deyimi,
kucaklayõcõ bir deyimdir”
dedi.
Abdülhamit’in
torunu Ethem öldü
BURSA
(Cumhuriyet) - Padişah
2. Abdülhamit’in oğlu
Şehzade Mehmet
Selim’in kõzõ Nemika
Sultan’õn torunu olan
Mehmet Selim Ethem
(67) Bursa’da öldü.
Bursa’nõn İznik ilçesinde
yaşayan Ethem, böbrek
yetmezliği nedeniyle 1.5
ay önce Uludağ
Üniversitesi Tõp Fakültesi
Hastanesi’ne kaldõrõldõ.
Mehmet Selim Ethem,
tedavi gördüğü Nefroloji
Kliniği’nde geçirdiği
beyin kanamasõ sonucu
yaşamõnõ yitirdi. Ethem’in
cenazesi, İznik
ilçesindeki Yeşil Cami’de
ikindi vakti kõlõnan cenaze
namazõnõn ardõndan
toprağa verildi.
5 bin mermi
ele geçirildi
ŞANLIURFA
(Cumhuriyet) -
Şanlõurfa’nõn Ceylanpõnar
ilçesinde Suriye’den
aldõğõ mermileri çuval
içerisinde sõnõrdan kaçak
yollarla Türkiye’ye
geçirmeye çalõşan H.Y.
(18), nöbetçi askerlerce
fark edildi. Durdurulup
aranan zanlõnõn çuvalõnda
5 bin civarõnda
Kalaşnikof mermisi
bulundu. Gözaltõna
alõnan zanlõ, adliyeye
sevk edildi.
Tacize uğrayan B.Ç’ye sağlam raporu veren Adli Tõp Kurumu’nda istifa şoku
Üzmez yine sevinecekİstanbul Haber Servisi -
Bursa’nõn Mudanya ilçesinde
dinci Anadolu’da Vakit ga-
zetesi yazarõ, Hüseyin Üz-
mez (76) tarafõndan cinsel is-
tismara uğrayan 14 yaşõndaki
B.Ç. için dün toplanan Adli
Tõp Kurumu (ATK) 6. İhtisas
Kurulu’nda istifa şoku ya-
şandõ. Adalet Bakanõ Mehmet
Ali Şahin’in ‘oluruyla’ 4 ay
önce ATK 6. İhtisas Kurulu
çocuk psikiyatrisine atanan
Doç. Dr. Ayten Erdoğan is-
tifa gerekçesini, “ATK’de
çalışan birçok üye ve yöne-
tici tarafından eleştirilere
ve yıpratmalara maruz kal-
maktayım. Bu koşullarda
sağlıklı rapor çıkarmak zor
olacak ” diye açõkladõ.
Cinsel istismara uğradõğõ
gerekçesiyle dün ikinci kez
ATK’ye çõkarõlan B.Ç’nin
(14) muayene olmasõ ve ra-
porunu almasõ bekleniyordu.
Doç. Dr. Erdoğan, “Bu ko-
şullarda sağlıklı rapor çı-
karmak zor” gerekçesiyle
kurumdan istifa ettiğini açõk-
ladõ.
7 sayfalõk istifa dilekçe-
sinde Erdoğan neden İhtisas
Kurumu’nda çalõşamayaca-
ğõnõ 27 madde halinde sõra-
ladõ. Erdoğan, Adli Tõp Ku-
rumu’na yönelik ithamlarda
bulundu ve “B.Ç’ye yine ay-
nı raporun verileceğini”
öne sürdü.
Doç. Dr. Erdoğan’õn istifa
dilekçesinden bazõ başlõklar
şöyle: “Mağdurenin ruh sağ-
lığının bozulmadığı yönün-
de rapor verilecek. Bu ko-
şullarda sağlıklı rapor çı-
karmak çok zor. Adli Tıp
Kurumu’nun sistemi içinde,
bu iş yüküyle sağlıklı karar
verilmesi imkânsızdır. Adli
Tıp Kurumu’nun mevcut
sisteminin değişmesi ve bu
konuda yetkililerin dikkati-
ni çekmek için istifa zorun-
lu hale gelmiştir.”
“Küçük yaşta kız çocu-
ğuna cinsel istismarda bu-
lunduğu” iddiasõyla 25 yõla
kadar hapis cezasõ istemiyle
Bursa 4. Ağõr Ceza’da yargõ-
lanan Üzmez’in mağdur etti-
ği öne sürülen B.Ç.’yi savu-
nan Bursa Barosu ile Hazine
avukatlarõ bir süre önce mah-
kemeye başvurmuştu.
Mahkeme heyeti, avukat-
larõn taleplerini yerinde buldu.
Mahkeme, küçük kõzõn İs-
tanbul Adli Tõp Kurumu 6. İh-
tisas Dairesi’nin bir süre ön-
ce gönderdiği “Ruhsal bo-
zukluğu olmadığını” içeren
raporunu “yok” kabul eder-
ken B.Ç’nin İstanbul
ATK’deki genel kurulda dün
hazõr bulundurularak yeni-
den muayene edilmesine ka-
rar verdi.
Ancak istifanõn ardõndan
B.Ç sevk edildiği İstanbul
Üniversitesi Tõp Fakültesi
Çocuk Psikiyatri Bölümü’nde
muayene edildi. Üzmez’in
kaderini etkileyecek İstanbul
Adli Tõp Genel Kurumu’nun
vereceği rapor, Bursa 4’üncü
Ağõr Ceza Mahkemesi’ne
gönderilecek.
Vakit yazarõ Hüseyin Üzmez’in tacizine uğrayan B. Ç. için rapor düzenleyen
ATK 6. İhtisas Kurulu üyelerinden Doç. Dr. Ayten Erdoğan dün istifa etti. Doç. Dr.
Erdoğan istifa dilekçesinde, “Mağdurenin ruh sağlõğõnõn bozulmadõğõ yönünde
rapor verilecek. Bu koşullarda sağlõklõ rapor çõkarmak çok zor. Adli Tõp
Kurumu’nun sistemi içinde, bu iş yüküyle sağlõklõ karar verilmesi imkânsõzdõr. Adli
Tõp Kurumu’nun mevcut sisteminin değişmesi ve bu konuda yetkililerin dikkatini
çekmek için istifa zorunlu hale gelmiştir” dedi.
BAYKAL’A BRİFİNG VERDİ
Gür: İstanbul
modeli tüm
ülkeyeyayılmalı
“İstanbul’da Kõlõçdaroğlu-Tekin ikilisi,
1994 yerel seçimlerinde Refah Partisi’nin
uyguladõğõ modele benzer bir modelle,
toplumun her kesimiyle iletişim halinde
olmanõn semeresini elde edilen sonuçlarla
gösterdi’’ diyen Gür bu modelin tüm ülkeye
yayõlmasõ durumunda sosyal demokrat
hareketin iktidar olabileceğini söyledi.
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) - Ye-
rel seçim sonuçlarõnõ
doğru tahmin eden
A&G Araştõrma Şir-
keti’nin sahibi Adil
Gür, CHP lideri Deniz
Baykal’a brifing verdi.
Adil Gür, önceki
gün parti genel mer-
kezinde CHP lideri
Deniz Baykal’la gör-
üştü. Gür’ün Baykal’a
seçimlerden önce ve
sonra yaptõklarõ araş-
tõrmalarõn sonuçlarõ
konusunda ayrõntõlõ bil-
gi verdiği kaydedildi.
Adil Gür’ün yerel se-
çimlerden sonra Milli-
yet gazetesi için yaptõ-
ğõ anketlerde CHP’nin
İstanbul modeli ve
“umut olup olama-
yacağı” da sorgulandõ.
‘CHP ne yapmalı?’
Ankete katõlanlarõn
yüzde 47.7’si İstan-
bul’daki Kemal Kı-
lıçdaroğlu-Gürsel Te-
kin modelinin Türkiye
genelinde yaygõnlaştõ-
rõlmasõ gerektiğini bil-
dirdi. “CHP umut
olabilir mi?” sorusu-
na ise ankete katõlan-
larõn yüzde 45.3’ü
“hayır”, yüzde 38’i
“evet” yanõtõnõ verdi.
Adil Gür, bu anket
sonuçlarõnõ “CHP ne
yapmalı?” başlõğõ al-
tõnda yorumlarken şu
görüşleri dile getirdi:
“İstanbul’da Ke-
mal Kılıçdaroğlu-
Gürsel Tekin ikilisi,
1994 yerel seçimle-
rinde Refah Parti-
si’nin uyguladığı mo-
dele benzer bir mo-
delle, toplumun her
kesimiyle iletişim ha-
linde olmanın seme-
resini, elde edilen so-
nuçlarla gösterdi.
Belki bu çalışmaya
daha erken bir tak-
vimde başlanabilse
veya seçim birkaç ay
daha sonra yapılsay-
dı, seçim sonucu da-
ha farklı olabilirdi.
Özetle, demek ki seç-
men, olumlu çabala-
ra karşılık verebili-
yormuş. İstanbul’da-
ki bu başarının tek
mükafatını, İstanbul
ekibine vermek hak-
sızlık olur.
Genel merkezin ve
genel başkanın oluru
olmadan açılımlar
yapmanın, mevcut si-
yasi partiler kanunu
dikkate alındığında
pek mümkün olma-
dığını da unutmamak
gerek. Seçmenler, İs-
tanbul’da başlayan
bu hareketin CHP
tarafından tüm Tür-
kiye’ye yayılması ge-
rektiğini düşünüyor.
(....)
Özetle; CHP bu se-
çim döneminde, İs-
tanbul’da başlattığı
muhafazakâr, dar
gelirli, düşük eğitim-
li, ağırlıklı olarak,
moda tabirle varoş-
larda yaşayan seç-
menle barışma, on-
ları anlama ve dinle-
me yolunu seçmeye
devam eder; vitri-
niyle, vizyonuyla,
söylemi ve çözüm
önerileriyle bunu ül-
ke geneline yayma
yolunda atılımlar ya-
pabilirse, Türkiye or-
ta ve uzun vadede
yeniden sosyal de-
mokrat bir iktidarla
tanışabilir.”
Parlamentoda basın toplantısı düzenleyen CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Seydişehir Eti
Alüminyum’daki özelleştirmeyle kamunun zarara uğratıldığını belirtti. (Fotoğraf: AA)
‘Kamu kaynakları organize
şekilde talan ediliyor’
AKP’den destek alamadõ
Grup Başkanvekili Nihat Ergün, TBMM Başkanõ’nõn tersine Cumhurbaşkanõ Gül’ün
eski anayasa hükümlerine göre seçildiğini ve görev süresinin de 7 yõl olduğunu söyledi
EMİNE KAPLAN
ANKARA - TBMM Başkanõ
Köksal Toptan’õn “Bizim görev sü-
remiz 4 yılsa Cumhurbaşkanı Ab-
dullah Gül’ün de 5 yıl olur” açõk-
lamasõna karşõn AKP’de bu konuda
farklõ görüşler dile getiriliyor. AKP
Grup Başkanvekili Nihat Ergün, bu
parlamentonun 5, Cumhurbaşkanõ
Gül’ün de 7 yõllõğõna seçildiğini be-
lirterek bu sürelerde bir azalmanõn
söz konusu olmayacağõnõ söyledi.
Toptan’õn, genel seçim ve Cum-
hurbaşkanõ Gül’ün görev süresine
ilişkin açõklamalarõ, genel seçimin
2011 mi, yoksa 2012’de mi yapõla-
cağõ, Gül’ün görev süresinin 5 yõl mõ,
yoksa 7 yõl mõ olacağõ yönündeki tar-
tõşmalarõ yeniden alevlendirdi.
TBMM Başkanõ Toptan, “Bana gö-
re dönemimiz 4 yıldır, ama aksi-
ni savunanlar da var. Eğer bizim
görev dönemimiz 4 yılsa, Cum-
hurbaşkanı’nınki de 5 yıldır” der-
ken, AKP’den bu konuda farklõ bir
görüş geldi.
‘Düzenleme sonra yapıldı’
AKP Grup Başkanvekili Ergün, bu
tartõşmalara TBMM’nin netlik ka-
zandõrmasõ gerektiğini belirterek
bunun yargõnõn kararõna bõrakõla-
mayacağõnõ söyledi. Ergün, bu ya-
sama döneminin milletvekillerinin
anayasanõn eski “milletvekili genel
seçimleri 5 yılda bir yapılır” hük-
müne göre seçildiğini, dolayõsõyla gö-
rev sürelerinin de bir erken seçim ka-
rarõ alõnmadõğõ sürece 5 yõl olduğu-
nu söyledi. Cumhurbaşkanõ Abdul-
lah Gül’ün de 7 yõllõğõna seçildiğini,
cumhurbaşkanõnõn halk tarafõndan 5
yõllõğõna seçilmesine ilişkin anaya-
sa değişikliğinin Gül’ün seçiminin
ardõndan yapõldõğõna dikkat çeken Er-
gün, “Dolayısıyla Gül’ün görev
süresi 7 yıldır” dedi.
AKP’nin, bu yasama döneminin 5
yõl olduğu ve Gül’ün görev süresinin
7 yõl olduğuna ilişkin bir yasa deği-
şikliği yapmasõ durumunda genel se-
çim 2012 yõlõnda, cumhurbaşkanlõ-
ğõ seçimi 2014 yõlõnda yapõlacak.
AKP Tüzüğü’ne göre genel başkan
en fazla 4 dönem için seçilebiliyor.
Tüzük değişikliği yapõlmazsa Tay-
yip Erdoğan, 2012 yõlõnda son kez
genel başkan seçilecek ve liderliği
2015 yõlõnda sona erecek. 2012 yõ-
lõnda yapõlacak genel seçimden de
tek başõna iktidar olarak çõkmayõ he-
defleyen Erdoğan’õn, liderliğinin
bitmesine 1 yõl kala 2014 yõlõnda ya-
põlacak cumhurbaşkanlõğõ seçimin-
de aday olabileceği belirtiliyor.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - CHP Konya Milletvekili
Atilla Kart, dün parlamentoda dü-
zenlediği basõn toplantõsõnda Sey-
dişehir Eti Alüminyum AŞ’nin
özelleştirilmesi ile ilgili açõkla-
malar yaptõ.
Kart, “iktidarın, özelleştirme-
nin iptaline ilişkin Danıştay 13.
Dairesi’nin kararını uygulama-
yarak, alıcı firmanın işgalini
sürdürmesine göz yumduğunu
ve haksız kazançlar elde etme-
sine zemin hazırladığını” vur-
guladõ. Değeri 3,5-4 milyar dolar
seviyesinde olan şirkete ait tesis-
lerin çok daha düşük bir değere sa-
tõldõğõnõn altõnõ çizen Kart, “Devir
tarihi itibarıyla şirkette çalışan
işçi sayısı 2 bin 622 iken, 2008 so-
nu itibarıyla çalışan sayısı bin
357’dir. Bu sayının, seçimlerden
sonra binin altına düşmesi söz
konusudur” dedi. Kart, “Bu tab-
lo, kamu kaynaklarının talan
edilmesi anlayışını gösteren va-
him bir örnektir. Bu tabloyla,
30-40 yıl içinde alüminyum tek-
nolojisi konusunda bir okul ha-
line gelen bir kurum çökertil-
miştir. Bu tabloyla Manavgat
Nehri üzerinde kayaların içine
gizlenmiş olan dev bir santral
yok edilmektedir” derken sendi-
kalarõn da bu duruma sessiz kal-
dõğõnõ söyledi.
Hak-İş’in suskunluğu
Kart, “Görünürde Seydişe-
hir’in özelleştirilmesine karşı
koyan Hak-İş’e bağlı Çelik-İş
Sendikası’nın, özelleştirme aşa-
masından itibaren tam bir ses-
sizliğe büründüğünü görüyo-
ruz. Bu durum, sendikanın alı-
cı firma ve Hükümet’le işbirliği
içinde olduğu anlamına gel-
mektedir” dedi.
Kart, açõklamalarõnõ, “Yolsuz-
luğu kurumsallaştıran ve de-
netlenemez hale getiren bir sis-
temden söz ediyorum. Seydişe-
hir Eti Alüminyum, kamu kay-
naklarının organize bir şekilde
talan edildiğini göstermesi ba-
kımından ibret verici bir ör-
nektir. Sendikaların görevini
yapmadığı, hükümet ve Özel-
leştirme İdaresi’nin hukuksuz-
lukların içinde olduğu ve niha-
yet Cumhurbaşkanlığı maka-
mına bağlı Devlet Denetleme
Kurulu’nun sembolik bir ma-
kam olmaktan öteye gidemedi-
ği bir Türkiye fotoğrafıyla kar-
şı karşıyayız” diye noktaladõ.
Köksal Toptan.