26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 18 MART 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DİZİ 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Kıbrıs Türkü’nün Tuvalu Kadar Su Sorunu Yok mu? “5. Dünya Su Forumu”na katılan devlet ve hü- kümet başkanları ile uluslararası örgüt temsilcileri, Cumhurbaşkanı Gül’ün ev sahipliğinde 21. yüzyılda daha sürdürülebilir ve su konusunda daha güveni- lir bir dünyanın oluşturulmasını tartışıyor. Forumun, uluslararası sermayenin amaçlarına yardım amacıyla ticari bir gösteri olduğunu söyleyenler de var. Vize kısıtlamaları ve 280 sterlin tutarındaki gi- riş ücreti nedeni ile, daha yoksul ülkelerin delegele- rinin foruma katılmasının önlendiğini ileri sürerek ev sahibi Türkiye’yi suçlayanlar da. Dahası, kendilerini aktivist olarak tanımlayan bir gru- bun ilk gün sergilemek istedikleri gösterilerin polisin sert karşılığı ile durdurulması ile yetinilmeyerek, apar topar sınır dışı edilmelerini eleştirenler de! Özetle, BM’nin gözetiminde ve OECD desteği ile ya- pılan 5. Su Forumu’na katılmak için 192 ülkeden 29 bin 144 başvurudan, yoğunluk nedeni ile ancak 23 bin 273’ünün kaydının yapıldığını bile öğrenmek, tu- rizm açısından sevinilecek bir şey. Forumu açan Cumhurbaşkanı Gül’ün de söyledi- ği gibi “gerekli önlemler alınmazsa 2010’dan, yani ge- lecek yıldan itibaren su yoksulu olma tehlikesi ile kar- şı karşıya” olan Türkiye’nin bugüne kadar izlediği bir stratejiyi de, terk ederek komşu Irak’ın yıllardır bıkıp usanmadan yaptığı öneriye destek olduğu da foru- mun ilk günü açıklanan “Çağrı Metni”nde yer alıyor. Buna göre Fırat ve Dicle gibi sınırı aşan sular ko- nusunda, suyun aktığı ve denize karıştığı ülkelerle iş- birliği yapılacak. Foruma yazının başında özetlediğim nedenlerle kar- şı çıkan alternatif grupların oluşturduğu çalıştay ve sempozyumların da dün başlayan çalışmalara, su- yun ne kadar önemli olduğunu dünyanın her tarafında anlatmaktan usanmayan aktivistlerin tartışmalarını ta- şıyacak. Beni de uyaran dost iletisi Bu tartışmalı forumun en çok kendilerini de ilgi- lendirmesi gerektiğini söyleyen bir okurumdan ge- len ileti, hem bugünkü yazının yazılmasına, hem de o yazıdaki, “Kıbrıs Türkü’nün Su Sorunu Yok mu?” başlığının aktarılmasına yol açtı. Benim her yurtsever gibi Kıbrıs’taki soydaşlarımı- zın sorunları karşısındaki duyarlığımı bilen okurumun, adadaki Türk ve Rum devlet Başkanları arasında yeni oluşum için sürdürülen tartışmalardan yola çı- karak yaptığı uyarının politik yönü kadar, insani ta- rafı da ağır basıyor. O eski yeşil ada tanımlamasının yerini çoktan su- suzluğun giderilmesi için dışa bağımlı olan ülkelerin ilk sırasında gelen Kıbrıs adasında tek devlet varmış anlayışının, 5. Uluslararası Forumu’na ev sahipliğini üstlenen Türkiye tarafından kısmen törpülenerek be- nimsendiğini öğrenmek, sadece hazin değil, çok va- him olmalıdır. Öyle anlaşılıyor ki, öteden beri o anlayışa öncülük etmeyi ısrarla sürdüren devletler ve BM örgütü lis- tesinde Kıbrıs Cumhuriyeti adı altında yer alan Gü- ney Kıbrıs Rum devletinin 5. Foruma çağrılmasını ön- leyemeyen ya da önlemek istemeyen Türkiye, çağ- rının kendisi tarafından değil de, kimi sivil toplum ör- gütlerince üstlenilmesini sağlayarak başarılı bir iş yap- tığını düşünmüş. Ama öylece adanın kuzeyinde de bağımsız bir devlet olarak yaşamak gibi çağımızda son derecede saygınlıkla karşılanması gereken hak- larını kullanmış olan KKTC’yi yok saymakta direnen o ortodoks katılığı karşısında sessiz kalmayı tercih eden AKP politikası bu forumda da ağır basmış. Kıbrıs’ın hem Türkler hem de Rumlar için yaşam- sal olan su sorununu ancak Türkiye’nin Anamur’dan denize dökülen ırmakların bir denizaltı borusu ile ada- ya aktarılarak çözülebileceği biliniyor. Ve gecikme- li de olsa o çözüm yolu gerçekleştirildiğinde o su, KKTC topraklarından adanın hem kuzeyine hem de güneyine gidecek. Öyle anlaşılıyor ki, o tarihte KKTC’nin varlığını tör- püleyerek Kuzey Kıbrıs’ın güneydeki Rum cumhuri- yetinin tek devlet çatısı altına girmesi için inatla sür- dürülen o stratejinin yürürlüğe konulmasına şayet ik- tidarda kalmış ise, AKP de omuz verecek! 5. Dünya Su Forumu, biz Türk vatandaşlarına on- ca tartışmalı konu arasında Kıbrıs’ta oynanmakta olan oyunu içine sindirmek için devletimizi yöneten zih- niyeti ve onu bin dereden su getirerek ayakta tutmakta olan sözde aydınlarımızın içyüzlerini bir kez daha gös- termiş oldu. Tuvalu desteğinde Davos fatihliği O arada bir de, bu forumda Sayın Cumhurbaşka- nımızın çağrısına uyarak, bulunan dünyanın ikinci en küçük devleti Tuvalu hakkında gecikmeli bilgi edin- meleri sağlandı. Meraklılarının Google’a başvurmalarına gerek kal- madan söyleyeyim. Büyük Okyanus’ta beş ya da dokuz mercan ada- sından oluşan Tuvalu 26 kilometrekarelik bir yüzölçü- müne sahip. 12 bin kişinin yaşadığı adalar denizden sa- dece bir metre yükseklikte olduğu için, global ısınma sonunda okyanusa batma tehlikesi ile karşı karşıya. Davos Fatihi tanımını çok sevdiği anlaşılan Sa- yın Erdoğan oradaki forumda esirgemediği o çı- kışlarından birisini İstanbul su toplantısında da yapmalı ve Tuvalu Başbakanı meslektaşı Apisai Lelemia’yı yanına alarak KKTC’yi yok sayanlara hadlerini bildirmelidir! N eoliberal politikalar- la, gelişme-kalkõn- ma, piyasanõn, daha doğrusu küresel rüzgârõn sa- vurduğu yere terk edildiği için, planlõ gelişme ve bölge- sel denge duyarlõlõklarõ toza dumana karõştõ. Sonuçta zaten ürkütücü olan bölgeler arasõ eşitsizlikler, 1980 sonrasõ dö- nemde daha da hõzlõ büyüdü ve kentler arasõnda da çok eşitsiz bir gelişme yaşandõ. Marmara ve Ege, kõsmen Akdeniz’deki kent- ler daha hõzlõ büyürken, geri kalan bölgelerdeki, özellikle de Doğu ve Güneydoğu’daki kentsel gelişme çok gerilerde kaldõ. Buralarda ola- ğanüstü nüfus yõğõlmasõ yaşanmasõ- na karşõn, bu kent belediyelerinin kõ- sõtlõ bütçeleri, kentli nüfusun ihti- yaçlarõnõn çok az kõsmõnõ karşõlaya- bildi. Bu durum, merkezden beledi- yelere aktarõlan kaynaklarõn eşitsiz- liğini de arttõrdõ. Gelişen kentler da- ha çok kaynak ihtiyacõ belirtip daha çok kaynak kullanõr oldular. Maliye Bakanlõğõ Muhasebat Ge- nel Müdürlüğü verilerine göre, 2007’de 39.3 milyar YTL’ye ulaşan mahalli idarelerin harcamalarõnõn yüzde 64’ü 10 büyük ilin yerel yö- netimlerine ait. Bunlarõn içinde İstanbul, yüzde 27 ile en büyük payõ alõrken An- kara yüzde 11, İzmir yüzde 8 payla ilk üç arasõnda yer alõyorlar. Böylece 3 büyük metropolün yerel yönetim- lerdeki payõ yüzde 46 gibi büyük bir orana ulaşõyor. Marmara Bölgesi’nden Kocaeli ve Bursa, Orta Anadolu’dan Konya, Akdeniz’den Antalya, Mersin ve Gaziantep diğer bü- yük yerel yönetim harcamasõna sahip illeri oluşturuyor. Nüfuslarõ dikkate alõndõğõnda, bu il- lerin yerel yönetim harcamalarõndan bu paylarõ almalarõ normal karşõlanabilir. Ancak nüfuslarõna oranlandõğõnda, il- ler arasõnda yerel yönetim harcama- larõnda büyük bir eşitsizlik olduğu görülebiliyor. Nüfus başõna yapõlan yerel yönetim harcamasõnda AKP’li belediyelerin kontrolündeki iller önde gidiyor AKP’lifirmalarkayõrõlõyor M uhasebat Ge- nel Müdürlüğü ve TÜİK kent nüfusu verilerine göre, 2007’de kişi başõna ye- rel yönetim harcamasõ Türkiye ortalamasõ 792 YTL iken, bu, Kocaeli için 1737 YTL, Muğla için 1289 YTL, Ankara için 1099 YTL’ye, İs- tanbul’da 1046 YTL’ye çõkarken Diyarbakõr’da 533 YTL’ye, Ağrõ için 331 YTL’ye iniyor. (Bazõ illerin il özel idare- lerine merkezden aktarõ- lan kaynaklarõn büyüklü- ğünün, kişi başõna mahalli idare harcamasõnõ yükselttiğini, bunlarõn valiliklerce farklõ amaçlarla kullanõldõğõnõ göz önünde bulundurmak gerekir.) Bu veriler, farklõ illerde yaşayan Türki- ye Cumhuriye- ti vatandaşlarõ- nõn, yerel yö- netimlerinden aynõ hizmeti alamamalarõ anlamõna gel- mektedir. Bu farklõlõk tabii ki illerin yerel yönetim gelir ve harcama güçlerinin fark- lõlõğõndan olu- şuyor. Bunu da belirleyenin, il yerel yönetimlerinin kendi imkân- larõ kadar, merkezi hükümetten gördükleri destek- le ilgili olduğu unutulmamalõdõr. Hazineye borç takan belediyeler Kaynak; İllerin Mahalli İdare Harcamalarõ toplamõ, 2007 kent nüfuslarõna bölünerek elde edilmiştir. B ütçeleri açõk veren belediyelerden bazõlarõ Hazine’ye de büyük borç takmõş durumda. Hazine’nin alacak stoku 2008 sonunda 25.6 milyar YTL’yi bulurken, bunun 14 milyar YTL’sinin yerel yönetimlere ait olduğu ortaya çõktõ. Daha ilginci, bunun da 9 milyar YTL’sinin eşit biçimde AKP’li Ankara ve İzmit belediyelerine ait olduğuydu. Ankara’da Büyükşehir, EGO ve ASKİ, Hazine’ye 4.5 milyar YTL borç takmõş görünüyorlar. Yine AKP’li İzmit Belediyesi’nin taktõğõ borç stoku da 4.5 milyar YTL’yi geçiyor. Böylece, yerel yönetimlerin Hazine’ye toplam borçlarõnõn üçte ikisine yakõnõnõn AKP’li Ankara ve İzmit belediyelerine ait olduğu görülüyor. Toplamõ 9 milyar YTL’yi bulan bu borçlarõn yüzde 58’inin vadesi geçmiş. T oplamda bakõldõğõnda yerel yönetimle- rin çoğu giderlerini, gelirleriyle karşõ- layamamakta ve açõk vermekte. Neoliberal-muhafazakâr AKP belediyele- rinin harcamalarõnõ gelirleri karşõlamõyor ve bütçe açõklarõ hõzla büyüyor. 2006-2008 dö- neminde 9 milyar TL’yi bulan açõklarõn 7 milyar TL’si 10 AKP’li belediyeye ait. Yõllõk harcamalarõ 40 milyar YTL’yi bulan yerel yönetimler, her geçen yõl daha çok açõk verdiler. Sadece 2006-2008’in 9 aylõk döne- minde bu açõklar 9 milyar YTL’ye ulaşõrken, açõk toplamõnda İstanbul’un yüzde 45’e ya- kõn payla, toplamda 4 milyar TL’ye yakõn açõk biriktirdiği anlaşõlõyor. İstanbul’u 1.4 milyar TL ile Ankara ve yüzde 6 payõyla Kocaeli izledi. CHP’li Büyükşehir Başkanõ olan İzmir ye- rel yönetim bilançosu ise 2006-2008 (9 ay) döneminde 227 milyon YTL fazla vermiş görünüyordu. Bütçe açõklarõ hõzla büyüyor A KP’li belediyeler 2004 sonrasõnda bir taraftan belediye çalõşanlarõna uyguladõklarõ antisendikal uygu- lamalar ve esnekleştirmeler, ta- şeronlaştõrmalarla neoliberalliğe giriş yaparken, hõzla belediyeci- liği piyasa koşullarõna açtõlar. Hizmetleri daha çok metalaştõ- rõp ticarileştirdiler. Başta İstanbul kent arsasõ ol- mak üzere büyük kent arsalarõ üstünde olağanüstü rantlarõn ya- ratõlmasõna uygun imar düzenle- melerine giderken, bundan bü- yük sermayenin dev gökdelen- ler, kuleler inşa ederek yararlan- malarõ için gerekli koşullarõ ha- zõrladõlar, kamuya ait değerli kent arsalarõnõ, kamu gayrimen- kullerini (Karayollarõ, İETT Ga- rajõ gibi) özelleştirme portföyle- ri içinde satõşa sundular. Özel- likle büyük kent rantlarõndan AKP’ye yakõn, dini cemaat mensubu yeni burjuvalarõn fay- dalanmasõna da özen gösterdiler (İstanbul’un en yüksek kulesi Safir’in AKP’li Kiler’e ait ol- masõ gibi). Yanõ sõra, imar yolsuzluklarõ ile sağlanan rüşvetlerle kişisel ve partisel çõkarlar sağlamanõn, yargõya da yansõyan birçok pra- tiğini fütursuzca sergilediler (Örnek; CHP’li Kılıçdaroğ- lu’nun ortaya çõkardõğõ AKP’li Şaban Dişli skandalõ). Neoliberal AKP belediyeleri- nin, kent hizmetlerini, artan öl- çüde taşeronlara aktarmasõ so- nucu, toplam yerel yönetim har- camalarõnda dõşarõdan alõnan mal ve hizmet alõmlarõ toplamda yüzde 70’e kadar çõkmõştõr. Bu harcamalarõn İstanbul’da yüzde 79’a, Ankara’da yüzde 72’ye ulaşmasõ dikkat çekicidir. Başka bir ifadeyle, İstanbul, örneğin 2007’de yaptõğõ 12 milyar YTL’ye yakõn harcamanõn 9.5 milyar YTL’sini satõn aldõğõ mal ve hizmetler karşõlõğõ özel fir- malardan karşõlamõştõr. Keza, Ankara da yaptõğõ 4.5 milyar YTL’lik harcamanõn 3 milyar YTL’den fazlasõnõ, dõşarõdan, taşeronlardan, firmalardan aldõ- ğõ mal ve hizmetler karşõlõğõ harcamõştõr. Bu harcamalardan aslan payõnõ alanlarõn da ağõrlõk- la, AKP’ye yakõn firma ve mü- teahhitler olduğu birçok örnekle ortaya çõkmõştõr. Rantçõlõk ve piyasacõlõk Kentliye hizmet fahiş fiyatlarla Ö zellikle son yõllarda, ül- ke genelinde kent nüfu- sunun kullandõğõ mal ve hizmet fiyatlarõ, ortalama enflasyonun bir hayli üstünde belirlendi. 2003-2008 dönemin- deki bazõ kentsel mal ve hizmet üretimindeki fiyat artõşlarõnõn, aynõ dönemin yüzde 69 dolayõn- daki TÜFE’nin oldukça üstünde gerçekleştiği görüldü. Bunlar- dan özellikle doğalgazdaki artõ- şõn yüzde 177’yi bulmasõ, kira- larõn yüzde 172’ye yakõn artmõş olmasõ çarpõcõdõr. Keza metro üc- retlerinin yüzde 114, vapur üc- retlerinin yüzde 108 artmõş ol- masõ da ilginçtir. Yerel yönetimlerin gelirleri ve gelirin kaynaklarõna bakõldõ- ğõnda, AKP yönetimindeki büyük illerin yerel yönetim gelirlerden aslan payõnõ aldõklarõ, merkez bütçeden de yine aslan payõnõ alanlarõn bu kentler olduğu gö- rülüyor. 2007 yõlõnda 35 milyar YTL’lik toplam yerel yönetim bütçesinde yüzde 27’ye yakõn pa- yõ olan İstanbul’un, diğer 9 il ile birlikte yerel yönetim bütçeleri- nin yüzde 64’ünü kullandõğõ gö- rüldü. Bu durumda, diğer 71 il ise bütçeden ancak üçte bir pay ala- bildi. Büyük illerin yerel yöne- timlerinin, illerin gelişmişlikle- rinden dolayõ ve yüksek nüfus ba- rõndõrmalarõndan dolayõ merkez bütçeden aldõklarõ pay da büyük, vergi ve tesis-mülk gelirleri de. Özellikle, dikkati çeken, İs- tanbul, Ankara gibi illerde tesis ve mülk gelirlerinin toplam büt- çedeki payõnõn yüksek gerçek- leşmesi. Bu, AKP’li belediyele- rin, kentliye “müşteri” gibi dav- ranõp, onlara sattõklarõ mal ve hiz- met üstünden sermaye birikimi sağlamalarõnõn sonucu. İstanbul, 2007’deki 9.5 milyar YTL’ye ulaşan gelirinin 2.7 milyar YTL’sini kentliye sattõğõ mal ve hizmetten sağlamõş görünüyor. Bu, Ankara’da da 1.5 milyar YTL’ye yaklaşmõş görünüyor. Kentli, doğalgaz, su tüketirken, ulaşõm hizmetlerini kullanõrken belediyeler, kentlinin üstünden sermaye biriktirir olmuşlardõr. Kaynak;TÜİKverilerindenhesaplandõ Hizmet dengesizliği üst düzeyde Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net SÜRECEK BJK Lisesi öğrencileri buluşuyor İstanbul Haber Servisi - Uğur Eğitim ku- rumlarõnõn bünyesinde yer alan Özel BJK Anado- lu Lisesi, öğrencilerine takõm çalõşmasõ, sorumlu- luk alma, paylaşõm, problem çözme ve yaptõklarõ- nõ sunabilme yeteneklerini geliştirmek için ilginç bir proje başlattõ. “Birlikte Kahvaltõ Yapõyoruz” adõ altõnda gerçekleştirilen etkinlikte 5 ayrõ gruba ayrõlan öğrenciler hazõrladõklarõ kahvaltõ organi- zasyonu ile performanslarõnõ sergiliyor. Proje kapsamõnda yarõn saat 10.00’da dördüncü grup li- se binasõnda sunumlarõnõ gerçekleştirecekler. Beşiktaş’a kutlama desteği İstanbul Haber Servisi - BJK Spor Kulübü 106. Yõl Etkinlikleri’ni, “köklü bir gelenekten ba- şarõlõ bir geleceğe” ilkesini benimseyen BJK Ko- leji Ailesi üstlendi. Yarõn akşam 18.00’de Akatlar Cola Turka Arena’da düzenlenecek etkinliklerde, BJK Koleji öğrencileri, öğretmenleri ve velileri hazõr bulunacak. Anaokulu ve ilköğretim öğrenci- leri jimnastik gösterileriyle törene katõlõrken lise- liler de tribünlerde misafirleri coşturacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear