28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
İLHAN TAŞCI ANKARA - Yargõtay Onursal Cumhuriyet Başsavcõsõ Vural Savaş, Ergenekon soruşturma- sõndaki hukuksuzluğun Adalet ve İçişleri Bakanlõğõ himayesin- de sürdüğünü hatta teşvik edildi- ğini söyledi. Savaş, Adalet Bakanõ izin vermediği için Ergenekon savcõlarõnõn soruşturulamadõğõnõ belirterek “Adalet Bakanı so- ruşturma izni verirse başlarına neler geleceğini bildiklerinden, iktidarın telkinlerine veya on- ları hoşnut edecek davranışla- ra girişiyorlar” diye konuştu. Yargõtay Onursal Cumhuriyet Başsavcõsõ Savaş, Ergenekon’un anayasaya ve yasalara aykõrõ şe- kilde yürütülen bir soruşturma ol- duğuna işaret ederek “Soruştur- manın hükümetin, Adalet ve İç- işleri Bakanlığı’nın himayesin- de yürütüldüğü gözetilirse, ile- ride mutlaka Yüce Divan’a ge- lecek” dedi. Gazetemiz Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay’õn tutuklanma- sõna tepki gösteren Savaş, şunla- rõ söyledi: “Laikliğe aykırı ey- lemlerin odağı haline geldiği Anayasa Mahkemesi tarafından saptanmış bir partinin oluş- turduğu iktidarca yönetilen ül- kelerde anayasamıza sadık, du- rumdan rahatsız olan bürok- ratlar güvendikleri yazarlara pek çok bilgi ve belge gönderir. Yazar ne kadar güvenilirse bu çeşit bilgi ve belgeler ona ulaş- tırılır. Bunları bulundurmak hiçbir zaman suç değildir. Bil- gisayara kaydedilip silinen bel- geler nedeniyle bir yazarı itham etmek, yasadışı bir örgütün ele- manı gibi göstermek hiçbir şe- kilde tasvip edilemez.” Savaş, Adalet Bakanõ’nõn ya- salara aykõrõ delil elde etmeye ça- lõşan ve kullanan Ergenekon sav- cõlarõnõn soruşturulmasõna izin vermesi durumunda, Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) savcõlarõn görevine de- vam etmesine izin vermeyeceği- ni savundu. Savaş, “HSYK üye- liği yaptım. İşin perde arkasını bilirim. En tehlikeli hâkim ve savcılar, suç işlediği halde so- ruşturulmayanlardır. Çünkü iktidarın değişmesini istemezler, Adalet Bakanı soruşturma izni verirse başlarına neler gelece- ğini bildiklerinden iktidarın telkinlerine veya onları hoşnut edecek davranışlara girişirler” diye konuştu. Savaş, AKP’nin yaptõklarõnõn Demokrat Parti’nin (DP) Tahki- kat Komisyonu’ndan da ileri bir hukuksuzluk örneği olduğunu belirterek şunlarõ söyledi: “Ne ya- pıp edip Anayasa Mahkemesi de dahil anayasaya değişikli- ğiyle yapıyı değiştirmek isti- yorlar. AKP’nin çoğunlukta olduğu Meclis’e ‘Anayasa deği- şikliği yap’ demek, İslam faşiz- mini kurun, demektir.” Yargõtay Onursal Cumhuriyet Başsavcõsõ Savaş, Balbay’õn tutuklanmasõnõ değerlendirdi: CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Bugün beyaz eşya, otomobil fiyatlarındaki indirimler acaba üç ay sonra üretimin yeniden eski düzeyine çıkmasını sağlayabilecek mi? Son üç aylık ekonomik önlemler krize çare ol- maktan çok seçim yatırımı gibi bir izlenim veriyor. Ekonomik bunalımın, siyasal yaşamın yerel se- çimlerden sonra alacağı biçimi kestirmek zor. Medyanın, muhalefetin, bireylerin söylemlerine, de- mokratik toplum örgütlerinden yansıyan görüşlere ba- kılırsa iktidar partisi bu seçimlerde sonun başlangı- cını görecek. AKP’de böyle bir telaş -şimdilik- görünmüyor. Ya da kamuoyuna yansıtılmıyor. RTE bir meydan konuşmasında AKP genel baş- kan yardımcılarının, parti bu seçimlerde ikinci parti durumuna düşerse erken genel seçimlere gidecek- lerini içeren yorumlarına karşı olduğunu açıkladı. Hangi aklı evvelden öğrendi ise öğrenmiş; beş yıl için iktidara gelen bir partinin beş yılını tamamla- madan erken seçime gidilemeyeceğini (gitmeyece- ğini) bir demokratik kural, bir anayasa hükmü gibi sa- vunuyor ve, şöyle bağlıyor sözlerini: “Erken seçim istemek va- tana ihanettir, ihanet!” Oysa yerel seçim beklendiği gibi sonuçlar verirse, böyle bir iktidarı bir an önce başımızdan def etmek için.. erken seçim istemek vatana hizmettir, hizmet! Yerel seçim sonuçlarını görmeden erken seçime bugünden olası gözle bakmak elbette olanaksız. Ne var ki; yerel seçimlerin olası sonuçları bir ya- na, aslında toplumun yaşadığı bu iktidarın yarattığı sıkıntılar, geleceğe umutla bakmayı engelleyen eko- nomik ve siyasi koşullar, tez elden erken seçimi zor- luyor. Bir örnek: Kırk küsur milyon seçmenin sandıkta ne- ye karar vereceğini bir an hesap dışı bırakalım. Bir milyonu aşan, hatta kimilerine göre borç ba- tağında çırpınan iki milyona yaklaşan kredi kartı mağ- durunun RTE’nin hakarete varan son sözlerinden son- ra AKP’ye oy vermesi beklenebilir mi? Patlama noktasına gelen kredi kartı mağdurları; “kredi kartı nedeniyle borçlananlara, dürüst olarak bak- mıyorum” diye hakaret eden başbakan sıfatlı bu ada- ma neden oy versinler? Çaresizlikten borcunu ödemeyen insanlar sor- malıdırlar RTE’ye: Böyle konuşmakla boyun mu uzadı, doğrucu Davut madalyasına hak mı kazandın? Seçim günü yaklaştıkça anketler de hız kazandı. Seçim öncesi mekanizma o denli karışık düzey- de ve değişik düzenle işliyor ki; ne görünen köy kı- lavuz istemez diyebilmek, ne de AKP’nin bu seçimde beklediği oy oranına erişemeyeceğini söylemek olanaksız. Olanaksız ama bazı belirtiler umut verici. AKP’nin dik duran söylemlerine karşılık bütün olgular MHP ile Saadet Partisi’nin AKP’den önemli ölçüde oy ko- pardıklarını gösteriyor. Belirgin örnek başkentte yaşanıyor. MHP adayı Mansur Yavaş, Gökçek’in altını oyuyor. Bu, Ka- rayalçın’ın şansını yükseltiyor. Geçen seçimlerde adı sanı duyulmayan Saadet Partisi -AKP aleyhine- hemen pek çok yerde hayli mesafe almış görünüyor. İster ikinci parti konumuna düşsün RTE, ister yüz- de 40’ların altına.. beş yıl için geldim.. yerel seçim sonuçları beni ırgalamaz demeye hazırlanıyor. İkide bir koltuğa yapışık insan olmadığını söyler, ama; fol yok yumurta yokken orta yerde bugünden koltuktan ayrılmamanın yollarını açıyor. Nasıl Kasımpaşalı ise… SAYFA 17 MART 2009 SALICUMHURİYET 18 HABERLERİN DEVAMI İstanbul Y 10 Edirne Y 10 Kocaeli Y 11 Çanakkale Y 12 İzmir PB 16 Manisa PB 15 Aydın PB 16 Denizli PB 13 Zonguldak K 7 Sinop B 9 Samsun B 10 Trabzon B 9 Giresun B 8 Ankara K 5 Eskişehir K 6 Konya B 7 Sıvas B 3 Antalya PB 17 Adana PB 17 Mersin PB 16 Diyarbakır PB 11 Şanlıurfa PB 13 Mardin PB 10 Siirt PB 9 Hakkâri PB 0 Van PB 2 Kars B - 2 Oslo K 6 Helsinki K 1 Stockholm K 3 Londra B 15 Amsterdam Y 11 Brüksel Y 15 Paris B 17 Bonn PB 11 Münih Y 10 Berlin Y 11 Budapeşte Y 10 Madrid B 18 Viyana Y 9 Belgrad Y 8 Sofya Y 10 Roma B 16 Atina Y 14 Zürih PB 14 Moskova PB 4 Aşkabat Y 11 Astana K - 7 Taşkent PB 22 Bakû PB 5 Bişkek B 14 Tiflis PB 6 Kahire B 20 Şam B 17 Ülkemizin kuzey kesimleri çok bulutlu, Marmara, Batı Karadeniz, İç Ana- dolu’nun kuzeybatısı, Kü- tahya ve Afyonkarahisar sabah saatlerinde Artvin, Ardahan, Kars, Ağrı, Iğdır ile akşam ve gece saat- lerinde Yozgat Kırşehir, Sıvas çevreleri yağışlı, di- ğer yerler ise parçalı ve az bulutlu geçecek. Hava sıcaklığı ülke genelinde 1- 3 derece artacak. İstanbul Haber Ser- visi - Ergenekon soruş- turmasõ kapsamõnda tu- tuklanan gazetemizin An- kara Temsilcisi ve yaza- rõmõz Mustafa Balbay’õn tutukluluğuna yapõlan iti- raz reddedildi. Avukatla- rõn istemini değerlendi- ren İstanbul 14. Ağõr Ce- za Mahkemesi heyeti, Bal- bay’õn tutukluluğunun de- vamõna karar verdi. Mah- keme, ret kararõnda delil durumunu dikkate aldõ. Balbay’õn avukatlarõ Bülent Utku ve Akın Atalay, 11 Mart 2009’da İstanbul 14. Ağõr Ceza Mahkemesi heyetine baş- vurarak tutuklama kararõ- nõn kaldõrõlmasõnõ istedi. Mahkemeye sunduklarõ dilekçede, Balbay’õn ilk olarak 1 Temmuz 2008’de gözaltõna alõndõğõ, savcõ- lõğõn tutuklama istemine karşõn İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’nce ad- li kontrol tedbiri olan yurt- dõşõna çõkõş yasağõ uygu- lanarak serbest bõrakõldõ- ğõ anõmsatõldõ. Ek ifadesinin alõnacağõ belirtilerek Ankara’daki evinden sabaha karşõ İs- tanbul’a getirilen Bal- bay’õn 9 saat süren ifa- desinin ardõndan, 06 Mart 2009 günü saat 00.30’da mahkemeye sevk edildiği ve tutuklandõğõ belirtildi. Tutuklama kararõ veren mahkemenin Balbay’õn önceki ifade ve sorgu tu- tanaklarõnõ, savunmasõnõ incelemediği kaydedilerek şöyle devam edildi: “Bu durumda, aynı olay, suç- lama ve soruşturmayla ilgili olarak müvekkil hakkında iki ayrı ‘tedbir kararõ’ bulunmaktadır. Biri 05 Ağustos 2008 ta- rihli ‘adli kontrol kararõ’, diğeri 06 Mart 2009 ta- rihli ‘tutuklama kara- rõ’dır. Ceza yargılaması bir olayda daha hafif bir önleme başvurarak amacına ulaşabilecek- se, bu hafif önlemle ye- tinebilmeli, daha ağır bir önlemden yararla- nılmamalıdır. Orantılı- lık ilkesinin bir amacı da budur... En ağır tedbir olan tutuklama kararı verilmesi için, ortada somut, yeni, inandırıcı, haklı sayılabilecek hiç- bir hukuki ya da fiili değişiklik yoktur.” ‘Görüşme ile suç ortaklığı olmaz’ Balbay’õn tanõnmõş ga- zetecilerden biri olduğuna dikkat çekilerek, gazete- cinin kamu görevlileriyle görüşmesini suç ortaklõ- ğõymõş gibi sunmanõn, de- mokratik hukuk devleti ve basõn özgürlüğü açõ- sõndan endişe verici oldu- ğu vurgulandõ. Balbay’õn bu görüşmelerden edindi- ği bilgi ve değerlendir- meleri gerek haber olarak, gerek yazdõğõ köşe yazõ- larõnda, gazetecilik görevi gereği kamuoyuna aktar- dõğõ ifade edildi. Balbay’õn sorgusunun yasak usulle yapõldõğõ kaydedildi. Avu- katlar mahkemeye Bal- bay’õn “İran Raporu”, “Suriye Raporu”, “Irak Bataklığında Türk-Amerikan İlişki- ler”, “Devlet ve İslam” adlõ kitaplarõnõ da sundu. Haber Merkezi - Gazetemiz Ankara Temsilcisi Mustafa Bal- bay’õn tutuklanmasõnõn ardõndan, Ergenekon iddianamesine girdiği belirtilen ve Balbay’a ait olduğu kaydedilen “notlar” soruştur- manõn gizliliğine karşõn internet sitelerinde yayõmlandõ. Balbay’õn bilgisayarõnda yapõlan incele- meler sonucunda kayõtlõ dosya- larõn birleştirilmesiyle elde edi- len notlarda, eski Jandarma Ge- nel Komutanõ Orgeneral Şener Eruygur, bir grup gazeteciyle yaptõğõ görüşmede, AKP’nin iç ve dõş politikalarõndan duyduğu rahatsõzlõğõ dile getirerek AKP’ye karşõ toplumun muha- lif ve duyarlõ kesimlerinin bir araya gelerek mücadele etmesi gerektiğini savunuyor. İnternet haber portallarõnda dün Balbay’õn bilgisayarõnda bulun- duğu kaydedilen günlükler ya- yõmlandõ. Ergenekon iddianame- sine giren söz konusu notlarõn “Balbay’a ait Casper marka dizüstü bilgisayar içerisinden çı- kan Western Digital marka, se- ri numarası WMAM9EF31256 olan bilgisayar hard diskinde yapılan incelemede” görülen farklõ kaydedilmiş dosyalarõn bir- leştirilmesiyle oluşturulduğu kay- dedildi. Eski Jandarma Genel Komutanõ Eruygur’un isminin ön plana çõktõğõ notlarda, Eruy- gur’un, 10 Şubat 2004’te isimle- ri belirtilmeyen bir grup gazete- ciyle yaptõğõ toplantõda AKP’nin icraatlarõndan duyduğu rahatsõz- lõklarõ dile getiriyor. Notlarda “Bu iktidar yapaca- ğı her şeyi yapıyor... her şey ka- yıp gidiyor... ne yapacağız, bu batışı hep birlikte izleyecek mi- yiz? Olamaz böyle bir şey...” di- yen Eruygur, gazetecilere “benim düşüncem şu... Birçok dernek var, gazeteciler var, memle- kette olup bitene duyarlı insan var... Bunları bir araya getir- mek gerekiyor... Mesela siz ön- cülük etseniz... Derneklere yön verilir... toplumu biraz duyar- lılığa sürüklemek lazım” öneri- lerinde bulunuyor. Diyaloglara göre bir gazeteci, Eruygur’a dönemin Genelkur- may Başkanõ Hilmi Özkök’ü kastederek “Paşam sizi çok iyi anlıyoruz. Şöyle bir gerçek var ortada; sizin bir numara ile si- zin kafanızdakileri yapmak çok zor” diyerek generallerin Öz- kök’e giderek “Sizinle olmu- yor” demesini öneriyor. Eruygur ise diğer kuvvet komutanlarõ ve Türk Silahlõ Kuvvetleri’nin diğer kademelerinin de yanõnda oldu- ğunu belirterek “öte yandan şu da var; yüzde 1, yüzde 99’a uy- mak zorunda” diye cevap veri- yor. ‘Darbe yapın demiyoruz’ Görüşmede bir gazeteci de Öz- kök’ün duruşundan duyduğu ra- hatsõzlõğõ “En tepe böyle olunca, altındakiler ne yaparsa yap- sın, işte öyle bir çıkış deniyor... Olmuyor, istenen sonucu ver- miyor. Biz yıllardır ülkede olup bitenleri izliyoruz. Bir genel- kurmay başkanının değil yük- sek sesle görüşünü anlatması, şöyle kaşını çatması yeter. Biz darbe falan yapın demiyoruz ama, şöyle bir duruş paşam... o yok, o kalmadı... o zaman da her şey havada kalıyor...” cüm- leleriyle dile getiriyor. Devrimci böyle ölür ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 12 Ey- lül döneminde idam edilen Ramazan Yuka- rıgöz’ün, idamõndan önce ailesine yazdõğõ son mektubu, 26 yõl sonra annesine teslim edildi. Anne Aysel Yukarıgöz, “Bu mektubu alana kadar ölmedim. Bunu yapanların yargılan- masını görene kadar da ölmeyeceğim” dedi. Devrimci 78’liler Federasyonu Başkanõ Ru- şen Sümbüloğlu dün Mülkiyeliler Birliği’nde düzenlenen basõn toplantõsõnda, 12 Eylül dö- neminde yargõlanarak 21 yaşõnda idam edilen Ramazan Yukarõgöz, Mehmet Kanbur, Er- doğan Yazgan ve Ömer Yazgan’õn idamla- rõndan önce ailelerine mektup yazmalarõna izin verildiğini ifade etti. Bu mektuplarõn sa- kõncalõ görülerek, idamlarõn ardõndan ailelere teslim edilmediğini belirten Sümbüloğlu, mektuplarõn yõllarca Genelkurmay Başkanlõğõ arşivinde saklandõğõnõ kaydetti. Sizlere ve halkıma karşı görevim... Ramazan Yukarõgöz’ün son mektubunun aslõ annesi Aysel Yukarıgöz’e teslim edildi. Yukarõgöz’ün ailesine yazdõğõ mektup şöyle: “Değerli aileme, Annem, babam ve kardeşlerime. Sizleri ne kadar çok sevdiğimi bilirsiniz. Sizler için birçok şey yapmak istedim ve her za- man da isterdim. Ancak bulunduğumuz ül- kenin koşulları ve sömürü mekanizmasını yönlendirenlere, sizlere karşı ve genelde halkıma karşı, tüm emekçi ve ezilenlere karşı uyguladığı baskı, zulüm ve sömürüyü yenmeden onlara karşı savaşmadan bunla- rı, yani sizlere karşı yapmak istediğim şey- leri yerine getirmenin imkânı yoktu. Faşizme ve emperyalizme karşı halkın yanında yer almak gerekirdi. Ben de bunu yaparak halkın mücadelesine en ön saflar- da katılmaya çalışarak sizlere ve halkıma olan görevlerimi her zaman elimden geldi- ğince yerine getirmeye çalıştım. Son görevimi de şimdi yerine getiriyo- rum. Benim için üzülmenizi, gözyaşı dök- menizi istemem. Devrimci olarak yaşadım, devrimci ola- rak ölüyorum. Sizleri her zaman seven ve sayan oğlu- nuz, kardeşiniz Ramazan Yukarıgöz.” Değerli Anama... Yukarõgöz’ün annesine yazdõğõ mektup ise şöyle: “Değerli Anama, Beni cezaevinde, dışarıda ve her zaman ve her yerde yanımda olarak hiçbir zaman yalnız bırakmadın. Sana olan borcum asla ödenemez. Burada şereflice yaşayıp şerefli- ce ölerek sana olan borcumun bir kısmını ödemek istiyorum. Seni her zaman canından çok seven oğ- lun. Sevgi ve saygılarımla. Ramazan Yukarıgöz.” Kahrolsun faşizm, tek yol devrim... 29 Ocak 1983’te idam edilen Mehmet Kan- bur’un eşine yazdõğõ son mektup şöyle: “Değerli Karıcığım, Biz tarihi görevimizi yerine getirirken en azından seni görmek isterdim. Öyle sanıyo- rum ki hiç haber verilmedi. Veya göster- melik olarak, bilinçli yola çıkamayacağınız şekilde haber gönderildi. Bu insanlardan farklı bir şey de beklenmez. Göremedin di- ye üzülmeye hiç gerek yoktur. Senden bu- nu beklerim. Ben hayatım sürecinde, özellikle birlikte olduğumuz zamanlarda gerçek anlamda bir şeyler anlatmaya çalıştım. Ve bu uğurda gücüm oranında üzerime düşen görevleri şu veya bu ölçüde yerine getirmeye çalıştım. Son olarak da ülkemin özgürlüğü uğruna canımı severek feda ediyorum. Son görevi yerine getirirken size ve halkıma layık ol- maya çalışacağım. Son nefesimi verirken dahi köhne düzenin cellatlarına fırsat ver- meden halka son mutluluk sloganını haykı- racağım. Bundan hiç kuşkunuz olmasın. Senin bundan sonraki özel yaşamın hak- kında bir şey söylemek istemiyorum. Sana güveniyorum. Tek başına, yapayalnız kal- san dahi, doğruluktan, dürüstlükten ayrıl- mayacağına, namusluca yaşamını sürdüre- ceğine inanıyorum. Ayrıca sana ve halkıma armağan ettiğim Murat’a da yeterli ilgi gös- tereceğine, halkına yararlı olacak bir bi- çimde yetiştireceğine eminim. Akyazı onurumuz. Yolumuz Akyazı’da düşenlerin yoludur. Devrimciler öldü. Ya- şasın devrim. Kahrolsun faşizm. Tek yol devrim. Mektubumu bitirirken gözlerinizden öperim. Tüm dostlara selamlar. Babama, anneme, yengeme, abime, İnsaf Selver bacı- ya, yeğenlere, dayılara selamlar. Mehmet Kanbur.” Maymun Hikâyeleri Yanõna getirilen hiçbir dişiyi beğenmiyor. Arka- sõnõ dönüveriyor, oysa çiftleşmesi gerek. Bakõcõlar ne yapacaklarõnõ şaşõrõyorlar. Acil bir toplantõ ya- põp bir çözüm üretiyorlar. Dünyanõn 17 hayvanat bahçesindeki dişi orangutanlarõn videolarõnõn çe- kilmesine ve daha sonra bunlarõn bizim Tom’a gös- terilmesine karar veriyorlar. Sonunda dünyanõn 17 hayvanat bahçesindeki di- şi orangutanlarõn videolarõ Tom’un bulunduğu ye- re ulaşõyor. Bakõcõlar kasetleri makineye takõp Tom’u da yanlarõna alõp başlõyorlar videolarõ izle- meye. Görüntüler akõyor, Tom’da hiçbir ses yok. Birinci dişi geçiyor, ikinci dişi geçiyor, üçüncü di- şi geçiyor o da ne! Tom dördüncü dişi geçerken ba- ğõrmaya ve göğsünü yumruklamaya başlõyor. Ba- kõcõlar hiç ses etmeden videonun bitmesini bekli- yorlar. Dördüncüden sonra bizim Tom’da gene hiç- bir ses yok. Bakõcõlar biten videoyu yeni baştan ta- kõyorlar, tam dördüncüde Tom gene göğsünü yum- ruklamaya başlõyor. Ve tabii bu şanslõ dişi deniz yoluyla Tom’un bu- lunduğu hayvanat bahçesine ulaştõrõlõyor. Tom’da gelen dişiye bir ilgi bir ilgi. Neredeyse onun için şi- ir yazmadõğõ kalõyor. Ve mutlu son. Bende hikâye bitmez, ama en çok şaşõrdõğõm iş- lerden biri Japonya’daki Kyoto Üniversitesi bilim adamlarõnõn dişlerini insan saçõyla temizleyen maymunlarõn bu işi yavrularõna da öğreten görün- tülerdi. Darwin sen bin yaşa! Baştarafı Arka Sayfada Kalbinizi Koruyun TÜRK KALP VAKFI 19 Mayıs Cad. No:8 Şişli / İSTANBUL Tel: (212) 212 07 07 (pbx) http://www.tkv.org.tr MUSTAFA BALBAY ‘Savcõ hükümete güveniyor’ Tutukluluğa itiraza ret Gazetemiz Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay’ın tutuklanmasına tepkiler sürüyor. Okurlarımız ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri, Balbay ser- best bırakılıncaya kadar gazetemizin Şişli’deki merkez binasının bahçesinde nö- betlerine devam edeceklerini söyledi. Gazetemizi dün ziyaret edenler arasında Ka- dın Araştırmaları Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği, Çağdaş Yaşamı Destek- leme Derneği, Uğur Mumcu Mahallesi Çevre Kültür ve Dayanışma Derneği, Yurt- sever Hareket, Bizim Ülke Derneği ile Kore Gazisi Şükrü Çevirmen’in (72) de bu- lunduğu topluluk “Atatürk ilke ve devrimlerini korumak için buradayız” dedi. Her gün eylem Balbay’ın notları yayımlandı 26 YIL SONRA GELEN MEKTUP Çölaşan: Gerçek gazeteciye her türlü belge gelir TOLGA YENİGÜN Gazeteci yazar Emin Çölaşan, Gaze- temiz Ankara Temsilcisi Mustafa Bal- bay’a destek amacõyla gazeteci-televiz- yoncu yazarlarõn Balbay’õn kitaplarõnõ imzamasõnõ “çok hoş bir olay olarak” niteledi. Balbay’õn siyasi baskõyla bo- ğuşmak zorunda olan bir gazeteci oldu- ğunu söyleyen Çölaşan, “Basına ve ga- zetecilere baskı hiç bu boyutta olma- mıştı. Tayyip iktidarının bütün ama- cı kendisinden olmayanları her yolu deneyerek susturmak” dedi. Çölaşan, Balbay’õn tutuklanmasõ, ba- sõna yönelik siyasi baskõlarla ilgili soru- larõmõzõ yanõtladõ. Gazeteciler üzerindeki siyasi baskı- ları nasıl değerlendiriyorsunuz? - Ben siyasi baskõyla boğuşmak zo- runda olan gazetecilerden biriyim. 22 yõl açõk alõnla hizmet verdiği gazetesin- den kovulmuş bir gazeteciyim. Çünkü medya patronlarõnõn çoğu iktidara gö- bekten bağõmlõ. Bu tarz baskõlar başka bir ülkede olsak, geri teper. Ancak Tür- kiye’de kõsa vadede umutlu değilim. Bir gazetecinin belge bulundurdu- ğu için tutuklanması konusunda ne düşünüyorsunuz? - Biz gazetecilere her türlü belge ge- lir. Faks, e-posta, mektup, hatta telefon- la. Ya da okuyucu gelip bõrakõr. Gazete- ci aynõ zamanda arşivcidir. ‘Bunu za- manı geldiğinde kullanırım’ diye dü- şünür. Balbay olayõ da bence böyledir. Gazeteciyi görüştüğü kişiler ya da yaptığı haberle özdeşleştirerek, suç- lamak hukuk devletiyle bağdaşır mı? - Gazeteci herkesle konuşur, görüşür, bilgi alõr. Bunlarõ yazar veya yazmaz. Ülkemizde sadece iktidara karşõ olan gazeteciler üzerinde bu tür baskõlar uy- gulanõyor. Ötekiler için atõş serbest!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear