26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada sorusuydu: - Sizden elde edilen dijital verilerle, Özden Örnek günlükleri ve Hilmi Özkök ifadeleri arasında paralellik bulunmaktadır... Ne diyorsunuz? Ben de durumu özetledim: “Örnek’in bu davadaki konumu belli değil. İddianamenin temelini oluşturan bölümlerin başında, Örnek’in günlükleri olarak adlandırılan metinler geliyor. Ama bugüne dek ifadesine bile başvurulmadı. Özkök ise tanık olarak sorulanları yanıtladı. Bazı rahatsızlıkların kendisine de ulaştığını, bunları Başbakan’a ilettiğini söyledi. Onlar nerede, ben neredeyim? Bu davada benim konumum en ileri durumda tanıklık olabilir. Ama aylardır tutukluyum...” Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, bu tartışmalı durumu sorunca, Pekgüzel’in yanıtı şu oldu: “Darbe iddiaları bu davanın özünü oluşturuyor.” Bu diyalog davanın zemininin de netleşmesini sağladı. O zaman davanın bu zemin üzerinde yükselmesi gerekiyor. Kurban Bayramı’nın sonrasında komutanlar ifadelerini verdikten sonra Beşiktaş’tan ayrıldılar. Ortada delilleri karartma söz konusu değilse doğal olan bu. Ancak bu doğallık malum davanın doğasında yok. Komutanların ifade vermesi medyada değişik biçimlerde yorumlandı. Kimi tatmin edici buldu, “İfade verdiler ya, bu kadarı da yeter” dedi. Kimi “Mademki davanın özü darbe iddiaları, komutanlar savcılıktan serbestse bu dava çökmüştür” dedi. Medya mahkemesi bizim işimiz değil, biz davanın özüne dönelim. Ceza davalarının iki tarafı vardır: Olumsuzluğa neden olan ve olumsuzlukla karşı karşıya kalan. Bu davada birinci unsur dönemin komutanları ise durumu yukarıda özetledik. İkinci unsur ne durumda? Yani hükümet... AKP’nin dört ağır topu, birbirine çok yakın ifadelerle şunu söyledi: “2003 - 2004’te bize de duyumlar geldi, ihbar mektupları geldi. Biz de Başbakan’a ilettik.” Kim bu ağır toplar? Bülent Arınç, Dengir Mir Mehmet Fırat, Hayati Yazıcı, Binali Yıldırım... Şimdi ortaya şu soru çıkıyor: - Darbeye maruz kalacak olan hükümetin üyeleri bunu öğrendiğinde ne yaptı? Böyle bir durumda yani bir suç hazırlığı söz konusu ise gidilmesi gereken yer neresidir? Yargı değil midir? Cumhuriyet savcılığı değil midir? Yukarıdaki sorulara zemin hazırlayan taşlar ağır, ama herkes sağır! Durumu özetlemek gerekirse, davanın iki ana tarafı davanın merkezinde yok! Örneğin ihbar mektubu aldığını söyleyen bakanlar, o zaman gereğini yapsalardı daha “demokratik” bir tutum olmaz mıydı? O zaman yapmadıklarına göre bugün bunun nedenini sorma hakkımız yok mu? Bakanlar şunu söyleyebilir: “Biz Başbakan’a durumu ilettik. Ötesine karışmayız.” Başbakan da TRT’de gazetecilerin bu yöndeki sorusuna şu karşılığı verdi: “Ben bir darbe hissi almadım.” Silivri’de tutuklu olarak yargılananlar ortada, durumun gerçek anlamda tarafları kenarda... Sizce çarpık bir durum yok mu? Gelinen noktada benim suçum gerçekten çok büyük: Yıllar önceki rahatsızlıkları zamanında haber yapmış olmak! ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA 31 ARALIK 2009 PERŞEMBECUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 31 Aralık Cumhurbaşkanlõğõ Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri töreninin resepsiyonunda konuşan Cumhurbaşkanõ Gül: TSK’yi haksõz yere yõpratmayõn 8 ASKER SERBEST BIRAKILDI ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Cumhurbaşkanõ Abdul- lah Gül, son günlerde özellikle Türk Silahlõ Kuvvetleri (TSK) ile ilgili “tasvip etmediği ya- zılar çıktığını” belirterek “Be- ni rahatsız eden, konuşurken, yazarken üslup kaçırılıyor. TSK’ye lüzumsuz, haksız ya- kıştırmalar yapılıyor; ölçü- süz ve rahatsız edici değer- lendirmeler yapılıyor. Bun- lar yanlış şeyler” dedi. Gül, Çankaya Köşkü’ndeki Cumhurbaşkanlõğõ Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri töreni- nin ardõndan verilen resepsi- yona katõldõ. Resepsiyonda başta sanatçõlar olmak üzere konuklarla sohbet eden Gül, daha sonra gazetecilerin gün- cel konulara ilişkin sorularõnõ yanõtladõ. Gül, gazetecilerin, “2010’dan itibaren Türki- ye’nin normalleşmesi için ne yapılmalı?” şeklindeki soru- suna şu karşõlõğõ verdi: ‘Yazarken üslup kaçırılıyor’ “Her ülkenin meseleleri var... Ama Türkiye için esas gördüğüm şey Avrupa Birliği (AB) ile müzakerelerdir. AB ile katılım müzakeresi yapan bir ülkeyiz, yol haritamız bel- li. Biz demokratik standart- larımızı yükseltiyoruz. Hu- kukla ilgili, eğitimle ilgili, sağ- lıkla ilgili standartlarımızı yükseltiyoruz. Benim gördü- ğüm bir eski alışkanlıklarımız var, bir de bugünkü hukuku- muz var. Bugünkü hukuku- muzu kabullenmekte zorla- nıyoruz. Bu Türkiye’nin adap- tasyon sürecidir.” Cumhurbaşkanõ Gül, Ankara Seferberlik Bölge Başkanlõ- ğõ’ndaki arama ve bu kapsam- daki soruşturma sürecine ilişkin sorular üzerine şöyle konuştu: “‘Devletin yatak odasõna gi- rildi’, ‘kozmik sõrlar var’ şek- linde değerlendirmeler yapı- lıyor. Ortada mevcut bir du- rum var, kanunlar var... ‘Adaptasyon’ derken bunu di- yorum. Hukuk uygulanıyor. Hukukumuza herkes riayet edecek. Beni rahatsız eden, konuşurken, yazarken üslup kaçırılıyor. Özellikle TSK ile ilgili tasvip etmediğim yazılar çıkıyor. Sanki ‘Diyarbakõr Em- niyet Müdürünü biz vurdurmu- şuz’ gibi... TSK’ye lüzumsuz, haksız yakıştırmalar yapılı- yor; ölçüsüz ve rahatsız edici değerlendirmeler yapılıyor. Bunlar yanlış şeyler. Diğer taraftan hukuk uygulanıyor. Sanki kanunun uygulanma- sından rahatsızlık duyuluyor gibi oluyor. Bizim hukuk sis- temimiz gelişmiş ülkeler se- viyesine getiriliyor. Buna ken- dimizi adapte etmemiz lazım. Her kurumun içinde yanlış yapanlar çıkar. Kurumları haksız yere yıpratmayın. TSK, emniyet ve istihbaratı haksız yere yıpratmayın. Bun- lar yanlış şeyler.” BAKAN ÇİÇEK: Vallahi hiçbir şey bilmiyorum ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõsõ Cemil Çiçek, Ankara Seferberlik Bölge Başkanlõğõ’nda yargõ- sal bir işlem yapõldõğõnõ be- lirterek “Tartışıyoruz bu konuyu kaç gündür. Valla- hi ben hiçbir şey bilmiyo- rum. Bize bilgi verilmez, ve- rilmemesi de gerekir” dedi. JİTEM ile ilgili sorunun Genelkurmay’a değil, Jan- darma Genel Komutanlõğõ’na yöneltilmesi gerektiğini be- lirten Çiçek, DTP’lilerin ifa- de vererek süreci kolaylaş- tõrmasõ gerektiğini söyledi. ‘Sabırla beklemeliyiz’ Başbakan Yardõmcõsõ Çi- çek, dün NTV’de gündem- deki konulara ilişkin değer- lendirmelerde bulundu. Ka- rargâhtaki aramada hukuki bir işlem yapõldõğõnõ belirten Çiçek, “Türkiye, hukuki bir meseleyi siyasi çerçeve- de tartışıyor. Konuyu siya- seten tartıştığımızda herkes bulunduğu konuma göre bir sonuç çıkarmaya çalı- şınca ortaya kaos çıkıyor. Yanlış üslupla eksik bil- giyle tartışıyoruz. Her işi si- yasete bulaştırıyoruz. Bir- den fazla arama yok, sade- ce aramaya ara veriliyor. Hukuk biraz ağır işler, her şey hemen aydınlanmaz. Sabırla beklemeliyiz” dedi. Eski DTP’li milletvekille- riyle ilgili ifade krizine iliş- kin sorular üzerine Çiçek, söz konusu kişilerin iddiasõ- nõn aksine uygulamada ay- rõmcõlõk yapõlmadõğõnõ söy- ledi. Çiçek, “Eğer ben Tür- kiye’nin anayasal düzenini değiştirmek ve ülke bütün- lüğü aleyhine milletvekili olmazdan önce bir suç işle- miş olsam AKP’li olarak, bana yapılacak muamele neyse bir başka partiliye yapılacak muamele de hu- kuk açısından aynıdır, ay- nı olması gerekir. Bana sor- sanız, ben gider ifade veri- rim, ama ondan sonra da gider bu yasa hükmünün milletvekilleri açısından doğru olmadığını söylerim. Hukukun işlemesini kolay- laştıralım” dedi. Törene Cumhurbaşkanı Gül ve eşi Hayrünnisa Gül’ün yanı sıra çok sayıda bakan, bürokrat, rektör, sanatçı ve yargı mensubu ile gazete ve televizyon yöneticileri katıldı. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) Çankaya’da ödül günü ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Cumhurbaşkanlõğõ Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri, Cum- hurbaşkanõ Abdullah Gül tara- fõndan sahiplerine verildi. Cumhurbaşkanõ Gül, Çankaya Köşkü’nde düzenlenen törende yaptõğõ konuşmada, ülkemizin kültür ve sanat alanõndaki başa- rõlarõnõ yakõndan takip ettiğini, sa- natçõlarõn başarõlarõyla her za- man gurur duyduklarõnõ söyledi. Ödüller verilirken sanatçõlarõn bütün yaşamlarõ boyunca verdiği eserlerin değerlendirildiğini an- latan Gül, önceki ödüllerin yaş olarak çok olgunlaşmõş sanatçõlara verildiğini, bu yõl genç yönetmen Nuri Bilge Ceylan’õn ödüle layõk görüldüğünü ifade etti. Ceylan’õn Cannes Film Festivali’nde en iyi yönetmen ödülünü alõrken, “Ödü- lü tutkuyla sevdiğim yalnız ve güzel ülkeme adıyorum” sözü- nü anõmsatan Gül, “Bu söz bütün Türk halkı üzerinde büyük et- ki yaptı. Sanatçı kişiliğinizle duygularınızı böyle ifade ettiniz. Ama ben bir devlet adamı olarak şunu söyleyeyim; ül- kemiz artık yalnız değil. Dı- şarıda ülkemizin destekçileri çok. Uluslararası kurumlarda en yüksek oyları alarak aday- lar seçiliyor” diye konuştu. Ödül Sakıp Sabancı’ya ithaf edildi Sanatçõ Uğur Derman’õn tari- hi mirasõn bugünlere taşõnmasõn- da büyük emeği geçtiğini anlatan Gül, Derman’õn çok sayõda öğ- renci yetiştirdiğini, özellikle hat ve ebru gibi geleneksel sanatlarõn unutulmasõnõ önlediğini ve bu sanatlarõn yeniden cazip hale gel- mesini sağladõğõnõ kaydetti. Sakõp Sabancõ Müzesi’nin ödül almasõ- nõn ise kurumsal anlamda büyük önem taşõdõğõnõn altõnõ çizdi. Gül, daha sonda Cumhurbaş- kanlõğõ Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri’ni sahiplerine verdi. Si- nema dalõnda yönetmen Ceylan, geleneksel sanatlar dalõnda Prof. Dr. Derman, kültür ve sanat ku- rumu olarak Sakõp Sabancõ Mü- zesi adõna Sabancõ Holding Yö- netim Kurulu Başkanõ Güler Sa- bancı ödül aldõ. Güler Sabancõ, bu ödülle onurlandõrõldõklarõnõ, yü- reklendirildiklerini ve takdir edil- diklerini belirterek, jüri üyelerine teşekkür etti. Sabancõ, ödülün kendilerine sorumluluklar yükle- diğini de ifade etti. Sabancõ ödü- lü Sakıp Sabancı’ya ithaf etti. “İnsanın kendi ülkesi tara- fından ödüllendirilmesi çok başka bir şey” diyen Ceylan da Türkiye’nin her yerini gezdiğini, dünyada birçok ülkeyi dolaştõğõ- nõ, ancak hiçbirinin Türkiye kadar güzel ve zengin olmadõğõnõ söy- ledi. Derman ise 55 yõl önce hat sanatõna başladõğõnda bu konuy- la uğraşanlarõn sayõlõ olduğunu ifade ederek, “Bunlar Cumhu- riyet rejiminin Batı’ya dönme- sinden oldu. Geleneksel sanat- larımız da korunsun” dedi. Ceylan, Derman ve Sabancõ Müzesi büyük ödülün sahibi oldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hâkimler ve Savcõlar Yüksek Kurulu (HSYK) Üyesi Ali Suat Ertosun, Ankara Seferberlik Bölge Baş- kanlõğõ’nda hâkim tarafõndan incelenen devlet sõrrõ niteliğindeki belgelerle ilgili olarak önem- li bir uygulama hatasõna dikkat çekti. Ertosun, devlet sõrrõ niteliğindeki belgelerin hâkim veya mahkeme heyeti tarafõndan ince- lenmesinin soruşturma aşamasõnda değil, sade- ce kovuşturma evresinde mümkün olduğunu vurguladõ. Ertosun’un değerlendirmesine göre, Seferberlik Bölge Başkanlõğõ’ndaki kozmik in- celeme ancak dava açõldõktan sonra yapõlabile- cek. Ertosun, yaptõğõ yazõlõ açõklamada şunlarõ kaydetti: “CMK’nin 125. maddesinin ikinci fıkrası ‘devlet sõrrõ niteliğindeki bilgileri içe- ren belgelerin ancak mahkeme hâkimi veya he- yeti tarafõndan incelenebileceği’ hükmünü amirdir. Bu konu CMK’nin TBMM’deki görüşmeleri sırasında ve daha sonra öğreti- de de ele alınmış olup, sözü geçen hükmün soruşturma evresine değil, sadece kovuştur- ma evresine münhasır olduğu, mahkeme hâ- kimi veya heyetten, tek hâkimli mahkemeler ile heyet halinde çalışan mahkemelerin an- laşılması gerektiği kabul edilmiştir. ‘İsyan’ suçlaması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Yardõmcõsõ Bülent Arınç’a yönelik suikast id- dialarõnõn ardõndan Ankara Seferberlik Bölge Başkanlõğõ’nda gözaltõna alõnan 8 askeri per- sonelden 5’i savcõlõk, 3’ü de mahkeme sorgu- sunun ardõndan serbest bõrakõldõ. Ankara 11. Ağõr Ceza Mahkemesi Hâkimi Kadir Kayan dün saat 11.10’da 5. kez incelemek yapmak üzere başkanlõğa gitti. Arõnç’a suikast iddialarõnõn ardõndan başla- tõlan soruşturma 19 Aralõk’tan bu yana sürü- yor. İddialar kapsamõnda geçen cuma günü Ankara Seferberlik Bölge Başkanlõğõ’nda yü- rütülen aramalarõn ardõndan gözaltõna alõnan askeri personelin tamamõ serbest bõrakõldõ. ‘Meşru hükümete isyan’ suçlaması Bu arada serbest bõrakõlan 8 askerle ilgili suçlama tutunaklarõ ortaya çõktõ. NTV’nin ha- berine göre, 8 asker, silahlõ örgüt kurarak ana- yasal düzeni değiştirmeye çalõşmak, hüküme- tin görevini yapmasõnõ engellemeye teşebbüs, seçilmiş meşru hükümete silahlõ isyan ve TBMM’nin görevini yapmasõnõ engellemeye teşebbüsle suçlanõyor. Edinilen bilgilere göre, salõ günü savcõlõğa sevk edilen biri er 7’si su- bay 8 asker, savcõ Mustafa Bilgili tarafõndan da aynõ suçlamalarla sorgulandõ. Askerlere, Bülent Arõnç’õn sokağõnda yakalanan bir bin- başõ ve albayõn evinde yapõlan aramalarda bu- lunan bazõ belgelere ilişkin sorular yöneltildi ancak askerler ‘bilgimiz yok’ diyerek susma haklarõnõ kullandõ. Askerler, üzerlerinden bey- lik silahlarõnõn dõşõnda silah çõkmamasõ, cebir ve şiddet iddiasõnõ destekleyecek herhangi bir bulgu olmamasõ ve teknik takiplerde suçlama- larõ destekleyecek bir delile rastlanmamasõ ne- deniyle serbest bõrakõldõ. Askerler hakkõnda, dava açõlõp açõlmayacağõna soruşturmanõn ta- mamlanmasõnõn ardõndan karar verilecek. 5’inci inceleme başlatıldı Ankara 11. Ağõr Ceza Mahkemesi yargõçla- rõndan Kadir Kayan’õn Ankara Seferberlik Bölge Başkanlõğõ’nda bulunan kozmik büro- daki incelemeleri sürüyor. Kayan dün saat 11.10’da Kirazlõdere’deki karargâha gelerek incelemelerine başladõ. Kayan, böylece baş- kanlõktaki 5. incelemesini başlatmõş oldu. ALİ SUAT ERTOSUN UYARDI ‘Önce dava açılmalıydı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP Genel Başkan Yardõmcõsõ Hüseyin Çelik, TSK içinde birisinin yanlõş ya- parsa bunu tüm orduyu itham etmenin ve hedef almanõn doğ- ru olmadõğõnõ söyledi. Partisinin Merkez Yürütme Kurulu toplantõsõnõn ardõndan bir açõklama yapan Çelik, toplantõda demokratik açõlõm konusundaki kararlõlõğõnõn bir kez dava vur- gulandõğõnõ ifade etti. Cumhur- başkanõ Abdullah Gül’ün TSK’ye karşõ ölçüsüz suçlamalar olduğu yönündeki açõklamalarõ- nõn anõmsatõlmasõ üzerine Çelik, “Her kurum içerisinde yanlış yapan insanlar olabilir, ama o şahısların hatalarından hareket ederek topyekûn o kurumları suçlamanın, onları itham et- menin, onlara toptancı yak- laşmanın ben de hakkaniyetle ve hukukla bağdaşmadığını düşünüyorum. Bir siyasetçi yanlış yaptığı zaman parti tü- zel kişiliğini itham etmek ne ka- dar doğru değilse TSK içeri- sinde birisi yanlış yaparsa ora- dan hareket ederek tüm ordu- yu itham etmenin, TSK’yi he- def almanın da doğru olmadı- ğını düşünüyorum. Bu yargı için de medya için de iş dünyası için de böyledir” dedi. Demokrasilerde tartõşma ola- cağõnõ belirten Çelik, “Totaliter yapılarda asla tartışma olmaz, birileri emir verir, diğerleri de bunu kabul ederler. Ama Türkiye’de bazı konularda tar- tışmalar varsa bu hür medya- nın, hür bir siyasetin olduğunu gösterir ve bu tartışmaları bir gerginlik ve gerilim olarak de- ğerlendirmek kesinlikle doğru değildir” diye konuştu. AKP’den Gül’e destek VEKİLLERE YILBAŞI HEDİYESİ Skandal CD toplatıldı ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - TBMM Başkanlõğõ, milletvekillerine yõlba- şõ hediyesi olarak Enfal Yayõnlarõ tarafõndan gönderilen “Anadolu İslam Cumhuriyeti Anayasası” adlõ CD’yi milletvekillerinin tep- kisi üzerine toplattõ. TBMM’de millet- vekillerine üzerinde “Enfal Yayınları” ya- zan ve “Anadolu İs- lam Cumhuriyeti Anayasası” adlõ CD dağõtõldõ. CD’de, “Eli- nizdeki bu meâl, Kur’an-ı Kerim’in evrensel bir anayasa olduğuna inananlar tarafından Allah’ın hâkimiyetini gör- mezden gelenleri uyarmak için hazır- lanmıştır. Anayasa- mızın basım ve dağı- tımı tamamen gani- met gelirleriyle kar- şılanmakta olduğun- dan para karşılığı sa- tılanlardan, onun-bu- nun günah çıkarır gi- bi, verdiği sadaka- larla basılanlardan, Allah düşmanı laik ve kabileci rejimlerin sipariş usulü, çanak yalayıcı sözde ule- macıklarına hazır- lattıklarından farklı olması normaldir” denildi. Kuranõkerim’in “anayasa” olarak ta- nõmlandõğõ CD’de, ha- in rejimlerin Kuranõ- kerim’i mezarlõklarda ölülere okunacak bir kitap haline getirdiği belirtildi. TBMM Başkanlõğõ, milletvekillerinin tep- kileri üzerine CD’leri tek tek toplattõ. Oslo B -15 Helsinki K -5 Stockholm B -7 Londra Y 4 AmsterdamK 1 Brüksel Y 12 Paris Y 8 Bonn K 3 Münih K 4 Berlin K 1 Budapeşte K 8 Madrid Y 12 Viyana K 7 Belgrad Y 14 Sofya B 17 Roma Y 17 Atina PB 21 Zürih PB 21 Moskova K 8 Aşkabat B 18 Taşkent B 19 Bakû Y 8 Bişkek B 13 Tiflis Y 7 Kahire Y 18 Şam Y 17 İstanbul PB 17 Edirne PB 9 Kocaeli PB 18 Çanakkale PB 18 İzmir PB 19 Manisa PB 17 Denizli PB 16 Zonguldak Y 16 Sinop Y 14 Samsun Y 15 Trabzon Y 15 Giresun Y 12 Ankara PB 8 Eskişehir PB 7 Konya PB 7 Sıvas B 7 Antalya PB 18 Adana PB 16 Mersin PB 18 Diyarbakır B 11 Şanlıurfa B 13 Mardin B 11 Siirt B 10 Hakkâri K 3 Van K 5 Kars K 4 Yurdun doğu kesim- leri çok bulutlu, Doğu Karadeniz, Doğu ve Gü- neydoğu Anadolu böl- geleri ile sabah saatle- rinde Doğu Akdeniz’in doğusu Sıvas, Tokat ve OIrdu çevreleri yağışlı, diğer yerler parçalı bu- lutlu geçecek. Yağışlar genellikle yağmur ve sa- ğanak, Doğu Anado- lu’nun doğusu, Doğu Karadeniz’in iç kesimle- ri ile Sıvas çevresinde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacak. Sa- bah saatlerinde yurdun iç kesimlerinde sis gö- rülecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear