Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
sorusuydu:
- Sizden elde edilen dijital verilerle, Özden
Örnek günlükleri ve Hilmi Özkök ifadeleri arasında
paralellik bulunmaktadır... Ne diyorsunuz?
Ben de durumu özetledim:
“Örnek’in bu davadaki konumu belli değil.
İddianamenin temelini oluşturan bölümlerin
başında, Örnek’in günlükleri olarak adlandırılan
metinler geliyor. Ama bugüne dek ifadesine bile
başvurulmadı. Özkök ise tanık olarak sorulanları
yanıtladı. Bazı rahatsızlıkların kendisine de ulaştığını,
bunları Başbakan’a ilettiğini söyledi. Onlar nerede,
ben neredeyim? Bu davada benim konumum en
ileri durumda tanıklık olabilir. Ama aylardır
tutukluyum...”
Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, bu tartışmalı
durumu sorunca, Pekgüzel’in yanıtı şu oldu:
“Darbe iddiaları bu davanın özünü oluşturuyor.”
Bu diyalog davanın zemininin de netleşmesini
sağladı. O zaman davanın bu zemin üzerinde
yükselmesi gerekiyor.
Kurban Bayramı’nın sonrasında komutanlar
ifadelerini verdikten sonra Beşiktaş’tan ayrıldılar.
Ortada delilleri karartma söz konusu değilse doğal
olan bu. Ancak bu doğallık malum davanın
doğasında yok.
Komutanların ifade vermesi medyada değişik
biçimlerde yorumlandı. Kimi tatmin edici buldu,
“İfade verdiler ya, bu kadarı da yeter” dedi. Kimi
“Mademki davanın özü darbe iddiaları, komutanlar
savcılıktan serbestse bu dava çökmüştür” dedi.
Medya mahkemesi bizim işimiz değil, biz
davanın özüne dönelim.
Ceza davalarının iki tarafı vardır:
Olumsuzluğa neden olan ve olumsuzlukla karşı
karşıya kalan.
Bu davada birinci unsur dönemin komutanları ise
durumu yukarıda özetledik.
İkinci unsur ne durumda?
Yani hükümet...
AKP’nin dört ağır topu, birbirine çok yakın
ifadelerle şunu söyledi:
“2003 - 2004’te bize de duyumlar geldi, ihbar
mektupları geldi. Biz de Başbakan’a ilettik.”
Kim bu ağır toplar?
Bülent Arınç, Dengir Mir Mehmet Fırat, Hayati
Yazıcı, Binali Yıldırım...
Şimdi ortaya şu soru çıkıyor:
- Darbeye maruz kalacak olan hükümetin üyeleri
bunu öğrendiğinde ne yaptı? Böyle bir durumda
yani bir suç hazırlığı söz konusu ise gidilmesi
gereken yer neresidir? Yargı değil midir?
Cumhuriyet savcılığı değil midir?
Yukarıdaki sorulara zemin hazırlayan taşlar ağır,
ama herkes sağır!
Durumu özetlemek gerekirse, davanın iki ana
tarafı davanın merkezinde yok!
Örneğin ihbar mektubu aldığını söyleyen
bakanlar, o zaman gereğini yapsalardı daha
“demokratik” bir tutum olmaz mıydı?
O zaman yapmadıklarına göre bugün bunun
nedenini sorma hakkımız yok mu?
Bakanlar şunu söyleyebilir:
“Biz Başbakan’a durumu ilettik. Ötesine
karışmayız.”
Başbakan da TRT’de gazetecilerin bu yöndeki
sorusuna şu karşılığı verdi:
“Ben bir darbe hissi almadım.”
Silivri’de tutuklu olarak yargılananlar ortada,
durumun gerçek anlamda tarafları kenarda...
Sizce çarpık bir durum yok mu?
Gelinen noktada benim suçum gerçekten çok
büyük:
Yıllar önceki rahatsızlıkları zamanında haber
yapmış olmak!
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 31 ARALIK 2009 PERŞEMBECUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 31 Aralık
Cumhurbaşkanlõğõ Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri töreninin resepsiyonunda konuşan Cumhurbaşkanõ Gül:
TSK’yi haksõz yere yõpratmayõn
8 ASKER SERBEST BIRAKILDI
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Cumhurbaşkanõ Abdul-
lah Gül, son günlerde özellikle
Türk Silahlõ Kuvvetleri (TSK)
ile ilgili “tasvip etmediği ya-
zılar çıktığını” belirterek “Be-
ni rahatsız eden, konuşurken,
yazarken üslup kaçırılıyor.
TSK’ye lüzumsuz, haksız ya-
kıştırmalar yapılıyor; ölçü-
süz ve rahatsız edici değer-
lendirmeler yapılıyor. Bun-
lar yanlış şeyler” dedi.
Gül, Çankaya Köşkü’ndeki
Cumhurbaşkanlõğõ Kültür ve
Sanat Büyük Ödülleri töreni-
nin ardõndan verilen resepsi-
yona katõldõ. Resepsiyonda
başta sanatçõlar olmak üzere
konuklarla sohbet eden Gül,
daha sonra gazetecilerin gün-
cel konulara ilişkin sorularõnõ
yanõtladõ. Gül, gazetecilerin,
“2010’dan itibaren Türki-
ye’nin normalleşmesi için ne
yapılmalı?” şeklindeki soru-
suna şu karşõlõğõ verdi:
‘Yazarken üslup
kaçırılıyor’
“Her ülkenin meseleleri
var... Ama Türkiye için esas
gördüğüm şey Avrupa Birliği
(AB) ile müzakerelerdir. AB
ile katılım müzakeresi yapan
bir ülkeyiz, yol haritamız bel-
li. Biz demokratik standart-
larımızı yükseltiyoruz. Hu-
kukla ilgili, eğitimle ilgili, sağ-
lıkla ilgili standartlarımızı
yükseltiyoruz. Benim gördü-
ğüm bir eski alışkanlıklarımız
var, bir de bugünkü hukuku-
muz var. Bugünkü hukuku-
muzu kabullenmekte zorla-
nıyoruz. Bu Türkiye’nin adap-
tasyon sürecidir.”
Cumhurbaşkanõ Gül, Ankara
Seferberlik Bölge Başkanlõ-
ğõ’ndaki arama ve bu kapsam-
daki soruşturma sürecine ilişkin
sorular üzerine şöyle konuştu:
“‘Devletin yatak odasõna gi-
rildi’, ‘kozmik sõrlar var’ şek-
linde değerlendirmeler yapı-
lıyor. Ortada mevcut bir du-
rum var, kanunlar var...
‘Adaptasyon’ derken bunu di-
yorum. Hukuk uygulanıyor.
Hukukumuza herkes riayet
edecek. Beni rahatsız eden,
konuşurken, yazarken üslup
kaçırılıyor. Özellikle TSK ile
ilgili tasvip etmediğim yazılar
çıkıyor. Sanki ‘Diyarbakõr Em-
niyet Müdürünü biz vurdurmu-
şuz’ gibi... TSK’ye lüzumsuz,
haksız yakıştırmalar yapılı-
yor; ölçüsüz ve rahatsız edici
değerlendirmeler yapılıyor.
Bunlar yanlış şeyler. Diğer
taraftan hukuk uygulanıyor.
Sanki kanunun uygulanma-
sından rahatsızlık duyuluyor
gibi oluyor. Bizim hukuk sis-
temimiz gelişmiş ülkeler se-
viyesine getiriliyor. Buna ken-
dimizi adapte etmemiz lazım.
Her kurumun içinde yanlış
yapanlar çıkar. Kurumları
haksız yere yıpratmayın.
TSK, emniyet ve istihbaratı
haksız yere yıpratmayın. Bun-
lar yanlış şeyler.”
BAKAN ÇİÇEK:
Vallahi
hiçbir şey
bilmiyorum
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Devlet Bakanõ ve
Başbakan Yardõmcõsõ Cemil
Çiçek, Ankara Seferberlik
Bölge Başkanlõğõ’nda yargõ-
sal bir işlem yapõldõğõnõ be-
lirterek “Tartışıyoruz bu
konuyu kaç gündür. Valla-
hi ben hiçbir şey bilmiyo-
rum. Bize bilgi verilmez, ve-
rilmemesi de gerekir” dedi.
JİTEM ile ilgili sorunun
Genelkurmay’a değil, Jan-
darma Genel Komutanlõğõ’na
yöneltilmesi gerektiğini be-
lirten Çiçek, DTP’lilerin ifa-
de vererek süreci kolaylaş-
tõrmasõ gerektiğini söyledi.
‘Sabırla
beklemeliyiz’
Başbakan Yardõmcõsõ Çi-
çek, dün NTV’de gündem-
deki konulara ilişkin değer-
lendirmelerde bulundu. Ka-
rargâhtaki aramada hukuki
bir işlem yapõldõğõnõ belirten
Çiçek, “Türkiye, hukuki
bir meseleyi siyasi çerçeve-
de tartışıyor. Konuyu siya-
seten tartıştığımızda herkes
bulunduğu konuma göre
bir sonuç çıkarmaya çalı-
şınca ortaya kaos çıkıyor.
Yanlış üslupla eksik bil-
giyle tartışıyoruz. Her işi si-
yasete bulaştırıyoruz. Bir-
den fazla arama yok, sade-
ce aramaya ara veriliyor.
Hukuk biraz ağır işler, her
şey hemen aydınlanmaz.
Sabırla beklemeliyiz” dedi.
Eski DTP’li milletvekille-
riyle ilgili ifade krizine iliş-
kin sorular üzerine Çiçek,
söz konusu kişilerin iddiasõ-
nõn aksine uygulamada ay-
rõmcõlõk yapõlmadõğõnõ söy-
ledi. Çiçek, “Eğer ben Tür-
kiye’nin anayasal düzenini
değiştirmek ve ülke bütün-
lüğü aleyhine milletvekili
olmazdan önce bir suç işle-
miş olsam AKP’li olarak,
bana yapılacak muamele
neyse bir başka partiliye
yapılacak muamele de hu-
kuk açısından aynıdır, ay-
nı olması gerekir. Bana sor-
sanız, ben gider ifade veri-
rim, ama ondan sonra da
gider bu yasa hükmünün
milletvekilleri açısından
doğru olmadığını söylerim.
Hukukun işlemesini kolay-
laştıralım” dedi.
Törene Cumhurbaşkanı Gül ve eşi Hayrünnisa Gül’ün yanı sıra çok sayıda bakan, bürokrat, rektör,
sanatçı ve yargı mensubu ile gazete ve televizyon yöneticileri katıldı. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ)
Çankaya’da ödül günü
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Cumhurbaşkanlõğõ Kültür
ve Sanat Büyük Ödülleri, Cum-
hurbaşkanõ Abdullah Gül tara-
fõndan sahiplerine verildi.
Cumhurbaşkanõ Gül, Çankaya
Köşkü’nde düzenlenen törende
yaptõğõ konuşmada, ülkemizin
kültür ve sanat alanõndaki başa-
rõlarõnõ yakõndan takip ettiğini, sa-
natçõlarõn başarõlarõyla her za-
man gurur duyduklarõnõ söyledi.
Ödüller verilirken sanatçõlarõn
bütün yaşamlarõ boyunca verdiği
eserlerin değerlendirildiğini an-
latan Gül, önceki ödüllerin yaş
olarak çok olgunlaşmõş sanatçõlara
verildiğini, bu yõl genç yönetmen
Nuri Bilge Ceylan’õn ödüle layõk
görüldüğünü ifade etti. Ceylan’õn
Cannes Film Festivali’nde en iyi
yönetmen ödülünü alõrken, “Ödü-
lü tutkuyla sevdiğim yalnız ve
güzel ülkeme adıyorum” sözü-
nü anõmsatan Gül, “Bu söz bütün
Türk halkı üzerinde büyük et-
ki yaptı. Sanatçı kişiliğinizle
duygularınızı böyle ifade ettiniz.
Ama ben bir devlet adamı
olarak şunu söyleyeyim; ül-
kemiz artık yalnız değil. Dı-
şarıda ülkemizin destekçileri
çok. Uluslararası kurumlarda
en yüksek oyları alarak aday-
lar seçiliyor” diye konuştu.
Ödül Sakıp
Sabancı’ya ithaf edildi
Sanatçõ Uğur Derman’õn tari-
hi mirasõn bugünlere taşõnmasõn-
da büyük emeği geçtiğini anlatan
Gül, Derman’õn çok sayõda öğ-
renci yetiştirdiğini, özellikle hat ve
ebru gibi geleneksel sanatlarõn
unutulmasõnõ önlediğini ve bu
sanatlarõn yeniden cazip hale gel-
mesini sağladõğõnõ kaydetti. Sakõp
Sabancõ Müzesi’nin ödül almasõ-
nõn ise kurumsal anlamda büyük
önem taşõdõğõnõn altõnõ çizdi.
Gül, daha sonda Cumhurbaş-
kanlõğõ Kültür ve Sanat Büyük
Ödülleri’ni sahiplerine verdi. Si-
nema dalõnda yönetmen Ceylan,
geleneksel sanatlar dalõnda Prof.
Dr. Derman, kültür ve sanat ku-
rumu olarak Sakõp Sabancõ Mü-
zesi adõna Sabancõ Holding Yö-
netim Kurulu Başkanõ Güler Sa-
bancı ödül aldõ. Güler Sabancõ, bu
ödülle onurlandõrõldõklarõnõ, yü-
reklendirildiklerini ve takdir edil-
diklerini belirterek, jüri üyelerine
teşekkür etti. Sabancõ, ödülün
kendilerine sorumluluklar yükle-
diğini de ifade etti. Sabancõ ödü-
lü Sakıp Sabancı’ya ithaf etti.
“İnsanın kendi ülkesi tara-
fından ödüllendirilmesi çok
başka bir şey” diyen Ceylan da
Türkiye’nin her yerini gezdiğini,
dünyada birçok ülkeyi dolaştõğõ-
nõ, ancak hiçbirinin Türkiye kadar
güzel ve zengin olmadõğõnõ söy-
ledi. Derman ise 55 yõl önce hat
sanatõna başladõğõnda bu konuy-
la uğraşanlarõn sayõlõ olduğunu
ifade ederek, “Bunlar Cumhu-
riyet rejiminin Batı’ya dönme-
sinden oldu. Geleneksel sanat-
larımız da korunsun” dedi.
Ceylan, Derman ve Sabancõ Müzesi büyük ödülün sahibi oldu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hâkimler ve
Savcõlar Yüksek Kurulu (HSYK) Üyesi Ali
Suat Ertosun, Ankara Seferberlik Bölge Baş-
kanlõğõ’nda hâkim tarafõndan incelenen devlet
sõrrõ niteliğindeki belgelerle ilgili olarak önem-
li bir uygulama hatasõna dikkat çekti.
Ertosun, devlet sõrrõ niteliğindeki belgelerin
hâkim veya mahkeme heyeti tarafõndan ince-
lenmesinin soruşturma aşamasõnda değil, sade-
ce kovuşturma evresinde mümkün olduğunu
vurguladõ. Ertosun’un değerlendirmesine göre,
Seferberlik Bölge Başkanlõğõ’ndaki kozmik in-
celeme ancak dava açõldõktan sonra yapõlabile-
cek. Ertosun, yaptõğõ yazõlõ açõklamada şunlarõ
kaydetti: “CMK’nin 125. maddesinin ikinci
fıkrası ‘devlet sõrrõ niteliğindeki bilgileri içe-
ren belgelerin ancak mahkeme hâkimi veya he-
yeti tarafõndan incelenebileceği’ hükmünü
amirdir. Bu konu CMK’nin TBMM’deki
görüşmeleri sırasında ve daha sonra öğreti-
de de ele alınmış olup, sözü geçen hükmün
soruşturma evresine değil, sadece kovuştur-
ma evresine münhasır olduğu, mahkeme hâ-
kimi veya heyetten, tek hâkimli mahkemeler
ile heyet halinde çalışan mahkemelerin an-
laşılması gerektiği kabul edilmiştir.
‘İsyan’
suçlaması
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan
Yardõmcõsõ Bülent Arınç’a yönelik suikast id-
dialarõnõn ardõndan Ankara Seferberlik Bölge
Başkanlõğõ’nda gözaltõna alõnan 8 askeri per-
sonelden 5’i savcõlõk, 3’ü de mahkeme sorgu-
sunun ardõndan serbest bõrakõldõ. Ankara 11.
Ağõr Ceza Mahkemesi Hâkimi Kadir Kayan
dün saat 11.10’da 5. kez incelemek yapmak
üzere başkanlõğa gitti.
Arõnç’a suikast iddialarõnõn ardõndan başla-
tõlan soruşturma 19 Aralõk’tan bu yana sürü-
yor. İddialar kapsamõnda geçen cuma günü
Ankara Seferberlik Bölge Başkanlõğõ’nda yü-
rütülen aramalarõn ardõndan gözaltõna alõnan
askeri personelin tamamõ serbest bõrakõldõ.
‘Meşru hükümete isyan’ suçlaması
Bu arada serbest bõrakõlan 8 askerle ilgili
suçlama tutunaklarõ ortaya çõktõ. NTV’nin ha-
berine göre, 8 asker, silahlõ örgüt kurarak ana-
yasal düzeni değiştirmeye çalõşmak, hüküme-
tin görevini yapmasõnõ engellemeye teşebbüs,
seçilmiş meşru hükümete silahlõ isyan ve
TBMM’nin görevini yapmasõnõ engellemeye
teşebbüsle suçlanõyor. Edinilen bilgilere göre,
salõ günü savcõlõğa sevk edilen biri er 7’si su-
bay 8 asker, savcõ Mustafa Bilgili tarafõndan
da aynõ suçlamalarla sorgulandõ. Askerlere,
Bülent Arõnç’õn sokağõnda yakalanan bir bin-
başõ ve albayõn evinde yapõlan aramalarda bu-
lunan bazõ belgelere ilişkin sorular yöneltildi
ancak askerler ‘bilgimiz yok’ diyerek susma
haklarõnõ kullandõ. Askerler, üzerlerinden bey-
lik silahlarõnõn dõşõnda silah çõkmamasõ, cebir
ve şiddet iddiasõnõ destekleyecek herhangi bir
bulgu olmamasõ ve teknik takiplerde suçlama-
larõ destekleyecek bir delile rastlanmamasõ ne-
deniyle serbest bõrakõldõ. Askerler hakkõnda,
dava açõlõp açõlmayacağõna soruşturmanõn ta-
mamlanmasõnõn ardõndan karar verilecek.
5’inci inceleme başlatıldı
Ankara 11. Ağõr Ceza Mahkemesi yargõçla-
rõndan Kadir Kayan’õn Ankara Seferberlik
Bölge Başkanlõğõ’nda bulunan kozmik büro-
daki incelemeleri sürüyor. Kayan dün saat
11.10’da Kirazlõdere’deki karargâha gelerek
incelemelerine başladõ. Kayan, böylece baş-
kanlõktaki 5. incelemesini başlatmõş oldu.
ALİ SUAT ERTOSUN UYARDI
‘Önce dava
açılmalıydı’
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - AKP Genel Başkan
Yardõmcõsõ Hüseyin Çelik,
TSK içinde birisinin yanlõş ya-
parsa bunu tüm orduyu itham
etmenin ve hedef almanõn doğ-
ru olmadõğõnõ söyledi.
Partisinin Merkez Yürütme
Kurulu toplantõsõnõn ardõndan bir
açõklama yapan Çelik, toplantõda
demokratik açõlõm konusundaki
kararlõlõğõnõn bir kez dava vur-
gulandõğõnõ ifade etti. Cumhur-
başkanõ Abdullah Gül’ün
TSK’ye karşõ ölçüsüz suçlamalar
olduğu yönündeki açõklamalarõ-
nõn anõmsatõlmasõ üzerine Çelik,
“Her kurum içerisinde yanlış
yapan insanlar olabilir, ama o
şahısların hatalarından hareket
ederek topyekûn o kurumları
suçlamanın, onları itham et-
menin, onlara toptancı yak-
laşmanın ben de hakkaniyetle
ve hukukla bağdaşmadığını
düşünüyorum. Bir siyasetçi
yanlış yaptığı zaman parti tü-
zel kişiliğini itham etmek ne ka-
dar doğru değilse TSK içeri-
sinde birisi yanlış yaparsa ora-
dan hareket ederek tüm ordu-
yu itham etmenin, TSK’yi he-
def almanın da doğru olmadı-
ğını düşünüyorum. Bu yargı
için de medya için de iş dünyası
için de böyledir” dedi.
Demokrasilerde tartõşma ola-
cağõnõ belirten Çelik, “Totaliter
yapılarda asla tartışma olmaz,
birileri emir verir, diğerleri
de bunu kabul ederler. Ama
Türkiye’de bazı konularda tar-
tışmalar varsa bu hür medya-
nın, hür bir siyasetin olduğunu
gösterir ve bu tartışmaları bir
gerginlik ve gerilim olarak de-
ğerlendirmek kesinlikle doğru
değildir” diye konuştu.
AKP’den Gül’e destek
VEKİLLERE YILBAŞI HEDİYESİ
Skandal CD toplatıldı
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) -
TBMM Başkanlõğõ,
milletvekillerine yõlba-
şõ hediyesi olarak Enfal
Yayõnlarõ tarafõndan
gönderilen “Anadolu
İslam Cumhuriyeti
Anayasası” adlõ CD’yi
milletvekillerinin tep-
kisi üzerine toplattõ.
TBMM’de millet-
vekillerine üzerinde
“Enfal Yayınları” ya-
zan ve “Anadolu İs-
lam Cumhuriyeti
Anayasası” adlõ CD
dağõtõldõ. CD’de, “Eli-
nizdeki bu meâl,
Kur’an-ı Kerim’in
evrensel bir anayasa
olduğuna inananlar
tarafından Allah’ın
hâkimiyetini gör-
mezden gelenleri
uyarmak için hazır-
lanmıştır. Anayasa-
mızın basım ve dağı-
tımı tamamen gani-
met gelirleriyle kar-
şılanmakta olduğun-
dan para karşılığı sa-
tılanlardan, onun-bu-
nun günah çıkarır gi-
bi, verdiği sadaka-
larla basılanlardan,
Allah düşmanı laik
ve kabileci rejimlerin
sipariş usulü, çanak
yalayıcı sözde ule-
macıklarına hazır-
lattıklarından farklı
olması normaldir”
denildi.
Kuranõkerim’in
“anayasa” olarak ta-
nõmlandõğõ CD’de, ha-
in rejimlerin Kuranõ-
kerim’i mezarlõklarda
ölülere okunacak bir
kitap haline getirdiği
belirtildi.
TBMM Başkanlõğõ,
milletvekillerinin tep-
kileri üzerine CD’leri
tek tek toplattõ.
Oslo B -15
Helsinki K -5
Stockholm B -7
Londra Y 4
AmsterdamK 1
Brüksel Y 12
Paris Y 8
Bonn K 3
Münih K 4
Berlin K 1
Budapeşte K 8
Madrid Y 12
Viyana K 7
Belgrad Y 14
Sofya B 17
Roma Y 17
Atina PB 21
Zürih PB 21
Moskova K 8
Aşkabat B 18
Taşkent B 19
Bakû Y 8
Bişkek B 13
Tiflis Y 7
Kahire Y 18
Şam Y 17
İstanbul PB 17
Edirne PB 9
Kocaeli PB 18
Çanakkale PB 18
İzmir PB 19
Manisa PB 17
Denizli PB 16
Zonguldak Y 16
Sinop Y 14
Samsun Y 15
Trabzon Y 15
Giresun Y 12
Ankara PB 8
Eskişehir PB 7
Konya PB 7
Sıvas B 7
Antalya PB 18
Adana PB 16
Mersin PB 18
Diyarbakır B 11
Şanlıurfa B 13
Mardin B 11
Siirt B 10
Hakkâri K 3
Van K 5
Kars K 4
Yurdun doğu kesim-
leri çok bulutlu, Doğu
Karadeniz, Doğu ve Gü-
neydoğu Anadolu böl-
geleri ile sabah saatle-
rinde Doğu Akdeniz’in
doğusu Sıvas, Tokat ve
OIrdu çevreleri yağışlı,
diğer yerler parçalı bu-
lutlu geçecek. Yağışlar
genellikle yağmur ve sa-
ğanak, Doğu Anado-
lu’nun doğusu, Doğu
Karadeniz’in iç kesimle-
ri ile Sıvas çevresinde
karla karışık yağmur ve
kar şeklinde olacak. Sa-
bah saatlerinde yurdun
iç kesimlerinde sis gö-
rülecek.