26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada edildi. 2004 yılıydı 24 Nisan’daki referandumda her şeyin netleşeceği, işin sonuna gelindiği konuşuluyordu. Bir televizyon programında buna inanan bir akademisyen yorumcuyla karşı karşıya geldik. Benim gördüğüm kadarıyla sonuç ne çıkarsa çıksın çözüm olasılığı düşüktü. Akademisyen arkadaş programın sonuna doğru, hafif alaysı bir üslupla şöyle dedi: “Bu iş artık tamam. Statükocular kaybetti. Göreceksiniz önümüzdeki yıl bu vakitler Kıbrıs’ta sorun anlamında konuşulacak bir şey kalmayacak.” Aradan 5 yıl geçti. Hâlâ gördüğüm, kördüğüm! Çünkü Kıbrıs’ta çözüm sadece adada yaşayanların iradesine bağlı değil. Çözümden neyin anlaşıldığı da çözülmesi gereken “sorunlardan” biri! Zira ana sorun kan dökülmemesi, gerilim olmaması ise bugünkü tablo da “çözüm” olarak görülebilir. 2004’te çözümün önündeki “engellerin” başında Denktaş gösteriliyordu. O gitse çözüm kapıdaydı. Hemen içeri girecekti. Denktaş gitti, çözüme en denk “adam” geldi. Şimdi o adam görev süresinin sonuna yaklaşırken hâlâ “Çözüme az kaldı ama” diyor! Ergun Balcı okulundan Erdal Güven, Talat’la kitaplık bir söyleşi yaptı. Anlaşılan o ki, Talat’ın içi çok rahat değil. Belki kafasındaki tüm muhasebeyi tamamlamadı. Bir yandan Kosova’nın 3 yılda bağımsızlık yolunda çok ileri adımlar atmayı başardığını söylüyor. Öte yandan KKTC’yi ilan etmenin ne kadar büyük bir yanlış olduğunu vurguluyor. Cumhurbaşkanlığı koltuğundaki dört yılın ardından özellikle Rum kesimince “yeni Denktaş” olarak ad takılmasına bozuluyor. Kim bilir bakarsınız bu yakıştırma Talat’ın kurtuluşu bile olabilir! Cumhurbaşkanlığının ilk yıllarında Türkiye’den “kuzey komşumuz” diye söz eden Talat, 2009’da, Türkiye ve Yunanistan’ın, iki toplumdan daha büyük düşünerek hareket etmesi gerektiğini söylüyor. Sözü biraz dolaştırdık, yakın geçmişten bugüne birkaç tur attık, asıl gelmek istediğimiz nokta şu: Kıbrıs, Silivri’deki malum davanın da parçası haline getirilmek isteniyor. İddia o ki, “Ergenekoncular” Kıbrıs gibi ulusal çıkarlara ilişkin konuları da kullanmışlar. Ne yapmışlar? Çözümün olmaması için her şeyi yapmışlar. Sonuç ortada! Atılan iddialara en etkili yanıtı KKTC seçmeni verdi. Derviş Eroğlu seçim öncesinde nisan ayı boyunca çok ağır suçlamalar altında bırakıldı. Sandıktan şu çıktı: “Kes be annem!” Gelinen nokta, Kıbrıs gibi ulusal bir davayı asıl kimlerin kullanmak istediğini de gösteriyor. Ankara gazeteciliğinin güncel siyasi gelişmeler dışında 10 dosyası vardır. Bu 10 dosyaya ana hatlarıyla hâkim olmadan Ankara’da gazetecilik yapılmaz. O dosyalardan biri Kıbrıs’tır. Ben de bu bağlamda, Cüneyt Arcayürek’ten de çok şey öğrenerek Kıbrıs’la ilgili gelişmeleri haberleştirdim, yorumladım. Bu konudaki kimi bilgiler de iddianame ve eklerinde “suç unsuru” olarak mevcut! Kıbrıs dosyası ister istemez Yunanistan dosyasıyla da bağlantılı. Yunanistan’la gerilimli olduğumuz günlerde yazdığım bir yazıyı şöyle bağladığımı anımsıyorum: Ege’nin iki yakası bir araya gelmeden Türkiye ile Yunanistan’ın iki yakası bir araya gelmez. Hâlâ aynı görüşteyim. Biri silahlanma yarışında dördüncü, öteki beşinci. Ancak gelinen noktada önce Türkiye’nin iki yakasının bir araya gelmesi gerekiyor. Bu ayrı bir yazı konusu. Noktayı Talat’la koymak gerekirse... Yaşam ona da çok şey öğretmiş görünüyor. Ancak özünde tabii ki değişen fazla bir şey yok. “Talat” aynı Talat... Tersten okusan da düzden okusan da! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Diğer yanda gaziler DTP binasını taşlıyor. Liseli gençler gösteri yapıyor.” (Mehmet Tezkan - 10.12.09 - Milliyet) Gündem yaratma sevdasıyla gazete yazıyı Başbakan’la ana muhalefet liderinin 3.5 yıldır görüşmediğinin altını çizerek şu manşetle verdi: “Şimdi zamanı değilse ne zaman?” Gerilimli günlerin hangi nedenlerle başladığı, üstelik gerilim tanımı yeterli değil. Tezkan’ın çizdiği tabloda eksik kimi temel öğeler var: Tabii -bize göre-, sokak eylemlerinin kökeninde bal gibi etnik ayrışma yatıyor... Etnik ayrışmanın temelinde de devlette ayrı bir kimlik arama isteği… Hükümet içeriğinden söz etmeden Kürt açılımı diye yola çıktı. CHP ve MHP’nin, açılımın hangi önlemleri içerdiğini açıklama isteklerini hükümet -hâlâ- doğru dürüst yanıtlamadı. Hükümet başlangıçta Demokratik Toplum (Kürt) Partisi’nden destek gördü. Ancak bu parti bir süre sonra Kürt açılımı projesinin eksik olduğunu öne sürmeye… TV’lerde Kürtçe yayınların, Kürtçe okuma yazmanın serbest olmasını sağlamanın, Kürt dili enstitüleri kurmanın “soruna” çare olamayacağını… anayasada Kürt kimliğinin Türklüğün yanı sıra yer almasını savunmaya başladı. Parti, bir süre sonra -iktidarın görmezden gelmeye çalıştığı- bir başka sorunla, İmralı’daki baş teröristle Kürt sorununun çözümünü özdeşleştirdi. Bekledikleri ve istedikleri sonuç alınamayınca Kürt açılım projesinin “bittiğini” ilan ettiği sırada İmralı’daki müebbet hükümlünün yaşam biçimini gündeme getirdiler ve…. …aranan neden de buydu. İmralı sokağı tetikledi. Güvenlik güçlerine taş atan, molotofkokteylleri, havai fişeklerle saldıran eylemler günlerdir sürüyor. Şimdiii; açık yüreklilikle soralım: Sokaktaki molotoflu, havai fişekli, taşlı sopalı saldırıların hangi amaçla tetiklendiğini irdelemek gerekmiyor mu? Sokağa dökülenler -medyaya göre- PKK yandaşları, bize göre -şimdilik- tabancasız, tüfeksiz kentteki PKK! Ayrılıkçı şiddetin ne zaman başladığına gelince… gazete koleksiyonlarına şöyle bir göz atmak yeterli ve geçerli: Sağ-sol kavgası değil bugünkü olaylar, daha önceki yıllardan farklı. Bugünkü şiddet olaylarının temelinde ayrışmadan sonra ülkenin bölünmesi tehlikesi yatıyor. Geçmişte zorlu günler yaşanırken iktidar ve muhalefet liderlerini bir araya getiren zirve adı verilen toplantılara tanık olduk. Lakin zirvelerden sonuç alındığını da görmedik. Baykal’ı RTE ile bir araya gelmeye zorlayalım zorlamasına da, bu buluşmada derde çare olacak, amaçta birleşen acaba hangi önlemler üzerinde konuşacaklar? Manzara şu: Muhalefete göre ülkeyi molotoflu, havai fişekli, taşlı sopalı bugünkü gerilimli noktaya iktidarın Kürt açılımı projesi getirdi. Açılımdan vazgeçilmesi gerektiğini öne süren muhalefete (Baykal ve Bahçeli’ye) içerideki sert yanıtları yetmiyormuş gibi; Başbakan, okyanus ötesinden neye mal olursa olsun sonuna kadar açılıma devam edeceklerini içeren sert karşılıklar gönderiyor. Muhalefet iktidar sayesinde ayrışmanın gerçekleştiğini ve gidişin ülkeyi bölmeye uzanabileceğini savunuyor. RTE, bütün bu uyarıları gözü kapalı sert yanıtlarla karşılıyor. Muhalefet ile iktidar temelde sorunun çözümünde anlaşamıyorlar. Anlaşmaları da olanaksız görünüyor. Sokak eylemlerini Kürt açılımının verilerinden ayrı görmek olanaksız. Soruna bakış açıları birbirine zıt. Pekâlâ… bilinen, görülen gerçeklere karşın şayet şimdi zamanı ise Baykal, özveri göstersin RTE ile görüşsün. Bir araya gelecekler de derde deva bulunacak mı? Dağdan sokağa inen eylemlerin açılımla başladığını… projenin temelindeki yanlışlığı iktidar partisi kabul edecek mi? RTE, muhalefetin siyasal rant uğruna açılımı kösteklediği saçma iddiasından vazgeçecek mi? Muhalefet, aylardır açıkladığı gibi iktidarın ayrışmayı başlattığını, bölünme tehlikesinin gündeme oturduğunu yinelemeyecek mi? Bugüne kadar izlenen davranışlar, söylemler, açıklamalar değişmedikçe… iktidar kafası ulusal sorunu muhalefetle birlikte, üreteceği yeni çareleri görüşerek çözümleme gereksinimi duymadıkça... şimdi zamanı diye bir araya gelmeye zorlanan iktidar muhalefet buluşmasından çıkacak olası sonuç şöyle özetlenebilir: Sıfır kere sıfır elde var sıfır! ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA 11 ARALIK 2009 CUMACUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 11 Aralık Oslo K 1 Helsinki K 3 Stockholm Y 3 Londra PB 7 AmsterdamY 9 Brüksel Y 7 Paris B 8 Bonn Y 6 Münih K 2 Berlin Y 4 Budapeşte Y 6 Madrid B 17 Viyana Y 6 Belgrad Y 6 Sofya B 6 Roma PB 14 Atina Y 13 Zürih Y 6 Moskova PB -7 Aşkabat B 8 Taşkent B 4 Bakû PB 11 Bişkek B 2 Tiflis PB 8 Kahire Y 18 Şam Y 15 İstanbul Y 11 Edirne K 4 Kocaeli Y 11 Çanakkale Y 8 İzmir Y 14 Manisa Y 12 Denizli Y 14 Zonguldak Y 10 Sinop Y 13 Samsun B 15 Trabzon PB 15 Giresun PB 15 Ankara Y 7 Eskişehir Y 6 Konya Y 7 Sıvas B 7 Antalya Y 18 Adana Y 16 Mersin Y 17 Diyarbakır Y 10 Şanlıurfa Y 12 Mardin Y 8 Siirt B 10 Hakkâri B 3 Van B 5 Kars B 1 Ülke geneli çok bulut- lu, Marmara, Ege, Akde- niz, Batı Karadeniz, İç Anadolu’nun güney ve batısı ile Doğu ve Gü- neydoğu Anadolu’nun batısı yağışlı geçecek. Yağışlar; Marmara’nın gü- ney ve doğusu, Batı Ak- deniz kıyıları, Doğu Ak- deniz ile Gaziantep, Kilis, Adıyaman ve Malatya çevrelerinde kuvvetli ol- mak üzere yağmur ve sa- ğanak, Doğu Anado- lu’nun batısı karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacak. Hava sıcaklığı gü- ney ve batı bölgelerde 2-4 derece azalacak. Soruşturanlar hedefte İLHAN TAŞCI ANKARA - İsmailağa ve Fet- hullah Gülen cemaatine yönelik soruşturma başlatan Erzincan Başsavcõsõ İlhan Cihaner hak- kõnda 26 yõla kadar hapis iste- miyle dava açõlmasõnõn yankõsõ sürerken operasyonlarda görev al- dõğõ belirtilen istihbarat eleman- larõnõn izin alõnmaksõzõn gözaltõ- na alõnõp tutuklanmasõ MİT’i bi- le şaşõrttõ. CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, özel yetkili sav- cõlarõn yasadõşõlõğa kayabildik- lerinin örneğinin Erzurum’da ya- şandõğõnõ vurgulayarak, “Müthiş gözdağı veriliyor. Amaç so- ruşturmacıların kökünü kazı- mak” dedi. Cemaat-yargõ-siyaset üçgenin- de gelişen ve son olarak da MİT’e uzanan cemaat soruşturmasõ pek çok rastlantõyõ içinde barõndõrõyor. Erzincan Cumhuriyet Başsavcõ- lõğõ’nõn 2007 yõlõnda başlattõğõ İs- mailağa cemaatine yönelik so- ruşturmada, cemaatin lideri Mah- mut Ustaosmanoğlu’nun yaşa- dõğõ İstanbul başta olmak üzere 16 ilde 235 kişinin gözaltõna alõnmasõ için hazõrlõğa başlandõ. Ancak gizli yürütülen soruşturmaya iliş- kin örgüt üye ve yöneticilerine “içeriden” bilgi sõzdõrõldõğõnõn saptanmasõ üzerine operasyon Erzincan ile sõnõrlõ tutuldu. So- ruşturmanõn Ankara’da öğrenil- mesinin ardõndan ise devreye gi- ren Erzurum Başsavcõlõğõ ile Er- zincan arasõnda yetki kavgasõ çõktõ. Erzincan Başsavcõlõğõ’nõn örgütün cebir ve şiddet kullandõ- ğõna ilişkin delil bulunmadõğõnõ belirtmesine karşõn, Erzurum Baş- savcõlõğõ cebir ve şiddet yöntem- lerinin kullanõldõğõ gerekçesiyle dosyanõn tamamõnõ istedi ve aldõ. Ortak nokta Albayrak Soruşturma nedeniyle hedef haline getirilen Erzincan Baş- savcõsõ İlhan Cihaner hakkõnda Adalet Bakanlõğõ müfettişleri “Neden cemaate dokundun?” soruşturmasõ başlattõ. Cihaner hakkõnda “görevi kötüye kul- lanmak, imar kirliliğine neden olmak ve resmi belgede sahte- cilik” suçlamalarõyla Tunceli Ağõr Ceza Mahkemesi’nde dava açõldõ. Başsavcõ Cihaner hakkõn- da 26 yõla kadar hapis istendi. Dinci basõn “İrticayla Mücade- le Eylem Planı” adõ verilen ça- lõşmanõn Erzincan’da savcõ İl- han Cihaner ve jandarmalarca yürürlüğe konulduğunu ileri sür- dü. Cihaner hakkõnda kendi de- yimiyle “karalama kampanya- sı” yapanlar arasõnda Yenişafak gazetesi de yer aldõ. Bunda, Ci- haner’in yürüttüğü soruşturma dosyasõnda, gazetenin sahibi Ah- met Albayrak’õn örgüt üyeliği suç şüphesiyle yer alõyor olmasõ- nõn etkili olduğu belirtildi. MİT Erzincan Bölge Başkanõ ile birlikte iki istihbarat elemanõ Erzurum özel yetkili savcõsõ Os- man Şanal’õn talimatõyla ve Baş- bakan ve MİT’in onayõ olmadan gözaltõna alõnõp tutuklandõ. Bursa Cumhuriyet Başsavcõlõ- ğõ da yolsuzluk iddiala- rõyla ilgili soruşturma baş- lattõ. Dinci basõn bu so- ruşturmayõ da Ergenekon olarak yansõtmaya çalõştõ. “Kum Tanesi” verilen soruşturmanõn iddiana- mesinde, Yenişafak ga- zetesinin sahibi Ahmet Albayrak, “örgüt lideri” olmakla suçlandõ. Belli gazetelerin hedefi haline gelen Erzincan ve Bursa Başsavcõlõğõ’ndaki soruş- turmalarõn ortak noktasõ- nõ her ikisinde de suçlanan kişiler arasõnda Ahmet Albayrak’õn de yer alma- sõ oluşturdu. CHP’li Ersin, özel yet- kili savcõlarõn kendilerini farklõ değerlendirdiklerini belirterek, “Çok rahat- lıkla yasadışına kayabi- liyorlar. Ergenekon so- ruşturmasında da aynı şeyle karşı karşıya kalı- yoruz. İnsan haklarına, hukuka bağlılık gibi bir endişe taşımıyorlar. Er- zurum Özel Yetikili Sav- cılığı da bunun bir ör- neği.” diye konuştu. HATİCE TUNCER Danõştay’a silahlõ baskõn ve Cumhuriyet gazetesinin bomba- lanmasõ dosyasõyla birleşik birinci Ergenekon davasõnda gizli tanõk 9 olduğu iddia edilen Osman Yıldırım’õn çapraz sorgusuna devam edildi. Mahkeme Başkanõ Köksal Şengün, 8 Aralõk’taki duruşmada reddi hâkim talebin- de bulunmak üzere süre isteyen İşçi Partisi Genel Başkanõ Doğu Perinçek’e duruşma tutanaklarõ- nõn önceki akşam tebliğ edildiği- ni ancak Perinçek’in salonda bu- lunmadõğõnõ kaydetti. Avukat Mehmet Cengiz, tutanaklarõn hazõrlandõğõnõ ancak henüz Doğu Perinçek’e iletilmediğini öğren- diğini söyledi. İstanbul 13. Ağõr Ceza Mah- kemesi tarafõndan Silivri Cezaevi yerleşkesi bitişiğindeki duruşma salonunda görülen davanõn dün 126. duruşmasõ gerçekleştirildi. Başkan Şengün, çapraz sorgusu- na devam edilmek üzere Danõş- tay’a baskõn ve Cumhuriyet’e saldõrõ dosyasõ sanõğõ Osman Yõl- dõrõm’õ sanõk kürsüsüne çağõrdõ. Tutuklu sanõk emekli Tuğgeneral Veli Küçük, söz alarak “23 ay- dır tutukluyum. Osman Yıldı- rım’ın savcılara verdiği hayali iddialar nedeniyle tutuklan- dım. Avukatlarım soru sora- cak” diye konuştu. 12 Haziran 2007 tarihinde Ümraniye’de 27 adet el bombasõnõn bulunduğu iddia edilen gecekondunun sahi- bi tutuklu sanõk Mehmet De- mirtaş, Osman Yõldõrõm’õn Ata- şehir’de Cumhuriyet’e atõlan bom- balarõn verildiği iddia edilen ev- de kendisini gördüğünü söyledi- ğini anõmsatarak kendisini nere- den tanõdõğõnõ sordu. Yõldõrõm, “Ümraniye taraflarında gör- müştüm. Siması yabancı gel- miyor” diye yanõtladõ. Avukat Kemal Kerinçsiz gizli tanõk 9 olduğu iddia edilen Yõldõrõm’a çok sayõda soru sordu. Kerinçsiz, Yõl- dõrõm’õn ifadelerinde bombalarõ Muzaffer Tekin’den, bir başka ifadesinde ise Küçük’ten aldõğõ- nõ söylediğini anõmsatarak “Bom- baları kim verdi” diye sordu. Yõldõrõm ise bu soruyu “Fark etmez diye öyle ifade verdim” diye yanõtladõ. Yõldõrõm’õn “Ben hayatımda hiç para karşılığı iş yapmadım” sözleri üzerine Baş- kan Şengün “Ama 500 bin do- lara bomba atma konusu sana geliyor. Alparslan onlara daha yakınsa neden ona değil de sa- na verdiler?” diye sordu. Yõldõ- rõm da Bombalarõ almasõna ilişkin önceden verdiği ifadeleri tekrar- layarak, “Ona demişler. ‘Üçün- cüyü sen at’ demişler” diye ya- nõt verdi. Emekli Binbaşı Bektaş adliyede İstanbul Haber Servisi - Ergenekon soruşturma- sõ kapsamõnda Poyrazköy’de ele geçirilen mü- himmata ilişkin tutuklu bulunan emekli Binba- şõ Levent Bektaş, Kafes Operasyon Eylem Planõ soruşturmasõna yönelik ifade vermek için Silivri Cezaevi’nden Beşiktaş’taki İstan- bul Adliyesi’ne getirildi. Sillivri Cezaevi’ne ait araçla dün sabah saatlerinde adliyeye geti- rilen Bektaş, nezarethaneye alõndõ. Ergenekon davasõnõn tutuklu sanõklarõndan Emekli Binba- şõ Levent Bektaş, “azınlıklar ile Koç Müze- si’ne yönelik saldırı hedeflendiği” ileri sürü- len Kafes Operasyon Eylem Planõ hakkõnda açõlan soruşturma için ifade verecek. “İlk Türk Kadın Mitingi”nin 90. yıldönümü, 10 Aralık Kadın Platformu Derneği tarafından Kastamonu’da düzenlenen törenlerle kutlan- dı. Kutlamalar çerçevesinde, 10 Aralık Kadın Platformu Derneği ve Kastamonu Üniversitesi tarafından ortaklaşa organize edilen yürüyüş programına yaklaşık 3 bin kişi katıldı. Yürüyüş programına Kas- tamonulu kadınlar da destek verdi. Korteje katılan ve çoğunluğu Kastamonu Üniversitesi öğrencile- rinin oluşturduğu grup ise yürüyüş sırasında, sloganlar atarak 10. Yıl Marşı’nı söyledi. Törende ko- nuşma yapan 10 Aralık Kadın Platformu Başkanı Meral Dönmez, 10 Aralık 1919’da Kız Öğretmen Okulu bahçesinde 3 binden fazla kadının toplanarak yapılan haksızlıkları ve şiddeti sert bir dille kı- nadıklarını söyledi. Yürüyüş, Atatürk ve Şehit Şerife Bacı Anıtı’na çelenk konulmasıyla son buldu. İlk mitingin 90. yõldönümü Gizli tanık 9 olduğu iddia edilen Osman Yıldırım’ın çapraz sorgusuna devam edildi Küçük: Yõldõrõm yüzünden tutukluyum Cemaat-yargõ-siyasetüçgenindegelişenvesonolarakdaMİT’euzanansoruşturmapek çok ‘rastlantõyõ’ içinde barõndõrõyor. CHP’li Ersin ‘Müthiş gözdağõ veriliyor’ dedi ‘Sayın’ın iddiaları gerçeği yansıtmıyor’ Kõvrõkoğlu’nun avukatõ İstanbul Haber Servisi - Eski Genelkurmay Başkanõ emekli Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğ- lu’nun avukatõ Abdullah Kaya, birinci “Erge- nekon” davasõnõn tutuklu sanõklarõndan Ümit Sayın’õn müvekkiliyle ilgili beyanlarõnõn “gerçe- ği yansıtmadığını” bildirdi. Kaya yaptõğõ yazõlõ açõklamada Sayõn’õn, 2005 yõlõnda Fenerbahçe Or- duevi santralõ üzerinden Kõvrõkoğlu’nu arayarak gö- rüşme talebinde bulunduğunu belirterek, Kõvrõ- koğlu’nun, ismini dahi duymadõğõ Sayõn’õ, bilim adamõ kimliği nedeniyle Fenerbahçe Orduevi’nde kabul ettiğini aktardõ. Kaya, bu görüşmede hayat hikâyesini anlatan, İstanbul Üniversitesi Adli Tõp Kurumu’nda Doç. Dr. olarak görev yaptõğõnõ kay- deden Sayõn’õn, ziyaretine sebep teşkil eden esas konunun ise “YÖK tarafından hakkında ince- leme başlatılması sebebiyle, bu konuda kendi- sine yardım edilmesi” olduğunu anlattõğõnõ belirten Kaya, Kõvrõkoğlu’nun konu ile ilgili yapabilece- ği herhangi bir şey olmadõğõnõ Sayõn’a söylediği- ni kaydetti. Kaya “Ümit Sayın’ın beyanlarının hiçbiri gerçekleri yansıtmamaktadır. Müvek- kilimizin tüm tazminat ve dava hakları da ta- rafımızdan yakından takip edilecektir” dedi. 1. KOŞU: F: Sebat (1), P: Baba Abdullah (4), PP: Kõlõçbaylõm (7), S: Alpdemir (2). 2. KOŞU: F: Deryahanõm (6), P: Irmak Kõ- zõm (9), PP: Atakan Baharõ (3), S: Anakaya (2). 3. KOŞU: F: Kõr- mõzõ Ruj (1), P: Endurance (5), PP: Lady Melis (2), S: Sun Of Sum- bas (3). 4. KOŞU: F: Yayla Köylü (9), P: Kukulakaya (6), PP: Begankõz (2), S: Culap (4). 5. KOŞU: F: İzmirli (2), P: Mahcup (1), PP: Princesse Des Iles (8), S: Maneko (4). 6. KOŞU: F: Zo- bidik (4), P: Tunakan (8), PP: Mr. Patriot (6), S: Almighty (1). 7. KOŞU: F: Gülengül (3), P: Saylan (1), PP: İdilim (4), S: Fevzuş (2). 8. KOŞU: F: Sal- kõmkõz (4), P: Taşkõran (7), PP: Odinşah (8), S: Gökçel (3). ALTILI GANYAN 1 9 2 4 3 4 5 6 1 1 7 2 8 8 3 4 3 4 2 POLİSLER İÇİN SUÇ DUYURUSU TALEBİ Tutuklu sanõk, Türk Ortodoks Kilisesi Basõn Sözcüsü Sevgi Erenerol’un avukatõ Vural Ergül, Osman Yõldõrõm’õn Danõş- tay saldõrõsõnõn ardõndan Ankara Otogarõ’nda yaptõğõ telefon görüşmesinin çözümlerinin emniyet tarafõndan eksik yapõldõğõ gerekçesiyle mahkemeden suç duyurusu talebinde bulundu. Er- gül mahkemeye sunduğu dilekçede, Yõldõrõm’õn Alparslan Ars- lan için “Allah’ın askeri” ifadesini kullanmasõna karşõn dava dosyasõnda bu ifadelerin çözümünün yapõlmadõğõnõ savundu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear