26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 11 ARALIK 2009 CUMA 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Esfender Korkmaz Ne Anlatmak İstiyor? Öyle tuhaf bir toplum olduk ki, adam gibi oturup konuşmak da mümkün değil artık. Yanlış, hazırlanmamış, tanımı bile yapılmamış, uygulayıcısının dahi ne olduğunu tam olarak bilip, tanımlayamadığı bir açılıma karşı çıkmanın siyasi rant kaygısı olarak rahatlıkla nitelenebilmesi için gerçekten toplumun her önüne konanı yutmaya hazır bir yapıda olması gerekiyor. Türkiye’de sivil bir darbe, yedi yıldır yürürlüğe konuyor; artık her şeyin daha aşikâr olduğunu da söyleyebiliriz. Bu darbenin başarıyla yürütülebilmesi için toplumun her önüne konanı yutmaya hazır bir budalalık kıvamına getirilmesi gerekiyor. Sivil darbeyi dikkatten kaçırmanın yöntemi toplumun askeri darbe hummasıyla yakılması; bunda başarılı da olunuyor, herkeste bir askeri darbe korkusu ki sormayın. Artık darbelerin ne olduğu bile sağlıklı biçimde konuşulamaz oldu. Geçen gün Meclis kürsüsünden Genel Kurul’a seslenen CHP İstanbul Milletvekili Esfender Korkmaz’ın başına gelen olay da bu türden. Korkmaz darbelerin hangi koşullarda gerçekleştiğini anlatır, toplumu uyarırken linç edileyazmış; üstelik kendi partisinin aklı başında insanları da, genel histerinin etkisiyle onu doğru dürüst anlamamışlar. Rahmetli Metin Toker hep bir gerçeği tekrarlayıp şunları söylerdi: - Ne zaman 11 Eylül 1980 koşulları bir araya gelse, kaçınılmaz olarak 12 Eylül olur. Haklıydı. Olaylar da haklılığını kanıtlamıştı. Doğa nasıl boşluktan nefret ederse, siyaset de kaostan nefret eder ve kaos olduğunda bazı mekanizmalar kendiliklerinden harekete geçerler. Bu kural az gelişmiş, gelişmiş, demokrasisi ileri, geri ayırımı olmaksızın her ülke için geçerlidir. İnanmayan 1958’de Fransa’da yalnız hükumeti değil, rejimi de değiştirerek, De Gaulle’ü iktidara getiren askeri darbeyi incelesin. Peki Esfender Korkmaz ne demiş Meclis kürsüsünden? - Siyasette, kaos, yeni kaoslar doğurur... Siyaset ancak demokrasi içinde kendini onarır, eğer demokrasi yoksa onaramaz, o zaman işte birtakım dış ve iç müdahaleler ortaya çıkar, demiş. Başka bir yerde de, “halk zaruri görürse darbe olur” diye eklemiş. Şimdi bu sözlerden, “artık halk zaruri görsün de darbe olsun” sonucunu çıkarmak için biraz zekâ özürlü olmak gerekir. Adam çıkmış diyor ki, “demokrasi kendi kendisini onarıp, kendi sorunlarını kendi düzeni içinde aşabilmelidir.” Bundan daha doğru, daha kanıtlanmış bir söz olabilir mi? Meclis kürsüsünden, bu gerçekleri söylemek yerine “kahrolsun darbe!” diye haykırarak önlenebilir mi darbe? 12 Eylül’de yaşadıklarımızdan hiç ders almamakta direniyoruz. Hangi aklı başında insan, 12 Eylül ve onu izleyen günlerde, darbenin kerizmatik liderinin geniş halk desteğine sahip olduğu gerçeğini yadsıyabilir? Şimdi kimse çıkıp da, “darbeciler halkı kandırdılar, ondan oldu” demesin sakın! Aylarca cumhurbaşkanı seçtirmeyen, iktidar ile muhalefetin rejim konusunda uzlaşarak birlikte hareket etmesini engelleyen de, “kerizma cuntası” mıydı? 32 dişini göstere göstere, “kadayıfın altının kızarıp kızarmadığı” edebiyatı yapan da cunta mıydı? 12 Eylül’ün sivil sorumluluğunun asgari askeri sorumluluğu kadar büyük olduğunu kim yadsıyabilir? Eğer o sivil sorumluluk olmasaydı, “kerizma darbesi” olabilir miydi? Bu gerçekleri görmeden, sağlıklı analizler yapmak mümkün mü? Demokrasiyi korumanın ilk yolunun onu çalıştırmak olduğunu söylemek cuntacılık mıdır, yoksa gerçek demokratlık mı? Ha şimdi şu soruyu sorabilirsiniz: -Esfender Korkmaz’ın yanıldığı hiçbir nokta yok mu? Cevabım çok açık olacaktır: -Olmaz olur mu, tabii var! -Nedir o, derseniz onun da yanıtı açık ve kısa: -Darbenin başarıya erişmesi için halkın zaruri görmesi yetmez, ABD desteği de şarttır. Bu arada bir soru da ben sormak isterim: -Biz neyi tartışıyoruz, darbe olmamasını mı? -Ayol biz tartışırken sivil darbe oluyor bile! Açıklama: Dün Devlet Bakanı Sayın Cemil Çiçek perşembe günkü yazım ile ilgili olarak telefonla aradı ve kendisinin hukukçu yanının Anayasa Mahkemesi’ne “bu partiyi kapatın” gibi bir mesaj iletmesini imkân vermediğini açıkladı. Ben de Sayın Bakan’ın ilgisine teşekkür ederek o yazıda zaten böyle bir niyeti olduğunu ima dahi etmemiş olduğumu belirttim. Bu arada bu akşam saat 21 de Cem TV’deki “Ayıptır Söylemesi”nde Prof. Süheyl Batum ile birlikte Prof. Dr. Osman Altuğ’u konuk edeceğimizi, ekonomiyi ve krizin teğet mi yoksa delip mi geçtiğini konuşacağımızı belirtmek isterim. asirmen@cumhuriyet.com.tr Makina Mühendisleri Odası’nda bir araya gelen EMEP Başkanı Tüzel, Halk- evleri Başkanı Birol ve ÖDP Genel Başkanı Taş, ortak açıklama yaptı. ‘Açõlõm çözümden uzak’ Baykal, hükümetin Tokat’taki saldõrõya ilişkin komplo teorileri üreterek açõlõmõ savunmaya çalõştõğõnõ söyledi ‘PKK’yi koruma duygusu’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, Tokat’taki saldõrõnõn ardõndan Baş- bakan Tayyip Erdoğan ve hükümet üyelerinin yaptõğõ değerlendirmeleri eleştirirken “Komplo teorisi üretmek bir hükümete yakışmıyor. PKK’yi koruma, aklama, sakınma duygu- sunun hükümete hâkim olduğunu görmek acı veriyor” dedi. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, AKP’li yöneticilerin açõklamalarõyla “PKK’yi koruduğunu” savunurken, “Takke düştü, kel göründü” diye ko- nuştu. CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol da saldõrõyõ “Gizli güçler yaptıysa, kim yaptı” diye sordu. Baykal, dün gazetecilerin sorularõ- nõ yanõtlarken, Tokat’taki saldõrõnõn ar- dõndan iktidar tarafõndan yapõlan de- ğerlendirmelere tepki gösterdi. Bay- kal, “Komplo teorisi üretmek bir hükümete yakışmıyor. Hükümet neyin ne olduğunu ortaya koyma durumundadır. Koyamıyorsa, kom- plo teorilerinden medet umarak içine girdiği yanlış istikameti sa- vunmaya çalışıyorsa durum dü- şündüğümüzden daha da vahimdir. PKK’nin bunu üstlenmesi de hü- kümetin komplo teorileriyle böy- lesine önemli bir konuya yaklaşı- mının ne kadar yanlış olduğunu göstermektedir. PKK’yi koruma, aklama, sakınma duygusunun hü- kümete hâkim olduğunu görmek in- sana gerçekten acı veriyor” dedi. ‘Gizli güçse, kim yaptı?’ CHP’li Anadol da PKK’nin, saldõ- rõyõ üstlendiğini, gerçeğin ortaya çõk- tõğõnõ söyledi. Buna, “açılıma yöne- lik bir provokasyon” diyenlerin, kendilerinin provokasyon yaptõğõnõ ifade eden Anadol, şöyle konuştu: “Ülkeyi yasa boğan hain saldırı- yı, ‘PKK yapmadõ da bu açõlõma en- gel olmak isteyen birtakõm gizli güç- ler yaptõ...’ Gizli güçler yaptıysa, kim yaptı? Bunu ispat etmek, ortaya çı- karmak hükümetin görevi değil mi? Bunu Türk ordusunun, Erge- nekon’un, ordunun kendi askerle- rinin yaptığını ima eden, art niyet- li insanların, yazar, çizenlerin, bu söylentiyi yayanların, şimdi ne söy- leyeceklerini merak ediyorum.” MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ise, AKP’li yöneticilerin, bu sal- dõrõ karşõsõnda milletin kafasõnõ bu- landõrdõğõnõ söyledi. Vural, “Öyle bir noktaya gelmiş ki adeta devle- tin içindeki birtakım şeylerin ya- pabileceği şeklinde alçak yorumlar yapılmıştır. Takke düşmüş kel gö- rünmüştür. Bugün PKK’yi aklamak isteyen, eylemlerini bile sorgulayıp ‘yapmamõştõr’ diyebilecek kadar onu koruyabilen bir Başbakan, Başba- kan Yardımcısı... Türkiye’nin en büyük handikapı da budur. PKK’yi siyasallaştırmak; PKK’ye af getir- mek üzere hazırlanmış bir oyundur, bu açılım” dedi. ‘Bermuda şeytan üçgeni’ AKP, DTP ve PKK’yi “Bermuda şeytan üçgeni” olarak nitelendiren Vural, “Asıl provokatör sizsiniz, kim yapmışsa bulun. Provokasyona zemin hazırlayan sizsiniz” diye ko- nuştu. Devlet Bakanõ ve Başbakan Yardõmcõsõ Bülent Arınç’õn açõkla- malarõnõn “utanç verici” olduğunu be- lirtirken, “Ağlamaktan sorumlu Baş- bakan Yardımcısı artık PKK’yi aklamaktan sorumlu” dedi. MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır da “Tokat’taki pusuyu komp- lo olarak nitelemek ve sanki bunu PKK’nin yapmadığını ihsas etmek, AKP’nin PKK’yi aklama ve böyle- likle Kürt açılımı ile PKK isteklerini kabul etmenin gayretini gösterme niyetinin dışavurumudur” dedi. ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - To- kat’taki terörist saldõ- rõyla ilgili başlangõçta “derin devlet”i işaret eden DTP yönetimi, sal- dõrõyõ PKK’nin üstlen- mesinin ardõndan Mec- lis’te bir değerlendirme toplantõsõ yaptõ. AKP Genel Başkan Yardõm- cõsõ Hüseyin Çelik ise “Olayın üzerinden 3 gün geçtikten sonra üstlenmesi soru işa- retleri içeriyor” dedi. DTP Genel Başkanõ Türk, gazetecilerin so- rusu üzerine, “Üzgün olduğumu söylemek is- tiyorum. Geçmişteki konuşmamın arkasın- dayım. Yaşama hak- kına, şiddete yönelik eylemleri tasvip etme- diğimizi baştan beri söylüyorum” dedi. Türk saldõrõyla ilgili da- ha önce 1993 yõlõndaki 33 askerin şehit olduğu saldõrõda olduğu gibi “provokasyon” oldu- ğu yönündeki sözleri- nin anõmsatõlmasõ üze- rine de “Üzgünüm, ne- reden gelirse gelsin ka- bul etmiyorum” yanõ- tõnõ verdi. DTP Grup Başkan- vekili Selahattin De- mirtaş da gazetecilerin konuya ilişkin sorusu üzerine, partilerinin bu tür saldõrõlar konusun- daki tavrõnõn belli ol- duğunu beliterek, “Biz başından beri yaşam hakkı kutsal bir hak- tır, nereden veya nasıl, kim tarafından yapı- lırsa yapılsın savunu- lamaz dedik. Dolayı- sıyla hangi örgütün üstlendiğine göre DTP’nin tavrı ve bu konudaki yaklaşımı değişmez” dedi. ‘Altından ne çıkar bilemiyoruz’ Demirtaş, PKK’nin saldõrõyõ 3 gün sonra üstlenmesini nasõl de- ğerlendirdiğinin sorul- masõ üzerine ise, “Bile- miyoruz bu işin altın- dan ne çıkar, yıllar sonra başka bir şey çı- kar mı? Siyasal so- nuçları da 33 asker olayına benzer mi ben- zemez mi, siyasetçile- rin elinde. Şu anda top siyasetçilerde. 33 as- ker olayı barışa doğru giden bir süreci kes- mişti. Şimdi siyasetçi- ler bunun 33 asker ola- yına dönüşmemesi için daha fazla görev üst- lenmelidir” yanõtõnõ verdi. AKP Genel Başkan Yardõmcõsõ Hüseyin Çelik ise yaptõğõ açõk- lamada, “kimden ge- lirse gelsin ve kime yö- nelik olursa olsun te- rörün her çeşidini kı- nadıklarını ve lanetle- diklerini” söyledi. Ola- yõn, üzerinden 3 gün geçtikten sonra üstle- nildiğine dikkati çeken Çelik, “Olayın üzerin- den 3 gün geçtikten sonra üstlenmesi soru işaretleri içeriyor. PKK, bugüne kadar bu tür saldırıları he- men üstleniyordu. Ama 3 gün beklenmiş olması bazı soru işa- retleri doğuruyor. Te- menni ederiz ki failler yakalanır ve işin de- rinlemesine soruştur- ması yapılır, arka pla- nını daha açık şekilde öğreniriz” dedi. TERÖR ÖRGÜTÜ PKK YEDİ ASKERİN ŞEHİT OLDUĞU SALDIRIYI ÜSTLENDİ Yurt Haberleri Servisi - Tokat’ın Reşadiye ilçesi kırsalında pazartesi günü 7 askerin şehit olması- nın hemen ardından başta Cumhurbaşkanı Ab- dullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hü- kümet yetkilileri ve DTP milletvekilleri olmak üze- re çeşitli kesimler tarafından saldırının sorumlusu olarak terör örgütü PKK dışındaki karanlık güç- ler ve “Ergenekon” işaret edilmesine karşın terör örgütü PKK resmen saldırıyı üstlendi. Dün terör örgütü, Fırat Haber Ajansı aracılığıyla Tokat’taki saldırıyı üstlendiğini duyurdu. Ajansın internet sitesindeki habere göre, terör örgütü PKK’nin as- keri kanadı Halk Savunma Güçleri (HPG), To- kat’ta 1’i uzman çavuş 7 askerin şehit olduğu, 3 askerin de yaralandığı saldırıyı, ana karargâhtan bir talimat olmaksızın, Tunceli’deki bir birimin kendi inisiyatifiyle yaptığı belirtildi. Ancak örgüt- ten yapılan açıklamada, Öcalan konusunda her bi- rimin kendi inisiyatifiyle eylem yapma hakkına sa- hip olduğu iddia edildi. Açıklamada, örgütün ni- san ayında eylemsizlik kararı aldığı anımsatılırken saldırı “misilleme eylemi” olarak tanımlandı. Bakan Çelik: Neden üç gün sonra üstlendi? AKP YİNE TATMİN OLMADI SALDIRIDAN SONRA KİM NE DEMİŞTİ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tokat’õn Reşadiye ilçesinde 7 askerin şehit olduğu saldõrõnõn ardõndan Cumhurbaşkanõ, hükü- met ve DTP’den saldõrõnõn “provokasyon” olduğu açõklamalarõ gelmiş, saldõrõnõn PKK’nin dõşõnda “karanlık güçler” tara- fõndan yapõldõğõna işaret edilmişti. Ancak PKK’nin dün yaptõğõ açõklamayla saldõrõyõ üstlenmesi, saldõrõnõn ardõndaki sis perdesi- ni araladõ. Siyasiler saldõrõya ilişkin şu açõklamalarõ yapmõştõ: Başbakan Tayyip Erdoğan: ABD Başka- nõ Barack Obama ile yaptõğõ görüşmenin ardõndan düzenlediği basõn toplantõsõnda saldõrõyõ “provokasyon” olarak değerlen- dirmiş ve zamanlamasõna dikkat çekmişti. Erdoğan, “Bu hain pusunun yeri ve zamanlaması milletimizin nasıl bir ter- tip ve provokasyonla karşı karşıya ol- duğunun da açık bir ifadesidir” demişti. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç: Sal- dõrõ için “Daha çok ses getirecek, milli- yetçi duyguları körükleyecek, özellikle bu söylem içerisinde siyaset yapan parti- lerin işini kolaylaştıracak bir eylemi çok akıllıca planlamış olabilirler” demişti. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik: Türkiye’de normalleşme çabalarõ arttõğõ ve demokrasi standartlarõ yükseldiği zaman bir karanlõk gücün devreye girdiğini ve “düğmeye basıldığını” savunmuştu. Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün: “Danıştay saldırısında da böyle olmuştu. Sonra arkasından ne çıktı, herkes gör- dü” demişti. DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk: Saldõrõnõn provokasyon olduğunu öne sürmüş ve Kürt sorununun çözümü için süreç başlatõlõrken birilerinin düğmeye bastõğõnõ söylemişti. DTP Eşbaşkanı Emine Ayna: “Umarım yeni bir Ergenekon devreye girmemiş- tir” değerlendirmesini yapmõştõ. ? İstanbul Haber Servisi - Emek Par- tisi (EMEP), Halkevleri ile Özgürlük ve Dayanõşma Partisi (ÖDP), Kürt so- rununda barõşçõl ve demokratik çözüm istediklerini belirterek “AKP hükü- metinin ve burjuva siyasetçilerinin iktidar hesapları ülkemizi hızla ka- ranlığa sürüklüyor” dedi. Taksim’deki Makina Mühendisleri Odasõ’nda bir araya gelen EMEP Baş- kanõ Levent Tüzel, Halkevleri Başkanõ İlknur Birol ve ÖDP Başkanõ Alper Taş ortak bir açõklama yaptõ. Açõkla- mayõ okuyan Birol, “Reşadiye’de 7 askerin öldürülmesinden sonra ya- şanan halklar arası çatışmanın gün geçtikçe, bir ihtimal olmaktan çıkıp pratik bir olgu haline geldiği tehli- kesine işaret etmektedir” diye ko- nuştu. Hükümetin ve muhalefetin şo- venizm peşinde olduğunu savunan Birol, açõlõmõn çözüm işlevinden uzak olduğunun görüldüğünü, yaşanan olay- larõn planlõ bir kõşkõrtma olduğunu söy- ledi. Birol, “Siyasi aktörlerin düş- manlaştırıcı siyasetlerine ve diline karşı duralım, kardeşliğin siyaseti- ni ve barışın dilini kuralım” dedi. Fotoğraf:SİBELBAHÇETEPE AYDINLIK’IN KAPATILMASI ‘Demokrasi ile çelişiyor’ İstanbul Haber Servisi - Aydõnlõk dergisi- nin son sayõsõnõn toplatõlmasõ ve yayõnõ- nõn 1 ay süreyle durdurulmasõ meslek ör- gütlerinin tepkisine neden oldu. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu tarafõndan yapõlan yazõ- lõ açõklamada, söz konusu cezanõn, Tür- kiye’de basõnõn özgür olduğuna ilişkin açõklamalarõn gerçeği yansõtmadõğõnõ gözler önüne serdiği belirtildi. Açõkla- mada, “İfade özgürlüğü kavramı ile çelişen, halkın bilgilenme hakkını da elinden alan yaklaşımın terk edilmesi- nin zorunluğu bir kez daha ortaya çıkmıştır” ifadesi kullanõldõ. G-9 Gazeteciler Platformu’ndan yapõlan açõklamada, “Yayın durdurmayı basın ve ifade özgürlüğü ile halkın haber al- mak hakkına indirilen bir darbe olarak görüyor ve bu türden uygulamaların ol- madığı bir ülke özlüyoruz” denildi. Basõn Enstitüsü Derneği Yerel Komi- tesi’nce yapõlan açõklamada da bu tür cezalarõn totaliter rejimlerde rastlanan bir uygulama olduğu belirtilerek son ay- larda yayõn yasağõna çarptõrõlan organla- rõn sayõsõnõn arttõğõ vurgulandõ. ‘PKK’Yİ AKLAMA ÇABASI’ Arõnç’a sert eleştiriler ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tokat’ta 7 askerin şehit olduğu saldõrõnõn ardõndan, eylemle ilgili “Ergenekon” imasõnda bu- lunan Başbakan Yardõmcõsõ Bülent Arınç, eylemi PKK’nin üstlenmesinin ardõndan önceki sözlerini savunmakta zorlandõ. TBMM Genel Kurulu’nda KEY yasa tasarõsõnõn görüşmelerinde konuşan CHP’li İsa Gök, saldõrõyõ PKK’nin üst- lendiğini ancak “AKP’nin bunu kabul- lenemediğini” belirterek “Bu PKK’yi aklama girişimidir” dedi. Bunun üzerine söz alan Arõnç, “PKK’yi aklamak şah- sıma ve partimize yapılabilecek en bü- yük hakarettir. Bu hakareti söyleyenle- re iade ediyorum” dedi. PKK’nin 10 yõl- dõr o bölgede eylem yapmadõğõnõ başka örgütlerin o bölgede faaliyet gösterdiğini söylediğini kaydeden Arõnç, “PKK’yi aklamak hiçbir vatansever Türk vatan- daşının yapabileceği bir şey değildir” savunmasõnõ yaptõ. Sataşma gerekçesiyle söz alan Gök ise Sanayi Bakanõ Nihat Ergün’ün saldõrõnõn ardõndan yaptõğõ açõklamalarõ anõmsatarak, “Bu imadır, bu toplum mühendisliği, kamuoyu ya- ratmadır. Kanunen de suçtur” dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear