26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 20 KASIM 2009 CUMA 10 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr KAVŞAK ÖZGEN ACAR Kur’an Türk’e Arapça, Kürt’e Kürtçe! Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın girişinde şu ilkeler yer alıyor: “(…) Hiçbir faaliyetin Türk millî menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, (…) lâiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı; Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak millî kültür, medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddî ve manevî varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu (…)” 3. Maddesinin ilk bendi şöyledir: “Türkiye Devleti, ülkesi ve milliyetiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.” 10. Maddesi ise şöyle: “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.” İçişleri Bakanı Beşir Atalay TBMM Kürsüsünde “açılım perdesini” 10 madde ile açtı. Bunlardan bazılarına göz atalım! 1. “Farklı dil ve lehçelerde seçim propagandası yasağı kalkacak!” Yalnız Türkiye’deki değil, dünyadaki tüm dil ve lehçelerin, insanlığın kültürü açısından yaşatılmasını savunmuşuzdur. Kafkas dillerinden “İnguşça”yı yaşatmak için İngiliz üniversitelerindeki çabayla, Düzce- Sakarya yöresinde konuşulan Kafkasya kökenli 23 dil ve lehçenin korunmasına ilişkin yazılarımızı okurlarımız anımsarlar. Güneydoğu Anadolu’da konuşulan Kürtçe, Zazaca, Arapça, Süryanice ya da öteki dil ve lehçelerde yazılmış roman, öykü ve şiir ile söylenen türküler tüm insanlığın zengin kültür çeşitliliğini yansıtır. Bunlar da, nesli tükenen bitkilerin, koruma altındaki hayvan türlerinin akıbetine uğramamalıdır. 2. “Adları değiştirilen yerleşim birimlerine eski adları verilecek!” Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “Güroymak”ın eski adı “Norşin”i Kürtçe sanıp “pot” kırarak, açılımı başlattığı günlerde bu sözün Ermenice “Nor-şen/şin (Yeni Köy)” anlamına geldiğini, gerçekte Saidi Nursi’nin mezhebine uzandığını yazmıştık. Adı bilinen 42 uygarlığın gelip geçtiği bu topraklarda Kürtlerin de Kürtçe sandıkları köy, dağ, bayır adlarının gerçekte önceki uygarlıklardan kaldığını bilmediklerine de değinmiştik. İsterseniz Edirne’yi, uygulayıp kurucusu Roma İmparatoru Hadrian’dan aldığı ilk adı olan “(H)Adriana-polis”, Bodrum’un “Petrium”dan kaynaklanan adını da Aziz Petros yapalım! 3. “Farklı dil ve lehçelerin dini yaşamda kullanılması kolaylaştırılacak!” Anlamadığım nokta anayasaya göre “lâiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı” ve “resmi dili Türkçe” olan, Müslüman Türk halkına “Kur’an” Arapça okutturulurken; Kürt vatandaşlarımıza neden Kürtçe okutturulmak isteniyor? “Kürtçe konuşulmuyor”, “köy adları değiştirildi”, “Kur’an Kürtçe okunmuyor” diye mi başladı PKK terörü? Bu üç maddenin yerine getirildiğini bir an varsayalım! PKK terörü bitecek mi? Anayasanın 5. Maddesi şöyle: “Devletin temel amaç ve görevleri, Türk Milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.” Sorunun çözümü bu maddede yatıyor! Atalay’ın açıklamasında bu hedefi yerine getirecek yalnızca “Yayla yasakları kaldırılacak!” diye bir madde var. Hafta sonunda Malatya’da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan haklı olarak şöyle dedi: “PKK terörüne karşı çeyrek yüzyılda 300 milyar dolar harcandı. Bu parayla 9 GAP, 50 Atatürk Barajı, binlerce km. otoyol, 10 bin hastane, 100 bin okul, 2 milyon kişiye iş üretirdik!” 16 Ekim 2007’deki yazımızı bu köşede 30 Mayıs 2008’de yineleyerek, terörle mücadelenin temel sorununun bölgedeki işsizlik ve çözümün yatırımlar olduğunu şöyle yazmıştık: “Son çeyrek yüzyılın Türk hükümetleri ve özel sektörü terörün başlıca sorumlularıdır. PKK, Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 1984’te kuruldu. 23 yıl boyunca acaba hangi hükümet, hangi ünlü holdingimiz bu bölgede yatırım yaptı, işgücü yarattı? Bir seçim öncesinde Bitlis’te bir kahvede seçmenler ile söyleşiyordum. Bir baba, oğlunun PKK’ye katılışını şöyle anlatmıştı: ‘Ne fabrika, ne yatırım, ne de iş var buralarda. İşsiz oğlum her gün kahvede ya kâğıt oynuyor ya da arkadaşlarıyla porno filmler izliyordu. Bir gün bir arkadaşı PKK’nin pilot adayı aradığını söyledi. İsterse PKK kendisini pilot yapacaktı. Oğlumun işi olsaydı PKK’ye katılır mıydı sanıyorsunuz?’ PKK kurulduğunda, 25 yaşında terör örgütüne katılanlar bugün ya 50’sine yaklaştılar ya da öldüler. Peki, yerlerine kimler geldi? Her gün 18’inde, 20’sinde, 25’inde işsiz güçsüz gençler… PKK, değirmenini taşıma suyla döndürmüyor. Çünkü işsizlik bataklığı sivrisinek üretiyor. TÜSİAD, ‘sınır ötesi harekât iyi irdelenmeli’ diyor. Peki, TÜSİAD üyeleri, Bizans’ın ve ‘Yeşil Sermaye’nin para babaları, sınır içindeki bataklığı kurutmak için ne gibi yatırım yaptılar?” 1994’te Başbakan Tansu Çiller: “Bölgeye ilk etapta 5.6 trilyon lira (5.6 milyon YTL) yatırım yapılacak. Daha sonra gidilebileceği yere kadar gidilecek.” Sonuçta ne oldu? “Orda bir köy var uzakta / O köy bizim köyümüzdür. / Gitmesek de gelmesek de / O köy bizim köyümüzdür.” 1995 Çiller: “Hükümet, terörü önlemek için bölgede 25 trilyon olarak dev ekonomik planla Çanakkale ruhunu canlandıracak.” Sonuçta “Ey Ruh! Geldiysen masaya vur!” olmadı mı? 1996 Başbakan Necmettin Erbakan: “Güneydoğu’nun ekonomik ve toplumsal yönden iyileştirilmesi amacıyla Bakanlar Kurulu toplantısını Diyarbakır’da yapacağız. ‘Şevkat Operasyonu’ adını verdiğimiz paketle 5 trilyonluk (yaklaşık 5 milyon YTL) yatırım planlandı.” Sonra.. sıfıra sıfır elde var sıfır… 12 Eylül 1980’den başlayarak günümüze kadar gelmiş geçmiş tüm başbakanlar da bol keseden bol palavralar sıkmadılar mı? İsterseniz, Erdoğan’ın 18 ay önce Diyarbakır’daki müjdesini de anımsayalım: Erdoğan, “Yüzyılın Projesi” dediği “GAP Eylem Planı” ile “4 yıl içinde 12 milyar dolar (yaklaşık 18 milyar YTL) harcanacağını, 3.8 milyon kişinin işsizlikten kurtulacağını” söyledi mi, söylemedi mi? O zaman “Atma Recep din kardeşiyiz!” diye yazmıştık! Yöre halkı neden Erdoğan’a hesap sormuyor? Acaba 18 ay içinde planın ilk dilimi olarak 3 milyar dolarlık ne gibi yatırım, nerelerde yapılmış? Şimdi de “yayla yasakları kaldırılacak!” deniliyor. Bitlisli babaların iş bulamayan çocukları terörle karınlarını doyurdular! Terör, yaylaları işgal etti. Türkiye’nin en önemli hayvancılık yöresinde hayvancılık girdisi sıfırlandı. Et-Balık Kurumu’nun fabrikaları özelleştirilip Batı’ya taşındı. Hayvan besleyemeyen, beslediğini de fabrikaya satamayan; İstanbul’a, İzmir’e, Adana’ya, Mersin’e, Ankara’ya göçtü. Bırakın Türkiye’den Irak ve Suriye’ye canlı hayvan kaçakçılığını; et ithaline başlandı. 2008’in ilk altı ayına kıyasla 2009’da 5.5 katı et dışalımı yapılmadı mı? Tarım ülkesi Türkiye, ABD’den buğday, Kanada’dan kırmızı mercimek ithal eder oldu. 60’ların başında hedeflenen “Toprak Reformu” gerçekleşseydi, bunlar olur muydu? Göç edenler de işsizlikten kıvranınca uyuşturucu, kapkaç olayları toplumsal salgına dönmedi mi? Şimdi “yayla yasakları kaldırılacak” ile açılım öngörülüyor. Karadenizli Recep, yöresinin şu türküsünü bilmiyor anlaşılan: “Sen bu yaylaları yavrum yaylayamazsın / Derindir dereleri boylayamazsın / Hoy ellerin kınalıdır oynayamazsın / İnan olursa eğer gelirse paracık verirse / O zaman kaptan keyifler tamam!” ‘Sen Bu Yaylaları Yaylayamazsın!’ Elmek: oacar@superonline.com Faks: 0312. 442 79 90 Belçika Başbakanõ Rompuy, Fransa ve Almanya gibi ülkelerin güçlü desteğiyle seçildi AB’ye Türkiye karşõtõ başkan ÇİMEN TURUNÇ BATURALP BRÜKSEL - Avrupa Birliği’nin ilk başkanõ, en güçlü aday olarak ön plana çõkan ve Türkiye’nin AB üye- liğine muhalif Belçika Başbakanõ Herman van Rompuy oldu. Avrupa Konseyi’nin başkanlõk se- çimi için AB’li devlet ve hükümet başkanlarõnõn Brüksel’de bir araya gelmesine bir gün kala İngiliz Telegraph gazetesi en kuvvetli aday olarak adõ ge- çen Belçika Başbakanõ Herman van Rompuy’in Türkiye karşõtlõğõnõ günde- me getirdi. Rompuy’in beş yõl önce muhalefetteyken Belçika Parlamento- su’nda yaptõğõ bir konuşma sõrasõnda “Türkiye Avrupa’nın bir parçası de- ğildir ve asla da olmayacaktır. AB’nin Türkiye’yi de içine alacak şekilde ge- nişlemesi, daha önceki genişlemeler gi- bi bir genişleme olarak kabul edile- mez” diye konuştuğu hatõrlatõldõ. AB’yi izleyen EU Observer’da da geniş yer ve- rilen habere göre Rompuy “Avrupa’da geçerli ve aynı zamanda Hıristiyanlı- ğın temel değerleri olan evrensel de- ğerler Türkiye gibi büyük bir İslam ül- kesinin katılımıyla canlılığını yitire- cektir” dedi. Başkanlõğõn Tony Blair’e verilmesinde õsrarcõ olan İngiltere, Rom- puy’in başkanlõğõna karşõydõ. Üye ülke- ler arasõnda aylardõr süren pazarlõklar so- nucunda Rompuy, Fransa ve Almanya gibi Türkiye karşõtõ ülkelerin güçlü des- teği ile AB tarihinin ilk daimi konsey baş- kanõ oldu. İngiltere Başbakanõ Gordon Brown, Rompuy’den , “Türkiye ko- nusu da dahil olmak üzere AB politi- kalarını uygulayacağına dair güven- ce aldığını” söyledi. 1 Aralõk’ta yürür- lüğe girecek Lizbon Antlaşmasõ uyarõnca Rompuy’in görev süresi iki buçuk yõl ola- cak. Tekrar seçildiği takdirde ise bu sü- re beş yõla uzayabilecek. Kadınların zaferi AB’nin en önemli üç pozisyonundan en az birinde bir kadõnõn görev almasõ ge- rektiği yönündeki baskõlar sonuç verdi. Avrupa zirvesinde Avrupa Komisyo- nu’nun ticaretten sorumlu İngiliz üyesi Catherine Ashton AB Dõş Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilciliği’ne geti- rildi. Ashton bundan böyle AB’nin yö- netim kadrosunda kadõnlarõ olduğu kadar ortanõn solunu da temsil edecek. Ashton, 2007’de Brown tarafõndan İngiliz Lord- lar Kamarasõ’nõn başõna atandõ. 2008’de ise Avrupa Komisyonu Ticaret Komi- serliğine seçilen 53 yaşõndaki Ashton, 1999’da Barones titrine layõk görüldü. İn- giltere AB liderler pazarlõğõndan Belçi- ka’dan sonra en kârlõ ülke olarak çõktõ. ASLI KAYABAL MİLANO - İtalya ve dünyada Başbakan Silvio Berlusconi’ye muhalefet edenler, İtalya Başbakanõ’nõ 5 Aralõk günü “No Berlusconi Day- Berlusconi’ye Hayır Günü” adõ altõnda düzenlenecek bir gösteride protesto etmeye ve istifasõnõ istemeye hazõrlanõyor. Roma’da Piazza del Popolo’da düzenlenecek olan gösteri, aralarõnda İstanbul, Londra, Amsterdam, Barselona, Madrid, Kopenhag, Brüksel, Dakar, Rabat, Washington, San Francisco, Sacramento ve Ottawa’nõn da yer aldõğõ şehirlerde yaşayan İtalyan vatandaşlarõnõn da katõlõmõyla İtalyan konsolosluklarõnõn önünde eşzamanlõ gerçekleştirilecek. Komünistlerden destek Sosyal iletişim sitesi Facebook’ta Berlusconi’yi çeşitli davalardan koruyan dokunulmazlõk yasasõnõn anayasa mahkemesince iptal edilmesinin hemen ertesinde 9 Ekim 2009’da şekil bulan, başõnõ 30’lu yaşlarda üniversite mezunu olmalarõna karşõn işsiz konumda ya da çok düşük ücretler karşõlõğõnda geçici sözleşmelerle çalõştõrõlan ve siyaset deneyimi olmayan gençlerin çektiği harekete şu ana kadar 290 bin kişi kaydoldu. www.berlusconiday.org adlõ site aracõlõğõyla sesini duyuran girişim İtalya Başbakanõ’na “Berlusconi istifa et!” mesajõnõ verecek. İtalya’da çeşitli sivil toplum kuruluşlarõ, Değerler İtalyasõ, Komünist Yeniden Yapõlanma ve İtalyan Komünistleri partisinin de destek verdiği “No Berlusconi Day”, Demokrat Parti’de ise fikir ayrõlõlõklarõna neden oldu. Partinin yeni genel sekreteri Bersani’ye bağlõ grubun “No Berlusconi Day”i desteklemeyeceği belirtildi. İran’a yaptırım paketi yolda Dış Haberler Servisi - ABD Başkanõ Barack Obama, Gü- neydoğu Asya turunun son du- rağõ Güney Kore’de, nükleer programõnõn silah amaçlõ oldu- ğundan şüphelenilen İran’õn uranyumunu yurtdõşõna gön- dermeyeceğini açõklamasõna sert çõktõ. Obama, dün Güney Kore Devlet Başkanõ Li Myung-bak’la düzenlediği or- tak basõn toplantõsõnda, İran’õn Uluslararasõ Atom Enerjisi Ku- rumu’nun (UAEK) önerisini reddetmesi nedeniyle bu ülke- ye yeni yaptõrõmlar konusunda müttefik ülkelerle görüşmeye başladõklarõnõ, yeni yaptõrõm paketinin birkaç hafta içinde ha- zõr olabileceğini söyledi. Tahran’õn fikrini değiştir- mesini umduğunu söyleyen ABD Başkanõ, İran’õn nükleer programõyla ilgili görüşmeleri Kuzey Kore’yle yõllardõr süren ve büyük oranda sonuçsuz ka- lan nükleer müzakerelere ben- zeterek “İran’a verdiğimiz süre sınırsız değil. Kuzey Ko- re’yle yaşadıklarımızı tek- rar etmeyeceğiz” dedi. İran, önceki gün BM’nin önerisi doğrultusunda ABD ve diğer Batõlõ ülkelerin uran- yumu zenginleştirilmesi için Rusya ya da başka bir ülkeye gönderilmesi talebini reddet- tiğini resmen açõklamõştõ. UAEK Başkanõ Muham- med el Baradey, uranyumun Türkiye’ye de gönderilebile- ceğini belirtmiş, ABD de bu öneriyi desteklemişti. İran Dõş- işleri Bakanõ Manuçehr Mut- teki ise Obama’nõn açõklama- larõna tepki göstererek, “Yap- tırımlar 60’lı ve 70’li yılların söylemidir. Sanıyorum ki Ba- tı artık bu başarısız olmuş de- neyimleri tekrarlamayacak kadar zeki. Elbette bu onla- ra kalmış bir şey” dedi. Asya turunu Güney Kore ile tamamlayan Barack Obama, dün Güney Kore Devlet Başkanı Li Myung- bak’la düzenlediği ortak basın toplantısında, İran’a mesajlar verdi. Kuzey Kore başta olmak üzere bölgesel konulara da el atan liderler, konuştukları ağır konulara karşın, sohbet sırasında kahkaha atmayı da ihmal etmediler. (Fotoğraf: AP) KÜRESEL ‘BERLUSCONİ’YE HAYIR’ GÜNÜ Berlusconi karşõtõ İtalyanlar, 5 Aralõk’ta Roma ile eşzamanlõ olarak aralarõnda İstanbul’un da yer aldõğõ 13 kentte İtalya başbakanõnõ protesto etmeye hazõrlanõyor. Facebook’ta başlayan girişime şimdiden 290 bin kişi kaydoldu. Avrupa Birliği’nin ilk başkanı Van Rompuy’in 5 yıl önce söylediği “Avrupa’da geçerli ve aynı zamanda Hıristiyanlığın temel değerleri olan evrensel değerler Türkiye gibi büyük bir İslam ülkesinin katılımıyla canlılığını yitirecektir” yönündeki ifadeler AB gazetelerine yansıdı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Dünya Ticaret Merkezi’ne çağrıdır! HUKUKA, YASALARA VE ADALETE SAYGILI OLUN! Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük kültür alanı olan İstanbul Gösteri Merkezi beş yıl boyunca faaliyetini geniş kitlelere ulaşarak ve başarıyla sürdürdü. Bu yıllar içinde çok büyük engellerle başa çıkmak zorunda kaldı. Hakkı hukuku çiğnendi; elektriği, suyu, doğalgazı kesildi. Bilinçli olarak belediye hizmetleri aksatıldı. Mahkemece atanan bilirkişiler “son derece sağlam” raporu verdi. Buna rağmen ruhsatın yenilenmesi sudan bahanelerle savsaklandı, geciktirildi, önlendi. İGM bütün bunlara göğüs gererken en büyük dayanağı, iki ayrı mahkemeden alınan “kültür mer- kezidir, yıkılamaz” biçimindeki raporlar oldu. Nisan 2009’daki o büyük talihsizlikten sonra bile hâlâ direnebilmesi, ayakta kalabilmesi, şevkinin, gösteri - kültür - sanata hizmet azminin kırılmaması yine aynı güce; yasalara duyduğu sonsuz gü- veninden kaynaklandı. Ne yazık ki.. Proje - plan, sponsor, iş ortağı, finansman vd. sorunları halletmişken ve ilanlarla da duyurduğu gi- bi geçen ekim ay içinde yeniden ayağa kalkacakken bir geceyarısı operasyonuyla belediyenin do- zerleri altında ezildi. Yargı, belediyenin 2008’deki yıkım kararına iki kez yürütmeyi durdurma kararı vermesine ve açtı- ğımız davalar halen sürerken bu keyfiyetin yasadışılığı apaçık ortadadır. Türk adaletinin nihai kararının beklendiği bir süreçte İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Dünya Ti- caret Merkezi yasadışı amaçlarına Bakırköy Kaymakamlığı’nı ve güvenlik güçlerini de alet etmeye çalışmıştır. Son olarak... Aynı yasa, hak, hukuk, yargı, adalet tanımaz çevreler İstanbul Gösteri Merkezi’ne dün geceyarısı zabıta güçleriyle bir baskın daha düzenlemiş, geride kalan müştemilatı da yıkmıştır. Hatırlatıyoruz: Türkiye bir hukuk devletidir; adaletin amil hükümleriyle ve yasalarla yönetilmektedir. Bu nedenle.. Karşı tarafın her türlü tacizine ve saldırısına, mülkiyete tecavüzüne; ayrıca bu yasadışılığa sehven ya da bilinçli olarak katkı yapacak her oluşuma karşı yine tek güvencemizin yargıya sığınmak ola- cağını hatırlatmak isteriz. İGM Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Özbey
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear