28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 30 EKİM 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Gergin Yüzler Önünde Bir Törendi Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli, “Kürt açılımı” tartõşmalarõ üzerine ya- şanan gerginlik nedeniyle partilileri “tahriklere kapılmamaları” konusun- da uyarõrken “çatışma, tartışma ve ge- rilimden uzak durmaları” talimatõnõ verdi. Bahçeli, oluşacak gerilimlerle partiye yönelik faaliyetlerin sürekli kont- rol edilerek genel merkeze bilgi veril- mesini istedi. Bahçeli, teşkilatlara gönderdiği genel- gede Türkiye’nin ağõr bunalõm yaşandõ- ğõ bu dönemde MHP’lilerin üstlendiği ulusal sorumluluğun daha da arttõğõna dikkat çekerek “AKP hükümetlerinin çatış- macı ve ayrımcı anlayışı top- lumda gerilim ve öfkeyi yük- seltmiş, küçük bir kıvılcımın büyük patlamalara neden ola- cağı bir toplumsal hassasiyet ortamı doğmuştur. Hüküme- tin İmralı ile işbirliği yaparak içeriğini açıklamaktan ısrarla kaçındığı ‘PKK açõlõmõ’na karşı partimizin özel- likle yaz başından bugüne ka- dar verdiği yoğun mücadele, milletimizin takdirini kazan- mış ve öngörülerimizdeki hak- lılığı ortaya çıkarmıştır” gö- rüşüne yer verdi. ‘Tahrik arayışları var’ Son dönemde “milli hassa- siyetleri çok yüksek” olan MHP mensuplarõna yönelik tah- rik arayõşlarõnõn başlayacağõnõn işaretle- rinin alõndõğõnõ belirten Bahçeli, partili- lerin “dikkat ve riayet edecekleri” ko- nularõ 10 ana başlõk halinde sõraladõ. Bu çerçevede toplumun her kesiminin de- rinden etkileneceği bir süreç yaşanacağõna dikkat çeken Bahçeli, AKP ve “işbir- likçilerinin” olasõ tuzaklarõna karşõ par- tilileri uyanõk olmaya çağõrõrken ocak, ül- kü, hilal gibi partinin sembollerini çağ- rõştõran, istismar eden veya kullanan MHP dõşõndaki parti, dernek veya ku- rumlardan uzak durulmasõnõ, bu gruplarla partinin bağõ olmadõğõnõn kamuoyuna du- yurulmasõnõ istedi. ‘Kürt açõlõmõ’ tartõşmalarõ üzerine yaşanan gerginlik nedeniyle MHP lideri Bahçeli’den teşkilatlara talimat Yasadõşõ DHKP-C üyesi olduğu ve anayasal düzeni değiştirmeye çalõştõğõ suçlamasõyla 14 yõl önce 34 yõl hapse mahkûm edilen ve Çu- kurova Üniversitesi Balcalõ Araştõrma Hasta- nesi Mahkûm Koğuşu’nda tutulan kanser has- tasõ hükümlü Güler Zere’nin serbest bõrakõl- masõnõ isteyen 30’a yakõn sivil toplum kuruluşu üyesi bir grup Yenibosna’daki Adli Tõp Kuru- mu önünde oturma eylemi yaptõ. Güler Zere’nin büyük boy resmini taşõyan yak- laşõk 100 kişilik grup, “Kanser hastasõ Güler Ze- re’ye özgürlük, hasta tutsaklar serbest bõrakõl- sõn” yazõlõ pankart açtõ. “Merhamet değil ada- let istiyoruz”, “Hasta tutsaklar onurumuzdur” sloganlarõ atan grup adõna basõn açõklamasõnõ Güler Zere’nin dayõsõ Yetkin Zariç okudu. Has- ta tutsaklarõn durumunun dünya gündemine ta- şõndõğõ belirtilen açõklamada, bugün çok sayõ- da ülkeden hasta olan tutsaklarõn serbest bõra- kõlmasõ taleplerinin gelmesine karşõn halen ce- zaevinde yaşamlarõnõ yitirmeye devam ettikle- rine dikkat çekildi. KANSER HASTASI GÜLER ZERE’YE ÖZGÜRLÜK Devlet Bahçeli TERÖRİSTTEN MEKTUP (Fotoğraf:ŞULEKÖKTÜRK) ‘Sen gelme öğrenciler gelsin’ Yurt Haberleri Servisi - Terör ör- gütü PKK’nin Hakkâri bölgesi so- rumlularõndan “Gabar” kod adlõ M.T, yazdõğõ mektupta kardeşinden örgütün dağ kadrosuna katõlmama- sõnõ isterken, öğrencilere katõlõm çağrõsõnda bulundu. M.T’nin karde- şine yazdõğõ mektupta, “Eylemsizlik kararı aldığımız süre içerisindeki en önemli işimiz katılımı arttırmak olacaktır” ifadesi yer aldõ. Irak’õn kuzeyindeki terör örgütü kamplarõnda yaklaşõk 16 yõldõr bu- lunan ve terör örgütünün Hakkâri böl- gesi sorumlularõndan olduğu bildi- rilen M.T’nin İstanbul, Siirt ve Bat- man’da bağlantõlõ olduklarõ kişilere gönderdiği mektuplar, Siirt’te bir süre önce düzenlenen operasyonda yakalandõktan sonra terör örgütü kuryesi olduğu iddiasõyla tutuklanan İ.V’nin üzerinden çõktõ. Kõz kardeşine gönderdiği mektu- bu da ele geçen özellikle öğrenci çev- resinden örgüte katõlmak isteyenle- rin kendilerine bildirilmesini istedi. M.T’nin kardeşine gönderdiği mek- tubunda, “Katılmak isteyenleri gön- der, ancak sen bunu aklından bi- le geçirme. Sana yemin ediyorum ki senin için ne faydalıysa onu esas alıyorum. Her anımız ölüm kalım arasında gidip gelmekte- dir. Yıllardır zor şartlarda bile ya- şamayı başardım. Ama ben öl- sem de sen buraya gelmemelisin. Kısacası katılımını hangi gerek- çeyle olursa olsun istemiyorum” ifadeleri yer aldõ. AKP’YE ‘AÇILIM’ PROTESTOSU ÖCALAN TELEVİZYON İZLEYECEK ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhuriyet’in 86. kuruluş yõldönümü töreninde bir grup işçi, terör örgütü lideri Abdul- lah Öcalan’õn çağrõsõyla Türkiye’ye gelen PKK’lilerin “kah- raman” gibi karşõlanmasõna tepki gösterip AKP’yi protesto etti. Uğur Mumcu Meydanõ’ndaki tören ala- nõna gelen Çelik-İş Sendikasõ’na üye bir grup işçi, “Kahrolsun PKK”, “Hükümet uyuma askerine sahip çõk”, “Mustafa Ke- mal’in askerleriyiz”, “Şehitler ölmez vatan bölünmez” sloganlarõ attõ. Geçit törenine katõlmak isteyen işçilere polis müdahale ederek izin vermedi. İşçilerin eylemine geçit törenine katõlmak için bekleyenler ve katõ- lõmcõlar da alkõşlarla destek verdi. Haber Merkezi - İmralõ Adasõ’ndaki cezaevinde ömür boyu hapis cezasõ hükümlüsü olarak bulunan terör ör- gütü lideri Abdullah Öcalan’õn önümüzdeki günlerde adada yeni yaptõrõlan F Tipi Cezaevi’ne nakledilmesi beklenirken 10 yõlõn ardõndan ilk kez televiz- yon seyredebileceği, belirli zamanlarda yakõn- larõyla telefon görüşmesi yapabileceği belirtil- di. Yeni cezaevine Öcalan’la birlikte 8 PKK’li mahkûmun da nakledileceği öğrenildi. Öcalan ve diğer mahkûmlar televizyonlarõnõ parasõnõ ödedikten sonra ancak cezaevi idaresinden alabilecekler. Öcalan gündüz bir saat olmak üzere haftada 10 saati geçmeyecek şekilde di- ğer mahkûmlarla da görüşebilecek. Başkentteki bayram törenini devlet televizyonundan, başından sonuna dek bir belgesel izler gibi izleyenler, Cumhurbaşkanı ve Başbakan ile Genelkurmay Başkanı’nın yüzlerindeki gerginliği görmemiş olamazlar. 29 Ekim’in aynı zamanda doğum günü olduğunu Cumhurbaşkanı’na unutturan sıkıntılı ortamın, “ıslak imzalı belge”nin devletin doruğuna yansıyan tepkileri olduğunu bilmeyenimiz yok. Özellikle ulusal bayramların, hele Atatürk’ün Onuncu Yıl Nutku’nda, hançeresini yırtarcasına coşku ile 29 Ekim’in anlamını daha sonraki kuşaklara da anlatmak amacıyla söylediği o, “... en büyük bayramdır” sözleri çoktan gündemdeki yerini, birbirlerinin kuyusunu kazmaktan hoşnut bir topluma mı bıraktı?.. ... Ki, “F” tipi medya, milletin ordusu, hele o ordunun komutanları için ağza alınmaz nefret sözcükleri ile çıkıyor. “Islak imzalı belge” haberlerinin, aynı medya eli ile iç ve dış kamuoyuna, tam da bir ulusal bayram arifesinde yayılması, nasıl bir rastlantıdır? İstanbul Yetkili Cumhuriyet Savcılığı’na, posta ile geldiği bildirilen belge ile ona eklenen mektubun sahibinin, istenilirse gelip seve seve, ortaya attığı savları anlatabileceğini okuduğum zaman, kimliğini gizlememiş olduğunu tahmin etmiştim. Niçin o subay da gizlenen tanıkmış Onca deneyim ve birikimime karşın, yanılmış olmamı saflığıma verin. Ortamı gerdiren o mektubun sahibinin -şimdilik- bir gizli tanık olduğunu da öğrendim. Ve itiraf edeyim ki TSK’nin belki de üst rütbelere yükselmiş olan bir üyesine, kimliğini gizleyerek rol çalmış olmayı yakıştıramadım. Mademki, hem de en üst düzeydeki komutanların katıldığı bir “cunta”dan haberliydi... Dahası, o oluşuma CHP gibi ülkenin en eski partisine mensup bazı milletvekilleri de katkı sağlamak gibi “bir rejim ihaneti”nin “işbirlikçileri”nin arasındaydılar!.. Sanki,19 Nisan 1960’ta kurulmuş olan Meclis Tahkikat Komisyonu’nun gerekçesini bir kez daha okumuş gibi oluyorum, cuntacılarla CHP’liler arasında işbirliği varsayımlarını okurken... Elini böylesine “kirli bir cuntaya bulaştırmayarak üniformasının onurunu korumuş olan” o subay, eski PKK’lilere çok çekici gelen “gizli tanık”lar safına girmeyerek, adını, soyadını ve rütbesi ile görevini o yazdıklarının altına sıralamalı değil miydi? Uluslararası misyon mu? Dünkü Hürriyet’te, Şükrü Küçükşahin “... TSK’de o subayın ulusal veya uluslararası çok önemli bir misyonu yönünde kesin kanı” olduğundan söz ediyordu. Dahası, ihbarcı için “... en üst düzey savcılık korunmasının sağlandığından bile kuşku duyulmamasını” da yazmıştı. Mektupların içeriği, o kişinin Genelkurmay Başkanlığı karargâhında ve dahası Albay Dursun Çiçek’in eski dairesinde olduğu varsayımlarını güçlendirdiği için, Komutanlığın ve Askeri Savcılığın, sözü edilen dairede görevli olanların çemberini daraltarak, kimin kim olduğunu teşhis etmelerini doğal saymak gerekir. Çok bilinmeyenli bir denklem daha Ama şayet o kişi için, savcılık yapılması gereken bir şeyi yaparak kendisine “en üst düzey koruma sağlamış ise” o nasıl oluyor? Yani İstanbul Savcılığı, muhbirin adının bilinmediğini söylerken olayla ilgili sağlam haberlere sahip olduğu anlaşılan bir gazetecinin yazısından, muhbir subaya savcılık tarafından koruma sağlanmış olmasından kuşku duyulmaması gerektiği öğreniliyor... Ortamı gerdikçe germek; ya da gündemi ani ataklarla değiştirmek bazı çevrelerin işlerine gelebilir. Ancak o gerginlikten çıkarları olmak şöyle dursun. “... Bu memleket bizim” diyenler için en büyük bayramı doruktakilere egemen olan o asık yüzlere yansıyan koşullar altında kutlamanın, tadı da, tuzu da olmadığı bilinmelidir. En geç bu haftanın ortasına kadar, Genelkurmay Askeri Savcılığı da; İstanbul Yetkili Savcılığı da, ıslak imza konusundaki soruşturmalarını, kamuoyunu tatmin edecek düzeye getirmelidirler. ‘Çatışmadan uzak durun’ (Fotoğraf: YUSUF BAŞTUĞ)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear