24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 30 EKİM 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 17 ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Felsefe Okulu… Bahçeşehir Üniversitesi’nin birimlerinden olan ‘Sürekli Eğitim Merkezi’ (kısa adıyla: BüSem), seminerleri ile üniversitenin eğitim etkinliğini kayıtlı öğrenci statüsünde olmayan, ama kendini çeşitli alanlarda geliştirmek isteyen kişilere de yaymayı amaçlıyor. Bu hedefe yönelik olarak BüSem’in programında ‘Edebiyat’, ‘Müzik’, ‘İstanbul’, ‘Fütürizm’, ‘Kariyer Geliştirme Danışmanlığı’, ‘Hukuk Programları’, Diller Okulu’ başlıklı alanlarda çeşitli seminerler düzenleniyor. Bahçeşehir Üniversitesi’nin bu bağlamdaki en ‘genç’ etkinliklerinden biri de, 7 Mart 2009 tarihinde ilki düzenlenen ‘Felsefe Okulu’. Felsefe Okulu’nun seminerleri, üniversitenin Fen-Edebiyat Fakültesi öğretim üyeleri Doç.Dr. Kaan H. Ökten ve Doç.Dr. Örsan K. Öymen’in yönetiminde gerçekleştiriyor. Rektör Prof.Dr. Deniz Ülke Arıboğan, bu girişime başından itibaren yoğun destek vermiş. 31 Ekim 2009 tarihinde üçüncüsü başlayacak olan ‘Felsefe Okulu’ konusunda yaptığımız sohbette Sayın Kaan H. Ökten, başlangıçta bu girişime bir tür deneme gözüyle baktığını ve 20-30 kişilik bir katılım tahmin ettiğini belirtiyor. Ülkemizde genelde düşünceye, özelde de felsefeye verilen değer ve önem göz önünde tutulduğunda, Sayın Ökten’in aslında çok düşük bir tahminde bulunmuş olduğunu söylemek mümkün değil. Gelgelelim daha ilk ‘Felsefe Okulu’na başvuranların sayısı iki yüze dayanınca, bu defa kontenjanı yüz yirmi ile sınırlama zorunluluğu doğmuş. Gelenlerin yalnızca kayıt olmakla kalmayıp ikişer ay süren seminerlere sonuna kadar devam etmeleri ve sertifikalarını almaları, başvuru sayısının yanı sıra ikinci bir hoş sürpriz olmuş. Sayın Ökten, bu devamlılık durumunu, seminerlerde ele alınan konulara ilişkin olarak hem göz korkutucu olmaktan uzak, hem de nitelikten ödün vermeyen bir eğitim programının uygulanmasına bağlıyor. Şimdiye kadar düzenlenen üç ‘Felsefe Okulu’nun seminer programlarını toplu olarak incelediğimde, bu yoğun ilgiye kendimce bir neden daha buluyorum. Programlarda, örneğin ‘Heidegger, Ölüm ve Zaman’, ‘Nietzsche, Nihilizm ve Günümüz’, ‘Kant, Heidegger ve Varlık Meselesi’, ‘İslam, Felsefe ve Batı Dünyası’ ve ‘Hegel ve Feminist Okurları: Simone de Beauvoir, Luve Irigaray ve Judith Butler’ gibi ‘okkalı gelebilecek’ ya da felsefe ile doğrudan ilgilenmeyenleri ‘ürkütebilecek’ konuların yanında, ‘Kürtaj Cinayet midir? İnsan Ne zaman İnsan Olur?’, ‘Özgürlük Tatlı Bir Rüya mıdır? İnsan Eylemi ve Seçimi’, ‘Şiirsiz de Yaşanır mı? Felsefe, Şiir ve İnsan’, ‘Ağacı Çürüten Sarmaşık - Aşk ve Felsefe Üzerine’ ve ‘Anne Ne, Baba Kim? Gen Teknolojisi ve İnsanlığın Akıbeti’ gibi konular da yer alıyor. Bu ikinci gruba girenler, felsefenin -sanıldığının aksine- sadece normal ölümlülere kapalı doruklarda gezinmediğini, fakat doğrudan günlük yaşamda yüz yüze gelinen konuları da sorguladığını açıkça kanıtlayan konu başlıkları. Özellikle böyle bir kompozisyon, ‘Felsefeyi Bahçeşehir Üniversitesi’nde Yeryüzüne İndirmek’ sloganını haklı kılmaya yetecek nitelikte. Bahçeşehir Üniversitesi Felsefe Okulu’nun programları, cumartesi günleri üçer saat olmak üzere düzenlenen ve toplam iki ay süren seminerler aracılığı ile ve Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinde ders veren hocalar tarafından gerçekleştiriliyor. Katılımcıların çoğunluğunu çeşitli mesleklerde çalışan kırk yaş ve üzeri bir kesimin oluşturması, amaçlandığı ve ciddi bir program hazırlığıyla sunulduğu takdirde, felsefenin başarıyla kitlelere iletilebileceğinin kanımca en açık göstergesi! acem20@hotmail.com kultur@cumhuriyet.com.tr B ilmez değilim önce kitap değil, söz vardõ… Ancak dün gazetemizin “Kitap” ekinin sayfalarõnõ çevirir- ken, sabõrsõzlõğõmõ ve coşkumu denetle- mekte güçlük çekerken, bugüne dek okumuş olduğum, okumam gereken, okumak istedi- ğim yeryüzünün tüm kitaplarõnõ yüreğimden geçirirken, çevremde ve başõmõn üstüne hep bu tümce uçuşuyordu: Önce kitap vardõ… Önce kitap vardõ… Ben de yakaladõm o tüm- ceyi aldõm başlõğa koydum. Biliyor musunuz, şimdiki genç anne aday- larõ, daha bebekleri karõnlarõndayken, ha- mileliğin beşinci ayõndan başlayarak, ço- cuklarõna kitap okuyorlar… Kitap okumanõn ya da okumamanõn bir alõşkanlõk, insanõn diş- lerini fõrçalamasõ ya da fõrçalamamasõ gibi ya- lõn, somut, elle tutulur bir alõşkanlõk olduğunu savunan ben, bu alõşkanlõğõn ana rahminde de başlayabileceğine inanõyorum… Kitap okuma alõşkanlõğõ tohumlanõr, ekilir, öğrenilir, geliştirilir, beslenir emekle sevgiyle büyü- tülür… “Boş zamanım yok ki kitap okuyayım” diyenlere benim yanõtõm hep şöyle oldu: Za- man denilen şey çanak çömlek değil ki bo- şu, dolusu olsun! Zaman yaşanõlan süreçtir. O süreci nasõl değerlendireceğimiz, bize bağlõdõr; boşaltõrõz da doldururuz da… Akõp giden zamanõn en dolu olanõ, okuyarak “ge- çirilen” değil; okuyarak çoğaltõlan zaman- dõr. Bütün bunlarõ neden söyleme gereğini duyuyorum? Çünkü ülkem karanlõkla ay- dõnlõk, cehaletle bilgi arasõnda gidip gelme- de… Çünkü Cumhuriyet ilkeleri tek tek ha- sõr altõ edilirken bir yandan da cehalet ye- niden yeniden üretiliyor… Çünkü çağdaş bi- reyler olmak yerine kul olma alõşkanlõğõ teh- ditle, korku saçarak yerleştirilmeye çalõşõlõ- yor… Çünkü umutla umutsuzluk fazlasõyla iç içe… CEVAT ÇAPAN: IŞIK KAYNAĞI Yarõn açõlacak 28. TÜYAP Uluslararasõ Ki- tap Fuarõ’nõn bu yõlki onur konuğu Cevat Ça- pan. Şair, tiyatro eleştirmeni, çevirmen, öğretim üyesi, kültür adamõ Cevat Çapan, be- nim bin yõllõk arkadaşõm, “İmdat” haykõ- rõşlarõma anõnda yanõt veren can simidim, des- tek istediğimde destek olan, yol sorduğum- da yol gösteren, kitaplarõndan her daim ya- rarlandõğõm bir õşõk kaynağõ… Sanat dergisinin özellikle ilk yõllarõnda ba- na, arkadaşlarõma ve dergiye verdiği deste- ği hiç unutmadõm... Dergimizin yõllarca sü- ren eki “Ülke Ülke Çağdaş Dünya Şiiri” onun eseriydi… Türkiye’de ilk kez Tiyatro Eleştirmenler Birliği’ni kurmaya kalkõştõ- ğõmda, tiyatro müzesi çabalarõnda, Nâzõm Hikmet Vakfõ çalõşmalarõnda ve daha nice sanatsal ve toplumsal uğraşõn içinde yardõ- ma koşan, desteği eksik etmeyen bir nefer… Aydõn sorumluluğuyla, aydõn bilinciyle, ay- dõn duyarlõlõğõyla var olan bir insan… Ülkemde çok insan gibi ben de dünya şii- rini onun çevirilerinden izledim, dünya şa- irlerini onun sayesinde tanõdõm. “Şiir Atlası” kitaplarõ tanõğõmdõr. Onun çevirileri sayesinde farklõ halklarõ, farklõ kültürleri tanõdõk. Dün- yanõn öteki ucundaki ya da hemen yanõ ba- şõmõzdaki insanlõğõn acõlarõna, sevinçlerine, umutlarõna, düşlerine uzanan köprüler kur- du bizim için. Bu yõlki fuarõn ana temasõnõn “Kültürler Arası Diyalogda Çeviri” olduğu düşünü- lecek olursa, bence onur konuğu için bundan isabetli bir seçim yapõlamazdõ. Bu arada inanõyorum ki, Cevat Çapan’õn dünya şiirine olan aşkõ ve tutkusu, kendi şa- irliğini arka plana itmesine yol açtõ… Ama belki de yanõlõyorum. Belki de salt alçak- gönüllülükten yapõlmõş bir seçimdi onunki… Bu söylediğimi daha iyi kavramanõz için son kitabõ “Ara Sıcak”õ ve toplu şiirlerini içe- ren “Bana Düşlerini Anlat” kitaplarõnõ (Yapõ Kredi) öneririm… CUMHURİYET KİTAPLARI Bu yõlki fuara Cumhuriyet Kitaplarõ 72 ye- ni kitap, 44 yazarõn imza günü ve 6 söyleşi panel ve dinletiyle katõlõyor. “Bu bir rekor” sözcükleri, daha şimdiden ağõzdan ağza, kulaktan kulağa yayõlõyor… Tüm okurlar haydi kitap fuarõna! Fuarõn onur konuğu Cevat Çapan’õn tadõ- na doyamadõğõm, Cumhuriyet Kitaplarõ’ndan çõkan “Şiir Çevir Denize At” kitabõnõ hâlâ edinmedinizse, bu farsatõ kaçõrmayõn. O ki- tabõn sayfalarõ boyunca Çin’le Nikaragua, Es- tonya ile Peru arasõnda ve daha nice dünya- lar arasõnda gidip geldim. “Denize düşen şii- re sarılır” misali, o çeviriler bana hep yol gösterdi… Ayrõca şunu belirtmeliyim: Bunlara “çe- viri” demek bana haksõzlõkmõş gibi geliyor. Çeviri değil, “yeniden söyleyiş” bunlar. Uzak sesleri kendi sesiyle, bize yakõnlaştõ- rarak yeniden söylüyor Cevat Çapan. 8 Kasõm’a dek yüzlerce, binlerce, mil- yonlarca kitap sizi bekliyor. İnanõn içlerin- den kimi belki de sadece sizin için yazõlmõştõr. Keşfetmeye değer doğrusu… Pazar günü saat 16’dan sonra Cumhuriyet standõndayõm. Bekleriz. zeynep@zeyneporal.com Faks: 0212. 257 16 50 Cevat Çapan’õn onur konuğu olduğu kitap fuarõna akõn var akõn... Öncekitapvardõ... Kültür Servisi - Bursa Büyükşehir Belediyesi ta- rafõndan 14-22 Kasõm tarihleri arasõnda dü- zenlenecek olan “4. Uluslararası İpek Yolu Film Festivali”nde, 45 ülkeden 140 film gös- terilecek. Bu yõlki temasõnõn “Sinema ve Mi- marlık” olarak belirlendiği festivalin “Ulusal Altın Karagöz Uzun Metraj Film Yarış- ması”nda şu filmler yarõşacak: Cemal Şan’õn “Acı”, İlksen Başarır’õn “Başka Dilde Aşk”, Handan Öztürk’ün “Benim ve Roz’un Son- baharı”, Murat Saraçoğlu’nun “Deli Deli Ol- ma”, Ümit Ünal’õn “Gölgesizler”, Yavuz Öz- kan’õn “İlkbahar Sonbahar”, Theron Pat- terson’un “Kara Bulut”, Mehmet Er ve Maryna Gorbach’õn “Kara Köpekler Hav- larken”; Atalay Taşdiken’in “Mommo, Kız Kardeşim” ve Semir Aslanyürek’in “Yedi Avlu”. Türkiye’yi Mahmut Fazıl Coşkun’un “Uzak İh- timal” filminin temsil edeceği “Uluslarara- sı Altın Karagöz Uzun Metraj Film Yarış- ması”nda ise yarõşacak fimler şöyle: Elçin Mu- saoğlu’nun “40. Kapı”, Freddy Mas Fran- queza’nõn “Bir Rüyadan Uyanmak”, Bobby Paunescu’nun “Francesca”, Henrik Hells- tröm ve Fredrik Wenzel’in “Herkes Kendini Düşünür”, Emilio Portez’in “Juan Perez’in Kellesiyle Tanışın”, Mirko Locatelli’nin “Kışın İlk Günü”, Darko Lungulov’un “Orada ve Burada”, Antonio Tublén ve Ale- xander Brondsted’õn “Orijinal”, Atilla Till’in “Panik”, Mariano Cohn ve Gaston Dupart’õn “Ressam”, Pananbarkhoda Re- zaee’nin “Siste Bir Işık”. “Uluslararası Kı- sa Film Yarışması”nda 11; “Ulusal Kısa Film Yarışması”nda ise 10 film yarõşacak. Her yõl sinemaya büyük emek vermiş kişilere verilen “Onur Ödülleri” Nedret Güvenç ve Mu- zaffer Tema’ya; ilk kez geçtiğimiz yõl veril- meye başlanan “Emek Ödülleri” ise Baykal Kent’e ve Hakkı Kıvanç’a takdim edilecek. Yaklaşõk 400’e yakõn oyuncu, yönetmen ve ya- zarõ ağõrlayacak festivalde ücretsiz sinema kurs- larõ, atölyeler ve sergiler düzenlenecek. İPEK YOLU FİLM FESTİVALİ Festivalde 45 ülkeden 140 film gösterilecek TRT 2’DE YENİ PROGRAM ‘Açõk Kitap’ bugün başlõyor Kültür Servisi - TRT 2 televizyonunun yeni yayõn dönemindeki yeni kitap programõ ‘Açık Kitap’, yarõndan başlayarak her cumartesi saat 19.30’da yayõmlanacak. Yapõmcõlõ- ğõnõ Demet Haselçin’in üstlendiği ‘Açık Kitap’, kültür yayõncõlõğõnõn vitrini olmanõn yanõ sõra, kendi gün- demiyle de yayõncõlõk sektörüne kat- kõda bulunmayõ amaçlõyor. Yapõm- cõ Haselçin, ‘Açık Kitap’õn, TRT 2’nin bugüne dek yayõmladõğõ kitap programlarõnõn deneyiminden de ya- rarlanarak hazõrlandõğõnõ vurguladõ. Danõşmanlõğõnõ Semih Gümüş’ün, su- nuculuğunu Müge İplikçi’nin yap- tõğõ programa Murat Gülsoy da katkõda bulunuyor. ‘Açık Kitap’, İp- likçi’nin sunduğu, her hafta bir ya- zar, bir kitap ya da bir sorunun ko- nu edileceği bölümle açõlacak. Gül- soy, ‘Beyaz Perdeden Beyaz Say- faya’ adlõ bölümde, özgün yorum- larõyla, sinemaya uyarlanan edebiyat yapõtlarõ üstünde duracak. Semih Gümüş, ‘Bir Kitaptan Bir Konu- dan’ bölümünde, bir kitaptan yola çõ- karak her hafta edebiyatõn bir soru- nunu yorumlayacak. ‘Ne Okuyalım’ bölümünde ise haftanõn yeni çõkan ki- taplarõ tanõtõlacak. Tiyatro sanatçõsõ Cüneyt Türel, ‘Ve Şiir’ adlõ bö- lümde, her hafta yeni çõkan kitaplar ve ustalardan seçtiği şiirleri okuya- cak. ‘Açık Kitap’ programõnõn amacõnõ, ‘Günümüz edebiyatının verimini değerlendirmek, yayıncılık sektö- rüne destek vermek, her kuşaktan yazar ile okurlar arasında köprü kurmak, bir kültür ürünü olarak kitabın değerini yükseltmek’ biçi- minde açõklayan Gümüş, progra- mõn tek ölçütünün ‘yansızlık ve ni- telik’ olacağõnõ belirtiyor. Yarın açılacak 28. TÜYAP Uluslararası Kitap Fuarı’nın bu yılki onur konuğu Cevat Çapan. TÖREN ÇANKAYA KÖŞKÜ’NDE BüyüködülCeylan, Derman ve Sakõp Sabancõ Müzesi’nin ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 2009 yõlõ Cumhurbaşkanlõğõ Kültür ve Sanat Büyük Ödüllerine, geleneksel sanatlar dalõnda Uğur Derman, sinema dalõnda Nuri Bilge Ceylan, Kültür ve Sanat Kuru- mu olarak da Sakõp Sabancõ Müzesi değer görüldü. Cumhurbaşkanlõğõ Ba- sõn Merkezi’nden yapõlan açõklamada, Cumhurbaşka- nõ Abdullah Gül’ün, ödü- lün, her yõl kültür ve sana- tõn farklõ dallarõnda veril- mesini uygun bulduğu be- lirtildi. Açõklamada, bu çerçevede Doğan Hızlan, Prof. Dr. İskender Pala, Cumhurbaşkanlõğõ Genel Sekreteri Prof. Dr. Mus- tafa İsen, Cumhurbaşkan- lõğõ Genel Sekreter Yardõmcõsõ Emin Kuz, Cum- hurbaşkanlõğõ Dõşişleri Başdanõşmanõ Hüseyin Diriöz, Cumhurbaşkanlõğõ Basõn Başdanõşmanõ Ahmet Sever ve Cumhurbaşkanlõğõ Başdanõşma- nõ Zeynep Damla Gürel’den oluşan Değerlen- dirme Kurulu’nun öneride bulunduğu kaydedildi. Açõklamada, kurulun önerisi üzerine, Cumhur- başkanõ Gül’ün, 2009 ödüllerinin; Derman, Cey- lan ve Sakõp Sabancõ Müzesi’ne verilmesini uygun gördüğü belirtildi. Ödül töreni daha sonra duyuru- lacak bir tarihte Çankaya Köşkü’nde yapõlacak. Nuri Bilge Ceylan.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear