24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 30 EKİM 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Daha Çok Demokrasi... 1789 Fransız devriminin içeriğindeki “aydınlanma”; laikliği, cumhuriyeti, uluslaşmayı, demokrasiyi ve insan haklarını kapsıyordu. 1917 Rus devrimi, kapitalizmin sömürüsüne karşı sosyalizmle, sosyal adalet bilincinin dünyaya yayılmasında öncülük ettti. Sosyalist devrim, 1789’un “aydınlanması”nı içinde taşıdığından Orta Asya’daki İslam toplumlarının gelişmesine yol açtı. 1923, “aydınlanma” felsefesinin açtığı yolda yürüdü, bir İslam toplumu olan Türkiye’de Mustafa Kemal Atatürk, karanlığı aydınlığa dönüştürdü. 1923 devrimini karalamak, suçlamak günümüz Türkiye’sinde moda. Aydınlanma devrimini suçlayanların, dünyadaki üç büyük devrime bakmaları gerekir. Ve dün sabah televizyonlardan Cumhuriyetin 86. yılı törenlerini izlerken üç büyük devrimi düşündüm... Anıtkabir’de birbirleriyle konuşmayanlar, bir köşeye çekilenler. Başbakan Erdoğan’ın, salt Cumhurbaşkanı Gül’le selamlaşıp tokalaşması, CHP lideri Baykal ve Genelkurmay Başkanı Başbuğ’a selam vermeyip, protokoldeki yerini alması, MHP lideri Bahçeli’nin bir kenarda durması içimi acıttı. Toplum olarak Cumhuriyeti kuran, aydınlanma ışığıyla kulu birey yapan Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarına çok şey borçluyduk. Demokrasi, sosyalizm, kapitalizm, liberalizm toplumsal bir olgudur ve o olgu da gerçeğin kendisidir. Bugün siyasal erki elinde tutanlar sanırım bu gerçeklerden habersiz! Uygarlığa açılan bir penceredir Aydınlanma Devrimi... Pencereden gelen ışık, yaşamımızı devinimli kılar ve uygar olmanın yolunu açar. Yaşam, tüm suların çiçeğine dönüştüğünde Türkiye’nin aydınlık yüzü daha çok ortaya çıkacak... Kavrulmuş bir toprakta ilerleyen ve duran ay ışığından süzülen beyazlık, insan yüreğinin derinliklerine inecek. Daha çok demokrasi, daha çok özgürlük isteyecek insanoğlu. Çünkü toplumlar, devrimle ve evrimle gelişiyor... Bu ayın beyaz ışığı gibi doğaya uygun bir dönüşümdür ve yaşadığımız evrende hızla gelişir. Bir öfke ve öç alma duygusu sarmamalı toplumu. Eğer sararsa evren yaşanmaz olur... Şöyle bir bakın İran’a, Irak’a, Suriye’ye... Türkiye nerede onlar nerede... İranlı kadınların eylemlerini anımsayın, biraz ötelere gidip Sudan’ı, Suudi Arabistan’ı görün, Pakistan’da ve Afganistan’da yaşananları izleyin. Gördüğünüz yaşamın fotoğrafıdır. Ve şimdi de Türkiye’ye, yaşadığımız topraklara çevirin gözlerinizi... O aydınlanma ışığı, 1923’ün devrimci ruhu, ışığı cılız da olsa yanmakta... İlhan Selçuk, bir yazısında şöyle der: “1923 gülsuyuyla yapılmadı; bir Lavoisier olayı da yaşanmadı. 1789’u benimseyip, 1923’ü dışlamak, çağdaş bir insan için tutarsız ve olanaksızdır.” Zengin bir tüccarın oğludur Antoine Laurent de Lavoisier. Okullarımızda okutulan ünlü “Lavoisier Yasası”nı koyan adamdır. 1789 devriminde milletvekiliydi, 1794’te kellesi giyotinin sepetine düştü... Lavoisier, yargılanırken önemli deneylerini bitirmek için, Devrim Mahkemesi yargıcından süre isteyince şu yanıtı aldı: “Cumhuriyet’in bilginlere gereksinimi yok!” Devrimin çalkantısında geri zekâlı yargıcın kararı, 1789’un sayfalarına kara leke gibi yapıştı. Anıtkabir’de Atamızın önünde devletin zirvesinde soğuk görüntüler... Cumhuriyet’in 86. yılında oluyor bunlar. Bu yüzden içim acıdı! 1923 devrimi, baştan sona suçlanıp karalandığı bir dönemden geçiyor, en başta Atatürk olmak üzere tüm devrimciler sanık sandalyesine oturtulmak isteniyor... 1923 devrimi bir masal değil, uygarlığa açılan penceredir... O pencereyi kapatmaya kimsenin gücü yetmeyecek! hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com Davutoğlu’yla bir araya geldi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara’ya 2 günlük çalõşma ziyareti için gelen Kuzey Kõbrõs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanõ Mehmet Ali Talat, dün Dõşişleri Bakanõ Ahmet Davutoğlu ile bir araya geldi. Görüşmenin başõnda basõn mensuplarõnõn görüntü almasõna izin verilirken açõklama yapõlmadõ. Akşam saatlerinde Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün Cumhuriyet Bayramõ nedeniyle verdiği resepsiyona katõlan Talat’õn bugün Başbakan Recep Tayip Erdoğan ile görüşmesi bekleniyor. ABD ziyaretinin gündemi belli oldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakanlõk Basõn Merkezi’nin internet sitesinde yer alan açõklamada, ABD Başkanõ Barack Obama’nõn daveti üzerine bu ülkeyi ziyaret edecek olan Başbakan Erdoğan’õn, 7 Aralõk’ta Obama ile bir görüşme yapacağõ belirtildi. Açõklamada, “Söz konusu görüşmede, iki yakõn müttefik ve stratejik ortak olan Türkiye ve ABD ilişkilerinin yanõ sõra iki ülkenin ortak gündeminde yer alan güncel bölgesel ve küresel konularda görüş alõşverişinde bulunulacaktõr” denildi. Halkevleri beraat etti MERSİN (Cumhuriyet) - Halkevleri üyelerinin Başbakan’a yumurta atmasõndan işçi eylemlerinde kullanõlan sloganlara kadar 21 ayrõ etkinlik nedeniyle Şube Başkanõ Şamil Işõk Cevahir hakkõnda açõlan dava 3 yõl sonra sonuçlandõ. Mersin 5. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki dava sonucunda Işõk beraat etti. Halkevleri’nin ihtiyaç duymadõğõ halde aklandõğõnõ belirten dernek yöneticisi Ulaş Korkut, “Her türlü gericiliğin, õrkçõlõğõn, haksõzlõğõn karşõsõnda olmaya devam edeceğiz” dedi. AKP’lilere ‘aslınıza dönün’ çağrısı Erdoğan, Remzi Gür görüşmesini yalanlamadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn, kõzõ Sümeyye için işadamõ Remzi Gür’den para istediğine ilişkin telefon kayõtlarõnõn Aydõnlõk dergisinde ya- yõmlanmasõnõn üzerinden 5 gün geçmesine kar- şõn ne Başbakanlõk’tan, ne de Erdoğan’dan ko- nuya ilişkin bir açõklama yapõldõ. Derginin 25 Ekim tarihli sayõsõnda yer alan “Remzi Gür Tayyip’in Gizli Kasası” başlõklõ haberde Erdoğan’õn ABD’de okuyan kõzõ Sü- meyye için işadamõ Remzi Gür’den para istediği ileri sürülmüştü. Habere dayanak olarak da bir telefon kaydõ ortaya konulmuştu. Haberde Er- doğan’õn, kõzõnõn paraya ihtiyacõ olduğunu dile getirerek para istediği, Gür’ün de bu isteği “Ta- mam, olur efendim… Siz merak etmeyin…” diyerek kabul ettiği kaydedilmişti. Bu haberin Ay- dõnlõk’ta yayõnlanmasõnõn üzerinden 5 gün geç- mesine karşõn ne Başbakan Erdoğan’dan ne de Başbakanlõk Basõn Merkezi’nden konuya ilişkin bir açõklama yapõldõ. Konu aradan geçen süre içe- risinde bazõ yazarlar tarafõndan da köşe yazõla- rõnda dile getirildi. Ancak Başbakanlõk’tan yine bir açõklama yapõlmadõ. Erbakan, eski öğrencileri için ‘AKP’nin yöneticisi çocuklar bizim çocuklardõ. Bunlarõn ne yapõp ne yapamayacaklarõnõ biz biliriz” dedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ka- patõlan RP’nin Genel Başkanõ, eski Baş- bakan Necmettin Erbakan, “40. Yılda Milli Görüş” konulu sempozyumda AKP’lilere “Yanlış yoldasınız, aslınıza dö- nün” çağrõsõnda bulundu. Ekonomik ve Sosyal Araştõrmalar Merke- zi (ESAM), “40. Yılda Milli Görüş” konu- lu bir sempozyum düzenledi. Sempozyumda konuşan Erbakan, AKP ve SP’nin artõk fark- lõ partiler olduğunun halka anlatõlmasõ ge- rektiğini belirterek “Altın başka, paslı teneke başka. Bunu halka anlatacağız” dedi. AKP’yi eleştiren Erbakan, “Bunlardan ha- yır gelmez. Hiçbir şey yapamazlar. AKP’nin yöneticisi çocuklar bizim çocuk- lardı. Bunların ne yapıp ne yapamaya- caklarını biz biliriz” dedi. AKP’nin mayõnlõ araziler, Irak ve İsrail ile ilgili politikalarõna tepki gösteren Erbakan, “Bunların hesabı- nı ne bu dünyada ne öbür dünyada vere- bilirler” diye konuştu. Erbakan, “Yanlış yoldasınız, aslınıza dönün” dedi. Sempoz- yumda doğum günü 29 Ekim olan Erbakan’a üzerinde Arapça yazõlar bulunan büyük bir pa- no hediye edildi. Hediyeye teşekkür eden Er- bakan, Cumhuriyet Bayramõ dolayõsõyla tüm yurtta düzenlenen törenlere atõfta bulunarak “Benim için bu kadar kutlamaya ne gerek vardı” diyerek espri yaptõ. Sempozyumda konuşan SP lideri Numan Kurtulmuş, Türkiye’de adõnda sol ve halk bulunan CHP’nin, Türkiye’deki işsizlik, neoliberal politikalar, sendikalaşma, hak ve emekle ilgili tek kelime söylemediğini, mil- liyetçi bir parti olan MHP’nin ekonominin millileştirilmesiyle ilgili, liberal partilerin de başörtüsü özgürlüğüyle ilgili çözüme yöne- lik tavõrlar sergilemediğini öne sürdü. ‘Siyaseti formatlamak gerek’ SP’nin böyle bir ortamda yapmasõ gereke- nin “Türkiye’deki siyaseti formatlamak, safları berraklaştırmak” olduğunu belirten Kurtulmuş, SP olarak milli çözümlerden ya- na olduklarõnõ, Türkiye üzerinden olmayan hiçbir çözümden yana olmadõklarõnõ vurgu- ladõ. SP’nin antiemperyalist ve Türkiye’de ya- şayan herkesin partisi olduğunu belirten Kur- tulmuş, herkesin huzur ve refahõnõ sağlama- ya dönük çaba gösterdiklerini bildirdi. Başbakanlõk’tan yapõlan açõklamada kişi ve kurumlarõn hedef alõnmamasõ gerektiği belirtildi Bir günde iki görüşme ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Başbakan Recep Tayyip Er- doğan’õn “irtica ile mücadele eylem planı” ile ilgili olarak Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ ile görüşeceğini açõklamasõnõn ardõndan ikili dün iki kez bir araya geldi. Gö- rüşmelerin ardõndan Başbakanlõk’tan yapõlan açõklamada, soruşturma sü- recinin adli ve askeri yargõ makamlarõ tarafõndan yürütüldüğüne dikkat çe- kilerek, “Bu sürecin en kısa za- manda gerçeği ortaya çıkarması beklenmektedir” denildi. Erdoğan ile Başbuğ, önce Çanka- ya Köşkü’nde öğleyin gerçekleştiri- len resepsiyonda bir araya geldi. Tö- ren salonuna ilk olarak Başbakan Tayyip Erdoğan, hemen arkasõndan da Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ girdi. Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül ile tokalaşan ikili da- ha sonra sohbet ederek resepsiyon sa- lonuna geçti. Salondaki onca masa- yõ pas geçen Erdoğan ve Başbuğ, en uç köşedeki bir masayõ tercih etti. İki- li burada bir süre sohbet etti. Uzun sü- ren sohbete kapõda selamlaşmanõn ta- mamlanmasõnõn ardõndan Cumhur- başkanõ Gül de katõldõ. Bu görüşmenin ardõndan akşam saatlerinde Erdoğan ile Başbuğ’un ye- niden bir araya gelecekleri duyurul- du. Görüşmenin haftalõk olağan gö- rüşme olduğu belirtildi. Erdoğan ve Başbuğ’un Başbakanlõk Resmi Ko- nutu’nda gerçekleşen görüşmesi 1 saat 20 dakika sürdü. Görüşmenin ar- dõndan Başbakanlõk’tan yapõlan açõk- lamada şöyle denildi: “Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bugün (dün) saat 18.30’da Genelkurmay Başkanı Orgeneral Sayın İlker Başbuğ’u kabul ederek haftalık olağan görüşmesini ger- çekleştirmiştir. Görüşmede ülke güvenliğine iliş- kin konuların yanı sıra gündemde yer alan ‘İrticayla Mücadele Eylem Planõ’na yönelik tartışmalar da de- ğerlendirilmiştir. İddia edilen ‘Ey- lem Planõ’na ilişkin soruşturma sü- reci, adli ve askeri yargı makamları tarafından, kendi görev ve yetki alanları kapsamında yürütülmek- tedir. Bu sürecin en kısa zamanda gerçeği ortaya çıkarması beklen- mektedir. Bu süreçte herkese düşen görev, sürecin sonuçlanmasını bek- lemek; kişi ve kurumları hedef alan davranış ve yorumlardan ka- çınmaktır.” Görüşmenin ardõndan Orgeneral Başbuğ sadece TSK personelinin da- vet edildiği resepsiyona katõlmak için Merkez Orduevi’ne gitti. Başbakan Erdo- ğan ile Orgeneral Başbuğ, önce Çan- kaya Köşkü’nde öğleyin gerçekleş- tirilen resepsiyon- da bir araya geldi. Bu görüşmenin ardından akşam saatlerinde Erdo- ğan ile Başbuğ, Başbakanlık’ta görüştü. Görüşme 1 saat 20 dakika sürdü. (Fotoğraf: AA) BAYRAMA ÖZEL FİLM İZLEDİ Baykal, Nefes’i ‘sarsıcı’ buldu ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, dün “Nefes: Vatan Sağ Olsun” fil- mini izledikten sonra “Bu film hepimizi sar- sıyor, silkeliyor ve bir anlamda acı gerçek- lerle yüz yüze getiri- yor” dedi. Baykal, dün Cinebo- nus Panora’da “Nefes” filmini izledikten sonra gazetecilere açõklama- lar yaparken filmden çok etkilendiğini söyle- di. “Çok etkili bir ça- lışma, çok çarpıcı” di- yen Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Böyle bir şok yaşamaya, o dünyayı bütün acıma- sızlığıyla önümüze çı- karmaya galiba ihti- yaç vardı. Bu çalışma bizim sahip olduğu- muz şeylerin değerini, önemini belki anlama- mıza yardımcı olur. Gördüklerimiz hepi- mizi sarsıyor. Böyle bir sarsılmaya toplum, millet olarak ihtiyacı- mız var. Onların ko- rumaya çalıştığı, bi- zim sahip olduğumuz şeylerin ne kadar de- ğerli olduğunu, önem- li olduğunu galiba bi- rilerinin bize hatırlat- masına ihtiyaç vardı. Şimdi bu film işte bize bunu hatırlatıyor. Sa- hip olduklarımızı ko- layca gözden çıkara- bileceğimizi, onları hiç- bir önem taşımıyor- muş gibi gözden çıka- rabileceğimizi düşün- meye kalkanlar uma- rım bir yeni değerlen- dirme yapma ihtiya- cını hissederler. Bugün sahip oldu- ğumuz şeylere kolay sahip olunmamıştır. Onların değerini he- pimizin bilmesine ihti- yaç var. O değeri unut- maya, gözden çıkar- maya hazır olanların bir kez daha düşün- mesinde yarar var. Bu film hepimizi sarsıyor, silkeliyor ve bir an- lamda acı gerçeklerle yüz yüze getiriyor.” En çok etkilendiği sahnenin sorulmasõ üze- rine Deniz Baykal, tüm sahnelerin etkileyici ve çok çarpõcõ olduğunu söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear