24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 30 EKİM 2009 CUMA 4 HABERLER Bilge Montaigne, aklının kendisini aldatmasından yakınır ve daha ileri giderek “Hep yanlış söylese kolay, dediğinin tersini yaparım, ama ne zaman doğruyu söylüyor, ne zaman yanlış bilemediğim için durum daha da fena” der ve ekler: - Bir kez aklımın beni kandırdığını gördükten sonra nasıl olur da ona güvenebilirim? Türkiye’de, bunca dolap ve dalaverenin, bunca aldatmanın hedefi olan insanlar, eğer her önlerine konana sorgulamadan inanırlarsa, ahmaklar kervanındaki yerleri sağlam demektir. Dursun Çiçek’e ait olduğu söylenen belgenin ıslak imzalısının bulunduğu yandaş medya ve siyasi iktidar tarafından açıklandı. Belgenin ne nereden çıktığı, ne kimden geldiği, ne de neden dört buçuk aylık bir gecikme sonucu servis edildiği açıklanıyor. Yine gazetelerde açıklandı, hatta fotoğrafları bile yayımlandı, ıslak imza taklit makineleri çıkmış ve Türkiye’de de varmış. Acaba, “orijinal belgenin!” bu kadar bekletilmesinin nedeni, bunlardan birinde imal edilmesi mi? 28 Ekim 2009 akşamı TV 8’deki programda Adli Tıp Uzmanı Doç. Dr. Nevzat Alkan imzanın Albay Çiçek’e ait olduğunu ileri süren Adli Tıp’ın, bu olayda bugüne kadar uyguladığı prosedürü uygulamadığını, yani kura ile uzman belirlenmediğini, kritik belgelerin tüm uzmanların ortak incelemesine sunulmadığını, kısacası Çiçek’in imzasının araştırmasının kapalı devre yapıldığını söylüyor. Adli Tıp Kurumu’nun daha önceki kimi olaylarını ve bazı üyelerinin ona yönelttikleri eleştirilerin içeriğini bilenlerin, bu son açıklama üzerine, mideleri biraz daha fazla bulanıyor. Yanlış anlaşılmasın! Belge sahte demiyorum. Ama Türkiye’deki bunca dalavereden, yargı önünde bunca hukuk ihlalinden, F tipi örgütlerin devlet adına bunca manipülasyonundan sonra, bu kadar kuşku ortadayken belgenin doğruluğuna gözünü kırpmadan inanmanın ve sorgulayıcılığı bir yana bırakmanın, kuşkuların ağzını tıkamanın yanlış olduğunu söylüyorum izninizle. Ergenekon soruşturmasında olan bitenleri, sakat kalan ve ölüp gidenleri gördükten sonra, dikkatli olmak gerektiğini düşünüyorum. Son zamanlarda Türkiye’de yaşananları birbiriyle ilişkisi olmayan münferit olaylar olarak algılayıp bütünü göremezsek, hiçbir şey anlamamız da mümkün olmaz. Türkiye’de kimi çevreler, bir yandan Cumhuriyet’in kurucu felsefesini, öte yandan da Türk Silahlı Kuvvetleri’ni hedef alarak sistematik bir yıpratma kampanyası içine girmiş bulunmaktadırlar. Ergenekon soruşturmalarını da irtica ile mücadele belgesi olayını da bütün bu genel çerçeve içinde ele alırsak, taşları yerine oturtabiliriz. Son olay TSK tarafından hazırlandığı ileri sürülen, kimilerinin Genelkurmay Başkanlığı’nın da haberi olduğunu iddia ettiği, bu yüzden de kişisel değil, kurumsal bir sorumluluk doğurduğu savlanan bir belgeden çıkıyor. Söz konusu belge “irtica ile mücadele eylem belgesi.” Şimdi çoğu kişi irtica ile mücadele eylem belgesini konuşuyor. Neymiş efendim Türkiye’de böyle bir belge varmış. Var mıymış, yok muymuş, onu göreceğiz. Tabii eğer ortada mücadele eylem belgesi var da irtica yoksa, durum çok vahim toplumsal bir akıl sapması var demektir. Şimdi soralım bakalım: - Peki irtica var mı? - Evet düpedüz var? - Nereden çıkarıyoruz bunu? - Anayasa Mahkemesi’nin, AKP’nin laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğunu belirten kararından. İrtica laiklik karşıtı eylem değilse nedir? - Peki, mademki irtica var, faili kim? - Anayasa Mahkemesi’ne göre, iktidar. - Ülkede irtica var ise bununla mücadele edecek olan kim? - Tabii ki, siyasal iktidar. - Peki, eğer irticanın faili siyasal iktidar ise o zaman ne olacak? Verin bakalım yanıtı! - Yahu diyorum kendi kendime ne garip durum, herkes irtica ile mücadele eylem belgesini konuşuyor. Ama irticadan söz eden yok. Bu nasıl iştir?.. asirmen@cumhuriyet.com.tr DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Belgesini Konuşan Çok İrticadan Söz Eden Yok ‘İrtica ile Mücadele Eylem Planõ’ hakkõndaki rapor Adli Tõp Kurumu’nu odağa taşõdõ IslakimzatartõşmasõSİBEL BAHÇETEPE “İrtica ile Mücadele Eylem Planı”ndaki imza örneğine ilişkin Adli Tõp Kurumu (ATK) kararõ tartõşõlõyor. Ergenekon savcõlarõ- na postayla gönderilen “ıslak im- zalı” belgedeki imzanõn Albay Dursun Çiçek’e ait olduğu ka- rarõnõ veren ATK Fizik İhtisas Dairesi’nin yapõsõnõ değerlendiren adli tõp uzmanlarõ, “Bir doktorun imzanın sahte olup olmadığı kararını vermesi ne kadar an- lamlıdır, bu doktorun görevi midir” diye sordular. Grafologlar (yazõ bilimciler) ise ülkemizde grafoloji eğitimle- rinin adli tõp kurumunda yüksek lisans eğitimi sõrasõnda ya da ba- zõ üniversitelerde kõsa dönemli sertifika programlarõ ile verildiğini anõmsatarak “Grafoloji ile ilgili 4 yıllık lisans programları açıl- malı, buralarda eğitimler ve- rilmelidir” dediler. Adli Tõp Kurumu’nun hazõrla- dõğõ raporda imzasõ bulunan Fizik İhtisas Dairesi Başkanõ Prof. Dr. Bülent Üner ile uzman doktorlar Hacı Mehmet Akın’õn belge gel- meden bir hafta önce atandõklarõ öne sürüldü. İddialara göre bel- geyi ya kurayla belirlenecek bir heyetin ya da Genel Kurul’un in- celemesi gerektiği, ancak buna uyulmayarak kurum tarafõndan di- rekt belirlendiği belirtildi. ‘Tıpla ne alakası var?’ ATK Fizik İhtisas Dairesi Baş- kanlõğõ’nõn yapõsõ yeni tartõşma- larõ da beraberinde getirdi. Fizik İhtisas Dairesi Başkanlõğõ, mah- kemeler ile hâkim ve savcõlar ta- rafõndan gönderilen silah, mermi, yazõ, fotoğraf, imza, imza niteli- ğini taşõyan parmak izleri ile rad- yolojik, klimatolojik, fiziksel ma- teryal ve olaylarla ilgili olarak in- celemeler yaparak sonuç bildiri- yor. Adli Tõp uzmanlarõ, söz ko- nusu dairenin yapõsõnõn uzun yõl- lardõr tartõşmalõ olduğunu belir- terek “İmza incelemenin tıp bil- gisiyle ne alakası var, bu tartı- şılmalıdır!” dediler. İmza ve imza niteliği taşõyan belgelerin incelenmesi grafoloji- nin (yazõbilimi) alanõ olduğu, an- cak dünyanõn hiçbir yerinde bu konuda bir fakültenin de olmadõ- ğõna da dikkat çeken uzmanlar, “Bu işi ne yazık ki farklı mes- lek gruplarındaki insanlar bir- birinden görerek yapıyorlar. Doktorlar, güzel sanat alanın- da eğitim alanlar, eczacılar ya da fizik mühendisi gibi birçok kişi bu işi yapabiliyor. Bu iş us- ta çırak ilişkisine dönüşmüş durumda. El yazıları, imzalar çok fazla bilimselliğe dayan- maz. Böylesine önemli kararlar alınırken bu alanda eğitim almış uzman kimselerin görüşlerine başvurulmalıdır” değerlendir- mesini yaptõlar. Hukuki olarak imzanõn kişi- nin adõ ve soyadõnõ içermesi ge- rektiğini belirten uzmanlar, imza atarken mutlaka el yazõsõyla isim yazõlmasõ gerektiğini, bunun ger- çekliğinin tespit edilmesinde önemli olduğunu da anõmsatarak “El yazısı daha karakteristik bir olaydır. İsim ve soyadı yazıldı- ğında karakter sayısı artıyor, gerçek olup olmadığı daha ger- çekçi olur” diye konuştular. ‘Grafoloji eğitimleri olmalıdır’ Grafolog Zeynep Bornovalı, dünyada ve Türkiye’de grafoloji ile ilgili bir üniversitenin bulun- madõğõnõ, ancak bu alanda eğitim almõş kimselerin değerlendirme- ler yapmasõ gerektiğini söyledi. Geçen aylarda Boğaziçi Üniver- sitesi bünyesinde kendisinin ver- diği bir sertifika programõ başla- dõğõnõ anõmsatan Bornovalõ, “Bu programa üniversitenin değişik dallarından öğrenciler gelerek eğitimler alıyor. Grafoloji ilk olarak Paris Sorbonne Üniver- sitesi derslerde okutulmaya başladı, bugün birçok yerde bugün ders olarak okutuluyor. Biyoloji uzmanı olmak her bit- kinin ne olduğunu bilmeye ola- nak tanımaz” diye konuştu. Grafologlarõ “çift köre” ben- zeten Bornovalõ, inceleme sõra- sõnda araştõrõlan imzanõn ya da yazõnõn kime ait olmadõğõnõ bil- meden bakõlmasõnõn çok önem- li olduğunu kaydetti. Bir dönem ATK’de grafoloji alanõnda ça- lõşan Güray Akın ise grafoloji ile ilgili 4 yõllõk lisans eğitimli uzmanlarõn bu işi yapmasõ ge- rektiğini söyledi. Bülent Arõnç Fas’ta Uluslararası Kudüs Forumu’na katılmak için Fas’ın başkenti Rabat’ta bulunan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ikili temasları kapsamında İletişim Bakanı Halid el Nasıri ile İletişim Bakanlığı’nda görüştü. Görüşmenin ardından başbakanlık sarayına geçen Arınç, burada Başbakan Abbas el Fasi’yle bir araya geldi. Arınç, daha sonra da Dışişleri ve Yardımlaşma Bakanı Tayyib Fasi el Fihri ile görüştü. Arınç’ın ikili temaslarında, Fas-Türkiye ilişkilerinin ele alındığı, Ortadoğu başta olmak üzere uluslararası konular üzerinde de görüş alışverişinde bulunulduğu kaydedildi. (Fotoğraf: AA) İrtica ile Mücadele Eylem Planõ’ndaki imzanõn Albay Dursun Çiçek’e ait olduğunu belirleyen ATK Fizik İhtisas Dairesi’ndeki görevlendirme biçimi tartõşmalara neden oldu. Raporda imzasõ bulunan iki uzmanõn bir hafta önce göreve geldikleri ileri sürülürken grafologlar da tõp uzmanlarõnõn imza inceleme konusundaki yetkinliklerinin tartõşmalõ olduğu görüşünde. CHP,küçükillereikivekilöngörenyasayõAnayasaMahkemesi’negötürecek ‘Erken seçimin ayak izleri’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP, göç verdiği için nüfusu iki milletve- kili çõkarmaya yetmeyen iller için düzen- lenen ve “Bayburt Yasası” olarak anõlan yasayõ Anayasa Mahkemesi’ne götürmeye hazõrlanõyor. CHP Grup Başkanvekili Hak- kı Süha Okay, “Düzenleme temsilde adalet, kanunların genelliği ve kanunlar önünde eşitlik ilkelerine aykırı” dedi. AKP Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün ile Bayburt milletvekilleri Ülkü Güney ve Fetani Battal’õn yasa önerisi 22 Ekim’de TBMM Genel Kurulu’nda görüşülerek kabul edildi. Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’e sunulan yasa, dün de Gül tarafõndan onaylanarak Başbakanlõk’a gönderildi. Değişikliğe paralel olarak Mil- letvekili Seçim Yasasõ’nda değişiklik ya- põlarak seçimlerin 4 yõlda bir yapõlmasõ esasõnõ getiren yasa ile aynõ zamanda nü- fusu 2 milletvekili çõkarmaya yetmeyen il- ler için de bir düzenleme getirildi. CHP’li Okay, “Kanunların genelliği vardır. Ya- pılan adrese dayalı nüfus tespitine göre Bayburt’ta bulunan nüfus sayısı ancak 1 milletvekili çıkartabiliyor. Bayburt ili- mize 2 tane milletvekili çıkması için bir yasa geliyor” diye konuştu. Yasanõn “er- ken seçim sinyali” olduğuna da dikkat çe- ken Okay, “Görünen o ki, 2010 yılı Kasım ayında seçim var. Bu, erken seçimin ayak izleridir” dedi. Okay, “ülkenin AKP ço- ğunluğundan kurtulacağını” söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear