24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 3 EKİM 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 Y ücel Yener’in TRT Yönetim Kurulu’ndan izin almadan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’na “Verilecek görevi yap- maya hazırım” dediği ya- zõ bir şok yaratmõştõ. Zeki Hafızoğulları bur- nundan soluyor, odasõna sõ- ğamõyordu. Bana, “Bunu nasıl yapar” diye dert yanõ- yordu. “Yönetim Kuru- lu’ndan izin almadan bu ya- zıyı nasıl yazarsın?” Oysa Genel Müdür, “Ben yapmak istiyorum ama yö- netim kurulu izin vermiyor” diyerek AKP karşõsõnda duru- munu kurtarmaya ve yerinde kalabilmek için gerekli altyapõyõ oluş- turmaya çalõşõyordu. Ama AKP başka nedenlerden dolayõ artõk Yücel Ye- ner’in istifa etmesi için gerekli çalõş- malara zaten başlamõştõ. Yücel Yener’e, istifa etmesi için haber gönderiliyor, hat- ta Beşir Atalay bunun için genel müdürü Bakanlõğa çağõrõp duruyordu. Daha son- ra Yücel Yener bu baskõlara dayana- mayõp istifa etti. Daha sonralarõ Fatih Karaca’nõn MGK Genel Sekreterliği’ndeki toplan- tõda bana sözünü ettiği bu yazõyõ buldum. 16.10.2002 tarihini taşõyordu. Yani TRT Yönetim Kurulu devreye sokulmadan yaklaşõk iki ay önce Radyo Televizyon Üst Kurulu Başkanlõğõ’na yazmõştõ, ama ancak bugünler duyulabilmişti. Yazõ şöyle: “Kamuoyunda Avrupa Birliği’ne uyum yasası olarak bilinen 03.08.2002 tarih ve 4771 sayılı kanunla anadilde yayın yapılmasının serbest bırakıldı- ğı malumlarınızdır. Radyo Televizyon Üst Kurulu’nca yönetmelik çalışmaları ile ilgili çalış- maları ile ilgili toplantıya TRT Ku- rumu’ndan temsilciler de katılmıştır. 09.08.2002 tarih ve 24841 sayılı Res- mi Gazete’de bu kanun yayımlan- dıktan sonra Türkiye Radyo Televiz- yon Kurumu’nca hazırlıklara baş- lanmıştır. TRT’ye verilecek görev için çalışmalar devam etmektedir. TRT Kurumu bu konuda üzerine düşen görevi yapmaya hazırdır.” Topluca istifa düşüncesi Bu yazõ ortaya çõktõktan sonra TRT Yönetim Kurulu önce toptan istifa et- meyi düşündü. Bunun geçerli bir yol ol- madõğõ anlaşõldõ. Ancak Prof. Dr. Zeki Hafõzoğullarõ Yönetim Kurulu’ndan olumlu bir karar çõkmasõ halinde istifa edeceğini söyleyerek böyle bir kararõn çõkmasõnõ önledi. Ama hükümet de boş durmuyordu. AB’ye verdiği bir taahhüt vardõ ve ne pa- hasõna olursa olsun yerine getirilecekti. Basõn da bu konuyu her gün işliyor, Kürt- çe yayõn ne zaman yapõlacak diye man- şetler atõyordu. TRT ile ilgili Devlet Bakanõ Beşir Ata- lay TRT’nin 31.01.2003 tarihli yazõsõnõ alõnca küplere bindi. Öyle ya kendisine bağlõ bir kuruma nasõl söz geçiremiyordu. Fatih Karaca ile birlikte alõnan kararõn mutlaka uygulanmasõ gerekiyordu. Hü- kümet AB’ye bir taahhütte bulunmuş, ama bir türlü yerine getiremiyordu. Kuruma zehir zemberek bir yazõ da- ha geldi. “... Bu nedenle, bu safhada uygulamaya ilişkin olarak tereddüde düşülen hususlarda görüş istenerek zaman yitirilmesi yerine, ilgili ku- rum ve kuruluşlarla işbirliği yapıla- rak gerekli hazılıkların süratle ta- mamlanması suretiyle mer’i mev- zuatın öngördüğü uygulamanın bir an önce başlatılması; bu arada varsa mevzuatla ilgili sorunları Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ve diğer ilgili kurum ve kuruluşlarla görüşülerek gi- derilmesi uygun görülmektedir.” Dediğim gibi artõk kõlõçlar çekilmişti. TRT ve Genel Müdürü Yücel Yener için Başbakanlõk Teftiş Kurulu’nca inceleme başlatõlmõş, AKP teşkilatõ bütün hatla- rõyla saldõrõya geçmişti. TRT özerkliği- ni ve tarafsõzlõğõnõ Kuruluş Yasasõ’ndan ve anayasadan kaynaklanan sorumlu- luklarõnõ ortaya koyarak bu yayõna kar- şõ koymaya çabalõyordu. Prof. Dr. Zeki Hafõzoğullarõ hemen TRT Hukuk Müşavirliği’ni devreye soktu. RTÜK’ün hazõrladõğõ Farklõ Dil ve Lehçelerde Yayõn Yapõlmasõ Yönet- meliği’nin ve RTÜK’ün yayõn emrinin hukuksal değerlendirmesini istedi. Ha- fõzoğullarõ bu davranõşõnda son derece haklõydõ. Çünkü Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, yürürlükte olan yasalara ay- kõrõ kendine yönetmeliklerle yeni hak- lar yüklüyor, buna dayanarak TRT’ye görevler ve sorumluluklar veriyordu. TRT Hukuk Müşavirliği, Yönetmeliğin yasalara aykõrõ olduğunu ve Danõştay’a gidilmesi görüşünü Yönetim Kurulu’na bildirdi. TRT’nin açtõğõ dava sonucunda Da- nõştay 10. Dairesi 26.06.2003 tarih 2003/564 sayõlõ kararõyla “3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun’da Üst Kurulun yetkilerinin tek tek sayılmak suretiyle belirtildiği, ancak belli ko- nularda yayın yapacak özel bir ya- yıncıyı belirleme ve belirlediği ya- yıncıya bu konuda görev verme yet- kisi olmayan Üst Kurulun çıkardığı Yönetmelikle farklı dil ve lehçelerde yayın yapacak kuruluşu belirlemesi- ne yasal olanak bulunmadığından Yönetmeliğin 5. maddesinin 2., 4., 5., fıkraları ile 6. maddesi ve 7. madde- sinin 2. fıkrasının yürütülmesinin durdurulmasına karar vermiştir.” Olaylar bu çerçevede gelişirken Dev- let Bakanõ Beşir Atalay’dan, “Radyo ve Televizyon Yayınlarının Dili Hak- kında Yönetmelik hükümlerine göre Kurumunuzca yapılan işlem sonucu- nun Başbakanlığa bildirilmek üzere ivedi olarak gönderilmesi” şeklinde bir yazõ daha geldi. Genel Müdür Yücel Yener bu konu- daki cevap yazõsõnõn hazõrlanmasõ için yazõyõ ilgili birimlere havale etti. Artõk ok yaydan çõkmõş, ne olacaksa olsun nok- tasõndaydõk. Kõsa süre içinde gerekli ce- vap hazõrlandõ ve Yücel Yener’in im- zasõna sunuldu. Cevap yazõsõnda; “... hukuksal prosedür gereği ilgili yönetmeliğin beşinci ve altıncı mad- delerinde belirtildiği üzere bu çalış- malar Yönetim Kurulumuzun onayı- na iki kez sunulmuştur. ... Ancak Yönetim Kurulumuzca ya- pılan değerlendirme sonucunda ilgi- li yönetmeliğin bazı maddelerinin 2954 sayılı TRT Yasasına aykırı ol- duğu hususunda tereddüde düşüldü- ğünden Danıştay görüşünün alınma- sına makamınıza bilgi verilmiştir. Bu nedenlerle söz konusu yönetmelikçe öngörülen... protokol taslağı imza- lanmamıştır.” Yazõyõ imzalamadõ, üzerine şu notu düştü. “Yeni atanacak genel müdüre su- nulması daha uygun olacak. 23.03.2003.” Yener emekli oldu Ve Yücel Yener AKP’nin baskõlarõna daha fazla dayanamayõp yanõlmõyor- sam nisan ayõnõn ortalarõnda istifa ede- rek emekli oldu. AKP, Genel Müdür Yücel Yener’in gidişiyle Kürtçe yayõn hazõrlõklarõna daha bir hõz verdi. Avrupa Birliği Genel Sekreterli- ği’nde peş peşe toplantõlar yapõlõyor, uyum yasalarõ çerçevesinde Avrupa Birliği ile müzakere sürecinde yer al- mayan hususlar bile masaya yatõrõlõ- yordu. Toplantõlarõn birinde Ruhban Okulu’nun açõlmasõ, vakõf mallarõnõn du- rumu konuşulurken bir temsilci sözü, döndü dolaştõrdõ “azınlıklar” tanõmõna getirdi. Bu tanõmõn yeniden yapõlmasõ ge- rektiğini söyledi. Buna benim mi yanõt vermem gerekiyordu yoksa AB Genel Sekreterliği’nden toplantõyõ yöneten mi? Hiç kimseden ses çõkmayõnca ben dayanamadõm. “Siz Lozan Antlaşma- sı’nın 37. maddesinin değiştirilmesi- ni mi istiyorsunuz yoksa” diye sordum. “Bunu başka yerde konuşmayın ce- haletiniz ortaya çıkar” deyince ortalõkta buz gibi bir hava esti. Çünkü toplantõya gelenler AKP hükümetinin yeni atadõğõ çiçeği burnunda bürokratlardõ. Madem- ki Avrupa Birliği istiyor, verelim, ya- palõm, olsun bitsindi onlar için. Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekre- terliği, Radyo Televizyon Üst Kurulu ve Avrupa Birliği Genel Sekreterliği’nde yapõlan bütün toplantõlara ben katõlõ- yordum. Ve dilimin döndüğü kadar bu yayõnõn TRT’de yapõlmasõnõn yanlõş ol- duğunu anlatmaya çalõşõyordum. Top- lantõlarda ben ve benim gibi düşünen bir- kaç kişi havanda su dövüyorduk. Çünkü birileri kararõ vermişti. Bu yayõnõ TRT yapacaktõ. Genel Müdür, TRT Yönetim Kurulu’ndan izin almaya gerek duymadan RTÜK’e ‘Verilecek görevi yapmaya hazõrõm’ demişti Yener’in vaadi herkesi şaşõrttõ 31 Aralık 2008’i, 1 Ocak 2009’a bağlayan gece TRT 6 yeni yılı ünlü konukların katıldığı özel eğlence programlarıyla kutladı. AvrupaBirliğiveABD’nin baskõcõtutumununetkileri 2 003 ve 2004 yõlõnõn ilk zamanlarõ TRT’nin adeta AB’nin ve ABD’nin ablukasõ altõna alõn- dõğõ yõllar oldu diyebilirim. Gün geçmiyordu ki her iki yerden konuklarõmõz olmasõn. Bizim basõn da, mal bulmuş mağribi gibi, aman atlamayayõm diyerek kapõmõzõn önünde nöbet tutuyordu. 03 Mart 2003. ABD Büyükelçiliği’nden bir telefon geldi. Bü- yükelçilik Siyasi İşler Dairesi’nden arandõğõm söylendi. Benimle değil genel müdürle görüşsünler dedim. Si- zinle görüşmek için gerekli izin alõnmõş dediler. ABD Büyükelçiliği, kuruma resmi bir yazõ ile baş- vurmuş, ABD Büyükelçiliği Siyasi İşler Dairesi’nden insan haklarõnõ izleyen diplomat Phil Kaplan Türk- çe dõşõndaki dillerle yayõn konusunu görüşmek üze- re randevu isteğinde bulunuyor. Gerekli izin alõndõ- ğõ için kendisine bir gün verdim. Phil Kaplan, randevu verdiğim günde, tam saatinde siyasi işler danõşmanõ bir bayanla geldi. Genç, uzun boylu, zayõf, sarõşõn. Türkçeyi oldukça güzel konuşuyor. Sanki bizden bi- ri. Bütün Türkiye’yi gezmiş. Özellikle Diyarbakõr ve Güneydoğu Anadolu görev bölgesi. Kendisi böyle söy- lemedi ama konuşmalarõndan anlamamak için saf ol- mak gerekiyordu. Yöre halkõyla ilişkilerinin iyi ol- duğunu ve yakõndan tanõdõğõnõ da sanki bilerek ekledi. Türkleri çok sevdiğini ve Türkçeyi görevli bulundu- ğu yerlerde halkla iç içe olduğu için (ne demekse) ko- lay öğrendiğini söyledi. Phil Kaplan’õn ilk sözü “Kürtçe yayına ne zaman başlıyorsunuz?” oldu. Ben de nezaket çerçevesi için- de henüz hazõrlõk aşamasõnda olduğumuzu, gerekli ya- sal düzenlemeler yapõldõktan sonra ancak yayõna ge- çilebileceğini anlatmaya çalõştõm. Bu iş, bizden çok Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nu ilgilendirir de- dim. Ama içim içimi de kemiriyordu. Neden bu ka- dar ilgililer diye. Gerçekte bu ilginin nedeni ABD’nin Kürtleri çok sevdiğinden ileri gelmiyordu. Avrupa ve ABD’nin iki yüz yõldõr süregelen emperyalist çõkar- larõnõn olduğunu bilmeyenler ancak eblehler olabilir. Ya da bilerek işbirlikçi olanlar... Ama şimdi bu adamla bunlarõ konuşmanõn, tartõş- manõn ne yeri ne de zamanõ. Bir süre daha yayõndan, yasal düzenlemelerden, RTÜK’ün yetki ve sorum- luluklarõndan konuştuk. Çõkarken “Sizinle bir daha sonra görüşeceğiz” dedi. Siyasi danõşman bayana döndüm, Beni çok sevdi galiba, dedim. ‘Tedirginlik duyuyordum’ Daha sonraki günlerde TRT, Avrupa basõnõndan ga- zete ve televizyon muhabirlerinin akõnõna uğradõ. Av- rupa Komisyonu’ndan, Başbakanlõk Basõn Yayõn Enformasyon Genel Müdürlüğü kanalõyla iki uzman geldi. Konu yine Kürtçe yayõndõ. Bir gün yurtiçi ve yurtdõşõndan 18 gazeteci ve televizyon muhabiri geldi. Yönetim kurulu odasõnda basõn toplantõsõ yaparak sorularõnõ yanõtladõm, gerekli açõlamalarda bulundum. Bütün bu gelenlerle ben görüşmek zorunda kalõyor- dum. Geldiğim noktadan sõkõlmaya başlamõştõm ve te- dirginlik duyuyordum. Hiç istemediğim bir yayõnõn sorumluluğu giderek benim üstüme kalacak gibi gö- rülüyordu. TRT Genel Müdürü Yücel Yener’in emekliliğini isteyip ayrõlmasõndan sonra kõsa bir süre kõdemli Ge- nel Müdür Yardõmcõsõ Bülent Varol da istifa edip gel- diği özel sektöre döndü. Genel müdürlük makamõ AKP’ye en büyük hizmetleri veren Haluk Buran’a kaldõ. Ben AKP’ye ne kadar hizmet edersem o kadar iyi olur, belki beni genel müdür yaparlar düşünce- sindeydi. Beşir Atalay’õn her dediğine “Emredersi- niz efendim” diyor, başka bir şey diyemiyordu. SÜRECEK TRT’DE ‘FETRET DÖNEMİ’ T RT’nin bu ge- çiş döneminde (Biz kurumda buna “Fetret Döne- mi” diyorduk.) biraz nefes almaya çalõşõr- ken yine ABD Anka- ra Büyükelçiliği’nden resmi bir yazõ geldi. ABD Büyükelçiliği Si- yasi Bölüm Diploma- tõ Phil Kaplan benim- le tekrar görüşmek is- tediğini bildirdi. Ge- rekli izinler alõndõ ve istihbaratçõ Phil Kap- lan geldi. Yanõnda si- yasi danõşmanõ da var- dõ. Hoşbeşten sonra esas konuya gelindi. Ne olacaktõ bu Kürtçe yayõn? Ben, zaten bu olaylardan, yazõlardan ve toplantõlardan bu- nalmõş durumdaydõm. Birden bire Phil Kap- lan’a, “Size ne, sizi neden bu kadar ilgi- lendiriyor, dedim. Bu yayın yapılacaksa buna TC karar verir. Kuruma da görev düşerse gereği yapı- lır. ABD’de herkes istediğini yapıyor mu?” Phil Kaplan benim bu çõkõşõmõn karşõsõnda ağzõndaki baklayõ çõ- kardõ. “Ama biz yöre halkıyla görüşüyoruz. Ben Diyarbakır’dan yeni geldim.” O zaman ben de “Si- zinkilere söyleyin, bu yayının ne zaman ya- pılacağına biz karar veririz.” Konuşma bu soğuk ortam içinde bitti. Daha sonraki gün- lerde Phil Kaplan git- miş, yerine Jeffrey Co- lins adõnda başka bir is- tihbaratçõ gelmişti. O da geldi görüştü. Ya- nõnda Stephanie Mo- rimura adõnda bir de gazeteci getirmişti. Be- nimle yapõlan görüş- me daha çok düzenle- yici yayõn kuruluşlarõ TRT ve RTÜK üze- rinde yoğunlaşmõştõ. Belki bu görüşme giri- şimi benim farklõ dil ve lehçelerdeki yayõnlar konusunda ne düşün- düğümü öğrenmek için yapõlmõş olabilirdi. Ko- nuşma sõrasõnda şunu da söylemeden ede- medi. “Radyo Tele- vizyon Üst Kuru- lu’nda kiminle gö- rüştüysem sizin adı- nızı verdi.” Ama bu is- tihbaratçõ da Kürtçe yayõnõn önündeki en- gelleri sormadan ede- medi. Hakkõmda bil- gilendirilmiş olduğu kesindi. Doğrudan Kürtçe yayõnõna girme demişlerdir. Ben de adres olarak RTÜK’ü gösterdim. Oradan bir sorunlarõ olmadõğõnõ söyledi. TRT 6’da Kürtçe mevlüt yayını yapıldı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear