Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 3 EKİM 2009 CUMARTESİ
6 HABERLER
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
TürkYanıylaŞaşkınOlmak
Hülya Avşar savcılık soruşturması sonrasında ad-
liyeden çıkışında gazetecilere ilginç bir şey söyle-
di. “Bu konu için burada olmaktan Kürt tarafımla gu-
rurluyum ama Türk tarafımla son derece şaşkınım”
dedi.
Bence üzerinde dikkatle durulup düşünülmesi ge-
reken sözler.
Hülya Avşar bir röportajında söyledikleri nedeniyle
savcılığa çağrılmış.
Soruşturma konusu olan sözleri şöyle: “Türküm
ama bu Kürtleri yok saymak anlamına gelmez. Yıl-
larca anayasa değiştirilmiş. Bir kez de onlar için de-
ğiştirilsin.”
Bu sözlerde savcıyı iligilendirecek ne var diye-
ceksiniz. Zaten savcı da soruşturmada Avşar’a bu-
na benzer bir şeyler söylemiş. Sanatçı birinin ihbarı
üzerine savcılığa çağrılmış. Eh, yaşadığımız ülkede
ve yaşadığımız şu zamanda bunda şaşılacak bir şey
yok. Herhangi bir alçağın, psikopatın, manyağın, ki-
şisel bir düşmanınızın, zihni karıştırılmış herhangi bir
yurttaşınızın gidip polise sizin için Ergenekoncudur
ya da bölücüdür demesi, sabahın köründe yatağı-
nızdan kaldırılıp derdest edilerek Gayrettepe’deki
hücrelerden birine atılmanıza yeterlidir. Hülya Av-
şar yine de ucuz atlattığı için şükretmeli.
Gelelim Avşar’ın adliye çıkışında söylediği sözlere...
Kürt tarafıyla gururlu olmasında anlaşılmayacak
bir şey yok.
Dilimizde “aslını inkâr eden haramzadedir” diye bir
söz vardır.
Herkesin kendi etnik aidiyetiyle gurur duymasın-
dan daha doğal bir şey olamaz.
Cümlenin ikinci bölümünde ise iş karışıyor.
Hülya Avşar Türk tarafıyla acaba neden şaşkın?
Ve bir soru daha:
İnsanın birden fazla etnik aidiyeti olabilir mi?
Hem Kürt hem Türk nasıl olunuyor?
Türkiye’de insanlar etnik aidiyetlerini fazla sor-
gulamaksızın, bunu sorun yapmaksızın yaşayıp gi-
diyorlardı.
Ya da, etnik kökenlerinin dışında ve üstünde, bu
ülke insanlarını birleştiren ortak değerler vardı.
Ya da kim bilir, belki bize öyle geliyordu...
Fakat her ne ise, şimdi durum değişti.
Şimdi herkes yedi ceddini araştırmaya koyuldu.
Bu nedenle de, bana öyle geliyor ki, şu anda bü-
tün Türkler biraz şaşkın.
Ülkemizde bilmem kaç tane etnik köken bulun-
duğuna göre, demek ki biz, hepimizi birleştiren ulu-
sal-kültürel bir aidiyet kavramı olarak düşündüğü-
müz “Türk”ten başka her şey, Kürt, Çerkez, Aba-
za, Rum, Ermeni, Çingene, Boşnak, Laz, Arap, Sür-
yani, Türkmen, Yörük vb. vb. imişiz...
Peki, Türk kim?
Her ne kadar Başbakanlık makamında bulunan
kişi “Türk”lüğü de bu etnik aidiyetler (onun ifadesi
ile “alt kimlik”ler) arasında saymakta ise de, yaşa-
dığımız coğrafyada, yaklaşık bin yıllık bir süreçte,
özellikle de kentleşme-ulusallaşma süreçlerinin
ulaşmış olduğu aşamada, birbiriyle az çok karış-
mamış etnik aidiyetler bulunabilecek mi?
Bütün bu alt kimliklerden ayrıldığında geriye ka-
lacak olan “Türk” alt kimliği acaba nedir, kimleri kap-
sar, bu sorunun yanıtını bilen var mı?
Başbakan’ın kendisi bu yanıtı verebilir mi?
Değerli eşinin Arap, kendisinin de yanlış anım-
samıyorsam eğer bir başka alt kimlikten olduğunu
söyleyen Başbakan, “Türk”lük birleştirici bir üst kim-
lik değil de alt kimlik ise, kendisi ve ailesi ile “Türk
olmak” arasında nasıl bir bağlantı kuruyor?
Biz bir millet (ulus) olduğumuzu sanıyor ve ön-
celikle de bu anlamıyla “Türk” olduğumuzu düşü-
nüyorduk.
Benim, farklı etnik aidiyetlerine de sımsıkı sahip
olarak, kendilerine gönül rahatlığıyla Türk diyen, üs-
telik gayrimüslim tanıdıklarım var.
Onlar bunu yaparken Türkiye’ye ait olduklarını, bu
tarihin ve coğrafyanın bir parçası olduklarını, or-
taklıkların ayrılıklardan daha fazla olduğunu, “Türk”
sözünün etnik bir aidiyetin değil, bir alt kimliğin hiç
değil, birleştirici bir üst kimliğin adı olduğunu dü-
şünüyorlardı...
Şimdi iş değişti...
Kendimizi kandırmaya gerek yok...
Günümüz Türkiye’si artık “üniter” bir ulus değil,
federatif bile değil, etnik aidiyetlerin üst kimlik ye-
rine geçmeye başladığı bir süreçte, adına ülke bi-
le denemeyecek kozmopolit bir orta malı coğrafyası
olmaya ve aşuremsi bir insan topluluğuna dönüş-
meye doğru hızla çözülmektedir.
Böyle bir ortamda insanların Türk yanlarıyla şaş-
kın olmamaları için neden yok.
Aslında, böyle bir şaşkınlığı yaşamayanlara şa-
şırmak gerekiyor.
ataolb@cumhuriyet.com.tr
Faks: (0212) 343 72 64
CHP’den koşullu destekANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP ve MHP, Baş-
bakan Tayyip Erdoğan’õn
DTP’lilerin zorla ifade verme
krizinin önlenmesi için anaya-
sa değişikliği yapõlmasõ öneri-
sini değerlendirdiler.
CHP Sözcüsü Mustafa Öz-
yürek, dokunulmazlõklarõn ye-
ni baştan ele alõnmasõnõ deste-
lekleyecekleri vurgulayarak
şöyle konuştu: “Sadece 14.
maddeye atfı kaldıran bir
düzenleme şahsa, kişiye özel
bir düzenleme olur ki, bunu
doğru bulmayız. Eğer 83.
madde değişecekse bunu bü-
tünüyle düzenleyelim. Niye
yolsuzluk yapan gidip yargı-
da hesabını vermesin, niye
milletin parasını çalan, iha-
leye fesat karıştıran gidip
yargıda hesabını vermesin?
Fikir suçuyla ilgili düzenle-
melerde sorun varsa, onları
da düzenleyelim. Elbette si-
lahlı kalkışma olmadan, si-
lahlı kalkışmayı teşvik etme-
yen düşünce açıklaması dü-
şünce özgürlüğü kapsamın-
dadır. Ama terör faaliyetine
kalkışan birisine de doku-
nulmazlık tanıyamazsanız.
Dokunulmazlıkları yeni baş-
tan ele alan düzenleme varsa,
konuşuruz, destekleriz. Ama
bu olmazsa da, belli kişilere
dönük işleyen yargıyı geçer-
siz kılmak üzere bir düzenle-
me yapılırsa bunu hukuki,
doğru bulmayız. Yargı bir
karar verdi, bir kanun çıka-
ralım, geçersiz kılalım, tavrı
doğru değildir. Anayasa gibi
bir temel yasanın somut, eşit,
herkese uygulanacak şekilde
düzenlenmesi gerekir. Ana-
yasa değişikliği zaman alır, di-
yorlarsa Meclis’te bekleyen
bütün dokunulmazlık dosya-
larını indirelim, herkesin do-
kunulmazlığını kaldıralım,
diyoruz.” Özyürek, “Çözüm
bulunmazsa, DTP’li vekiller
zorla ifade vermeye mi götü-
rülecek” sorusu üzerine “Hiç-
bir milletvekilinin zorla ifa-
deye götürülmesini isteme-
yiz” dedi.
‘Tümüyle kaldırılsın’
MHP Grup Başkanvekili Ok-
tay Vural ise parti olarak do-
kunulmazlõklarõn “güçlendi-
rilmesini” değil tümüyle kal-
dõrõlmasõnõ istediklerini belir-
terek, “Başbakan’a hodri
meydan diyorum. Anayasa
değişikliği teklifi vermek için
yeterli sayıları var. DTP ile
birlikte öneriyi imzalasınlar,
Meclis’e getirsinler. 367 oyu
bulamazlarsa, halkoyuna gö-
türmek için de sayıları yeterli.
Buyursunlar, halka götür-
sünler” dedi.
Vural, dokunulmazlõklarõn
tümüyle kaldõrõlmasõ için ha-
zõrlõklarõ bulunduğunu işaret
ederek, buna hükümetin katkõ
vermesi çağrõsõnda bulundu.
Ancak Başbakan’õn istiyorsa,
DTP’liler için halka gidebile-
ceğini belirten Vural, bu giri-
şimi, “PKK’lileri affetme gi-
rişiminin ilk adımı” olarak ni-
telendirdi. Vural, “Bu ülkede,
insanları karşı karşıya geti-
ren ve terör örgütünün pro-
pagandasını yapan bir zih-
niyetin dokunulmazlıklarını
güçlendirmek istiyorsa, bu-
yursun yapsın” dedi.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
musakart yahoo.com
Farklı kimliklere karşı hoşgörüsüzlük eğilimi tehlikeli biçimde yükseliyor.
Gül’den
DTP mesajı
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanõ Abdullah
Gül, Azerbaycan’õn
Nahcivan Özerk
Cumhuriyeti’ne
hareketinden önce
Esenboğa
Havalimanõ’nda
açõklamalarda bulundu.
Gül, bazõ DTP’lilerin
ifade kriziyle ilgili olarak
yasal düzenleme
yapõlabileceği
değerlendirmelerine
ilişkin görüşünün
sorulmasõ üzerine,
“Mahkemeler ve
hâkimler mevcut
kanunlarõ uygulamakla
görevlidir. Mahkemeler
yeni yasal düzenleme
olursa ona göre hareket
ederler” dedi.
Çifte standartlı
Terör tazminatı
İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) -
Kuşadasõ’nda bir
dolmuşta PKK’nin
koyduğu bombanõn
patlamasõ sonucu
yaşamõnõ yitiren İngiliz
Helyn Bennett’in ailesi,
Türkiye’nin 1 milyon
sterlin tazminat ödemeyi
kabul ettiğini açõkladõ.
Aynõ olayda yaşamõnõ
yitiren 3 Türk yurttaşõna
ise 70’er bin lira ödendiği
öğrenildi. İngiliz aile bu
tazminatõ mahkeme
kararõyla değil, Türk
hükümetiyle yapõlan
görüşmeler sonucunda
aldõ. Tazminatlar
arasõndaki büyük fark
“Türkiye’de canõn
bedeli bu denli ucuz
mu?” tartõşmasõnõ
gündeme getirdi.
Öğrencilere
bildiri cezası
ADANA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Çukurova Üniversitesi
(ÇÜ) Balcalõ
Yerleşkesi’nde
Demokratik Gençlik
Hareketi üyesi olduklarõ
iddia edilen 5 öğrencinin
rektörlükçe üniversite
yerleşkesinde izinsiz afiş
asma, bildiri dağõtma ve
imza standõ açmanõn
yasaklanmasõna karşõn,
bu eylemi
gerçekleştirdikleri
bildirildi. İfadeleri alõnan
öğrencilere, “Kabahatler
Kanunu’na muhalefet”
ettikleri gerekçesiyle
yaklaşõk 2 bin lira ceza
kesildiği açõklandõ.
Otomatik kapıda
sıkışan çocuk öldü
İstanbul Haber
Servisi- Okuldan evine
dönen 4. sõnõf öğrencisi
Ramazan Çelik, Emek
Mahallesi Söğüt Sokak’ta
elindeki su şişesini yere
düşürdü. Önünden
geçtiği fabrikanõn araç
giriş kapõsõndan içeriye
yuvarlanan şişeyi almak
isteyen Çelik, otomatik
kapõnõn kapanmasõ
üzerine kapõ ile duvar
arasõnda sõkõştõ. Çelik’in
olay yerinde hayatõnõ
kaybettiği anlaşõldõ.
Fabrikanõn güvenlik
görevlisi gözaltõna alõndõ.
Zorla tutulan
7 kadın kurtarıldı
İstanbul Haber
Servisi- İnsan ticaretinin
önüne geçmek için
kurulan “157” numaralõ
ihbar hattõna,
Özbekistan’dan
“temizlikçi ve bakõcõ”
olarak getirilen bazõ
kadõnlarõn fuhşa
zorlandõklarõ bilgisi geldi.
3 evde yapõlan aramada,
Özbekistan uyruklu 7
kadõn kurtarõldõ, 5 kişi
gözaltõna alõndõ.
İptaledildi
amasorular
yanõtsõzkaldõ
MAHMUT LICALI
ANKARA - Öğrenci Seçme ve Yerleştirme
Merkezi (ÖSYM), Polis Akademisi Meslek Yük-
sekokulu’na (PMYO) giriş sõnav sorularõnõn bir
cemaate yakõnlõğõyla bilinen dershane tarafõndan
dağõtõldõğõ iddialarõ nedeniyle sõnavõ iptal eder-
ken sorularõn nasõl ve kim tarafõndan sõzdõrõldõğõ
netlik kazanmadõ. ÖSYM Başkanõ Prof. Dr. Ünal
Yarımağan, sõnav sorularõnõn merkezin içinden,
matbaadan ya da sõnav merkezlerinden sõzdõrõl-
mõş olabileceğini kaydetti.
ÖSYM tarafõndan 20 merkezde 13 Eylül 2009
tarihinde gerçekleştirilen PMYO sõnavõndan önce
dağõtõlan sorularõn ÖSYM’nin içinden mi, sõnav
merkezlerinden mi, yoksa matbaada basõm işlem-
leri yapõlõrken mi sõzdõrõldõğõ belirlenemedi. So-
rularõ çalan kişi ya da kişilerin sorularõ neden ce-
maat bağlantõsõ olan dershaneye verdiği de bilin-
mezken, ÖSYM konu hakkõnda idari soruşturma
başlatõlmasõ için YÖK’e başvurdu.
‘Sızdırılıp sızdırılmadığı kesin değil’
ÖSYM Başkanõ Prof. Yarõmağan sorularõn
sõzdõrõlmasõnõn kesin olmadõğõnõ, sõzdõrõldõysa da
bunun nasõl yapõldõğõnõ bilmediklerini kaydetti.
ÖSYM’nin eline benzer sorularõn sõnavdan 1.5
saat sonra geldiğini belirten Yarõmağan, “Sınav-
dan bir gün önce gelseydi yüzde 100 sızdırıldı-
ğını söyleyebilirdik. Bu soruları ÖSYM’ye
ulaştıranlar soruların sınavın yapıldığı gün-
den önce ellerinde olduğunu söylüyorlar” de-
di. Sorularõn sõnav tarihinden önce dağõtõldõğõ yö-
nündeki iddialarõ ancak savcõnõn tespit edebilece-
ğini anlatan Yarõmağan, PMYO sõnavõnda yönel-
tilen sorularõn hazõrlanmasõ aşamasõnda ÖSYM
içindeki bazõ kişiler tarafõndan çalõndõğõ iddiala-
rõyla ilgili olarak da şunlarõ kaydetti: “Sınav so-
rularını ÖSYM hazırlıyor. Yapılan soruştur-
mada tüm iddialar araştırılacak. ÖSYM’nin
içinden sızdırıldığı iddiaları da incelenecek.
Matbaadan da sızdırılmış olabilir. Sınav 20
merkezde yapıldı. Sorular bu 20 merkeze iki
gün önce gitti; oralardan da sızdırılma olasılı-
ğı var. Ama bizim önümüzde bir kanıt yok.
Biz şu anda hiçbir şey bilmiyoruz. Açıkcası so-
ruların sınavdan önce sızdırıldığını kesin ola-
rak söyleyemiyoruz. Sınav saat 11.30’da biti-
yor ve saat 10.30’dan itibaren adaylar dışarı
çıkabiliyorlar. Deneme sınavı soruları bize
10.30’dan sonra saat 13.00’e doğru geldi. 2.5
saatlik bir süre içerisinde teorik olarak en
azından 5-10 öğretmen pekâlâ bu değişiklikle-
ri yapabilirler. Sınavdan çıkan adayların so-
ruları akıllarında tutarak veya sayfa kopara-
rak çıkarmaları da mümkün. Sınav kitapları-
nı da inceledik yalnızca bir salondan iki soru
kitapçığı eksik çıktı. Bunlar araştırılıyor.”
Erçelebi: Kimin sızdırdığı bulunsun
DSP Genel Sekreteri Hasan Erçelebi de, yap-
tõğõ yazõlõ açõklamada, sõnavõn iptal edilmesinin
hükümetin bütün ayrõmcõlõğõna ve partizanlõğõna
karşõn devletin dimdik ayakta durduğunun gös-
tergesi olduğunu belirtti. Sõnavõn iptal edilmesi-
nin yeterli olmadõğõnõ vurgulayan Erçelebi, sõnav
sorularõnõ cemaatlere kimin teslim ettiğinin, ilgili
devlet makamlarõnca ortaya çõkarõlmasõnõ istedi.
İstanbul Haber Servisi - Bos-
tancõ’daki çatõşmanõn ardõndan Dev-
rimci Karargâh örgütü ile ilgili ha-
zõrlanan iddianamede, Vatan gaze-
tesi internet sitesinin eski genel ya-
yõn yönetmeni Aylin Duruoğlu’nun
kullandõğõ sabit telefon ve cep tele-
fonu numaralarõnõn görüşme dö-
kümlerinde, Ergenekon soruştur-
masõ kapsamõnda hakkõnda işlem ya-
põlan kişilerle dolaylõ irtibatlarõnõn
tespit edildiği öne sürüldü.
İstanbul Cumhuriyet Savcõsõ Ka-
dir Altınışık’õn, 27 Nisan 2009 ta-
rihinde Bostancõ Emanet Sokak’ta
“Devrimci Karargâh” terör örgü-
tüne yönelik operasyonla ilgili yü-
rüttüğü soruşturma ile ilgili hazõr-
ladõğõ 17 sanõklõ iddianame, Duru-
oğlu’nun örgüt üyeleri ile irtibatla-
rõ nedeniyle operasyonlar kapsa-
mõnda teknik takibe alõndõğõ kay-
dedildi. Duruoğlu’nun evindeki ara-
mada ele geçirilen cep telefonu ha-
fõza kartõnda yapõlan incelemede
ise Duruoğlu’nun elinde poz verdi-
ği yüzlük desteler halinde, üzerle-
rinde özel bir bankanõn etiketi bu-
lunan 250 bin ABD Dolarõ olduğu
ve paralarõn önünde çekilmiş fo-
toğraflarõnõn bulunduğu öne sürül-
dü. Resimlerin tarihinin 4 Şubat
2008 olduğunun belirtildiği iddia-
namede, fotoğraftaki paraya dair
Duruoğlu’nun bankada hesap akõ-
şõna ilişkin kaydõn olmadõğõ, ban-
kada da seri numaralarõ tespit edilen
fotoğraftaki paralarõn kimlere teslim
edildiğine yönelik kaydõn bulun-
madõğõna dikkat çekildi.
Dolaylı irtibat tespiti
İddianamede Duruoğlu’nun gö-
rüşme dökümlerinde, Ergenekon
soruşturmasõ kapsamõnda hakkõnda
işlem yapõlan şahõslar ile dolaylõ ir-
tibatlarõnõn tespit edildiği iddia edil-
di. Duruoğlu’nun 24 Nisan 2009’da
Bostancõ’da polisle girdiği çatõş-
mada öldürülen Orhan Yılmaz-
kaya ile fiziki takiplerde birlikte gö-
rüldüğü, bu görüşmelerde Yõlmaz-
kaya’nõn gizliliğe riayet ettiği, bu-
luşmalarõn randevulu olup telefon
kullanmadõğõ da iddialar arasõnda yer
aldõ. İddianamede bulunan “Nisan
Bülteni” isimli belgede ise “Doğu
Perinçek başkanımızın emirleri”
alt başlõğõ ile devam eden maddeler
arasõnda Duruoğlu’nun tahliye edil-
mesine ilişkin kampanyalara, genç
teğmenlerin destek vermesinin is-
tenildiği belirtildi.
PMYO sõnavõndan önce dağõtõlan sorula-
rõn ÖSYM’nin içinden mi, sõnav merkezle-
rinden mi, yoksa matbaada basõm işlemleri ya-
põlõrken mi sõzdõrõldõğõ belirlenemedi.
Ergenekon’la bağlantılı
iddiası
Örgütün “Bedreddini Hareketi” ile “6 Haziran Hareketi” ve
“Devrimci Sol” örgütlerinin birleşmesi sonucu oluştuğu belir-
tildi. Örgütün eylemleri internet sitesinden “Devrimci Karar-
gâh’a Bağlı Şehit Ongan Müfrezesi” olarak üstlenildiği ifade
edilen iddianamede, “Ongan” isimli kişinin 23 Ocak 1990’da
İstanbul İMKB binasõna bomba koyarken ölen, Hikmet Kıvıl-
cımlı’nõn görüşlerini benimseyen 16 Haziran Hareketi örgütü
üyesi olan Bülent Ramazan Ongan olduğu belirtildi. Örgütün
bazõ üyeleri ile Yõlmazkaya’nõn PKK/KONGRA-GEL terör ör-
gütünün Kuzey Irak’taki Zap Kampõ’nda eğitildikleri belirtildi.
‘ P K K K A M P L A R I N D A E Ğ İ T İ M ’
İstanbul Haber Servisi - Yürüyüş adlõ dergiyi
satarken polis kurşunuyla vurulan ve felç kalan
Ferhat Gerçek davasõnda bir sanõk polis daha
“yalnızca havaya ateş açtığını” ileri sürdü. İki
duruşma arasõnda mahkemeye ifade veren sanõk
Hasan Bayraktar da önceki duruşmada ağõz birli-
ği yapan arkadaşlarõnõ doğruladõ ve “Havaya 2 el
ateş ettim, o kadar” dedi. Gerçek’in avukatlarõnõn
ise ateş ettiğini itiraf eden polislerin tutuklanmasõ
talebi reddedildi. Mahkeme eksikliklerin gideril-
mesine karar vererek duruşmayõ erteledi. Yenibos-
na’da 7 Ekim 2007’de vurulan ve belden aşağõsõ
felç olan 17 yaşõndaki Gerçek için “Toplantı ve
Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na Muhalefet”,
“Polise Mukavemet ve Hakaret” ile “Nitelikli
Mala Zarar Verme” iddiasõyla 15 yõl hapis cezasõ
istenirken onu tekerlekli sandalyeye mahkûm eden
7 polis 9 yõl hapis istemiyle tutuksuz yargõlanõyor.
Sanõk polis:
Havayaateşaçtõm
FERHAT GERÇEK DAVASI
Devrimci Karargâh örgütüne ilişkin hazõrlanan
iddianamede Duruoğlu’nun görüşmeleri yer aldõ
İfade krizi konusunda CHP ve MHP’den ‘dokunulmazlõklar tümüyle kaldõrõlsõn’ önerisi geldi
POLİS OKULU SINAVI
Adalet
Bakanı,
Sakık’la
görüştü
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başba-
kan Tayyip Erdoğan’õn TBMM’nin açõlõş re-
sepsiyonunda verdiği DTP’lilerin ifade verme
kriziyle ilgili mesajlarõn ardõndan DTP millet-
vekili Sırrı Sakık, Adalet Bakanõ Sadullah Er-
gin’le anayasa değişikliğini görüştü. Sakõk, gö-
rüşme sonra yaptõğõ değerlendirmede, DTP’li-
lerin ifade verme krizini aşmak üzere henüz or-
tada net bir proje olmadõğõnõ, formül arayõşõnõn
sürdüğünü belirterek “Geçmişte de, 1994’te de
böyle bir süreci yaşamıştık. Yapılmak iste-
nen değişiklik Anayasa Mahkemesi’nden
dönmüştü. Şimdi de aynı duruma gelmemesi
için ortak bir zeminde konuşmak lazım” di-
ye konuştu. Edinilen bilgiye göre görüşmede Er-
gin de, krizin aşõlmasõ için muhalefetin deste-
ğine ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Öte yandan
DTP’nin hukukçu milletvekillerinin de anaya-
sa değişikliği üzerinde çalõştõğõ belirtildi.
‘8 milletvekili aranıyor’
DTP’li Hasip Kaplan da, Alman Birliği Gü-
nü resepsiyonunda soru üzerine “Hükümet bu
konuda çalışma yapacağını açıkladı. Meclis’e
gelirse 367 rakamı gerekiyor. DTP ve
AKP’nin rakamına 8 milletvekili gerekiyor.
Yani dokunulmazlık konusunda vicdani
davranacak 8 milletvekili aranıyor” dedi.