28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ekonomi@cumhuriyet.com.tr SAYFA CUMHURİYET 3 EKİM 2009 CUMARTESİ 12 EKONOMİ CMYB C M Y B PARA-META-PARA MUSTAFA SÖNMEZ IMF Zirvesine ‘Direnistanbul’… (2) Her kriz, son tahlilde yoğunlaşmış bir sınıflar mü- cadelesidir. Her krizin sonunda birileri kazanır, biri- leri kaybeder. Müthiş bir çöl fırtınasının ardından oluşan yeni kum tepeleri gibi, krizle beraber topografya da değişir. Kriz, kurbanlar almadan bitmez, yeni bir is- tikrarı yakalayamaz. Bu sınıf mücadelesi, hem sermaye ile emek arasında cereyan eder hem de sermayenin kendi arasında. Sermayenin kendi arasındaki çekişme; yeni iflaslar, el değiştirmeler, tekelleşmelerle, üst düz- lemde de IMF-DB gibi kurumlarda koltuk paylaşımı- nın değişimiyle yaşanır. Politik düzeyde ise iki kanlı paylaşım savaşı görmüştür yaşlı dünyamız. Her tür fil tepişmesi, çimlerin üstünde yapılır ve bugüne kadar da bu tepişmeden çimler ezilerek, savaşlar yaşaya- rak, milyonların mahfıyla en büyük zararı görmüşler- dir. Bu krizde de ezilenler, derlenip sürece müdahil olamazsa, kaçınılmaz son gerçekleşecek, bir kez da- ha “Yenenler, yenilenlerin dikişsiz, ak gömleğinde si- lecekler kılıçlarının kanını.” Dünyayı çoraklaştırarak, insanları kullaştırıp köle- leştirerek sermaye birikimini sürdüren ve bundan son- rasında da, bunun dışında bir seçeneği olmayan dün- ya kapitalizminin, İstanbul’daki IMF-Dünya Bankası zirvelerinden de daha barışçı, daha paylaşımcı, da- ha insani ve olup bitenlerden ders çıkarmış bir yak- laşımın çıkması ham hayal... 1980 sonrasında neoliberalleşerek, küreselleşerek, piyasalaşarak sermaye birikimi krizini aşmaya çalışan emperyalizm, finansallaşma oyunu ile de düşen kâr- larını yükseltmeyi denedi ve bir dizi balon yaratarak ömrünü 2008’e kadar uzattı ama patlayan son balon, ortalığı fena dağıttı. IMF’nin 3.5 trilyon dolar olarak hesapladığı bu en- kazı, bu dağılmayı yine IMF, hangi araçlarla, hangi uz- laştırıcı formüllerle toparlayabilir ki? IMF’den bir finansal mimari bekleniyor ama nasıl olacak, bilen yok. Yeni ba- lonların, yeni türev piyasası serüvenlerinin, spekülatif atakların nasıl önleneceği konusunda bir netlik yok, ön uyarı sistemleri yok, güvenceler yetersiz. Mortgage ba- lonunu hangi balonun izleyeceği bilinmiyor, ama kim- se, artık balonlaşma ve patlama olmaz da diyemiyor. İstanbul’da buluşacak IMF-DB zirvesinin en büyük korkularından biri “korumacılık”, içe kapanma… Pi- yasalaşmanın dışladığı, gölge etme başka ihsan iste- mez diye küçülttüğü “ulusal devlet”, bankalar batma- ya başlayınca, hatta yangın reel kesime sıçrayınca, ye- niden yangını söndürmeye çağrıldı ve trilyonlarca do- larlık devlet destekleri ile yangın kontrol altına alınma- ya çalışıldı ama henüz sönmüş değil. Yangına sıkılan su ise, işsiz, sosyal güvencesiz bırakılmış sokaktaki in- sandan esirgenerek kullanılan kaynak. Dolayısıyla, daha bu “kurtarma operasyonları”nın hesabının görü- leceği günler gelecek. Yeniden istihdam kapıları açıl- madıkça, her ülkede kavgalar büyüyecek. Bu baskı al- tında, her ülke hükümeti, “aynı gemideyiz” mavalını bı- rakıp kendi ülke burjuvazisinin derdinde. Bu da en çok korkulan “ekonomik ulusallaşma”ları getiriyor. Koruma duvarları yeniden yükseltiliyor, koydukları global kurallara aldırış etmeden, “benden sonrası tufan” diyerek ol- dubittilere getiriyorlar birçok şeyi. ABD’nin Çin lastiğine getirdiği yüzde 35’lik vergi, geleceğe dair büyük tica- ret savaşlarının işaret fişeği aslında… ABD, büyük kriz öncesi gibi, hep tüketen ve tüke- timini Çin’e finanse ettiren yolun bittiğini gördüğü için, içeride tasarrufu ve üreterek ihracatı çıkış yolu seçmiş gibi... Bunu yapabilmesi ise, Çin’in pazarlarını açma- sına bağlı. Biliyor ki, Çin’in döviz birikimi yeterli, pazarı geniş… ABD’den, onu düştüğü çukurdan yukarıya çek- mesine yardımcı olacak ithalatı yapabilir Çin… Ama Çin sormadan edemiyor: “Bunu neden yapayım? Karşılı- ğında benim çıkarım ne olacak?” Ama, ABD, yeniden sermaye birikiminin yatağını bulamazsa, Çin için de iyi değil. Sonunda bir yerlerde uzlaşacak, yeni işbölüm- lerine gidecekler, ama nerede? Bu masa başında uz- laşarak mı olacak, yoksa sesler, tansiyonlar yüksele- rek farklı düzlemlere mi geçilecek?.. IMF-DB, rayından çıkmış dünya kapitalizmi treni- ne yeni ve sağlam bir ray döşemek, filler arasındaki homurtuları yatıştırıp ya da en azından tepişmelerin düzen çitleri içinde kalmasını sağlayacak çözümler peşinde. Bunu yapmaya yetecek ne kadar kaynak- ları ve imkânları var? Bulunacak önlemler ne kadar kalıcı ve dayanıklı olacak? Tüm bu “yeni mimari”nin, sayıları 200 milyonu aşan dünya işsizlerine yeniden iş vereceği günler ne zaman gelecek? Şirket kurtarmaya ayrılan kaynaklar, sağlık- tan, eğitimden, barınmadan esirgenince sokağın tepkisi ne olacak, siyasi tercihler ne yöne bükülecek? Politik rüzgârlar, şimdilik milliyetçi, yabancı düşma- nı, faşizan hareketlerden yana esiyor. Almanya’daki son seçim sonuçları, sol için, barış, eşitlik, özgürlük beklentisi olanlar için iyiye işaret değil. Yine de direnistanbul!.. Dayan, tırnak ile diş ile, umut ile düş ile… mustafasnmz@cumhuriyet.com.tr Protestocular, liderleri yõkõm getirmekle suçladõ İstanbul Haber Servisi - İstanbul’da IMF ve Dünya Bankasõ yõllõk toplantõlarõ, kentte öğrenci ve sivil inisiyatiflerce kitlesel gösterilerle protesto edildi. Polis ablukasõ altõnda gerçekleştirilen gösterilerde, IMF ve Dünya Bankasõ’nõn politakalarõ eleştirildi, bu kurumlarõn izlediği ve önerdiği politikalarla halkõn daha da yoksullaştõğõ, dünyanõn bu örneklerle dolu olduğu vurgulandõ. İstanbul Üniversitesi Beyazõt Yerleşkesi önünde dün öğlen saatlerinde toplanan öğrenciler, “Gençlik İstanbul’u IMF’ye dar edecek” yazõlõ pankart taşõyõp, “IMF defol bu memleket bizim”, “Krizin bedeli IMF’ye”, “Emperyalistler işbirlikçiler 6. Filo’yu unutmayın” sloganlarõ atõp Dolmabahçe Meydanõ’na yürüdüler. Dolmabahçe Meydanõ’nda basõn açõklamasõ yapan Gül Sena Erdoğdu, “Milyonları açlığa, yoksulluğa, savaşlara sürükleyen takım elbiseli büyük adamlar IMF ve Dünya Bankası toplantıları için İstanbul’a geliyorlar. Geliyorlar ama ne hoş geliyorlar ne de sefa getiriyorlar. Çünkü özelleştirme getiriyorlar. Onlar daha fazla yıkım getirirken neye güveniyorlar? Yerin yedi kat dibindeki toplantı salonlarına mı, olağanüstü güvenlik önlemlerine mi?” dedi. Gençliğin geleceğini pazarlõk konusu yapmayacağõnõ kaydeden Erdoğdu, “Gençler İstanbul’u başta IMF ve Dünya Bankası olmak üzere bu çarkın tüm bileşenlerine dar edecekler. Onlar bu ruhu Seattle’da Genova’da yanmış olan ateşten alıyorlar. Onlar bu ruhu 6. Filo’yu Dolmabahçe’den döken Deniz’lerden, Kommer’in arabasını yakanlardan alıyorlar” değerlendirmesi yaptõ. IMF’nin yeni yol haritasõnõ açõklayan Kahn’a göre eski düzenlemeler ve örgüt modeli tarihte kalacak Artõk G7 sizlere ömür Ekonomi Servisi - Uluslarara- sõ Para Fonu (IMF) Başkanõ Do- minique Strauss-Kahn, İstan- bul’da yapõlacak toplantõlarda IMF olarak amaçlarõnõn “kriz sonrası finansal düzeni biçimlendir- mek” olduğunu belirterek, ulus- lararasõ alanda sürdürülebilir bir iş- birliği politikasõnõn önemine dik- kat çekti. Strauss-Kahn, İstanbul’da dü- zenlediği toplantõda, geçen ay ya- põlan G20 zirvesinde alõnan ka- rarlarõn yõllõk toplantõlarda ele alõ- nacağõnõ belirterek, “İstanbul ye- ni bir IMF’nin başlangıç noktası olacak. Ekonomik istikrarsız- lıklar, finansal krizler sosyal sorunları tetikliyor. Demokrasiyi tehlikeye düşürüyor, savaşlara yol açıyor. Barış için ekonomik ve finansal istikrarın sağlan- ması gerekir” dedi. Kahn, kendisine yöneltilen, “En güçlü üyeniz Amerika ama ona söz geçiremiyorsunuz” sorusunu ise şöyle cevapladõ: “IMF’nin 65 yılına baktığı- nızda doğru, haklısınız; ancak son 65 haftasına baktığınızda durum farklı. Bizden tek istenen şey doğru olmak, doğruyu söy- lemek, ifade etmek. Biz bir ülke değiliz, bizim ordumuz yok. Hu- kuki, yasal kurallarla başkala- rına bir şey yaptırabilecek du- rumda değiliz. Herhangi bir uy- gun bulduğumuz politikayı yü- rürlüğe sokacak gücümüz yok. Bizim tek bir silahımız var. Bu da doğru olmak, haklı olmak ve ülkeleri bizim söylediklerimiz konusunda ikna etmek.” KAHN Hâlâ sosyalist olduğunu söyledi Geçmişte Fransõz Sosyalist Parti döneminde ekonomi bakanlõğõ yapan Strauss-Kahn, “Hâlâ sosyalistim. Burada sadece işimi yapõyorum” dedi. Ayakkabõlõ protestoya ilişkin gazetecilerin sorularõnõ yanõtlayan Kahn şöyle konuştu: “Bence o kadar ilginç değil ama ben bir üniversite profesörüyüm. Bazõ öğrencilerin protesto yapmasõna alõşõğõm ve bana sorarsanõz Türk öğrenci Fransõz öğrencilere göre çok daha kibar, en azõndan toplantõyõ sonuna kadar bekledi sonra davrandõ.” Toplantõ sõrasõnda bir gazetecinin kürsüye yanlõşlõkla çarparak konuşmacõlardan birinin isim kartõnõ düşürmesi, katõlõmcõlar arasõnda yeniden bir eylem oluyor endişesi yarattõ. YENİ DÖNEMİN TEMEL PRENSİPLERİNİ AÇIKLADI IMF Başkanõ Kahn, “G7 artõk işlevini yitirdi. Diğer ülkeleri dõşlamõş gibi görünüyordu. G20 ile bunu aştõk. 60 yõl önceki kuruluş felsefesine dönüyoruz” dedi. Tüketiciler elektrik zammõnõ Danõştay’a taşõdõ Ekonomi Servisi - Tüketici Dernekleri Fe- derasyonu (TÜDEF) Başkanõ Ali Çetin, 1 Ekim’den itibaren yü- rürlüğe giren son elektrik zammõnõn iptali için Danõş- tay’a dava açtõkla- rõnõ söyledi. Enerji Piyasasõ Düzenleme Kurulu (EPDK), 17 Eylül’de yaptõğõ toplantõda elek- trikte 1 Ekim’den itiba- ren konutlarda yüzde 9.68, sanayide yüzde 9.85 ve ticarethanelerde yüzde 9.97 zam yapõl- masõna yönelik tarifeyi onaylamõştõ. Reuters’a bilgi veren Çetin, Da- nõştay’a açtõklarõ dava- da yürürlüğün durdu- rulmasõ ve iptal istemi- nin de bulunduğunu be- lirterek “Son yapılan yüzde 10’luk zammın tüketiciye, diğer ka- lemlerle birlikte, yan- sıması yüzde 14’ü bu- luyor. 2008 yılı başın- dan bu yana elektriğe yapılan zam oranı yüzde 80’e ulaştı. As- gari ücrette bile artış yüzde 35 civarında kaldı. 2009 yılı me- mur maaşları yüz- de 5 civarında art- tırılıyor. Bu artış- larla, elektrik zam- mının karşılanması mümkün değil” dedi. Söz konusu iptal dava- sõnda TÜDEF ile enerji, sanayi, maden ve Ka- mu Emekçileri Sendi- kasõ ile Elektrik Mü- hendisleri Odasõ birlik- te hareket etti. TAV’õn karbon başvurusu kabul edildi Ekonomi Servisi - TAV Havaliman- larõ Holding iştiraklerinden TAV İzmir tarafõndan işletilen İzmir Adnan Men- deres Havalimanõ Dõş Hatlar Termina- li’nin, Avrupa Uluslararasõ Havacõlõk Konseyi (ACI EUROPE) tarafõndan çevreye duyarlõlõk kapsamõnda başlatõ- lan ‘Havalimanı Karbon Akreditas- yonu’ programõna başvurusunun ka- bul edildiği duyuruldu. TAV Havalimanlarõ Holding İcra Ku- rulu Başkanõ M. Sani Şener, TAV Ha- valimanlarõ Holding olarak çevre du- yarlõlõğõ kapsamõnda, işlettikleri havali- manlarõnda birçok proje geliştirerek, hayata geçirdiklerini ifade etti. Şener, “İzmir Adnan Menderes Havalima- nı’nın kabul edilmesiyle başlayan sü- reci takiben bu programa İstanbul Atatürk, Ankara Esenboğa ve işletti- ğimiz diğer havalimanlarıyla katılım sağlamaya devam edeceğiz” dedi. ‘Aşõrõ denetim bankacõlõkta yaratõcõlõğõ öldürür’ Ekonomi Servisi - Bankacõlõk Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) Başkanõ Tevfik Bilgin, Merkez Banka- sõ’nõn faiz indirimleriyle rahat bir dönem geçi- ren bankalarõn, 2010’da gerçek durumlarõnõn test edileceğini söy- ledi. Bilgin, Türk bankacõlõk sektörünün yüzde 19.8 gibi kuvvet- li bir sermaye yeterlilik rasyosuna sahip olduğu- nu vurgulayarak “Önü- müzdeki dönemde re- gülasyon ve denetimin şiddeti artacak, ama bunun çok aşırı olması riskli, aşırı denetim bankacılıkta yaratıcı- lığı öldürür” dedi. Son 3-4 ayda dünyada ban- kacõlõk sektöründe tedir- ginliğin azaldõğõnõ kay- deden Bilgin, bankalarõn daha rahat bankacõlõk operasyonu yapar hale geldiğini ifade etti. Türk bankacõlõğõnõn da küresel mali krizden etkilendiği- nin altõnõ çizen Bilgin, şöyle devam etti: “Bü- yüyemiyoruz, yeterli kaynağımız yok. Yurt- dışı kaynaklarımız kurumuş durum- da. Takibe dö- nüşüm oranla- rımız artıyor. Ama biz kendi- mize güveniyo- ruz. Bundan sonra da ihtiyatlı bir iyim- serlikle yolumuza de- vam edeceğiz. Kriz ha- fiflediğinde Türkiye’nin hızlı çıkışında, emin olun, gerekli yakıtı ban- kacılık sağlayacaktır.” BDDK Başkanõ Bilgin, “Yurtdõşõ kaynaklarõmõz kurumuş durumda. Takibe dönüşüm oranlarõmõz artõyor” dedi. TÜDEF Başkanõ Çetin 2008’den bu yana elektriğe yüzde 80 zam yapõldõğõnõ söyledi. İstanbul’da IMF Başkanõ, kriz sonrasõ dünyasõnõ şekillendirecek te- mel prensipleri şöyle ifade etti: 1 Her üyeye dengeli temsil hakkı: Sürdürü- lebilir bir uluslararasõ iş- birliği politikasõ gerekiyor. Son bir yõlda gerçekleştirilen bu iş- birliği ruhu 186 ülkede aynen devam ettirilmeli. Yapacağõmõz kota re- formlarõ da bu işbirliğinin gelişme- sine önemli bir katkõ yapacak cid- di bir reform olacak. Bu reformlar tamamlandõğõnda 2011 yõlõnda üye ülkeler bugünkünden çok daha iyi temsil edilecek. Ve ülkeler ekono- mik ağõrlõklarõna göre temsil edilme şansõna kavuşacaklar. 3 Uluslararası bir izleme sistemi: Uluslararasõ ma- li sisteme yönelik daha is- tikrarlõ bir izleme sistemi gerekiyor. IMF’ye kredi veren bir ku- rum olarak baktõğõmõzda, dünyada büyüme daha düşük olacak. Şimdi bir yanda ABD’de tasarruf açõğõ var, di- ğer yanda Çin’de fazlalõk var. Bu farklõlõklar bir yerde küresel denge- sizlik yaratõyor. Bu fazlalõklarõn se- bebi, bazõ ülkelerin ihtiyat olarak ge- reğinden fazla rezerv biriktirmesidir. Ve bu dengesizlik de büyük miktar- da bu ihtiyatlardan kaynaklanõyor. Şimdi IMF bu sorunun çözümü için büyük bir havuz oluşturacak ve bu yedek akçeler bu havuzda toplanacak. 2 Barış için finansal istikrar: Daha iyi dü- zenleme ve daha iyi bir denetimle mali istikrarõ iyileştirmek gerekiyor. G20’de şimdi çok daha iyi bir yapõlan- ma oldu. G7’de bir izleme de yoktu. Ayrõca altõ ayda bir top- lanõyordu. Şimdi G20 ile bu durum böyle olmayacak. İzleme olacak. Düzenleme ve denetim metotlarõ çok önemli olacak. Sadece beyanat yetmiyor, ol- gularõ değiştirmek istiyorsanõz izleme ve uygulama gerekiyor. (Fotoğraflar:VEDATARIK) IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn ve IMF 1. Başkan Yardımcısı John Lipsky IMF-Dünya Bankası yıllık toplantıları çerçevesindeki hazırlık toplantıları öncesinde, İstanbul Kongre Merkezı’nde basın toplantısı düzenledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear