28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ekonomi@cumhuriyet.com.tr 3 EKİM 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Dünya Bankası-IMF, İnsan Hakları, Demokrasi Dersleri... Kitlesel olamasa da IMF-Dünya Bankası’nın em- peryal çıkarlar emrinde, insanı yok sayan politika- larına karşı “Diren İstanbul” sloganı altında, DİSK, KESK, TMMOB, Tabipler Birliği, kimi sol partiler, si- vil örgütlenmeler şemsiyesi altında düzenlenen protesto eylemleri, İstanbul, Türkiye’de çağdaş demokrasi, protesto kültürünün geliştiğinin ölçütü olarak Türkiye ve dünya ölçeğinde şimdiden ilgi odağı... Kamuoyu daha çok fırlatılan ayakkabıyı, gör- sel eylemleri öne çıkarıyor olsa da 12 Eylül sonrası sürecin, suskun toplumun ideolojik, sınıfsal, insan eksenli anlamlı duruşu. 12 Eylül artı küresel saldırı ile yaratılan kavram kar- gaşası, bilinç saptırılmasında, insan hakları, de- mokrasinin çarpıtılan anlam, işlevlerinde taşların azı- cık yerli yerine oturduğu yeni bir direniş, eylem bi- çiminden çok eylem içeriği ile yüz yüzeyiz... Protesto edilen kurumlar, doğrudan doğruya emperyalizmin çıkarlarının emrinde dünyayı yönlendirmede etkin kul- lanılan Dünya Bankası, IMF, para kaynaklarının in- san yerine emperyal çıkarlar, piyasalar düzeninin em- rinde kullanılma biçimleri olunca, ideolojik, demo- kratik, insan hakları kavram kargaşası da ortadan kal- kıyor... Takke düşüp kel görünüyor... Sol kimlik ve sloganları, sol geçmişlerini, en temel insan haklarını, emperyal çıkarlar emrinde, kavram kargaşası yaratmada kullananlar, piyasalar düzeni, emperyalizmin ünlü fonları, tarikatlarından beslenen, insan hakları, demokrasiyi özgürleşme adına ay- rımcılıkta kullanan ne kadar önde görünen örgüt- lenme, bireysel aydın varsa, açıktan göstermeseler de bu karşı duruşta yoklar. Dünya Bankası, IMF kul- lanılarak üretilen emperyal çıkarlar emrindeki ideo- lojik politikalara karşı durmak, en hafifi ile emperyalist- kapitalist düzene karşı olmayı, olup bitenlere insan hakları, emek, işçi sınıfı cephesinden ideolojik bak- mayı gerekli kılıyor. Bu iş soyut insan haklarından ya- na görünme ile olmuyor. Emperyal küresel saldırının azgınlaştığı, 12 Eylül düzeni ile Türkiye’de etkin kılındığı süreçte yaratılan kavram kargaşasından sonra, en çok insan hakla- rı, demokrasi, özgürlükler sloganlarını kullanmış kimi örgütlenmeler ve aydınların, liboşlarla İslamcı- ların bu eylemlere resmen karşı çıkmayıp ortalıktan yok olmaları tabii ki raslantı değil. Küreselleşmenin örgütleri aracılığı ile insanlığa, dünyaya, ülkemize ver- diği zararlar masaya yatırılınca, insanlığa unuturul- maya çalışılan ideolojik gerçekler yadsınamıyor. Kav- ram kargaşasında çarpıtılmış tüm değerler için taşların yerli yerine oturması kaçınılmaz oluyor... Örneğin bütün gelişmekte olan ülkelere pazarla- nan, Türkiye’de Özalizmi mumla aratacak ölçekte pi- yasalar emrinde Erdoğanizmin halka hizmet olarak seçim sandığından oy toplamakta bile kullandığı, IMF projesi olarak dayatılmış “sosyal güvenlik reformu- nun” ne menem bir parası olana sağlık hizmeti ol- duğu gerçeğinin kirli çamaşırları ortaya saçılıyor. Kan- lı petrolün önlenemez yükselişi sürecinde, Erdoğan hükümetlerinin başarısı olarak pazarlanmış piyasa- lar rüzgârındaki ortalama yüzde 6-7’lik büyüme yıl- larında bile halkın nasıl çarpıcı biçimde yoksullaştığı gerçeği ortaya çıkıyor. Ekonomi büyürken işsizlik azalmıyor, üstüne üstlük ücretlilerin ücret ortalamaları artmıyor. Sistemin, emperyalist-kapitalist piyasalar düzenin krizinden sonra, yine Erdoğan hükümetleri icraatları içinde Türkiye’nin başına gelenleri ise sistemi ayak- ta tutmakla yükümlü protesto edilen iki kurumun Dünya Bankası, IMF’nin raporları çok daha çıplak ser- giliyor. IMF-Dünya Bankası başkanlarının basın toplantılarında da dillendirilen Türkiye’ye ilişkin ger- çekler, sistemin emrindeki iktidarı pohpohlar söz- cüklerle süslense de, raporlar içerikleriyle acıtıcı ger- çekleri dillendiriyor... Eksi yüzde 6.5 olarak düzel- tilmiş bu yılın büyümesi, gelecek yıl, krizin piyasa- lardan çok daha etkin ölçütü, işsizlik patlamasının gelecek yıl da düzeltilememesi anlamına geliyor. Ül- kemiz insanı çok daha büyüyen sayılarla işsizliği, yok- sullaşmayı, yoksunlaşmayı yaşayacak, çok daha ağır bedeller ödeyecek... İstanbul’da gerçekleştirilmekte olan iki kurumun etkinlikleri, sistemin büyük krizinin arkasından ger- çekleştirildiğinden, kaçınılmaz krizden çıkışı arayışları ile çakıştığından, gündem başlıkları ister istemez in- san eksenli gibi gözüküyor. Milyarla dünyalı son kriz- le bu kadar ağır bedeller ödedikten sonra, sistemin, kurumlarının ayakta kalabilmesi sorgulamalarıyla bir- likte ayağa kaldırılması gereken insan öne çıkmış olu- yor. Ancak gerçek ölçütü işsizlik olan krizin gelecek yıl için de devam edeceği şimdiden kabul görmüş. Dahası asıl bedeli bizim gibi ülkeler ve daha yoksullar ödemeye devam edecekler. Krizle yaratılan kaynak aktarımlarının, milyarlarla dünyalıdan alınanların, milyarlarla dünyalıya yönelik paketlerde kullanılma- sı önlemleri yine sözde kalıyor... Bir anlamda İstanbul toplantıları, sistemin krizle- ri, insanlığa yaptıklarıyla ilişkili gözlerimizin açılma- sında işe yarayabilir... soner@cumhuriyet.com.tr Ekonomi Servisi - Dünya Bankasõ Baş- kanõ Robert Zoel- lick, “Türkiye hü- kümetinin geliş- tirdiği orta vade- li plana bakınca 2010’da büyü- me gözüküyor ama işsizlik halen büyük sorun olacak” dedi. Zoellick, IMF-Dünya Bankasõ yõllõk toplantõlarõ çer- çevesinde İstanbul’da dü- zenlediği toplantõda, Türki- ye’nin genç nüfusunun eko- nomiyi potansiyel olarak di- namik kõldõğõnõ belirterek “Bu yüzden Türkiye’ye yardımcı olmak için oluş- turulan destekler var. Özel- likle, KOBİ’lerin ve giri- şimciliğin geliştirilmesi ge- rekiyor” dedi. Küresel belirsizliklerin hep- sinin Türkiye için de geçerli olduğunu vurgulayan özel- likle şu noktalara dikkat çek- ti:  2009 dünya için zor bir yõl olacak. 2010’da da yavaş bir toparlanma yaşanacak. Özellikle 2010’daki topar- lanmada Çin önemli bir rol üstlenecek. Çünkü Çin halen önemli miktarda kredi vere- biliyor. Ancak, kredi hac- mindeki büyüme gerçekten çok hõzlõ. Bu nedenle potan- siyel enflasyon ve balon et- kileri söz konusu olabilir.  Uzakdoğu Asya’daki merkez bankalarõ geleneksel olarak Amerikan Merkez Bankasõ’nõ (Fed) takip ederek faizleri düşük, kendi para bi- rimlerini de dolarla paralel tu- tuyorlar. Ancak bu dönemde daha aktif davranmalarõ ge- rekiyor. Aksi takdirde bazõ enflasyonist etkiler ortaya çõ- karabilir, bu da kur oranlarõ- nõ etkiler.  Hem IMF, hem Dünya Bankasõ için reformlar ya- põlmasõ gerekir. Ülkeler büt- çeler açõsõndan zorlu dö- nemler yaşõyor. Bu toplantõ- larda sermaye ihtiyaçlarõnõn nasõl karşõlanacağõ üzerinde duracağõz. Sermaye arttõrõmõ çabasõna gireceğiz. Borçlarõn yeniden yapõlandõrõlmasõ alanlarõ kamu ve özel sektör ile birlikte çalõşacağõmõz nok- talardan bir tanesi. Hisse- darlarõmõz önümüzdeki 3 yõl- da 100 milyar dolarlõk katkõ kararõ aldõlar. Stand-by görüşmesi daha sonra IMF Başkanõ Dominique Stra- uss-Kahn, Başbakan Yardõm- cõsõ Ali Babacan’õn Türkiye- IMF görüşmeleriyle ilgili ola- rak söylediği “Toplantılar sü- resince görüşmelere ara vere- ceğiz” sözlerine destek verdi. Strauss-Kahn, “Ali Babacan haklı. Türk yetkililerle uzun süredir görüşme halindeyiz ve karşılıklı olarak bu tartış- mayı yıllık toplantı sırasında sürdürmenin doğru olmadığı- na karar verdik. Görüşmele- rimiz toplantıdan sonra de- vam edecek. IMF bir koope- ratif gibidir. Görüşmek iste- nirse biz görüşürüz. Karşılık- lı istek olmalı. Türkiye eko- nomisi iyi gidiyor. Acele ettir- meye gerek de yok” dedi. Akbank Yönetim Kurulu Başkanõ Suzan Sabancõ Dinçer’den krizden çõkõş için çağrõ: ‘İstanbul Mutabakatõ’ yapõlsõn Ekonomi Servisi - Akbank Yönetim Kurulu Başkanõ Suzan Sabancı Dinçer, ev sahipliğini yaptõğõ Uluslararasõ Finans Ens- titüsü’nün (IIF) “Gelişmekte Olan Pazarlar Danışma Kon- seyi” toplantõsõnda yaptõğõ ko- nuşmada, global piyasalarõ, “ge- lişmekte olan ülkeler”in kriz deneyimlerinden yararlanmaya davet ederek “İstanbul Muta- bakatı” adõnõ verdiği yeni bir yaklaşõm etrafõnda toplanmaya çağõrdõ. Dinçer, sürdürülebilir kalkõnma kapsamõnda gelişmekte olan eko- nomilerin artan önemine de vur- gu yaparak “Özellikle gelişmiş pazarlar, kriz tecrübesi yüksek diğer ülkelerin deneyimlerin- den yararlanmalılar” dedi. Uluslararasõ bankacõlõk sektörü- nün önde gelen isimlerinin katõl- dõğõ toplantõ çerçevesinde konu- şan Suzan Sabancõ Dinçer, Tür- kiye’yi örnek göstererek, 2001 krizi gibi büyük bir krizin yeni dü- zenlenmeler ve daha sõkõ denetim süreçlerini içeren başarõlõ bir ye- niden yapõlanma ile aşõldõğõnõ anõmsattõ. Sabancõ Dinçer, Tür- kiye’de bankacõlõk sisteminde toksik varlõklarõn bulunmadõğõnõ da vurguladõ. Suzan Sabancõ Dinçer, ge- lişmekte olan ekonomilerin ar- tan önemine değinerek “Özel- likle gelişmiş pazarlar, kriz tecrübesi yüksek diğer ülkele- rin deneyimlerinden yararlan- malõlar” dedi. ‘NeTTe’ şimdi çocuk zamanõ Ekonomi Servisi - Türk Telekom tarafõndan geliştirilen ve internet ser- vis sağlayõcõlarõ aracõlõğõyla pazara toptan sunulacak ‘NeTTe Çocuk Var’ hizmeti ile çocuklara güvenli internet kullanõmõ sağlanacak. Türk Telekom, 6 milyonu aşkõn ADSL internet abonesinin yanõ sõra, çocuklar açõsõndan güvenli olmadõğõ gerekçesiyle evlerine internet bağ- lantõsõ kurmayan aileleri de içerecek şekilde tüm internet abonelerine yö- nelik yeni bir internet güvenlik prog- ramõ hizmeti sunacak. Türk Telekom Operasyon Başkanõ Celalettin Din- çer, “Şu anda çocuklar açısından güvenli internet konusunda dün- yada en gelişmiş teknolojiyi ve ko- ruma yazılım programını Türki- ye’ye getirdik” dedi. Türk Telekom Pazarlama ve İletişim Başkanõ Erem Demircan da Türk Telekom’un 81 ilde 911 adet internet evi kurduğunu ve bu merkezler sayesinde çocukla- rõn rahat ve güvenli internet hizmeti aldõklarõnõ söyledi. İstanbul Haber Servisi - Türkiye’de son 20 yõldõr sendikalaşma, örgütlenme, toplusözleşme hakkõnõn önüne geçecek düzenlemeler yapõldõğõ, bu nedenle Türkiye’nin “güvencesiz iş cenneti” haline geldiği belirtildi. Küresel Sendikalar Konseyi’nin bu yõl Türkiye’de düzenlediği “İnsana yaraşır iş eylem günü, düzensiz ve güvencesiz istihdam” konulu toplantõsõnda konuşan Uluslararasõ Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) Genel Sekreteri Guy Ryder, güvencesiz çalõşma sorununun küresel bir konu olduğunu ancak hiçbir ülkede Türkiye’deki kadar açõk ve ağõr bir hal almadõğõnõ belirterek “Türkiye, Uluslararası Çalışma Örgütü standartlarında olmamakla birlikte standartlara saygı da duymayan bir ülke haline geldi” eleştirisinde bulundu. İstanbul’daki Larespark Hotel’de dün gerçekleştirilen toplantõda ITUC Genel Sekreteri Ryder, etkisini halen sürdüren krizin finansal olmaktan çok sosyal kriz olma özelliği taşõdõğõna dikkat çekerek “İstihdamın güvencesiz biçimlerinin genişlemesi ve işgücü piyasalarının kuralsızlaşması, istihdam krizine çare olamaz. Krizi yaratan etkenlerden bir tanesi olan IMF politikaları ile krize çare bulamayacağı gibi Türkiye’nin IMF ile masaya oturması yanlış bir karar olur” diye konuştu. Uluslararasõ Metal İşçileri Federasyonu (IMF) Genel Sekreteri Jyrki Raina ise Türkiye’nin iş mavzuatõnõ ILO sözleşmelerine uygun hale getirmek için acilen değiştirmesi gerektiğini, böylece işverenlerin işçilerini sendikalaştõğõ için işten atamayacağõnõ söyledi. Türkiye’den Türk- İş, Hak- İş, DİSK, KESK genel başkanlarõnõn katõldõğõ toplantõda DİSK, KESK ve Hak-İş başkanlarõ da birer konuşma yaptõ. Uluslararasõ Sendikalar Konfederasyonu Genel Sekreteri Guy Ryder, güvencesiz çalõşma sorununun küresel bir konu olduğunu ancak hiçbir ülkede Türkiye’deki kadar açõk ve ağõr bir hal almadõğõnõ belirterek “Türkiye, standartlara saygõ da duymayan bir ülke haline geldi” eleştirisinde bulundu. Uzmanlar, uzun vadede en büyük tehditlerden birinin de kayõt dõşõ istihdam olduğunu belirtti Türkiye güvencesiz iş cennetiErem Demircan. Celalettin Dinçer. Dünya Bankasõ Başkanõ’na göre Türkiye’de büyüme var ama genç nüfusa yetecek kadar değil Günün kâbusu işsizlik Zoellick, tüm dünyada artan işsizlik tehdidinin Türkiye için de büyük sorun olacağõnõ söyledi. Sisteme karşõ en büyük handikaplarõn koru- macõlõk, rehavete kapõlmak, dõş açõklar ola- cağõnõ belirterek kamu sektörü harcamalarõnõn özel sektöre doğru kaymasõ gerektiğine işaret eden Zoellick, şöyle devam etti: “Bazõ krizden çõkõş senaryolarõnda korumacõlõk ön plana çõkõyor. Bu dünya ticaretinde daraltõ- cõ etki yapacak ciddi bir yanlõştõr. Ülkelerin bu tip bariyerleri yüksek tutmamalarõnõ istiyoruz. Ti- careti kolaylaştõrõcõ önlemler alacağõz. Krizden kurtulmaya çalõşõrken rehavete kapõlma tehlikesi de söz konusu. Finansal krizde bir rahatlama ol- sa da tam bir başarõdan söz edemeyiz. Halen 2010’da birtakõm belirsizlikler sürüyor.” K O R U M A C I L I K S İ S T E M E K A R Ş I T E H D İ T Gelişmekte Olan Pazarlar Danışma Konseyi İstanbul’da düzenlendi. Özgürlük, eşitlik ve demokrasi talebi İstanbul Haber Servisi - IMF ve Dünya Bankasõ yõllõk toplantõlarõ sürerken İstanbul meydanlarõ da gösterilere sahne oldu. IMF ve Dünya Bankasõ’nõn politikalarõnõn eleştirildiği protestolar, polis ablukasõ altõnda gerçekleştirildi. Bu kurumlarõn izlediği ve önerdiği politikalarla halkõn daha da yoksullaştõğõ, dünyanõn bu örneklerle dolu olduğu vurgulandõ. IMF ve Dünya Bankasõ karşõtõ olarak sivil inisiyatiflerin bir araya gelerek oluşturduğu Direnistanbul üyeleri de Taksim Gezi Parkõ’nda toplanarak, toplantõlarõn yapõlacağõ Kongre Vadisi’ne doğru yürüyüşe geçtiler. Bisikletleri, düdükleri, tefleri ve trampetleriyle yürüyüşe geçen grup, Cumhuriyet Caddesi girişinde polis barikatõyla durduruldu. Polisle arbede “Polis boş durma bize yolu aç” sloganlarõ atan grup ile polis arasõnda arbede yaşandõ. Grubun yürüyüşüne izin verilmeyeceğinin bildirilmesi üzerine grup geri dönerek Taksim Meydanõ’na doğru yürüyüşe geçti. Taksim Meydanõ’nda basõn açõklamasõ yapan Yavuz Kara, dünyadaki ekonomik dengeleri altüst eden IMF ve Dünya Bankasõ’nõn insanlarõ daha da yoksullaştõrdõğõnõ belirterek, “Hiçbir zaman özgürlük, eşitlik ve doğrudan demokrasiye bu kadar ihtiyacımız olmamıştı. İnsan, doğa ve barışın başlıca düşmanı olan kapitalizmi yok etmek hiçbir zaman şu ankinden daha acil olmadı. İstanbul dur deme sırası sana geldi” diye konuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear