24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
CMYB C M Y B KÜLTÜR C umhuriyetin 86. yõlõnõ, herkesi üzen “karşıla- ma töreni”nin gerilimiyle kutluyoruz. Ulusal bayrağõmõz yerine Cumhuriyeti bölmeyi he- defleyenlerin bayraklarõyla; Atatürk yerine de bölücü li- derin fotoğraflarõyla gerçekleşen “siyasal” karşõlamanõn “görüntüler”i yürekleri çok burkuyor... Çünkü Diyarbakõr, tüm yönleriyle “Cumhuriyet dev- rimi”nin yüz akõ kentlerimizden... Atatürk’ün ilgi ve ya- kõnlõk gösterdiği kültürel zenginliklerimizin başlarõnda geliyor(du)... Şimdi, aynõ zenginliklerle övü- nen, ancak Cumhuriyet dev- rimine “mesafeli” duran kimi kent yöneticileri, örneğin Ulu Önder’in 1937’deki şu “tali- mat”larõna yõllardõr neden uyul- madõğõnõ da sorguluyorlar mõ? “Diyarbakır’ın tarihi kale- sinin orta yerinde büyük bir meydan açılacak ve ka- leyi iç ve dış taraftan bir tur yolu çevreleye- cektir. Bu meydan ay- nı zamanda bir park halinde ağaçlandırıla- caktır. Burada kale du- varları boyunca uza- yan yola muhtelif isti- kametlerden caddeler açılacak, arasında bö- lünecek olan kısımlar bugünkü Diyarbakır’ın ana hususiyetlerini üs- tünde taşıyan avlulu, havuzlu ve bahçeli ev- lerle donatılacaktır. Yeni Diyarbakır ku- rulur ve eski Diyar- bakır da imar ve tez- yin edilirken, tarihi değeri haiz tek bir eser hırpa- lanmayacak ve en iyi surette muhafaza edilecektir...” EFSANEVİ HEMŞERİ Anadolu’daki “tarihsel birliğimiz”e göz dikenlerin Di- yarbakõr’õ ayrõlõkçõlõğõn başkenti yapma niyetleri de “yeni” değil… Aynõ niyet uğruna ABD’nin ve kimi “Amerikancı dinciler”in bugün üstlendiği “destek” işl- evini, 1920’lerde İngilizler yüklenmişti. Diyarbakõrlõlarõn, kentteki “Anadolu Kürtleri”yle Cumhuriyete ve Atatürk’e ne denli bağlõ olduklarõnõn en anlamlõ belgesi ise Ulu Önder’i “fahri hemşeri” yap- malarõdõr. Mustafa Kemal, bölgedeki komutanlõk yõllarõnda (1916-17) kente hizmetlerinden ve halka yakõnlõğõndan ötürü yöre insanõnõn “Sarı Paşa”sõ olmuştu. Bunu unut- mayan belediye meclisi, ‘fahri hemşeri’leri olmasõnõ is- tedi. Atatürk 5 Nisan 1926 tarihli telgrafõnda bunu “ka- bul etti”ğini şöyle bildirmişti: “Diyarbekir Belediye Rei- si Nâzım Beyefendiye, Muhterem Diyarbekir halkı- nın beni fahri hemşeri intihap etmek suretiyle hak- kımda gösterdikleri kadirşinaslıktan mütehassıs ol- dum. Muhterem hemşerilerime selam ve muhabbet- lerimin iblağını rica ederim...” Başka bir mesajõnda da, “Diyarbakırlı, Vanlı, Er- zurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Make- donyalı hep bir ırkın evlatları hep aynı cevherin da- marlarıdır” vurgusunu yaparak Cumhuriyetin teme- lindeki “Anadolu birlikteliği”ni kutsayan Atatürk, 1937’de Halkevi’nde de diyordu ki: “Yirmi sene son- ra tekrar Diyarbakır’dayım; dünyanın en güzel ve en modern bir binası içinde, modern nefis bir müziği din- leyerek… Beşeriyetin medeni bir halkı huzurunda, bu ‘halkõn evi’nde duyduğum zevk ve saadetin ne kadar büyük olduğunu elbette takdir edersiniz; bunu kay- detmekle bahtiyarım.” ‘VATANSEVER’ ANILAR Şimdi, bölücüleri Atatürk’süz ve Türk bayraksõz gösterilerle karşõla- yan “Diyarbakır sakinleri” ara- sõnda, acaba o “medeni halk”õn ço- cuklarõ da var mõdõr? Ya İstanbul’da kurulan “Vila- yat-ı Şarkiye Müdafaa-i Hu- kuk-ı Milliye Cemiyeti”nin 1918’de Diyarbakõr şubesini aça- rak Mustafa Kemal’i des- tekleyen “Diyarbakırlı va- tanseverler”in torunlarõ? Cumhuriyetin ilanõnõ ay- nõ gecenin şafağõnda “İç- kale”den 101 pare top atõ- şõyla kutlayarak duyuran Diyarbakõr Belediye Baş- kanõ Hüseyin (Uluğ) Bey ve arkadaşlarõ kenti, ayrõ- lõkçõ Kürtçülüğün değil, Türk bayraklarõyla süsle- mişlerdi. Halkõn günler sü- ren halaylarla katõldõğõ tö- renlerden Gazi’ye çekilen tebrik telgraflarõ, hatlarõ tõ- kamõştõ... Aynõ sevinç, kentin Cumhuriyet sayesinde de- miryolu uygarlõğõna ka- vuştuğu 22 Ekim 1935’te de vardõ. Atatürk bu kez de “te- şekkür” telgraflarõna şu yanõtõ veriyordu: “Yurdumu- zun demir ağlarla örülmesi sahasında kazanılan bu yeni muvaffakiyet güven ve genliğimizi arttıracaktır. Bu yolda başarıların devamını dilerim.” Nitekim 1937’de, Cizre üzerinden Musul’a; Van Gö- lü’nden İran’a uzatõlacak demiryolunun temel atma tö- renine katõlmasõ da halkõn coşkusunu doruğa çõkarmõş- tõ. O gece Diyarbakõrlõlar, üstüne mumlar diktikleri ka- baklarõ Dicle’ye bõraktõlar... suda yüzen “masalsı” mum õşõklarõna bir de “uzun hava” eşlik edince, Gazi, yanõk sesin sahibini yanõna çağõrarak “Güzelses” soyadõnõ ver- mişti... ...VE SON YILLAR! Böylesi bir geçmişi anõmsarken, Atatürk’ün Diyarba- kõr’a gelişinin kutlandõğõ “son yıllar”õn 16 Kasõm’larõ- nõ merak ettim… Örneğin 2006’daki törene, Vali Efkan Ala’nõn yerine yardõmcõsõ Erol Özer, Belediye Başka- nõ Osman Baydemir’in yerine de Genel Sekreter Fah- rettin Çağdaş katõlmõşlar! Geçen yõlki kutlamalarda ise “vekil”ler bile yoklarmõş; Tuğgeneral Ata Kalkan’õn ka- tõldõğõ törenler sadece askerlerle yapõlmõş... Ziyaretinin 72. yõldönümü olacak önümüzdeki 16 Ka- sõm, umarõm yeni bir “bölücü” karşõlamayla çakõşmaz. Baksanõza az kalsõn Cumhuriyetin 86. yõldönümünü bi- le bayraksõz ve Atatürksüz “barış”(!) gösterileriyle ya- şayacaktõk! Diyarbakır’da ‘Cumhuriyet anıları’... Kentin‘fahrihemşerisi’neve uygarlõklabuluşturan Cumhuriyetevefasõzlõkdorukta HALKIN “SARI PAŞA”SI, DİYARBAKIR’IN SEVDALISIYDI.. 1937’de Diyarbakır’da Sabiha Gökçen’le... Kentin tarihi dokusunu koruyarak çağdaşlaşmasını dilemişti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear