Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ekonomi@cumhuriyet.com.tr
27 EKİM 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13
CMYB
C M Y B
Türkiye’nin, laik Cumhuriyetin, devrimlerin temel
taşlarını, kimlik yapımızı tepetaklak eden adımlar;
Türkiye’yi emperyalizmin dünyayı yeni paylaşım
projeleri içinde biçilen yeni rollere uygun kullanmaya
yönelik, siyasal İslamcı kimliği ağır basan bambaşka
bir rejime sürükleyen sivil darbe projeleri.. birbirlerine
eklemlenmiş olarak öylesine planlı, arka arkaya
gündeme geliyor ki... Kimileri Cumhuriyetin
kazanımları, toplumsal reflekslerle geçerlilik
kazanamasa, ertelense de, kimileri kamuoyunun
dikkatini bile çekmeden uygulanmış oluyor...
İşte bizler Kürt, Ermeni açılımları üzerine yaşanan
sıcak gelişmelere takılmışken, YÖK’ün sıradan bir
kararı gibi duran, hukuk eğitimine vurduğu sessiz
darbe, kasıtlı olmasa da sanki medyanın sansürüne
kurban, oldubittiye getirildi. YÖK’ün Roma hukukunu
ana bilim dalı dersi olmaktan çıkarması, İslam hukuku
ile birlikte seçmeli ders yapması kararının ne menem
bir tuzak olduğu üzerine, Türkiye’yi yıllarca AB İnsan
Hakları Mahkemesi’nde temsil etmiş hukukçumuz
Rıza Türmen’in değerlendirmelerine bir kulak
verelim.
Türmen, 23 Ekim günlü Milliyet’te yayımlanan
köşesinde öncelikle Roma hukukunun modern, laik
hukukun kapılarını açan, hukuku dogmalardan ayıran,
adaletin insan aklında aranmasını öngören temel
olduğunun altını çiziyor. Bu çerçevede Türkiye’nin
içinde olduğu bugünün geçerli hukuk sistemi içinde,
bütün ülkelerde olduğu üzere, Türkiye’de de çağdaş,
modern Cumhuriyetin en önemli devrimleri arasında
yerini alan hukuk devriminin temelini oluşturduğunu
belirtiyor. Roma hukukunun, İslam hukuku ile birlikte
temel eğitim dersi olmaktan çıkarılarak seçmeli ders
kapsamına alınması çok hukuklu bir sisteme geçişin
kapılarını açma anlamına gelebilir...
Olmaz olmaz deme lüksümüz var mı? Fethullah
Gülen hocayı bağırlarına basmış emperyal güç
odaklarından Türkiye’ye sunulan projelerde
ağızlardan düşürülmeyen yeni Osmanlıcılık tezlerinin
temelinde çok hukuklu sistem var. Yakın aylarda
İngiltere’den bilim adına pompalanan tezlerde, insan
aklında aranan adaletin yanında, Batı dünyasında bile
Müslümanlar için şeriatın, İslam hukukunun
uygulanabileceği sistemlere geçiş öngörülmedi mi?
Dahası yeni emperyalizmin ayakta kalmasında bir
sihirli formül olarak, yeni Osmanlıcılık, dinler, ırklar
üzerinden gettolaşma, bölünme, parçalanma olarak
öngörülmüyor mu?
Sıcak gündeme kurban giden, ülkemizin kimlik
yapısını tepetaklak etmeye yönelik en yaşamsal sivil
darbe adımları, elbette genç kuşakların yetişmesine
yönelik, eğitim alanında yaşanıyor... Çocukların insan
aklının gelişmesi üzerinden değil, inançlar, dogmaya
dönük koşullandırılmasına yönelik eğitilebilmeleri, her
tür dinci, ırkçı, tarikat akımlarının gündeminin
odağında. Temel eğitim çağındaki çocukları, imam-
hatiplerden, yasal, yasadışı Kuran kurslarından
geçirme, tarikatlar, aşiretler kucağına teslim etme
seferberliği boşuna mı? Bölge yatılı okulları zorunlu
temel eğitim sürecinin sağlıklı, ekonomik
yürütülmesinde olumlu bir proje gibiydi. Cumhuriyetin
denge odaklarından köydeki imam-muhtar-öğretmen
üçlüsünün kırılması, öğretmenin eksilmesinin
sonuçları düşünülmeden. İlköğretimden
yükseköğrenime yaratılan sistem içinde
çocuklarımızın tarikatlara nasıl teslim edildikleri
gerçeği yaşanmadan...
Hele üniversite açmada bayrak yarışına girmiş gibi
gözüken AKP iktidarında Cumhurbaşkanı-YÖK ikilisi
ile yaratılan yandaş üniversiteler yönetimleri gerçeği
madalyonun sadece görünen yüzü. Süperadım ılımlı
İslamcı-tarikatçı-iktidar yandaşı, akıl, bilim
özerkliğinden uzaklaşılan üniversitelerdeki
kadrolaşmalar cabası. Altyapısız üniversiteleri açan
AKP iktidarı, yandaş-tarikatçı kadrolaşmaların
üzerine, üniversite kapılarını açtığı öğrencileri yurtsuz,
barınaksız, burssuz, parasız ortalıkta bırakıyor.
Araştırma sonuçları ile de sabit, yükseköğrenim
öğrencileri hiç bu kadar çaresiz, parasız
kalmamışlardı. Genç bir insanın gün boyunca bir
poğaça ile karnını doyurup, asla iş bulamayacağı
Anadolu kentlerinde, kalitenin diplere düştüğü eğitim
ortamında, bilimsel gelişim göstermesi, tarikatların
kucağına düşmemesi olanaklı mı?..
soner@cumhuriyet.com.tr
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Hızlı Adım...
Bankalar, ancak üç ay sonra işlem sõrasõnda ücret konusunda bilgi verebilir hale gelecek
Ekonomi Servisi - Bankalar ortak
ATM kullanõmõna geçti. Ama başka
bankaya ait ATM’lerden yapõlan iş-
lemlerde ücretlerin yüksekliği hâlâ so-
run olmaya devam ediyor. Bankalar bu
sorunun çözülmesi için çare arayõşõnda.
Şimdilik sorun tüketicinin işlem anõnda
bilgilendirilmesi ile çözülmeye çalõşõlõ-
yor. İş Bankasõ Genel Müdür Yardõmcõsõ Ha-
kan Aran, buna ilişkin önerilerinin kabul
edildiğini belirtti.
Tüketicinin işlem ücreti hakkõnda işlem ya-
põlõrken bilgilendirilmesi için hem Bankalararasõ
Kart Merkezi (BKM) hem de bankalarõn ken-
di sistemlerinde bir mesaj yapõsõ kurulacak.
Sistemin yaklaşõk
3 ay içinde kurula-
bileceğinin öngörüldü-
ğünü bildiren Aran, bu sistemin İş Bankasõ’nõn
önerisi doğrultusunda gündeme geldiğini ve ka-
bul gördüğünü aktardõ.
Türkiye’de diğer banka ATM’lerinden para
çekme ortalamasõnõn 150 lira olduğunu kay-
deden Aran, masraflarda İş Bankasõ‘nõn uy-
guladõğõ tarifenin yüzde 1 + 1.70 lira şeklinde
belirlendiğini, yani 100 lira çeken bir kişinin
2.70 lira masraf ödediğini anlattõ.
Aran’õn verdiği bilgiye göre, ortak ATM pay-
laşõmõ uygulamasõnda 23 Ekim itibarõyla diğer
banka müşterilerinin İş Bankasõ bankamatik-
lerinden para çekme işlem sayõsõnõn 100 bin
adede ulaştõ. İşlem tutarõ da 16.7 milyon lira ol-
du. İş Bankasõ bankamatiklerinden ayda yak-
laşõk 8 milyon işlemde 2 milyar lira civarõnda
para çekiliyor.
Günümüzde bankamatikler artõk bir şube
fonksiyonu görüyor. Para yatõrma özelliğine sa-
hip, üzerinde temassõz kart okuyucusu, barkod
okuyucusu, bozuk para ünitesi olan tam dona-
nõmlõ 500 yeni bankamatik bankanõn kurulu-
muna önümüzdeki hafta başlanacak.
Şubelerdeki gişe yoğunluğunu azaltmayõ
amaçlayan bankada, her ay şubelerden diğer ka-
nallara göç gözlemliyor. Bu da masraf ve ko-
misyon kampanyalarõyla da destekleniyor. Bu
kanallardan yõl sonuna kadar yapõlan havale iş-
lemlerinden ücret alõnmõyor.
Bu da şubeden yapõlan havale işlemlerinin
ciddi oranda bankamatik ve internete kayma-
sõnda önemli rol oynadõ. Geçen seneye göre
yaklaşõk yüzde 20’lik bir işlem şubeden ban-
kamatik ve internete kaydõ.
TRT BANDROL ÜCRETİ DAVA KONUSU
Tüketici Dernekleri Federasyonu Başkanõ Ali Çe-
tin, TRT bandrol ücretlerini yeniden tespit eden
Bakanlar Kurulu kararõnõn yasaya aykõrõ ol-
duğunu savunarak, bu kararõn iptali için
dava açacaklarõnõ bildirdi. Çetin yaptõğõ ya-
zõlõ açõklamada, Türkiye Radyo ve Televizyon
Gelirleri Kanunu’nun 2. maddesinde kurum
gelirlerinin tek tek belirlendiğini belirtir-
ken, yasada radyo-TV cihazlarõnõ taşõyan
araçlarõn vergi matrahõna dahil edilmediğini ifa-
de etti. Buna rağmen Bakanlar Kurulu kararõn-
da yasada olmayan bir yetki kullanõlarak cihaz
dõşõnda bu cihazlarõn üzerinde bulunduğu araç-
larõn vergi matrahõ olarak belirlendiğine işaret
eden Çetin, “Kanuna aykõrõ, kanunsuz vergi top-
lama yetkisi hükümete dahi verilmemiştir” de-
di. Çetin, kanunlarõn geriye yürütülmezlik il-
kesinin açõkça ihlal edildiğini ifade etti.
GDO’LU ÜRÜN MAMADA KULLANILAMAYACAK
Genetik Yapõsõ Değiştirilmiş Organizmalõ (GDO)
ürünlerin, bebek mamalarõ ve bebek formülle-
ri, devam mamalarõ ve devam formülleri ile be-
bek ve küçük çocuk ek besinlerinde kullanõlmasõ
yasak olacak. Ayrõca, insan ve hayvan te-
davisinde kullanõlan antibiyotiklere kar-
şõ direnç genleri içeren GDO ve ürün-
ler ithal edilemeyecek ve piyasaya
sunulamayacak. Tarõm Bakanlõ-
ğõ’nõn yönetmeliği Resmi Gazete’de yayõmla-
narak yürürlüğe girdi. Buna göre, tohumluklar
dõşõndaki GDO ürünleri ile genetiği değiştiril-
miş organizma ve ürünlerini içeren gõda ve yem
maddelerinin ithalatõ, işlenmesi, ihracatõ,
kontrol ve denetimine aykõrõ olan GDO’lu gõ-
da ve yemlerin işleme ve tüketim amacõyla it-
hali, piyasaya sürülmesi, tescili, ihracatõ
ve transit geçişleri yasak olacak.
Geçen gün İlhan Selçuk’u
hastanede ziyaret ettiğimde ülkenin
geleceğiyle ilgili endişelerimizi
paylaşırken kendisinin “Bugün tüm
partilerin ayrışmaya, ayrıştırmaya,
ülkeyi parçalamaya ant içmiş güçlere
karşı birleşme zamanıdır. Sessiz
çoğunluğun kafasını karıştıracak ayrı
partileşmeler faydalı olmaz. Çelişkiler
ve küskünlüklerin ayrı partileşmelere
meydan vermemesi gerekir.”
şeklindeki sözleri Cumhuriyetimizin
86. yılını kutlayacağımız 29 Ekim için
çok anlamlı sözler. Yıllarını bu
ülkenin aydınlanmasına harcamış bir
büyük aydının sözlerine herkesin
kulak vermesi gerekir.
Gerçekten de “Sessizliğim benim
gerçek gücümdür” diyen halkın
onlarca partiden kimin doğru kimin
samimi, kimin gerçekten ülkesi için
çaba harcayacağını anlamakta
kafası karışabiliyor ve oylar dağılıp
büyük dayanışma gerçekleşemiyor.
Şu anda siyasi arenada kim ne
yapıyor diye baktığımızda da
birleşmelerden ziyade yeni yeni
oluşumlar kendini gösteriyor.
Abdüllatif Şener’in daveti üzerine
yapacağı mitingi izlemek için
Miyase İlknur ile Sıvas’a gittik.
Türkiye Partisi çok yeni bir parti
olmasına rağmen liderine duyulan
bir güven ve umut var. Kendisini
karşılamaya gelen binlerce araç
konvoyu ve miting alanının kalabalığı
bunu teyit ediyordu. Abdüllatif Şener
konuşmasında, parasız, partililerin
yardımları ile ancak ülke sevdası ve
büyük inançla bu yola çıktıklarını
belirtiyor. “Dünyanın 50 trilyon dolar
olan gayri safi milli hasılası içinde
ABD 17 trilyon dolar ile yer alırken
sizin 500-600 milyar dolarlık milli
hasılanızla varlıklarınızı
yabancılaştırırsanız boğulmanız
mutlaktır” diyerek AKP’nin
özelleştirme politikasını yerden yere
vuruyor. Ancak yıllarca ülke
ekonomisini ve siyasetini yöneten
ekipte yer alma sorumluluğunun
kendine hatırlatılması üzerine, “AKP
özleştirmelerinin hiçbirinde benim
imzam yoktur. Galataport’un
dosyasını ben geri çevirdim” diyerek
AKP uygulamalarından sorumlu
olmadığını vurguluyor. Ülkenin
işsizliğinin korkunç boyutlarda
olduğu, emeklilere yapılan yüzde
1.83’lük zam ile tiyatro oynandığı,
esnaflığın ortadan kalktığı, yaşanan
krizin küresel kriz sonucu değil
ülkenin krizi olduğu, Başbakan’ın
kavgacı üslubunun dış siyasetle
işbirliğinden kaynaklandığını -çünkü
siyasette kavga etmenin dış
siyasetin yönlendirdiği bir şey
olduğunu-bir ayda iki kez
Amerika’ya giden Başbakan’ın bir
ayda Sıvas’a hiç gelmediğini, bunun
ne manaya geldiğini vatandaşın
takdir etmesi gerektiğini
vurgulayarak merkezde bir parti
olacaklarının altını çiziyor. 16 yıl sağ
kulvarda ve eleştirdiği siyaset
arenasında yer alan Abdüllatif
Şener’in merkeze nasıl oturacağı da
aslında ciddi merak konusu.
Öbür taraftan Mustafa Sarıgül
yeni partileşme çalışmaları içinde. O
da merkeze oturacak bir parti ile
iktidara aday olacak. Tüm eğilimleri
kucaklayacağını, cami, cemevi,
kilise, sinagog ayrımı
yapmayacaklarını, sevgiyle kitlelere
ulaşacaklarını belirterek büyük bir
iddia ortaya koyuyor ve geleceğin
başbakanı olarak kendini lanse
ediyor.
Rahşan Ecevit, Ecevit’in tarihsel
kişiliğinin tarihte kalmasını yeterli
bulmayıp ruhunu illaki yaşatmak için
ayrı bir parti kuruyor. Mevcut küçük
partiler ülkenin geleceğinden kaygı
duymuyor olacaklar ki, hiçbir
dayanışma ve ülkenin geleceği için
kişisel egolarını frenleme veya
erteleme ihtiyacını göstermiyorlar.
Peki genç Cumhuriyetimizin daha
yüz yaşını doldurmadan açılımlar ve
saçılımlar ile dağılmasını önlemek
için biz ne yapıyoruz, kocaman bir
hiç. Sadece olan biteni
seyrediyoruz.
Yine de “Sessizliğim benim gerçek
gücüm” diyen ve Kurtuluş Savaşı’nı
kazanan ve Cumhuriyetimizi kuran
halkımıza güveniyoruz. Onun,
ülkemizi yaban ellere
bırakmayacağını ve gereğini
seçimlerde yapacağına inanıyoruz.
Cumhuriyetimizin ilelebet
yaşaması dileği ile gelin İlhan
Selçuk’un sözlerini unutmayalım
diyor ve Cumhuriyet Bayramınızı
kutluyorum.
Ülkenin Geleceği İçin Birleşme ve Dayanışma Şart
M A L İ Y E C İ G Ö Z Ü Y L E / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com
Başka bankanõn ATM’sinden para çekme ücretlerinin
yüksekliğine çare arayan bankalar, yeni bir yazõlõmla işi
çözmeye çalõşõyor.
Economist: Türkiye
daha fazla küçülür
Ekonomi Servisi - The Econo-
mist dergisi, Türk ekonomisinin
2009 küçülme tahmini 5.4’ten 5.7’ye
yükseltti. İngiltere’de yayõmlanan
son sayõsõnda, Türkiye ekonomisi
hakkõnda değerlendirmede bulunan
dergi, 2010 yõlõna ilişkin büyüme
tahminini ise değiştirmedi.
BÜTÇEDE KRİZ TABLOSU
Daralma
devam ediyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Maliye Bakanõ Mehmet Şimşek, kü-
resel krizin Türkiye ekonomisini de et-
kilediğini belirterek “Kriz ekonomik
faaliyetlerde belirgin bir daralmaya
yol açmıştır. Türkiye’de 2002 yılın-
dan bu yana 27 çeyrek devam eden
büyüme dönemi böylece sona er-
miştir” dedi. Şimşek, krizle birlikte iş-
sizlikte artõş yaşandõğõnõ ve bu artõşõ-
nõn ana nedenlerinin “genç nüfus ve
vasıfsız işsizler” olduğunu söyledi.
Şimşek, Türkiye Büyük Millet Mec-
lisi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda
yaptõğõ “2010 Yılı Bütçe Sunuş Ko-
nuşması”nda özetle şöyle konuştu:
Türkiye’de bankacõlõk sektörü
büyük dayanõklõlõk göstermişken, re-
el ekonomi krizden etkilenmiştir.
Daralma devam ediyor
Krizle birlikte yüzde 30’dan faz-
la düşüşler oldu. 2009’da iç talepte de
sert düşüşler yaşanmõştõr.
Türkiye’de işsizlik yapõsal bir ni-
telik taşõmaktadõr. Ayrõca ülkemizde-
ki gençlerin toplam nüfus içerisinde-
ki payõ yüksektir.
Hükümet işsizliğe karşõ üç aşamalõ
bir çözüm ortaya koymuştur. Uzun va-
dede çözüm eğitimdir. Orta vadede böl-
gesel kalkõnma projeleri, kõsa vadede
meslek edindirme kurslarõ gibi politi-
kalarõ uygulamaya koyduk.
2009 yõl sonu itibarõyla bütçe gi-
derlerinin 266 milyar 752 milyon TL,
bütçe gelirlerinin 203 milyar 928 mil-
yon TL, bütçe açõğõnõn 62 milyar 824
milyon TL, faiz dõşõ açõğõn 7 milyar
324 milyon TL olmasõnõ bekliyoruz.
Financial Times’õn söyleşi yaptõğõ Koç’un CEO’su Bulgurlu AB’ye mesaj verdi:
Sürekli gecikmeye alışık değiliz
Ekonomi Servisi - Koç Grubu’nun
Üst Yöneticisi Bülent Bulgurlu, Fi-
nancial Times ile söyleşisinde Tür-
kiye’nin, Avrupa ürünleri için çok bü-
yük bir pazar olduğuna, Avrupa şir-
ketlerinin fõrsatlar kaybedebileceği-
ne dikkat çekerek AB müzakerelerine
ilişkin “Türk insanının kim-
yası, sürekli gecikmelere
alışık değil” diye uyardõ.
FT ise, Bulgurlu’nun ge-
lecek yõl belki emekli ola-
cağõnõ belirterek “Şir-
ket, şimdi, onun hale-
finin kim olacağını
değerlendiriyor.
Aile dışından ge-
leceği kesin gibi”
diye yazdõ. FT Bulgurlu’nun “Türk insanının
kimyası, sürekli gecikmelere alışık değil. Eğer
Türklerin müzakerelerde bilinçli bir yavaşla-
ma olduğuna inanıyorsa, AB üyeliğine isteği ve
heyecanı kaybolur. Sonucu da her iki taraf için
kayıp olur” değerlendirmesine yer verdi.
Bulgurlu grubun faaliyet ve planlarõna ilişkin
bilgi verirken halen Çin’de buzdolabõ ve çama-
şõr makinelerini üreten fabrikayõ genişlettikleri-
ni anlattõ. Bulgurlu ayrõca, grubun petrol alanõn-
da rafinaj ve dağõtõm faaliyetlerine ek olarak bel-
ki Rusya ve Kazakistan gibi komşu ülkelerdeki
ortaklarla arama veya üretim gibi alanlara girme
fikrini incelediğini de bildirdi. Bulgurlu, grubun
bir aşamada Türkiye’deki nükleer enerji alanõn-
da da rol oynayabileceğini de ifade etti.
Grubunun yönetimindeki Koç ailesinin fertle-
riyle ilişkilerine de değinen Bulgurlu, “Normal
olarak iyi ve zeki insanlarla çalıştığınız zaman
bir konsensüs mümkün olduğunu görüyo-
rum” dedi.
Bu arada, FT, Koç grubunun geçen yõl 56
milyar liralõk (38 milyar dolar) satõş yaptõğõna,
68 bin çalõşanõ bulunduğuna dikkat çekerken
grubun fazla yayõldõğõ kanõsõna vararak küre-
sel kriz öncesi 11 şirketini toplam 3 milyar do-
lara sattõğõnõ, bunun sonucunda bugün net ola-
rak 700 milyon dolarlõk bir nakit fazlasõ bu-
lunduğuna da işaret etti.
Yoksulluk sõnõrõ
2 bin 465 TL
Ekonomi Servisi - Türk-İş, ekimde 4 kişilik bir ai-
lenin açlõk sõnõrõnõ 757, yoksulluk sõnõrõnõ 2 bin 465 TL
olarak hesapladõ. Türk-İş’in yaptõğõ hesaplamalara gö-
re ekimde mutfak harcamasõ geçen aya göre yüzde 0.92
artarken yõllõk bazda artõş yüzde 4.02 oldu. Gõda ile bir-
likte yapõlmasõ zorunlu olan kira, yakacak, elektrik, su
gibi konut, ulaşõm, giyim, sağlõk, eğitim harcamalar da
dikkate alõndõğõnda, insan onuruna yaraşõr bir yaşama
düzeyi sağlamak için yapõlmasõ gereken harcama tutarõ
(yoksulluk sõnõrõ) 2 bin 464.75 TL olarak hesaplandõ.
Ortak ATM’de ücret hâlâ sorun
Bulgurlu, Türkiye’nin, Avrupa için
çok büyük bir pazar olduğuna, Avrupa
şirketlerinin fõrsatlar kaybedebileceğine
dikkat çekti. Bulgurlu, grubun planlarõ
ve performansõ hakkõnda bilgi verdi.
Dünyada ticareti yapılan 90
çeşit madenden 77’sinin
Türkiye’de bulunduğu, bunların bu-
günkü piyasa değerinin 2.5 trilyon do-
ların üzerinde olduğu belirtildi. Maden
Tetkik ve Arama Genel Müdürlü-
ğü’nün (MTA) muhtemel rezerv araş-
tırmalarına göre Türkiye’de yeraltında
bulunan en yüksek maden rezervi 15.8
milyar ton ile dolomit. Cam ve seramik
endüstrisinin vazgeçilmezleri arasında
yer alan dolomit, nadir ve çok değerli
bir kireçtaşı olarak biliniyor. Bunun
yanı sıra Türkiye’de 13.9 milyar ton
mermer, 12.3 milyar ton linyit kömürü,
5.7 milyar ton kayatuzu, 1.2 milyar ton
yüksek kalorili taşkömürü, 3 milyar
ton bor, 1.5 milyar ton ponza, 1.9 mil-
yar ton blister bakır cevheri bulunu-
yor. Türkiye’nin toplam yeraltı maden
kaynaklarının bugünkü piyasa değeri-
nin ise 2.5 trilyon doların üzerinde ol-
duğu belirtiliyor. Araştırmalar, Türki-
ye de 700 ton görünür altın
rezervi (6500 ton muhtemel
rezerv) ve 1926 ton görünür gümüş re-
zervi bulunduğunu gösteriyor. Ülke-
mizde yapılan araştırmalarda 650’ye
yakın renk ve dokuda mermer olduğu
belirlendi.
Doğal taş zengini de olan Türkiye dün-
ya bor rezervlerinin yüzde 72’sine sa-
hip. Bu oran ile dünyada ilk sırada yer
alıyor ve dünya tüketimini en az 400 yıl
karşılayabilecek durumda.
Petrol fiyatlarõ
üretimi arttõracak
Ekonomi Servisi - Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgü-
tü (OPEC) Dönem Başkanõ Jose Botelho de Vascon-
celos, fiyatlarõn 100 dolarõ bulmasõ halinde OPEC ba-
kanlarõnõn küresel ekonomideki düzelmeyi korumak için
aralõktaki petrol üretimini arttõracağõnõ söyledi.
Vasconcelos, üretici ve tüketicilerin petrol fiyat-
larõnõn 75-85 dolar bandõnda olmasõndan memnun ol-
duğunu ve petrol fiyatlarõnõn yüksek olmasõnõn kü-
resel ekonomideki düzelmeyi frenleyebileceğini be-
lirtti. Vasconcelos, “Dengeli fiyatın her zaman iyi
olduğunu düşünüyorum. Gerekli olursa bazı ül-
keler piyasaya daha fazla petrol vermeye açık ve
bu yapılacak” dedi. Öte yandan Goldman Sachs, dün-
yanõn ikinci büyük enerji tüketicisi Çin’in güçlü ta-
lebi nedeniyle ham petrol fiyatõnõn yõl sonuna kadar
85 dolar ulaşacağõ tahmininde bulundu. Bu yõl dör-
düncü çeyrekte petrolün varil fiyatõnõn ortalama
82.50 dolar ve 2010’da 110 dolar olacağõnõ öngördü.
2.5 trilyon dolar yeraltında2.5 trilyon dolar yeraltında
Bülent Bulgurlu