28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 EKİM 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 17kultur@cumhuriyet.com.tr CMYB C M Y B Kültür Servisi - Uluslararasõ Plastik Sanatlar Derneği Türkiye Ulusal Komitesi, sanatçõlarõn haklarõnõn korunmasõyla ilgili olarak hazõrladõğõ yasa tasarõsõnõ açõkladõ. Yönetim kurulu üyeleri, danõşmanlar ve Av. Hatice Doğan tarafõndan hazõrlanan16 maddelik yasa tasarõsõ, yeni maddeler ve var olan bazõ kanun maddelerinin yeniden düzenlenmesini öneriyor. Getirilen öneriler arasõnda genç sanatçõlara destek, müzayedelerde eserlerin satõşa sunulmasõnda sanatçõ haklarõnõn ve saygõnlõğõnõn korunmasõ, yurtdõşõna yapõt çõkarõlmasõnda ve geri getirilmesinde sanatçõ için engel oluşturan maddelerin düzenlenmesi, kamusal alanda sergilenen yapõtlarõn durumunun sanatçõ ya da ilgili kişilerce takip edilebilmesi de bulunuyor. Dernek Başkanõ Bedri Baykam ve yönetim kurulu üyeleri, somutlaşmasõnõ umduklarõ tasarõyõ, bundan 10 ay önce konuyla ilgili olarak görüştükleri Kültür ve Turizm Bakanõ Ertuğrul Günay’a sunacaklar. Baykam dün düzenlenen basõn toplantõsõnda ayrõca Sanayi ve Ticaret Bakanlõğõ Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlõğõ (KOSGEB) aracõlõğõyla verilecek kredinin sanatsal üretimi kapsamadõğõna dikkat çekti. Bankalara gönderilen genelgeye göre, KOSGEB tarafõndan verilecek destek, gösteri sanatlarõ, gösterim, çekim ve çekim sonrasõ işlemlerini de kapsamak üzere sinema ve video, ses kaydõ ve ‘sanatsal yaratıcılık’ etkinliklerini kapsamõyor. Türkiye’de sanatçõlarõn sahipsiz olduğuna, özellikle son 70 yõldõr devlet adamlarõnõn sanata yeterince destek vermediğine vurgu yapan Baykam, hazõrladõklarõ yasa tasarõsõyla aşama kaydedilebileceğinin altõnõ çizdi. Baykam, ayrõca, Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü’den sonra sanata verilen desteğin azaldõğõnõ anõmsatõrken bugün neredeyse bir “yeni binalar cenneti” olan İstanbul’da devletin tek bir ‘çağdaş sanat müzesi’ bile kuramadõğõnõ da vurguladõ. Yüksel Arslan, 40 yõl sonra 500’den fazla yapõtõnõn yer aldõğõ sergisiyle santralistanbul’da Dönüşü muhteşem oldu...ESRA ALİÇAVUŞOĞLU Yüksel Arslan, kendi ülkesindeki bilinmezlik, tanõnmazlõk döneminin ardõndan güçlü bir sergi ile kitlelerle buluşuyor. Arslan’õn ülkemizdeki serüveni, aslõnda tarihte çok hoşlanõlan “önemi çok geç anlaşıldı” klişesine son derece uygun. 60’larõn sonunda yerleştiği Paris’ten 40 yõl sonra dönen sanatçõ klişesi aslõnda sadece kitleler söz konusu olduğunda geçerli; çünkü sanata kõyõsõndan köşesinden bulaşmõş hemen herkesin onun sanatõnõn “özel” durumuna ilişkin bilgisi az da olsa var(dõ)… Ama Arslan’õn ülkemizde geniş bir izleyici topluluğuyla buluşmasõ, sanatõn belli bir kesimin ilgi alanõndan çõkõp açõlan özel müzelerle genişlediği bugüne kõsmetmiş… Bugüne kadar beklemek iyi mi oldu sorusuna verilecek yanõt, sanõrõz serginin, daha doğrusu retrospektifin niteliğiyle son derece ilgili. Evet, uzun zaman Aslan’õn sanatõndan, yapõtlarõndan yoksun kaldõk; tek tük işlerini kimi karma sergilerde izledik ama bu serginin, doğduğu yerin Eyüp’ün yanõ başõnda, bir retrospektife son derece uygun santralistanbul’da gerçekleşiyor olmasõ, beklemenin çok da kötü olmadõğõnõ düşündürüyor. Eskimeyen sanatçı Levent Yılmaz’õn küratörlüğünde, sanatçõnõn tüm sanatsal serüvenini kronolojik olarak izleme olanağõ bulduğumuz bu sergi, bir sanatçõyõ anlamak, tarih içinde neden bu denli önemli olduğunu kavramak için çok iyi kotarõlmõş, kurgulanmõş. Sanat tarihimizin bu sõra dõşõ, önemli, hiçbir dönem “eskimeyen” sanatçõsõna gelecek olursak, Arslan, sergide resimlerine bakarken okuma fõrsatõ bulduğumuz otobiyografik metinlerden de anlaşõlacağõ gibi, klasik bir sanatçõ biyografisine dahil değil. Akademi yerine sanat tarihi okumayõ seçmek gibi bilinçli bir gençlik tercihinden tutun da, resmin kendini ifade etmenin en temel dõşavurum olduğunu kavradõğõ çocukluk yõllarõna, mezar taşlarõnõ felsefi bir bakõş açõsõyla gözlemlediği, böceklerin, hayvanlarõn cinsel yaşamõna kadar uzanan ilgisiyle farklõ bir kimlik sergiliyor. Potansiyelini, yeteneğini ve farklõlõğõnõ sanat tarihi okuyarak çoğaltan, Mazhar Şevket İpşiroğlu, Sezer Tansuğ ikilisiyle Siyah Kalem’in sõra dõşõ sanatõnõ keşfe çõkan, o güne kadar bilinen tüm sanat yöntemlerinin, ifade biçimlerinin dõşõnda işler yapmak için uğraşan, resim yapmasõnõn birinci koşulu olan boyayõ yapaylõğõ nedeniyle dõşlayan, Arture’leri literatüre sokan, o gün olduğu gibi bugün de kimsenin aklõna gelmeyen ya da kotaracak cesareti olmayanlarõn akõl edemediği konularõ resmine sokanõn aynõ kişi olmasõ Arslan’õn neden önemli olduğunun sorusuna vereceğimiz birkaç cevap… Arslan’õn okumak, yazmak ve resim yapmak üçgeninde geçen sanat yaşamõ, 1955’te Adalet Cimcoz’un ünlü Maya Galerisi’nde açtõğõ, “İlişki, Davranış, Sıkıntılara Övgü” gibi son derece ilginç başlõklõ bir sergi ile başlõyor. Resimlerinin o daha İstanbul’dayken gerçeküstücülerin babasõ Andre Breton tarafõndan hayranlõkla izlenmesi; Marquis de Sade, Lautreamont, Freud ve daha birçok önemli isim etrafõnda gerçekleştirilen okumalarõn ekseninde gelişen, dolaysõz cinselliğin hâkim olduğu yapõtlar; bedenler, phalluslar; kan, idrar, sperm gibi insansõ sõvõlarõn da katõldõğõ doğal boya ile yapõlan ‘Arture’ler; Marx’õn ‘Kapital’inin güncelleştirildiği resimler, sömürülen insanlar; “Etkiler” ve “İnsan” dizileri, Arslan’õn bir çõrpõda sayabileceğimiz yapõtlarõndan ve özelliklerinden birkaçõ… Daha çoğu; deliliği, hastalõğõ, cinselliği ve entelektüel var oluşuyla birlikte ele aldõğõ insanlar; Avrupa, Amerika ve ülkemizden toplanan 500’ün üzerinde resim, şimdi santralistanbul’da. Ülkesine 40 yõl sonra, muhteşem bir sergi ile dönen Yüksel Arslan’õ daha fazla bekletmeyin; bu sergiyi sakõn kaçõrmayõn... Dergi, okuyucuları ile son kez Ka- sım-Aralık sayısında buluşacak. Virgül’e noktalı virgül Kültür Servisi - Kitap ve edebiyat eleştirisi dergisi “Virgül” ekonomik zorluklar ve dağõtõm sorunlarõ nedeniyle yayõn hayatõna Kasõm-Aralõk (131) sayõsõyla son veriyor. Derginin ‘Noktalı Virgül’ başlõğõyla yaptõğõ yazõlõ açõklamada “Ekim 1997’den beri, 12 yılı aşkın bir süredir aralıksız yayımlanmakta olan dergimiz ekokonik zorluklar ve dağıtım sorunları yüzünden yayın hayatını sona erdiriyor” deniliyor. Virgül’ün bu son sayõsõnda Müge Canpolat Yanardağ’õn “Bilge Karasu, Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı”, Ertuğrul Efeoğlu’nun “Jean Giraudoux, Bella”, Murat Mıhçıoğlu’nun “Barış Müstecaplıoğlu, Bir Hayaldi Gerçekten Güzel”, Pınar Sönmez’in “Yekta Kopan, Bir de Baktım Yoksun” yazõ ve incelemeleri ile Behçet Çelik’in Zehra Çiğdem ile yaptõğõ söyleşi yer alõyor. Yazar, yeni romanõ ‘Kabil’i tanõtõrken ‘Kitabõ Mukaddes’i yerdi Saramago Katolik Kilisesi’ne karşı Kültür Servisi - 1998 Nobel Edebiyat Ödülü sa- hibi Jose Saramago, Ki- tabõ Mukaddes’in bir “kö- tü ahlak el kitabı” oldu- ğunu söyledi ve “Hıristi- yanlığın Kutsal Kitabı ol- masaydı dünya daha iyi bir yer olurdu” dedi. Ki- tabõ Mukaddes’in Yaratõlõş bölümündeki Habil ile Ka- bil öyküsünü konu alan ye- ni romanõ “Kabil”in basõn toplantõsõnda konuşan Sa- ramago, “Kitabı Mukad- des’in kültürümüz ve ya- şam biçimimiz üstünde güçlü bir etkisi vardır, bu kitap olmasaydı in- sanlar daha iyi olurdu” dedi. 86 yaşõndaki ünlü yazar, Kitabõ Mukaddes’in za- limliklerle dolu olduğunu söyleyerek konuşmasõnõ “Zalim, kıskanç ve daya- nılmaz bir Tanrı sadece kafalarımızda var” diye sürdürdü. Saramago, yeni kitabõnõn Katolik Kilise- si’ni kõzdõrmayacağõnõ san- dõğõnõ, çünkü “Katolikle- rin Kitabı Mukaddes’i okumadıklarını” ileri sür- dü. Yapõtlarõ ülkemizde de yayõmlanan Portekizli ya- zar, sözlerinin Yahudileri kõzdõrabileceğini ama bu- nun da kendisini ilgilen- dirmediğini vurguladõ. Portekiz’deki Katolik Ki- lisesi ise Saramago’nun açõklamalarõnõ “saldırgan” olarak niteleyerek yazarõn insanlarõn kafalarõnõ karõş- tõrmaya çalõştõğõnõ ileri sür- dü. Saramago’nun Kato- lik Kilisesi’yle çatõşmasõ yeni bir olay değil. Sara- mago, 1992’de yayõmla- nan “İsa’ya Göre İncil” adlõ yapõtõnda da Hz. İsa’nõn Maria Magdale- na’yla ilişkisinde bekâretini kaybettiğini ve çarmõha ge- rilmekten kurtulmaya ça- lõştõğõnõ yazmõş, kitap Ka- tolik Kilisesi’nin büyük tepkisini çekmişti. Bir ateist olan Saramago, aynõ zamanda Portekiz Ko- münist Partisi üyesi. Nobel ödüllü yazar, “Kitabõ Mukaddes’in kültürümüz ve yaşam biçimimiz üstünde güçlü bir etkisi vardõr, bu kitap olmasaydõ insanlar daha iyi olurdu” dedi. Girne’de blues esintisi “Efes Pilsen Blues Festival 20” nin konuklarından Ray Schinneery. MEHLİKA AKGÜN GİRNE - “Efes Pilsen Blues Fes- tival 20” Antalya, Konya ve Kayse- ri’nin ardõndan Girne’de de müzikse- verlerle buluştu. Blues müziğin önem- li isimlerinden Shemekia Copeland, Ray Schinneery ve Terry Evans’õn sahne aldõğõ konser müzikseverler- den tam not aldõ. “Master Show- man” olarak da bilinen Ray Schinne- ery’in konseri ile başlayan gece, izle- yicilerin oturduklarõ yerden “mırıl- danma”larõnõ istemeyen Terry Evans ve Shemekia Copeland konseriyle sürdü. Konser öncesindeki basõn toplantõ- sõnda ise Efes Pilsen İletişim Müdürü Emre Topsakaloğlu, 20 yõldõr dü- zenledikleri festivale bugüne kadar 77 grup ile 227 sanatçõnõn katõldõğõnõ ve 286 konser yapõldõğõnõ söyledi. Blues Festivali, bu akşam Adana’da Hil- tonsa Oteli’ndeki konserle sürecek. Festival sõrasõyla 26 Ekim’de Gazi- antep’te, 27 Ekim’de Diyarbakõr’da, 28 Ekim’de Malatya’da, 30-31 Ekim’de ise İstanbul’da yapõlacak. MDOB, PUCCINI’NİN YAPITIYLA SAHNEDE Tosca; bir savaş ve kahramanlık öyküsü SAVAŞ KÜRKLÜ MERSİN - Mersin Devlet Opera ve Balesi (MDOB), bu- gün Puccini’nin ölümsüz eseri “Tosca”nõn ilk gösterimini sah- neliyor. Librettosunu Victorien Sardou’dan hareketle Luigi Il- lica ve Giuseppe Giacosa’nõn yazdõğõ, Önder Gökseven’in sahneye koyduğu eserin Ata- türk’ün de en sevdiği opera olduğunu anõmsatan MDOB Müdürü Hasan Alptekin, “Dünya sahnelerinde en çok seslendirilen operalardan olan ‘Tosca’ operası boyunca, ‘iyi’ ve ‘kötü’ arasındaki savaş, bu yüzden yaşanamayan büyük bir aşk, geri planda karmaşık bir siyasi ortam ve trajik bir son, izlemeye gelenleri büyü- leyecek” dedi. Operada, Tosca rolünde daha önce Uluslararasõ Aspendos Opera ve Bale Festivali’nde sahnede sakatlanmasõna rağ- men sonuna kadar devam ede- rek seyirciden büyük alkõş alan Reyhan Görbil ve Işıl Azaz yer alõyor. Ayrõca Cavaradossi’de Hakan Bölükbaşı ve Sergei Gavrilov; Scarpia’da Kıvanç Uğraşbul ve Andrei Yevtu- şenko; Angelotti’de Hasan Berk, Sagrestano’da Ufuk Ka- sar, Spoletta’da Mustafa Özer, Sciarrone’de Korhan Dinçer, zindancõ rolünde ise Hulusi Po- lat rol alõyor. Sanat tarihimizin sõra dõşõ ve hiçbir dönem ‘eskimeyen’ sanatçõsõ Yüksel Arslan’õn ülkemizdeki serüveni, aslõnda tarihte çok hoşlanõlan ‘önemi çok geç anlaşõldõ’ klişesine son derece uygun. Ülkesine 40 yõl sonra, muhteşem bir sergi ile dönen sanatçõnõn tüm sanatsal serüvenini içeren sergi, bir sanatçõyõ anlamak, tarih içinde neden bu denli önemli olduğunu kavramak için çok iyi kurgulanmõş. UPSD’den yasa tasarõsõ Yeni Dalga sineması İstanbul’da Kültür Servisi - İstanbul Fransõz Kültür Merkezi’nde düzenlenen ‘Yeni Dalga ve Sonrasõ’ başlõklõ gösterimler bugün başlõyacak olan gösterimler, 28 Ekim’e dek sürecek. İzlenebilecek filmler arasõnda ‘Serseri Âşõklar’, ‘Madame Bovary’, ‘Toplayõcõlar’ sayõlabilir. (www.infist.org) Hayri Önder yaşama veda etti Kültür Servisi - Önceki gün İzmir’de 87 yaşõnda yaşama veda eden müzisyen ve mizah yayõncõsõ Hayri Önder, İzmir Doğançay Mezarlõğõ’nda son yolculuğuna uğurlandõ. Manastõr doğumlu Önder, Elveda Rumeli TV dizisinin müzikleriyle tanõnõyordu. Önder, “Salata” adlõ mizah dergisini ve “Çapkõn Hõrsõz” dergisini de çõkarmõştõ. Guantanamo için sanatçı birliği Kültür Servisi - Aralarõnda Pearl Jam ve REM gibi dünyaca ünlü topluluk ve sanatçõlarõn olduğu müzisyenler, ABD Başkanõ Barack Obama’nõn Guantanamo Hapishanesi’nin kapatõlmasõ çabalarõna destek veriyor. Kampanyaya destek veren müzisyenlerden bazõlarõ, şarkõlarõnõn tutuklulara psikolojik baskõ amaçlõ kullanõldõğõnõ öğrenmişler ve buna da tepki vermişlerdi. Amerika Polanski için başvurdu Kültür Servisi - Amerika, İsviçre’de tutuklu bulunan yönetmen Roman Polanski’nin iadesi için resmi başvuruda bulundu. Bu durumda Polanski hapishaneden salõverilme talebini yitirmiş oldu. Polanski, 13 yaşõndaki bir kõz çocuğuna tecavüz suçuyla yargõlanmasõnõn ardõndan 1978’de Amerika’yõ terk etmişti. Yönetmen eylül ayõnda Zürih Film Festivali’ne katõlmak için gittiği İsviçre’de tutuklanmõştõ. SANATÇI HAKLARI İÇİN ‘SerseriAşıklar’ JoseSaramago  AKBANK CAZ FESTİVALİ Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda 19.30’da “Marilyn Mazur” ve 21.45’te “Richard Bona”, Babylon’da 21.00’de “İlhan Erşahin”, Akbank Sanat’ta 19.00’da “Cenk Erdoğan Trio”, Roxy’de 15.00’te “J. Alfred Mehnerd Ritim Atölyesi”.  FİLMEKİMİ Emek Sinemasõ’nda 11.00’de “9”, 13.30’da “Polytechnique”, 16.00’da “Che 1/Arjantin”, 19.00’da “Che 2/Gerilla”, 21.30’da “Kan Ar- zusu”, Cinebonus Maçka’da 11.00’de “Dö- nüşüm”, 13.30’da “Cenette Beş Dakika”, 16.00’da “Altõn Çağdan Öyküler”, 19.00’da “Gel Porno Çevirelim”, 21.30’da “Kapitalizm”.  KADIKÖY SÜREYYA OPERASI “Şen Dul” opereti 16.00’da. B U G Ü N
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear