01 Aralık 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ekonomi@cumhuriyet.com.tr 24 EKİM 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Dengesiz Medya teknolojisinde yaşanan gelişmeler, siyasi liderlerin söylediklerinin, yaşanan eylemliliklerin, yaşama ilişkin her tür gelişmenin canlı kayda alınabilmesinin, gerçekleri görebilme, algılama yetimizin gelişmesini, otokontrolü, doğal olarak demokrasi, insan haklarının gelişmesini getirmesi beklenirdi. Tam tersi oluyor. Akıl almaz bir bilgi kirliliği, kafa karmaşası yaşanıyor. Kameralar karşısında hiç utanıp sıkılmadan en çok yalan söyleyebilenler, en pişkinler,yüzsüzler kısa dönemli de olsa en azından kendilerine inanmaya eğilimli, önyargılı kitleleri gerçeğin tam tersine tepkilere yönlendirebiliyorlar. Dünya, hele de ülkemizde geleceğimiz için en büyük tehdit, güven duygusunu tüketmiş, çaresiz insanın, kitlelerin, her yöne yönlendirilebilecek, patlamaya hazır bombaya benzeyen öfke birikimi. Güven duygusu verecek siyasi lider kimliğini unutun, iyi kötü işleyen hukuk kuralları, yasalar, kurumlar, eğitim, sağlık, iş düzenini ara ki bulasın. Dün Başbakan Erdoğan’ın Akdeniz Parlamenterler toplantısında Filistin-Gazze konuşmasının içeriğinden rahatsız olan İsrail meclis başkan yardımcısı, soru yönelten gazetecilere, söz konusu konuşmayı dengesiz bulduğunu söyledi. Başbakan’la yaptığı kısa yüz yüze konuşmasında da aynı uyarıyı yaptığını vurgulamakta bir sakınca görmedi. Doğrusu İsrailli siyasetçinin tepkisinin haklı olduğunu söylemek aklımın ucundan geçmez. Ancak “dengesiz” sözcüğü, kavramı, yaşamadığımız tüm ekonomik, siyasal, sosyal gelişmeleri tanımlamada çok doğru bir sözcük. Haber yayınlarının aynı akışı içinde, İçişleri Bakanı’nın, sınırdan gelen PKK’lilerin yargılanmasında hukukun çiğnenmediği, çifte standardın uygulanmadığına ilişkin söylediği gerekçeler, yargıda hukukun çiğnenmesi, çifte standart, dengesizliğin uç noktası. Sayın Bakan Ergenekon başta olmak üzere birçok yargılamada, yargılamanın gizlilik aşamalarına ilişkin çiğnenen hukuk ilkeleri, yüzler değil binlerlce örnekle ortada dururken, PKK’lilerin teslim olma yasasından yararlanmak için gelmediklerini sorgularında sayısız kez yinelemiş olmalarına karşın bu yasa maddeleri ile serbest bırakılmalarının açıklanması istendiğinde, gazetecileri azarlayarak “Nereden biliyorsunuz, sorgulama gizlidir” diyebiliyor. Yine aynı haber akışı içinde, yargı ve hukuk kurumlarından gelen açıklamalarda, hukukun, yargının işleyişine siyasi müdahaleler, çifte standart uygulamalarının, hak adalet duygularını çok ağır yaraladığı gerçeğinin altı çiziliyor. Hemen yanında Ermenistan açılımı gelişmeleri, Azerbaycan bayrak krizi gündeme geliyor. Kimileri Azerbaycan’ın bayrak tepkisinin haksız, abartılı olduğunu söylemeye çalışırlarken, kimileri Başbakan Erdoğan’ın Azerbaycan Meclisi’ne giderek yaptığı, herkesin tanık olduğu konuşmada verdiği sözlerin tam tersi AKP hükümeti icraatlarının doğrudan bu dozu kaçmış tepkilerin odağı olduğunun altını çiziyorlar. Bursa’daki maçta yaşanan Azerbaycan bayrağı krizinin, bayrağın yırtılıp çöpe atılması, yasağı olmayan FIFA kararının gerekçe yapılması gibi kimisi bilgi kirliliği, masum yalanlar gibi görünen gelişmelerin rolleri üzerinde duruyorlar. Kürt açılımında hükümetin politikaları, sınırları, ABD-AKP-DTP-İmralı ekseninde yaşananlar üzerine gelinen noktada, bilgi kirliliğini anlatabilmek, anlayabilmek ise tümden olanaksız. Açılım, barışa çomak sokma içerikli, sokaktaki insanın gerçekten canını yakan, tepki patlamasına yol açan PKK gösterisi, şovu, meydan okuması üzerine AKP kanadından, Cumhurbaşkanı-Başbakan-ilgili bakanları ve Arınç’tan gelen tepkileri okumak daha bir zor. Olup bitenler, yaşananlardan sonra DTP ve İmralı’nın siyasi şovunun devamına izin vermeyecekleri, Başbakan’ın gerekirse açılımda sil baştan yapılabileceği uyarı ya da tehdidinin ne anlama geldiğini yorumlayabilmek daha da bir zor. AB ülkelerinden gelecek siyaset şovunu kullanmada çok daha eğitimli kadroların, DTP İstanbul kadrolarının karşılamalarının tahrik edici, incitici olmasının nasıl önlenebileceği kocaman bir soru işareti. AKP iktidar kadrolarının son konuşmalarında da kendilerinden, anlaşmalarından güvenli kitlesel geri dönüşte yasal sınırların nasıl korunabileceği daha çarpıcı bir soru işareti. Şimdiden ilk gelenlerin yararlandıkları pişmanlık yasasını reddederek, Apo’nun Türkiye’den gündeme sokulamayan çözüm reçetelerini, daha tahrik edici bir dille ültimatomlarını hükümet başta yetkili kurumlara verme görevi ile geldikleri yolundaki açıklamalarının, yürürlükteki hukuk düzeni içinde suç kapsamının dışında nasıl formüle edilebileceği büsbütün karışık bir tablo. En ürkütücüsü sıradan vatandaş üzerinde yol açılan yaraların, travmanın nasıl denetlenebileceği. Kuşkusuz kimi siyasetler, bazı odaklarca da tahrik edilecek ve bu kez de şehit ailelerinden gelen tepki, öfkenin, çaresizliğin ürküten görüntüleri. Dengesiz siyaset, yüzüne gözüne bulaştırma olsa olsa ancak bu kadar olabilir. soner@cumhuriyet.com.tr DPT RAPORU: Kriz kişi başõna geliri küçülttü ANKARA (ANKA) - Kriz, kişi başõna düşen milli gelirden 1829 dolar götürdü. 2008 yõlõnda kişi başõna gelir 10 bin 285 dolarken Devlet Planlama Teşkilatõ’nõn (DPT) “Genel Ekonomik Hedefler ve Yatırımlar 2010” raporuna göre 2008 yõlõnda 10 bin 285 dolar olan kişi başõna düşen milli gelir 2009 yõlõnda 8 bin 456 dolar, 2010 yõlõnda ise 8 bin 821 dolar olarak tahmin edildi. DPT, Genel Ekonomik Hedefler ve Yatõrõmlar 2010 raporuna göre 2010 mali yõlõ bütçesiyle bağlantõlõ olarak Devlet Planlama Teşkilatõ’nca hazõrlanan “Genel Ekonomik Hedefler ve Yatırımlar 2010” raporuna göre 2008 yõlõnda 10 bin 285 dolar olan kişi başõna düşen milli gelir 2009 yõlõnda 8 bin 456 dolar, 2010 yõlõnda ise 8 bin 821 dolar olarak tahmin edildi. Krizin etkisiyle vatandaş 2009 yõlõnda 1829 dolar fakirleşmiş oldu. Sanayi binde 1 pay alacak Kriz nedeniyle Gayri Safi Yurtiçi Hasõla (GSYH) içindeki payõ yüzde 19.7’den yüzde 19.2’ye gerileyen sanayi sektörünün ise 2010 yõlõnda ciddi bir toparlanma yaşamasõ öngörülmedi. Buna karşõn 2009 yõlõnda yüzde 8.5 küçülmesi öngörülen sanayi kesiminin, 12.9 puanlõk bir toparlanmayla 2010 yõlõnda yüzde 4.4 büyüyeceği tahmin edildi. Sanayi kesiminin GSYH’den aldõğõ payõn 2010 yõlõnda sadece 0.1 puan artacağõ tahmin ediliyor. 2007 yõlõnda GSYH’nin yüzde 20’sini, 2008 yõlõnda yüzde 19.7’sini alan sanayi sektörünün, 2009 yõlõnõ yüzde 19.2, 2010 yõlõnõ ise yüzde 19.3 pay ile kapatmasõ bekleniyor. SÜREÇ DEVAM EDECEK Doğan’dan uzlaşma talebi Ekonomi Servisi - Doğan Yayõn Holding, bağlõ ortaklõklarõ kendilerine tebliğ edilen vergi ve ceza ihbarnameleri ile ilgili olarak uzlaşma talebinde bulundu. Doğan Yayõn Holding’den yapõlan açõklamada, doğrudan bağlõ ortaklõklarõ Doğan TV Holding AŞ ile D Yapõm Reklamcõlõk ve Dağõtõm AŞ, Doğan Prodüksiyon Hizmetleri AŞ ve Alp Görsel İletişim Hizmetleri AŞ’nin, kendilerine tebliğ edilen vergi ve ceza ihbarnameleri ile ilgili olarak, “tarhiyat sonrası uzlaşma” talebinde bulunduklarõ ifade edildi. Açõklamada, “Bağlı ortaklıklarımızın, kendilerine tebliğ edilen vergi ve ceza ihbarnamelerinin terkini amacıyla dava açmış oldukları da daha önce kamuya açıklanmıştır. Bilindiği üzere, uzlaşmanın vaki olmaması durumunda, dava süreci kaldığı yerden devam edecektir” denildi. Baykal tarafından Denizli’ye gönderilen 11 milletvekili incelemelerini yaparken kentin en eski işletmelerinden olan ve bir süre önce çarkları durduran DEBA’nın (Denizli Bas- ma ve Boya Sanayii) sahibi Esat Sivri gözyaşlarını tutamadı. 1973 yılında Denizli sanayiinin duayeni olarak kabul edilen Esat Sivri ta- rafından kurulan DEBA kapandığında 300 çalışan işten çıkarılarak makineler durdurulmuştu. Bu yıl 28 Eylül’de kapanan işletmenin 2007 yılı ihracatı 56 milyon dolar olan DEBA’da çalışan sayısı 1700’e kadar yükselmişti. Yönetim Kurulu Başkanı Sivri, krizi aşmak için yap- tığı tüm girişimlerin sonuçsuz kaldığını belirterek, üretimi durdurmak zorunda kaldıklarını söyledi. Sivri, yaşadığı sıkıntılar nedeniyle iki sene önce by-pass ameliyatı geçirdi, dört damarı değiştirildi, geçen yıl mesane kanseri teşhisi konuldu, stent takıldı. SEDAT KURT DENİZLİ - İflaslar ve intiharlarla sarsõlan Denizli tekstilindeki so- runlarõn belirlenmesi için oluşturu- lan CHP heyeti, sõkõntõlarõ yerinde dinledi. Odalar, dernekler ve sana- yicilerle görüşen 11 milletvekili, “Bu tabloyu önceden görmüş- tük” dedi. Milletvekillerinin görüş- tüğü duayen işadamlarõndan Esat Sivri, yaşadõklarõnõ anlatõrken göz- yaşlarõnõ tutamadõ. Denizli’de ekonomik kriz nede- niyle geçen yõldan bu yana Gipsan, Dempa, Denteks, Atak, Atakan gi- bi birçok tanõnmõş firma kapõsõna ki- lit vurdu. 15 binin üzerinde tekstil çalõşanõ işsiz kaldõ. Son olarak, De- nizli sanayisinde model olarak gös- terilen ve Hugo Boss, Dockers, Le- vi’s, Gap gibi dünyanõn en büyük markalarõyla çalõşan, Esat Sivri’nin sahibi olduğu DEBA Holding üre- timi durdurdu. CHP lideri Deniz Baykal da ya- şanan sõkõntõyõ yerinde belirlemek amacõyla kente 11 milletvekilin- den oluşan bir heyet gönderdi. Te- kirdağ milletvekili Faik Öztrak’õn başkanlõk yaptõğõ heyette, Mehmet Ali Susam, Fevzi Topuz, Eşref Ka- raibrahim, Akif Ekici, Ramazan Kerim Özkan, Mevlüt Coşkuner, Ergün Aydoğan, Abdullah Özen ve Ali Koçal’õn yanõ sõra Denizli milletvekili Ali Rıza Ertemur da yer aldõ. Derviş Günday değişen programõ nedeniyle heyete katõla- madõ. Denizli’de odalar, dernekler ve sa- nayicilerle görüşen CHP heyeti so- runlarõ bir rapor haline dönüştürecek. Bu rapor önce CHP Parti Meclisi toplantõlarõnda masaya yatõrõlacak ve Genel Başkan Deniz Baykal’a özel bir brifing verilecek, ardõndan Tür- kiye Büyük Millet Meclisi’nde gün- deme getirilecek. Denizli sanayisi- nin duayeni olarak gösterilen DEBA Holding Yönetim Kurulu Başkanõ Esat Sivri, kendisini ziyarete gelen CHP’li milletvekillerine yaşadõkla- rõ sõkõntõlarõ anlatõrken gözyaşlarõnõ tutamadõ. Sivri, nerede hata yaptõk- larõnõ, hangi konularda yalnõz bõra- kõldõklarõnõ anlattõğõ sõrada, duygu- lanarak, “Haram lokma yeme- dik” diyebildi. Heyetin başkanõ Öztrak, “Deniz- li sadece kriz döneminde değil, AKP iktidarı göreve geldikten sonra sıkıntılar yaşamaya başla- dı. Nedeni ise Denizli’nin bir sa- nayi kenti olması. Bu durum hü- kümet politikalarının iflas ettiği- nin göstergesidir” dedi. CHP olarak bu tabloyu önceden gördüklerini fakat yaptõklarõ uyarõ- larõn dikkate alõnmadõğõnõ belirten Öztrak, Kredi Garanti Fonu’nun öngördüklerinden bir yõl sonra ku- rulduğuna dikkat çekti. Fabrikatörün gözyaşlarõ Kargoculara PTT vergisi MURAT GÜLDEREN Türkiye Kargo, Kurye ve Lo- jistik İşletmecileri Derneği (KA- RİD) Başkanõ Haluk Ündeğer, hazõrlanan yeni posta kanun tasa- rõsõna göre 20 kg’a kadar taşõnan tüm paketlerden yüzde 2-3 ara- sõnda PTT için fon parasõ kesile- ceğini söyledi. Ündeğer ayrõca, havalimanla- rõnda kargo paketlerinin güvenlik kontrolünün Ulaştõrma Bakanlõ- ğõ’nca PTT görevlilerine verildi- ğini belirten bir tebliğ aldõklarõnõ da belirterek o hizmetten de paket paşõna ayrõca ücret alõnacağõnõ kaydetti. Böyle bir uygulamanõn dünya- nõn hiçbir yerinde görülmediğini dile getiren Ündeğer, “Türkiye bu şekilde güvenilirliğini kay- bediyor. Dünyanın her yerinden yabancı çekmek için her türlü faaliyeti gösteren Türkiye, uçan kuştan para alma zihniyeti yü- zünden 2 milyar dolarlık tanıtım da yapsa bu imajını düzeltemez. Yabancı yatırımcı küstürülü- yor” dedi. PTT’nin imajõnõn düzeltilmeye ihtiyacõ olduğunu da dile getiren Ündeğer, ancak rekabete aykõrõ, ta- mamen tekelleşmeye yönelik yol alõnmasõnõn rekabet kurallarõyla bağdaşmadõğõnõ da ifade etti. Ün- değer, gerek rekabet kuruluna ge- rekse Ulaştõrma Bakanlõğõ’na sek- tör temsilcileri olarak şikâyette bu- lunacaklarõnõ belirterek “Bizden kesilen paralar doğal olarak tüketiciye de yansıyacaktır” di- ye konuştu. BATILI BANKALAR TÜRKİYE’DEN ÇIKABİLİR Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanõ Hüsnü Özyeğin, Batõ Avrupalõ bankalarõn Türkiye’deki bazõ yatõrõmlarõnõ 2-3 yõl içinde elden çõkar- mak zorunda kalabileceğini söyledi. Ulus- lararasõ Birleşme ve Devralma Ortaklarõ Ağõ (IMAP) 2009 Küresel Birleşme ve Devralma Sempozyumu’nda konuşan Özye- ğin, ABD ve Avrupa’da devletlerin, banka- cõlõk sektörüne verdikleri finansal destekleri sona erdirmek üzere olduğuna dikkat çekerek “Gelinen aşamada ABD ve Avrupalõ devletle- rin, bankalarõn sermaye yeterlilik rasyolarõnõ düzeltmesi konusunda bir takvim belirlemesini bekliyoruz. Bu süreçte birleşme ve satõn almalarõn büyük bölümünü şirketler öz- kaynaklarõyla gerçekleştirmek zorunda” dedi. Özyeğin, enerji, madencilik ve altyapõ başta olmak üzere Türkiye’de çok sayõda sektörün hem birleşme ve satõn al- ma hem de yatõrõm açõsõndan öne çõkacağõnõ belirtti ve Fi- ba Holding olarak yenilenebilir enerji alanõndaki yatõrõm fõrsatlarõnõ yakõndan izlediklerini söyledi. Varlõk yönetimi konusunda Türkiye’nin yanõ sõra Romanya’da da büyüme- yi düşündüklerini sözlerine ekledi. SİNPAŞ: KONUTTA FİYAT DEĞİŞMEDİ Sinpaş GYO Genel Müdürü Seba Ga- cemer, konut arzõnõn yüzde 20 düşme- sine rağmen fiyatlarda artõş yaşan- madõğõnõ söyledi. Gacemer, “Araştõrmalarõmõz sonunda İs- tanbul’da şu an orta ve orta üstü alõcõya hitap eden 67 bin 800 adet konut ve 24 bin 100 adet stok bulunduğunu tespit ettik. Hâlâ yapõl- masõ planlanan 10 bin 500 konut var. İnşaatlarõn yüzde 75 ’i belli lokasyonlara sõkõşmõş. Buralara gereksiz yere kaynak aktarõlõyor” dedi. Gacemer,büyük projelerden alõnan ko- nutlarõn tüketiciye bir getiri sağlamadõ- ğõ iddiasõnda bulunarak, “İnsanlar 800 milyara aldõğõ konutunu 300 milyona kiraya veremez hale geldi” diye konuş- tu. Sinpaş’õn 2009 yõlõnda 3 bin 769 ko- nut satarak 1 milyar 380 milyon TL ci- roya ulaştõğõnõ belirtti. Bu yõl içerisinde yürürlüğe girmesi beklenen yeni Posta Yasa Tasarõsõ’na göre kargo şirketleri 20 kg’a kadar taşõyacağõ her paket için PTT’ye para ödeyecek. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tüketi- cilerin bankalara olan toplam borcu 9-16 Ekim haftasõnda 120 milyar 195 milyon TL olurken bunun 34 milyar 535 milyon TL’sini kart bor- cu oluşturdu. Haziran ayõnda sağlanan yapõ- landõrma olanağõnõn çok sõnõrlõ bir kesimi ra- hatlattõğõ eleştirileri sürerken MHP Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu, kredi kartõ borçlarõnõn tüketici kredisine çevrilerek 24 ayõ geçmemek üzere taksitlendirilmesini öngören ya- sa önerisi verdi. Serdaroğlu, Meclis’te basõn toplantõsõ dü- zenleyerek TBMM Başkanlõğõ’na sunduğu ya- sa önerisi hakkõnda bilgi verdi. 24 Haziran 2009 tarihinde 5915 sayõ- lõ yasa ile kredi kartõ borçlarõnda ya- põlandõrmaya gidildiğini anõmsatan Serdaroğlu, bu yapõlandõrmadan ya- rarlanmasõ öngörülen 875 bin kişiden sadece yarõsõnõn başvuru yaptõğõnõ, başvuru yapanlardan da yüzde 4’ünün ilk ay için- de yapõlan protokolü bozduğuna dikkat çekti. Haziran ayõnda çõkarõlan yasanõn yaklaşõk 3 milyar liralõk bir borcu yapõlandõrdõğõnõ, bunun buz dağõnõn sadece görünen kõsmõ olduğunu ifa- de eden Serdaroğlu, kredi kartõ borcunun asga- risini ödeyerek “günü kurtarma- ya” çalõşanlarõn sayõsõnõn 9 mil- yonu bulduğunu ifade etti. Ser- daroğlu, “Asgari tutarı ödenerek çevrilmeye çalışılan tutar 12-13 milyar lira civarındadır. Kre- di kartı borçları ile ilgili çok büyük, çok tehlikeli bir krizin işaretleri alınmaya baş- lanmıştır” diye konuştu. Ağustos 2009 itibarõyla temerrüde düşen kredi kartõ tutarõnõn 4 milyar liranõn üzerinde olduğuna dikkat çeken Serda- roğlu, verdiği yasa önerisi ile vatandaşlar ara- sõnda “kart barışı” sağlanacağõnõ ifade etti. Serdaroğlu’nun önerisine göre, asgari tutarõ ödeyerek kart borcunu çevirmeye çalõşan 9 milyon kişinin kredi kartõ borçlarõ, haziran ayõndaki yapõlandõrmadan yararlanõp yararlan- madõğõna bakõlmaksõzõn, temerrüde düşmüş, kendilerine ihtar çekilmiş, haciz işlemi başla- tõlmõş veya varlõk şirketlerine devredilmiş kre- di kartõ borçlarõ, bankalarõn ortalama tüketici fa- izleri üzerinden 24 ayõ geçmemek üzere tüke- tici kredisine çevrilecek. Teklifte ayrõca borcu tüketici kredisine çevrilerek taksitlendirilen kredi kartõnõn borç bitinceye kadar kullanõla- mayacağõ hükmü de getiriliyor. Kart borcunu kredi sayõn, 9 milyon kişiyi kurtarõn 1700 kişi çalõşõyordu ÜNLÜ MARKALARA ÜRETİM YAPIYOR, 52 ÜLKEYE SATIYORDU 1973’te Esat Sivri tarafõndan kurulan DEBA, De- nizli’nin Kayhan Mahallesi’nde 36 bin metrekaresi kapalõ 102 bin metrekare alanda tekstil dokuma, bo- yama, basma, pantolon, nevresim, çarşaf üretimi ya- põyordu. DEBA, 22 ülkeye ihracat yapõyor, Hugo Boss, Dockers, Levi’s gibi ünlü markalara üretim yapõyor ve kendi yarattõğõ Uniqart, The Pantalone, Laodik- ya ve Colossae markalarõnõ ihraç ediyordu. 2001 krizinden etkilenen şirket, kredi kullandõğõ İş Bankasõ ile kredi yapõlandõrma anlaşmalarõ yaptõ. İlk krizi az hasarla atlatan DEBA, geçen yõl yaşanan eko- nomik krizle birlikte büyük bir sõkõntõya girdi. Önce İş Bankasõ ile birkaç kez kredi yapõlandõrma anlaş- malarõ yapõldõ. Bankalarla yapõlan geri ödeme plan- larõndan da sonuç alamayan şirket, borçlarõ karşõ- lõğõnda fabrikanõn bulunduğu 102 bin metrekare ar- sanõn tapusunu bankaya verdi. İşçilerinin ücretleri- ni ve banka borçlarõnõ ödeyemeyen, doğalgazõ peşin ödediği parayla kullanabilen DEBA, krizi aşamayarak kapõsõna kilit vurdu. Bu süreçte sonuçtan kimseyi sorumlu tutmadõğõnõ, bankanõn kredilerin ödenmesi konusunda gereken her şeyi yaptõğõnõ söyleyen 77 yaşõndaki Esat Sivri, şir- ket olarak ekonomik krizi aşamadõklarõnõ, son çare olarak üretimi durdurmak zorunda kaldõklarõnõ söy- lemişti. Yaptõğõ tüm girişimlerin sonuçsuz kaldõğõnõ, görüş- tüğü tüm kişilerden olumlu yanõt alamadõğõnõ söyle- yen Esat Sivri, “Denizli Basma Sanayii, Denizli’nin ilk firmalarından biri. Yıllarca her şeyi kuralları- na uygun yaptık, işçilerimize sendikal hak verdik. Ama 2001’den sonra ne zaman kredi kullandığımız bankayla protokol yapsak, ardından ekonomik kriz yaşadık. Son krizi aşamadık. Tüm girişimlerimiz so- nuçsuz kaldı. Kimseyi suçlamıyorum. Ama böyle bir kuruluş bu noktaya gelmemeliydi” diye konuştu. Haluk Ündeğer
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear