Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Örneğin ortada fol yok yumurta yokken;
birdenbire nasıl olacağını, neleri içerdiğini
açıklamadan terör örgütünü sonlandıracak
büyük fırsatın önümüzde olduğunu söyledi.
Kısa süre sonra Başbakan; Kürt terörünü
sona erdirmek için içeriğini hâlâ açıklayamadığı
Kürt açılımını başlatacaklarını ilan etti.
ABD Başkanı Obama’nın; RTE’yi
Washington’a çağırdığı açıklandı.
İki gün sonra Çankaya’daki AKP’linin Başkan
Obama’yı aradığı, hatta neler söylediği
gazetelerde manşetlere geçti.
Üstelik Türkiye’nin “büyük diplomasi
hamleleri” ile bağdaştıran yorumlar yapılarak...
Washington’a davetin hemen ardından
Çankaya’daki; ABD Başkanı’na (Fatih
Çekirge’nin yazdığına göre), “Sayın Başkan,
biliyorsunuz Türkiye bölgesinde bir barış atağı
başlatmış durumdadır” diyor.
Barış atakları mı? Suriye ile vize
uygulamasına son… Irak’la 48 anlaşma.
Sonra? Yunanistan ile aramızdaki bütün
sorunlara değil çözüm bulmak, görüşmeleri bile
başlatamadı bu hükümet.
Kıbrıs’ta çözüm diye öne sürdüğü koşulların
hiçbirine Rum yönetimi evet demedi.
Rusya ile bıçak sırtındaki işbirliğinden söz
ediliyor.
İsrail’le ve Azerbaycan ile ipler koptu kopmak
üzere ve…
Beyaz Saray bölgede olup biteni, Türkiye’nin
girişimlerini sanki bilmiyormuş gibi…
Çankaya’daki, Ermenistan ile başlattıkları
“açılımı” Obama’ya anlatıyor.
Geriye yalnız Kıbrıs’ta çözüm kalmış gibi;
Çankaya’daki, Obama’dan ABD desteğini
esirgememesini diliyor.
Açık durum böyle olduğuna göre,
Çankaya’daki, bayram değil seyran değil,
Obama’yı neden aradı?
RTE gitmeden önce ABD Başkanı’nın
havasını yoklamak, Obama’nın örneğin
Ermenistan’la ilişkiler ve Arabistan’a kayan
politikalar üzerinde neler önereceğini veya
düşüncelerini öğrenebilmek için!
Başarılı olduğu söylenebilir mi? Köşk’ten
aldığı bilgilerle görüşmenin içeriğini yazan Fatih
Çekirge’ye göre Başkan Obama; Ermenistan
başta her konuyu açtığında Çankaya’daki
AKP’linin söylediklerini dinlemiş; “Mesajınızı
aldım, sizi anladım” gibi yanıtlar vermiş. O
kadar!
Böylece görüşme; Çankaya’dakinin, RTE’ye
ABD’ye gitmeden önce Beyaz Saray’da nelerle
karşılaşacağını sağlayamadığı biçiminde
yorumlanabilir.
Oysa kimi sorular içeren başka bir konuya
değinilmiyor.
Başkan Obama, gündemde yokken ani bir
kararla TC Başbakanı’nı neden çağırdı?
Herhalde RTE’yi özlediği veya Beyaz
Saray’da beş çayında bir araya gelip hasret
gidermek için davet etmedi. Ya niçin?
Bu davet; son dış açılımlarla Türkiye’nin
Ortadoğu’da yeni bir sorun veya bölgesel
sorunlarda yeni bir çıban başı olacağı
kaygısıyla yapılmış olmasın?
Hükümetin atacağı adımlarda öncelik aldığını
kanıtlayan bir başka gelişmeden söz etti
Çankaya’daki.
Kürt açılımında muhalefetin tutumundan
kaygılı.
Ana muhalefetin RTE ile görüşmemesi
rahatsız etmiş Çankaya’yı.
Ne yapmalı ki ana muhalefet, örneğin Kürt
açılımında veya benzeri konularda hükümetle
yan yana gelsin, hatta destek versin?
Bir formül ortaya atıyor: Milli Güvenlik
Kurulu’na ana muhalefet de üye olsun!
Demokrasiyle yönetilen ülkelerde iktidarla
muhalefetin bir araya gelerek, önemli sorunları
birlikte görüşüp karara bağladıkları görülmemiş
bir uygulama olsa gerek.
Bu, yeni bir yem.
Amaç, ana muhalefetin AKP iktidarına
desteğini sağlamak!
SAYFA 20 EKİM 2009 SALICUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul B 23
Edirne Y 21
Kocaeli Y 25
Çanakkale Y 21
İzmir Y 25
Manisa B 25
Aydın PB 34
Denizli B 27
Zonguldak Y 22
Sinop B 23
Samsun PB 27
Trabzon PB 25
Giresun PB 25
Ankara Y 25
Eskişehir Y 24
Konya Y 25
Sıvas B 23
Antalya PB 31
Adana PB 34
Mersin PB 32
Diyarbakır PB 31
Şanlıurfa PB 32
Mardin PB 28
Siirt PB 30
Hakkâri PB 22
Van PB 19
Kars PB 21
Oslo B 7
Helsinki B 9
Stockholm B 10
Londra Y 15
Amsterdam B 14
Brüksel PB 14
Paris PB 17
Bonn B 11
Münih B 8
Berlin B 11
Budapeşte B 9
Madrid Y 18
Viyana B 9
Belgrad Y 11
Sofya Y 16
Roma PB 17
Atina PB 24
Zürih B 13
Moskova PB 8
Aşkabat A 21
Astana PB 17
Taşkent B 29
Bakû B 21
Bişkek PB 23
Tiflis PB 32
Kahire Y 30
Şam B 34
Ülkemizin kuzey ve ba-
tısı parçalı çok bulutlu,
Marmara’nın batı ve
kuzeydoğusu, İç Ege,
Batı Karadeniz’in batı-
sı, İç Anadolu’nun ku-
zeydoğusu, Göller Yö-
resi ile İzmir, Kasta-
monu ve Karabük çev-
releri aralıklı sağanak ve
gök gürültülü sağanak,
diğer yerler parçalı ve
az bulutlu geçecek.
/ IŞIL ÖZGENTÜRK
Çocuklarõ üniversiteyi kazanan
pek çok aile de ne yapacağõnõ şaşõr-
mõş durumda. Nereden kõsõp çocu-
ğa para göndersinler, bilemiyorlar.
Çünkü bu yõl pek çok akademisye-
nin söylediğine göre, gizli işsizliği
örtmek için üniversite kontenjanla-
rõ arttõrõldõ, ama yurtlardaki yatak sa-
yõsõ aynõ. Çocuklar nerede kalacak-
larõnõ bilemiyorlar, öte yandan kar-
nõ aç olduğu için derslerde bayõlan
gencecik insanlar artõk gündelik
olaylardan sayõlõyor.
Temel gõda mallarõna zam üstüne
zam yapõlõyor. Açõlõmlara kilitlenmiş
TV kanallarõnda, gazete köşe yazõ-
larõnda bir iki söz ediliyor, ama du-
rumun vahameti bir türlü gündeme
gelmiyor. Kõymanõn kilosu 20 lira-
yõ geçti ve halkõmõz kilosu 3 liraya
satõlan sucuğa hücum ediyor, o su-
cuğun içindeki etin ne mene bir
şey olduğunu sormak bile istemiyor,
aksi halde aç kalacak! Nâzım Hik-
met, “Kurtuluş Savaşı Desta-
nı”nda şöyle der: “Açlık hiçbir şey
yememek değil, bağırsakları dü-
ğümleninceye kadar yarma çor-
bası içmektir.” Ülke insanõnõn ba-
ğõrsaklarõ usul usul düğümlenmeye
doğru gidiyor, memurlara yapõlan
zammõn gülünçlüğü ortada; asgari
ücret ise hatõrlatalõm 16 yaşõndan bü-
yükler için 527.13 TL, 16 yaşõndan
küçükler için sadece 456.21 TL.
Sadece Kadõköy bölgesinde her
hafta 250’nin üstünde dükkân ka-
panõyor. Kapanan bu dükkânlarda
çalõşan işçiler ve bizzat dükkân sa-
hibi ne yapõyor? Bilmiyoruz ama
kredi kartlarõndaki giderek artan
borç hanesi şimdilik olmayan para-
dan yendiğini gösteriyor.
Hükümet bir türlü temmuz-ağus-
tos işsizlik rakamlarõnõ açõklayamõ-
yor; tüm dünyada bu rakamlar bek-
lenenin çok üstünde artarken bizde
azalmasõnõ beklemek ya da mayõs ayõ
seviyesinde durduğunu düşünmek
fazla safdillik olur. Türkiye gence-
cik insanlarõn iş bulamadõklarõ için
intihar ettikleri ya da uyuşturucuy-
la kendilerini boğmaya çalõştõğõ bir
ülke olmaya gidiyor.
Şimdi gelelim yazõmõn başõnda
söylediğim sözlere; “sol, hasada hiç
bu kadar yakın olmamıştı.” Çün-
kü insanlar açsa, istediğiniz dizide is-
tediğiniz insanõ seviştirin, hatta çõp-
lak dolaştõrõn fayda etmez. Gerçek
gündemi istediğiniz kadar açõlõmla-
ra boğun, televizyonlarõnõz yirmi dört
saat açõlõm söylesin fayda etmez.
Çocuğuna süt bulamayan anneyi,
işsizlikten çõldõrma noktasõna gelmiş
gencecik bir insanõ daha ne kadar ya-
tõştõrabileceğinizi sanõyorsunuz?
Evet, şimdi solun tam zamanõ! La-
tin Amerika’da olanlar bizde neden
olmasõn? Şimdi gerçekçi olalõm,
bölük pörçük solla bu iş yürümüyor,
öyleyse mevcut bir muhalefet par-
tisiyle bu işi yürütmek gerekiyor.
Onu değiştirmek ve ona da anlatmak
gerekiyor, vazgeçin partinizin vit-
rinlerini patronlarla, malvarlõğõ tril-
yonlarõ bulan sendika ağalarõyla
doldurmaktan. Sürünen emeklinin,
açlõktan derslerde bayõlan üniversi-
telinin, son kalan üç beş koyunu da
sele gitmiş topraksõz köylünün ya-
nõnda olun. AKP’nin açõlõm politi-
kalarõnõ elinden alõn, kendi açõlõm po-
litikalarõnõzõ insanlara anlatõn.
Çünkü şimdi sol zamanõdõr.
Şimdi Sol ZamanıdırBaştarafı Arka Sayfada
1. ERGENEKON DAVASI
Dokuz El Kaide
zanlısı tutuklandı
VAN/BURSA (Cumhuriyet) - Şeriatçõ terör
örgütü El Kaide’ye yönelik operasyonda
Van’da 3, Bursa’da 6 kişi tutuklandõ. El
Kaide’ye yönelik 8 ilde eşzamanlõ düzenle-
nen operasyonlar kapsamõnda Van’da gözal-
tõna alõnan ve Emniyet Müdürlüğü’ndeki
sorgularõnõn ardõndan adliyeye sevk edilen
13 kişi, cumhuriyet savcõlõğõnda ifade verdi.
Mahkemeye sevk edilen zanlõlardan El Kai-
de’nin Van yapõlanmasõ sorumlusu olduğu
belirtilen O.N.G. ile Ö.K. ve F.Y. tutuklan-
dõ. Aynõ operasyon kapsamõnda Bursa’da
gözaltõna alõnan 8 kişiden 6’sõ, çõkarõldõğõ
nöbetçi mahkemece tutuklandõ. Öte yandan,
Yalova’nõn Çõnarcõk ilçesine bağlõ Ortabu-
run köyü ile Gemlik sõnõrõndaki Kumluk
mevkiinde, El Kaide’li El Sakka’nõn, yargõ-
landõğõ mahkemedeki savunmasõnda dile ge-
tirdiği El Kaide’ye ait sõğõnak ele geçirildi.
Üzeri ağaçlarla örtülü şekilde bulunan sõğõ-
nakta, 1 adet MAT marka 1949 yapõmõ ta-
banca, bu tabancaya ait şarjör, 10 el bomba-
sõ, 10 el bombasõ tapasõ, 1400 Kalaşnikof pi-
yade tüfeği fişeği, 19 G-3 piyade tüfeği fişe-
ği, 20 fişek, 167 Biksi fişeği, 68 9 mm. fişek,
13 Kalaşnikof şarjörü ele geçirildi.
Ergenekon davasõnda Alparslan Arslan Cumhuriyet’e bombayõ türban karikatürü nedeniyle attõğõnõ söyledi
HATİCE TUNCER
Danõştay’a silahlõ baskõn ve
Cumhuriyet gazetesine bomba at-
maktan sanõk Alparslan Arslan,
Cumhuriyet gazetesine kutsal
saydõğõ türbana hakaret edildiği
için bomba attõğõnõ söyledi. Al-
parslan Arslan Danõştay saldõrõ-
sõnõ neden yaptõğõna ilişkin soru
üzerine “Emir gelmişti. Yuka-
rıdan gelmişti. Allah’tan geldi.
Rüzgârla gelir, melekle gelir,
hal ile gelir, bakışla gelir emir”
diye konuştu.
Danõştay’a silahlõ baskõn ve
Cumhuriyet gazetesine bomba
atõlmasõ dosyasõyla birleştirilen
Birinci Ergenekon davasõnõn 116.
duruşmasõ dün gerçekleştirildi.
Alparslan Arslan’õn avukatõ
Oğuz Kayıran daha önceden
Bakõrköy Ruh ve Sinir Hastalõk-
larõ Hastanesi tarafõndan mah-
kemeye gönderilen raporun bi-
limsel olmadõğõnõ savunarak Ars-
lan’õn Adli Tõp Kurumu’na sev-
ki talebini yineledi. Çapraz sor-
gu sõrasõnda hâkim tarafõndan
oturmasõna izin verilen Arslan,
sorularõ yanõtlarken zaman zaman
elini başõna koyarak uzun süre
düşündü, başõnõ arkaya atarak
güldü. Savcõ Mehmet Ali Pek-
güzel’in “Cumhuriyet’e bom-
ba at diye mi emir geldi?” so-
rusunu Arslan, şu şekilde yanõt-
ladõ:
“Başörtüsünü biliyoruz. Al-
lah’tan utanmayan insanla be-
nim işim olmaz. Başörtüsü tak-
mayan insandan utanırım. Da-
nıştay önemli mesele. Başör-
tüsünü yok sayamazsın. Bunu
yüzde 90 ile 99 arasında bili-
yorum. Benim bilgim bu. Bu
yasağın altındaki imza size mi
ait diye gidip sormadım. Git-
tim, bunu yasaklayamazsınız
dedim. Çırılçıplak dolaşan bi-
rini dövecek misin? Düzgün bir
şekilde alırsın, ihtiyacını kar-
şılayacaksın.”
Savcõ Pekgüzel, önce Danõştay
tarafõndan başörtüsü yasağõna
ilişkin bir karar alõndõğõnõ, daha
sonra Cumhuriyet gazetesinde
başörtüsü giymiş bir domuz ka-
rikatürünün yayõmlandõğõnõ anõm-
satarak “Neden önce Cumhu-
riyet gazetesine bomba attı-
nız?” diye sordu. Arslan, şu ya-
nõtõ verdi:
“Devlet denen mahluk, koy-
du bir deliğe. İdam şart.”
Cumhuriyet’e antipati
Çapraz sorgu sõrasõnda Pek-
güzel, “Bunlar çok önemli Al-
parslan. Cumhuriyet gazetesi-
ne bomba atma talimatını kim-
den aldın? Olay sırasında ya-
nında kimler vardı?” sorularõ-
nõ yineledi.
“Cumhuriyet gazetesine kar-
şı evvelden beri antipatim var”
diyen Arslan, “Neticede onlar da
bizim insanlarımız. Ama do-
muza başörtüsü giydirme. Bu-
nu yapma. Hiç olmazsa bir
özür dile. Turan Selçuk’u çok
fazla sevmiyorum. Selçuk kar-
deşleri tanımıyorum ama özel
insanlar. Türkiye’de yaşıyor-
sunuz, ben anlamıyorum” diye
konuştu.
Pekgüzel’in bomba atmak ye-
rine telefonla tepkisini dile geti-
rebileceğini söylemesi üzerine
Arslan, “Turan Selçuk’a de-
medim. Çok kinim var. 60-70
yaşında bir adamsın. Türki-
ye’de yaşıyorsun, saygılı ol-
malısın. Babam olsa keserim.
Allah’tan utanmayan adamı
aklım almıyor. Hürriyet veya
Sabah gazeteleri olsa açar te-
lefonu gereğini söylerdim ama
Turan Selçuk olunca dayana-
mıyorum. Gider parçalarım.
Dayanamam ben yani. Mesela
burada Doğu Perinçek var.
Adamı seviyorum kardeşim.
Haslet işte” dedi. Arslan, Da-
nõştay’õn başörtüsüne ilişkin ka-
rarõndan ne zaman haberi oldu-
ğunu sorusuna “Haber yayım-
landığı zaman haberim yoktu.
Cumhuriyet gazetesine bakış
açısı, merhamet boyutunda da
bakabiliriz. Ama ben o idrak
boyutunda değildim. Merha-
met boyutunda olsaydım bunu
yapmazdım” diye konuştu.
Osman Yıldırım ile 27 Ni-
san’da Bostancõ sahilinde bu-
luştuklarõnõ ve bazõ banka ve
holdinglere saldõrõdan söz ettik-
lerini anlatan Arslan “Rahmi
Koç, Türkiye’nin zenginleri
arasında. Mesela bankalar var.
Edepsizlik devam ediyorsa
problem var. Mesela Aydõn
Doğan, yavaş yavaş düzeltme-
si lazım” dedi.
‘Oğlum söyle’
Savcõnõn “Bombaları nere-
den temin ettiniz?” sorusuna
Arslan sessiz kalõrken izleyici sõ-
ralarõnda oturan babasõ İdris
Arslan, “Oğlum söyle” diye
bağõrdõ.
Savcõ Nihat Taşkõn, Cumhuri-
yet gazetesi avukatlarõnõn “Ars-
lan, Danıştay davasında bom-
baları Süleyman Esen’in Özel
Harpçi bir arkadaşından aldı-
ğını söyledi. Ancak bu tuta-
naklara geçmedi” şeklindeki
beyanlarõnõ anõmsatarak bomba-
larõ kimden aldõğõ sorusunu yi-
neledi. Arslan bu soru üzerine
“Tahmin aklıma geldi. Ceza-
evine konulmuşum, aradan 1
yıl 6 ay geçmiş. Kimseyle irti-
batım yok. O şekilde ağzımdan
kaçırmış olabilirim” dedi.
“Bombaları Süleyman Esen
getirdi” diyen Arslan, şöyle de-
vam etti: “Akrabası vardır. Ya
emniyette, ya asker ya koru-
cudur. Belki PKK’li de tanı-
yordur. Bu bombalara ulaşa-
bileceği kişiler vardır. ‘Bulabi-
lir miyiz’ diye sordum. 3-5 gün
içinde getirdi. Esen’e 3 bomba
için 1.5 milyar lira elden ver-
dim. Esen bombaları ne yapa-
cağımı sormadı.”
Taşkõn, “Cumhuriyet’e bom-
ba atarken insanların ölebile-
ceğini düşünmediniz mi?” so-
rusu üzerine “Ölecekse öldü-
rürsün, önemli değil. Bir şe-
kilde Cumhuriyet’e uyarı la-
zım” diye konuştu.
Arslan, el bombasõ kullanma-
yõ nereden bildiği sorusu üzeri-
ne “Pimi çekip atmak lazım di-
ye söylendi. Bombalar çok sağ-
lıklı değildi. Biraz yıpranmış-
tı. Uzun süreden beri bulun-
duğu belliydi. Öldürmek kas-
tım olsaydı, girer içeriye atar-
dım. Cumhuriyet’i gördüm.
Tekbir getirdikten sonra bom-
bayı attım” dedi.
‘Gülen’i severim’
Arslan, şöyle devam etti: “Ce-
zaevine girmeden 1.5 yıl önce
namaz kılmaya başlamıştım.
Cezaevine girdikten 1.5 yıl son-
ra da kılmaya devam ettim.
Sonra hastalık durumları oldu.
Cemaatimi de, Fethullah Gü-
len’i de severim. Doğu Ağabey
mi desem, Doğu Bey mi desem
severim, evvelinden beri uyu-
şurum. Fethullah Gülen’i ev-
velinden severim. Fethullah
Gülen cemaatinde bulunmuş-
tum, ama bulunamayacak du-
ruma gelince çıktım. Mukad-
desatçı, ülkücü, milliyetçiyim.”
Zorunlu din dersine protesto
İzmir Büyükşehir Belediyesi önünde
toplanan Eğitim-Sen İzmir Şubeleri,
Öğrenci Velileri Derneği ile Alevi Bektaşi
ve Yöre Dernekleri Platformu üyeleri
sloganlarla din kültürü ve ahlak bilgisi
dersinin zorunlu olmasını protesto etti.
Grup adına açıklama yapan Eğitim-Sen
İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Ercan
Dumbak, anayasanın 24. maddesinde
“Herkes vicdan, dini inanç ve kanaat
hürriyetine sahiptir. Kimse ibadete, dini
ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve
kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz, dini
inanç ve kanaatlerinden dolayı
kınanamaz ve suçlanamaz” ifadesinin yer
aldığını söyledi. Maddenin devamında din
kültürü ve ahlak bilgisi dersinin zorunlu
olarak okutulacağının belirtildiğini ifade
eden Dumbak, “Bu haliyle anayasanın 24.
maddesi kendi içinde çelişiyor. Bu madde
içindeki çelişkinin ortadan kaldırılması
için zorunlu din dersi bölümü anayasanın
bu maddesinden çıkarılmalıdır”
diye konuştu.
Alparslan Arslan sorgusunda Danõştay konusunda şöyle
konuştu: “Danõştay önemli mesele. Başörtüsünü yok
sayamazsõn. Bunu yüzde 90 ile 99 arasõnda biliyorum. Benim
bilgim bu. Bu yasağõn altõndaki imza size mi ait diye gidip
sormadõm. Gittim, bunu yasaklayamazsõnõz dedim.”
‘Danıştay emri Allah’tan geldi’
3 kişi için
tahliye kararõ
Ergenekon davasõnda çarpraz sorguya alõnan
Alparslan Arslan, savcõ Mehmet Ali
Pekgüzel’in Ümraniye Çakmak Mahalle-
si’ne gidip gitmediği sorusu üzerine “Ta-
nıdıklarım var ama o bulunan bomba-
larla ilişkisi yok. Ama Oktay Yõldõrõm’ı
tanımıyorum” dedi. Alparslan Arslan,
Danõştay saldõrõsõ sonrasõnda arabasõnda
bulunan silahlarõ tutuksuz sanõklardan
Aykut Metin Şükre’nin verdiğini söyle-
di. Arslan, 12 Eylül döneminden söz
ederken izleyici sõralarõnda oturan babasõ
İdris Arslan, “Sana mı kaldı. 4 yıldır
yok olduk oğlum” diye bağõrarak tepki
gösterdi. Alparslan Arslan da, babasõna
“Ben Allah’ın fedaisiyim” diye bağõra-
rak küfretti. Mahkeme Başkanõ Köksal
Şengün de “Yönlendirmenizin anlamı
nedir?” diye İdris Arslan’a çõkõştõ.
Birinci Ergenekon davasõnda tutuklu sanõk-
lar Kuvayõ Milliye 1919 Derneği üyesi
Kahraman Şahin ve Erol Ölmez ile
2001 yõlõnda Tuncay Güney ile birlikte
oto kaçakçõlõğõndan gözaltõna alõnan
Ümit Oğuztan, tahliye edildi. Ancak bu
sanõklara yurtdõşõna çõkõş yasağõ konuldu.
Mahkeme heyeti başkanõ Köksal
Şengün’ün tutuklu sanõklar Emin
Gürses, Kemal Kerinçsiz, Hayrettin
Ertekin, Hüseyin Görüm, Erkut Ersoy,
Muhammet Yüce ve Selim Akkurt hak-
kõnda, “Tutukluluktaki makul sürele-
rin aşılmış olması, bu aşamadan sonra
kaçma ve saklanma şüphelerinin bu-
lunmadığı”, Hikmet Çiçek ve Nusret
Senem’in ise “tutuklandıkları yasa
maddesinin iddianamede suç maddesi
olarak konulmamasını, yine makul sü-
renin aşılması” gerekçeleriyle tahliye
edilmeleri yönünde oy kullanmasõna kar-
şõn, oyçokluğuyla bu sanõklarõn tahliye
talepleri reddedildi. Mahkeme, tutuklu
sanõk Zekeriye Öztürk’ün talebini kabul
ederek, “PKK terör örgütünün MİT
tarafından kurulduğu yönündeki id-
diaların ve Abdullah Öcalan’ın iddia
olunan Ergenekon Terör Örgütü üyesi
olup olmadığının Genelkurmay Baş-
kanlığı, MİT ve Emniyet Genel Mü-
dürlüğü’nden ayrı ayrı sorulmasına”
karar verdi. Mahkeme, Emin Gürses’in
avukatõ Mehmet Taşdelen’in talebini
kabul ederek, sanõk Alparslan Arslan’õn
MİT görevlisi veya haber elemanõ olup
olmadõğõnõn MİT’e sorulmasõna hükmet-
ti. Dosya kapsamõnda yer alan JİTEM ile
ilgili anlatõmlarõ ve belgeleri dikkate alan
mahkeme heyeti, JİTEM’in varolup ol-
madõğõnõn ilgili birimlere sorulmasõnõ ay-
rõca, şehit Orgeneral Eşref Bitlis’in jan-
darma istihbarat birimlerinden birinin
lağvedilmesi yönünde bir talimatõnõn
olup olmadõğõnõn sorulmasõnõ kararlaştõ-
rõldõ. Davaya bugün devam edilecek.
Ergenekon soruşturması kapsamında tu-
tuklu bulunan gazeteci Tuncay Özkan ve
aydınlara destek vermek amacıyla, Yeni
Parti Yalova İl Başkanlığı tarafından Ya-
lova’dan 1 hafta önce başlatılan yürüyüş,
dün Silivri Cezaevi önünde sona erdi.
Tuncay Özkan ile görüştükten sonra grup
adına açıklamayı okuyan Yeni Parti Ya-
lova İl Başkanı Hakan Türe, Ergenekon so-
ruşturmasına AB ve ABD’nin destek ver-
diğine dikkat çekerek “Korku impara-
torluğu yaratmak isteyenler aydınlarımı-
zı hiçbir delil ortaya koymaksızın karan-
lığa hapsetmiştir. Bizler, hukuksuzluğa tes-
lim olmayacağız” diye konuştu.
Silivri yürüyüşü