01 Aralık 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Örneğin ortada fol yok yumurta yokken; birdenbire nasıl olacağını, neleri içerdiğini açıklamadan terör örgütünü sonlandıracak büyük fırsatın önümüzde olduğunu söyledi. Kısa süre sonra Başbakan; Kürt terörünü sona erdirmek için içeriğini hâlâ açıklayamadığı Kürt açılımını başlatacaklarını ilan etti. ABD Başkanı Obama’nın; RTE’yi Washington’a çağırdığı açıklandı. İki gün sonra Çankaya’daki AKP’linin Başkan Obama’yı aradığı, hatta neler söylediği gazetelerde manşetlere geçti. Üstelik Türkiye’nin “büyük diplomasi hamleleri” ile bağdaştıran yorumlar yapılarak... Washington’a davetin hemen ardından Çankaya’daki; ABD Başkanı’na (Fatih Çekirge’nin yazdığına göre), “Sayın Başkan, biliyorsunuz Türkiye bölgesinde bir barış atağı başlatmış durumdadır” diyor. Barış atakları mı? Suriye ile vize uygulamasına son… Irak’la 48 anlaşma. Sonra? Yunanistan ile aramızdaki bütün sorunlara değil çözüm bulmak, görüşmeleri bile başlatamadı bu hükümet. Kıbrıs’ta çözüm diye öne sürdüğü koşulların hiçbirine Rum yönetimi evet demedi. Rusya ile bıçak sırtındaki işbirliğinden söz ediliyor. İsrail’le ve Azerbaycan ile ipler koptu kopmak üzere ve… Beyaz Saray bölgede olup biteni, Türkiye’nin girişimlerini sanki bilmiyormuş gibi… Çankaya’daki, Ermenistan ile başlattıkları “açılımı” Obama’ya anlatıyor. Geriye yalnız Kıbrıs’ta çözüm kalmış gibi; Çankaya’daki, Obama’dan ABD desteğini esirgememesini diliyor. Açık durum böyle olduğuna göre, Çankaya’daki, bayram değil seyran değil, Obama’yı neden aradı? RTE gitmeden önce ABD Başkanı’nın havasını yoklamak, Obama’nın örneğin Ermenistan’la ilişkiler ve Arabistan’a kayan politikalar üzerinde neler önereceğini veya düşüncelerini öğrenebilmek için! Başarılı olduğu söylenebilir mi? Köşk’ten aldığı bilgilerle görüşmenin içeriğini yazan Fatih Çekirge’ye göre Başkan Obama; Ermenistan başta her konuyu açtığında Çankaya’daki AKP’linin söylediklerini dinlemiş; “Mesajınızı aldım, sizi anladım” gibi yanıtlar vermiş. O kadar! Böylece görüşme; Çankaya’dakinin, RTE’ye ABD’ye gitmeden önce Beyaz Saray’da nelerle karşılaşacağını sağlayamadığı biçiminde yorumlanabilir. Oysa kimi sorular içeren başka bir konuya değinilmiyor. Başkan Obama, gündemde yokken ani bir kararla TC Başbakanı’nı neden çağırdı? Herhalde RTE’yi özlediği veya Beyaz Saray’da beş çayında bir araya gelip hasret gidermek için davet etmedi. Ya niçin? Bu davet; son dış açılımlarla Türkiye’nin Ortadoğu’da yeni bir sorun veya bölgesel sorunlarda yeni bir çıban başı olacağı kaygısıyla yapılmış olmasın? Hükümetin atacağı adımlarda öncelik aldığını kanıtlayan bir başka gelişmeden söz etti Çankaya’daki. Kürt açılımında muhalefetin tutumundan kaygılı. Ana muhalefetin RTE ile görüşmemesi rahatsız etmiş Çankaya’yı. Ne yapmalı ki ana muhalefet, örneğin Kürt açılımında veya benzeri konularda hükümetle yan yana gelsin, hatta destek versin? Bir formül ortaya atıyor: Milli Güvenlik Kurulu’na ana muhalefet de üye olsun! Demokrasiyle yönetilen ülkelerde iktidarla muhalefetin bir araya gelerek, önemli sorunları birlikte görüşüp karara bağladıkları görülmemiş bir uygulama olsa gerek. Bu, yeni bir yem. Amaç, ana muhalefetin AKP iktidarına desteğini sağlamak! SAYFA 20 EKİM 2009 SALICUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul B 23 Edirne Y 21 Kocaeli Y 25 Çanakkale Y 21 İzmir Y 25 Manisa B 25 Aydın PB 34 Denizli B 27 Zonguldak Y 22 Sinop B 23 Samsun PB 27 Trabzon PB 25 Giresun PB 25 Ankara Y 25 Eskişehir Y 24 Konya Y 25 Sıvas B 23 Antalya PB 31 Adana PB 34 Mersin PB 32 Diyarbakır PB 31 Şanlıurfa PB 32 Mardin PB 28 Siirt PB 30 Hakkâri PB 22 Van PB 19 Kars PB 21 Oslo B 7 Helsinki B 9 Stockholm B 10 Londra Y 15 Amsterdam B 14 Brüksel PB 14 Paris PB 17 Bonn B 11 Münih B 8 Berlin B 11 Budapeşte B 9 Madrid Y 18 Viyana B 9 Belgrad Y 11 Sofya Y 16 Roma PB 17 Atina PB 24 Zürih B 13 Moskova PB 8 Aşkabat A 21 Astana PB 17 Taşkent B 29 Bakû B 21 Bişkek PB 23 Tiflis PB 32 Kahire Y 30 Şam B 34 Ülkemizin kuzey ve ba- tısı parçalı çok bulutlu, Marmara’nın batı ve kuzeydoğusu, İç Ege, Batı Karadeniz’in batı- sı, İç Anadolu’nun ku- zeydoğusu, Göller Yö- resi ile İzmir, Kasta- monu ve Karabük çev- releri aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak, diğer yerler parçalı ve az bulutlu geçecek. / IŞIL ÖZGENTÜRK Çocuklarõ üniversiteyi kazanan pek çok aile de ne yapacağõnõ şaşõr- mõş durumda. Nereden kõsõp çocu- ğa para göndersinler, bilemiyorlar. Çünkü bu yõl pek çok akademisye- nin söylediğine göre, gizli işsizliği örtmek için üniversite kontenjanla- rõ arttõrõldõ, ama yurtlardaki yatak sa- yõsõ aynõ. Çocuklar nerede kalacak- larõnõ bilemiyorlar, öte yandan kar- nõ aç olduğu için derslerde bayõlan gencecik insanlar artõk gündelik olaylardan sayõlõyor. Temel gõda mallarõna zam üstüne zam yapõlõyor. Açõlõmlara kilitlenmiş TV kanallarõnda, gazete köşe yazõ- larõnda bir iki söz ediliyor, ama du- rumun vahameti bir türlü gündeme gelmiyor. Kõymanõn kilosu 20 lira- yõ geçti ve halkõmõz kilosu 3 liraya satõlan sucuğa hücum ediyor, o su- cuğun içindeki etin ne mene bir şey olduğunu sormak bile istemiyor, aksi halde aç kalacak! Nâzım Hik- met, “Kurtuluş Savaşı Desta- nı”nda şöyle der: “Açlık hiçbir şey yememek değil, bağırsakları dü- ğümleninceye kadar yarma çor- bası içmektir.” Ülke insanõnõn ba- ğõrsaklarõ usul usul düğümlenmeye doğru gidiyor, memurlara yapõlan zammõn gülünçlüğü ortada; asgari ücret ise hatõrlatalõm 16 yaşõndan bü- yükler için 527.13 TL, 16 yaşõndan küçükler için sadece 456.21 TL. Sadece Kadõköy bölgesinde her hafta 250’nin üstünde dükkân ka- panõyor. Kapanan bu dükkânlarda çalõşan işçiler ve bizzat dükkân sa- hibi ne yapõyor? Bilmiyoruz ama kredi kartlarõndaki giderek artan borç hanesi şimdilik olmayan para- dan yendiğini gösteriyor. Hükümet bir türlü temmuz-ağus- tos işsizlik rakamlarõnõ açõklayamõ- yor; tüm dünyada bu rakamlar bek- lenenin çok üstünde artarken bizde azalmasõnõ beklemek ya da mayõs ayõ seviyesinde durduğunu düşünmek fazla safdillik olur. Türkiye gence- cik insanlarõn iş bulamadõklarõ için intihar ettikleri ya da uyuşturucuy- la kendilerini boğmaya çalõştõğõ bir ülke olmaya gidiyor. Şimdi gelelim yazõmõn başõnda söylediğim sözlere; “sol, hasada hiç bu kadar yakın olmamıştı.” Çün- kü insanlar açsa, istediğiniz dizide is- tediğiniz insanõ seviştirin, hatta çõp- lak dolaştõrõn fayda etmez. Gerçek gündemi istediğiniz kadar açõlõmla- ra boğun, televizyonlarõnõz yirmi dört saat açõlõm söylesin fayda etmez. Çocuğuna süt bulamayan anneyi, işsizlikten çõldõrma noktasõna gelmiş gencecik bir insanõ daha ne kadar ya- tõştõrabileceğinizi sanõyorsunuz? Evet, şimdi solun tam zamanõ! La- tin Amerika’da olanlar bizde neden olmasõn? Şimdi gerçekçi olalõm, bölük pörçük solla bu iş yürümüyor, öyleyse mevcut bir muhalefet par- tisiyle bu işi yürütmek gerekiyor. Onu değiştirmek ve ona da anlatmak gerekiyor, vazgeçin partinizin vit- rinlerini patronlarla, malvarlõğõ tril- yonlarõ bulan sendika ağalarõyla doldurmaktan. Sürünen emeklinin, açlõktan derslerde bayõlan üniversi- telinin, son kalan üç beş koyunu da sele gitmiş topraksõz köylünün ya- nõnda olun. AKP’nin açõlõm politi- kalarõnõ elinden alõn, kendi açõlõm po- litikalarõnõzõ insanlara anlatõn. Çünkü şimdi sol zamanõdõr. Şimdi Sol ZamanıdırBaştarafı Arka Sayfada 1. ERGENEKON DAVASI Dokuz El Kaide zanlısı tutuklandı VAN/BURSA (Cumhuriyet) - Şeriatçõ terör örgütü El Kaide’ye yönelik operasyonda Van’da 3, Bursa’da 6 kişi tutuklandõ. El Kaide’ye yönelik 8 ilde eşzamanlõ düzenle- nen operasyonlar kapsamõnda Van’da gözal- tõna alõnan ve Emniyet Müdürlüğü’ndeki sorgularõnõn ardõndan adliyeye sevk edilen 13 kişi, cumhuriyet savcõlõğõnda ifade verdi. Mahkemeye sevk edilen zanlõlardan El Kai- de’nin Van yapõlanmasõ sorumlusu olduğu belirtilen O.N.G. ile Ö.K. ve F.Y. tutuklan- dõ. Aynõ operasyon kapsamõnda Bursa’da gözaltõna alõnan 8 kişiden 6’sõ, çõkarõldõğõ nöbetçi mahkemece tutuklandõ. Öte yandan, Yalova’nõn Çõnarcõk ilçesine bağlõ Ortabu- run köyü ile Gemlik sõnõrõndaki Kumluk mevkiinde, El Kaide’li El Sakka’nõn, yargõ- landõğõ mahkemedeki savunmasõnda dile ge- tirdiği El Kaide’ye ait sõğõnak ele geçirildi. Üzeri ağaçlarla örtülü şekilde bulunan sõğõ- nakta, 1 adet MAT marka 1949 yapõmõ ta- banca, bu tabancaya ait şarjör, 10 el bomba- sõ, 10 el bombasõ tapasõ, 1400 Kalaşnikof pi- yade tüfeği fişeği, 19 G-3 piyade tüfeği fişe- ği, 20 fişek, 167 Biksi fişeği, 68 9 mm. fişek, 13 Kalaşnikof şarjörü ele geçirildi. Ergenekon davasõnda Alparslan Arslan Cumhuriyet’e bombayõ türban karikatürü nedeniyle attõğõnõ söyledi HATİCE TUNCER Danõştay’a silahlõ baskõn ve Cumhuriyet gazetesine bomba at- maktan sanõk Alparslan Arslan, Cumhuriyet gazetesine kutsal saydõğõ türbana hakaret edildiği için bomba attõğõnõ söyledi. Al- parslan Arslan Danõştay saldõrõ- sõnõ neden yaptõğõna ilişkin soru üzerine “Emir gelmişti. Yuka- rıdan gelmişti. Allah’tan geldi. Rüzgârla gelir, melekle gelir, hal ile gelir, bakışla gelir emir” diye konuştu. Danõştay’a silahlõ baskõn ve Cumhuriyet gazetesine bomba atõlmasõ dosyasõyla birleştirilen Birinci Ergenekon davasõnõn 116. duruşmasõ dün gerçekleştirildi. Alparslan Arslan’õn avukatõ Oğuz Kayıran daha önceden Bakõrköy Ruh ve Sinir Hastalõk- larõ Hastanesi tarafõndan mah- kemeye gönderilen raporun bi- limsel olmadõğõnõ savunarak Ars- lan’õn Adli Tõp Kurumu’na sev- ki talebini yineledi. Çapraz sor- gu sõrasõnda hâkim tarafõndan oturmasõna izin verilen Arslan, sorularõ yanõtlarken zaman zaman elini başõna koyarak uzun süre düşündü, başõnõ arkaya atarak güldü. Savcõ Mehmet Ali Pek- güzel’in “Cumhuriyet’e bom- ba at diye mi emir geldi?” so- rusunu Arslan, şu şekilde yanõt- ladõ: “Başörtüsünü biliyoruz. Al- lah’tan utanmayan insanla be- nim işim olmaz. Başörtüsü tak- mayan insandan utanırım. Da- nıştay önemli mesele. Başör- tüsünü yok sayamazsın. Bunu yüzde 90 ile 99 arasında bili- yorum. Benim bilgim bu. Bu yasağın altındaki imza size mi ait diye gidip sormadım. Git- tim, bunu yasaklayamazsınız dedim. Çırılçıplak dolaşan bi- rini dövecek misin? Düzgün bir şekilde alırsın, ihtiyacını kar- şılayacaksın.” Savcõ Pekgüzel, önce Danõştay tarafõndan başörtüsü yasağõna ilişkin bir karar alõndõğõnõ, daha sonra Cumhuriyet gazetesinde başörtüsü giymiş bir domuz ka- rikatürünün yayõmlandõğõnõ anõm- satarak “Neden önce Cumhu- riyet gazetesine bomba attı- nız?” diye sordu. Arslan, şu ya- nõtõ verdi: “Devlet denen mahluk, koy- du bir deliğe. İdam şart.” Cumhuriyet’e antipati Çapraz sorgu sõrasõnda Pek- güzel, “Bunlar çok önemli Al- parslan. Cumhuriyet gazetesi- ne bomba atma talimatını kim- den aldın? Olay sırasında ya- nında kimler vardı?” sorularõ- nõ yineledi. “Cumhuriyet gazetesine kar- şı evvelden beri antipatim var” diyen Arslan, “Neticede onlar da bizim insanlarımız. Ama do- muza başörtüsü giydirme. Bu- nu yapma. Hiç olmazsa bir özür dile. Turan Selçuk’u çok fazla sevmiyorum. Selçuk kar- deşleri tanımıyorum ama özel insanlar. Türkiye’de yaşıyor- sunuz, ben anlamıyorum” diye konuştu. Pekgüzel’in bomba atmak ye- rine telefonla tepkisini dile geti- rebileceğini söylemesi üzerine Arslan, “Turan Selçuk’a de- medim. Çok kinim var. 60-70 yaşında bir adamsın. Türki- ye’de yaşıyorsun, saygılı ol- malısın. Babam olsa keserim. Allah’tan utanmayan adamı aklım almıyor. Hürriyet veya Sabah gazeteleri olsa açar te- lefonu gereğini söylerdim ama Turan Selçuk olunca dayana- mıyorum. Gider parçalarım. Dayanamam ben yani. Mesela burada Doğu Perinçek var. Adamı seviyorum kardeşim. Haslet işte” dedi. Arslan, Da- nõştay’õn başörtüsüne ilişkin ka- rarõndan ne zaman haberi oldu- ğunu sorusuna “Haber yayım- landığı zaman haberim yoktu. Cumhuriyet gazetesine bakış açısı, merhamet boyutunda da bakabiliriz. Ama ben o idrak boyutunda değildim. Merha- met boyutunda olsaydım bunu yapmazdım” diye konuştu. Osman Yıldırım ile 27 Ni- san’da Bostancõ sahilinde bu- luştuklarõnõ ve bazõ banka ve holdinglere saldõrõdan söz ettik- lerini anlatan Arslan “Rahmi Koç, Türkiye’nin zenginleri arasında. Mesela bankalar var. Edepsizlik devam ediyorsa problem var. Mesela Aydõn Doğan, yavaş yavaş düzeltme- si lazım” dedi. ‘Oğlum söyle’ Savcõnõn “Bombaları nere- den temin ettiniz?” sorusuna Arslan sessiz kalõrken izleyici sõ- ralarõnda oturan babasõ İdris Arslan, “Oğlum söyle” diye bağõrdõ. Savcõ Nihat Taşkõn, Cumhuri- yet gazetesi avukatlarõnõn “Ars- lan, Danıştay davasında bom- baları Süleyman Esen’in Özel Harpçi bir arkadaşından aldı- ğını söyledi. Ancak bu tuta- naklara geçmedi” şeklindeki beyanlarõnõ anõmsatarak bomba- larõ kimden aldõğõ sorusunu yi- neledi. Arslan bu soru üzerine “Tahmin aklıma geldi. Ceza- evine konulmuşum, aradan 1 yıl 6 ay geçmiş. Kimseyle irti- batım yok. O şekilde ağzımdan kaçırmış olabilirim” dedi. “Bombaları Süleyman Esen getirdi” diyen Arslan, şöyle de- vam etti: “Akrabası vardır. Ya emniyette, ya asker ya koru- cudur. Belki PKK’li de tanı- yordur. Bu bombalara ulaşa- bileceği kişiler vardır. ‘Bulabi- lir miyiz’ diye sordum. 3-5 gün içinde getirdi. Esen’e 3 bomba için 1.5 milyar lira elden ver- dim. Esen bombaları ne yapa- cağımı sormadı.” Taşkõn, “Cumhuriyet’e bom- ba atarken insanların ölebile- ceğini düşünmediniz mi?” so- rusu üzerine “Ölecekse öldü- rürsün, önemli değil. Bir şe- kilde Cumhuriyet’e uyarı la- zım” diye konuştu. Arslan, el bombasõ kullanma- yõ nereden bildiği sorusu üzeri- ne “Pimi çekip atmak lazım di- ye söylendi. Bombalar çok sağ- lıklı değildi. Biraz yıpranmış- tı. Uzun süreden beri bulun- duğu belliydi. Öldürmek kas- tım olsaydı, girer içeriye atar- dım. Cumhuriyet’i gördüm. Tekbir getirdikten sonra bom- bayı attım” dedi. ‘Gülen’i severim’ Arslan, şöyle devam etti: “Ce- zaevine girmeden 1.5 yıl önce namaz kılmaya başlamıştım. Cezaevine girdikten 1.5 yıl son- ra da kılmaya devam ettim. Sonra hastalık durumları oldu. Cemaatimi de, Fethullah Gü- len’i de severim. Doğu Ağabey mi desem, Doğu Bey mi desem severim, evvelinden beri uyu- şurum. Fethullah Gülen’i ev- velinden severim. Fethullah Gülen cemaatinde bulunmuş- tum, ama bulunamayacak du- ruma gelince çıktım. Mukad- desatçı, ülkücü, milliyetçiyim.” Zorunlu din dersine protesto İzmir Büyükşehir Belediyesi önünde toplanan Eğitim-Sen İzmir Şubeleri, Öğrenci Velileri Derneği ile Alevi Bektaşi ve Yöre Dernekleri Platformu üyeleri sloganlarla din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin zorunlu olmasını protesto etti. Grup adına açıklama yapan Eğitim-Sen İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Ercan Dumbak, anayasanın 24. maddesinde “Herkes vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. Kimse ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz, dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz” ifadesinin yer aldığını söyledi. Maddenin devamında din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin zorunlu olarak okutulacağının belirtildiğini ifade eden Dumbak, “Bu haliyle anayasanın 24. maddesi kendi içinde çelişiyor. Bu madde içindeki çelişkinin ortadan kaldırılması için zorunlu din dersi bölümü anayasanın bu maddesinden çıkarılmalıdır” diye konuştu. Alparslan Arslan sorgusunda Danõştay konusunda şöyle konuştu: “Danõştay önemli mesele. Başörtüsünü yok sayamazsõn. Bunu yüzde 90 ile 99 arasõnda biliyorum. Benim bilgim bu. Bu yasağõn altõndaki imza size mi ait diye gidip sormadõm. Gittim, bunu yasaklayamazsõnõz dedim.” ‘Danıştay emri Allah’tan geldi’ 3 kişi için tahliye kararõ Ergenekon davasõnda çarpraz sorguya alõnan Alparslan Arslan, savcõ Mehmet Ali Pekgüzel’in Ümraniye Çakmak Mahalle- si’ne gidip gitmediği sorusu üzerine “Ta- nıdıklarım var ama o bulunan bomba- larla ilişkisi yok. Ama Oktay Yõldõrõm’ı tanımıyorum” dedi. Alparslan Arslan, Danõştay saldõrõsõ sonrasõnda arabasõnda bulunan silahlarõ tutuksuz sanõklardan Aykut Metin Şükre’nin verdiğini söyle- di. Arslan, 12 Eylül döneminden söz ederken izleyici sõralarõnda oturan babasõ İdris Arslan, “Sana mı kaldı. 4 yıldır yok olduk oğlum” diye bağõrarak tepki gösterdi. Alparslan Arslan da, babasõna “Ben Allah’ın fedaisiyim” diye bağõra- rak küfretti. Mahkeme Başkanõ Köksal Şengün de “Yönlendirmenizin anlamı nedir?” diye İdris Arslan’a çõkõştõ. Birinci Ergenekon davasõnda tutuklu sanõk- lar Kuvayõ Milliye 1919 Derneği üyesi Kahraman Şahin ve Erol Ölmez ile 2001 yõlõnda Tuncay Güney ile birlikte oto kaçakçõlõğõndan gözaltõna alõnan Ümit Oğuztan, tahliye edildi. Ancak bu sanõklara yurtdõşõna çõkõş yasağõ konuldu. Mahkeme heyeti başkanõ Köksal Şengün’ün tutuklu sanõklar Emin Gürses, Kemal Kerinçsiz, Hayrettin Ertekin, Hüseyin Görüm, Erkut Ersoy, Muhammet Yüce ve Selim Akkurt hak- kõnda, “Tutukluluktaki makul sürele- rin aşılmış olması, bu aşamadan sonra kaçma ve saklanma şüphelerinin bu- lunmadığı”, Hikmet Çiçek ve Nusret Senem’in ise “tutuklandıkları yasa maddesinin iddianamede suç maddesi olarak konulmamasını, yine makul sü- renin aşılması” gerekçeleriyle tahliye edilmeleri yönünde oy kullanmasõna kar- şõn, oyçokluğuyla bu sanõklarõn tahliye talepleri reddedildi. Mahkeme, tutuklu sanõk Zekeriye Öztürk’ün talebini kabul ederek, “PKK terör örgütünün MİT tarafından kurulduğu yönündeki id- diaların ve Abdullah Öcalan’ın iddia olunan Ergenekon Terör Örgütü üyesi olup olmadığının Genelkurmay Baş- kanlığı, MİT ve Emniyet Genel Mü- dürlüğü’nden ayrı ayrı sorulmasına” karar verdi. Mahkeme, Emin Gürses’in avukatõ Mehmet Taşdelen’in talebini kabul ederek, sanõk Alparslan Arslan’õn MİT görevlisi veya haber elemanõ olup olmadõğõnõn MİT’e sorulmasõna hükmet- ti. Dosya kapsamõnda yer alan JİTEM ile ilgili anlatõmlarõ ve belgeleri dikkate alan mahkeme heyeti, JİTEM’in varolup ol- madõğõnõn ilgili birimlere sorulmasõnõ ay- rõca, şehit Orgeneral Eşref Bitlis’in jan- darma istihbarat birimlerinden birinin lağvedilmesi yönünde bir talimatõnõn olup olmadõğõnõn sorulmasõnõ kararlaştõ- rõldõ. Davaya bugün devam edilecek. Ergenekon soruşturması kapsamında tu- tuklu bulunan gazeteci Tuncay Özkan ve aydınlara destek vermek amacıyla, Yeni Parti Yalova İl Başkanlığı tarafından Ya- lova’dan 1 hafta önce başlatılan yürüyüş, dün Silivri Cezaevi önünde sona erdi. Tuncay Özkan ile görüştükten sonra grup adına açıklamayı okuyan Yeni Parti Ya- lova İl Başkanı Hakan Türe, Ergenekon so- ruşturmasına AB ve ABD’nin destek ver- diğine dikkat çekerek “Korku impara- torluğu yaratmak isteyenler aydınlarımı- zı hiçbir delil ortaya koymaksızın karan- lığa hapsetmiştir. Bizler, hukuksuzluğa tes- lim olmayacağız” diye konuştu. Silivri yürüyüşü
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear