Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
3 OCAK 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
İnatçı ve Dingin...
Yazı masamın başına oturdum dün sabah... Ha-
va İstanbul’da yine buz kesiyor... Güneş bir görü-
nüp bir kayboluyor.
Karşımda Ermeni mezarlığı, göğe doğru yük-
selen selviler, kırmızı kiremitli iki bina.
Baktım siyahlar giyinmiş kadın mezarlıkta... Ay-
lardır görmüyordum.
Elindeki çiçekleri bıraktı mermer mezarın üze-
rine.
Bir süre öylece kaldı... Sonra başını gökyüzüne
çevirdi.
Uzun uzun baktı...
Ağır adımlarla mezarlığın Mecidiyeköy yönüne
doğru yürümeye başladı.
Bir yıl önceye değin her hafta gelirdi mezarlığa
o kadın... Elinde renk renk çiçekler olurdu.
Bir yıldır gelmiyordu ve ben de merak içinde ne-
den gelmediğini sorguluyordum kendi kendime...
2009’un üçüncü günü bugün!
Yıllar hızla geçip gidiyor...
Artık önümüzde kaç yeni yıl kaldı, diye düşünme
mevsimindeyiz.
Delişmen yıllarım çok gerilerde kaldı ama çocuksu
yüreğim yerli yerinde duruyor.
Bugün ılık, insanın içini ısıtan, umutlarını yeşerten
bir yazı yazmak için geçtim bilgisayarın başına.
Ne yazabilirdim?
Sabah sabah TV kanallarında dolaşırken, Be-
yoğlu’nu mesken tutan takkeli, sakallı, şalvarlı “teb-
liğci”leri gördüm Haber-Türk’te...
Yılbaşı için Beyoğlu’na çıkmışlardı. Önüne ge-
lene yeni yıl kutlamalarının kâfirlerin işi olduğunu söy-
leyip, alkol satanları uyarıyorlardı.
Bu bir Türkiye fotoğrafıydı...
O görüntüleri gördükten sonra “ılık” bir yazı yaz-
mak zordu...
Kendi sessizliğimin içine gömüldüm...
Bu arada kendi kendime sordum:
“Tehlikenin farkında mıydık?”
Hiç sanmıyorum!..
Ankara’da doğalgazdan zehirlenerek ölen yedi
üniversiteli genç!..
Bu bir “ihmal” miydi yoksa “boşvermişlik”
miydi?
Ne derseniz deyin!..
İçimden “buz” gib bir soğuk geçti.
Titredim!..
Başbakan Tayyip Bey, Ankara Büyükşehir be-
lediye başkan adayını önceki gün açıkladı:
“Kardeşim Melih Gökçek’le yola devam edece-
ğiz!”
Melih Gökçek’in Doğalgaz Genel Müdürü tele-
vizyonlarda konuşuyordu o sırada:
“Doğalgaz borusunu (zehirlenmemek için)
rüzgâra göre ayarlamak gerekir!”
Ne demiştik?
Türkiye fotoğrafı!..
İlkelliğin tam orta yerindeydik toplum olarak.
Hâlâ yazı masamda düşünüyorum...
“Ilık bir yazı yazabilir miyim?”
Olanaksız!..
O zaman ne yapmalıyım?
İnsan yüreğinin derinliğinden, delik deşik edil-
miş yaşamlardan söz etmek değil bugün amacım.
Bireyin tutkuları, özlemleri vardır...
Aşkları, hüzünleri!
Yaşamımız boyunca kendi düşlerimizle avun-
duk... Oynaşan dağları, gümüşten kuşları, kıyısız
apak engin denizleri sevdik...
Hep ama hep kaçak düşleri kovaladık.
Acımasızlığın rüzgârında hiç ama hiç düşün-
celerimizden ödün vermedik, sınıfsal mücadele-
yi bırakmadık...
Sovyetler Birliği yıkıldığında “Yaşasın liberalizm
ve küreselleşme, kahrolsun sosyalizm” diyenlerle
aynı saflarda yer almadık, fırıldak gibi dönmedik.
Hep Aydınlanma Devrimi’ni savunduk!
Emek düşmanlarına, gericiliğe, yobazlığa karşı
mücadele ettik!..
Gökyüzünün soğuktan buz kestiği bir günde “ılık”
bir yazı yazamıyor insan!
Başımı dumanlar içinde mavi olmayı çoktan
unutmuş göğe çeviriyorum yeniden...
Ermeni mezarlığı, kırmızı kiremitli ev, selvi ağaç-
ları...
Siyahlar giymiş o kadın çoktan gitti.
Ürkek çocuklar ve yaşamla ölüm arasındaki o
ince çizgi.
2009 yılında Türkiye fotoğraflarına iyi bakın!
Türkiye çağın neresinde?
Bense yıllardır alev dudaklarıyla yanan bir ge-
ce lambasının ışığının altında düşlerimin peşin-
deyim hâlâ.
Hayat fırtınalarının dalgalarında geçmişle gele-
ceğin hesabını yapmaya hiç niyetim yok.
Hiç gitmediğim bir yerde, en ince kımıltısında
seslerin kendi sessizliğini dinliyorum.
Fırlatılmış bir taş gibi göğe, inatçı ve dingin!
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212 343 72 69
‘AKP Müslüman Kardeşlere benziyor’
Mõsõr doğumlu olan ve Paris’te eğitim gören Samir Amin, kalkõnma teorileri,
kapitalizm, küreselleşme ve sistem karşõtõ hareketler üzerine görüşleriyle tanõnõyor
Haber Merkezi - Mõsõrlõ Marksist
iktisatçõ Samir Amin, “Türkiye’de
iktidarda olan İslamiyet değil, ik-
tidarda olan İslamcı olduğunu sa-
vunan bir siyasi partidir. Mı-
sır’daki Müslüman Kardeşler de
böyledir” dedi. 2008 yõlõnõ “Tari-
hin sonu geldiği mitinin ve kapi-
talizmin ebedi olduğuna dair mit-
lerin sonunun geldiği bir yıl” ola-
rak tanõmlayan Amin, Amerikan
askeri müdahaleciliğinin sistemin
devamõ için Obama tarafõndan da
sürdürüleceğini söyledi.
BBC Türkçe servisinden Güney
Yıldız’õn sorularõnõ yanõtlayan ünlü
düşünür Amin, ekonomik kriz, dün-
yadaki askeri müdahaleler, siyasal İs-
lam ve 2008 yõlõna dair değerlen-
dirmelerde bulundu.
‘Terorizmi icad ettiler’
Ekonomik krizin temel nedeni
aranõrken kapitalist gelişmenin ile-
ri derecede oligopolleşmiş olmasõna
yoğunlaşõlmasõ gerektiğini belirten
Amin, Yõldõz’õn “Sizce Keynesçilik,
sistemin krizine çözüm getirecek
bir alternatif olabilir mi?” sorusuna
“Oligopollerin süper kâr elde et-
melerini mümkün kılmak için ça-
balıyorlar, bunun da Keynesçilikle
bir ilgisi yok” yanõtõnõ verdi.
Amin, Afganistan ve Irak’ta mut-
lak bir zafer ya da mutlak bir mağ-
lubiyetin yaşanmadõğõ bir kriz du-
rumuna ilişkin gelecek öngörülerini
ise şöyle aktardõ:
“ABD, Avrupa ve Japonya, bu
doğal kaynaklara diğer toplum-
ların erişimini engellemek zorun-
da olduklarını görüyorlar. Bunu
sağlayabilmelerinin de gezegen
üzerinde askeri kontrol kurmak-
tan başka bir yolu olmadığını bi-
liyorlar. Bu nedenle de ‘terorizm’
dedikleri şeyi icat edip, bunu ken-
di yararlarına kullanmaya başla-
dılar. Bu sayede de, tümüyle suç
olan ve uluslararası hukukta yeri
olmayan ‘önleyici savaş’ kavramını
geliştirdiler. Ve ilk vuruşlarını da
Ortadoğu’ya gerçekleştirdiler an-
cak bu daha yalnızca ilk adım sa-
yılır.” Obama yönetiminin askeri
kontrol ve müdahalecilik doktrininin
de herhangi bir değişiklik yapacağõnõ
düşünüyor musunuz? Sorusuna ise
“Hayır, gezegen üzerinde askeri
kontrol sağlanması planı yalnızca
Bush’un aklıyla üretilmiş bir plan
değildir. Planın ortaya atılması da-
hi, Clinton dönemindedir. 21. yüz-
yılda gezegenden bir askeri kont-
rol sağlanmasına dair Pentagon
belgeleri bulunmaktadır. Tabii,
Bush planını büyük bir küstahlıkla
ve şiddetli bir şekilde uygulama-
ya çalışmıştır, ancak Obama da
belki en azından müttefiklerine
karşı benzer bir küstahlıkta ol-
masa da başka bir dil kullanarak
bu planı uygulamaya devam ede-
cektir” yanõtõnõ verdi.
“Siyasal İslamın emperyaliz-
min kör bir müttefiki olduğunu”
söyleyen Amin, Türkiye’nin siyasal
İslam tartõşmalarõnda ismi geçen, de-
ğinilen bir ülke olduğunu belirten
BBC muhabirinin “Yaklaşık 80 yıl-
lık laik cumhuriyetçiliğe rağmen
siyasal İslamın Türkiye’de yük-
selişte olduğu” yönündeki sorusu-
na ise şu karşõlõğõ verdi:
‘Türkiye’de siyasal
İslam farklı’
“Türkiye’deki siyasal İslamın,
başka ülkelerdekinden çok da
farklı olduğunu düşünmüyorum.
Özellikle de Arap ülkelerini kas-
tediyorum. Mısır’daki Müslü-
man Kardeşler hareketinden çok
da farklı değil kanımca. Türki-
ye’de iktidarda bulunan siyasal
İslam, Avrupa Birliği’yle bütün-
leşmeye karşı değil ve birçok ko-
nuda da bütünleşmeye karşı de-
ğil. Dolayısıyla bu hareketler de,
diğer tüm gerici hareketlerin ol-
duğu türden bir gericiliğe sa-
hipler.”
‘AKP İslamcı bir partidir’
Özellikle, Türkiye gibi ülkeler
söz konusu olduğunda, İslamõn õlõm-
lõ biçimine örnek oluşturduğu yo-
rumlarõ ve “ılımlı İslam” kavramõ-
nõ da değerlendiren Amin “İslami-
yet bir dindir. Ben siyasal İslam-
dan söz ediyorum. Türkiye’de ik-
tidarda olan da İslamiyet değil, ik-
tidarda olan İslamcı olduğunu
savunan bir siyasi partidir. Mı-
sır’daki Müslüman Kardeşler de
böyledir” dedi.
Ilõmlõ İslam ifadesinin ise tü-
müyle yanõltõcõ bir ifade olduğunun
altõnõ çizen Amin, “Bu hareketler
iktidarda oldukları zaman ılımlı
olarak tanımlanabilirken, ikti-
darda olmadıklarında ise radi-
kalleşebilirler” diye konuştu.
Amin, 2008 yõlõnõ ise “Tarihin so-
nu geldiği mitinin ve neoliberal ve-
ya liberal denen kapitalizmin ebe-
di olduğuna dair mitlerin sonunun
geldiği bir yıl” olarak tanõmladõ.
Zana’ya 55 yıl
hapis istemi
DİYARBAKIR (Cumhuriyet) -
Diyarbakõr Özel Yetkili Cumhuriyet
Savcõsõ, kapatõlan DEP’in eski
milletvekili Leyla Zana’ya “terör
örgütü üyesi olmak” suçundan
verilen 10 yõllõk hapis cezasõnõ az
bularak Yargõtay’a temyiz
başvurusunda bulundu. Başvuruda
Zana’nõn “terör örgütü üyesi olmak”
suçundan 10 yõllõk hapis cezasõnõn
yanõ sõra Terörle Mücadele
Kanunu’nun “terör örgütünün
propagandasõnõ yapmak” suçunu
kapsayan 7/2. maddesi uyarõnca da 9
kez 5’er yõl hapisle cezalandõrõlmasõ
istendi.
DP’li belediye
başkanına gözaltı
ISPARTA (Cumhuriyet) -
Isparta Emniyet Müdürlüğü’nün
Isparta, İstanbul, Konya ve
Denizli’de yaptõğõ eşzamanlõ
operasyonda DP’li Çarõksaraylar
Belde Belediye Başkanõ Halil
Toprak’õn da aralarõnda bulunduğu
25 kişi gözaltõna alõndõ. Zanlõlarõn
çek- senet tahsilatõ, kurşunlama ve
nitelikli yağma olaylarõna karõştõğõ
ileri sürüldü. Toprak 2007 yõlõnda da
bir zimmet davasõ nedeniyle
tutuklanmõş, 8 ay cezaevinde
kaldõktan sonra kefaletle serbest
bõrakõlmõştõ. Toprak, DP’nin
Çarõksaraylar beldesi belediye
başkan adayõydõ.
Çömez’in adı
caddeye verildi
Haber Merkezi - Ergenekon
operasyonu kapsamõnda şüpheli
olarak aranan Opr. Dr. Turhan
Çömez’in adõ, milletvekilliği
yaparken “518 konuttan oluşan
TOKİ evlerinin yapõlmasõndaki
katkõlarõndan ve hizmete soktuğu
çim saha nedeniyle” Balõkesir’in
Manyas ilçesinde caddeye verildi.
Bu kararõn 5 AKP’li, 3
ANAVATAN’lõ ve 1 CHP’li üyenin
bulunduğu belediye meclisi
tarafõndan oybirliğiyle alõndõğõnõ
belirten ANAVATAN’lõ Belediye
Başkanõ Necmi Çetin, Çömez’in
aranmasõndan daha ziyade verdiği
hizmetlerin önemli olduğunu
açõkladõ. Bu konudaki eleştirilere
kulaklarõnõ kapattõğõnõ belirten Çetin,
“Ben ve belediye meclisi üyesi
arkadaşlarõmõz, hizmet yapan kişileri
unutmayõz” dedi.
AKP, BM GÜVENLİK KONSEYİ’NDE İLKİN’LE DEVAM ETMEYE KARARLI
Büyükelçi İlkin’le yola devam
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - AKP hükümeti BM Güvenlik
Konseyi seçimlerinden önce, yaş
haddinden dolayõ emekli olan ancak
“Cumhurbaşkanlığı Başdanış-
manı” sõfatõ verip Newyork’ta kal-
masõnõ sağladõğõ Türkiye’nin
BM’deki Daimi Temsilcisi Büyük-
elçi Baki İlkin’le yola devam etme
kararõ aldõ.
AKP, BM Güvenlik Konseyi Ge-
çici Üyeliği için seçim sürecinde Ba-
ki İlkin’in yaş haddinden emekli ol-
masõ gündeme geldiğinde, seçimler
yapõlana kadar görevine devam et-
mesi için formül aramõş ve kendisi-
ne bir kararname ile Cumhurbaşka-
nõ Başdanõşmanõ sõfatõ verilmişti. Ba-
ki İlkin için öngörülen bu formülün,
seçimlere kadar devrede olmasõ
gündeme gelmişti. Bu durum, Dõş-
işleri Bakanlõğõ bürokrasisinde
önemli rahatsõzlõğa neden oldu.
Çünkü aynõ dönemde Yeni Zelan-
da, İrlanda, Yemen, Meksika gibi
merkezlerde görevli büyükelçiler
yaş haddinden emekliye ayrõlmõş-
lardõ. Baki İlkin’in, başdanõşman for-
mülü ile görevine devam edecek ol-
masõ, Dõşişleri Bakanlõğõ gelenek-
lerine aykõrõ olarak değerlendiril-
mişti. Bunun yanõ sõra yurtdõşõndan
dönen ve görev bekleyen büyükel-
çilerin Bakan Ali Babacan tarafõn-
dan görmezden gelinmesi de Dõşiş-
leri Bakanlõğõ’ndaki rahatsõzlõğõ art-
tõrmõştõ. Diplomasi kulislerinde, Ba-
ki İlkin’in, Türkiye’nin BM Gü-
venlik Konseyi geçici üyeliğini res-
men devralmadan önce bu görevin-
den ayrõlõp Türkiye’ye döneceği ve
yerine, merkezden deneyimli bir
büyükelçinin New York’a gönderi-
leceği beklentisi ortaya çõkmõştõ.
Hatta bu konuda bazõ isimler bile te-
laffuz edilmeye başlanmõştõ. Ancak
Dõşişleri Bakanõ Ali Babacan ve
Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, 1
Ocak sonrasõnda da İlkin’in New-
york’ta kalmasõnõ istedi. Baki İlkin
de “hayır” demeyince, Türkiye’yi
BM Güvenlik Konseyi’nde 2 yõl bo-
yunca temsil edecek isim kesinleş-
ti. Böylece, ilk kez emekli bir bü-
yükelçi başdanõşman sõfatõ ile önem-
li bir görev üstlenmiş oldu.
Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Siyaset Bilimci Prof. Dr. Binnaz Toprak:
AKP kaldıkça baskı sürecek
MELTEM YILMAZ
Boğaziçi Üniversitesi Öğretim
Üyesi Siyaset Bilimci Prof. Dr.
Binnaz Toprak, AKP’nin ikti-
darda kalmasõ ve kendine bağlõ
yerel yönetimleri uyarma yoluna
gitmemesi halinde toplumu ikiye
bölen “mahalle baskısı”nõn sü-
receğini belirtti.
Prof. Toprak, İstanbul Üniver-
sitesi (İÜ) Rektörlüğü’ne Başba-
kan Recep Tayyip Erdoğan’õn
aile doktoru olan Prof. Dr. Yunus
Söylet’in atanmasõnõ “Kadro-
laşmanın bu denli had safhaya
çıktığı bir dönemde farklı bir
adım atılarak birinci seçilen
kişi rektör ilan edilebilirdi. Bu,
AKP’nin kadrolaşma iddiala-
rından sıyrılması için güzel bir
yöntem olurdu. Ancak yine bi-
linen uygulandı” diye değerlen-
dirdi.
“Türkiye’de Farklı Olmak-
Din ve Muhafazakârlık Ekse-
ninde Ötekileştirilenler” baş-
lõklõ raporun proje sorumluluğu-
nu yürüten Prof. Dr. Toprak, bir
süre önce gerçekleştirdikleri araş-
tõrma ve bu konudaki tartõşmala-
ra yönelik yaptõğõ değerlendir-
mede, AKP de dahil olmak üze-
re “Türkiye’deki siyasi partile-
rin kendi tabanına hâkim ola-
madığını” söyledi. Prof. Top-
rak, AKP’nin iktidarda kalmaya
devam etmesi ve bu süreçte yerel
yönetimleri uyarma yoluna git-
memesi durumunda özellikle
Anadolu’da kendini gösteren bas-
kõ unsurunun artarak devam ede-
ceğine dikkat çekti.
ABD’de 1960’larda zencileri
aşağõlamak için “nigger” denil-
diğini, zencilerin beyazlarõn ya-
şadõğõ mahallelere dahi alõnma-
dõğõnõ anlatan Prof. Toprak, “An-
cak ABD ortak akıl ve siyasi ik-
tidarların mücadelesiyle bu-
gün siyahi bir başkan seçebili-
yor. Türkiye’nin de aynı şekil-
de sanat, eğitim, siyasi mücadele
ile medyanın katkısıyla farklı
kültürlerle yaşamaya alıştırıl-
ması gerekiyor. Tabii Türki-
ye’de ayrımcılıkla mücadele
edecek eğitmen ile siyasi kal-
dıysa, ondan da emin değilim”
diye konuştu.
Raporda yer alan baskõ unsu-
runun “tepki” yoluyla çözülece-
ğine inandõğõnõ belirten Prof.
Toprak, “Türkiye, tepki meka-
nizması gelişmiş bir ülke oldu-
ğu için demokrasiyle yönetili-
yor. Burada, İslam coğrafyası-
nın geri kalan birçok bölge-
sinde olduğu gibi ellerinde si-
lahlı birtakım adamlar ülkeyi
yönetmiyor. Diyalektik alışve-
rişle Türkiye bir yerlere vardı”
dedi.
‘Seçimlerde AKP kadro-
laşması kendini gösterdi’
İstanbul Üniversitesi rektörlük
seçiminde yaşananlarõn, AKP ik-
tidarõnõn kadrolaşma iddiasõndan
etkilenmediğinin bir göstergesi ol-
duğunu ifade eden Prof. Toprak,
özetle şunlarõ kaydetti:
“İstanbul Üniversitesi rek-
törlük seçimleri gösterdi ki,
üniversitenin birinci seçtiği
aday hiçbir şekilde göz önünde
bulundurulmadan Başbakan
Erdoğan’ın doktoru olan kişi
rektör seçildi. Bu sonuç, Tür-
kiye’de her alanda kendisini
gösteren kadrolaşma iddiaları-
nın kulak arkası edildiğinin
ciddi bir işareti. Ben isterdim ki
Sayın Cumhurbaşkanı, seçim-
lerde oy kullanan üniversite
yönetiminin fikrine saygı gös-
terip onların seçtiği kişiyi ata-
saydı. Cumhurbaşkanı ‘Ben
rektör atamalarõnda devre dõşõ
kalmak istiyorum’ diyor ancak
devreye girdiğinde de kendi
tarafında olanı seçiyor.”
Türkiye’nin siyasal İslam tartışmaların-
da ismi geçen, değinilen bir ülke olduğu-
nu söyleyen Samir Amin, “Türkiye’deki si-
yasal İslam’ın, başka ülkelerdekinden çok fark-
lı olduğunu düşündüğünü” söyledi.
CMYB
C M Y B
TÜRKİYE 47 YILDIR TEMSİL EDİLMİYORDU
BM Güvenlik Konseyi’nde
1951-1952, 1954-1955 dönem-
lerinde ve son olarak da 1961 yõ-
lõnda Polonya ile paylaştõğõ 1 yõl-
lõk yarõ dönemde yer alan Tür-
kiye, 47 yõldõr konseyde temsil
edilmiyordu. Türkiye en son
1972’de Büyükelçi Vahap Aşi-
roğlu ile BM’de Finansman Ko-
misyonu üyeliği yapmõştõ. O ta-
rihten bu yana hiçbir Türk dip-
lomat komisyona başkan veya
üye olamamõş, genel kurula hiç-
bir öneri de sunamamõştõ.