24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 3 OCAK 2009 CUMARTESİ 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN ‘Din Bu Değil’ Demek Mazeret Olamaz... Binnaz Toprak’ın başkanlığında yapılan araştırma tartışılırken, gazetelerde her gün dinsel bağnazlığın tüy- ler ürpertici örneklerini gösteren haberler yayımlanıyor. Yalnızca geçen cumartesi, iki gazetede (Cumhuri- yet ve Milliyet) birbirinden dehşet verici iki haber ya- yımlandı. Cumhuriyet’teki haber Trakya Kırklareli’nin Lüle- burgaz ilçesinden. Lüleburgaz Güzel Sanatlar Lisesi öğretmenlerinden Mehmet Latif Sağlam, eşi Nejla Taysun Sağlam ve emekli resim öğretmeni Mehmet İlke Devrim, kurmuş oldukları sanat atölyesinde Leonardo da Vinci’nin “Altın Oran” tablosunun bir kopyasını yapmaya başlıyor. Bu arada, ilçe sakinle- rinden 14 yaşlarında iki velet gelerek “Burada kilise ya- pılıyormuş, neden bu İsa resimlerini yapıyorsunuz, biz- den birini, mesela Mimar Sinan’ı yapsanıza!” gibi had- dini bilmez çıkışlarla sanatçıları tehdit edip, eseri par- çalıyorlar. Sanatçıların, bunun Leonardo da Vinci’nin başyapıtlarından biri olduğunu, ansiklopediler ile in- ternetten bu konuda bilgi alınabileceğini söylemele- ri de fayda etmemiş. Dinsel bağnazlığın artık Trakya’ya kadar yayıldığı- nın yeni bir örneğidir bu olay. Savcının soruşturma açması da bir kıymet ifade et- memektedir. Olayın nasıl sonuçlanacağını da hep bir- likte göreceğiz, tabii eğer arada unutulup, kaynayıp gitmezse... Aynı gün Milliyet’te yayımlanan ikinci olayın hödükleri 14 yaşındaki yeniyetme veletler değil, Balıkesir Müf- tülüğü’ndeki henüz kim olduğu bilinmeyen kişiler. Habere göre, Balıkesir’in 1595 camiinde, geçen cu- ma okunan hutbede halka şöyle seslenilmekteydi: “Ne yazık ki, bazı Müslümanlar, bizim dinimizle, örf ve âdetimizle uzaktan yakından hiç mi hiç ilgisi olma- yan yılbaşı rezaleti ve karnavalına katılmak için bütçe hesabı yapmaktadırlar. Bu hazırlıklar neyin nesi? Biz kimiz, neyiz? Neden bu yılbaşını kutluyoruz?.. Değerli kardeşlerim; memleketlerine sığmayan isti- lacı millet ve devletler, başka devletleri baskı altına al- mayı âdet haline getirmişlerdir. Onlar bu istilalarını çe- şitli usul ve yollarla yapmaktadırlar. İşte onların bu yol- larından birisi de, başka milletlerin inançlarını sarsmaktır. Yılbaşı eğlenceleri, çam kesip evlere koymaları, hep- si bu cümleden olan oyunlarıdır.” Bu hutbe, Balıkesir Müftülüğü internet sitesinde de yer almaktadır. Buna karşılık Balıkesir Müftüsü Necdet Çetin söz konusu hutbeyi görmediğini, okumadığını, duymadı- ğını belirterek, üç maymunu oynamayı yeğlemiştir. Balıkesir Müftüsü bu camilerde halka söylenen bu hezeyanı görmemişse, orada işi nedir? Bizim ödedi- ğimiz vergilerden neden maaş adı altında para al- maktadır? Yılbaşı konusunda, camide imam aksırır- sa, cemaat nasıl nezle olup herkese bağnazlığını bu- laştırmasın istersiniz? Bakın, bu olayın da sonunu takip edin, ne o hutbenin yazarı bulunacak, ne Balıkesir Müftüsü’ne bir şey ola- cak ne de Balıkesir’in camilerinde din adı altında hu- rafe hutbeleri sona erecektir. Ülkemiz bütün bu hurafeler, baskılar altında inler- ken, bir kısım dinciler veya kendilerinde İslam hakkında konuşma yetkisini görenler, olayların önlenmesi için hiçbir şey yapmazken, durumun, tepki yaratma- dan sürmesini sağlamak için hemen ortaya atılıp iti- raz ediyorlar: - Efendim, İslam dini böyle değil, kitap böyle yaz- mıyor, onun için bunun dinsel bir baskı veya tepki ol- duğunu söyleyemezsiniz, doğru değil. Bu palavralar, dinsel baskının mazereti olamaz. Di- nin ne olduğuna kim karar verecek? Herkes başka bir şey söylediğine göre, buna nasıl karar vereceğiz? Camide okunan hutbe Diyanet İşleri Başkanı’nın gö- rüşüyle çelişiyorsa, yılbaşı için söylenen sözler söy- lenmemiş, zihinlere ekilen tohumlar ekilmemiş mi ola- cak? Tabii ki, Kahramanmaraş ve Sıvas Madımak kat- liamlarının yapılması gerektiği de Kitap’ta yazmıyor- du. Ama Kitap’ta yazmaması, hatta Kitap’ın ilkeleri- nin böyle şeylere karşı olması, bunların gerçekleş- melerini engellemedi. Din yalnız din adamlarına mahsus olmadığı gibi teo- rik bir olgu da değildir. Din sosyolojik bir olgudur ve bir dönemde, bir ül- kenin halkı onu nasıl algılıyor ve uyguluyorsa, din de o şekilde tecelli ediyor demektir. Eğer halkın çoğunluğu, dinsel görevini yerine ge- tirmeyi Kurban bayramlarında büyük kentleri mez- bahaya çeviren dehşet görüntülerinin sahnesi yapmak olarak algılıyorsa, o din o kurban bayramlarında o ül- kede öyle tecelli eder. Ya da bu tür yılbaşı fetvaları veriliyorsa camiler- de, çıkıp da “Din bunu söylemiyor”, “Kitap’ta böyle bir hüküm yok” demenin hiçbir anlamı yoktur. Sevgili Okurlar, bu yazı yeni yılın ilk saatlerinde İs- tanbul’da işlenen içki cinayetinden önce yazılmıştır. asirmen@cumhuriyet.com.tr ‘Polise güvenimiz kalmadõ’ ‘Özür, ilişkileri olumsuz etkiler’ ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, önceki gece atv’deki Açõk Kapõ programõnda, Türkiye’nin gündemindeki temel konulara iliş- kin değerlendirmede bulundu. 1915 olaylarõna ilişkin başlatõ- lan özür kampanyasõnõn Erme- nistan-Türkiye ilişkilerindeki sü- reci etkileyip etkilemeyeceği so- rusu üzerine Gül şunlarõ söyledi: “Açık konuşmam gerekirse olumsuz etkiler. Birisi bir şey ya- parken devletten, kurumlar- dan izin alarak yapmıyor bu ül- kede. Ama neticeleri açısından bu son tartışmalara baktığı- mızda ben bunların olumlu kat- kıları olduğu kanaatinde deği- lim. Etkilemiştir de. Türkiye’de beğendiğiniz veya beğenmedi- ğiniz, sevdiğiniz veya sevmedi- ğiniz, desteklediğiniz, mücade- le ettiğiniz fikirler eğer şiddet yoksa konuşulabilir. Ama bun- lar bazen öyle bir zaman süre- ci içerisinde oluyor ki konuların hassasiyeti itibarıyla kutuplaş- malar gibi çok büyük boyutla- ra ulaşıyor.” Kampanyanõn başladõğõ gün- lerde konuyu “Canlı tartışma ortamı” olarak değerlendiren, daha sonra görüşlerinin çarpõtõl- dõğõnõ ifade eden Gül, bu görüşü- nü yineleyerek, “Benim ömrüm Türkiye’de inandığım davaları anlatmakla geçmiş. Bu mesele- nin aslı nedir, ne nasıl olmuş, bu- nu anlatmakla geçmiş” dedi. ‘Terörü izole etmenin yolu demokrasi’ Terörle mücadeleye ilişkin bir soru üzerine de Gül, bu konuda önemli olanõn terörü tamamen yok etmek, eğer bu yapõlamõyor- sa da en düşük seviyeye çekmek olduğunu söyledi. Gül, şöyle de- vam etti: “Elinde silah olan, ‘Ben silahla devlete karşõ müca- dele ediyorum’ diyene çok daha güçlü silahla muhakkak ki mü- cadele sürecektir. Ama bunlar- la mücadelede bütün yollar şüp- hesiz ki denenecektir. En önem- lisi de onları izole etmektir. İzo- le etmenin yolu da demokrasi.” Gül, “Irak Cumhurbaşkanı Ta- labani’ye sorunun çözümüyle il- gili ne kadar güvendiğinin” so- rulmasõ üzerine, “Gerek baş ba- şa, gerek telefonla yaptığımız gö- rüşmelerde, onların da bunun farkında olduğunu, böyle bir be- lanın ortadan kalkması gerek- tiğine inandıklarını görüyorum çünkü bunun onlara da bir fay- dası yok” dedi. ABD’de başkanlõk koltuğuna oturacak Obama’dan bahsederken “Barack Hüseyin Obama” diyen Gül, yeni Başkan’õn Bush’tan farkõnõn uluslararasõ sorunlarda, tek taraflõ hareket etmeme yönü- nün olduğunu ifade etti. ‘Kadim dostum Erdoğan’ Başbakan Recep Tayyip Er- doğan ile aralarõnda soğukluk ol- madõğõnõ savunan Gül “Sayın Tayyip Bey’le 1968’lerden beri arkadaşız. Kadim dostumdur” dedi. Rektör seçimleriyle ilgili yapõlacak düzenlemeler için ana- yasa değişikliği gerektiğini ifade eden Gül, yeni yõlda daha kap- samlõ, herkesin içine girebileceği bir anayasa çalõşmasõnõn gerçek- leştirilebileceğini kaydetti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, “Cumhurbaşkanlığı AKP pence- resine yerleştirildi. Üniversiteleri kontrol altına alacaklar. Şimdi sı- rada yargıdaki insanları susturma çabası var... Faşizme giden yol da hep yasal adımlarla döşenmiştir dünyada. Bir siyasi hegemonya tesis etme çabası vardır” uyarõsõnda bulundu. Baykal, TRT’nin Kürtçe ka- nal açmasõ konusunda, “Devletin bir kurumunun bir etnik çabaya des- tek olur konumda ortaya çıkması çok yanlıştır” görüşünü dile getirdi. İzmir’de Belediye Başkanõ Aziz Ko- caoğlu’nun adaylõğõ konusunda “tereddüt olmadığını” bildiren Bay- kal, Eskişehir konusunda da “Sayın başkan verdiği kararla CHP’nin desteğine ihtiyacı olmadığını ortaya koydu” dedi. CHP lideri Baykal, CNNTÜRK’te Fikret Bila ve Murat Yetkin’in so- rularõnõ yanõtladõ. CHP Genel Se- kreter Yardõmcõsõ Algan Hacaloğ- lu’nun odasõnda dinleme cihazõ bu- lunmasõyla ilgili sorular üzerine Bay- kal, “Pazartesi günü bu konuda çok ileri teknolojiye dayalı bazı araçlarla bir yeni değerlendirme yapılacak. Henüz polise resmi bir başvuru yapmadık. Maalesef po- lis teşkilatına güvenimiz kalma- mıştır” dedi. Baykal, “Polisin yap- tığından mı şüpheleniyorsunuz” sorusuna “Bilmiyoruz. Bir spekü- lasyon yapmak istemiyorum. İn- celedikten sonra elbette polise bil- gi vereceğiz ama önce kendimiz teknik incelemeyi yapacağız sonra onlara da böyle bir olay var diye- rek gerekli bildirimi yapacağız” ya- nõtõnõ verdi. Partide o günlerde neler konuşulduğuna ilişkin bir soru üze- rine Baykal, “Siyasette karşı par- tinin iç mutfağını izleme merakı daima ortaya çıkar. ABD’de meş- hur Watergate otelinde yapılan dinleme Cumhuriyetçi Parti’nin Demokrat Parti’ye yönelik mera- kıyla ortaya çıkmıştı. Peşin suçla- ma yapmayı doğru bulmam, bunu AKP yaptırdı falan demek iste- mem. Ama Türkiye’de bu tip yet- ki dışı özel yaşamı izleme, bilgi top- lama ve bunu değerlendirme ko- nusuna meraklı bazı çevreler var. Ne yazık ki o çevreler bu konuda çok geniş teknolojik olanaklara sa- hipler. Dinlediklerini bazen yan- sıtıyorlar. Koca bir Ergenekon davası gidiyor. Bütün dayanağı bu” dedi. Ada- let Bakanlõğõ’nõn “hâ- kimler hakkında bir so- ruşturma açması ha- linde telefon bağlantı- larının dinlenilmesini öngören bir karar al- dığına” dikkat çeken Baykal, “Bunlar tesadüf mü? Bu bir planlama, bir kurgu. Cumhur- başkanlığı AKP pence- resine yerleştirildi. Üni- versiteleri kontrol altı- na alacaklar. Şimdi sı- rada yargıdaki insan- ları susturma çabası var” görüşünü dile ge- tirdi. ‘Ülke sıkıntıya girer’ “Hepsi yasal gerçi” anõmsatmasõ üzerine de Baykal, “Faşizme giden yol da hep yasal adım- larla döşenmiştir dün- yada. Bir siyasi hege- monya tesis etme ça- bası vardır” dedi. Bay- kal, Cumhurbaşkanõ Ab- dullah Gül’ün “2009’da yeni anayasa çalışma- sının devam etmesi ge- rektiği” sözlerinin anõm- satõlmasõ üzerine, “Ana- yasanın yeniden yazıl- masına ilişkin çeşitli çevrelerden talepler var. Bunlar gerçekleşe- cek olursa Türkiye çok büyük sıkıntılarla kar- şılaşacaktır” dedi. TRT’nin Kürtçe kanal açmasõyla ilgili bir soru üzerine de Baykal, “Dev- letin bir kurumunun bir etnik çabaya destek olur konumda ortaya çıkması çok yanlıştır. Bu giderek devleti her türlü etnik kimliğin ta- lebine karşı güç duru- ma sokar. Onlar da derse ki: ‘Bize de Çer- kezce, Arapça, Gürcüce yayõn yap.’ Etnik kim- liklerin devlet düzeyine çekilmesi yanlıştır. Ya ne yaptıklarını biliyor- lar, o zaman çok tehli- keli iş yapıyorlar; ya da ne yaptıklarını bil- miyorlar” görüşünü di- le getirdi. ‘Mecburen Gökçek’ Baykal, Ankara Bü- yükşehir Belediye Baş- kanõ Melih Gökçek’in yeniden aday olmasõna ilişkin bir soru üzerine, “AKP yönetimi ve Baş- bakan, Gökçek’i aday göstermek istemedi ama sonunda buna mecbur kaldı. ‘Ne de ol- sa kaybedeceğiz, Gökçek ile mi kaybedelim’ de- diler? bilmiyorum” gö- rüşünü dile getirdi. Bay- kal, İstanbul adaylarõ ile ilgili sorular üzerine “Sa- yın Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları olağanüs- tü etki yarattı. İl baş- kanımız toplumun çok dikkatini çekti. Bunla- rı zevkle not ediyoruz. Ama henüz bu konuyu hiçbir parti organında sistematik bir şekilde gündeme almış değiliz” dedi. İzmir adaylarõyla ilgi- li sorular üzerine de CHP lideri Baykal, “Aziz Ko- caoğlu konusunda te- reddüt yok” dedi. Baykal, Aziz Kocaoğlu’nun İzmir Büyükşehir Belediyesi adaylığı konusunda tereddüt olmadığını söyledi. CHP lideri, İstanbul için de Kemal Kılıçdaroğlu ve Gürsel Tekin’in toplum üzerinde olumlu etki yarattığını belirtti. AKP’nin bir siyasi hegemonya tesis etme çabası içinde olduğunu belirten Baykal, “Üniversiteyi kontrol altına aldıktan sonra sıra yargıda” dedi. Sõrada Ermenice radyo ve site var FIRAT KOZOK ANKARA - Kürtçe kanalõ TRT 6’nõn yayõna başlamasõnõn ardõndan TRT’de Arapça, Farsça ve Ermenice TV hazõrlõklarõ da başladõ. TRT yönetiminin planlarõna göre 2009’da Arapça ve Farsça televizyon kanallarõ kurulacak. TRT Türk’ün ya- põsõ ve ismi değiştirilecek ve 21 Mart’taki Nevruz’dan itibaren Orta Asya ülkelerine yayõn yapacak. Er- menice radyo ve internet sitesinin ar- dõndan Ermenice TV yayõn hayatõna başlayacak. Türkiye’de bir ilk olan Kürtçe ka- nal TRT 6’nõn önceki gün resmen ya- yõna başlamasõnõn ardõndan gözler TRT’nin yeni kuracağõ kanallara çev- rildi. Edinilen bilgiye göre, TRT’nin Kürtçe kanaldan sonra ikinci açõlõmõ Arapça kanalla olacak. Bu iki yeni televizyon kanalõnõn ar- dõndan sõra Farsça TV’ye gelecek. Farsça kanalõn da 2009’un ilkyarõ- sõnda yayõna başlamasõ planlanõyor. TRT’nin Kürtçe TV’den sonra 2009 yõlõndaki en büyük açõlõmõ ise Ermenice TV ile olacak. Bu yõl ön- celikle Ermenice radyo ve internet si- tesi yayõna başlayacak. Bu sõrada Ermenice TV ile ilgili hazõrlõklar da başlatõlacak. Ermenice kanal için Dõşişleri Ba- kanlõğõ’ndan da olumlu görüş alõndõ. Kanalõn 2010 ya da 2011’de yayõna başlamasõ planlanõyor. Ermenilerin çalõşacağõ ve uydu üzerinden yayõn yapacak kanal, Tür- kiye’deki Ermenilerin yanõ sõra Er- menistan’da yaşayanlara da dönük olacak. CHP lideri Baykal, Hacaloğlu’nun odasõnda bulunan dinleme cihazõ ile ilgili inceleme yaptõrdõklarõnõ söyledi Baykal: Cumhurbaşkanlığı AKP penceresine yerleştirildi. Cumhurbaşkanõ Gül, imza kampanyasõna ilişkin görüşlerinin çarpõtõldõğõnõ söyledi Türkiye Kamu-Sen üyeleri TRT’yi Kürtçe yayın yapması nedeniyle TRT’nin bahçesindeki demirlere Türk bayrakları asarak protesto etti. (Fotoğraf:AA) Zeytinburnu’ndaki pilot alanda Albayrak İnşaat, üst gelir grubuna lüks konutlar inşa etti Kentsel değil ranta dönüşüm DENİZ TATARER İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nce (İBB) “Kentsel Dönüşüm Pilot Böl- gesi” seçilen Zeytinburnu’nda, “Ko- nut Aktarım Alanı” olarak ayrõlan 130 dönümlük eski Bostan Hali ara- zisinde, Başbakan Recep Tayyip Er- doğan’õn damadõnõn şirketi Albayrak İnşaat’õn üst gelir grubuna yönelik lüks konutlar inşa ettiği ortaya çõktõ. Zeytinburnu Belediye Meclisi CHP Grup Sözcüsü M. Ercihan Ekşi, ara- zinin şehir merkezinde ve deniz kõyõ- sõnda olmasõ nedeniyle inşaat şirket- lerinin ilgisini çektiğini belirterek, “Biz belediye başkanına kentsel dö- nüşüm için yetki verdik, onlar ara- ziyi TOKİ’ye sattılar. Zeytinbur- nu’ndaki çok değerli arazi ile Al- bayraklar’a rant sağlandı” sözleriyle tepki gösterirken Zeytinburnu Belediye Başkanõ Murat Aydın ise Cumhuri- yet’in sorularõnõ yanõtsõz bõraktõ. Bir kõsmõ vakõf ve Hazine arazisi, bir kõsmõ ise İBB’ye ait olan söz konusu arazi önce TOKİ’ye devredildi. Ar- dõndan TOKİ tarafõndan başlatõlan konut projesinin inşaat işi Albayrak İn- şaat’a verildi. 5272 sayõlõ Belediye Ka- nunu’nun kentsel dönüşüm projeleri- ni düzenleyen 73’üncü maddesinin gerekçe gösterildiği plan tadilatõyla, arazi üzerinde bir kõsmõnda maksimum 5 katlõ konut, bir kõsmõnda ise isteni- len yükseklikte konut, çok katlõ ma- ğaza, banka ve otel binalarõnõn yapõl- masõnõn önü açõldõ. 2 Ocak 2006’da Zeytinburnu Belediyesi İmar Komis- yonu’na havale edilen 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planõ (UİP) raporuna göre Zeytinburnu Merkezefendi Ma- hallesi’ndeki 500 ve 501 No’lu par- selleri kapsayan arazilerin “Kentsel Dönüşüm ve Gelişim” alanlarõ oldu- ğu belirtilerek, arazi üzerinde “konut ve ticaret” alanlarõ inşa edilebileceği kaydedildi. İBB Meclisi’nin 16 Eylül 2005 tarihli meclis raporunda ise 502 No’lu parseldeki Ortaöğretim Tesisleri Alanõ, Konut Alanõ, Yönetim Merke- zi ve Cami alanõ olarak görülen 55 bin 829 metrekarelik arazinin, Zeytinbur- nu’nun “İstanbul Deprem Master Planı” çerçevesinde pilot bölge seçil- diği gerekçesiyle “Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı”na dahil edildiği be- lirtildi. İBB Planlama Müdürlüğü’nün gö- rüşüne de yer verilen raporda, plan ta- dilatõnõn 1/5 bin Ölçekli Nâzõm İmar Planõ’nõn “değiştirici” özellikte ol- duğu, ortaöğretim ve yönetim mer- kezlerini ortadan kaldõrdõğõ için “do- natı alanlarını azaltıcı” nitelikte ol- duğu uyarõsõnda bulunuldu. Toplam ya- põ miktarõnõn kadastral parsel üzerin- den hesaplanmasõnõn da eleştirildiği Planlama Müdürlüğü görüşünde, de- ğişikliğin 3194 sayõlõ İmar Yasasõ’na aykõrõ olduğu ve bölgedeki yapõ ve nü- fus yoğunluğunu arttõracağõ uyarõsõn- da bulunuldu. Belediye Meclisi CHP Grup Sözcüsü Ekşi, “Konut aktarma alanı kaybedildi. Şimdi Sümer Ma- hallesi’nde aktarma alanı oluştur- maya çalışılıyor, ancak arazi yeter- li büyüklükte değil. Zeytinburnu kentsel dönüşüm için büyük bir fır- satı kaçırdı” dedi. Ekonomik kriz nedeniyle mali sıkıntıya dü- şen “Rh+sanart” dergisinin Nişantaşı Vali Konağı Caddesi’ndeki ofisine haciz geldi. Derginin genel yayın yönetmeni ve Tevfik İh- tiyar Sanat Galerisi’nin sahibi Tevfik İhtiyar, 7 yıldır dergiyi kendi imkânlarıyla çıkardık- larını belirterek, “Ekonomik kriz nedeniyle kâğıt, baskı ve dağıtım giderlerini nakit ola- rak ödeyemediğimizden dolayı çek vermiştik. Sonra çek el değiştirerek Ohannes Tomar- cı’nın eline geçmiş. Ödeme için süre isteğimi- zi kabul etmediler ve haciz geldi” dedi. İhti- yar, dergiyi çıkarma olanaklarının kalmadı- ğını dile getirdi. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) Kriz sanatı da vurdu
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear