Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 28 OCAK 2009 ÇARŞAMBA
6 HABERLER
AVRUPA
GÜRAY ÖZ
Zamanın Diyalektiği
Artık “liberal” kesimce resmen dillendirildiği için
niyet okumaya gerek kalmadı. Türkiye’de “büyük
tasfiye” başarıyla yürütülüyor. “Bu büyük iş yapı-
lırken hukukun, insan haklarının zedelenmesi,
ufak işlere takılmaktır, yapılan işe zarar verir. Öy-
leyse yola devam.”
Neoliberalizmin pragmatik medya militanları Tür-
kiye’de, “devletin yeniden yapılandırıldığını”, “ku-
rucu bir dönemden geçildiğini” iddia ediyorlar.
Pragmatik tabiatları, geçmişleriyle ya da genel ola-
rak geçmişle bir sorunlarının olmamasından bellidir.
Geçmişte Susurlukçu olabilirler, önemli değil, artık
başka bir zamanda, başka bir zemindeysek, yeni du-
rumu tahlil etmekte, sıkı bir taraftar olarak yer al-
makta hiç, ama hiç beis yoktur. O geçmiş zaman-
ların hesabını soracak olanlar zaten şimdi topun ağ-
zında değiller mi?
Peki, bu büyük tasfiyede ellerine geçirdikleri neş-
terle karşılarına çıkan herkesi kesip biçer, o zorba-
lıkları, o faşizmi, 12 Eylül’leri, 12 Mart’ları ustaca es
geçerken, neyi, kimle kurduklarını da biliyorlar mı?
Yoksa utangaç bir edayla demagojinin arkasına mı
gizleniyorlar?
Gizlenebilirler mi? Dinci bir ekibin önce hükümet,
sonra iktidar ve şimdi devlet olma yolunda attığı
adımların ortağıdırlar. Ya gururla itiraf ediyorlar or-
taklığı ya da üstünü örtme yolunu seçiyorlar. Yanıt-
lamaktan ısrarla kaçındıkları bir soru var: Gelecek-
te ne olacak?
O muhteremler devlete egemen olma işini bitir-
dikleri zaman görürsünüz ne olacağını.
Bu liberallerin bir kısmı Susurluk’un şalcıları, Şa-
hin’lerin hamisiydi.
Bir kısmı da ama solcuydular eskiden. Önce hü-
kümet, sonra iktidar ve nihayet devlet olma yolun-
daki harekete yönelttikleri “eleştirilerin” sudanlığı
bir yana, kendi solculuklarının da geçen zaman için-
de sulandığını bilmiyorlar mı? Biliyorlar.
Sınıf ilişkilerini, devletin içindeki konumlanmaları,
emperyalizmle ilgili eskidiğini pek bir sevinçle iddia
ettikleri bilgiyi unutunca geriye nasıl bir solculuk ka-
lıyor ki?
Kalmadığını onlar da biliyorlar.
O zaman geriye solcu olma iddiasının tek ve pek
çürük bir dayanağı kalır. Bireyin hakları. Bireyin bi-
rey olmaktan kaynaklanan özgürlükleri.
Ama bununla solcu olunamıyor.
Zaten bireye tanındığı iddia edilen haklar da, sağ-
lam bir mücadelenin korumasında olmadığı için ilk
rüzgârda uçup giderler. Daha ilk rüzgârda liberal ke-
simin şahinlerinin “biz bir büyük iş yapıyoruz; Tür-
kiye’yi tasfiye ediyor, yeniden kuruyoruz, öyle
hakmış hukukmuş, kurunun yanındaki yaşmış,
sapla samanı ayırmakmış, bırakın bunları” rüz-
gârına kapılıp gidiyor bizim solcunun “bireyin hak-
ları” masalı.
Bu büyük tasfiye, aynı zamanda solun geleceği-
nin de tasfiyesidir.
“Canım bu devleti tasfiye etsinler, biz zaten
karşı değil miyiz bu statükoya” diyenler, bir baş-
ka ve sökülüp atılması zor bir statükoya doğru sü-
rüklendiğimizi görmeyenlerdir.
Şimdi durumun garipliğini fark eden, ama ne ya-
pacaklarını bilemeyenler de, telaş içinde kendileri-
nin ne olduklarını değil, ne olmadıklarını anlatmaya
çabalıyorlar. Kimliklerini böylelikle kanıtlamaya, üst-
lerine üstlerine gelen sivil darbeden kurtulmaya ça-
lışıyorlar.
Büyük tasfiye operasyonuna dahil olarak kimlik
edinmeye çabalarken gerçekte yitirdiklerinin kendi
gerçek kimlikleri olduğunu anlayabilirler mi dersiniz
zaman içinde? Kim bilir? Ama belki de artık çok geç-
tir onlar için. Belki de Türkiye tasfiye edilirken, onlar
da soldan tasfiye ediliyorlardır.
Kimi zaman, zamanın diyalektiği pek şaşırtıcı
sürprizlerle yüklüdür çünkü.
Ergenekon davasõnda savunmasõnõ tamamlayan Perinçek, Türk adaletine güvendiğini söyledi:
SavcõlaradagüvenmekisterimHATİCE TUNCER/
HİLAL KÖSE
İşçi Partisi Genel Başkanõ Doğu Pe-
rinçek, “Bu davanın sanıkları örgüt
değil ama buradan bir örgüt çıkar.
Savcı Zekeriya Öz, Tuncay Güney,
Sami Demirkõran, Mehmet Zekeriya
Öztürk ve Osmanõm. Bunlar bir ör-
güt. Bunlar arasındaki bağ son de-
rece açık. Tayyip Erdoğan, Abdullah
Gül’e kadar bu örgüt gider. Bu ör-
güt de yargılanacak” dedi. Türk
adaletine güvendiğini söyleyen Pe-
rinçek, “Savcılara da güvenmek is-
tiyorum. Bu ülkenin evlatları el
birliğiyle gerçekleri ortaya çıkara-
lım. Bırakın bizleri seçimlere gire-
lim Türkiye buradan çıksın” diye
konuştu.
İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkeme-
si’nce görülen davanõn 43. oturu-
munda tutuklu sanõk İP Genel Başkanõ
Doğu Perinçek, 15 Ocak Perşembe gü-
nü başladõğõ 4 günlük savunmasõnõ dün
tamamladõ. Güney ile İstanbul Emni-
yet Müdürlüğü Organize Suçlar Şu-
besi’nde yapõlan mülakatõn, iddiana-
mede kendisinin ve İşçi Partisi’nin suç-
lanmasõnda temel kanõt durumunda ol-
duğunu söyleyen Perinçek “Şimdi
zaman değişti. Savcılar mülakat
yapıyor, gazeteciler iddianame ya-
zıyor. Tuncay Güney, kesinlikle
Aydınlık Dergisi, Ulusal Kanal ve İş-
çi Partisi’ne sızmış, istihbarat ör-
gütleri adına görev yapmış değildir”
dedi. Güney’in kendisine iki sahte
PKK mektubu düzenleyerek ceza-
evine atõlmasõna neden olan itirafçõ
grubunun başõnda olduğunu iddia
eden Perinçek, “Sahte mektubu dü-
zenleyen PKK itirafçısı Sami De-
mirkıran’a bunu itiraf ettirttik.
Güney’e itiraf ettiremedik ama düş-
man olduğunu biliyoruz. Güney
‘Ergenekon üyesi değilim’ diyor. Bir
insan üyesi bile olmadığı bir örgüt-
te çekirdekten merkeze kimler ol-
duğunu bilecek konumda nasıl ol-
sun? Ben Tuncay Güney ile hiçbir
şekilde görüşmedim” dedi.
Kürtler de anlamış
Kuzey Irak’a bir grup işadamõnõn ge-
zisine ilişkin rapor yazan İP’li yöne-
ticilerden Bayram Yurtçiçek’in ge-
zide bulunan Güney’den rahatsõzlõğõ-
nõ dile getirdiğini anlatan Perinçek,
“Yurtçiçek Güney için ‘geveze, ha-
fif ve kendini ele veren’ ifadelerini
kullanıyor. Kürt yöneticiler de Gü-
ney’in ne olduğunu anlamışlar ve
yüzüne vurmuşlar” diye konuştu.
Mõsõrlõ bir bakanõn Türkiye News-
week dergisine verdiği demeçte “Tun-
cay Güney 3 sahte adla MOSSAD ile
ilişkiye girmiştir” şeklinde tespit-
lerde bulunduğunu, Batõlõ büyükelçi-
lerin de yüzde 99.5 MOSSAD ajanõ ol-
duğunu söylediğini anlatan Perinçek
şöyle devam etti: “Güney’in Mehmet
Eymür ile ilişkisi vardı. Eymür’ün
Hiram Abbas ile birlikte MİT için-
deki CIA-MOSSAD kliğinin en ön-
de gelen adamlarından olduğunu
dünya âlem biliyor. Tuncay Güney’i
Eymür’ün yolladığı görülüyor.”
‘Röportaj komplosu’
Güney’in polis ve asker istihbaratõ
ile ilişkili olduğunu öne süren Perin-
çek, kendisinin Abdullah Öcalan ile
röportajõnõn fotoğraflarõnõ Güney’in
Cilvegözü kapõsõnda polisin yakalamõş
gibi yaptõğõnõ, bu işi Hanefi Avcı’nõn
organize ettiğini ve Fethullahçõ gaze-
telere servis ettiğini anlattõ. Nevzat Yıl-
maz adlõ çok güvendikleri bir İşçi Par-
tilinin Güney’in mahallesinde otur-
duğunu, eskiden arkadaş olduklarõnõ
anlatan Perinçek “Mahalleden yakın
arkadaşı olduğu için yanlış teşhis et-
mesi mümkün değil. 2007 sonundan
Ocak, Şubat, Mart 2008’e kadar
Güney’i mahallede görmüş. Gü-
ney, güvenceler altında, bu ope-
rasyonda kullanmak için eller üze-
rinde sanık bile yapılmadan hima-
ye ediliyor” diye konuştu.
3 bölüm makaslandı
Polis müdürü Ahmet İhtiyaroğ-
lu’nun, Güney’in mülakattaki rahat-
lõğõna karşõn Fethullah Gülen soru-
larõnda terlediğini anlattõğõnõ belirten
Perinçek, dosyaya konulan mülakat
kasetinde Ethem Sancak, Fethullah
Gülen ve Muhsin Yazıcıoğlu’na iliş-
kin bölümlerin makaslandõğõnõ söyledi.
Davanõn tutuklu sanõklarõndan emek-
li yüzbaşõ Zekeriya Öztürk’ün bir ku-
rum tarafõndan Ulusal Kanal’a gön-
derildiğini, üç ay sonra da kovuldu-
ğunu söyleyen Perinçek, “Benim da-
nışmanım olması söz konusu ola-
maz. Vasfı yetmez. Kendisinin bil-
gisayarından çıkan belge de bizi
doğruluyor. Öztürk, bu belgede
‘hocam’ dediği bir kişiye ‘ABD el-
çiliği ile ilişkilerim Türk ajanlõğõ şek-
linde değildir’ diyor. İşte Eymür’ün
adamları. Tuncay Güney ve Zeke-
riya Öztürk. Bunlar savcıların da
şahitleri. Eymür kiminle çalışsa
ABD bağlantılı” diye konuştu.
Başsavcı sahip çıkmadı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcõsõ
Aykut Cengiz Engin’in 25 Temmuz
2008’de iddianameyi açõkladõğõ top-
lantõdaki ifadelerini yorumlayarak,
“Başsavcı bu soruşturmaya sahip
çıkmadı” iddiasõnda bulunan Perinçek,
kendisinin gözaltõna alõnma talebi-
nin Başsavcõ’nõn önüne üç kez geti-
rildiğini ve reddedildiğini ancak dör-
düncüde gözaltõna alõndõğõ söyledi.
Danõştay saldõrõsõ hükümlüsü ve
Atatürk’e saldõran Osman Yõldõrõm’a
Ergenekon savcõsõnõn “Osman’ım”
dediğini belirten Perinçek, bu durumun
iddianamenin seviyesini gösterdiğini
anlattõ. “İddianame toplumu teröri-
ze etmek amaçlıdır” diyen Perinçek,
“Öyle bir korku yaratılmıştır ki
koca koca komutanları bile kor-
kutmuştur. Türk ordusu Kurtuluş
Savaşı’nı yapmıştır ama çamura
karşı savaşmayı bilmiyor” dedi.
Emniyet Genel Müdür Vekili Necati
Altıntaş’õn, “Fethullahçı polisleri
tespit edip devlet kurumlarına ver-
diği listeyi” kendilerinin de aldõğõnõ
söyleyen Perinçek, “Niçin mi araştı-
rıyoruz. Fethullahçıların kökünü
kazımak için. İddianamede Fet-
hullahçılıktan ‘dini görüş’ olarak söz
ediliyor. Çok yanlış... Tarikattır, ce-
maattir. Tarikatlar ise anayasamı-
za göre yasaklanmıştır” dedi.
“Türkiye’de gladyo vardır” diyen
Perinçek, “Gladyo hukukuna göre,
4 Haziran 2003 günü Süleymani-
ye’de Türk subayının kafasına çu-
val geçirilmiştir. Olayı duyunca
ABD’den toplantıyı terk edip Tür-
kiye’ye dönen Hurşit Tolon şimdi
zindanda” diye konuştu. Perinçek sa-
vunmasõnõ, mahkeme heyetine hita-
ben, “Bu dava aydınlanmıştır. Sa-
nıklar da hâkimler hakkında hü-
küm verirler. Biz de sorduk, ‘na-
sõl hâkimler’ diye. Siz alınları ak hâ-
kimlersiniz. Biz sizi aklıyoruz” di-
yerek tamamladõ.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ergene-
kon davasõ kapsamõnda gözaltõna alõnõp sonra
serbest bõrakõlan Türk-İş Genel Teşkilatlandõrma
Sekreteri ve Türk Metal Sendikasõ Genel Başkan
Yardõmcõsõ Pevrul Kavlak, genel başkanlarõ
Mustafa Özbek’in “terörist ve dolandırıcı” ol-
madõğõnõ, bu nedenle tutuksuz yargõlanmasõ ge-
rektiğini söyledi. Kavlak dün Türk Metal Sendi-
kasõ Genel Merkezi’nde, Ergenekon davasõndaki
son durum ile ilgili bir basõn toplantõsõ düzenle-
di. Salonda bulunan sendikalõlarõn yoğun alkõşla-
rõ ile “Türk Metal sizinle gurur duyuyor”,
“Özbek nerede biz oradayız” sloganlarõ eşli-
ğinde kürsüye gelen Kavlak, emperyalist çevre-
lerin kendilerine “kukla” olacak örgütler ve
sendikalar oluşturmaya hõz verdiklerini kaydetti.
Çevre örgütleri hükümetin 2B yasasõyla ormanlardaki rant hedefini ortaya koyduğunu belirttiler
Ormanlar arsa oluyorİstanbul Haber Servisi - Çevre ör-
gütleri, orman özelliğini yitirmiş arazi-
ler olarak bilinen 2B’lerin satõşõnõn önü-
nü açan düzenlemenin daha önce olduğu
gibi Orman Yasasõ değil Tapu Yasasõ
içinde yapõlmasõnõn, hükümetin bu ara-
zilere arsa gözüyle baktõğõnõ da ortaya
çõkardõğõnõ belirttiler.
TEMA’dan yapõlan yazõlõ açõklama-
da, 2B’lerin TOKİ tarafõndan yapõlacağõ
söylenen kentsel dönüşüm ile perdele-
nip satõlacağõ vurgulanarak “Anayasa-
da açıkça yasaklanmasına karşın ye-
rel seçimler öncesi, hem de anayasa
değişikliği tartışması ile ormanları-
mız, siyasi propoganda aracı olarak
kullanılmak istenmektedir” denildi.
Satõş vaadiyle kitlelerin, bir gün işgal
ettikleri orman alanlarõna sahip olma
beklentisi içinde tutulup oy potansiyeli
olarak görüldüğü ifade edilerek anayasa
değişikliği ile açõkça orman işgali suçu-
nun teşvik edildiğine dikkat çekildi.
Açõklamada, değişikliğin onaylanmasõ
ile yaklaşõk 485 bin hektarlõk 2B arazi-
sinin devlet eliyle orman dõşõna çõkarõl-
dõğõ kaydedilerek “Bu alanların yakla-
şık 60 bin hektarı tamamen yerleşim
alanına dönüşmüş durumdadır. Ka-
lanın yaklaşık 110 bin hektarı mera,
300 bin hektarı tarım arazisi ve diğer
geri kalanı da çeşitli şekillerde kulla-
nılmaktadır” denildi. Çözümün “işgali
hukukileştirmek değil, ormanları ko-
rumak” anlayõşõndan geçtiğine vurgu
yapõlan açõklamaya şöyle devam edildi:
“2B arazilerinin hiçbir şekilde tam
olarak özel mülkiyete konu olmaması
ve en önemlisi de bu konudaki beklen-
tinin yok edilmesi temin edilmelidir.
TEMA Vakfı olarak herkesi, gerek bi-
reysel olarak ve gerekse dahil olduğu-
muz demokratik kitle örgütleri ve gö-
nüllü kuruluşları harekete geçirerek
var gücümüzle ormanlarımıza sahip
çıkmaya çağırıyoruz.”
‘Masumiyet karinesi’ ihlal ediliyor
ErgenekonsoruşturmasõndaAİHMiçtihadlarõnaaykõrõyöntemizleniyor.Mahkemenindahaönceverdiği
benzerkararlar,sanõklarõnAİHM’yetazminattalebiylebaşvurmasõhalindeiçtihadolarakdikkatealõnacak
BAHADIR SELİM DİLEK
ANKARA - Ergenekon soruştur-
masõ kapmasõndaki gözaltõ sürecinde
uygulanmakta olan yöntemlerin Av-
rupa İnsan Haklarõ Sözleşmesi’ne
(AİHS) ve Avrupa İnsan Haklarõ
Mahkemesi’nin, (AİHM) “masumi-
yet karinesine” ilişkin içtihadlarõna
aykõrõ olduğu belirtildi.
Ankara Barosu avukatlarõndan Se-
dat Vural’õn yaptõğõ çalõşmada
AİHM’nin konuyla ilgili içtihatlarõ yer
aldõ. Buna göre Ergenekon soruştur-
masõ kapsamõnda “şüpheli” olarak evi
aranan Yargõtay Onursal Cumhuriyet
Başsavcõsõ Sabih Kanadoğlu, Türkiye
Cumhuriyeti aleyhine AİHS’nin ko-
rumaya aldõğõ hak ve özgürlüklerden
sadece, “Adil Yargılama Hakkı”
başlõklõ 6. maddesinin 2. fõkrasõnõn
“Bir suç ile itham edilen herkes, suç-
luluğu yasal olarak sabit oluncaya
kadar suçsuz sayılır” hükmü gereği
“Masumiyet karinesinin ihlali” ne-
deniyle AİHM’ye tazminat talepli
başvuruda bulunursa, yüksek mahke-
me daha önceki şu içtihatlarõnõ dikkate
alarak karar verecek:
Telfner/Avusturya kararı,
20.03.2001: Suç işlendiği iddiasõnõ,
makul şüpheye yer bõrakmayacak şe-
kilde ispat, iddia makamõna aittir.
Kural olarak sanõk suçsuzluğunu ka-
nõtlamakla yükümlü değildir. İlkenin
doğal sonucu, sanõğõn şüpheden ya-
rarlanacağõ; iddianõn kanõtlanamama-
sõ durumunda da davanõn beraatla
sonuçlanacağõdõr.
Mineli/ İsviçre kararı, 05.03.1983:
Adil yargõlamanõn bir unsuru olan ma-
sumiyet karinesi, zanlõ veya sanõk sõ-
fatõnõ aldõğõ andan itibaren sonuç do-
ğurmaya başlar; yani bir suç davasõ-
nõn hukuken açõlmõş olmasõ gerekmez.
Suç işlediği şüphesiyle hakkõnda po-
lis soruşturmasõ başlatõlmõş yahut
gözaltõna alõnmõş kişide bu karineden
yararlanacaktõr. (...) Sanõğa kendi
aleyhindeki kanõtlarõn neler olduğunu
bildirmek, bunlarõ göz önünde tutarak
savunmasõnõ hazõrlamasõ olanağõnõ
sağlamak ve suçluluk saptamasõna
dayanak olacak yeterli kanõtlarõ sun-
mak savcõya düşer.
Barbera, Messegue ve Jabardo/
İspanya kararı, 06.12.1988:
AİHS’nin 6. maddesi, herkesin adil
yargõlama ve özellikle masumiyet ka-
rinesinden yararlanma hakkõnõ ko-
rumak suretiyle hukukun üstünlüğü
temel ilkesini içermeyi amaçlamak-
tadõr.
Allenet de Ribemont/Fransa ka-
rarı, 10.02.1995: İşlendiği iddia edi-
len suç nedeniyle gözaltõna alõnan
başvurucunun emniyet yetkilileri ta-
rafõndan yapõlan basõn toplantõsõnda
suçun tahrikçisi olduğunun belirtil-
mesi masumiyet karinesinin ihlalidir.
Bu ihlal nedeniyle, başvurucuya,
sözleşmenin 50. maddesine göre adil
karşõlõk gereği; manevi tazminat ola-
rak 2 milyon Fransõz Frangõ, ücret-
ler ve masraflar için ise 100 bin Fran-
sõz Frangõ ödenmesine…
Özbek tutuksuz
yargõlanmalõ
e-posta: guray@cumhuriyet.com.tr
PEVRUL KAVLAK:
Üsküdar’da plan ve projelerine uygun ola-
rak yapılmış 4 bin 408 adet konutta oturan 2B
mağduru kooperatif temsilcileri, ruhsat alarak
ve imar planına tamamen uygun şekilde yap-
tıkları konutların tapularını alamamaktan do-
layı kaygılarını dile getirdiler. Çengelköy’de
dün basın toplantısı düzenleyen grup, 1985’te
bedelini ödeyerek aldıkları tapulu arazilerin
1987’de geçen orman kadastrosunun 2B tuta-
naklarıyla evlerini kaybettiklerini anımsata-
rak, siyasi partileri konuya ilişkin duyarlı ol-
maya çağırdılar. Ormanların talanına karşı
olduklarını ve işgalci olarak anılmaktan bü-
yük üzüntü duyduklarını dile getiren koopera-
tif başkanları, 10 yıldır evlerinde oturdukları
halde tapularını alamayan yurttaşlar bulun-
duğunu söyledi. (SERKAN YILDIZ)
Siyasi partilere çağrõ
ÜÇ SAVCI DAHA GÖREVLENDİRİLDİ ZEKARİYA ÖZ JİTEM DOSYASINI İSTEDİ
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanõ Mehmet Ali
Şahin, İstanbul ve Bakõrköy adliyesinde görevli 3 savcõnõn, Ergene-
kon soruşturmasõnõ yürüten özel yetkili Cumhuriyet Başsavcõ Vekilli-
ği’nde görevlendirildiğini bildirdi. HSYK internet sitesinde yer alan
karara göre İstanbul Cumhuriyet Savcõsõ Rasim Işıkaltın, Bakõrköy
Cumhuriyet savcõlarõ Kasım İlimoğlu ve Mustafa Çavuşoğlu, geçi-
ci yetki ile görevlendirildi. Üç savcõnõn hangi soruşturmalara bakaca-
ğõna İstanbul Cumhuriyet Başsavcõsõ veya başsavcõvekili karar vere-
cek. Görevlendirilen savcõlardan Rasim Işõkaltõn, Başbakan Tayyip
Erdoğan ile eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanõ Ali Müfit
Gürtuna hakkõnda dava açan ekipte yer almõştõ. İstanbul Büyükşehir
Belediyesi hakkõnda yolsuzluk iddialarõyla ilgili başlatõlan soruştur-
ma kapsamõnda Erdoğan soruşturmayõ yürüten cumhuriyet savcõlarõ
Erol Canözkan, Rasim Işõkaltõn ve Hüseyin Yıldız’a ifade vermişti.
Haber Merkezi - Ergenekon soruşturmasõnõ yürüten savcõ Zeke-
riya Öz, Diyarbakõr’da 10 yõldõr yargõlamasõ devam eden 11 sanõklõ
JİTEM dosyasõnõn incelemeye alõnmasõ için Diyarbakõr Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ’ndan talepte bulundu. Güneydoğu’da 1988-1996 yõllarõ
arasõnda ‘araç bombalamak, suikast, adam kaçırıp infaz etmek,
fidye almak’ gibi suçlardan haklarõnda ömür boyu hapis cezasõ iste-
miyle dava açõlan ve 10 yõldõr Diyarbakõr 3’üncü Ağõr Ceza Mahke-
mesi’nde tutuksuz yargõlanan PKK itirafçõlarõ İbrahim Babat, Adil
Timurtaş, Recep Tiril, Ali Ozansoy, Hüseyin Tilki, Hayrettin
Toka, Fethi Çetin ve Abdulkadir Aygan ile jandarma istihbarat
elemanlarõ Mehmet Zahir Karadeniz, Lokman Gündüz ve koru-
cu Faysal Şanlı ile ilgili savcõ Zerekiya Öz, Diyarbakõr Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ’na bir yazõ gönderdi. Öz’ün isteği doğrultusunda bilgi
ve belgelerin ivedi olarak savcõ Öz’e fakslanacağõ bildirildi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-
Kamu Görevlileri Etik Kurulu, Adana
Büyükşehir Belediye Başkanõ Aytaç
Durak’õn, eşi Fahriye Durak’a ait ta-
şõnmazõ avantajlõ bir duruma getiren
imar planõ değişikliğine ilişkin iş ve iş-
lemlerle ilgili “Dürüstlük ve taraf-
sızlık” ile “Çıkar çatışmasından ka-
çınma” ilkelerine aykõrõ davrandõğõna
oybirliğiyle karar verdi.
Elektronik posta ile gönderilen id-
dialarõ inceleyen Etik Kurul, “Du-
rak’ın, eşine ait taşınmazı da kap-
sayan imar planı değişikliğinin gö-
rüşüldüğü toplantıya katılmaması
gerekirken aksine davranmasının
yasaya aykırı olduğuna” karar verdi.
Kurul kararõnda değişiklik sonucunda
Durak’õn eşine ait parselin değerlene-
ceğinin de açõk olduğu belirtildi. Ka-
rarõ değerlendiren Durak, “Etik ol-
mayan komplolarla etik kurullar
ve adli makamlar meşgul edilme-
meli” dedi. Geçtiğimiz dönem
AKP’den belediye başkanõ seçilen
Durak, tekrar aday gösterilmeyeceği
yönündeki iddialar üzerine partisinden
istifa ederek MHP’ye geçmişti.
Etik
Kurul’dan
Durak
aleyhine
karar
ÖZ İÇİN SORUŞTURMA İSTEMİ
CHP’li Atilla Kart
HSYK’ye başvurdu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Kon-
ya Milletvekili Atilla Kart, “ Ergenekon n so-
ruşturmasında yaptıkları işler ve davranışla-
rıyla görevini doğru ve tarafsız yapamayacağı,
kişisel duygulara kapılarak görev yaptığı ka-
nısını uyandıran; ayrıca soruşturmanın gizlili-
ğini ihlal eden eylemler içinde bulunduğuna
dair bulgular mevcut olan” savcõ Zekeriya Öz
ve diğer savcõlar hakkõnda inceleme ve soruştur-
ma yapõlmasõ için Hâkimler ve Savcõlar Yüksek
Kurulu’na (HSYK) başvurdu. Kart, “Zekeriya
Öz ve diğer savcıların, üstlerine düşen görevi
bihakkın yapamadıkları ve bundan böyle de
yapamayacakları ortaya çıkmıştır” dedi.