Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 27 OCAK 2009 SALI
8 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER
EVET / HAYIR
OKTAY AKBAL
‘Korkma, Sönmez!..’
“Korkma, sönmez...”
Diyoruz, ama yine korkuyoruz!
Sen korkmuyor musun? Ben, o, öteki?.. İşada-
mı, esnaf, tüccar, memur, işçi, gazeteci, yazar, po-
litikacı, milletvekili, bakan, başbakan!.. Sabah ol-
du, akşam oldu.. derken yine bir sabah, kapı ça-
lındı, çalınacak! Sütçü vardı eskiden, o da yok ar-
tık. Kim gelir gece yarısından sonra, ya da saba-
ha karşı? “Birileri” mi? Kim onlar?
12 Eylül günlerinde bir haziran gecesiydi. Ka-
pının zili uzun uzun çaldı. Pijamayla kalktım,
koştum.. Kapıda üç adam, ikisi bana doğru, biri
de arkada duruyor. Tetikteler, bir çeşit korku için-
deler... Beni götürmeye gelmişler! Başkalarını da
almışlar, araba kapıdaymış!..
Korku bulaşıcıdır, kolaylıkla topluma yayılır. Bir
mahalleden biri alınıp götürülmüşse, tüm komşular,
“Sıra bana da gelecek mi?” demeye başlar... Der-
ken ardı ardına gelir dalgalar: Onuncusu, on bi-
rincisi.. belki on beşincisi, yirmincisi...
Herkes korkuyor, ama bence en çok korkanlar
ülkenin egemenleri!.. Birkaç türlü korkuları var on-
ların; bizim gibi değil... Önce, güçlerini bir anda
yitirmek, bir gecede yerleştikleri güvenli durum-
dan koparılmak. Bugün, yarın, öbür gün diye bek-
lemek, beklemek!..
Siz, Başbakan Erdoğan korkmuyor mu sanır-
sınız? Her konuşmasında kalabalıkların önünde,
her bağırıp çağırmasında görülmüyor mu? Sizinki,
benimki gibi değil onun korkusu... Bırakın, tek
başına sokağa, caddeye çıkabilmesini, dört ya-
nına simsiyah giysili, kara gözlüklü on-yirmi ko-
ruma almadan oradan oraya gidemiyor!.. Bindiği
arabalar zırhlı, kurşun geçirmez, kapısı ancak bal-
yozla kırılır...
‘Korku dağları bekler’ demiş atalarımız... Kor-
ku, bir insan mı, bir hayalet mi, bir zehirli mikrop
mu? Hep içimizde yaşayan gizli bir düşman mı?
Yanımızda, arkamızda, bizi izleyen, her an silahıyla
ya da silahsız, yaşantımıza son vermeyi bekleyen
bize benzer biri mi? Yarı aç yarı tok yaşayan yığın-
ların korkusu ise bambaşka! Bir dilim ekmek, bi-
raz peynir, yaşamı sürdürmek, sürdürebilmek ola-
nağının da yitip gitmesi!.. Yaşamak tek başına
apayrı bir korkudur, açlık çizgisinde sürüklenen-
ler için...
Korku ne zaman biter? Savcının, yargıcın
karşısına çıkarılırsın, soruları yanıtlarsın, sonra se-
ni alır bir yere kapatırlar, ranzanın üstünde uza-
nıp uykuya, daldığında!..
Hep yaşandı, yaşanıyor, yaşanacak! Bu gidişle
kimse yakasını kurtaramayacak... En üst çizgile-
re ulaşmış asker, sivil, kadın, erkek.. hatta çocuklar
bile! Yarın ya da bu sabaha karşı kapı çalınacak,
ya da zorla ite kaka yıkılıp açılacak...
İşte dillerde, kalemlerde, sütunlarda, TV ek-
ranlarında gezip dolaşmakta olan, korku impa-
ratorluğu!..
PENCERE
ETÖ ile PKK...
Yazının başlığındaki PKK rumuzunu herkes bi-
liyor...
Dünyaca meşhur Kürtçü terör örgütü...
Üssü Kuzey Irak’ta Amerika’nın şemsiyesi al-
tında...
Peki, ETÖ ne?..
Bilenlerin bilmeyenlere duyurması gerek...
ETÖ ‘Ergenekon Terör Örgütü’nün rumuzudur...
Böyle bir terör örgütü var mı?..
Olsa da, olmasa da ETÖ kimilerine gerekliydi...
PKK’nin karşısında ETÖ...
Hatta iddiaya bakarsanız PKK’yi ETÖ’nün kur-
durduğu bile öne sürülüyor...
Ergenekon davasının görüldüğü mahkeme çok
önemli bir karar aldı...
Dedi ki:
- ETÖ rumuzu kullanılamaz, çünkü böyle bir te-
rör örgütünün bulunup bulunmadığı dava sonunda
anlaşılacaktır...
Karara uyulursa savcılık ve polis ETÖ rumuzu-
nu kullanamayacak...
Ama, herkesin bildiği gibi, mahkemenin kararı
lafta kalacak...
Evet, Türkiye’de bir “Ilımlı İslam Devleti” kurul-
ması için ETÖ gereklidir...
Gelmiş geçmiş bütün faili meçhul cinayetler
ETÖ’ye yüklenecektir...
Taraf gazetesinde dün çıkan şu yaklaşıma ne
dersiniz:
“- ... ETÖ’nün bölgede (Güneydoğu) yaptıkla-
rını, ne Ermeniler ne Ruslar ve hatta ne de bir düş-
man kuvveti yaptı. Binlerce ölü, yüzlerce faili meç-
hul, cesedi bile bulunamayan kayıplar.. taptaze du-
ruyor ki bütün hepsinin mimarı da her geçen gün
gözüktüğü şekliyle ETÖ.”
Yazarı kim bu yazının?..
Amerika’da yaşayan bir F polisi..
Türk Metal Sendikası’nın genel başkanı Mus-
tafa Özbek ETÖ üyesi diye tutuklanırken aynı gün
çıkıyor bu yazı...
Dinci ve yalaka basında artık açıkça dile geti-
rildiği gibi, ‘yeni bir devlet kuruluyor...’
Yeni devletin kurulması için ETÖ’ye gereksin-
me var...
Çünkü eski devletin, adıyla sanıyla laik Atatürk
Cumhuriyetinin tasfiyesi için AKP’ye karşıt tüm mu-
halif grupların icabına bakmak gerekiyor...
PKK..
Ve ETÖ..
Artık PKK’yi bıraktık...
Yeni bir terör örgütümüz var...
ETÖ ile uğraşıyoruz...
Öylesine ki kırk yıllık sendikacı, Türk Metal Ge-
nel Başkanı Mustafa Özbek’i terörist diye tutuk-
luyoruz...
Ama, bir soru geliyor insanın aklına...
- Sakın bu ETÖ uydurması Güneydoğu’da
PKK’yi meşrulaştırmak için icat edilmiş bir Ame-
rikan marifeti olmasın?..
HABERLER
Yerel Yönetim Seçimleri Yaklaşõrken...
Y
erel yönetimler il
özel idareleri, bele-
diyeler ve köyler-
den oluşmaktadõr.
Önümüzdeki mart
ayõnda, il genel meclisi üyeleri,
belediye başkanlarõ, belediye
meclis üyeleri, köy muhtar ve köy
ihtiyar meclisi üyeleri ve mahal-
le muhtarlarõ seçimleri için oy kul-
lanacağõz. İl özel idareleri bütün
illerde bulunmaktadõr. Bunlar-
dan belediyeler ülkenin geliş-
mesi yönünde büyük önem ve so-
rumluluk yüklenmişlerdir. Be-
lediyeler modern yönetim kural-
larõna ve halkõn beklentilerine
yanõt verecek doğrultuda yöne-
tildikleri ve kendilerine gerekli
olanaklar ve kaynaklar sağlandõ-
ğõ takdirde, ülkenin önemli so-
runlarõnõn çözümlenmesinde ve
ulusal gelirin artmasõnda önem-
li bir katkõ sağlayabilirler. Bu ne-
denle son düzenlemelerle bele-
diyelere önemli ek gelir kaynak-
larõ sağlanmaktadõr. Belediyeler,
verimliliğin, açõklõğõn, saydam-
lõğõn ve ahlak kurallarõna göre ni-
telikli yönetimin en çok geçerli
olacağõ kuruluşlardõr. Özellikle tu-
rizm alanõndaki gelişmeler, hiç
kuşkusuz çok yönlü etkileri olan
bir gelişmedir. Turizm ülke eko-
nomisi için vazgeçilmez ve önem-
li bir döviz kaynağõdõr. Turizm,
ekonomik ve ticari yaşamda
önemli bir değişime neden olur-
ken, toplumu sosyal yönden de et-
kilemektedir.
Belediyelerin ülke gelişmesin-
de büyük önemi olan turizm yö-
nünden önemli sorumluluklarõ
vardõr. Geçmiş yõllarda turizm,
yabancõlara ve dõşa dönük bir olay
idi. Yurtiçinde, ancak belirli top-
lum gruplarõ çok kõsõtlõ olan ola-
naklar ve koşullar içinde turistik
geziler yapabiliyorlardõ. Artõk
günümüz koşullarõ içinde, tu-
rizm bir lüks olmaktan çõkmõştõr.
Toplumun vazgeçemeyeceği, ül-
kenin kalkõnmasõ, tanõtõlmasõ ve
insanlarõn kültür düzeylerinin ge-
liştirilmesi ve arttõrõlmasõ yö-
nünden bir gereksinme haline
gelmiştir. Turizm alanõndaki bu
gelişmeler, kültürel alandaki ge-
lişmeleri de etkilemiştir. Kendi
kültürümüzü tanõmak ve tanõtmak
bir ihtiyaç haline gelmiştir. Sa-
dece konuya yabancõ turistler
açõsõndan bakmamak gerekir. Ül-
kemizi kendi vatandaşlarõmõz
için de çekici hale getirmemiz ge-
rekir.
Eski eserler
Ülkemizde, turizm alanõnda,
olumlu gelişmeler olmasõna rağ-
men olumsuz gelişmeler de var-
dõr. Geçmiş yõllarda sahillerimiz
gereği gibi korunamamõştõr. Ku-
rulan bazõ tesisler, çevreye uygun
olarak planlanmamõştõr. Antik
ve eski eserlerin yeteri kadar de-
ğeri bilinmemiştir.
Bazõlarõ elden çõkarõlmõş veya
kaçõrõlmõştõr. Modernleşme diye
bazõ yapõlar yõkõlmõş, yerlerine ge-
leneğimizle bağdaşmayan, çevresi
ile hiç uyum sağlamayan binalar
inşa edilmiştir. Kasabalarõmõzõn
yol, su, kanalizasyon, elektrik
gibi temel altyapõlarõ yetersiz
kalmõştõr. Bu temel sorunlarõn
çözümlenmesinde büyük sorum-
luluk, yerel yönetimlerimizin,
özellikle belediyelerimizin üze-
rindedir. Turistleri çeken unsur-
lar arasõnda doğal, coğrafi, tarihi
ve beşeri güzellikler yanõnda bel-
denin temel altyapõ sorunlarõnõn
bulunmamasõ büyük önem taşõ-
maktadõr. Altyapõ ve sosyal te-
sislerden yoksun binalar yõğõnõ,
güzel bir dağ, tepe, koy ve bir sa-
hil siluetini bozan yapõlaşma ger-
çek turizm politikasõ ile bağdaş-
maz. “Turist harabeye gelir,
fakat tahribattan hoşlanmaz.”
Bunun için şehir planlarõnõn çok
uzak gelecekler düşünülerek ha-
zõrlanmasõ büyük önem taşõmak-
tadõr. Uzun bir gelecekte bek-
lenmeyen sorunlarla karşõlaşma-
mak için, şehir planlarõ, özellik-
le yol ve bina yükseklikleri, ara-
ba park yerlerinin geleceğin ge-
reksinmelerine yanõt verecek dü-
zeyde olmasõ geliştirilmelidir.
Ankara’da yõkõlan milletvekili
lojmanlarõnõn yerine gelecek iyi
planlanmadan birbiri yanõnda
çok yüksek binalar yapõlmaktadõr.
Trafik şimdiden altüst olmuştur.
Bütün ülkemizde su sorunu ge-
lecek yönünden büyük tehlike
göstermektedir.
Bunlarõn çareleri düşünülmeli,
önlemler alõnmalõdõr. Bu konu-
larda en önemli sorumluluk yerel
yönetimlere, özellikle belediye-
lere düşmektedir.
Vatandaşlarõmõzõn ülkemize
gelen turistlere nasõl davrana-
caklarõ yönünden eğitilmeleri de,
büyük önem taşõmaktadõr. Dav-
ranõşlar yalnõz gelenler yönünden
değil, onlarõn ülkelerine dön-
dükleri zaman, anlatacaklarõ ki-
şiler yönünden de önemlidir. Tu-
rist aldatõlan, ucuz eşya ve hiz-
metin kendisine pahalõ satõldõğõ ki-
şi değildir. Turist dinlenmeye,
görmeye, boş zamanlarõnõ de-
ğerlendirmeye gelen kişidir. Bu
alanda belediyelere büyük görev
düşmekte, onlarõn hemşerileri ile
karşõlõklõ güven itimat ve daya-
nõşma sağlamalarõ gerekmektedir.
Küresel ısınma
1850 yõllarõnda 1 milyar do-
laylarõnda dünya nüfusu, içinde
bulunduğumuz yõllarda, her 20-
30 yõlda bir, bir milyar artmak-
tadõr. Demek ki, bugün yeryü-
zünde 150 yõl önce oturan tüm in-
sanlarõn altõ katõ insan yaşamak-
tadõr. Aynõ olanaklarõ, hava, su ve
benzeri doğal kaynaklarõ altõ kat
insan kullanmaktadõr. İnsanlar
bu kaynaklarõ kullanõrlarken ya-
rõnõn kuşaklarõnõ hiç düşünmeden,
kendi günlük çõkarlarõna göre tü-
ketmektedirler. Küresel õsõnma
nedeniyle, buzullar erimekte, su
kaynaklarõ yetmemektedir. Ge-
leceği düşünmeden, her ailenin en
az üç çocuk yapmasõnõ öneren, so-
rumlu devlet adamlarõmõz vardõr.
Dünya nüfusu bu şekilde artma-
ya devam ederse, çocuklarõmõza,
torunlarõmõza çok kötü, olum-
suz bir gelecek bõrakacağõz Tür-
kiye zirai mahsulleri ihraç eden
bir ülke iken, bugün, ithal etme
durumu ile karşõ karşõyadõr. Bü-
tün ülkelerin ve uluslararasõ ör-
gütlerin nüfus planlamasõna gi-
dilmesi için karar almalarõ ve
uygulamalarõ gerekir. Birçok ül-
ke, tabiatõn gelecek kuşaklarõn da
yararlanmasõna yarayacak bi-
çimde korunmasõ için ulusal ve
uluslararasõ düzeyde çalõşmalar
yapõlarak önlemler alõnmasõnõ is-
temektedirler.
Doğa güzellikleri ve manzara-
lar, insan çevresini kuşatan ko-
şullarõ iyileştiren hayati önemde
varlõklardõr. Ağaç, güzel manza-
ra ve yeşil alanlara saygõ göste-
rilmelidir. Yeşil kuşaklarla çev-
rilmiş ağaçlõ karakter korunmalõ
ve gerekli olan yerler de yeniden
ağaçlandõrõlmalõ ve halka açõk ol-
malõdõr.
Tarihi değeri olan abidelerin,
şehirlerin, müze, saray, bahçe
vb. yerlerin yaşayan insan ge-
reksinmelerine uyacak biçimde
korunmalarõ gerekir. Çünkü bun-
lar kültür varlõğõmõzõn zengin-
likleridir ve gelecek kuşaklarõn
yaşantõlarõ ve dinlenmeleri için
zorunludur. Şehirlerin yeni ge-
lişme planlarõnõn doğal zengin-
liklerin korunmasõnõ sağlayacak,
yerel zevkleri ve yerel mimari tip-
leri devam ettirecek ve güzelleş-
meyi destekleyecek nitelikte ha-
zõrlanmalarõ gerekir.
Çevre sorununun, her ülkenin
almõş olduğu bireysel önlemler
ile, çözümlenemeyeceği kanõt-
lanmõştõr. Uluslararasõ düzeyde iş-
birliği şarttõr. Böyle bir uluslar-
arasõ örgüt, çeşitli ülkelerin tanõ-
yacağõ yetki sayesinde kurulabi-
lir (bu nedenle NATO, Birleşmiş
Milletler, Avrupa Konseyi,
OECD, Ortak Pazar vb. gibi ulus-
lararasõ örgütlerin konu ile ilgi-
lenmeleri zorunlu olmuştur). Ye-
rel yönetimler, özellikle beledi-
yelerimiz, tüm bu gelişmeleri iz-
lemeli ve gelişmelere göre ön-
lemler almalõdõrlar.
Prof. Dr. Nuri TORTOP Emekli TODAİE Gen. Müd.
Kültür varlõğõmõzõn zenginlikleridir ve gelecek
kuşaklarõn yaşantõlarõ ve dinlenmeleri için zorunludur.
Şehirlerin yeni gelişme planlarõnõn, doğal
zenginliklerin korunmasõnõ sağlayacak, yerel zevkleri
ve yerel mimari tipleri devam ettirecek ve güzelleşmeyi
destekleyecek nitelikte hazõrlanmalarõ gerekir.
DinkdavasõndayumruklaşmaHİLAL KÖSE
HÜLYA KESKİN
Agos Gazetesi Genel Yayõn Yö-
netmeni Hrant Dink’i öldürmek, te-
rör örgütü kurmak suçundan yargõ-
lanan sanõklar arasõnda kavga çõk-
tõ. Davanõn sekizinci oturumunda,
azmettirici Yasin Hayal, polis muh-
biri Erhan Tuncel’e yumruk attõ.
Savcõnõn istemi üzerine tutuklu sa-
nõklar Zeynel Abidin Yavuz, Tun-
cay Uzundal ve Mustafa Öztürk,
tutuklu kaldõklarõ süre göz önüne alõ-
narak tutuksuz yargõlanmak üzere
tahliye edildi.
Davada dün tutuksuz sanõk Ya-
sin Hayal’in ağabeyi Osman Hayal
ifade verdi. Cinayetle hiçbir alaka-
sõnõn olmadõğõnõ söyleyen Hayal,
“Cinayetten bir buçuk saat son-
ra İstanbul’dan çıkışım tama-
men tesadüf” dedi. Kardeşi Yasin
Hayal’in cinayette rolünün olabile-
ceğini söyleyen Hayal, “Karde-
şim bir komplonun içine düştü.
Erhan’ı ne zaman tanıdıysa ba-
şına bunlar geldi” diye konuştu.
Tuncel, “Ben Yasin’i ne zaman ta-
nıdım” deyince, Osman Hayal,
“Sen çözüleceksin merak etme”
diye bağõrdõ. Yasin Hayal’in yan ya-
na oturduğu Tuncel’e “Bilmiyo-
rum. Maaşı alan sensin” demesi
tartõşmayõ alevlendirdi. Tuncel,
“Maaşı ben almıyorum. Bittin
sen” diye karşõlõk verdi. Yasin Ha-
yal, küfrederek Erhan Tuncel’in
yüzüne yumruk attõ. Sanõklarõ, ara-
ya giren jandarma ayõrdõ. Yasin
Hayal salondan dõşarõ çõkarõldõ.
Duruşmanõn öğleden sonraki bö-
lümünde, Tuncel, devlet ajanõ değil,
Trabzon istihbaratõnca belli bir dö-
nem “kullanılmış bir şahıs” oldu-
ğunu belirterek, “Beni çok güzel
uyutmuşlar” dedi. Tuncel’in “Dink
bir yıl daha fazla yaşadıysa Mu-
hittin Zenit’in (polis) ve benim
sayemizde. Aile mağdur oldu,
ama bir kahramanları oldu” de-
mesi üzerine, Orhan Dink, “Ben
senin yerine yatayım sen ağabe-
yimi geri ver” dedi. Hayal ise Sa-
mast’õn İstanbul’a gittiğini Tuncel’e
söylediğini belirtti. Tuncel, müda-
hil avukatlarõ taleplerini açõklar-
ken Yasin Hayal’in yüzüne yumruk
atõnca Tuncel ve Hayal, salondan çõ-
karõldõ. Davada cinayet tarihinde
Trabzon emniyetinde görevli üç
polis, Tuncel’in tanõğõ olarak din-
lendi. Tanõk Mehmet Ayhan, Tun-
cel’in kendilerine Hayal’in Dink’i
öldürmek istediğini söylediğini ken-
dilerinin de bunu üstlerine rapor et-
tiğini bildirdi.Ayhan, “Hayal’le il-
gili teknik ve fiziki takip de yap-
tık” dedi. Tanõk Özkan Mumcu ise
edindikleri istihbaratõ İstanbul Em-
niyeti’ne bildirdiklerini söyledi. Di-
ğer tanõk polis Onur Karakaya ise
vicdanlarõnõn rahat olduğunu söy-
ledi. Karakaya, Avukat Kezban
Hatemi’nin, “Ölüm, görevinizi iyi
yapmadığınızı ortaya koyuyor”
tespitine, “Kontrolümüz dışın-
daydı” diye karşõlõk verdi.
Ergenekon kayıtları istendi
Mahkeme, Ergenekon davasõ sa-
nõklarõndan Sevgi Erenerol’un Ge-
nelkurmay Başkanlõğõ ve Hava
Kuvvetleri Komutanlõğõ’nda ver-
diği Türkiye’de Misyonerlik Faali-
yetleri başlõklõ seminerlerin kayõtlõ
olduğu CD’lerin Genelkurmay ve
Hava Kuvvetleri Komutanlõğõ’ndan
istenmesine karar verdi. Mahkeme
ayrõca Ergenekon dava dosyasõ sa-
nõklarõyla Dink dosyasõnda yargõ-
lanan sanõklar arasõnda bir irtibat
olup olmadõğõnõn tespit edilmesi
için İstanbul 13. Ağõr Ceza Mah-
kemesi’nden Ergenekon sanõklarõ-
na ait telefon dinleme raporlarõnõn
dijital kayõtlarõnõn delil olarak is-
tenmesine hükmetti. Mahkeme,
Dink’in öldürülmesinde ki örgütlü
yapõnõn ortaya çõkarõlabilmesi için
Albay Ali Öz adõna kayõtlõ ya da
kullanõlmakta olan telefonlarla gö-
rüşmelerin tespit edilmesi ve banka
hesap hareketlerinin Ergenekon so-
ruşturmasõnõ yürüten cumhuriyet
savcõlarõ eliyle araştõrõlmasõ için İs-
tanbul Cumhuriyet Başavcõlõğõ’na
yazõ yazõlmasõna karar verdi.
Azmettirici Hayal ile polis muhbiri Tuncel duruşmada birbirlerine saldırdı. 3 sanık serbest bırakıldı
Dink cinayeti davasının 8. oturumuna katılan tutuklu sanıklar Tuncel (solda) ve Hayal arasında kavga çıktı. (AA)
ÖZÜR SORUŞTURMASINDA
TAKİPSİZLİK KARARI
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Cum-
huriyet Başsavcılığı, bazı aydınlar tarafından
düzenlenen “Ermenilerden Özür Dileme”
kampanyasıyla ilgili soruşturmada kovuştur-
maya yer olmadığına karar verdi. Takipsizlik
kararında, “Demokratik toplumlarda karşıt
fikirlerin de düşünce özgürlüğü çerçevesinde
koruma altında olduğu” vurgulandı. Kararda,
“Demokratik toplumlarda karşıt fikirlerin de
düşünce özgürlüğü çerçevesinde koruma al-
tında olduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer
olmadığına karar verildiği” belirtildi. Anka-
ra’da yaşayan Hasan Hüseyin Satır, Sabahat
Özgür, Mehmet İnal Kolburan, Hüseyin Er-
doğan, Serdar Orhaner ve Kürşat Karacabey
hazırladıkları kampanyayı organize edenler
ve bildiriye imza atanların, Türk Ceza Yasa-
sı’nın 301. maddesi kapsamında cezalandırıl-
maları istemiyle suç duyurusunda bulunmuş-
tu. Dilekçede, imzaya açılan metinde; “Büyük
Türk milletinin, uluslararası metinlerde in-
sanlık suçu olarak tanımlanan soykırımcılıkla
itham edilmesinin, Türk milletinin aşağılan-
ması anlamına geldiği” belirtilmişti.
ERMENİ ARAŞTIRMALARI
ARTIK ORSAM BÜNYESİNDE
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye’nin
önde gelen düşünce kuruluşlarından Avrasya
Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin (ASAM)
kapatılmasının ardından açıkta kalan ve Er-
meni iddialarına ilişkin önemli çalışmalara im-
za atması ile bilinen Ermeni Araştırmaları
Enstitüsü (ERAREN), Genelkurmay Başkanlı-
ğı’ndan Dışişleri Bakanlığı’na devredilen Or-
tadoğu Araştırmalar Merkezi’ne (ORSAM)
katıldı. ORSAM kısa bir süre öncesine kadar
Global Strateji Enstitüsü’nün adı altında faali-
yet yürütüyordu. Enstitü finansal açıdan
Türkmeneli İşbirliği ve Kültür Vakfı tarafın-
dan destekleniyordu. Genelkurmay Başkanlı-
ğı’nın Irak’ın kuzeyine ilişkin faaliyetleri Dış-
işleri Bakanlığı’na devretmesinden sonra, ens-
titü’nün yapısı tartışma konusu olmuştu. Ön-
ce, enstitünün emekli albay olan genel koordi-
natörü Ercüment Okçu’nun yerine ASAM’ın
Kafkasya uzmanı Hasan Kanbolat getirildi.
2001 yılından bu yana ASAM bünyesinde
faaliyetlerini yürüten ve başkanlığı emekli bü-
yükelçi Ömer Engin Lütem’in yaptığı ERA-
REN’in ORSAM’a katılması kararı alındı.
Köşk’ten 2-B’ye onay
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cum-
hurbaşkanõ Abdullah Gül, Meclis’te mu-
halefet milletvekillerinin “orman talanõna
yol açacak” diyerek eleştirdiği 5831 sayõlõ
“Tapu Yasasõ ile Bazõ Yasalarda Değişik-
lik Yapõlmasõna Dair Yasa”yõ onayladõ.
Cumhurbaşkanlõğõ Basõn Merkezi’nden
yapõlan açõklamaya göre, yasa yayõmlan-
mak üzere Başbakanlõk’a gönderildi.
Kâzım Karabekir anıldı
KARS (AA) - Kurtuluş Savaşõ komutanlarõn-
dan Kâzõm Karabekir, 61. ölüm yõldönümün-
de Kars’ta düzenlenen törenle anõldõ. Kâzõm
Karabekir Anõtõ önünde düzenlenen tören,
saygõ duruşu ve İstiklal Marşõ’nõn okunma-
sõyla başladõ. Törende Kars Valisi Mehmet
Ufuk Erdem, 14. Mekanize Piyade Tugay
Komutan vekili Kurmay Albay Ali Tahsin
Tunalõ ve diğer yetkililer anõta çelenk koydu.
Prof. Dr. Eriş yeniden seçildi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Üniversi-
telerarasõ Kurul’da, görev süresi dolan YÖK
üyesi Prof. Atilla Eriş’in yerine yapõlan seçim-
de Eriş yeniden üyeliğe seçildi. Eriş’in YÖK
üyeliği Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün ona-
yõnõn ardõndan kesinleşecek. Toplantõda, “Kürt
dili ve edebiyatõ bölümlerinin açõlmasõnõ”nõn
gündeme geldiği ancak değerlendirmenin talep
gelmesi halinde şubat ayõnda yapõlacak toplan-
tõda görüşülmesinin istendiği öğrenildi.
Başbakan’ın açtığı kavşak çöktü
ANTALYA (Cumhuriyet) - Antalya Büyük-
şehir Belediyesi’nin hafif raylõ sistem çalõşma-
larõ çerçevesinde 12.5 milyon TL harcayarak
yaptõrdõğõ ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
tarafõndan 4 Ocak’ta törenle açõlan Çallõ Kav-
şağõ, ilk yağmurda çöktü. Kavşağõn bir bölü-
mü trafiğe kapatõlõrken yol kullanõlmaz hale
geldi. Ulaşõmda ciddi aksaklõklar yaşandõ.
DSP Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi ko-
nuyu TBMM gündemine taşõdõ.
İddaa’da şaibe incelemesi
Haber Merkezi - Gebze’de oturan Adem
Dikmen, İddaa oyunundan kazandõğõ 2 bin
500 TL’nin bir aydõr ödenmediğini öne sür-
dü. İddaa oyununun işletim hakkõ sahibi İn-
teltek AŞ , Türkiye Futbol Federasyonu’nun
25 Aralõk 2008 tarihli Ceyhanspor-Batman
Petrolspor maçõnõ incelemeye aldõğõnõ, çõka-
cak karar doğrultusunda söz konusu oyuncu-
nun kuponunun değerlendirileceğini bildirdi.
Açõklamada, bu maçla ilgili belirli sayõda ba-
yiden ‘alõşõlmõşõn dõşõnda yüksek tutarlõ ba-
hisler yatõrõldõğõnõn görüldüğü’ ifade edildi.