Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
27 OCAK 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA
DİZİ 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Devletin mi,
İktidarın mı Valisi?
Şanlıurfa Valisi Yusuf Yavaşçan, yerel seçimler
için kollarını sıvamışa benziyor.
Önce yerel gazeteciler; daha sonra da ulusal ba-
sın sayın valinin, devletin en yüksek temsilcisi
kimliği ile bulunduğu ilin yedi AKP’li milletvekili ta-
rafından istenilmeyen adam ilan edilen Büyükşehir
Belediye Başkanı Dr. Ahmet Eşref Fakıbaba’nın 29
Mart seçimlerinde AKP adayı olmasını önlemek gi-
bi bir misyon üstlendiğini yazdılar.
Vali bey, bu misyonu başarı ile yerine getirmek
amacıyla, 4 Ocak günü Şanlıurfa’da yapılan AKP te-
mayül yoklamasına katılarak AKP il başkanının
belediye başkan adaylığı için kulise getirmekte sa-
kınca görmemiş. Gerçi o yoklama sonucunda iki dö-
nemdir kentte başkanlık yapan Dr. Fakıbaba, yüz-
de 80’in üstünde oy alarak hem milletvekillerini hem
de sayın valiyi mahcup etmiş olsa da; parlamento-
daki iktidar sandalyelerinin yedisini doldurmuş
olan milletvekillerinin, genel merkez üstündeki ağır-
lıklarının etkisi ile Fakıbaba’nın adaylığından vaz-
geçilmiş.
Valinin iktidar partisinin temayül yoklamasında-
ki gövde gösterisinde bulunması, 2500 partilinin ka-
tıldığı bir toplantıda çıkabilecek karmaşayı önlemek
amacı ile alınan güvenlik önlemlerini yerine görmek
gibi, sudan bir açıklama ile örtülmek istenilmiş.
Sonrasını gazetelerde yazılanlardan ve televiz-
yonların haber yayınlarından izlemiş olmalısınız.
Fakıbaba yeni forması
ile yarış pistinde
Seçildiği gün, parti kimliğini bırakarak Şanlıurfa-
lı herkesin başkanı olduğunu söylemekle yetinme-
yen, bu sözlerini yaptırımları ile de sergileyen Ah-
met Eşref Fakıbaba arkasında bulunan yüzde 80’i
aşan halk oyuna da güvenerek AKP’den istifa etti-
ğini açıklıyor.
Ama 29 Mart yarışmasını tribünden izlemek ye-
rine, Erdoğan’ı küplere bindirme pahasına piste, üs-
telik Saadet Partisi forması ile çıkacağını söylüyor.
Isınma turlarına da kentin esnafına ziyaretlerle baş-
lıyor. Fakıbaba’nın bu yeni forma ile yarışta iddialı
olduğunu gösteren girişiminin AKP Genel Merke-
zi’nde uyandırdığı sıkıntı, devletin Şanlıurfa valisini
de etkilemiş olmalı ki, Evren Mobilyacılar Sitesi’ne
düzenlenen ziyaret sırasında Ahmet Eşref Fakıba-
ba’nın önünden ayrılmayan sivil giysili üç güvenlik
görevlisi, attığı her adımı fotoğraflarla belgeliyorlar.
Belki o arada ceplerindeki küçük ses kayıt aygı-
tı da çalıştırılarak, Fakıbaba’nın aldığı nefesleri de,
Ankara’dakilere ulaştırmak gibi “çok önemli “ bir gö-
rev de başarı ile yerine getirilmek isteniliyordur.
Fakıbaba’nın bu davranışını Erdoğan’ın af-
fetmesini hiçbir AKP’li düşünmek bile istemiyor
çünkü. AKP Genel Başkanı bu tür görevlerde -
elbette kendisi hariç, hiçbir politikacının üst üs-
te iki dönemden fazla kalmasını istemediğini söy-
lüyor çünkü.
Sen misin patronun kararına
karşı çıkan?
Yine Erdoğan’ın partinin görevlendirdiği bir “ar-
kadaş”ı ,o görevden almaya kalkışmasını önce
o kişi ve sonra herkes doğal karşılamak ve ap-
tesini bozmamakla yükümlü görmek istediği
de biliniyor.
Dolayısıyla, gözden düşmeyi içlerine sindirip,
kapıkulluğuna rıza göstermeyenlerin gölgelerini
bile izlemenin 2009 Türkiye’sinde, bir dönemle-
rin Sovyet Rusya’daki uygulamalarını anımsat-
mış olsa da, iktidar ve uzantıları için doğal sayıldığı
anlaşılıyor.
Gerçi Şanlıurfa valisi, tıpkı 4 Ocak olayında yap-
tığı gibi, sıcak bir açıklama ile o izleme skanda-
lını, emniyet görevlilerinin, bölgede aldıkları bir
istihbaratı belirlemek amacı ile Evren Sitesi’ne git-
mek gibi bir mazeret ile örteceğini sanmış olsa
da, bu kez bir yerel televizyon kamerasının be-
lediye başkanı ile oradaki güvenlik görevlileri ara-
sında geçen konuşmaları ölümsüzleştiren gö-
rüntüsü vali beyi yalanlıyor.
Mahcup polisler..
Ahmet Eşref Fakıbaba, fotoğrafını çeken gö-
revli ekibin başına kendisinin kentin büyükşehir
belediye başkanı olduğunu hatırlatarak yapılanın
çok çirkin olduğunu söyleyince, güvenlik gö-
revlilerinin mahcup sıkıntılı ve üzgün halleri ek-
ranlara yansıdığı için Vali Yavaşçan’ın bu kez mi-
nareye başka bir kılıf arayıp bulması gerekiyor.
29 Mart’ta Şanlıurfa’da sandıktan Ahmet Fa-
kıbaba çıkacağını ısrarla söyleyen çoğunluk
haklı çıkarsa, başkan koltuğunu partizan valiye
ve milletvekillerine karşın bir beş yıl daha koru-
mayı sürdürecek.
Şanlıurfalılar,
İddia Oynamaya Var mısınız. O Oturumda
Valiniz Ne Yapacak?
İçişleri’nden Gelen Açıklama
Cuma günü yayımlanan “7 Gün Sonra..” baş-
lıklı yazımda İçişleri Bakanlığı’nın Tayfun İçli’nin
açtığı dava için Danıştay’a savunma gönder-
mediğini yazmıştım. Bakanlık Basın Danışmanı
İbrahim Saraçoğlu bu yayımın eksik bilgilen-
dirmeye dayandığını, bakanlığın 15 günlük ce-
vap verme süresi olan 20 Ocak gününü bekle-
meden 16 Ocak günü beş sayfalık savunma ya-
zısını Danıştay Onuncu Daire kalemine verdiklerini
bildirmiştir.ENTERNET / MEHMET SUCU
Microsoft’un Windows 7 Beta sü-
rümünü denememiz için yollamışlar.
Yepyeni bir işletim sistemini dene-
mek için gazetemizin sistem servi-
si sorumlularından Cemal Balkış’tan
yardım istedik. Cemal Balkış, siste-
mi kendi bilgisayarına kurdu ve test
etti. Bu konularda aslında biraz da
huysuz olan ve kolay kolay beğen-
meyen Balkış, bu kez neredeyse
hayranlığını ifade edecek kelime
bulamadı. İşte Windows 7 hakkın-
daki ilk izlenimler:
Microsoft’un halihazırda kullanılan
son işletim sistemi Vista’nın ilk çık-
tığında bağımlı kullanıcılarını ve sek-
törü getirdiği yeniliklere rağmen pek
memnun edemediğini ilgisi olan ol-
mayan herkes duymuştur.. piyasa-
ya çıkışından yaklaşık iki sene son-
ra Servis Paketi Bir ile yapılan gün-
celleme ile hissedilir oranda iyileş-
me sağlamıştı. Servis Paketi Bir ile
yapılan güncelleme birçok düzeltme
ve performans kazancı sağlanma-
sına rağmen Vista’yı düştüğü du-
rumdan kurtaramamıştı. Çünkü hâ-
lâ çok sistem kaynağı tüketiyordu ve
kullanıcıya hoş görünsün diye derli
toplu olmak adına birçok şeyin ye-
ri değişmişti, daha kolay ve akıllı ola-
cağım diye bazı durumlarda kulla-
nıcıyı çileden çıkartabiliyordu.
Kullanıcılardan gelen yoğun tep-
kileri dikkate alan Microsoft yetkili-
leri memnun kalınamayan yönlerinin
düzeltilmesi ve ikinci servis paketi
hazırlanırken zaman kazanmaya ça-
lışmayıp tekrar kolları sıvadı ve sil
baştan her şeyi gözden geçirerek ye-
ni bir işletim sistemi yazmaya baş-
ladı haberlerini duymuştuk. Zira Li-
nux türevlerinin yaptığı ataklar ve
Apple gibi sağlam adımlarla ilerleyen
rakipleri giderek palazlanırken Mic-
rosoft’un kaybedecek pek de za-
manı yoktu. Kısa bir süre önce Win-
dows 7 nin Beta sürümü yayımlan-
dı, gazetemizin sistemcisi olarak
heyecanla kurdum sistemimi ve kul-
lanmaya başladım. Fakat o da ne..
şaşkınlık yaşıyordum, sanki Beta
olan bu değil de Vista imişçesine sis-
tem 20 küsur dakika içerisinde so-
runsuz kuruldu, gerekli güncelle-
melerini otomatik yaptı, tanıyama-
dıklarını internet üzerinden kendili-
ğinden bulup yükledi ve çalışır hal-
de karşımda idi.
Gayet hızlı ve az sistem kaynağı
harcıyordu. Şaşkındım.. sistemimin
fiziksel gücünden mi bu kadar iyi ça-
lışıyor diye şüphelenip arkadaşları-
mı aradım; siz de çekin kurun, test
edin.. nasıl bakalım dedim; hayret..
herkesten olumlu tepkiler aldım. İti-
raf etmeliyim ki uzun yıllardır Win-
dows sistemleri yöneticisi ve kuru-
cusu ben dahil herkes yapılan eleş-
tiri ve yorumlardan sıkıldığımızdan
biz bile bu denli iyi bir şey beklemi-
yorduk. Beta olmasına rağmen Vis-
ta’nın yaşattığı sıkıntıları, hayal kı-
rıklıklarını unutturacağa benziyor.
Anlaşılan o ki, Microsoft, rakiple-
rinin bu kadar ilerlemesini boş göz-
lerle seyretmekle yetinmemiş, ken-
dine bir pay çıkartmasını bilip der-
sine iyi çalışmaya gayret gösteriyor
gibi hoş düşünceler sardı benliğimizi.
Umarız bu hoş düşünceler Vista ile
açılan yaralara merhem olurcasına
kısa bir zamanda daha iyi bir işletim
sistemi ile ve bence etrafta bunca
ucuz, hatta ücretsiz sıkı rakipler
varken daha iyi bir fiyatlandırma
politikası ile Vista’da yapılan hatalar
namına uygun bir ödüllü özür gibi
Microsoft tarafından sunulur. Ben yi-
ne hoş, ama dilerim boş olmayan bir
hayali düşlemek istiyorum.
mehmet@cumhuriyet.com.tr
Windows 7 Beta İzlenimleri
E
vrensel Gazetesi İmtiyaz Sa-
hibi Vedat Korkmaz, Valili-
ğe bir dilekçe vererek suç du-
yurusunda bulundu. Korkmaz dilek-
çesinde Metin Göktepe’nin görevli bu-
lunduğu Alibeyköy’de polis tarafõn-
dan keyfi olarak, yasalara aykõrõ bir bi-
çimde gözaltõna alõndõğõnõ ve gözal-
tõnda polisler tarafõndan dövülerek öl-
dürüldüğünü anlatarak, polisler hak-
kõnda soruşturma açõlmasõnõ istedi.
Metin’in ağabeyi İbrahim Göktepe
de, Eyüp Cumhuriyet Savcõsõ Erol
Canözkan’a ifade verdi ve Metin’in
gözaltõnda polisler tarafõndan öldü-
rüldüğünü belirterek, şikâyetçi oldu-
ğunu söyledi.
İstanbul Emniyet Müdürü Orhan
Taşanlar, gözaltõna alõnanlar arasõn-
da Göktepe’nin olmadõğõnõn kamera
görüntülerinden de tespit edildiğini,
listede isminin yer almadõğõnõ ileri sür-
dü. Gazetecilerin õsrarlõ sorularõna
muhatap kalan dönemin Başbakanõ
Tansu Çiller; savcõlõk ve emniyet mü-
dürlüğü, Metin’in gözaltõna alõndõğõ-
nõ beyan etmiş olmasõna karşõn ken-
dilerine gelen bilgilere göre gözaltõ
olayõ olmadõğõnõ söyledi. İçişleri Ba-
kanõ Teoman Ünüsan’õn ilk açõkla-
masõ da, “Polis kayıtlarına göre
Göktepe gözaltına alınmamış” oldu.
Aynõ akşam katõldõğõ bir TV progra-
mõnda, Göktepe’nin gözaltõna alõn-
madõğõ iddiasõnõ yineleyen Ünüsan,
“Bize gelen bilgiler duvardan dü-
şerek öldüğü şeklinde” dedi.
Büyük tepki…
Metin Göktepe’nin ölüm haberini
aldõktan sonra, Evrensel gazetesi zi-
yaretçi akõnõna uğradõ. Gazeteye ge-
len çok sayõda gazeteci, sendikacõ, ay-
dõn, kitle örgütü temsilcileri, de-
mokratik kuruluş yöneticileri Metin
Göktepe’nin ölümünden duyduklarõ
üzüntüyü ve başsağlõğõ mesajlarõnõ ak-
tarõrken, devlet terörüne dikkat çek-
tiler.
Suç duyurusu
Çağdaş Hukukçular Derneği İstan-
bul Şubesi, Ümraniye Cezaevi’nde
ölen iki tutuklunun cenaze töreni sõ-
rasõnda 1000’in üzerinde kişinin göz-
altõna alõnmasõ ve Evrensel muhabi-
ri Metin Göktepe’nin polis tarafõndan
öldürülmesi ile ilgili olarak herkesi suç
duyurusunda bulunmaya çağõrdõ.
Suç duyurusu kampanyasõna sayõ-
sõz kurum ve kuruluş ile binlerce ki-
şi katõldõ. Sendikacõlar, kitle örgütü
temsilcileri, gazeteciler, kamu emek-
çileri, öğrenciler, sanatçõ ve yazarlar
çağrõyõ desteklediklerini açõkladõlar.
Suç duyurusunu destekleyenlerin sa-
yõsõ kõsa sürede on binleri buldu.
Basõn Konseyi Yüksek Kurulu, Ev-
rensel gazetesi muhabiri Metin Gök-
tepe’nin öldürülmesiyle ilgili sorum-
luluğun, onun başõna taşla veya cop-
la vurup canõnõ alan polisten önce, iki
yõl önceki İçişleri Bakanõ Nahit Men-
teşe ile o zamanki İçişleri Bakanõ
Müsteşarõ Bekir Aksoy ve Emniyet
Müdürü Mehmet Ağar’a ait oldu-
ğunu vurguladõ.
Basõn Konseyi Yüksek Kurulu açõk-
lamasõnda, “Genç gazeteci Metin
Göktepe’nin ister bilerek ve iste-
yerek, ister özel kasıt taşımayan bir
hunharlık sonucu öldürülmüş ol-
ması, ülkemizde görev yapan ga-
zetecilerin, sadece yasa tanımazla-
rın değil, yasaları egemen kılmak-
la görevli olanların da saldırı tehdidi
altında bulunduğunu gösteren son
ve vahim bir örnektir” dendi.
Soruşturma açılıyor…
Göktepe ailesinin, gazetecilerin,
avukatlarõn ve Evrensel gazetesinin õs-
rarlõ çabalarõyla İçişleri Bakanlõğõ so-
ruşturma başlatmak zorunda kaldõ.
Göktepe’nin gözaltõna alõndõğõnõn ta-
nõk anlatõmlarõyla ve raporlarla is-
patlanmasõ üzerine İçişleri Bakanõ
Teoman Ünüsan, Metin Göktepe’nin
gözaltõnda işkence sonucu öldürül-
düğünü kabul etti ve “Başta Gök-
tepe’nin annesi ve ailesi olmak üze-
re Türk basınından özür diliyo-
rum” dedi.
17 Ocak günü, 350’nin üzerinde
müdahil avukat, Eyüp Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ’na dilekçe vererek, İç-
işleri Bakanõ Ünüsan, İstanbul Em-
niyet Müdürü Orhan Taşanlar, İs-
tanbul Emniyet Müdür Yardõmcõsõ
Kemal Bayrak, İstanbul Çevik Kuv-
vet Müdürü ve olay günü Eyüp ve
Eyüp Spor Salonu’nda görev yapan
polisler hakkõnda “kasten adam öl-
dürmek, cürüm işlemek için me-
muriyetini kullanmak, cürüm işle-
yenleri saklamak, suç işlemeye tah-
rik, iş ve çalışma özgürlüğünü tah-
dit, kişi özgürlüğünden mahrum et-
mek ve memuriyet ve mevki nüfu-
zunu suiistimal etmek” suçlarõndan
soruşturma açõlmasõnõ istedi.
‘Özrü kabul etmiyorum’
İçişleri Bakanõ Ünüsan’õn Metin
Göktepe’nin ailesinden ve basõn ca-
miasõndan devlet adõna dilediği özür,
Metin Göktepe’nin annesi Fadime
Göktepe tarafõndan kabul edilmedi.
Anne Göktepe, oğlunu öldürenlerin
cezalandõrõlmasõnõ isteyerek, “Yüre-
ğim yanıyor. Bu iş sadece özür di-
lemekle olmaz, katillerin de ceza-
landırılmaları gerekir. Dilenen
özürleri, katiller cezalandırılıncaya
kadar kabul etmiyorum” dedi.
48 polise soruşturma…
İçişleri Bakanlõğõ müfettişlerinin
soruşturmasõ, 7 Şubat günü sonuç-
landõ. Müfettişler tarafõndan hazõrla-
nan 38 sayfalõk fezlekede 48 polisin
yargõlanmasõ istendi. İlk duruşma 6
Şubat 1997 tarihinde, Afyon Kapalõ
Spor Salonu’nda yapõldõ. 2000 yõlõn-
da sonuçlanan davada sadece 6 polis
az bir ceza alarak mahkûm oldu.
Tazminata mahkûm oldu
Göktepe’nin ailesi, İstanbul 2. İda-
re Mahkemesi’nde İçişleri Bakanlõğõ
aleyhine tazminat davasõ açtõ. Baş-
vuruda, Fadime Göktepe için 500
milyon lira maddi, ayrõca anne ve kar-
deşler için 27 milyar lira manevi taz-
minat isteminde bulunuldu. İstanbul
2. İdare Mahkemesi de, yaptõğõ ince-
leme sonunda İçişleri Bakanlõğõ’nõ an-
ne Göktepe’ye 1 milyar 392 milyon 57
bin 183 lira maddi, tüm Göktepe ai-
lesine toplam 8.5 milyar lira manevi
tazminat ödemeye mahkûm etti. Bu-
nun üzerine İçişleri Bakanlõğõ, kara-
rõn iptali ve yürütmenin durdurul-
masõ istemiyle Danõştay’a başvurdu.
Danõştay 10. Daire, yürütmeyi dur-
durma istemini reddetti. Ancak mah-
keme tarafõndan hükmedilecek taz-
minat miktarõnõn istemle sõnõrlõ olmasõ
gereğinden hareket eden Danõştay,
maddi tazminatõn yasal faizleriyle
birlikte 500 milyon olarak Fadime
Göktepe’ye ödenmesine, manevi taz-
minat olarak 8.5 milyar liranõn onan-
masõna karar verdi.
Dava AİHM’de
Göktepe Ailesi’nin vekillerinin Av-
rupa İnsan Haklarõ Mahkemesi’ne
yaptõğõ başvuru ise halen sonuçlan-
madõ. Göktepe davasõ avukatlarõ baş-
vurularõnda, Avrupa İnsan Haklarõ
Sözleşmesi’nde yer alan adil yargõ-
lanma ve yaşam hakkõnõn ihlal edil-
diğini, işkence yapõldõğõnõ kaydettiler.
YARIN
AHMET TANER KIŞLALI
M
etin Göktepe, yaz, kõş,
yağmur, çamur demeden,
evleri yõkõlan insanlarõn,
cumartesi annelerinin, kamu emek-
çilerinin, öğrencilerin, sistemle der-
di olan herkesin yanõ başõndaydõ.
Nerede bir kitle gösterisi varsa ora-
da olmuştu. Alevlerin, kurşunlarõn
arasõndan seken, bir savaş muhabiri
gibiydi.
Alibeyköy’e girebilmek, cenaze
törenini izleyebilmek için binbir
zorlukla boğuştu, gözaltõna alõndõ.
Tanõklar, Metin’i son gördüklerin-
de ‘Ben gazeteciyim. Evrensel’de
çalışıyorum’ dediğini duydular.
Metin Göktepe, haberini son nefe-
siyle imzalamõştõ.
Göktepe’nin dostlarõ, arkadaşla-
rõ, sevenleri, demokratik bir ülke öz-
lemi içindeki yõğõnlar, mahkeme ne-
reye sürülürse sürülsün, hangi sa-
lona alõnõrsa alõnsõn davanõn peşini
bõrakmadõ. Bu takibi örgütlü ve
õsrarlõ bir baskõya dönüştürenler
arasõnda Metin’in annesi Fadime
Göktepe de vardõ. Anne Göktepe
sorularõmõzõ şöyle yanõtladõ: “Me-
tin’i en güzel gençlik çağında öl-
dürdüler, ne diyebilirim ki. Öl-
dürenler devletin polisleri, dö-
venlerin çoğu Metin’in yaşların-
da polislerdir. İnsanlıktan çıkmış,
gözlerini kan bürümüş vahşi ca-
navarlar olmuşlar. Metin’in ge-
leceği çocukluğu kadar tertemiz
parlak olacaktı, ne diyeyim…
Metin, dürüst karakterli zeki bir
kişiliğe sahipti. Yoksuldan, ezi-
lenden taraftı. Bir gün olsun bir
komşumuz Metin’in hakkında
kötü bir şey söylemedi, duyma-
dım. Metin gerçek bir devrim-
ciydi. Bana hep devrimcileri an-
latırdı. Metin gençliğini yaşaya-
madığı gibi çocukluğunu da ya-
şamadı. Hiç çocuk olup oyun-
caklarla oynamadı. Bir tek ma-
halle aralarında top oynadı. Me-
tin, yoksuldan, ezilenden yanay-
dı. Çalıştığı gazete de devrimci bir
gazeteydi. Metin’i özellikle se-
çip öldürdüler ki gençler kork-
sun, devrimci olmasınlar, solcu ol-
masınlar, haksızlığa karşı çık-
masınlar, gerçekleri yazmasınlar
diye. Uğur Mumcu’yu da diğer ga-
zetecileri de kalemlerinden kork-
tukları için öldürdüler.
Uzaklara sürdüler
Metin’i öldürenler yalanlar uy-
durdular. Ben 80 yaşındayım.
Metin’e herkes sahip çıktı. ‘He-
pimiz birer Metiniz’ dediler. Bana
güç verdiler, ayakta kaldım. Son-
ra Metin’in davasını örtbas etmek
istediler. Mahkemeyi uzaklara
sürdüler ki, kimse sahip çıkma-
sın. Aydın’a sürdüler, baktılar ki
herkes sahip çıkıyor, korktular.
Afyon’a verdiler, ama yıldıra-
madılar ne beni ne avukatları ne
de halkı. Herkes inadına Metin ol-
du. Hâkimi sürdüler, yine de ka-
patamadılar. Çünkü Metin’e avu-
katlar, öğrenciler, gazeteciler, iş-
çiler sahip çıktılar. Az da olsa po-
lisler ceza aldı dedik. Yatmadan
af çıkardılar, çetelere katillere af
çıkardılar, ödül verdiler. Ama sol-
cuları hapiste öldürdüler, işken-
ce yaptılar, cezaevlerinde yaktı-
lar, idam ettiler. Hak hukuk ner-
de? Deniz Gezmiş kimi öldür-
müş, idam ettiler. Ya çeteler,
hepsi serbest. Adalet yok ki yerini
bulsun. Hukukta adalet de onla-
rın. Bir gün gelecek haksızlığa uğ-
rayanlar hesap soracaklar. Yap-
tıkları yanlarına kâr kalmayacak.
Metin’i yaşattığınız için size te-
şekkür ediyorum.”
A N N E S İ F A D İ M E G Ö K T E P E :
Metin’i özellikle seçip öldürdüler
Olayõn üzerine giden duyarlõ yurttaşlarõn baskõsõyla soruşturma açõldõ. 3 yõllõk dava sonrasõnda 6 polis mahkûm oldu
Geçiştirilmeye çalõşõldõ
İ
çişleri Bakanlõğõ müfettişlerinin Metin
Göktepe’nin ölümüyle ilgili soruşturmasõ, 7
Şubat günü sonuçlandõ. Müfettişler tarafõndan
hazõrlanan 38 sayfalõk fezlekede 48 polisin
yargõlanmasõ istendi. İlk duruşma 6 Şubat 1997
tarihinde, Afyon Kapalõ Spor Salonu’nda
yapõldõ. 2000 yõlõnda sonuçlanan davada sadece
6 polis az bir ceza alarak mahkûm oldu.
Fadime
Göktepe
VEFAT
1953 Vefa Lisesi, 1959 İÜ Tõp Fakültesi mezunu emekli
dahiliye uzmanõ
Dr.İ. SUNGUR ESİN’i
kaybettik.
Cenazesi 27 Ocak 2009 Salõ günü (bugün) Erenköy
Zihni Paşa Camii’nden (Erenköy Tren İstasyonu)
öğle namazõ sonrasõ kaldõrõlõp, Taşdelen Beldesi,
Sultançiftliği Köyü Mezarlõğõ’na defnedilecektir.
Dostlarõna, sevenlerine duyurulur.
Eşi: Fatma Esin
Kardeşleri: Suna ve Suha Esin
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net