24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 25 OCAK 2009 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Günbatımı Notları... Yaşamın derinliklerine indiğimde, kimi zaman ıssız bir deniz kıyısında olurum, kimi zaman be- ni yalnız bırakıp giden kentleri anlatırım... Aşkın yüceliğinden, sevgiden, tutkudan, ayrı- lıktan söz ederim! Çocukluk düşlerimi yazarım, gündemin en yo- ğun olduğu zaman... Son tren saatlerinde is- tasyonlarda dolaşırım... Karlı bir kış gününde Sandıklı’dan Eskişehir’e gidişimi... Babamı, annemi... Kimi zaman aile bi- reylerini... İlkyaz sürgün verdiğinde Urla iskelesinde Tan- ju Okan’la salaş balıkçı meyhanesinde balıkçı dostlarla kurduğumuz sofraları... Tanju’nun o muhteşem sesiyle “Kadınım” şarkısını nasıl içten söylediğini... Manolya Pastanesi’nde kış akşamlarımda Yu- suf Atılgan’la yaptığımız sohbetleri... Manisa Lisesi’nin tam karşısındaki çay bahçe- sini, Jean Paul Sartre’ın “Mezarsız Ölüler”ini Kız Enstitüsü Salonu’nda oynadığımızı ve ayakta al- kışlandığımızı... Elbet Manisa’nın gözleri karanfil gibi yanan gü- zel kızlarını... Kız Öğretmen Okulu önünde gece yarısı gezintilerimizi... Canım sıkılır, yağmur yağmaya başladığında... İçimde çocuksu bir ses, nedense hüzünlenir an- sızın. Tam yazının ortalarına geldiğimde, parmakla- rım klavyenin tuşlarına gitmez. Gece soluk alıp verirken gözkapaklarım ağır- laşır... Bir şaşkınlık başlar bende, görülmeye değerdir. İşte o zaman bir şiir gelir aklıma, bazı dizeleri unutulmuş Phillipe Jaccottet’in günlüğünden: “Bir zamanlar ben ürkek, ben cahil, ben güç bela hayatta, resimlerle örterek gözlerimi yön vereceğimi sandım ölülere ve ölenlere ......... Ben sığınmış bir şair ben harcanmış, az acı görerek oralara kadar yollar çektim ha! şimdi söndü lamba, daha çok geriniyor, titriyor, usulca yeniden başlıyorum hayata.” İnci Aral’ın “Hiçbir Aşk Hiçbir Ölüm”ünü ve “İçimden Kuşlar Geçiyor”unu (Turkuvaz Kitap) ikinci kez okurken acıları, tasaları, aşkı, evliliği ve özgürlüğü sorguluyorum. İnci Aral yaşadıklarını hiçbir şeyin arkasına sı- ğınmadan irdeliyor. “Ölü Erkek Kuşlar”ın izdüşümü... Ölümün eşi- ğinde yalnız ve umutsuz kalmış Sara... Iraklı şair Abdülvahap el Beyati’nin “Fırtı- na”sını anımsamaya çalışıyorum zor olsa da: “Öldüremeyeceksiniz beni/Kaçıramayacaksı- nız/Işığından güneşin/Ne de şiir söyleme sevin- cinden/Kuramayacaksınız darağacını/Aşka şaire güle karşı” Diane Haeger’in “Yakut Yüzük”ü, Daniel Kehl- mann’ın “Dünyanın Ölçümü”, İrfan Yalçın’ın “Yorgun Sevda”sı Can Yayınları’ndan çıktı. İrfan Yalçın’ın romanını bir solukta okudum... Umudunu yitirmiş bir kadın ve yenilediği ruhu! Fatih Atila’nın “Dargeçit”i (Öncü Kitap) 2003’te çıkan “Ölü Canlar” gibi derinden etkiledi beni... Su Yayınları’ndan bir ilginç kitap... Sürgün bah- çesinin solan renkleri “Molokanlar” bir halkın ta- rihini anlatıyor. Samim Kocagöz’ün “On Binlerin Dönüşü” yi- ne Literatür Yayınları’nca basıldı. İkinci Dünya Savaşı sürecinin Türkiye’deki yansımaları... Yurt- severlik bilincinin şoven duygulardan arındırılması... Recep ve Halit’in öyküsü. Issız bir deniz kıyısında olmalıyım... Pencereden dışarıya bakıyorum. Duvarları be- yaz badanalı, çatısı kiremitli evin üzerinde gü- vercinler kanat çırpıyor yine. Kareli defterimi elime alıp, bir şeyler yazmak is- tiyorum umut üzerine... Jacques Dupin’in yazdıkları gibi: “...Yürümek olanaksızlaştığında, ayaktır patlayan, yol değil. Sizi aldatmışlar. Yalındır ışık. Ve tepe- ler yakın. Kapınızı çalarsam yanlışlıkla bu gece, aç- mayın. Açmayın daha. Yüzünüzün yokluğu tek ka- ranlığımdır benim.” Ağaçların kapkara örgüsünde umut ve umut- suzluk yarışıyor. 12 Eylül’ün karanlığına benzeyen korku gölgeleri insanların odalarında dolaşıyor. Çoktan sönmüş bir yıldız ve sabahın ilk sa- atleri... Belki Karadeniz’de bir kıyı kasabasında olacağım, belki de Miletos’un ışıklarla donatılmış günbatımında bir balıkçı meyhanesinde... Tanju Okan’ın “Kadınım” şarkısını dinleyece- ğim bir kadeh kırmızı şarap eşliğinde... Dışarıda ise yağmur yağıyor olacak!.. hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 CHP lideri iktidarõn hesap soracağõ adresin Sabih Kanadoğlu değil başkalarõ olduğunu vurguladõ ‘Deniz Feneri’ni sorgulasõnlar’ Deniz Baykal. GÜRSU KUNT ANTALYA- CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, “Kimse devlet iktida- rından aldığı güçle, savcıları hareke- te geçirerek memleketin dürüst in- sanlarına eziyet etmeye kalkmasın. Yarın elinden o iktidar gittiğinde bu yaptıklarının hesabını veremezler” dedi. CHP’nin Antalya büyükşehir, ilçe ve belde belediye başkan adaylarõnõn tanõ- tõm törenine katõlan Baykal, iktidar nok- tasõna gelenlerin geçmişte mücadele et- tiklerine hoşgörüyle yaklaştõğõnõ, bu- günse devletin gücü kullanõlarak siyasi hesaplaşmaya gidildiğini söyledi. Bay- kal, “İttihat ve Terakki ile milli mü- cadeleyi yapan kadrolar kavga için- deydi. 1950’de bir siyasi mücadele so- nucunda iktidar değişimi oldu. İnti- kam hevesleri dile getiriliyordu. Ama o zaman İsmet Paşa’yı yargılamak üzere harekete geçilmedi. Bugün iş- başında bulunanlar birilerine yönelik hesabı temizlemeye çalışıyor. Bu yol, yol değildir” dedi. Rakiplerden intikam almak için dev- letin gücünün kullanõldõğõnõ vurgula- yan Baykal şöyle devam etti: “Eksik ol- sun öyle tahliye yöntemine. Bir hesap sorulması gerekiyorsa, o Sabih Kana- doğlu’ndan değil, Deniz Feneri’ni ger- çekleştirenlerden sorulması lazım. Masum, şerefli insanları, mesnetsiz, haksız suçlamalarla alıp sonra hiçbir şey yokmuş deyip tahliye ederek, ne barışa, ne huzura hizmet etmek müm- kün. Şiddetle, terörle ilgileri olmadı- ğı halde insanlar en ağır suçlamaların hedefi oluyor. Bu, Türkiye’nin laik, de- mokratik cumhuriyet anlayışı ile he- saplaşmadır. Artık yolsuzluklar, top- lumsal, kolektif, örgütlü bir nitelik ka- zanmış durumda. İktidarlar, yolsuz- lukla mücadeleyi bırakmış, nasıl ne- malanacaklarına bakıyorlar. Eski- den sütü bozuk, ahlaki zaafı olanlar eline fırsat geçtiğinde yolsuzluk ya- pardı. İktidar yolsuzluğun üzerine giderdi. Şimdi yolsuzluk iktidar hi- mayesinde yapılıyor, yolsuzluk ya- pana vergi imtiyazları veriliyor.” 29 Mart seçimlerinin tarihi bir seçim olacağõnõ belirten Baykal, seçimlere ni- telikli, dürüst, halka saygõlõ bir kadroy- la gittiklerini vurguladõ. İlçe ve belde be- lediye başkanlarõnõ tanõtan CHP lideri, “Bu toplantıyı Kepez’de yaparak bu- rada hakkını alamamış tüm insanla- rımıza saygılarımızı sunmak istedik” sözleriyle de toplantõnõn kentin yoğun göç alan en sõkõntõlõ ilçesi olan Ke- pez’de yapõlmasõnõn nedenini açõkladõ. DİSK BAŞKANI SÜLEYMAN ÇELEBİ ‘Hukuk objektif kriterlerle uygulanmalı’ İstanbul Haber Ser- visi - DİSK Genel Baş- kanõ Süleyman Çelebi, Ergenekon operasyonla- rõna ilişkin olarak yaptõğõ açõklamada kamuoyunu seyirci durumuna düşü- ren, arka planõ tam olarak açõklanmayan bir dava ve operasyonun “neler oluyor” sorusunu hep gündemde tutacağõna dik- kat çekerek, “İktidar ol- manın bir aracı olarak ‘yargõnõn’ kullanıldığı şüphesi hukuk ve adalet sistemine olan inancı derinden yaralayacak, toplumda oluşturulan güvensizlik ve korkuyla da ancak totaliter sis- temlere özgü yeni bir ik- tidar biçiminin inşa edi- leceği endişesi güçlene- cektir” dedi. Çelebi önceki gün Ra- dikal gazetesinde yayõm- lanan ifadelerinin kõsal- tõldõğõ için kamuoyunda yanlõş anlaşõlmalara ne- den olduğunu ifade ede- rek bir açõklama yaptõ. Çelebi, Ergenekon ope- rasyonu kapsamõnda göz- altõna alõnan Türk Metal Sendikasõ Başkanõ Mus- tafa Özbek’in siyasal ve- ya sendikal alanda bu- güne kadar karşõlõklõ mü- cadele ettikleri, dava aç- tõklarõ bir kişi olduğunu belirterek, “Ancak, kim olursa olsun adil, eşit ve objektif kriterlerle hukuk uygulanmalıdır” dedi. Çelebi şöyle devam etti:“Gerek operasyon- ların sürdürülüş biçi- mi, gerek bir yandan davalar sürerken dava- ya yeni yapılan sanık eklemelerinde beş altı ayda ortaya çıkarılma- yan iddianamesiyle uza- dıkça uzayan yargıla- ma süreci ve gerekse henüz yargı süreci ta- mamlanmadan özellik- le AKP karşıtı muhale- fet yapan birtakım isim- lerin “delilsiz” olarak peşinen suçlanmaları, bu davanın hukuksal sorunlar yaşayacağı en- dişesi yaratmaktadır. Bu nedenle de Ergene- kon davasının ve ope- rasyonunun gerçek bo- yutlarının halktan giz- lenmemesi, demokrasi dışı arayışlara giren ve suç işleyenlerin bütün delilleriyle ortaya çıka- rılması hukuksal mü- cadele açısından da çok önemlidir...”
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear