24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 25 OCAK 2009 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 15 ESİNTİLER ZEYNEP ORAL Çocuklar Çocuktur... kultur@cumhuriyet.com.tr 1 ŞUBAT 2009 PAZAR SAAT: 11.00’DE HUKUKA KARŞI DARBE “ERGENEKON!” KONULU KAHVALTILI TOPLANTIDA; 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980’deki Darbeler; Yargılamalar ve Cezaevlerinden pek çok deneyimlerle çıkmış Değerli Hukukçu Yazarımız ALİ SİRMEN İLE BULUŞUYORUZ SEN GELMEZSEN BİR EKSİĞİZ Yer: PAPALİNA RESTORAN, Ataköy Marina- BAKIRKÖY LÜTFEN YER AYIRTINIZ İletişim: 0536 739 02 29 - 0505 815 10 17 - 0532 280 31 03 - 0532 632 16 93 - 0533 422 28 78 - 0533 324 44 42 CUMOK İSTANBUL ÇAĞRISI www.cumokistanbul.org 8 ŞUBAT 2009 PAZAR SAAT: 11.00’DE “ULUSAL GÜVENLİK ve TERÖR” KONULU KAHVALTILI TOPLANTIDA; DEĞERLİ KOMUTANIMIZ Sayın ERDAL SARIZEYBEK İLE BULUŞUYORUZ. SEN GELMEZSEN BİR EKSİĞİZ Yer: ADEN OTEL, Vapur İskelesi Karşısı-KADIKÖY LÜTFEN YER AYIRTINIZ İletişim: 0536 739 02 29 - 0505 815 10 17 - 0532 556 65 12 CUMOK İSTANBUL ÇAĞRISI www.cumokistanbul.org TC SARIYER 1.SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2008/896-KARAR NO: 2008/1193 Mahkememizin 2008/610 esas 2008/1112 karar sa- yõlõ ilamõ ile Kastamonu, Cide, Aydõncõk köyü, Cilt No: 12, Hane No: 28, BSN: 39’da nüfusa kayõtlõ olan Mus- tafa ve Fadime’den olma 01.09.1973 doğumlu MUS- TAFA VURKUN TMK’nin 405 maddesi gereğince KISITLANARAK, kendisine yine aynõ yerde nüfusa kayõtlõ Mustafa ve Fadime’den olma 01.03.1967 do- ğumlu abisi ALİ VURKUN VASİ OLARAK ATAN- MIŞTIR 31.12.2008 Hüküm özeti yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basõn: 3989 “Tatil” o tılsımlı sözcük, yaşınız kaç olursa ol- sun, başınızı döndürmeye, düş gücünüzü çalış- tırmaya yetebilir… Yarın, yarıyıl tatili başlıyor okula giden, gidebilen çocukların çoğu için… Ama doğrusu bu ya, şu anda benim aklım, be- nim yüreğim tatile giren çocuklarda değil. Öteki- lerde! Önce Diyarbakır’dan, sonra Adana’dan geldi ha- berler… Bütün millet Ergenekon’la yatıp kalkar- ken, sanki gözden ırak, gönülden ırak tutulma- ya çalışılan haberler… Çok kısaca şöyle: (Farkındasınız herhalde, eko- nomik krizle birlikte yazıların kısalması gerekti ga- zetemizde. Ara bağlantıları artık siz kendiniz ku- racaksınız!) İlk haber: Geçen yaz, temmuz ayında DTP’nin düzenlediği bir mitingde gözaltına alınan, “terör örgütü üyeliği”yle yargılanan çocukların dördü kı- sa bir süre önce mahkemeye çıkarıldılar. Ço- cukların yaşları 16-17… Çocuklar 23 yıla kadar ha- pis istemiyle yargılanıyor. Dava iki ay sonraya er- telendi… Umulanın aksine çocukların tutukluluk hali devam… (İçeride, yaşları 15’ten başlayan da- ha çok çocuk var.) İkinci haber: Geçen yıl Gaziantep’te korsan gös- teriye katılan, gözaltına alınan, tutuklanan iki çocuğun, geçen hafta Adana’daki karar duruşması vardı. İki çocuk da 20 yıl 8 ay hapis cezasına çarp- tırıldı. Çocukların yaşları 17... İnsan Hakları Derneği’nin Adana Şubesi, “18 ya- şına dek tüm bireyler, yargı sürecinde dahi olsa- lar ‘çocuktur’ ve tüm çocukların çocuğa özgü ko- şullarda yargılanması gereklidir. Suça yöneltilen çocuklar için özgürlüğünden yoksun bırakma son çare olmalı; hiçbir çocuk haklarından mahrum kalmamalı ve her koşulda eğitim hakkını kullana- bilmelidir” diyor. Cezaların, “Elimizdeki en şiddetli tepkiyi verirsek diğerleri cayar, hafif tepki verirsek cesaret verici olur düşüncesiyle” verildiğini vur- guluyor. Bu mudur yolu? Bu da bir şey mi.. biz yaşı 17 olan çocuğu bi- le idam etmiş bir milletiz demenizden korkarım! 12 Eylül sonrasında idam edilen Erdal Eren’i unut- mam hiç mümkün mü! Acaba şimdi, yargıda dar- be günlerinde miyiz? Gerçekten öğrenmek istiyorum: Yasa uygula- yıcıları bilmez mi, en masum çocuğu bile 20 yıl ha- piste tuttuktan sonra onu salıverdiğinizde artık ma- sumiyetinden geriye hiçbir şey kalmayacağını… “Suçlu” yetiştirmenin en kestirme yolunun, ço- cuğa kötü muamele etmek olduğunu? İşte sırf bu nedenle Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi diye bir sözleşme var ya! Bildiğim kadarıyla benim ülkem de bu sözleş- meye imza koydu. Bildiğim kadarıyla, BM Çocuk Hakları Sözleş- mesi ve Çocuk Koruma Kanunu “her ne olursa ol- sun, her ne fiil gerçekleştirirse gerçekleştirsin 18 yaş altındaki tüm bireyleri çocuk olarak kabul eder.” Ve bunun gereği olarak “Çocuk Ceza Adaleti Sis- temi” uygulanır. Çok merak ediyorum: Adalet Bakanı, aileden ve çocuktan sorumlu Devlet Bakanı, bu çocukların imzaladığımız sözleşmelere uygun yargılanıp yargılanmadığını denetliyor mu? Bırakın denet- lemeyi, acaba ilgilenmek akıllarına geldi mi? Şu günlerde her ağzını açan korkudan olsa ge- rek, “Yargıya güvenimiz sonsuz” falan diyor da… Sahi sizin yargıya güveniniz ne durumda??? Bana gelince… Hele söz konusu çocuklar ol- duğunda, benim güvenim paramparça, inancım perişan! zeynep@zeyneporal.com faks: 0 212 257 16 50 Bedri Baykam Küba’da yaptõğõ çalõşma sõrasõnda bulur, Che’nin Nâzõm Hikmet’in dizesiyle bitirdiği mektubu Che,Baykamve11Eylül...Che Guevara, Granda yatõyla Kü- ba Devrimi’ne doğru yola çõkmadan önce ailesine yazdõğõ son mektubun son satõrõnda tanõdõk bir isimle karşõ- laşõrõz: “Geleceğim Küba Devri- mi’yle bağlantılı. Onunla beraber ya galip geleceğim ya da öleceğim. Öngörmediğim bir nedenden dola- yı daha fazla yaşayamazsam, eğer kader beni yenilgiye taşırsa, her ne kadar yerinde olmasam da, içten olan bu satırları bir veda olarak ka- bul et. Hayatım boyunca doğrula- rımı hatalarla ve denemelerle ara- dım, doğru yolda ve beni kurtara- cak kızımla ilerlerken bu döngüyü kapattım. Şu andan itibaren ölü- mümü bir sıkıntı olarak düşünmü- yorum sadece, Türk şair Hikmet gi- bi, mezarıma sadece bitmemiş bir şarkının üzüntüsünü götüreceğim.” Kõzõlderili liderin şarkõsõ yarõm kal- maz, tam aksi, Küba Devrimi’nden sonra büyük bir koro tarafõndan söy- lenmeye başlanõr. Bolivya’da sustu- rulur, özgürlük şarkõlarõ söyleyen ko- ca yürek. Canlõ olarak yakalanan Che’yi kimin öldüreceği askerler ara- sõnda yapõlan bir kura sonucu sapta- nõr. Mario Teran’dõr, Che’nin şu son sözlerini duyacak olan katilin adõ: “Buraya beni öldürmeye gel- diğini biliyorum. Vur beni korkak, yalnızca bir adam öldürmüş ola- caksın.” Che’nin cesedi bir helikopterin iniş takõmlarõna bağlanõr ve özgürlükleri uğruna canõnõ verdiği Bolivyalõ yer- lilerin üstünden Vallegrande’ye gö- türülür. Cesedi buradaki bir hastane- de küvete konarak basõna gösterilir. Bir doktor tarafõndan elleri kesilen Che’nin bedeni bilinmeyen bir yere gömülür… Yerlilerin laneti... Efsanenin sona erdiğini ilan etmek için Che’nin cesedinin bağlanarak sergilendiği helikopter, iki milyar do- larlõk gaz ve bir milyar dolarlõk pet- rolün karşõlõğõ olarak Gulf Petrol ta- rafõndan, Bolivya Başkanõ Barrien- tos’a verilmiştir. Tarihin gördüğü en zalim, en hõrsõz devlet başkanlarõndan biri olan Bar- rientos bu helikopterle Bolivya’yõ dolaşõp halka para saçmõştõr. Dikta- törün gökyüzünden yağdõrdõğõ sadece para değildir. Helikopterden halka binlerce futbol topu da dağõtõlõr. Pro- paganda gezilerinden birinde heli- kopter yine başkanõn halka para da- ğõtmasõ için alçalõr. Yükselecekken tel- lere takõlan helikopterin dengesi bo- zulur ve kayalara çarparak infilak eder. Böylelikle, helikopteri her gö- rüşlerinde akõllarõna Che’nin cansõz be- deninin yaptõğõ son yolculuk gelen yer- lilerin laneti tutar ve paralarõyla beraber yanan Barrientos’un zulmü tedavülden kalkar. Ressam Bedri Baykam Küba’da yaptõğõ çalõşma sõrasõnda bulur, Che’nin Nâzım Hikmet’in dizesiyle bitirdiği mektubu. Baykam’õn ‘Ke- mik’ adlõ romanõndaki bir sahne, New York’taki Dünya Ticaret Mer- kezi’nin ikiz kulelerinin iki uçağõn çarpmasõ sonucu yõkõlmasõndan çok önce yazõlmõştõr. O bölümü okuyalõm: “Selim ağzına giren ve eriyen kar tanelerini dilinde ve dudaklarında hissederek yürürken, solundaki televizyon, 3-D ve multivizyonların serili olduğu vitrinlerindeki gö- rüntülerden biri birden gözüne ta- kıldı. Dev bir Jumbo 797, New York Midtown’daki dev PAN/AM binasına göbekten giriyor, orada anında patlayıp dağılırken o ‘büyük elma’nın simgelerinden olan dev bi- nayı da resmen göbeğinden ikiye bölüyordu.” New York’un her yerinde “911” yazmaktadõr. Bu, acil durumlarda yardõm istemek amacõyla aranõlmasõ gereken telefon numarasõdõr. Ne ga- riptir ki, ikiz kulelere uçaklarla yapõ- lan saldõrõnõn tarihi 11 Eylül’dür. Ya- ni, 9. ayõn 11. günü!.. Amerika’da ta- rih yazõlõrken öncelik güne değil, aya verilir. Bu da demek oluyor ki, terö- ristler yaptõklarõ saldõrõ unutulmasõn di- ye New York’ta her an göze gelen “911” tarihini belirlemiş olabilirler. Belki de, Amerika’nõn acil durumlar- daki yetersizliğiyle, ellerinden hiçbir şey gelemeyeceğiyle alay etmek için 9. ayõn 11. gününü tercih etmiş ola- bilirler!?. Baykam, 11 Eylül saldõrõsõnõn ko- kusunu önceden sezdiği romanõnda, fa- cialarõn tarihinde çok önemli bir ko- nunun altõnõ çiziyor: “Yirmi dakika önce New York’ta vuku bulan ve o anda hâlâ süren bu çağdaş ‘Tita- nikvari’ felaket, sanki aynı anda İstanbul’da da yaşanıyordu. Tabii o anda muhakkak Paris, Londra, Sydney veya Montreal sokakların- da da aynı durumlar vardı. Dünya artık tüm keyif, arzu, hüzün ve korkularını aynı anda yaşamaya alışmıştı.” Che’nin kemikleri 11 Eylül saldõrõsõndan sonra Bedri Baykam’õn duyarlõğõ gerçeğe dönüşür ve biz, masum insanlarõn öldüğü o kor- kunç görüntüleri tekrar tekrar izlemek zorunda kalõrõz. 1997 yõlõnda, Bolivya’nõn Valleg- rande kenti yakõnlarõndaki bir uçak pis- ti kazõlõr. Topraktan, elleri olmayan bir insan iskeleti çõkarõlõr. DNA testleri, üstüne yõllarca uçaklarõn inip kalktõ- ğõ kemiklerin Ernesto Che Guevara’ya ait olduğunu kanõtlar! Dip not: “Sunay Bey Tarihi” yarõn sa- at 20.30’da Ankara Küçük Sahne’de, 28 Ocak Çarşamba saat 21.00’de Beşiktaş Kültür Merkezi’nde. Kule Canbazõ okurlarõna duyurulur… ETKİNLİK YARIN AKATLAR KÜLTÜR MERKEZİ’NDE Aydın Boysan’a saygı gecesi Kültür Servisi - Beşiktaş Belediyesi tarafõndan dört yõldõr düzenlenen ‘Ustalara Saygı’ toplantõlarõ çerçeve- sinde gerçekleştirilen ‘Işık Tutanlar’ etkinliğinin bu haftaki konuğu Aydın Boy- san olacak. Faruk Şü- yün’ün hazõrladõğõ ve mo- deratörlüğünü üstlendiği et- kinlik yarõn akşam saat 20.00’de Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet An- day Sahnesi’nde yapõlacak. Kendi deyişiyle “Davut- paşa Çöp İskelesi, Davut- paşa Ispanak Viranesi, Sa- matya Narlıkapı Çıkmazı ve Yeşilköy Bamya Tarla- sı’ndan feyz aldığı” çocuk- luğunun neşesini bugüne dek koruyan ve yaptõğõ her işe yansõtan Aydõn Boysan için hazõrlanan geceye Ali Sirmen, Bener Dortunç, Alişan Çapan, Hüseyin Baş, Naci Güçhan, Melih Âşık, Mete Tapan, Mustafa Alabora, Nazım Alpman, Refik Durbaş ve Turgay Fişekçi konuş- macõ olarak katõlacaklar. Etkinlikte Okan Bayülgen de ‘Disco Kra- lı’ndaki ‘Aydın abisi’yle sohbet ede- cek. Müziğe düşkünlüğü bilinen Ay- dõn Boysan için gazeteci dostu Tur- han Günay klasik batõ müziğinden örnekler yorumlayacak. ‘Şerefe’ ad- lõ yeni kitabõ şu günlerde raflardaki yerini alan Aydõn Boysan için hazõr- lanan geceye katõlacak fasõl heyeti de muhabbeti koyultacak. (0 212 351 93 84) ‘Ustalara Saygı’ toplantılarının bu haftaki konuğu Aydın Boysan olacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear