Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 23 OCAK 2009 CUMA
6 HABERLER
BİR BAKIMA
SERVER TANİLLİ
Son Günlerde...
Geçtiğimiz salı tarihsel bir gün oldu.
ABD’nin 44. Başkanı Obama, and içerek göreve baş-
ladı.
Yeni Başkan da 2 milyona seslendi.
Başkan Barak Hüseyin Obama’nın ABD Başkanlığı’na
gelmesi, ABD demokrasisinin bir zaferi sayılıyor: Beyaz
Saray’a ilk kez bir siyahî oturuyor.
Yeni Başkan, konuşmasında, “Parçalı geçmişimiz bir
güçtür, zayıflık değil. Hıristiyanlar, Müslümanlar, Hindular,
Yahudiler ve inanmayanlardan oluşan bir ulusuz” diye-
rek toplumun tüm kesimlerini kucakladı.
Müslüman dünyaya seslenerek şu söylediği de
önemlidir: “Ortak çıkarlara ve saygıya dayanan yeni bir
yol arıyoruz. Sorunlar için Batı’yı suçlayan liderler, bili-
niz ki, halkınız sizi ne ürettiğinizle yargılayacak! İktidarı;
yolsuzluk, yalan ve muhalifleri susturarak elde edenler,
biliniz ki tarihin yanlış tarafındasınız!”
Bunalım yaratan açgözlülere söyledikleri de çarpıcı-
dır: “Sorumsuzluk ve açgözlülük yüzünden ekonomimiz
zayıfladı. Sadece zengini koruyarak ekonomiyi düzelte-
meyiz. Silkinelim!”
Şu da önemlidir: “İklim felaketini aşarak dünyamızı ya-
şanır hale getirmeye çalışacağız”.
Amerikalılar ve dünya Bush’tan kurtuluşun sevinci-
ni de yaşadı.
Savaşlardan ve ekonomik bunalımdan yılmış dünyanın
umut olarak baktığı yeni Başkan, “yeni bir dünya” va-
at ediyor, bir “umut”tur.
Ne var ki, Obama’nın insan olarak düşünceleri ve duy-
guları ne olursa olsun, dizginlerini elinde tuttuğu siste-
mi bir yana koyamayız.
Özetle, ABD emperyalist bir ülkedir.
Emperyalizmin yasaları ve buyrukları vardır; başında
kim olursa olsun, onu alır kendi buyruğuna sokar.
Bunun istisnası görülmemiştir.
Başkan Obama’nın çileli yaşamı şimdi başlıyor.
Ne diyelim? Bol şanslar!
Adana’da ve bir günlüğüne Mersin’e gittiğimizde, okur-
larımızın -ısrarlı- soruları şu oldu: “Türkiye nereye gidi-
yor?”
Kaygılıydı ve karamsardı okurlar...
Sorular ve yanıtlar, hepsi AKP’de düğümleniyordu.
Cumhuriyeti kuranların ideolojisi üç ilkeye dayanıyordu:
Bağımsızlık, çağdaşlık ve laiklik.
1950’lerden başlayarak, iktidara gelen partiler sağda
idiler ve Cumhuriyetin temel ideolojisinden saptılar. Ama
hiçbiri, Cumhuriyete AKP kadar düşman olmadı.
AKP, yedi yıldır, İslamcı, yani dinci yolda...
Laikliğe olan düşmanlığı oraya vardı ki, alnında Ana-
yasa Mahkemesi’nin kapatılma damgası ile dolaşıyor.
Bağımsızlık ve çağdaşlıktan payı da yüz kızartıcı...
Son birkaç yıldır da Cumhuriyetin kurumlarını, özel-
likle yargıyı yolundan çıkarma, kendi payına kullanma
yanlışında: Aydınları sindirmek istiyor ve orduyu yıp-
ratmakta.
Ergenekon soruşturması bu!
Son günlerde, bir de İsrail’in Gazze’ye -bağışlanmaz!-
saldırısından yola çıkıp, Türkiye’nin dış politikasında te-
mel yönünden saptırmaya gidiyor ve diplomasinin ku-
rallarını çiğniyor.
Türkiye, nasıl Hamas’ın yanında olabilir?
Son günlerde olan biten, şunu da ortaya koydu:
AKP’nin başındaki kişi, tam bir cehalet içinde. Çok bi-
liyor numaralarında, ama adım başında yanlış yapıyor.
Yok mu AKP içinde, bir başka kişi başbakanlık ede-
cek?
Daha da önemlisi, olan bitene karşı, AKP’nin içinde
neden bir ses, bir nefes yoktur?
Adam kıtlığı mı oradaki de?
CHP’liler 11. dalga için ‘Türkiye korku imparatorluğuna dönüyor’ yorumunu yaptõlar
‘Sivil 12 Eylül’ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP Genel Say-
manõ ve parti sözcüsü Mus-
tafa Özyürek genel başkan
yardõmcõlarõ Yılmaz Ateş ve
Cevdet Selvi, milletvekilleri
Şahin Mengü, Zekeriya
Akıncı, Bayram Meral ve
Nesrin Baytok dün sabah
saatlerinde Türk Metal-Sen,
Avrasya televizyonu ve
Mustafa Özbek’in evine
“geçmiş olsun” ziyaretinde
bulundu. CHP sözcüsü Öz-
yürek, “Türkiye giderek
korku imparatorluğuna
dönüyor” dedi. Türk Metal-
Sen Genel Başkanõ Musta-
fa Özbek’in Kõrõkkale’den
ortaokul arkadaşõ olduğunu
anlatan Özyürek, “Özbek’e
reva görülen muameleyi
kınadığını” bildirdi.
CHP İstanbul Milletveki-
li Meral, “Bugün yapılan
hareket, bir sivil 12 Eylül
türü baskı unsurudur”
derken CHP Genel Başkan
Yardõmcõsõ Selvi, “Bu dalganın da
diğer dalgalar gibi kavram kar-
gaşası ve toplumsal kaos yaratı-
larak, çelişkiler içerisinde ger-
çekleştirildiğini” kaydetti.
Cumhurbaşkanõ Abdullah
Gül’ün yemeğinin hemen ertesi
günü Türkiye’nin en saygõn sendi-
kalarõndan birinin, saygõn
bir yayõn kuruluşunun
“baskına uğradığını” vur-
gulayan Yõlmaz Ateş de
“İktidarın yanlışları kar-
şısında, sesli düşünen, dü-
şüncelerini kamuoyuyla
paylaşan ne kadar düşü-
nür, gazeteci, bilim ada-
mı var ise onlar gözaltına
alınmaktadırlar” açõkla-
masõnõ yaptõ.
‘Hesaplaşma’
TBMM Adalet Komisyo-
nu üyesi ve CHP Afyonka-
rahisar Milletvekili Halil
Ünlütepe ART’de katõldõğõ
program çõkõşõnda gazeteci-
lere yaptõğõ açõklamada,
“Yeraltı dünyasıyla, sade-
ce düşüncelerini açıkla-
yanların aynı kulvarda tu-
tulması bunun bir hesap-
laşma olduğunu gösteri-
yor. Toprağa gömülü bu-
lunan silahlar için TBMM
araştırması istediğimizde
Adalet Bakanı bize ‘Yargıya mü-
dahale ediliyor’ gerekçesiyle itiraz
etti. Susurluk için Meclis araştır-
ması yapılmadı mı? Hukuk dev-
letindeki bu hukuksuzluğun ba-
şında Adalet Bakanı var. Adalet
Bakanı’nın tavırlarına tahammül
kalmadı. İstifa etmeli” dedi.
‘SUSTURMAK İÇİN’
CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü, “Ül-
kede ne kadar Kemalist, Atatürk devrimi il-
kelerine bağlõ, siyasal iktidara muhalefet
eden insan varsa bu ister basõn kuruluşu, is-
ter sendika olsun, susturulmaya çalõşõlõyor”
dedi. Mengü, gazetecilere de “Artõk basõ-
nõn bu işi bir basõn özgürlüğü mücadelesi
olduğunu anlayõp çok ciddi şekilde mücade-
le vermesi lazõm” diye seslendi.
DSP Genel Başkan Yardõmcõsõ Melda Bayer
ile DSP Genel Başkan Yardõmcõsõ Hasan
Macit, İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağõr-
baş, Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi de
“geçmiş olsun” ziyaretinde bulundu.
TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ
PKK’nin ve de AKP’nin yayın
organları uzun süredir onun an-
latımlarına itibar ediyor. O ise çift
taraflı ihanetini, geçmişteki hata-
larını pazarlayarak gidermek istiyor.
Peki, son anlatımlarıyla emekli Jİ-
TEM komutanı Abdülkerim Kır-
ca’nın intiharına da yol açan PKK
itirafçısı Abdülkadir Aygan kim-
dir?.. Urfalı eski atlet hangi for-
mayla, nereye koşuyor?..
Suruç oldum olası PKK’ye
en çok katılım olan ilçelerin
başında gelir. Abdullah
Öcalan’ın doğduğu Halfe-
ti’nin Ömerli köyüne 50 ki-
lometre uzaklıktaki bu ilçe-
de, 12 Eylül öncesi hem
Türk solu hem de Kürt ör-
gütlerinin tüm fraksiyonları
cirit atardı. Aygan bundan
tam 50 yıl önce Mersin’i
Habur’a bağlayan karayolu
üzerinde, kumarın ve ka-
çakçılığın yoğun olduğu Suruç’un
Uzunhıdır köyünde dünyaya gelir.
Aygan her fırsatta dedesinin
Öcalan’ın büyük babasıyla amca
çocuğu olduğunu iddia eder. Ailesi
onu liseyi okuması için Adana’ya
gönderdiğinde aslında siyasal bir
kimliği de yoktur. Okulun atletizm
takımında gösterdiği başarılarla
daha da ileri koşmak ister! Siyasal
kulvara bu yüzden zıplar! Ülkücü-
ler tarafından kurşunlanınca
PKK’cilikten itirafçılığa uzanan ra-
dikal çizgiye yönelir...
İhanetin iki yüzü!..
İddiaya göre 1970’lerin sonunda
“Apocular”ı örgütlemeye başlayan
Öcalan’dan etkilenir ve okulu bıra-
karak PKK’ye katılır. Artık üzerinde
“Apo” forması vardır! PKK
karşıtı Süleymanlar aşireti
ile Bucaklar’ın etkin olduğu
Karacadağ bölgesinde do-
laşır. Urfa-Antep arasın-
daki faaliyetleri sırasında 6
kişiyi öldürdüğünü söyler.
1980’de yakalanır ve böl-
gedeki cezaevlerinde yatar.
Askere alındığında da us-
lanmaz. 1982’de Kıbrıs’ta
silah altındayken firar ederek
Rum kesimine kaçar. Artık
Bekaa Vadisi’ndedir.
PKK’nin 1983’te Suriye’den
Irak’a sızdırdığı 40 kişilik ilk militan
grubu içinde o da yer alır. Sırada
“Şalu şeppık”le koşmak vardır!..
1984 yılının 15 Ağustosu’nda
PKK’nin Eruh’a yaptığı ilk baskın-
da terör gruplarının önünde yol
göstericidir. Ancak PKK’de militan
sayısı arttıkça huzursuzluklar da
büyür. Gerginlikler çelişkileri do-
ğurur, çelişkiler çatışmaları... İşte
bu sıkıntılar, girdiği yanlış yolda ona
keskin zikzaklar çizdirir... Suruçlu
maratoncu yalpalamaya başlar!..
PKK içinde ajan suçlamalarının
yoğunlaştığı 1985 yılında örgütten
kaçar. Arkadaşlarına kazık atınca
kendini devlete affettirmenin yol-
larını arar. Artık rejim için koşmak
ister. Siirt’te teslim olur... Diyarbakır
Cezaevi’ne konulduğunda koğuş
arkadaşları PKK itirafçılarıdır. Mü-
ebbet hapse çarptırılınca pişman-
lık yasasından yararlanır. 1990’da
tahliye edilir.
PKK’ye diyet ödemek!..
Ancak PKK ile mücadelede ona
gereksinim vardır. Diyarbakır’a ge-
tirilerek teröristlere karşı sürdürülen
operasyonlara katılır. Ali Ozansoy
ve Adil Timurtaş gibi ünlü itirafçı-
lar onun yol arkadaşlarıdır. Suruç-
lu maratoncu artık itirafçı gömleğiyle
mayın tarlasında koşmaktadır!..
Devlet, askerliğinin ardından onu
jandarmaya sivil memur olarak alır.
Diyarbakır ve Burdur’da çalışır.
Yeni kimliğinde Aziz Duran yaz-
maktadır. Gerçek kimliğinde ise
öldü gösterilmiştir!.. Derin spor-
cunun yalnız forması değil, lisansı
da değişmiştir!..
Diyarbakır, Mersin ve Burdur’da
katıldığı olaylar deşifre olmasına
yol açar. PKK artık peşindedir...
Bu kez ölüm koşusundadır!..
Memuriyetten istifa eder ve yurtdı-
şına kaçar. 1991’de İsveç’te siya-
si sığınmacı olur.
İhanet çarkını bu kez PKK lehine
çalıştırır. Üzerinde puşıdan bir at-
let vardır!.. Örgütün yayın organla-
rından Dicle Haber Ajansı ve Ülke-
de Özgür Gündem gazetesine ar-
dı ardına röportajlar verir. HEP Di-
yarbakır İl Başkanı Vedat Aydın ve
Kürt aydını Musa Anter’in de ara-
larında bulunduğu 28 faili meçhul
cinayete ilişkin şaşırtıcı iddialar sı-
ralar. Güneydoğu’da öldürülen çok
sayıda kişinin cesetlerinin kuyula-
ra atıldığını öne sürer!.. İtirafları
2004 yılında, “İtirafçı: Bir JİTEM’ci
Anlattı” başlığıyla kitap haline ge-
tirilir.
İtirafçı Abdülkadir Aygan yaşa-
mını eşi ve çocuklarıyla birlikte İs-
veç’te sürdürüyor... Devlet ise geç-
mişte işlediği cinayetlerin hesabını
vermesi için iadesine çalışıyor. Ne
ilginçtir ki, ihaneti meslek edinmiş
birinin kuşkulu anlatımları şu sıra-
lar her kesimde müthiş itibar gö-
rüyor!..
McCarthy zihniyetinin hortla-
dığı bir dönemde günah çıkarma-
ya çalışan Suruçlu maratoncu da
çelişkinin bayrak yarışında ken-
dince hizmete devam ediyor!..
Bakalım son operasyona karşın de-
zenformasyon ve psikolojik savaş
elemanları “Ergenekon” adı verilen so-
ruşturmanın ardında siyasi bir çaba ol-
duğuna halen karşı çıkacaklar mı?..
Yeni Şafak, Star ve Sabah gazetesi ya-
zarlarının adeta isimlendirerek hedef gös-
terdiği duyarlı insanlar ardı ardına gözal-
tına alınıyor. “Hedef göster ve sindir”
stratejisi adım adım uygulanıyor!.. İlkinden
11’incisine kadar bir operasyonun tüm an-
larında, ne ilginçtir ve ne rastlantıdır ki, yal-
nızca Atatürkçüler, iktidar mu-
halifleri ve duyarlı aydınlar
gözaltına alınıyor!.. “Susur-
luk” artıkları ise “soruşturma si-
yasidir” inancını yıkmak ve
operasyonu meşrulaştırmak
için tutuklanıyor... İliştirilmiş
gazeteciler de bu çabalar sı-
rasında sapla samanı karıştır-
ma ve ilintilendirme görevini
başarıyla yürütüyor!..
Onlar üstlendikleri misyon gereği bir
“darbe”den söz ediyor!.. İktidarın gaze-
telerinde beslenirken kalemlerini ve mik-
rofonlarını bu uğurda pervasızca kullan-
maktan kaçınmıyor!..
Psikolojik savaş elemanlarına göre
gazeteci Ünal İnanç, “Milli İstihbarat
Teşkilatı Tuncay Güney’i 1997 yılın-
da İran dönüşünde gözaltına alıp sor-
guladı mı” diye sorduğu için gözaltı-
na alınmadı!..
Avrasya TV, AKP iktidarının ülkeyi
batağa götürmesini sergileyen birkaç
muhalif kanaldan biri olduğu için bas-
kına uğramadı!..
Türk Metal Sendikası Genel Başkanı
Mustafa Özbek, AKP karşıtı politi-
kaları yüzünden hedef tahtasına otur-
tulmadı!..
Araştırmacı-stratejist Erhan Göksel,
hükümetin rezaletlerini bir bir deşifre
ettiği ve ekonomik krizi sorguladığı için
derdest edilmedi!..
Onlar tam aksini düşü-
nüyor. Oysa yanıldıkları
çok önemli bir nokta var...
Evet, Türkiye’de gerçekten
bir darbe süreci işliyor!..
Ancak bu süreç muhalif
Atatürkçüler ve aydınların
rejimi koruma çabasında
değil, gericilerin kendi yol
haritaları üzerinde yürütülü-
yor!.. Türkiye’yi “laiklik karşıtlarının
odağı” bir partinin yönettiği ise unut-
turulmak isteniyor!..
Toplum bağımsız yargının, Cumhu-
riyetçilerin susturulmasına yönelik ka-
ranlık planı bozacağı ve gerçekten
varsa suç örgütlerini bertaraf edeceği
konusundaki umudunu ısrarla koruyor.
Zaten demokratik süreç içinde elden
başka bir şey de gelmiyor!..
mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com
Bir İtirafçının Bitmeyen Maratonu! Karanlık Süreç!..
Erhan Göksel
Abdülkadir
Aygan
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - CHP Genel Başkanõ De-
niz Baykal, Ergenekon soruştur-
masõndaki son gözaltõlarla ilgili,
“Sendikacılara da el atılmıştır.
Bir sendika yöneticisinin bun-
larla ne alakası var?” dedi.
Baykal bir grup gazetecinin Er-
genekon soruşturmasõna ilişkin
sorularõnõ yanõtladõ. “Son gözaltı-
ların, Cumhurbaşkanı Abdullah
Gül’ün dün verdiği yeni yıl ye-
meğinin hemen ardından ya-
şandığını” ifade eden Baykal,
şöyle konuştu: “Daha önce de
kimlerin ne zaman gözaltına alı-
nacağıyla ilgili bilgilerin hukuk
dışı çevrelerde biliniyor olması,
bu davanın hukuk dışı bir anla-
yışla kurgulanmış olduğunu or-
taya koyuyor... Tiyatro sanatçı-
ları, sosyete şöhretlerine kadar
yazarlar, çizerler, komutanla-
ra kadar çok geniş bir kadro,
toplumda panik yaratmaya ne-
den olacak kadar sistematik bir
biçimde gözaltına alınmaktadır.
Dünyada böyle bir tablo, böyle
bir hukuk yok. Sendikacının su-
çu varsa normal mahkemelerde
yargılansın. Bunu Ergenekon
davasının içine niye yakıştırı-
yorsunuz, yerleştiriyorsunuz?
Öyle anlaşılıyor ki seçimlere
böyle gidilmesine yönelik ikti-
darın özel bir planlaması var. Se-
çimlerde halkın, ‘yeter artõk bu ka-
dar da olmaz’ tepkisinin ortaya
çıkmasını umut ediyorum.”
Baykal, Gül’ün önceki gün ver-
diği yemeği de eleştirerek, “Ya-
pılmakta olan, ‘yargõnõn da göz
yummasõyla yapõlõyor’ izlenimi
vermeye yönelik bir tuzaktır. Bu
tuzağa kimse düşmemelidir”
diye konuştu.
ART binası önünde güvenlik önlemleri alınırken giriş çıkışlar yasaklandı.
Kamer Genç.
Mustafa Özyürek.
Bayram Meral.
Şahin Mengü.
Yılmaz Ateş.
GÜRSU KUNT
ANTALYA - Anayasa hukukçusu
Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süheyl Batum,
Ergenekon soruşturmasõnõ engizisyon
mahkemelerine benzetti. Batum, “Ya-
şanan süreç beni ürkütüyor. Engizis-
yona doğru geri gidiş var” dedi.
Antalya İşkadõnlarõ Derneği’nin (ANT-
KİAD) davetiyle Antalya’da bir konfe-
rans veren Batum, engizisyon mahke-
melerinde önce suçlu olarak görünen ki-
şinin alõndõğõnõ ve bu kişiden kanõtlara gi-
dildiğini belirtti. Batum şöyle konuştu:
“O kanıtları bulmak için adamı dö-
verler, işkence ederlerdi. Sonra bu sis-
tem değiştirildi. ‘Herkes yargõlanabilir’
denildi. Ama bunun için elinde somut
kanıtlar olacak. Bu kanıtları makul bir
iddianame ile birleştireceksin. Dava-
yı açacaksın, arkasından da adil, dü-
rüst yargılama yapacaksın.”
Yeniden engizisyon sistemine dönüş
olduğunu, sistemin değiştirildiğini anlatan
Batum, bazõ anayasalarõn bu değişiklik
içinde milletvekili, bakan dokunulmaz-
lõğõ, özel dokunulmazlõklar getirdiğini,
ancak her anayasada kişi özgürlüğü,
konut dokunulmazlõğõ, özel yaşam giz-
liliğinin bulunduğunu anõmsattõ.
Soruşturmanõn gizlilik ilkesinin ihlal
edildiğini vurgulayan Batum, “Anaya-
salarla insanlara birtakım güvenceler
getirildi. Bunun üzerine, savunma
hakkı, soruşturmanın gizliliği ilkesi ko-
nuldu. Ama şimdi naklen yayınlar ya-
pılıyor” dedi. Batum şunlarõ söyledi:
“Dünyada hiçbir demokratik ülkede
böyle bir şey yok. Yaşanan süreç be-
ni ürkütüyor. 2001’de polislerle teknik
kanıtları tartışırken şimdi ‘Öldürme-
yin bari’ demeye başladık. Savcılara ar-
tık ‘Bari kafalarõna bastõrmayõn’ der ol-
duk. latırız. Türkiye’ye giydirilen bir
gömlek var. Kan, gözyaşı, ölümle çev-
rili bir gömlek. İnanılmaz birtakım hu-
kuksuzluklar ya da inanılmaz kafa ka-
rışıklığı ile yaşıyoruz. Bu toz bulutu,
umarım diğer bazı ülkelerde olduğu
gibi ölümlere, kana çok fazla sebebi-
yet vermez.”
Batum: Engizisyona doğru geri gidiş var
‘GÜLEN YÖNLENDİRİYOR’
Parlamentoda bir basõn toplantõsõ düzenleyen
Bağõmsõz Tunceli Milletvekili Kamer Genç
“ART’ye yapõlan baskõn, basõn hürriyetine
aykõrõdõr. Telefon dinlemeleri hakkõnda Baş-
bakan’a bilgi veriliyor. Kendilerine karşõ ten-
kit yapan kişileri seri şekilde susturmaya ça-
lõşõyorlar” açõklamasõnõ yaptõ. Genç: “Erge-
nekon soruşturmasõ Fethullah Gülen’in istek-
leri doğrultusunda oluyor. Kim Gülen’in ya-
kõnõysa üzerine gidilmiyor. Niye? Herhalde
Gülen’in yolunu açacaklar. Humeyni gibi
Türkiye’ye mi getirmek istiyorlar, onu getir-
diklerinde Gül mü yerini verecek, Erdoğan
mõ? Bunlarõ sormak da hakkõmõz” dedi.
TGS: Baskılardan endişeliyiz
Haber Merkezi - Türkiye Gazeteciler
Sendikasõ Yönetim Kurulu, 11. dalga ile ilgili
bir yazõlõ açõklama yaptõ. Açõklamada “Yapõlan
aramalar ve gözaltõlar, “masumiyet karinesi”
ihlal edilerek, adeta toplum üzerinde korku
salmanõn bir yöntemi olarak kullanõldõğõ
izlenimi yaratmaktadõr. Demokrasinin geleceği
hakkõnda endişeliyiz, temel hak ve
özgürlüklerin ihlal edilmesinden dolayõ
endişeliyiz, basõn ve ifade özgürlüğü üzerindeki
artan baskõlardan endişeliyiz” denildi.
BAYKAL:
GÖZALTILAR
SİSTEMATİK