26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 23 OCAK 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 GENİŞ AÇI HİKMET BİLA Olta ve Ağ Savaşta propagandanın önemi tartışılır mı? Artık savaşla mavaşla, askerlikle maskerlikle ilgisi olmayanlar da propagandanın ne anlama geldiğini biliyor. Özellikle tüketimin ve reklamcılığın, göz boya- ma ve cazip kılmanın, allayıp pullamayla inandır- manın bu kadar yaygınlaştığı bir dönemde propa- ganda belki de en güçlü silah. Ve birileri bu silahı Türkiye’de iyi kullanıyor. O kadar iyi kullanıyor ki, haklı olanı haksız, güçlü olanı güçsüz göstermekte ustalıklarına diyecek yok. Propagandanın en ucuz, en etkili yolu da herhalde propagandayı, hedef kitleye ve hedef kitlenin sözcü- lerine yaptırmak olsa gerek. Hedef kitlenin sözcü- lerinin, temsilcilerinin, savunucularının cehaletini kul- lanmak olsa gerek. O sözcüler ki, “Derya içredür deryayı bilmezler.” O sözcüler ki, belli bir yolda giderken, aniden baş- ka yola saparlar. Doğru yolu bulduklarını sanırlar. Çünkü bir parmak uzanmış ve onlara bir başka yol göstermiştir. Doğru yolu şimdi bulduklarını sanırlar. Sazan gibidirler. “Bir deli kuyuya taş atar, kırk akıllı çıkaramaz” derler ya. Öyle de değil, kırk akıllı taşın peşinden kuyuya atlarlar. Bir yerlere takılıp kalmışlardır. Eski propagan- daların esiri oldukları için yeni propagandalara da balıklama dalarlar. Okumazlar, düşünmezler, araştır- mazlar, arşiv karıştırmazlar. Soru sorma, kuşku duy- ma, muhakeme etme, doğrulama, doğrulatma, süzgeçten geçirme, eleme, kanıtlama gereksinimi duymazlar. Çünkü koşullanmışlardır. Çünkü birileri onlara, ‘iki kere iki dört’ demiştir. Ve öyle ezber- lemişlerdir. Hele tarih bilgisi, hak getire… Hukuka saygıdan sürekli dem vururlar ama hukuku beklemeden hükmetmeyi, propagandacılar- dan daha önce yaparlar. “Suçluysa cezasını çeksin, ama buna hukuk karar versin” gibi basit bir cümleyi bile kurmazlar. Hemen basarlar damgayı. ‘Susurlukçu’. ‘Katil.’ Çünkü biri ya da birileri öyle ‘itiraf’ etmiştir. Acaba itiraf mı, iftira mı diye sormak akıllarından geçmez. İşte propagandacıların en kolay, en seri, en başarılı kullandıkları yol, bu yoldur. Ana kanala zehirli suyu bir kez verdin mi, cehaletin ve koşullanmanın kılcal damarlarına kadar akıtılacağından emindirler. K- endiliğinden işleyen, zahmetsiz bir yol. Yıllar önce İlhan Selçuk’un köşesinde bir fıkra okumuştum. Şöyle bir şey: Anne balık yavrularına öğüt veriyormuş. “Bakın yavrularım” demiş, “Şu gördüğünüze olta denir. Sakın ola ki, ucundaki yeme aldanıp yutmaya kalkış- mayın. Kendinizi suyun dışında, birilerinin midesinde bulursunuz.” O sırada bir ağ gelmiş, hepsini toplayıp yukarı çek- meye başlamış. Bir yavru balık sormuş: ‘Peki an- neciğim bu nedir?’ “Buna tepeden inme denir ki, çocuklarım, çaresi yoktur.” Onlar ki, “Derya içredür deryayı bilmezler”. Oltaya takmışlardır kafayı, ağı görmezler. hikmetbila@ttmail.com Düzeltme ve Cevap Gazetenizin 10.11.2008 tarihindeki haberinde, 08.11.2008 tarihinde yapmõş olduğunuz habere atõf yaparak, 08.11.2008 tarihli baskõnõzõn Bilecik’te satõşõnõn engellendiği, müvekkil Selim YAĞCI tarafindan toplatõldõğõna ilişkin asõlsõz bir haber yapõlmõştõr. Tarafõnõzdan 08.11.2008 tarihli ha- berinizde olduğu gibi, iddialarõn içeri- ğini ilişkin herhangi bir araştõrma ya- põlmadan, müvekkile konu ile ilgili her- hangi bir soru sormadan haber yapõl- mõştõr. MÜVEKKİL TARAFINDAN, Bİ- LECİK’TE GAZETENİZİN 08.11.2008 TARİHLİ BASKISI KE- SİNLİKLE TOPLATILMAMIŞ, SA- TIŞI ENGELLENMEMİŞTİR. HA- BERİNİZİN İÇERİĞİ, 08.11.2008 TARİHLİ HABERİNİZDE OLDU- ĞU GİBİ KESİNLİKLE GERÇEK- LERE AYKIRIDIR. Gazetenizde ileri sürülen haberler, müvekkilin başarõlõ icraatlarõna eleşti- ride dahi bulunamayan bir kõsõm çev- relerin asõlsõz, iftiralarla dolu kom- plolarõndan ibarettir. Bu komplolar müvekkilin Bilecik halkõna hizmet aş- kõnõ daha da perçinlemektedir. Gazeteniz ve diğer sorumlular hak- kõnda gerekli hukuki ve cezai yollara ta- rafõmõzdan müracaat edilecektir. İşbu tekzip metninde belirtilen hu- suslar, özellikle Bilecik halkõnõn doğ- ru bilgilendirilmesi amacõyla tüm ka- muoyunun bilgilerine saygõ ile sunulur.” Selim YAĞCI Vekili Av. Mehmet KOÇAK İşkenceyi doğruladõ HÜLYA KESKİN İstinye Karakolu ve Metris Ce- zaevi’nde gördüğü işkence sonu- cu yaşamõnõ yitiren Engin Çe- ber’in ölümü ile ilgili davada savcõlõk ifadesinde işkenceyi tek anlatan şüpheli infaz koruma baş- memuru şüpheli Yılmaz Aydoğ- du oldu. Savunma başlamadan ön- ce söz alan müdahil avukatõ Tay- lan Tanay, sanõğõn hazõrlõk aşa- masõnda çok çarpõcõ ifadeler ver- diğini, bu nedenle gerçeği söyle- mekte zorlanabileceği için diğer sanõklarõn salondan çõkartõlmasõ- nõ istedi. Mahkeme ise bu talebi reddeti. Öte yandan dava kapsa- mõnda 16 infaz koruma memuru- nun da işkenceden yargõlanmasõ- na karar verildi. Engin Çeber’in öldürülmesiyle ilgili 60 kamu görevlisinin yargõ- landõğõ davanõn duruşmasõna dün de Bakõrköy 14. Ağõr Ceza Mah- kemesi’nde devam edildi. Sanõk- lardan, olay tarihinde Metris Ce- zaevi İkinci Müdürü olan Fuat Karaosmanoğlu ve infaz koruma memurlarõ Selahattin Apaydın, Murat Çise, Sami Ergazi, Nihat Kızılkaya, Yavuz Uzun, tutuksuz sanõklardan cezaevi ikinci mü- dürü Yusuf Gayır, 30 infaz ko- ruma memuru ve Metris Cezaevi Jandarma Koruma Bölük Komu- tanlõğõ’nda görevli 4 jandarma katõlõrken, sanõk 13 polis ise dün- kü duruşmaya da gelmedi. Önce- ki günkü ilk oturumda müdahil- likleri kabul görülen Çeber’in ar- kadaşlarõ ile Çeber’in babasõ Ali Tekin ve ablasõ Şerife Çeber “müdahil” sõfatõyla duruşma sa- lonunda yerlerini aldõ. Suçu ihbar etmemekle suçlanan, İnfaz Koruma Başmemuru Ay- doğdu, gördüklerini şöyle anlattõ: “Sayım esnasında B8 koğuşun- dan sesler geliyordu. Kapıya baktım içeride arbede vardı. ‘Kalkacaksõn, kalkmayacaksõn’ diye tartışıyorlardı. ‘Kimliğini alõn tutanak tutun’ dedim. Çeber, Sami Ergazi, Selahattin Apay- dın ve Nihat Kızılkaya’nın ara- sındaydı. Tekme tokat dövü- yorlardı. Nihat 2 şamar vurdu. Nevzat avucunun içiyle başına vuruyordu. Ben bağırınca bı- raktılar. Selahattin’i engelleye- rek dışarı çıkardım. Çeber ye- re düştü. Sami de onu bahçeye doğru sürükledi ve vurmaya devam etti. Çeber dizüstü çök- tü. Sonra onu o şekilde bırakıp ayrıldım. Ben ‘Durun vurma- yõn’ diye talimat verdim ama be- ni dinlemediler” dedi. Bir sanõk avukatõnõn, “6 Ekim’deki tuta- nak yanlışsa neden ihbar et- medin?” sorusu üzerine ise Ay- doğdu “Kendi kendime tuta- mam. Korktum” yanõtõnõ verdi. Cezaevinde başgardiyanlõk ya- pan sanõk Cuma Koşar, vardiya sayõmõnda da görevli olduğunu söyleyerek Çeber’in ölümünden önce avukatlarõyla görüştüğünü belirtti. Koşar, “Eğer kötü bir du- rum olsaydı, bunu avukatına anlatmaz mıydı? Eğer avukat- lara söyleseydi Çeber bugün yaşıyor olacaktı” dedi. Nasihat vermiş Başgardiyanlardan Nevzat Ka- yım ise “Çeber’i sayıma kalk- ması için ben de uyardım. Kalk- madı. Sonra iki kolundan tutup onu kaldırmaya çalıştım. Ona nasihatler verip ayrıldım” de- diğini öne sürdü. Gardiyanlardan Nuri Keleş de “Çeber masada oturuyordu. Onu da sayıma da- hil ettim. Kalkmıyordu. Ben de ‘Geçmiş olsun, hasta mõsõn?’ di- ye sordum. Cevap vermedi. Sa- yımı yapıp geri çıktım” dedi. Cezaevinde görevli askerler de Çeber’e “orantõlõ güç” kullanõldõ- ğõnõ ileri sürdüler. Minibüsün çarptığı motosikletli öldü İstanbul Haber Servisi - Bakõrköy’de E-5 Karayolu üzerinde dün meydana gelen tra- fik kazasõnda, minibü- sün çarptõğõ motosikle- tin sürücüsü öldü. Ba- kõrköy’den Merter isti- kametine giden Tuğ- berk Tuncay’õn (26) kullandõğõ minibüs, ay- nõ istikamete giden Onur Sual’in (26) kul- landõğõ motosiklete ar- kadan çarptõ. Çarpma- nõn şiddetiyle motosik- let karayolunun ortasõn- dan geçen Zincirlikuyu- Avcõlar metrobüs hattõ- nõn etrafõndaki tellere çarparak, bu yola düştü. Motosiklet sürücüsü Sual olay yerinde yaşa- mõnõ yitirdi. Minibüsün şoförü başka bir oto- mobilin kendisini sõkõş- tõrmasõ yüzünden kaza yaptõğõnõ söyledi. Bina camı düştü: 6 kişi yaralandı İstanbul Haber Servisi- Beyoğlu İs- tiklal Caddesi’nde AFM Fitaş sinemalarõ- nõn bulunduğu binanõn 5. katõndaki tadilat ça- lõşmasõ sõrasõnda, işçi- ler tarafõndan yapõnõn dõş cephesine takõlmak istenen yaklaşõk 3 met- re genişliğindeki cam caddeye düşerek parça- landõ. Caddeden geçen Ayhan Saltak, İTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü öğrencisi Ece Turhan, AB kapsamõn- da Türkiye’de yürütü- len bir projede çalõştõğõ belirtilen yabancõ uy- ruklu Rosamaria Quõ- rantquu ile kimliği be- lirlenemeyen 3 kişi ya- ralandõ. Turhan’õn yo- ğun bakõm servisine alõndõğõ, diğer yaralõla- rõn durumunun iyi ol- duğu bildirildi. 6 işçi gözaltõna alõndõ. Saf tutma tartışması DENİZLİ (AA) - Denizli’nin Kiremitçi Mahallesi’ndeki Mev- lana Camisi’nde, dün akşam namazõ için ca- miye gelen M.T. ile M.G, cami imamõnõn arkasõnda saf tutma tar- tõşmasõ yüzünden kav- ga etti. M.G. tabanca ile M.T’ye ateş ederek başõndan vurdu. M.G. gözaltõna alõnõrken has- taneye kaldõrõlan M.T’nin sağlõk duru- munun iyi olduğu bil- dirildi. KOCAELİ (Cumhuriyet) - Kocaeli’nin Gölcük il- çesinde meydana gelen trafik kazasõnda 6 asker şe- hit oldu. Gölcük’ten Yalova yönüne giden Erkan Çakar yönetimindeki TIR aynõ yönde seyreden Yüzbaşõ Volkan Aşkın Reyşen’in kullandõğõ otomobille D-130 karayolu Değirmendere belde- si Yalõ Mahallesi mevkisinde çarpõştõ. Çarpõşma- nõn etkisiyle savrulan otomobil, yaklaşõk 6 metre yükseklikten yan yola düştü, ardõndan da TIR, oto- mobilin üzerine devrildi. Kazada, Yüzbaşõ Mu- rat Kaya, Yüzbaşõ Volkan Aşkõn Reyşen, Teğmen Çağlar Alkoç, astsubaylar Murat Korkmaz, Cüneyt Kabakçı ile Ulaş Öner yaşamõnõ yitirdi. Ağõr yaralanan TIR sürücüsü Erkan Çakar ise Göl- cük Devlet Hastanesi’nde tedavi altõna alõndõ. Ya- şamõnõ yitiren askerlerin Gölcük’teki Donanma Ko- mutanlõğõ’ndaki eğitimin ardõndan Erdek’teki bir- liklerine gitmek üzere yola çõktõklarõ belirtildi. As- kerlerin cenazeleri Donanma Komutanlõğõ’ndaki törenin ardõndan memleketlerine gönderildi. Yüz- başõ Kaya, Yüzbaşõ Reyşen ile Astsubay Kabak- çõ’nõn İstanbul, Teğmen Alkoç’un Bandõrma, Astsubay Korkmaz’õn Sivrihisar, Astsubay Öner’in Isparta’da toprağa verilecek. ERDEK’TEKİ BİRLİKLERİNE GİDİYORLARDI Altõ asker kaza kurbanõ Ankara’da 4 katlõ bina çöktü: 6 yaralõ ANKARA/TOKAT (Cumhuriyet) - Ankara Keçiören’de Uyanõş mahallesi Âşõkpaşa Caddesi’ndeki 144 numaralõ 4 katlõ bina dün sabah çöktü. Yaralanan 6 kişiden 3 yaşõn- daki Emirhan Ünalan’õn durumunun ağõr olduğu öğrenildi. Alõnan bilgiye göre, An- kara Keçiören’de 4 katlõ binanõn çökmesi, arkasõnda bulunan inşaat halindeki binanõn istinat duvarõnõn üzerine düşmesi sonucu ger- çekleşti. Bu sõrada 4 katlõ binanõn ilk iki ka- tõ çöktü. Bir gecekondu da çöken istinat du- varõnõn altõnda kaldõ. İstinat duvarõnõn üze- rine düştüğü gecekonduda oturan anne Ra- hime Ünalan ile oğullarõ 5 yaşõndaki Ber- kay ve 3 yaşõndaki Emirhan ile kayõnpederi Şaban yaralandõ. Ağõr yaralanan Emirhan, yakõnda bulunan Meslek Hastalõklarõ Has- tanesi’ne kaldõrõldõ. Hastanenin Başhekimi Hınç Yılmaz, Emirhan’õn hastanelerine ölü olarak getirildiğini belirterek “Geldi- ğinde kalbi durmuştu. Personelimiz yo- ğun uğraşlar vererek 1 saat sonra kalbi- ni tekrar çalıştırmayı başardılar” dedi. Çeber davasõnda, şüpheli infaz koruma başmemuru kötü muameleyi anlattõ İnfaz koruma başmemuru Aydoğdu, ceza- evindeki sayõm sõrasõnda 3 gardiyanõn Engin Çeber’i tekme tokat dövdüğünü, 1 gardiya- nõn bahçeye çõkarõlan ve yere düşen Çeber’i tekmelemeye devam ettiğini söyledi. Aydoğ- du “durun diye talimat verdiğini” ileri süre- rek “Ancak beni dinlemediler” dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear